Alevi İslam iLMİhali


EHL-İ BEYT MEKTEBİNDE DÎNÎ HÜKÜMLERİN KAYNAĞI



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə5/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   87

EHL-İ BEYT MEKTEBİNDE DÎNÎ HÜKÜMLERİN KAYNAĞI



Ehl-i Beyt mektebinde dînî hükümlerin kaynağı dörttür:

1-Kitâb (Kur’ân-ı Kerîm)

2-Sünnet

3-İcmâ

4-Akıl

KİTÂB (KUR’ÂN-I KERÎM)

Bütün İslâm ümmetinin şeksiz ve şüphesiz üzerinde ittifâk ettikleri bir hakîkattir ki; yüce kitâbımız Kur’ân-ı Mecîd; Allâh’ın mûcize beyânı ve eşsiz Kelâmullâhtır. Bizler, her hükmün temelinin O Kitab’da bulunduğuna itikât ederiz. Kur’ân; âlim ve ârif bir zâtın beyânıyla;

“hem bir kitâb-ı şeriat, (Şerîat kitâbı)

hem bir kitâb-ı duâ, (Duâ kitâbı)

hem bir kitâb-ı hikmet, (Hikmet kitâbı)

hem bir kitâb-ı ubûdiyet, (Kulluk kitâbı)

hem bir kitâb-ı emir ve davet, (Emir ve davet kitâbı)

hem bir kitâb-ı zikir, (Zikir kitâbı)

hem bir kitâb-ı fikir, (Fikir kitâbı)

hem bütün insanın, bütün manevî ihtiyaçlarına merci olacak çok kitapları tazammun eden (içeren) tek, câmi bir kitâb-ı mukaddestir.13[13]


Kur’ân değiştirildi mi?;



Kur’ân-ı Hakîm hakkında hem câhil dostların cehâleti, hem de şeytânî akıllı düşmanların menfi çalışmaları netîcesinde bazı spekülasyonlar ve yanlış görüşler ortaya çıkmıştır ki, bunlara da kısaca değinmemiz iktizâ etmektedir.

Allâh’ın kitâbı olan Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Peygamberimize (s.a.a.) her ne şekilde nâzil oldu ise günümüze değin değiştirilmeden, tahrîf ve tağyîr edilmeden, arttırılmadan ve eksiltilmeden gelmiştir. Bunun böyle olduğunun binlerce aklî ve naklî delîli vardır. Bu konuda gerek Kur’ân-ı Kerîm âyetleri, gerek peygamberimizin @ o tatlı, mübârek kelâmları, gerekse Ehl-i Beyt’in kudsî İmâmlarının (a.s.) şerefli sözleri (hadisleri) yeterli kanıttır.

Hangi fırkanın kaynaklarında bulunursa bulunsun, Kur’ân’a ve sağlam rivâyetlere muhâlif olarak nakledilmiş bütün nakiller ya zayıf, ya uydurma ya da bir tevîl ve tefsîri olan nakil ve rivâyetlerdir ki, itibâr edilmemesi gerekir.

Yüce Allâh buyuruyor; “O’nu (Kur’ân’ı) biz indirdik ve O’nun koruyucusu yine biziz.” [Hıcr (14): 9]

Ve yine Allâh buyuruyor; “O’na (Kur’ân’a) ne önünden, ne de arkasından bâtıl gelemez (karıştırılamaz).” [Fussilet (41): 42]



Canlar cânı, gönüller sultânı, iki cihân güneşi, peygamberimiz, efendimiz Hazreti Muhammed de (s.a.a.) buyurdular; “...Ey insanlar! Size iki ağır (önemli) emânet bırakıyorum. Bunlardan birisi Allâh’ın Kitâbı Kur’ân, diğeri ise itret’im, Ehl-i Beyt’imdir. Bu ikisi, Kevser havzu başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden asla ayrılmazlar...”14[14]

Oniki İmâm’ın dördüncüsü olan Hazreti İmâm Zeynelâbidîn @ buyurdular; “Doğu ve batı arasındaki tüm insanlar ölseler de bu ıssız kalan yerlerde Kur’ân yanımda olduktan sonra yalnız sayılmam.”15[15]

Oniki İmâm'ın altıncısı olan İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular;“Mümin olan kimseye, ya Kur’ân’ı öğreniyor, ya da öğretiyor olarak ölmek yaraşır.”16[16]

Şimdi insaflıca düşünmek lazımdır ki; Allâh (c.c.), Kitâbını koruyacağını vaad ediyor, Peygamberimiz @, Kur’ân’ı ve Ehl-i Beyt’ini birbirinden kopmaz ve ayrılmaz bir bütün olarak ümmetine emânet ve vasiyet ediyor, Ehl-i Beyt’in İmamlarının her biri de zamanlarının birer manevi güneşi gibi ortalığı aydınlatıyor, âdetâ yürüyen, konuşan birer Kur’ân hükmünde oluyorlar, canlarını başlarını bu yolda fedâ ediyorlar, dünyâya meydân okuyorlar... Peki... nasıl mümkün olabilir ki, zâlimler, hâinler, mütecâvizler o mübârek kitâba el uzatabilsinler, Allâh’ın kelâmına ufacık bir leke getirmeye güçleri yetsin!!! Hiç mümkün mü? Bu dîn, bu Kitâp sâhipsiz mi? Bir şeyin sâhibi, koruyanı Allâh ise ona kim zarar verebilir? Ya da kötü niyetle yanaşabilir!? Güneşi söndürmeye çalışan ancak nefesini zâyi eder ve üzüntüsüyle cehenneme yuvarlanır gider.17[17]



Kur’ân’ın değiştirildiği yolundaki görüşleri iki gurupta ele almak mümkündür.

Birincisi; Kur’ân hakkında yeterli bilgi ve araştırması olmadığı halde duyduklarını ve zanlarını birer gerçekmiş gibi câhilce ortaya atanların görüşleri.

İkincisi ise; bütün gerçekler ve Ehl-i Beyt’in ışık saçan beyânları orta yerde durduğu halde, inat, kasıt, İslâm’a ve hakîki Alevîliğe düşmanlık, insanları Kur’ân’dan uzaklaştırma ve dolayısıyla sapık görüş ve ideolojilerin oyuncağı hâline getirme gayretleri güdenlerin görüşleridir.

Birinci görüşte olan kimselere kardeşâne tavsiyemiz odur ki; araştırsınlar, incelesinler, bilen ve ehliyetli olan canlara danışsınlar ve her öne sürülen akıma kapılmasınlar. Böylece ümit edilir ki hak ile tanıştıkları anda hakka uyarlar, kurtuluşa ererler.

Diğerlerini ise, Allâh ıslah etsin! Ya da Kahhâr ism-i celîli ile mücâzâtını versin!...
Allâh Kitâbını inzâl eyledi.

Cebrâîl okudu, Ahmed söyledi.

Ali’yi kâtibi eylemedi mi?

Kâtip mi şaşırdı, biz mi şaşırdık?


Birkaç şaşkın Kur’ân değişmiş(!)” dedi.

Haddini bilmeden herzeler yedi.



Allâh kitâbını korumadı mı?

Koruyan mı âciz, biz mi şaşırdık?


Kur’ân ve Ehl-i Beyt emânet idi.

Bunlar birbirinden ayrılmaz” dendi.

Masûmlar Kur’ân’ı öğretmedi mi?

Öğretmen mi şaşkın, biz mi şaşırdık?


Oniki İmâm’lar canlı Kur’ân’dı.

Bu yola canın, başın verendi.

Emânete sâhip çıkmadılar mı?

Onlar mı şaşkındı, biz mi şaşırdık?


Kılıçoğlu söyler sözün hak oldu.

Kendisini bilen, Rabb’ini bildi.



Ehl-i Beyt bu yolda can vermedi mi?

Kılavuz mu şaşkın, biz mi şaşırdık?


Kitâbımız Kur’ân-ı Kerîm hakkındaki inancımız odur ki; tüm sorunların çözümünün temel kaynağı O’dur. Takrîben yirmiüç yıllık bir risâlet döneminde vahyolmuş, içerisinde yer alması gereken tüm vahiyleri kapsayan bir kitaptır. Âyetleri arasındaki durak işâretlerinin yeri ve konumuna bağlı olarak altıbin-yedibin arasında âyetleri içermektedir. Yalnız, hatırda kolay kalması amacıyla bir kısım zâtlar âyet sayısının yuvarlak bir rakam olarak “altıbin altıyüz altmışaltı” (6666) olduğunu ifade etmişlerdir. Ve Kur’ân’da yüzondört (114) sûre bulunur.18[18]

Ehl-i Beyt Mektebi’nden bir Müslüman’ın, Kur’ân’dan gereği gibi istifâde edebilmesi amacıyla başvurabileceği bazı tefsîrler (Kur’ân’ın geniş açıklamaları) şunlardır:

1 -Mecmau’l Beyân: Şeyh Tabersî

2 -Et-Tıbyân: Şeyh Ebû Cafer Tûsî

3 -El-Mîzân: Allâme Muhammed Hüseyin Tabatabâî

4 -Tefsîr-i Numûne: Allâme Mekârim Şîrâzî

5 -Tefsîr-i Kummî: Şeyh Kummî

6 -El-Burhân: Seyyid Bahrânî

7 -Tefsîr-i Ayâşi: Allâme Ayâşî

8 -Tefsîr-i Sâfî: Allâme Feyzül Kâşânî

9 -Min vahyi’l Kur’ân: Muhammed Hüseyin Fazlullâh...vb.
Ehl-i Sünnetten Müslüman kardeşlerimizin yazmış oldukları tefsîrlerden de;

1 - Fî zilâli’l Kur’ân: Seyyid Kutub

2 - Tefhîmü’l Kur’ân: Allâme Mevdûdi

3 - Hak dini Kur’ân dili: Elmalılı Hamdi Yazır

4 - Yüce Kur’ân’ın çağdaş tefsîri: Süleyman Ateş

5 - Hadislerle Kur’ân-ı Kerîm tefsîri: İbn-i Kesîr

6 - Tefsîr-i Kurtubî: Müfessir Kurtubî

7 - Tefsîr-i Taberî: Allâme Taberî

8 - Hülâsâtü’l Beyân: Konyalı Vehbi Efendi

9 - Dürru’l Mensur: Celâleddin Suyûtî...vb

tefsîrler de okunmaya değer ve biz Ehl-i Beyt yolu mensuplarına da faydalı olacak eserlerden bazılarıdır.



Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin