c) Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaatm Genel Görüşü ;
1- Tarif: Sünnete bağlı, cemaata uyan topluluk demektir. Ya ni, Dini anlayışta, inanış ve yaşayışta; onun tebliğcisi Resulullah (sas; nasıl tatbik ettiyse tıpkı onun gibi (ona varabilmek için de sahabe vı tabiine uyan) inanıp davranan.: büyük islam alimler topluluğunu! müşterek görüşünü benimseyen; İslam Ümmetinin kahir ekseriyeti Akılla halletmekten, bid'at ve hurafeden sakman, müslüman gurupla] arası anlaşmazlıkları Kitap ve Sünnetle halledip aşırılığa düşmiyer «Pırka-i Naciye» olmaya namzet İslam Ümmetidir ki; yeryüzünde öbüı sapık zümrelerin toplammm bile onlarca katı çoğunluğu teşkil eder İndî yorumlardan sakmıp, İslamî ilim, terbiye ve usulüne göre yürüyen bu kitlenin en belli özellik ve görüşlerini; en muteber kitaplardan şöylece özetliyoruz.28
2 - Belirti ve Görüşleri :
a) İlim : Bir şeyi asıl olduğu gibi tanımaktır. Bu mahlukun ilmidir. Allah’ın ilmi ise : Herşeyin olduğu gibi haber ve ihatasidır...
b) Varlık : Vacib olan varlık; Cenab-ı Haktır. Varlığı kendinden ve gayre muhtaç değil. Bundan başkası mahrukat ve mükevvenat, onun halki ve dilemesiyle olmuş, hepsi hadis, ama gerçekten vardır. İhsaslara müsaid olan onunla, olmayan da vahiy ve haberle öğrenilebilir. ..
c) İman : Allah’ın hidayeti kulun dilemesi ve fiilidir. îman artmaz eksilmez. Herkesin imanı aynıdır. Ancak amel ve takva ile güçlenir veya ma'siyetle zayıflar. Dil ile ikrar, kalbile tasdikten ibarettir. Amel onun kemalindendir. Ezelde mü'min olmayan sonradan mü'min olabilir ve olmuştur. Önce iman eden, küfre dönebilir. Peygamber de ancak Peygamberlik verilince Peygamber olur...
— Said - Şaki: Said Şaki olabileceği gibi, Şaki de sonradan Said olabilir.
— İmanla İslam aynı anlamda kullanılır : Ancak esasta iman Rabbi ve Emirlerini tanımayı, İslam ise : Namaz, Oruç... gibi amelleri tanıtır.
— İbadet kulun ihtiyacıdır.
c) Halik ve Sıfatları: Allah vardır, varlığı Vacibdir. Ezelidir. Ebedidir. Değişiklik yoktur. Ezelde yaratmadan da Haliktır Allah, Hi-tabetmeden de Kelîmdir. Ancak sıfatları zatının aynı da değil, zatından gayri de değil; zatiyle kaim ve varlığınınm zaruri icabıdır... Onun sıfatları isbat edilir... Zıtları ise selb ile tenzih edilir... Sıfat ve fiillerinde ona benzer veya denk yoktur...
— Allah’ın ezelde yoka (madum) hitabı caizdir!..
— Allah dünyada görülmez. Ahirette ise Cennet Ehl-î görecektir.
Allah’ın ismi müsemmasıyla aynıdır. Yani O'nun adı söylenince zatı kasdedilmiş olur.
d) Kaza ve Kader:
— İrade Küllî ve Cüz'î olarak ikidir; Allah’ın iradesi herşeyi kuşatır. Kulun iradesi ise cüz'î ve smırlıdır. Kul işinde muhayyerdir. Ama takdirin smırmı aşamaz. O muradeder, Allah halkeder. Kulun is-taatı fiili ile birliktedir. Önce veya sonra değil. Bu yüzden kul gücünün yetmediği ile sorumlu tutulamaz... Allah kuluna hayrı arzu eder ama onun hakkmda şerri de yaratır. Mecburiyet yoktur...
Hidayet de, saptırma da onun iradesindedir. Hidayet lutfu, saptırma ise adli gereğidir. Çünkü kulun talebine göre verir...
— Rızık ve ecel takdir edilmiştir. Helâldan olduğu gibi haramdan gelen de rızıktır.
— Öldürülen kendi eceliyle ölmüştür. Mü'minin kanı belli kısaslarm dışında asla caiz değildir.,.
e) Sevap ve Sorumluluk :
— Büyük günah, inkâr olmadan insanı dinden çıkarmaz. Tevbe etmedn ölen ikab olur. Ama ebedi cehennemde kalmaz...
— Yeis halinde iman makbul değil, fakat tevbe (mü'minin) makbuldür.
— Hüsn (iyi, doğru, hak, sevap) ve Kubuh (Bunların zıddı) naklidir, şer'îdir. Akıl onu tamsa da hududunu tayin edemez. Ancak, Allah'ı tanımak aklen vaciptir.
f) Ahiret ve Ahvali:
— Kabir azabı ve nimeti haktır.
— Ahirette sual ve hesap haktır. Cehennem azabı, Cennet nimeti haktır.
— Cennet de, Cehennem de el'an var. Ehl-i dahil olunca da ebedi kalacaktır.
(Bu ebedilik, Cenab-ı Hakkmkine benzemez, bu onun halki ve dilemesine bağlı.)
g) Nübüvvet: İnsanları hidayete vesile ve Allah’ın hesabmda bir şahid olsun diye Resul ve Nebi gönderilmiştir.
— Nübüvvetin isbatı Mu'cize iledir. Mu'cize; benzerini başka İnsanın yapamıyacağı harika işlerdir. İstek üzere olur.
Keramet ise, mucize sahibine bağlı kişilerde ilâhi lütuf olarak kendiliğinden tecelli eder.
— Vahiy : Allah’ın Rasullerine, Nebilerine bir yolla hitabı ve talimidir. Onun toplamı Kitaptır. Kavli ilâhi olur. O da Kelam sıfatına bağlı ve ezelidir.
— Kur'an, Kelam-ı İlâhi olarak, mahluk değildir. Onda nesh caizdir. Nesh, kullarm İslahı içindir...
— Kur’an’ın muhkemi ve müteşabihleri vardır. Onlardan muhkeme akıl uymak zorunda. Müteşabihleri ise, ehlince ve zaruretlere bağlı te'vil caizdir. Yol ve zaruret yoksa, Allah'a havale edilir.
Yani akıl, nakle teslim olarak hürdür...
— Kur'an lafzen ve manen mu'cizedir. O'nun bir kısmmm bir kısmma üstünlüğü düşünülemez.
— Vahiy ve Tebliğ ulaşmıyanlar, sadece Allah'ı tanımakla soruna ludur. Sabilere ise hesap yoktur.
— Miraç haktır. Uyanık olarak, Kudüs'e kadar ve oradan semalara Ruh ve bedenle olmuştur.
h) İmamet:
— Resulullah'a (sas) Halife, mü'minlere imam zaruridir. Şer'i ölçü iledir. Vasiyyetle belirlenmemiştir. Din ve dünya işlerini idare için; seçim veya namzed göstererek imam tayini zaruridir. İmam hür, zahir ve ehil olacaktır. Bey'at şarttır. İki kişiye bey'at olursa, biri berteraf edilir.
— Sahabenin en efdali, hilafet sırasma göre dört Raşid Halifedir.
— Mehdinin zuhuru, İsa'nm nazulü, Deccal'in zuhuru haktır.
i) Mücerredât :
— Ruh ilâhi bir emirdir. Niceliği bilinmez. Cesed değiştirmez. (Hıdul ve tenasüh caiz değildir.)
— Melekler ruhani varlıklardır. İtaatle mükellef ve muktedirdirler.
— Cinler de insanlar gibi sorumludur. Hilkatleri ateştendir.
— Şeytan da vardır. İnkâr ve İsyanm sembolüdür.
k) Ameli meseleler:
— Zaruratı Diniyyeyi bilmek (ilmihal) herkese farzdır. Onlara inanmak ta farz (İmanm altı erkânma ilaveten) bunlara ve Helallerle haramlara inanmak ta farzdır. İbadet farz olduğu gibi kazası da farzdır.
— Mestler üzerine mesh caizdir. Aksi söylenemez.
— Müctehid olanm dışında her müslümanm bir müctehidin içtihadma, yani mezhebe ittibai zaruridir. Terfik caiz değildir.
— Akidede ise taklid caiz değildir.
— Dualar ve hayırlar ölülere fayda verir.
— Mut'a nikâhı zina hükmündedir ve haramdır.
— Haram olanların dışında, evlenmek sünnettir. Şartlara göre vacib de olur. Tabiat olayları diye bilinen hallerin hepsi, Allah’ın kanunları ve takdiri çerçevesinde cereyan eder.
— Tevekkül tedbirden sonradır. Takdir ise değişmez. Mü'nıinin hali «Beynel havf ver-Reca»dıı\ Mutlak güven ve ümitsizlik küfürdür...
— Kelam İlmini öğrenmek ittifakla caizdir. Dini müdafaa bakımmdan zaruridir.
Ehl-i Sünnet ve'l Cemaatm Tevhid ve Kelama Hizmet Etmiş Büyükleri:
Başta : İmam A'zam'ı bilmek gerek. Hizmet ve hayatma dair bilgi «Fıkh-ı Ekber» takdiminde var. Sonraki Akide müellifleri hep onu örnek almıştır; böylece biline.
Ondan sonra da Ehl-i Sünnetin en büyükleri sırasıyla : İmam Ebu Hasen el-Eş'ari, Hasan Basri ve İbn-i Küllab çığırmm en beirgin İmamı, Fıkıhta Şafii, Akaidde Mu'tezileden ayrılmış ve ona fazlasıyla muhalif çığırı açan zat (250 - 324 H) yılları arasında yaşamış ve eserleriyle haklı şöhret ve büyük hizmet yapmıştır. (Bu derlemeye eserini alamadık).
İmam Maturidi ve onun müteakibinde en belirgin olan İmam Ta-havi'dir. Dercettiğimiz risalelerinde hal tercemeleri vardır...
İmam Gazali çığırmdaki büyük kelamcıları ise şöyle tanıtalım :
Gazali'yi (450 - 505 H) sırf akideye dair : El-İktisad fi'l İ'tikad, İlcam'ül avam an ilmil Kelam, Kavaid'ul Akaid eserleriyle zikredelim. Fahreddin Razi'yi (544-631) de; Metalib-i Aliyye, Kitab'ul Erbain, Nihayet'ul Ukul ile yadedelim. Seyfuddin Amidî (550 - 631) Ebkar'ul Erkâr, Kadı Beyzavi (......-641) Tevali kitabiyle analım.
Daha sonraki dönemlerde, gerek te'lif, gerek şerh, bütün eserler bu zevatın kurduğu usûlle yazıla geldi...
Allah Onlara Rahmet etsin...
Bu kadar malumattan sonra artık esasa gelip : Tevhid ve Akaid Risalelerinden; Tevhid ve Kelam'm ana meselelerini Özlü fakat delil ve isbatıyla okuyalım. Müelliflerini de tanıyalım :
Risaleler müstakil olarak tertiplidir. İçindekiler, dip notlar her risalenin sonundadır.
Hak, Tevfik ve güfraniyle muamele eder inşaallah...
Dostları ilə paylaş: |