Anadolu Türk Beylikleri Sanatı



Yüklə 8,23 Mb.
səhifə20/179
tarix17.01.2019
ölçüsü8,23 Mb.
#100097
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   179

Bezemenin yer aldığı bombeli gövde yüzeylerinde baskı (prese) tekniği kullanılmıştır. Söz konusu teknikte; daha önceden hazırlanan kalıplara hamurun prese edilmesi ile gövde formu yanı sıra süslemede meydana gelmektedir.

Benzer Türdeki Diğer Eserler

Hakkında Kısa Bilgiler

Samsat,22 Harran,23 Korucutepe,24 kazı buluntuları arasında yer alan matara biçimi kaplar, ağız, boyun, gövde formu, hamur rengi-yoğunluğu, bezeme ve tekniği bakımından burada özelliklerini vermeye çalıştığımız eserlerle büyük bir benzerlik içindedir. Ayrıca Sarre tarafından Fırat ve Dicle ırmakları arasında kalan bölgede yapılan kazılardan çıkan çok sayıdaki matara,25 Jean Soustiel’in 12-14. yy. arasına tarihlediği Kuzey Suriye topraklarına ait bir matara26 ve Arthur Lane tarafından yayımlanmış27 bir kap da form yanı sıra bezeme programındaki paralellikleri belirgin bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Kürevi-Konik Kaplar

Üst bölümü yarım küre, altı konik bir görünüşe sahip bu eserlerin fonksiyonu halen belirlenememiş, çeşit

li tartışmalara yol açmıştır.28 Batı dillerinde kullanılan “sphero-conical” adının kap formunu belirtmesi dolayısıyla bizde “kürevi-konik” terimini kullanmayı ve fonksiyon bakımından kesinleşmemiş durumuna göre bir isim vermemeyi tercih ettik.29

Söz konusu eserler form bakımından ağız, boyun ve gövdeden meydana gelmektedir.30

Form


Ağız, sağlam durumda kalan eserlerden anlaşıldığına göre kürevi biçimde yapılmış, merkezine de gövdenin kullanımı için silindirik ufak bir delik açılmıştır (Res. 21).

Boyun, silindirik kısa bir bölüm halinde gövdeye bağlanır. Eserlerin bir kısmında, ağız tarafındaki kenarı, keskin bir hatla derinleşerek aşağıya doğru kavisle genişletilmiştir.

Gövde formu birkaç kategoride incelenebilir: Birinci grupta, boyundan itibaren kademelenme ile yayvan bir üst bölüm elde edilmiş, daha sonra kürevi formda devam ettirilen gövde, alt tarafa doğru konik bir görünüş kazanarak küt bir uçla son bulmuştur (Res. 22). İkinci grupta; boynun bağlantı yerinden itibaren enli profillerle genişletilerek şişkin kürevi şekle dönüşen gövde, alt kısma doğru bombeli konik görünüşle sivriltilmiştir. Üçüncü grupta ise; boynun gövdeye bağlantı hattını belirleyen profilden itibaren iç bükey kavisli bir yüzeyle başlayan gövde, yayvanlaştıktan sonra aşağıya doğru basık konik görünüş şeklini almıştır (Res. 23).

Hamur


Açık bej, kirli sarı ve açık gri renkli ince taneli sıkı bir dokuya sahiptir.

Yapım Tekniği

Eserlerin, ağız, boynun ve gövdesinin üzerindeki izlerden anlaşıldığına göre imalat esnasında çark kullanılmış olmalıdır.

Bezeme


Süslemeye daha ziyade, kürevi üst bölümünde yer verilmiş, az sayıdaki eserin konik bölüme kadar olan kısmı bu amaçla değerlendirilmiştir.

Elips, ters-doğru damla biçimi, dairevi, çok kollu yıldız şeklindeki kabaralar yanı sıra daire ve üçgen biçiminde çerçeve oluşturan profiller, dendane frizi ile örgü kompozisyonu en belli başlı geometrik motiflerdir. Bitkisel unsurlar ise bir kısmı tamamen stilize edilmiş çeşitli boyutta ve değişik yaprak sayısına sahip çiçek motifleridir. Mask şeklinde insan tasvirleri de az sayıda eserde karşımıza çıkmaktadır.

Eserlerde kürevi üst bölüm, ya birbirine paralel doğrultuda uzanan süs kuşaklarına ayrılmış ya eşit aralıklarla yerleştirilen dekoratif kütlelerle, (Res. 24) veya derinleştirilmiş hatlarla bölümlere ayrılan gövde yüzeyleri içerisine yerleştirilen süs unsurları ile bezenmiştir. Ayrıca az sayıdaki eserde, kürevi yüzey üçgen şeklinde ya da iç içe dairelerden meydana gelen profillerle dekoratif hale getirilmiştir.

Bezeme Tekniği

Süs unsurları kazıma ve baskı tekniği kullanılarak meydana getirilmiştir. Baskı tekniği de iki ayrı şekilde uygulanmıştır. Ya doğrudan yüzeye basılan kalıpla süsleme oluşturulmuş ya da önceden hazırlanan kalıpla elde edilen dekoratif unsurlar daha sonra kap yüzeyine aplike edilmiştir. Yüzeyleri dilimlere ayıran hatlarda da kazıma tekniği kullanılmıştır (Res. 25).

Benzer Türdeki Diğer Eserler Hakkında

Kısa Bilgiler

İncelediğimiz kürevi-konik kaplar Samsat31 kazısından çıkan aynı türde eserlerle gerek kap formu gerekse bezeme özellikleri bakımından büyük bir paralellik göstermektedir. Bu benzerlikler Rayy kazı buluntuları,32 Washington Özel Koleksiyonu’nu33 ve Philadelphia Sanat Müze

si’nde34 yer alan eserlerde de görülmektedir. Sarre’nin Baalbek kazı buluntuları35 ile Jean Soustiel’in tanıttığı bir kürevi-konik kapta36 form özellikleri yanı sıra, üst gövde yüzeyine aplike edilen dekoratif süs unsurları bakımından da çok benzerdir.

Ayrıca, Stockholm Akdeniz ve Yakın Doğu Antik Müzesi’nde yer alan birçok eser,37 A. Ghouchani ve C. Adle38 tarafından tanıtılan çok sayıda kap yanı sıra Nishapur39 kazı buluntuları da birbirlerine son derece uygun bölge ve dönem özelliği göstermektedir.

Küpler

Ağız, boyun ve gövdeden meydana gelen küplerin büyük çoğunluğunda boyun çevresine kulp ve süsleyici perde gibi elemanlar monte edilmiştir.



Form

Ağız sağlam durumda günümüze ulaşan eserlerden anlaşıldığına göre kenarları profilli taşıntı yapan yassı bir halka şeklindedir. Ayrıca eserlerin bir kısmında ince profillerle kademelenmeye gidilmiştir.

Boyun, küplerin tamamında silindir şeklindedir. Ancak, bir kısmında hafif bir kavisle içbükey bir görünüş kazanmasına karşılık bazı eserlerin yüzeyinin yaklaşık 2/3 oranında bir kısmına, perde gibi yapılmış dekoratif cephe yerleştirilerek boyun kısmen kapatılmıştır (Res. 26). Bunun dışında kalan bölüme de kulplar tutturulmuş bu kulplar ile dekorlu hamur tabakası arasına da kemer biçiminde bağlantılar yapılmıştır.

Gövde, eserlerin bir kısmında küre, bir kısmında da beyzi forma sahiptir. Beyzi görünüşlü eserlerden anlaşıldığına göre bu gruba giren küpler genellikle üç değişik formun birleştirilmesi sonucunda oluşmuştur. Sivri görünüşlü yarım küre şeklinde, kaidesiz en alt kısım üzerinde kesik koni biçiminde büyükçe bir ara bölüm yerleştirilmiş bunun da üzerine yine konik bir kısım oturtularak gövde tamamlanmıştır. Boyun ve kulplar ile dekoratif nitelikteki perde de bu bölüme bağlıdır.

Kulplar, boynun çevresini büyük ölçüde kaplayan dekoratif cephenin dışında kalan yüzeye eşit aralıklarla genellikle üç adet yerleştirilmiştir. Boyun ve gövdenin kesik koni biçimindeki üst bölümünü ortalayacak şekilde geniş birer kavisle tutturulan kulplar, yassı kesitli hamurla yapılmıştır.

Hamur


Açık bej renkli, ince taneli ve sıkı dokuya sahiptir.

Yapım Tekniği

Küplerde, boyun ile birkaç kısım halinde yapılarak birbirine eklenen gövde parçaları çarkta imal edilmiş ve daha sonra birleştirilmiş olmalıdır. Eserlerin çoğunun kırık olması sebebiyle gövdenin kaç parçadan meydana geldiği tam tespit edilememektedir. Ancak kısmen veya tamamen sağlam vaziyette günümüze ulaşan bazı küp gövdelerinin üç değişik forma sahip parçaların birleştirilmesi ile oluştuğu görülmektedir ve en alt bölüm sivri görünüşlü yarım küre biçimindedir ve üzerine kesik koni şeklinde büyükçe bir kısım oturtulmuş, bununda üzerine orta bölüme oranla daha kısa, konik bir parça yerleştirilerek gövde tamamlanmıştır. Kulplar ile dekoratif nitelikteki perdeler daha sonra boyun ile üst gövde yüzeyine tutturulmuş olmalıdır.

Bezeme


Küplerde, boyun yüzeyi, boynu kısmen kapatan perde ve gövde, bezeme açısından değerlendirilmiştir.

Süsleme programında geometrik, bitkisel süsleme yanı sıra insan ve hayvan figürlerine de yer verilmiştir. Geometrik süs unsurlarının başlıcaları; damla motifi, rozet, kabara, inci motifi, yumurta dizisi, “S” şeklinde kıvrım oluşturan profiller ve örgü motifleridir. Bitkisel bezeme olarak daha ziyade kıvrım oluşturan ince dal ve yapraklar yanı sıra yıldızvari çiçekler ve palmiye ağacı (hayat ağacı?) görülür.40 Mask şeklinde41 veya bağdaş kurmuş insan tasvirleri42 yanı sıra, oldukça plastik işlenmiş “Uygur tipi” kadın portrelerine43 de (Res. 27) yer verilmiştir. Hayvan figürlerinden arslan başı44 ve peşpeşe koşar konumda resmedilen geyik45 tasvirleri ile C-S şeklinde kıvrım oluşturan dallar arasındaki ejderler,46 dekoratif unsurlar olarak dikkatimizi çekmektedir.

Genellikle üç parçanın birleşmesinden meyda

na gelen küp gövdelerinden sağlam olarak günümüze ulaşan az sayıda eser vardır. Mevcut durumdan anlaşıldığına göre gövde yüzeyi; ince profillerden meydana gelen kenar bordürleri arasına, dar birer friz meydana getirecek şekilde kabartılan kabaralar ve helezoni kıvrımlara serpiştirilen inci motifleri ile süs kuşaklarına ayrılmış ve dekoratif unsurlar bunların arasına yerleştirilmiştir. Bunlardan bir kısmı damla motiflerinin kompozisyonu ile meydana gelen bir zigzag şeridi ile süslenmiş (Res. 28), bir kısmında da, bir sıra düz, bir sıra başaşağı dizilerek, birbirlerinin boşluklarını dolduran sık görünüşlü damla motifleri, konturlarını belirten profillerle işlenmiş ve herbirinin içine ufak birer kabara yerleştirilmiştir. Dolayısıyla gövde yüzeyi, yoğun görünüşlü ve yeknesak bir bezeme ile kaplanmıştır.

Nadir olarak üst gövde bölümünde, koşar vaziyette peş peşe sıralanmış hayvan (geyik) tasvirlerine de rastlanmaktadır. Eserlerden bir tanesinde ağız profilinin altında yer alan boyun yüzeyine rozet, damla motifi, küçük kabara ve bağdaş kurmuş insan figürlerinden meydana gelen unsurlar aplike edilmiştir. Ayrıca, boynun gövdeye birleştiği bölüm çevresine oturtulan bilezik cephesinde de bağdaş kurmuş insan figürü kabartmalarından bir friz oluşturulmuştur (Res. 29).

Grup meydana getiren küplerde, boynu büyük ölçüde gizleyen dekoratif kütle, gövdenin üst bölümüne, boyundan biraz aralık bırakılarak tutturulmuştur. Boyun ile gövdenin üst bölümüne bağlı bulunan kulplar ve bunları birbirine bağlayan dilimli kemer şeklindeki unsurların dış cepheleri, “C-S” şeklinde kıvrımlı dal ve ufak kabaralardan meydana gelen şeritlerle süslenmiştir (Res. 30). Gövdenin orta bölümünü üst ve alttan sınırlandıran bordürler ile bu kısmı bölümlere ayıran şeritlerde; dilimli kemer şeklindeki yüzeylerde görülen motiflerin bazı eserlerde aynen tekrarlandığı görülmektedir. Bu dekoratif perdelere, belirli konumla “Uygur tipi” kadın yüzü47 ve arslan başı48 plastik bir şekilde kabartılmıştır (Res. 31). Kadın portrelerinde kalın kaşlar, çekik gözler, oval yüz, minik ağız ve züluf yanı sıra boyunda üçgen biçimi sallantılardan meydana gelen gerdanlıklar da dikkat çekmektedir.

Eserlerde süsleme kompozisyonu bakımından ana şema benzer olmakla birlikte bazı motif ve figürlerde de farklılıklar görülmektedir. Uzun saç örgülü, kaftan giymiş, elinde yılan ve kılıç gibi nesneler tutan figürler yanı sıra üçgen biçimi iri bir yüz, zayıf gövde, kavisli kol ve bacakları ile orantısız vücut bölümlerine sahip şematik hatlarla tasvir edilen bir çok insan ayakta durur vaziyette gösterilmiştir (Res. 31).49

Bezeme Tekniği

Bezeme tekniği olarak baskı barbutin, kazıma ve ajur teknikleri görülmektedir. Baskı (prese) tekniğinde daha önceden hazırlanan kalıplar, hamur yaşken kap yüzeyine basılarak süsleme meydana getirilir. Barbutin tekniğinde, ya önceden hazırlanan kalıpla şekillenen ve bezenen unsurun kap yüzeyine aplike edilmesi veya şırınga benzeri bir araçla hamurun, kap yüzeyine sıkılması söz konusudur (Res. 32).

Benzer Türdeki Diğer Eserler

Hakkında Kısa Bilgiler

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait çeşitli merkezlerden çıkan kabartma desenli küpler, sınırlarımız dışında kalan Mezopotamya topraklarına ait örneklerle gerek form gerekse süsleme özellikleri bakımından büyük bir benzerlik içindedir. Nitekim, Mardin Müzesi’nde yer alan 25 envanter numaralı küp ile Bağdat Müzesi’nde yer alan 26 envanter numaralı küp50 adeta birbirinin kopyesi denilebilecek şekilde paralellikler göstermektedir.

Bağdat Müzesi’nde yer alan 5 küp (Musul’un batısında,51 Sinjar’da bulunan 4 küp52 Env.No: A.M. 5704, Env.No: A.M. 5706, Env.No: A.M. 7150, Env. No: A.M. 5755, ile Musul’da ele geçen Env. No: A.M. 5841 numaralı küp53), Louvre,54 Victoria and Albert Müzeleri55 ile Berlin Dahlem Müzesi’nde56 (Musul’dan), sergilenen küplerin burada tanıtmaya çalıştığımız eserlerle form yanı sıra, figüratif ve bitkisel bezeme bakımından da aynı kategoriye mensup oldukları görülmektedir.

Bu eserlerde üslup ve işleniş niteliği bakımından da bazı farklılıklar söz konusudur. Özellikle realist unsurlarda yüksek kabartma, stilize, hatta şematik unsurlarda ise yüzeysel kabartma dikkat çekmektedir.57

Toprağa gömülmesi dolayısıyla alt kısımlarının bezemesiz bırakıldığı58 anlaşılan küplerin, üst bölümlerindeki süslemede Orta Asya ve Babilonya üslubuna birlikte rastlandığı görülmektedir.59 Özellikle kadın portrele

ri, arslan başları ile bağdaş kuran figürler gibi plastik bir şekilde tasvir edilen kabartmaların Orta Asya üslubunda, şematik özellikteki yüzeysel kabartma ile verilen unsurların da, eski Mezopotamya geleneğini sürdüren Babilonya üslubunda yapıldığı ifade edilmektedir.60

Kabartma Desenli Sırsız

Seramiklerin, Mezopotamya’daki Üretim Merkezleri ve

Tarihlendirilmesi

Kabartma desenli sırsız seramiklere, usta transferleri, ithal-ihraç ve yakın komşuluk ilişkileri dolayısıyla İslam dünyasında, Orta Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar çok geniş bir coğrafyada rastlanmaktadır.61 Ancak, ağırlık merkezini Kuzey Mezopotamya’nın oluşturduğu,62 buradaki şehirlerin aynı zamanda bir üretim merkezi olduğu ve yoğunluğun güneye doğru gittikçe azaldığı değişik araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir.63 Nitekim, Samsat kazı buluntuları64 arasında yer alan üç ayaklar65 ile Ani ve Hasankeyf’te bulunan fırınlar bölgedeki yerel üretimin varlığını ortaya koymaktadır.

Ayrıca sınırlarımız dışında kalan Kuzey Mezopotamya topraklarından Musul, Takrit ve Samarra’da, F. Sarre tarafından gerçekleştirilen kazılardan, çok sayıda kabartma desenli sırsız seramik çıktığı66 ve bugün olduğu gibi o zaman da işleyen bir fırının Musul’da67 olması gerektiği ifade edilmektedir. Herzfeld’de, bölgede yaptığı çalışmalar sırasında çok fazla sayıda çıkardığı seramikler dolayısıyla bir fırının Niliyyah, bir başka fırının da Samarra’nın doğusundaki Ghanaur’da olması gerektiğini vurgular.68 Mezopotamya’daki yoğun üretimin önemli merkezlerinden biri olarak ifade edilen Rakka’da, J. Sauvaget tarafından da bir fırın ortaya çıkarılmıştır.69

İncelediğimiz kabartma desenli sırsız seramikler üzerinde, tarih belirten kitabe kayıtlarına rastlanmamaktadır. Ancak, Diyarbakır topraklarından çıkarılmış, halen Louvre Müzesi’nde sergilenmekte olan, baskı tekniği ile bezeli sırsız bir testi üzerinde yer alan M. 1215-16 tarih70 kaydı, üzerinde çalıştığımız eserlerin tarihlendirilmesine çok katkı sağlamıştır. Kuzey Mezopotamya orijinli olan bu eser yanı sıra, tarihlendirme açısından önemli bir bilgi kaynağı da, halen Adıyaman Müzesi’ndeki kazı buluntuları arasında yer alan sırsız, kabartma desenli seramiklerdir. Söz konusu eserler 1185-1260 arasında tarihler taşıyan sikkelerin yoğun olarak bulunduğu tabakalarda ele geçmiştir.71 Gerek Louvre Müzesi’nde yer alan testinin üzerindeki M. 1215 tarihi, gerekse Samsat kazısından çıkan 1185-1260 arasında tarihler taşıyan sikkeler burada tanıtmaya çalıştığımız eserlerin tarihlendirilmesine çok büyük ışık tutmakta ve yabancı araştırmacılar tarafından yapılan 12-14. yy.’lar arasındaki tarihlendirmeleri de doğrulamaktadır.72

Bu tarihler arasında, Kuzey Mezopotamya topraklarını Artukluların; Hasankeyf, Mardin ve Harput’ta bölgeyi üç kol halinde idare ettikleri bilinmektedir.73 Dolayısıyla söz konusu eserlerin bu Türk devletlerine ait olduğu söylenebilir.

1 Mezopotamya’nın geçmiş dönemleri hakkında bkz: K. Bittel (Çev. H. Çambel), Ön Asya Tarih Öncesi Çağları, Mısır, Filistin, Suriye 1945; A. M. Mansel, Eski Doğu ve Ege Tarihinin Ana hatları, İstanbul 1945; Ş. Günaltay, Türk Tarihinin İlk Devirlerinden Yakın Şark, Elam ve Mezopotamya, Ankara 1987; Ş. Günaltay, Yakın Şark III, Suriye ve Filistin, Ankara 1987, Ayrıca bölgedeki İslam fetihleri ve daha sonraki dönemler hakkında bkz: R. Mantran, (Çev: İ. Kayaoğlu), İslamın Yayılış Tarihi (VII-IX. Yüzyıllar), Ankara 1981; B. Üçok, İslam Tarihi Emeviler-Abbasiler, Ankara 1968; M. F. Köprülü, “Artuklular”, İslam Ansiklopedisi, C. 1, İstanbul 1940, s. 617-625; M. Houtsma, (Çev: K. Burslan), Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, İstanbul 1943; İ. Artuk, Mardin Artukoğulları Tarihi, İstanbul 1944; O. Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, İstanbul 1973; A. Sevim, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara 1983. Mezopotamya’daki yerleşim yerlerini gösteren harita için bkz: B. Hroudo, Vorderasen I, München 1971, Harita II.

2 Bu konuda bkz: K. Bittel, a.g.e., s. 100; M. Joukowsky, Field Archaeology, Tools and Tecniques of Field Work for Archaeologists, Newyork 1980, s. 332.

3 T. R. Hester-R. F. Heizer-J. A. Graham, Field Method in Archaology, California 1975, s. 220-221; M. Joukowsky, a.g.e, s. 332.

4 Bkz: not. 1.

5 Seramik sanatının ortaya çıkışından sonra binlerce yıl süren gelişimi içinde imalat tekniği ve süsleme aşamaları izlenebilmektedir. Önceleri elle şekillendirilen çanak çömlek ve benzeri seramik eşyanın yapımı için daha sonra çark kullanıldığı blinmektedir. Çark kullanımının Mezopotamya’da M.Ö. 3000 yıllarında ortaya çıkması konusunda bkz: E. Cooper (Çev: Ömür Bakırer), Seramik ve Çömlekçilik, İstanbul 1978, s. 10. Ayrıca seramik sanatının prehistoric dönemden itibaren başlıca kültürlere ait dönemleri ve genel kronoloji ile teknik özelliklerini özetleyen tablo için bkz: J. Soustiel, La Ceramique Islamique, Le Guide Du Connaisseur, Fribourg 1985, s. 392-395.

6 Ortaçağ Dönemi kazıları hakkında geniş bilgi için bkz: Ş. Yetkin, “Türkiye’de 50 Yıl İçinde Yapılan Türk Sanatı ile İlgili Kazılar”, Cumhuriyetin 50. Yılına Armağan, İstanbul 1973; Anonim (T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü), Kazı Sonuçları Toplantısı, S. II-XX, Ankara.
7 Sırsız seramikler içinde baskı tekniği ile süslenmiş bir grup eser incelenmiştir. Bkz: G. Tunçel, Anadolu’da Türk Devri Prese Süslemeli Sırsız Seramikler, (A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi). Ankara 1992. Bu konu ile bağlantılı yapılan diğer tezler hakkında bkz: İ. Aytaç, Elazığ Müzesi’ndeki Selçuklu Dönemi Sırsız Seramikleri (S. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 1989; L. Bulut, Samsat Ortaçağ İslami Devir Sırsız ve Tek Renkli Sırlı Seramikleri, (E. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 1991. Sırsız Seramiklerle İlgili kapsamlı bibliyografya için bkz: G. Tunçel, “Matara Biçimi Sırsız Kaplara Anadolu’dan 12-13. yüzyıla Ait Örnekler”, XII. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1999, s. 633 (not. 2); G. Tunçel, Anadolu’daki Barbutin Dekorlu Küpler”, Prof. Dr. Haluk Karamağaralı’ya Armağan, Ankara 2001, G. Tunçel, “İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndeki Testiler”, Prof. Dr. Gönül Öney’e Armağan, İzmir 2002 (not. 1).

8 Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde teşhir edilen kabartma desenli sırsız testiler hakkında bkz: G. Tunçel, İstanbul Türk ve.,

9 Barbutin (barbatine) teriminin anlamı için bkz: L. Reau, Dictionaire Ilustre D’art et Archeologie, Paris 1930, s. 44; G. Reitlinger, “Unglazed Relief Pattery From Northern Mesopotamie”, Ars Islamica, V. XV-XVI, Baltimore 1951, s. 11-22 (s. 12); H. Knell-H. G. Sperlich, Ullstein Kunstlexikon, Berlin 1967, s. 66; J. Soustiel, La Ceramique Islamique, Le Guide Du Connaisseur, Fribourg 1985, s. 383; Webster’s Encyclopedic Unabridged Dictionary of the English Language, New Jersey 1986, s. 119; E. Lucie-Smith, The Thames and Huston Dictionary of Art Terms, London, 1988, s. 25; Z. Rona, “Barbutin”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C. I, İstanbul 1997, s. 193. Ayrıca Barbutin tekniğinin uygulama şekli için bkz: G. Reitlinger, a.g.m., s. 12.

10 Burada tanıtmaya çalıştığımız eserlerle, Samsat kazı buluntuları arasındaki karşılaştırmalar için bkz: G. Öney, “1978-79 ve 81 Yılı Samsat Kazılarında Bulunan İslam Devri Buluntularıyla İlgili İlk Haber”, Dokuz Eylül Üniversitesi, II. Ulusal El Sanatları Sempozyumu Bildiri Özetleri, (18-20 Kasım) 1982, İzmir, s. 23-24; G. Öney, “1978-79 ve 81 Yılı Kazılarında Bulunan İslam Devri Buluntularıyla İlgili İlk Haber”, Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi I, İzmir 1982, s. 71-80; G. Öney, “Samsat Kazılarında 12-13. Yüzyıl Seramiği”, Dokuz Eylül Üniversitesi, II. Ulusal El Sanatları Sempozyumu Bildirileri (18-20 Kasım 1982), İzmir 1984, s. 218-227; G. Öney, Erken Dönem Anadolu Türk İslam Seramiği (12-14. Yüzyıllar), Antika, S. 27, İstanbul 1987, s. 16-22; G. Öney, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatları, Ankara 1992 (3. Baskı); L. Bulut, a.g.t, L. Bulut, “Kabartma Desenli Samsat Ortaçağ Seramikleri”, Sanat Tarihi Dergisi VII, İzmir 1994, s. 1-18; L. Bulut, Samsat Ortaçağ Seramikleri, İzmir 2000.

11 Ahlat’ta bulunan seramiklerle ilgili bkz: B. Karamağaralı, “Ahlat’ta Bulunan Bir Çini Fırını”, Yıllık Araştırmalar Dergisi III, Ankara 1981, s. 67-70; B. Karamağaralı, “Ahlat Seramik Ekolü”, A. Ü. İlahiyat Fakültesi, İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi V, Ankara 1982, s. 391-462; T. Yazar-T. Değirmenci, “Ahi Kazılarında Ele geçen Baskı Teknikleri Sırsız Seramikler”, E. Ü. Sanat Tarihi Dergisi IX, İzmir 1998, s. 151-161;.

12 Korucutepe seramikleri için bkz: Ö. Bakırer, Korucutepe, V. 3, Amsterdam, New York, Oxford 1980.

13 Harran Seramikleri için bkz: N. Yardımcı, “1985 Harran Kazı ve Restorasyon Çalışmaları”, VIII. Kazı Sonuçları Toplantısı I, (26-30 Mayıs) Ankara 1986, s. 273-296.

14 Sınırlarımız dışında kalan Mezopotamya topraklarından çıkmış baskı tekniği ile süslenmiş iki testi için bkz: F. Sarre, Die Keramik İm Euphrat Und-Tigris Gebiet, Berlin 1921, Tafel IX (1, 6); ve F. Sarre und E. Herzfeld, Archaologische Reise, İm Euphrat-Und Tigris-Geberit, Berlin 1921, (Res. 1, 6); Yine bu bölgeden çıkmış başka testiler için bkz: F. Sarre, Keramik Und Andere Kleinfunde Der Islamischen Zeit Von Baalbek, Leipzig 1925, s. 6.

15 A. Lane, Early Islamic Pattery, London 1960, 56-a.

16 Adı geçen testi hakkında bkz: E. Kühnel, Islamic Arts, London 1963, s. 89; ve E. Kühnel, Islamische Kleinkunst, Braunschweig, 1963, s. 96.

17 G. Migeon, Manuel D’art Musulman, Paris 1927, s. 180-181 (fig. 329).

18 O. Grabars, Muqarnas, Leiden 1989, s. 12.

19 R. L. Hobson, A. Guide to the Islamic Pottery of the Near East, London 1932, s. 32-34, (fig. 41).

20 Bu kaplara Hacı Matarası denmesi hakkında bkz: F. Sarre, Die Keramik İm…, s. 31; J. Sauvaget, Syro-Mesopotami-ennes Du XIV Siecle Tome I, Paris 1932, s. 2’de bu eserlere “hacı matarası” isminin verilmesini haklı gösterecek bir delil olmadığı, tam tersine “bu eserleri süsleyen yazı ve armalar, bunların daha ziyade asker sınıfı ile dini olmayan bir müşteri sınıfı için yapıldıklarını göstermektedir” demektedir.

21 Anadolu’da değişik müzelerde yer alan benzer formlu matara biçimi kaplar için bkz: G. Tunçel, Matara Biçimi.; İ. Aytaç, “Elazığ Müzesi’nde Bulunan Selçuklu Dönemine Ait Süslemeli Sırsız Mataralar”, Kırkambar, Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Y. 1, S. 3, Malatya 1991, s. 26-27; L. Bulut, Kabartma Desenli Samsat., s. 5-7; G. Öney, “Pottery from the Samosata Excavations. 1978-81”, The Art of the Seljuqs in İran and Anatolia Procedings of a symposium held in Edinburg in 1982 (Ed. R. Hillenbrand), California 1994, s. 286-292.

22 Bkz. Not. 10.

23 Bkz. Not. 13.

24 Bkz. Not. 12.

25 Karşılaştırma örnekerli için bkz: Sarre, Keramik Und Andere., s. 7, s. 8 (abb. 19), s. 11 (Abb 25). Ayrıca bkz: J. Sauvaget, Syro. Mesopotamiennes., s. 2; E. Bear, “Jeweld Ceramics From Medieval Islam: A Note on The Ambiguity of Islamic Ornament”, Muqarnas, Leiden 1989, s. 83-97.

26 J. Soustiel, La Ceramique., s. 132.

27 A. Lane, Early Islamic Pottery, London 1947 s. 27-28. L. 57.

28 Kürevi-konik kapların fonksiyonları ile ilgili çok değişik görüşler söz konusudur. Bazı araştırmacılar, bunların el bombası olabileceği görüşündeler. Bu konuda bkz: F. Sarre, Keramik und Andere., s. 21; J. C. Gardın, Lashkarı Bazar Uhe Residence Royale Ghaznevide Tome XVIII, Paris 1963, s. 51; K. A. C. Creswell, A Bibliyography of The Architecture, Arts and Crafts of Islamic, Cairo, 1960, columns 581-582; Ayrıca M. Mercier’in bu konudaki görüşü hakkında bkz: R. Ettinghausen, “The Uses of Sphero-Conical Vessels in the Muslim East”, Journal of Near Eastern Studies, V. XXIV (January-October 1965), Chicago 1965, s. 218-229 (s. 218). Parfüm, ilaç gibi sıvıların muhafaza kabı olması ile ilgili A. S. Lane’in bu konudaki düşüncesi hakkında bkz: R. Ettinghausen, a.g.m., s. 224, ayrıca bu görüşü destekleyen W. Hauser ve C. K. Wilkinson’un düşüncesi ile ilgili bkz: R. Ettinghausen, a.g.m., s. 226; H. Seyrig kürevi-konik kapların bir kısmının üzerinde islere rastlanması dolayısıyla bu eserlerin “ateş körügü” olarak kullanılmış olabileceğini ileri sürmektedir. Ona göre, içi dolu kabın ağzına takılan bir boru ocağa uzanmakta, ısınma sonucu kaynamaya başlayan su, ağızdaki boru vasıtasıyla ateş üzerine buhar üflemektedir. H. Seyrig’in bu konudaki düşüncesi için bkz: H. Seyrig, Flacon, Grenades? Eolipiles? Syria, XXXVI, Paris 1959, s. 81-89 ve J. Dumarçay, “Eolipiles” Stria, Revue D’Art Oriental Et D’Artcheologie, Tome XLII, Paris 1965, s. 75. W. L. Hildburg ile J. Dumarçay’da, Henri Seyriq ile aynı görüşü paylaştıklarını bu kapların “ateş körüğü” veya ateş yakmak için kullanılan “ateş tutuşturucusu” olabileceği hakkında bkz: W. L. Hildburg, “Aeolipiles as Fire blowers”, Archaeologia 94, 1951, s. 27-55; J. Dumarçay, a.g.m., s. 75; K. Adahl, “Seven Spheroconical Vessels n Stockholm”, Museum of Mediterranean And Near Eastern Antiquities Medethavsmuseet, Bulletin 30, Stockholm 1997, s. 61; R. Ettinghausen bu eserlerin civa kabı olarak kullanılmış olabileceği görüşündedir. Bkz: R. Ettinghausen, a.g.m., s. 226. Ayrıca N. F. Vysotski ve W. Lenz tarafından da bu düşüncenin paylaşılması ile ilgili bkz: R. Ettinghausen, a.g.m., s. 219. Bira, meşrubat ve fugga koymak amacı ile yapılmış olabileceği hakkında bkz. A. Ghouchoni-C. Adle, Sphero-conical Vessel As Fuqqa or A Gourd For Beer”, Muqarnas, An Annual on Islamic Art And Architecture, C. 9. Leiden 1992, s. 74-75, 77. Mehmet Önder’de bu tip eserlerin, Cami, Türbe gibi yapılarda aydınlatmayı sağlayan ve kemer gergilerine asılan kandiller arasında kandil topları olabileceğini söylemektedir. Bize göre; bu tür eserlerin el bombası olması pek muhtemel görünmemekte, çünkü düşmana atılacak bir nesnenin süslenmesinin mantığı anlaşılamamaktadır. Körük fonksiyonunu karşılayacak özellikleri taşıdığı da söylenemez. Çok fazla sayıda ele geçmiş olması sebebiyle cıva kabı olma ihtimali ortadan kalkmaktadır. Ağızının üzerinde yer alan çok ufak çaplı delik de içecek kabı olmasını en


Yüklə 8,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin