Ayetullah uzma


CEMAAT NAMAZINDA İMAMIN VE ONA UYANIN VAZİFELERİ



Yüklə 2,18 Mb.
səhifə42/92
tarix24.11.2017
ölçüsü2,18 Mb.
#32820
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   92

CEMAAT NAMAZINDA İMAMIN VE ONA UYANIN VAZİFELERİ

1461- Namazda imama uyan sadece bir erkek ise, imamın sağında durması müstehaptır. Eğer bir kadınsa, secde edeceği yer, en azından imamın secde halinde dizlerinin hizasına gelecek şekilde imamın sağında durması müstehaptır. Eğer bir erkek ve bir kadın veya bir erkek ve bir kaç kadın olursa, erkeğin imamın sağında, kadınlar da arkasında durmaları müstehaptır. Bir kaç erkek ve bir veya birkaç kadın olduklarında, erkeklerin imamın, kadınların da erkeklerin arkasında durması müstehaptır.


1462- Eğer imam ve muktedi (=ona uyan) her ikisi de kadın ise, farz ihtiyat gereği bir hizada durmalıdırlar. imam diğerlerinden önde durmamalıdır.
1463- İmamın safın ortasında yer alması, ilim, takva ve kemal ehlinin de birinci safta durmaları müstehaptır.
1464- Cemaat saflarının düzgün olması, bir safta duranların arasında fasıla olmayıp omuzlarının bir hizada olması müstehaptır.
1465- "Ked kamet'is-selah" denildikten sonra cemaatin ayağa kalkması müstehaptır.
1466- Cemaat imamının cemaatin içinde en güçsüz olanların durumunu gözetmesi, kunut, rükû ve secdeleri uzatmaması müstehaptır. Ama cemaatin hepsinin uzatmayı istediklerini bilirse, uzatabilir.
1467- Cemaat imamı, sesli okunan Fatiha, sure ve zikirleri, herkesin duyacağı şekilde okuması müstehaptır. Elbette aşırı derecede sesini yükseltmemelidir.
1468- İmam, rükûda iken birisinin cemaate katılmak istediğini anlarsa, rükûsunu her zamankinin iki katı kadar uzatması ve iki kat uzattıktan sonra, cemaate katılmak isteyen başka birilerinin geldiğini anlasa da, kalkması müs-tehaptır.

CEMAAT NAMAZIYLA İLGİLİ MEKRUHLAR

1469- Saflarda yer olduğu hâlde, insanın tek başına arkada durması mekruhtur.


1470- İmama uyanın namazın zikirlerini imamın işiteceği şekilde sesli okuması mekruhtur.
1471- Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarını iki rekât kılan bir yolcunun, bu namazlarda yolcu olmayan imama uyması mekruhtur. Yolcu olmayanın da bu namazlarda yolcuya uyması mekruhtur. [56]

ÂYAT NAMAZIYLA İLGİLİ HÜKÜMLER


1472- Kılınma şekli ileride açıklanacak olan âyat namazı üç şeyden dolayı farz olur:
1) Güneş tutulması.
2) Ay tutulması -kısmen olup hiç kimse korkmasa bile-
3) Deprem -farz ihtiyat gereği, kimse korkmasa bile-
Gök gürültüsü, şimşek çakması, kara ve kızıl rüzgârların esmesi ve benzeri semavi alametlerde, halkın genelinin korkuya düştüğü takdirde; aynı şekilde toprak kayması, çığ düşmesi gibi yer hadiselerinde, halkı genelinin korkmasına neden olursa, ihtiyat gereği âyat namazı kılınması müstehaptır.
1473- Âyat namazını gerektiren birden fazla olay gerçekleşirse, onların her birisi için bir âyat namazı kılınmalıdır. Meselâ, hem güneş tutulur, hem de deprem olursa, iki âyat namazı kılınmalıdır.
1474- Bir kimsenin üzerine hepsi aynı sebebe dayanan bir kaç âyat namazı farz olursa, meselâ, üç defa güneş tutulur; ancak hiçbirinin namazını kılmamışsa veya ayrı sebeplerden örneğin, güneş tutulması, ay tutulması ve depremden dolayı olursa, kazasını kılarken hangisini niçin kıldığını belirtmesi gerekmez.
1475- Âyat namazını gerektiren şeyler hangi şehirde meydana gelir ve hissedilirse, sadece oranın halkı âyat namazı kılmalıdır; başka yerlerin halkına farz olmaz.
1476- Güneş veya ay tutulmaya başladığı andan itibaren âyat namazının vakti başlar, tabii haline dönmedikçe de devam eder. Elbette açılmaya başlayıncaya kadar geciktirilmemesi daha iyidir. Âyat namazını bitirmeyi, güneş ve ay tutulması bitimine kadar geciktirmenin sakıncası yoktur.
1477- Âyat namazı güneş veya ay açılmaya başladığı ana kadar ertelenirse, eda niyeti edilmesinin sakıncası yoktur. Fakat tamamen açılmalarından sonra, namaz kaza olur.
1478- Güneş veya ayın tutulma müddeti bir rekât kılınacak kadar veya daha az olursa namazı eda olarak kılmalıdır. Aynı şekilde tutulma süreleri fazla olur, fakat insan bir rekât veya daha az kılabilecek müddet kalıncaya kadar geciktirirse hüküm aynıdır.
1479- Deprem, yıldırım, şimşek ve benzerleri meydana geldiği zaman, ihtiyat etmek istiyorsa, yeteri kadar vakit varsa âyat namazını hemen kılmaya gerek yoktur. Aksi halde deprem gibi durumlarda, halkın nazarında geciktirme sayılmayacak şekilde namazı hemen kılmalıdır. Eğer geciktirirse müstehap ihtiyat gereği, daha sonra kılmak istediğinde eda ve kaza niyeti etmeden kılmalıdır.
1480- Ay veya güneş açıldıktan sonra hepsinin tutulduğu anlaşılırsa, âyat namazı kaza edilmelidir. Fakat bir miktarının tutulmuş olduğu anlaşılırsa, kaza edilmesi farz değildir.
1481- Ayın veya güneşin tutulduğunu söyleyen bir grup insanın sözünden insan yakine ermez ve âyat namazı kılmaz; ancak daha sonra doğru söyledikleri anlaşılırsa, ay veya güneşin tamamı tutulmuşsa, âyat namazını kılmalıdır. Bir miktarı tutulmuşsa kazası farz değildir. Yine adil oldukları belli olmayan iki kişi, ay veya güneşin tutulduğunu söyler; ancak sonradan adil oldukları anlaşılırsa, hüküm aynıdır.
1482- İnsan ilmi kurallara dayanarak güneş veya ayın tutulma vaktini bilen kimselerin sözüyle güneş ve ayın tutulduğuna kanaat getirirse âyat namazını kılmalıdır. Yine filan vakit güneş veya ay tutulacak ve şu kadar zaman sürecek deseler ve insan da onların sözüne güvenirse, onların sözüne göre amel etmelidir.
1483- Kılınan âyat namazının batıl olduğu anlaşılırsa, ikinci kez kılınmalıdır; vakit geçmişse, kaza edilmelidir.
1484- Günlük namazların vaktinde insanın üzerine âyat namazı da farz olursa, eğer her ikisine de müsait vakit olursa, istediğini önce kılabilir. Eğer birisinin vakti dar ise, önce vakti dar olanı kılmalıdır; eğer her ikisi için de vakit dar ise, önce günlük namazını kılmalıdır.
1485- Günlük namaz kılınırken âyat namazının vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, günlük namazın da vakti darsa, tamamlanıp sonra âyat namazının kılınması gerekir. Günlük namazının vakti dar değilse, bozulup önce âyat namazı sonra günlük namazı kılınmalıdır.
1486- Âyat namazı kılınırken günlük namazın vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, âyat namazı terk edilip günlük namazı kılınmalıdır. Günlük namazın peşinden namazı bozacak bir iş yapılmadan âyat namazına kalınan yerden devam edilmelidir.
1487- Kadın hayız veya nifas hâlindeyken güneş veya ay tutulur veya deprem olursa üzerine âyat namazı farz olmaz; kazası da yoktur.
Âyat Namazının Kılınış Şekli

1488- Âyat namazı iki rekâttır ve her rekâtında beş rükû vardır. Kılınma şekli şöyledir: Niyet edildikten sonra tekbir alınır ve bir Fatiha ve bir sure tam olarak okunur. Rükûya gidilir ve rükûdan kalkılır. Yine bir Fatiha ve bir sure okunarak tekrar rükûya gidilir; bu iş beş defa tekrarlanır, beşinci rükûdan doğrulduktan sonra iki secde yapılır, ayağa kalkılıp ikinci rekât da birinci rekât gibi kılınır; teşehhüt okunup selâm verilir.


1489- Âyat namazında; niyet, tekbir ve Fatiha'dan sonra bir surenin ayetleri beşe bölünüp, bir ayet veya daha fazlası hatta daha azı okunabilir. Elbette farz ihtiyat gereği tam bir cümle olmalıdır. Sürenin başından başlamalı “Bismillah’a” da iktifa etmemelidir. Sonra rükûya gidilir. Rükûdan kalktıktan sonra, Fatiha okunmadan o surenin sonraki ayeti okunup rükûya gidilir. Beşinci rükûya kadar bu şekilde devem edilerek beşinci rükûdan önce okunan sure bitirilir. Meselâ, Felak Suresi'nin okunması kastıyla "Bismillahirrehmanirrehim, Kul Euzu Birabbi’l-Felak" denilir ve rü-kûya gidilir; sonra kalkılır ve "Min Şerri Ma Halak" denilip ikinci kez rükûya gidilir; rükûdan kalkılır ve "Ve Min Şerri Ğasigin İza Vekab" denilir. Yine rükûya gidilip kalkılır ve "Ve Min Şerri’n Neffessati Fi’l Ukad" denilir ve rükûya gidilir, tekrar kalkılır ve "Ve Min Şerri Hasidin İza Hased." denilip beşinci rükûya gidilir ve ondan sonra kalkılır ve iki secde yapılır. İkinci rekât da birinci rekât gibi yerine getirildikten sonra, iki secde yapılır ve teşehhüt okunup namazın selâmı verilir. Aynı şekilse beşten daha az kısma da bölebilir. Fakat bu durumda, ne zama süreyi tamamlarsa, Fatiha süresini bir sonraki rükûdan önce okumalıdır.
1490- Âyat namazının birinci rekâtında Fatiha ve surenin beş defa okunup, ikinci rekâtında ise bir Fatiha ve bir surenin beşe bölünerek kılınmasının mahzuru yoktur.
1491- Günlük namazlarla ilgili farz ve müstehaplar, â-yat namazında da farz ve müstehaptır. Fakat âyat namazında cemaatle kılınırken ezan ve ikamet yerine üç defa sevap ümit edilerek "Es-selâh" denilmesi müstehaptır. Fakat güneş ve ay tutulması dışında, âyat namazının cemaatle kılınabileceği kesin değildir.
1492- Rükûdan önce ve sonra tekbir demek müstehaptır. Beşinci ve onuncu rükûdan sonra tekbir demek müstehap değildir. Sadece "Semi‘ellahu limen hemideh" demek, müstehaptır.
1493- İkinci, dördüncü, altıncı, sekizinci ve onuncu rükûlardan önce kunut okumak müstehaptır. Ama sadece onuncu rükûdan önce bir kunut okumak da yeterlidir.
1494- Âyat namazında kaç rekât kılındığından şüphe edilir ve herhangi bir tarafa karar verilemezse, namaz batıl olur.
1495- Birinci rekâtın son rükûsu mu, yoksa ikinci rekâtın ilk rükûsu mu diye şüpheye düşülür ve herhangi birine de karar verilemezse, namaz batıl olur. Fakat örneğin, rükûyu dört mü, beş mi yaptığından şüphe eder ve secdeye gitmek için de eğilmemiş olursa, şüphelenilen rükû yerine getirilmelidir. Ama eğer secdeye gitmek için eğilmiş olursa, şüpheye itina edilmemelidir.
1496- Âyat namazının rükûlarından her biri, birer rükündür; dolayısıyla kasten eksik veya fazla yapılırsa, namaz batıl olur. Aynı şekilde yanlışlıkla az yapıldığında veya farz ihtiyat gereği fazla yapıldığında da hüküm aynıdır.
RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI NAMAZLARI

1497- Ramazan ve Kurban Bayramı namazları, masum İmam'ın (ona selâm olsun) huzuru döneminde farzdır ve cemaatle kılınması gerekir. İmam'ın (ona selâm olsun) gaybette olduğu şu dönemde ise, müstehaptır. Hem cemaatle hem de yalnız kılınabilir.


1498- Ramazan ve Kurban Bayramı namazlarının vakti, bayram günü güneşin doğuşundan öğlene kadardır.
1499- Kurban Bayramı namazını güneş yükseldikten sonra kılmak müstehaptır. Ramazan Bayramı'nda ise, güneşin yükselmesinden sonra iftar edilip, fıtra zekâtı verildikten sonra bayram namazını kılmak müstehaptır.
1500- Ramazan ve Kurban Bayramı namazları ikişer rekâttır. Her rekâtta Fatiha ve süreyi okuduktan sonra üç tekbir demelidir. Fakat birinci rekâtta Fatiha ve sure okunduktan sonra, beş defa tekbir alınması; her tekbirden sonra bir kunut okunması ve beşinci kunuttan sonra bir tekbir daha alınıp rükûya gidilmesi ve iki secde yapılması daha iyidir. Sonra tekrar ayağa kalkılıp ikinci rekâtta dört tekbir alınmalı ve her iki tekbirden sonra bir kunut okunmalıdır. Dördüncü tekbir alındıktan sonra tekbir denilerek rükûya gidilmeli; rükûdan sonra iki secde yapılıp, teşehhüt okunmalı ve selâm verilmelidir.
1501- Ramazan ve Kurban Bayramı namazlarının ku-nutlarında her türlü dua ve zikrin okunması yeterlidir. Fakat şu duanın okunması daha iyidir:
اَللَّهُمَّ اَهْلَ الْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ وَ اَهْلَ الْجُودِ وَالْجَبَرُوتِ وَ اَهْلَ الْعَفْوِ وَالرَّحْمَةِ وَ اَهْلَ التَّقْوَى وَالْمَغْفِرَةِ اَسْأَلُكَ بِحَقِّ هَذَا الْيَوْمِ الَّذِى‌ جَعَلْتَهُ لِلْمُسْلِمِينَ عيِداً وَ لِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَليْهِ وَ آلِهِ ذُخْراً وَ شَرَفاً وَ كَرَامَةً وَ مَزِيداً اَنْ تُصَلِّىَ عَلَى‌ مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ اَنْ تُدْخِلَنِى‌ فِى كُلَّ خَيْرٍ اَدْخَلْتَ فِيهِ مُحَمَّداً وَ آلَ مُحَمَّدٍ وَ اَنْ تُخْرِجَنِى مِنْ كُلِّ سُوءٍ اَخْرَجْتَ مِنْهُ مُحَمَّداً وَ آلَ مُحَمَّدٍ صَلَوَاتُكَ عَلَيْهِ وَ عَلَيْهِمْ اَللَّهُمَّ اِنّى‌ اَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا سَأَلَكَ بِهِ عِبَادُكَ الصَّالِحُونَ وَ اَعُوذُ بِكَ مِمَّا اسْتَعَاذَ مِنْهُ عِبَادُكَ الْمُخْلَصُونَ
Okunuşu: "Ellahumme ehl'el-kibriyâi ve'l-‘ezemeti ve ehl'el-cûdi ve'l-ceberûti ve ehl'el-‘efvi ve'r-rehmeti ve ehl'et-tekva ve'l-meğfire. Es'eluke bihekki haze'l-yevmillezî ce‘eltehu li'l-musli-mîne ‘îden ve li-Muhemmedin sellellahu ‘eleyhi ve âlihi zuhren ve şerefen ve kerameten ve mezîden en tuselliye ‘ela Muhem-medin ve al-i Muhemmedin ve en tudhilenî fî kulli heyrin edhelte fîhi Muhemmeden ve âl-e Muhemmedin ve en tuhricenî min kulli sûin ehrecte minhu Muhemmeden ve âl-e Muhemmedin seleva-tuke ‘eleyhi ve ‘eleyhim. Ellahumme innî es'eluke heyre ma seeleke bihi ‘ibaduk'es-salihûn ve e‘ûzu bike mimmeste‘aze minhu ‘ibaduk'el-muhlesûn."[57]
1502- İmam’ın (Allah’ın selamı üzerine olsun) gaip olduğu zamanımızda Ramazan ve Kurban bayramı cemaatle kılınırsa, farz ihtiyat gereği namazdan sonra iki hutbe okunması gerekir. Hutbelerde, Ramazan bayramında fitre zekâtı hükümlerinin ve Kurban bayramında da kurban hükümlerinin denilmesi daha iyidir.
1503- Bayram namazı için okunması gereken özel bir sure yoktur. Fakat birinci rekâtta Şems (91. sure), ikinci rekâtta Ğâşiye (88. sure) surelerinin veya birinci rekâtta A'lâ (87. sure), ikinci rekâtta Şems Surelerinin okunması daha iyidir.
1504- Bayram namazının sahrada kılınması, Mekke’de ise Mescidu’l Haram’da kılınması müstehaptır.
1505- Bayram namazına yaya olarak, yalın ayak ve vakarlı bir şekilde gidilmesi, namazdan önce gusledilmesi ve başa beyaz emame giyilmesi müstehaptır.
1506- Bayram namazında yere secde etmek, tekbirleri alırken elleri kaldırmak ve ister imam olsun veya münferid Fatiha ve süreleri sesli okumak müstehaptır.
1507- Ramazan Bayramı gecesi, akşam ve yatsı namazının; bayram günü sabah, yine Ramazan Bayramı namazının ardından şu tekbirleri söylemek müstehaptır:
اَللَّهُ اَكْبَرُ اَللَّهُ اَكْبَرُ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَ لِلَّهِ الْحَمْدُ اَللَّهُ اَكْبَرُ عَلَى مَا هَدَانَا
Okunuşu: "Ellahu ekber, Ellahu ekber, la ilâhe illellah, vellahu ekber, Ellahu ekber, ve lillah'il-hemd, Ellahu ekberu ‘ela ma hedana."[58]
1508- Kurban Bayramı'nda, insanın bayram gününün öğ-le namazıyla başlayıp on ikinci günü (ayın 12. günü) sabah namazıyla biten on namazın ardından önceki hükümde açıklanan tekbirleri ve ardından şu zikri demesi müstehaptır:
 )اَللَّهُ اَكْبَرُ عَلَى مَا رَزَقَنَا مِنْ بَهِيمَةِ اْلاَنْعَامِ وَالْحَمْدُ للَّهِ عَلَى مَا اَبْلاَنَا(
"Ellahu ekberu ‘ela ma rezekena min behîmet'il-en'‘ami ve'l-hemdu lillahi ‘ela ma eblana."[59]
Fakat Kurban Bayramı'nda insan Mina'da olursa, bayram günü öğlen namazıyla başlayıp zilhiccenin on üçüncü günü sabah namazıyla biten on beş namazın ardından bu tekbirleri okuması müstehaptır.
1509- Kadınların bayram namazına gitmemeleri ihtiyat gereği müstehaptır. İhtiyar kadınlar için bu ihtiyat gerekli değildir.
1510- Diğer namazlar gibi bayram namazında da, imama uyan Fatiha ve sürenin dışında namazın diğer bölümlerini kendisi okumalıdır.
1511- İmam tekbirlerin bir kısmını söyledikten sonra namaza ulaşılırsa, imam rukûya gittikten sonra, imamla beraber söylenmeyen tekbir ve kunutlar yerine getirilerek rükûda imama ulaşılmaya çalışılmalıdır. Her kunutta “Sübhanellah ve’l Hemdulillâh” denilmesi yeterlidir. Fırsat olmazsa sadece tekbir denmelidir. Onun için de vakit olmazsa, imama uyularak rukûye gidilmesi yeterlidir.
1512- İmam rükûda iken namaza ulaşan kimse, niyet ederek birinci tekbiri söyleyip rükûya gidebilir.
1513- Bayram namazında secdenin biri unutulursa, namazdan sonra yerine getirilmelidir. Günlük namazlarda yapıldığı takdirde sehiv secdesini gerektiren bir iş bayram namazında yapılırsa, namazdan sonra iki sehiv secdesi yapılmalıdır.


Yüklə 2,18 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin