Ayetullah uzma



Yüklə 2,18 Mb.
səhifə89/92
tarix24.11.2017
ölçüsü2,18 Mb.
#32820
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   92

OTOPSİ HÜKÜMLERİ


46- Ölen bir Müslüman’ın bedenini parçalamak caiz değildir. Eğer biri bunu yapacak olursa, diyat kitabında açıklandığı gibi, diyet ödemesi vacip olur.
47- Ölen bir kâfirin hangi sınıftan olursa olsun -hayatında kanı muhterem değildiyse- bedenine otopsi yapmak caizdir. Eğer kâfir zimmî olursa, bu durumda farz ihtiyat gereği otopsi yapılmamalıdır. Elbette eğer onun dininde bu caiz ise -gerek mutlak bir şekilde olsun, gerek hayatında izin vermiş olsun, gerekse ölümden sonrası için izin vermiş olsun veyahut onun velisi izin vermiş olsun- bu durumda, ona otopsi yapılmasının caiz olması uzak bir ihtimal değildir. Yaşadığı zaman kanının saygın olup olmadığı şüpheli olan ve bu hususta kesin bir belirtisi bulunmayan kâfirin bedenine otopsi yapmak caizdir.
48- Eğer bir Müslüman’ın canını kurtarmak başka birine otopsi uygulamasına bağlı ise, mümkünse kanı saygın olmayan bir kâfirin ya da kanının saygınlığı konusu şüpheli olan bir kâfirin bedenine otopsi yapılmalıdır. Eğer bunlar olmazsa başka bir kâfire otopsi uygulanmalıdır. Eğer bu da mümkün olmazsa Müslüman birine otopsi yapılabilir.
Müslüman’ın bedenine, inceleme ve araştırma yapmak maksadıyla otopsi yapmak caiz değildir. Ancak bir Müslüman’ın canını kurtarmak -gelecekte olsa bile- buna bağlı olursa, otopsi yapmak caiz olur.

ORGAN NAKLİ HÜKÜMLERİ


49- Canlı birinin bedenine nakil yapmak için ölen bir Müslüman’ın organlarından birini, mesela gözünü, elini ve benzeri organlarını kesmek caiz değildir. Eğer biri bunu yaparsa diyet ödemesi gerekir. Kesilmiş organı da defnetmek vaciptir. Fakat nakil yaptıktan sonra bu organ bedenin canlı bir uzvuna dönüşürse, onu kesmek vacip değildir.
50- Eğer bir Müslüman’ın kurtarılması, ölen bir Müslüman’ın uzuvlarından birinin kesilmesine bağlı ise, onu kesmek caiz olur. Lakin onu kesen diyet ödemelidir. Canlının bedenine nakil edilmiş olan bu uzuv, onun bir parçası olarak sayılır ve canlı bedenin hükümleri onu için geçerli olur.
51- Hayatta olan bir Müslüman’ın uzuvlarından birinin kesilmemesi, ölen kişinin bedeninden bir parçanın kesilmesine bağlı olursa, onu kesmek caiz değildir.
52- Eğer biri ölümden sonra uzuvlarından birinin kesilip canlı birinin bedenine nakledilmesini -o şahısın hayatı uzva bağlı olmazsa dahi- vasiyet ederse bu vasiyetin geçerliliği ve neticede uzvun kesilmesini caiz olması zordur. Lakin bu durumda uzvun kesene diyet ödemesi vacip olmaz.
53- Acaba hayatta olan birinin bedeninden bir kısmını, kendi rızası ile başka birine nakil yapmak caiz midir?
Bu meselenin iki şekli vardır:
1) Eğer onun kesilmesi şâhısı üzerinde önemli bir zarar meydana getirirse, mesela göz, el ve ayak gibi uzuvların ortadan kalkmasına yol açarsa, bu caiz değildir.
2) Vücutta fazla zarara yol açmazsa mesela, bir miktar et veya derinin kaldırılmasına neden olursa, bu caizdir. Bunun karşılığında para almak da caizdir.
54- Canı muhterem olmayan veya muhterem oluşu şüpheli olan ölmüş bir kâfirin bedeninden bir uzvu keserek Müslüman’ın bedenine nakil yapmak caizdir. Nakilden sonra o uzuv için Müslüman bedeninin hükümleri geçerli olur.  Çünkü onun bedeninin bir parçası sayılır. Aynı şekilde necis olan bir hayvanın, örneğin, bir köpeğin uzuvlarından birini Müslüman’ın bedenine nakil yapmak caizdir. Nakilden sonra Müslüman’ın bedeni hükümlerini taşır. Çünkü yaşayan şahsın vücudunun bir parçası halini almıştır ve onda hayat vardır. Bu yüzden temizdir ve onunla namaz kılmak caizdir.

SUNİ DÖLLENME


55- Kadına, evli olsa da olmasa da, kendisi ve kocası razı olsun veya olmasın, Sünni dölleme işlemini ister kocası yapsın ister başkası, başka birinin menisi (spermi) ile dölleme yapmak caiz değildir.
56- Eğer bir kadın kendi kocasına ait olmayan sperm ile döllenir ve hamile kalarak bir çocuk dünyaya getirirse; eğer bu yanlışlıkla meydana gelmişse şöyle ki: onu kendi kocasının spermi ile dölleyecekleri yerde hata ile başka bir şahsın spermini kullanarak döllemişlerse, bu durumda tereddütsüz çocuk sperm sahibine aittir. Bu meselenin hükmü vetyi şüphe (şüpheli ilişki) konusu ile aynıdır. Bu dölleme bilinçli ve kasıtlı olarak yapılmış olsa bile, yine de çocuğun sperm sahibine ait olması uzak bir ihtimal değildir. Nesep ile ilgili bütün hükümle hatta miras konusu onlar arasında geçerlidir. Oysa miras konusunda zina yolu ile dünyaya getirilmiş çocuk istisna edilmiştir. Her ne kadar yapılan bu iş haram olsa da, bu zina hükmünü taşımaz. Her iki durumda çocuk annesine aittir. Onunla diğer evlatları arasında hiçbir fark yoktur.
Bir kadın kendi kocasının spermini musahaka (lezbiyenlik) sonucu ve benzeri bir yolla başka bir kadının rahmine taşır, o kadın da hamile kalarak bir çocuk dünyaya getirirse, bu amel haram olmakla beraber, çocuk spermin sahibi olan erkeğe ve onu doğuran kadına aittir.
57- Eğer kadının yumurtalığı ve erkeğin spermi alınarak suni bir rahimde döllenir ve bir çocuk dünyaya getirilirse, zahiren o çocuk sperm ve yumurtalık sahibine ait olur. Onunla o ikisi arasında neseple ilgili bütün hükümler hatta miras hükümleri sabit olur. Elbette dölleme işlemi yapılmadan önce ikisinden biri ölürse, çocuk ondan miras alamaz.
58- Eğer döllenmiş bir yumurtalık bir kadının rahminden alınarak başka bir kadının rahmine bırakılır ve orada geliştikten sonra bir çocuk olarak dünyaya gelirse, o kadınlardan hangisi ile evlat-anne ilişkisi olması gerektiği konusunda ihtiyata riayet edilmelidir. Gerçi onun, rahim sahibine mahremiyeti sabittir.
59- Kadının kendi kocasının spermi ile döllenmesi caizdir. Elbette bu iş bakılmanın haram olduğu bir yere bakmayı veya bedenin dokunulması haram olan bir yere dokunmayı gerektirirse, kocası dışında birinin bunu yapması caiz olmaz. Ancak zaruret halinde mesela çocuğunun olmaması onun için büyük bir sıkıntıya sebep olursa -hatta diğerlerinin kınaması vesilesi ile olsa bile- ve hamile kalması için bunu dışında bir yol olmazsa caizdir. Bu yolla dünyaya gelen çocuğun onların diğer evlatları ile hiçbir farkı yoktur. Fakat kadını, kocası öldükten sonra onun menisi (spermi) ile döllemek farz ihtiyat gereği caiz değildir. Eğer bu yapılırsa, çocuk ona ait olsa da ondan miras almaz.
NÜFUS PLANLAMASI HÜKÜMLERİ

60- Kendisine önemli bir zarar vermemesi şartıyla, kadının hamileliğe engel olan ilaçları kullanması caizdir. Kocası buna razı olsa da olmasa da hüküm aynıdır.


61- Kadın, kendisine önemli bir zarar vermediği taktirde hamileliğe engel olan araç (spiral) kullanabilir. Lakin rahim içi araç bırakmak haram bakışa veya haram dokunuşa neden olursa, kocasının dışında birinin bunu yapması caiz olmaz. Ancak, çocuk sahibi olmanın ona zararı olması gibi zaruret hali müstesnadır. Bu, rahimde oluşmuş nütfenin telef olmasına sebebiyet vereceği belli olmayan durumda caizdir. Aksi taktirde bu işlemi ihtiyat gereği terk etmelidir.
62- Yumurtalık gibi bir uzvun kesilmesi sonucu kendisine ciddi bir zarar vermediği durumda kadının, ameliyat yoluyla bir daha asla çocuk sahibi olmaması caizdir. Elbette eğer ameliyat haram bakışı veya haram dokunuşu gerektirirse, kocası dışında biri tarafından yapılması caiz değildir. Ancak çocuk sahibi olmanın ona zararı olması gibi zaruret hali, bundan müstesnadır. Bu hüküm tamamen erkek için de geçerlidir.
63- Nütfe oluştuktan sonra kadının onu düşürmesi veya aldırması caiz değildir. Fakat onu taşıması halinde annenin canına zarar gelecekse ve henüz nütfeye ruh gelmemişse bu caizdir. Lakin ruh verildikten sonra onu düşürmek, mutlak olarak caiz değildir. Eğer anne onu aldıracak olursa diyetini -miktarı diyat kitabına belirtilmiştir- babasına veya diğer varislerine ödemelidir. Eğer baba onun düşürülmesine veya aldırılmasına neden olursa, diyetini annesine ödemelidir. Çocuğun düşmesine doktor neden olursa, diyetini doktorun kendisi ödemelidir. Varislerinin bağışlaması durumunda bir şey ödemesine gerek kalmaz.
64- Kadının bazı vacipleri yerine getirmek için -oruç ve hac amelleri gibi- aylık adetini normalden daha geç bir zamana erteleyecek ilaçları kullanması caizdir. Elbette bunun ona önemli bir zararı olmamalıdır. Bu ilaçları kullandığında arka arkaya ve birbirine bağlı bir şekilde olmayan bir kan görürse; bu onun adet günlerine rastlasa bile hayız kanının hükümlerini taşımaz.


Yüklə 2,18 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin