Hünemame
l. ciltten
minyatür, 1584.
TSM Kütüphcmesi,
H. 1523
ve Osmanlı topraklarına, çoğunluğu Yahudilerden olan yüzlerce sığınmacıyı da İstanbul'a getirdi (bak. Yahudiler).
II. Bayezid, uzun süre idarecilik yaptığı ve koşullarım bildiği Anadolu'ya ve Doğu'ya dönük başarılı bir politika izleyemedi. Bunda ise İstanbul'daki danışmanlarının, giderek etkinliğini artıran başkent medreseleri ortamının ve Anadolu kökenli olmayan yönetici kadroların rolü vardı. Fatih döneminde gelişme olanağı bulan medrese muhiti ve giderek güçlenen ulema sınıfı, Sünnîlik dışı mezhep ve tarikatların yaygın olduğu Anadolu'ya olumsuz bakmaktaydılar. A-levî-Bektaşî topluluklar, inançlarının ya-nısıra Türk oluşları ile de İstanbul'daki devşirme-köle kökenli kozmopolit kadroların tepkisini çekmekteydiler. Bu açıdan, İstanbul-Anadolu kültürel ve sosyal farklılaşması, II. Bayezid'in saltanatı boyunca belirginleşti. Bu olgu, aynı süreçte yaşanan Şahkulu Ayaklanması ve Şah İsmail Safevî'nin Anadolu içlerine değin yaygınlaştırdığı tarikat propagan-
dı. O yıl ikinci bir deprem daha oldu. Camilerin minareleri yıkıldı. Bununla birlikte kente gelen yabancıların gözlemlerine göre İstanbul yine de çevresi görkemli surlarla çevrili, bakımlı ve güzel bir şehirdi. 1494 ve 1502'de Avrupa'dan yayılan iki veba salgını pek çok insanın ölümüne neden oldu ve yıllarca sürdü.
1497-1502 arasında ise kıtlık yaşandı. 50 dirhemlik bir ekmek İstanbul'da l altına müşteri bulmaktaydı. Rumeli topraklarına birkaç yıl yağmur düşmedi ve ürün alınamadı. Halk, yaşanan sıkıntı için "Fukara aç, zengin muhtaç!" demekteydi. Asıl büyük felaket ise 11 Eylül 1509'daki deprem oldu. Bir buçuk ay, aralıklarla yinelenen bu deprem, İstanbul tarihinin en büyük felaketi olarak bilinir. Halkın "kıyamet-i suğra" (küçük kıyamet) diye tanımladığı sarsıntılar boyunca kaynaklardaki sayılara göre 109 cami, 1.070 ev yıkıldı. Eğrika-pı-Yedikule-İshakpaşa surlarında büyük yıkıntılar oldu.
ı ^^eMı^âMs^ii_^i^ki;/:ı^\vvXA\:v>\ ;n:^
II. Bayezid'in
Topkapı
Sarayı'ndaki
yaşamından
bir kesit;
huzurunda
Tunus
sultanının
hediye ettiği
bir aslan ile
susığmnın
mücadelesi ve
padişahın su
sığırını
öldürmesi.
Hünemame
l. ciltten
minyatür,
1584.
TSM Kütüphanesi,
H. 1523
Hasar gören yapılar arasında Fatih Külliyesi, saray binaları ve surları da bulunuyordu. Karaman semti baştan başa yerle bir olmuştu. Yeni yapılmış olan Bayezid Camii'nin ise kubbesi çöktü. Kent çevresindeki su bentleri, kemerler, isale yolları tahrip oldu. Bozdoğan Ke-meri'nin bir bölümünün yıkılması yüzünden bulunduğu çevre, akan sularla bir bataklığa dönüştü. Tahminen 5.000 kişinin öldüğü kentte yaşam olanağı kalmadığından herkes, çevre köylere, kırlara dağıldı. II. Bayezid ise bir süre saray bahçesinde yapılan ahşap bir barakada barındı ve 23 Ekim 1509'da Edirne'ye gitmek zorunda kaldı. Hareketi sırasında bir ayak divam(->) toplayarak İstanbul' un depremden sonra yeniden imarı konusunda hazırlıkların yapılmasını, usta, ırgat, taş ve kireç temin edilmesini istedi. Bu divanda, her 20 haneden bir kişinin yükümlü olarak istenmesi, hane başına 22 akçelik avârız(->) konması, cerahor denen ücretli işçilerin derhal getirtilmesi kararlaştırıldı. Yapılan hesaplar sonunda Anadolu'dan 37.000, Rumeli'den 29.000 kişi geleceği anlaşıldı. Kısa sürede İstanbul'a 77.000 işçi, 3.000 usta toplandı. Edirne'den dönen II. Bayezid, imar çalışmalarıyla yakından ilgilendi. Mimar Hay-reddin'in sorumluluğunda tüm kente yayılan çalışmalar, Topkapı Sarayı, surlar, Galata Kulesi ve Galata surları, Kız Kulesi, Çekmece köprüleri, Rumeli ve Anadolu hisarları ile büyük camilerde yoğunlaştırıldı. Pek çok yapı, yeni baştan yapılırcasına onarıldı. Haliç Tersanesi de onarılan yerler arasındaydı.
II. Bayezid, babası Fatih'in merkez ve taşra yönetimlerindeki ödünsüz tutumunu izleyemediğinden saltanatının son iki yılında, her biri olgunluk çağına gelmiş oğullarının taht için başlattıkları mücadeleye tanık oldu. Şehzadelerin, İstanbul' daki nüfuzlu kesimleri ve kapıkulu o-caklarım kazanma girişimleri II. Bayezid'in durumunu büsbütün sarstı. Ocaklıların, vezirlerin ve diğer etkili grupların hangi şehzadeyi tuttukları yeterince açık olmadığından güvensiz bir ortam doğdu. Padişah, şehzadeleri Selim, Ahmed ve Korkud'la uzlaşma yolları aradı. Selim'in, 1511'de İstanbul'a yürüyüşü, gerçi Uğ-raşlı'da önlendi, ama bundan kaygılanan Amasya Valisi Şehzade Ahmed, kendisinin İstanbul'a çağrılması konusunda diretti. Fakat onun Maltepe'ye gelmesi, yeniçerilerin eyleme geçmelerine neden oldu. Ahmed, Divan-ı Hümayun'dan kendisi lehine bir karar çıkartamadan Amasya'ya döndü. Ahmed'in İstanbul'a gelme girişimi, kenti bir kez daha karıştırmaya yetti. Askerler, Ahmed yanlısı vezirlerin konaklarını, Tacizade Cafer Çelebi'nin, Müeyyedzade'nin evlerini yağmaladılar. Deniz ulaşımını kestiler. Gizlice İstanbul'a gelen Şehzade Korkud ise, kışlalarına konuk olduğu yeniçerilerden beklediği yakınlığı göremedi.
Yeniçerilerin tam desteğini sağlayan Şehzade Selim'i (Yavuz), II. Bayezid İstanbul'a davet etti. 5.000 yeniçerinin
l'..:
BAYEzron
86
87
Dostları ilə paylaş: |