Zikir Usulü ve Musiki
Bayramîlikteki zikir usulü tarikatın kurucusu Hacı Bayram-ı Velî'nin halifesi Ak-şemseddin'in kaleme aldığı Risaletü'n-Nuriye adlı eserde anlatılmıştır. Akşemseddin, Bayramîlerin ayin sırasında halka halinde sıralanarak yüksek sesle zikrettiklerini kaydeder. Bayramîliğin bir kolu sayılan ve Bıçakçı Ömer Dede'ye (Ömerü'l-Sikkînî) bağlanan Melamîlerde ise ayin yahut yüksek sesli zikir olmadığından musiki de yer bulamamıştır. Hacı Bayram-ı Velî'nin bestelediği söylenen Bayramî virdi sabah namazından sonra okunduğu gibi ayin sırasında topluca da okunabilirdi. Ayinde bu besteli vird-i şerifin okunmasından sonra kelime-i tev-hid zikri başlardı. Zikir sırasında özellikle Yunus Emre'nin ve tarikat büyüklerinin şiirleri besteli ilahi ve kaside tarzında okunurdu. Bayramîliğin İstanbul'daki en yaygın kolu olan Himnıetîlikte zikir usulü bazı küçük farklılıklar gösterirdi. "Himmetî devranı"nda dervişler, klasik Bayramîlikte olduğu gibi el ele değil de arka arkaya gelerek sırttan ve bel ortasından parmak ucu ile tutmak suretiyle halka oluştururlardı. İstanbul'daki Him-metî tekkelerinde hep bu şekilde devran edilmiştir.
Hacı Bayram-ı Velî büyük mutasavvıflar arasında ilk dini bestekâr olarak tanınmıştır. Yunus Emre'nin şiirlerinden başka, "çalabım şar yaratmış iki cihan arasında" mısraıyla başlayan kendi şiirini de acem makamında bestelemiş olduğu rivayeti çok yaygındır. Kendi döneminde, çamaşır yıkama, ekip biçme gibi işlerin Ahilik geleneğinin bir devamı olarak topluca, bir çeşit imece ile yürütülmesini sağlayan Hacı Bayram bu tür işleri musiki eşliğinde gördürürdü. "Çamaşır Savtı", "Ekin Savtı" diye bilinen bu tür Bayramî musikisinin günümüze hiçbir örneği kalmamıştır. S. N. Ergun, Müzekki'n-Nüfûs adlı eseri ve yüksek tasavvufi şiirleriyle tanınan Hacı Bayram'm damadı Eşrefoğ-lu Rûmî'nin de bestekâr olduğunu, baya-ti ve buselik makamlarında üç ilahi bestelediğim kaydeder.
İstanbul'da Bayramî musikisinin gelişmesinde Bolulu Himmet Efendi'nin şiirlerinin etkisi olmuştur. Bayramîlikte kol sahibi, yani "pir-i sani" olan Himmet Efendi İstanbul'da tasavvuf ve sanat çevrelerinde kabul görmüş ve şiirleri Hafız Post, Sütçüzade Hafız ve Ali Şirüganî gibi değerli bestekârlarca bestelenmiştir. Himmet Efendi'nin (ö. 1683) oğlu Him-
metzade Abdullah da (ö. 1710) şair ve hattat olduğu gibi, değerli bir bestekârdır da. "Ravzana yüz süren bulup aman" diye başlayan kendi güftesi için bestelediği saba makamındaki tevşih bu alandaki yeteneğini göstermeye yeterlidir. Yetiştirdiği Zâkirbaşı Şîvei Ahmed Çelebi de değerli bir bestekâr ve icracıdır.
Bayramîlerden yetişen bir başka ö-nemli musiki adamı Çâlâkzade Şeyh Mustafa Efendi'dir. Mustafa Efendi babası Halvetî Şeyhi bestekâr Çâlâk Ahmed Efendi'nin 32 yıl şeyhlik ettikten sonra ölmesiyle (1711) Cağaloğlu'ndaki Halvetî Tekkesi şeyhliğine getirilmiştir. Çâlâkzade bugüne kadar kaydedilebilmiş 70 civarındaki eseri ile Ali Şirüganî'den sonra en çok dini eseri olan bestekârdır. Âmâ Şeyh Halil Efendi'nin öğrencisi Zeyrek Camii müezzini Hüseyin De-de'den mevlit okumasını öğrenen Çâlâkzade (ö. 1757) geleneksel mevlit okuma tarzının da üstatlarındandı.
Tasavvuf musikisi alanında şöhret olmuş Bayramîlerden biri de Şehremini Dergâhı Şeyhi Hüsameddin Efendi'dir (ö. 1911). Mahfuzatı (repertuvarı) en geniş zâkirbaşılardan biriydi. Salacak Etyemez Tekkesi Şeyhi Hüseyin Hüsnü Efendi de (ö. 1927) mevlit ve mersiye okumakta çok şöhretliydi.
Tarikat ayinleri sırasında, çalışması ayrı bir hüner ve ustalık isteyen kudüm, mazhar, halile gibi vurma sazların kullanılmasında son dönemlerde İzmit Bayramî Şeyhi Abdüssamed Molla İstanbul'da haklı olarak takdir toplamıştı. "Devran" denilen, el ele tutuşarak bir merkez etrafında dönülerek gerçekleştirilen zikir ayini idaresinde de Müftî Ahmed Asım Efendi'nin oğlu Abdüssamed Efendi son dönemin en tanınmış Bayramîlerindendi.
Mevlevîlik dışındaki hemen bütün tarikatlarda olduğu gibi Bayramîlerin musikisinde de bendir ve halile gibi vurma
sazlardan başka saz kullanılmazdı. Ankara, Bolu, Bursa, Manisa gibi şehirlerdeki Bayramî tekkelerinde de musiki ve ayin bu şekilde icra olunurdu.
Bibi. Müstakimzade Süleyman Saadeddin Efendi, Müstakimzade Mecmuası, Süleyma-niye Ktp., Esad Efendi Bölümü, no. 3397; Zâkir, Mecmua-i Tekâyâ; Ergun, Antoloji; F. Bayramoğlu, Hacı Bayram-ı Velî, I-II, Ankara, 1983; CSR, Dosya B/231.
ÖMER TUĞRUL İNANÇER
Dostları ilə paylaş: |