BEKTAŞÎ MUSİKİSİ
Bektaşî edebiyatının, Türk halk edebiyatından sayılması gibi Bektaşî musikisi de, Türk halk musikisinden veya âşık tarzı musikiden sayılır. Tarikat ayini ve
zikir usulü ise inanç ve ibadeti saklı tutmak demek olan "Takıyye" ilkesinin etkisiyle eski kaynaklarda yer bulamamış ve ancak son dönemlerdeki bazı araştırmalar ve sözlü rivayetlerle öğrenilebil-miştir. Bu gizlilik halk arasında "Bektaşî Sırrı" diye anılır.
Anadolu Alevîliği, Orta Asya'da oluşan Yesevîliğin, Horasanlı Baba İlyas'm Babaîliğinin, Ebü'1-Vefâ Bağdadî'nin Ve-faîliğinin, Fazlullah'ın Hurufîliğinin, Kut-beddin Haydar'ın Haydarîliğinin ve Şiîlik, Batınîlik, Rafızîlik gibi akımların, hattâ Samanlık, Budizm, Maniheizm gibi İslamiyet öncesi dinlerin ve özellikle Orta Asya Türk gelenek ve göreneklerinin adeta bir uzantısı olduğunu düşündüre-bilecek özellikler gösterir. Bütün bu etkileri içinde barındıran Bektaşîlikte asıl önemli ayin, "ayin-i cem" denilen ayindir. İkinci temel ayin, "ikrar ayini"dir. Bu ayin tarikata kabul edilme vesilesiyle, yeni katılanları eski mensup ve mün-tesiplere tanıtma amacıyla düzenlenirdi. Her iki tören de, çok özel törenler olup ayrıntıları herkese açıklanmazdı.
Bektaşî ayini genellikle Baba Efendi' nin okuduğu Fatiha ile başlar, ardından Kuran okunur, bunu bazı özel dua ve evrat ile kısa bir zikir izler, Peygamber'e salat okunması ve özellikle Hz Ali ile Ali soyunun ve Ehl-i Beyt'in adlarının büyük bir saygı, sevgi ve hattâ aşkla anılması ile sürer ve özel bir dua olan "gül-bank" okunması ile sona erer. "Çerağ uyandırma tercümanı" denen ve özel bestesi ile okunan parça sırasında görevlilerce, semahanede bulunan büyük şamdanlardaki mumlar yakılır ve semahane saygılı bir şekilde terk edilir'. Sonra "meydan odası" denen yere geçilir ve burada "semah" denen bir dini raks, musiki eşliğinde icra edilir. Bektaşîlikte baş okutma, dolu içme, mücerretlik ayini, Ali sofrası, kurban tığlama, lokma etme, çerağ uyandırma, Koyun Baba gibi adlarla anılan ayinler de vardır. Bunların bazılarında semah ve musiki icra olunur, bazı ayinlerde ise semah yerine sazsız olarak gülbank ve tercüman denen özel besteli dualar okunur. Sözleri Şah İsmail Safevî'ye (Hatayî) ait olduğu söylenen Mevlid-i Ali de sazsız okunur. Ancak, klasik mevlit okuma usulünde olduğu gibi aralarda besteli nefeslere de yer verilir.
Muharrem ayında semah edilmez, sadece İmam-ı Hüseyin ve Kerbela şehitleri için mersiye okunur. Sözü edilen bütün bu ayinlerde okunan nefesler, ayinin türüne göre sadece güfte yönünden birbirinden ayrı özellikler gösterir, musiki bakımından aralarında hiçbir fark yoktur.
Semah, el ele tutuşulmadan, kadın erkek karışık bir halde, ritmik beden, kol ve ayak hareketleri ile oynanan bir dini rakstır. "Ağırlama" denen ağır bir bölümle başlar, "yürütme" veya "yeldirme" denen hızlı bölümle devam eder. Zâkirlerin okuyup çaldığı semah havasına "eyvallah hû", "şaah şah şah", "dost"
Dostları ilə paylaş: |