Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə598/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   594   595   596   597   598   599   600   601   ...   899
CELVETÎLİK

39 7 CEMAL REŞİT REY KONSER

Bektaşî şeyhlerinden Yusuf Fahir Baba" dır (Ataer) (ö. 1967).

Haşimîlik, diğer Celvetî tekkelerini 18. yy ortalarından itibaren kendi kontrolü altına alan ve böylece tarikat organizasyonu içinde bütünleşmeyi gerçekleştiren bir mistik akım olarak dikkati çekmektedir. Haşimîlik önce Selamı ardından Fenaî şubesine ait tekkeler üzerinde hâkimiyet kurmuştur. Mustafa Hâşim Efendi'nin büyük kardeşi Hâmid Efendi (ö. 1758) ve oğlu Kemal Efendi, Acıbadem Selamî Tekkesi meşihatında bulunmuşlar, ardından halifesi Mehmed Râşid Efendi (ö. 1834), Üsküdar Selamsız'daki Selamı Tekkesi postnişini olarak bu merkezi 19- yy başlarında Bandırmalı Tekkesi meşihatına bağlamıştır. Mehmed Râşid Efendi ailesine mensup şeyhlerden Seyyid Abdullah Efendi (ö. 1858) ile Ahmed Muhtar Efendi (ö. 1887), bu tekkedeki Haşimî meşihatının temsilcileridirler. Bandırmalı Tekkesi Postnişini Mehmed Galib Efendi'nin halifelerinden Mehmed Efendi (ö. 1845), Üsküdar Pa-zarbaşı'ndaki Fenaî Tekkesi şeyhliğine atanarak buradaki Fenaî meşihatına son vermiş, kendisinden sonra gelen Mehmed Şakır Efendi (ö. 1884) ve İhsan Efendi ile Haşimî meşihatı 20. yy başlarına kadar sürmüştür. Tekkenin son postnişini Küçük Şakir Efendi'dir (ö. 1951). Haşimîliğin kendine bağladığı bir diğer Celvetî merkezi de Üsküdar'daki iskender Baba Tekkesi'dir. Kaymakçızade Mehmed Efendi (ö. 1773) tarafından kumlan bu tekke, Mehmed Galib Efendi'nin halifelerinden Mehmed Şakir Efendi (ö. 1862) tarafından Haşimîliğe bağlanmış, kendisini oğlu Mehmed Şerefeddin Efendi (ö. 1892), Ahmed Safî Efendi (ö. 1895) ve Bandırmalı Tekkesi Postnişini Küçük Mehmed Galib Efendi'nin (ö. 1911) meşihat dönemleri izlemiştir.

istanbul'daki faaliyetini, özellikle Hü-daî Âsitanesi'nin bulunduğu Üsküdar'da yoğunlaştıran Celvetîliğin suriçinde yeterince etkili bir tekke organizasyonu gerçekleştiremediği görülmektedir. Tarikatın suriçinde kurduğu iki önemli merkezden biri Fatih'te Atpazarî Osman Efendi Tekkesi, diğeri de Edirnekapı'daki Sarmaşık Tekkesi'dir. Bu tekke Hüdaî Âsi-tanesi postnişinlerinden Dede Çelebi lakabıyla anılan Mehmed Saburî Efendi (ö. 1717) tarafından 18. yy başında kurulmuş ve oğlu Seyyid İsmail Efendi'nin (ö. 1732) vefatından sonra önce Gülşenî-liğe, ardından da Halvetîliğe geçmiş, 19-yy'm ilk çeyreğinde Seyyid İbrahim Efendi'nin (ö. 1831) meşihata atanmasıyla tekrar Celvetîliğe bağlanmıştır. İbrahim Efendi ailesine mensup Mehmed Tahir Efendi (ö. 1846) ile Ahmed Sıdkî Efendi'nin (ö. 1882) postnişinlik yılları, Celvetîliğin suriçinde giderek etkinliğinin azaldığı bir döneme rastlamaktadır.

Kendi içine kapalı bir mistik kurum görüntüsü veren Celvetîliğin İstanbul'da diğer tarikatlarla ilişkisi, Halvetîlik hariç tutulursa pek yoğun olmamıştır. Tarikatın İstanbul hayatında yaygınlaşma di-

namiği, kendi kurduğu tekkeler arasında yine kendi kurduğu kolların meşihat değişimine dayanmaktadır. Bu içedönük mistik kurumlaşma anlayışının dışında Celvetîlik, tarikat silsilesi bakımından bağlı bulunduğu Halvetîlik ile yakın ilişki kurmuş, bu tarikata ait suriçindeki Sokollu Mehmed Paşa Tekkesi'nde, daha sonra Hüdaî Âsitanesi postnişinliği de yapan Abdülhay Efendi (ö. 1705) ile Mustafa Erzincanî meşihat görevini kısa bir süre üstlenmişlerdir. Bunun gibi 17. yy'ın son çeyreğinde Kocamustafapaşa' daki Bezirgan Tekkesi, Musa Şükûrî Efendi (ö. 1678) ile Osman Ma'nâ Efendi'nin (ö. 1688) meşihat dönemlerinde, Aksaray'daki Alaeddin Tekkesi ise 19. yy ortalarında Halvetîlikten Celvetîliğe geçen tarikat merkezleri olmuşlardır. Kadirîliğe bağlı Tophane Akarca Tekkesi ve Nakşî-liğe bağlı Beşiktaş Çakır Dede Tekkesi'nde de kısa süreli Celvetî meşihatı vardır.

Celvetîliğe ad olan "celvet" kelimesi, tıpkı Halvetîliğe ad olan "halvet" gibi tasavvuf düşüncesinin temel kavramlarından biridir. Tarikata intisap eden kişinin bir süre toplumdan uzaklaşarak inzivaya çekilmesi anlamına gelen "halvef'in tersine "celvet", kişinin benliğinden sıyrılarak topluma geri dönmesi anlamını taşır. Bu yüzden Celvetîler, kendilerinin hem "Hak" hem de "halk'la bir olduklarım ileri sürerek, Halvetîlikten daha kapsamlı bir tasavvuf anlayışını temsil ettiklerini savunurlar.

Celvetî tacı 13 terkli (dilimli) olup koyu yeşil renktedir. Bu terkler, Aziz Mahmud Hüdaî'nin kutbiyetini ve On İki İmam'ı sembolize ederler. Tarikatın şubelerinden Selamîlikte 17, Fenaîlikte ise 19 terkli taç giyilmiştir.



Bibi. CSR, Dosya A/41, B/160, 215; Cema-leddin Hulvî, Lemezat-ı Hulviye, Süleymani-ye Ktp, Hacı Mahmud Efendi, no. 4536, vr 115b-117b; Ataî, Hadaiku'l-Hakaik, II, 760-762; Şeyhî, Vekayiu'l-Fuzalâ, I, 280-281; Uş-şakizade, Zeyl-i Şakaik, 123-124, 688; Müsta-kimzade, Risâle-i Tâciyye, Süleymaniye Ktp, Pertev Paşa, no. 6li, vr l69b; Haririzade, Tibyân, I, 227a-245b; Ayvansarayî, Hadîka, II, 195-204; 1. Hakkı Bursevî, Silsüe-i Tarik-i Celvetî, İst., 1291; Ahmed Münib, Mir'atü't-Turuk, İst., 1306, s. 38-45; Mehmed Samî, Es-mâr-ı Esrar, İst., 1316, s. 40; Yakub Afvî, He-diyyetü's-Sâlikîn, İst., 1329; Vassaf, Sefine, II, 372-382; Hocazade, Ziyaret, 56-64; Mehmed Gülsen, Külliyat-ı Hazret-i Hüdaî, İst., 1338; Ergun, Antoloji, II, 409; A. Gölpmarlı, "Cel-vetiye", İA, III, 67-69; Beldiceanu-Steinherr, "Hüdaî", EP, II, 538-539; 2. Tezeren, Seyyid Aziz Mahmud Hüdayî, I, İst., 1984; H. Kamil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdayî ve Celvetiyye Tarikatı, İst., 1982; ay, "Celvetiyye", DlA, VII, 273-275; A. B. Turnal-E. Y. Turnalı, "Celvetîlik ile Bektaşîliği Birleştiren ilgi Çekici Bir Dal: Haşîmiyye Kolu ve Üsküdar'da Bandırmalı Tekkesi", Türk Dünyası Araştırmaları, S. 66 (Haziran 1990), s. 111-120.

EKREM IŞIN




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   594   595   596   597   598   599   600   601   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin