Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə599/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   595   596   597   598   599   600   601   602   ...   899
Zikir Usulü ve Musiki

Celvetîlik Türk tasavvuf musikisinde ö-nemli bir yer tutar. Bu önem özellikle tarikatın kurucusu Aziz Mahmud Hüdaî' nin musikici olmasından kaynaklanır.

Coşkunluktan çok ağırbaşlılığa, hareketten çok durgunluğa, heyecandan çok istikrara, sohbetten çok tefekküre, vecd-den çok huşûa ağırlık verilen Celvetîlik-te musiki de, ayin de bu özellikleri taşır. Dini törenlerini dönerek ve ayakta gerçekleştiren tarikatların ayinlerinde görülen coşkunluk ve hareketlilik ile musikilerindeki ahenk ve ritim bu tarikatın ayinlerinde yoktur.

Celvetîlikte öbür tarikatların ayinlerinden farklı olarak, ayin sırasında, ilahiler zâkirlerce topluca değil, birer birer solo olarak okunur. Ancak, öteki tarikat ayinlerinde olduğu gibi Celvetî ayini de zâkirbaşının Fatiha okumasıyla başlar. Üsküdar'daki Hüdaî Âsitanesi'nde cuma namazından sonra ayin düzenlenirdi. Zikre katılacak olanlar halka halinde o-tururlar, halkanın ortasında zâkirlerin o-luşturduğu bir halka daha bulunurdu. Şeyh bu sırada halkaya girmez, minberin karşısındaki kafesli odada kalırdı. Zâkir-başı Fatiha'dan sonra kelime-i tevhîdi başlatırdı. Çok ağır tempoda, uzun uzun on, on iki veya on beş defa topluca tekrar edilen kelime-i tevhîdden sonra (bazen "dört dört" denilen tevhîd açma u-sulü kullanılırdı, her dört kelime-i tev-hîdde perde kaldırılır, böylece on altı tevhîd çekilmiş olurdu), zâkirbaşının "Ya Allah hû" demesiyle gene topluca dizüstü kalkılırdı. Zikir "Allah hû" diye devam ederken zâkirlerce Hüdaî'nin ilahilerinden biri okunurdu. Bu durumda süren zikir şekli sadece Celvetîliğe özgü olup "Nısf-ı kıyam" veya "Hızır kıyamı" diye adlandırılır. Nısf-ı kıyam sırasında zâkirbaşı perde kaldırarak, yani perdeyi tizleştirerek bir daha "Ya Allah hû" dediğinde dizüstü durumdan ayağa kalkılır. Bu kıyam zikri sırasında "Hû" esması okunur. Belli sayıda "Hû" denildikten sonra zâkirbaşı "tsm-i CelâT'e (Allah) geçer. Allah adı anıldıktan sonra da zâkirbaşının üç defa uzun "Hû" demesiyle a-yinin başlangıç safhası sona erer. Zâkirlerce duruma uygun bir ilahi topluca o-kunmaya başlar. İlahi okunurken şeyh kafesli odadan çıkar, makam seccade-sindeki yerini alır. (Celvetî âsitanesinde şeyhler posta değil, seccadeye otururlar, bu nedenle şeyhlerine "seccade-nişin" de denir.) İlahi bittiğinde herkes yerine oturur ve bir zâkirin okuduğu "durak" dinlenir. Durak bitince şeyh Fatiha okur, okumazsa ellerini yere vurarak "Ya Allah hû" dediğinde yeniden ayağa kalkılır ve "Hû" zikrine başlanır. Zikir sürerken, zikrin perdesine ve ritmine uygun ilahiler okunur. Zikredenler bedenlerini sağa sola eğerek, başlarını da sağa sola çevirerek "Hû" kelimesini tekrarlamaya devam ederler. Zâkirlerin okumakta oldukları ilahinin sonunda şeyh perde yükseltmek ve zikrin temposunu hızlandırmak isterse üç defa "Allah" diyerek bir işaret verir. İlahilerin perdesini yeni bir perdeye aktarabilmek için zâkirbaşının veya onun görevlendirdiği bir zâkirin kısa bir taksiminden sonra yeni perdeden başka bir ilahiye geçilir. Bu ilahiler sa-

dece Celvetîliğe özgü bir usulle, solo olarak okunur. Çok hafif sesle süren "Hû" zikri sırasında zâkirbaşının işaretiyle bir zâkirin okumaya başladığı solo ilahi zikir meydanına yayılır. Böylelikle tarikatın coşkunluğa yer vermeyen ta-savvufi düşüncesi zikir ayinine de yansıtılır.'Perde kaldırmalı ve solo ilahili zikir bir süre daha devam ettikten sonra, şeyhin "Hû, illâ hû" diye yüksek perdeden seslenmesiyle sona erdirilir ve oturulur. Oturulunca zâkirlerce bir cumhur ilahisi okunur. Şeyhin duasıyla ayin sona erer. İstanbul'da ve Anadolu'daki Celvetî tekkelerinde ayin bu şekilde düzenlenmişti. Tarikatın Fenaî ve Hakkî kollarında da ayin düzeni böyleydi; ancak, Selamî ve Haşimî kollarında bazı küçük farklılıklar vardı.

Celvetî musikicilerinin en önde geleni tarikatın kurucusu Aziz Mahmud Hüdaî' dir. Çargâh makamındaki tevşihi (Kudümün rahmet-i zevk u safadır yâ Resûlal-lah) dini musikinin şaheserlerindendir. Bu tarikatta musikicilerin çoğu başta Üsküdar'daki âsitane olmak üzere Celvetî tekkelerinde zâkirbaşılık görevinde bulunmuştur. Ayinleri zâkirbaşının başlatması geleneği zâkirbaşıların musikiyi iyi bilmesini gerektiriyordu. Bunlar arasında, aynı zamanda birer besteci olan Hafız Kumral ile Şaban Dede başta gelir. Şeyhülislam Esad Efendi, 17. yy'da yaşamış cilan Hafız KumraPın otuz dolayında eser bestelediğini kaydeder; Şaban Dede'nin ise acem ilahisi (Yâ Rabbi mahşer yerine ne yüz ile varayım ben) çok tanınmıştır. Hüdaî Âsitanesi'nin beşinci şeyhi Divitçi-zade Şeyh Mehmed Talib Efendi (ö. 1679) bu yüzyılın bir başka musikicisi-dir. İstanbul'da Celvetî musikisinin en önemli temsilcilerinden biri Şeyh Mehmed Zaîfî Efendi'dir. Akbaba Camii imamı olduğundan "Akbaba İmamı" diye tanınan Zaîfî Efendi Kuran kıraatında ve Muhammediye okumakta ustaydı. Bestelediği otuz üç eserden sadece ırak makamındaki durak günümüze ulaşabilmiştir. Celvetîliğin en tanınmış temsilcilerinden mutasavvıf, bilgin İsmail Hakkı Bursavî (ö. 1724) ile Kalburcuzade Zâkir Hacı Mehmed Efendi'nin besteledikleri ilahiler eski mecmualarda kaydedilmiştir.

Celvetî ayininde zâkirbaşının özel görevi dolayısıyla öbür tarikat tekkeleri zâ-kirbaşılığından daha önemli olan Hüdaî Âsitanesi zâkirbaşılığı görevinde hep değerli musikiciler bulunmuştur. Ömer Efendi (ö. 1813), Hatip Aziz Efendi (19. yy), Hayrullah Zekâi Efendi bunlardan bazılarıdır. Üsküdar İnadiye'deki İskender Baba ve Bandırmalı tekkelerinin zâkirbaşısı Aksaraylı Hafız Hüseyin Efendi de (Malak Hafız) çok ünlü bir zâkirbaşıydı. Üsküdar'daki Bandırmak Tekkesi'nin zikirlerinden Hüseyin Tevfik Efendi son dönemde İstanbul'un en tanınmış mersiye okuyucusuydu. Gene Bandırmak Tekkesi'nin şeyhi Zâkirbaşı Paşa Mehmed (ö. 1900) repertuvarının genişliğiyle tanınmıştı, dini eserler dışında birçok dindışı eser de hafızasındaydı. Miraciyefnin ta-

mamım ve besteli mevlidi de biliniyordu. Hüdaî Âsitanesi'nin on dokuzuncu şeyhi Abdurrahman Nesîb Efendi ile yirminci şeyhi oğlu Ruşen Tevfikî Efendi de besteci şeyhlerdendir. Celvetîliğin "Pîr Makamı" olan Hüdaî Âsitanesi şeyhlerinin hepsinin musikiye aşina kimseler olduğuna kesin gözüyle bakılabilir; ancak, yazılı kaynaklarda sadece bestecilere yer verilmiştir.




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   595   596   597   598   599   600   601   602   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin