Ordu Şeyhi Tekkesi: Saraçhanebaşı'n-da bulunan ve "Vavlı", "Yesarîzade", "Yeşil" gibi isimlerle de tanınan bu tekke 1160/1747'de Sertarikzade Şeyh M. Emin Efendi'nin halifelerinden Ordu Şeyhi el-Hac Hafız Mustafa Efendi (ö. 1793) tarafından kurulmuş ve sonuna kadar Cerrahîliğe bağlı kalmıştır. Tamamen ortadan kalkan tekkenin yerinde halen Fatih Nüfus Müdürlüğü binası bulunmaktadır.
Sertarikzade Tekkesi: Fatih'te Kumru-lu Mescit'in yanında yer alan ve İstanbul'daki Cerrahî tekkeleri içinde Nureddin Âsitanesi'nden sonra en önemli mev-kiye sahip olan bu tekke 1703'te, Sertarikzade Şeyh M. Emin Efendi'nin babası, Halvetîliğin Sivasî kolundan Sultanse-lim'deki Sivasî Tekkesi'nin sertariki Şeyh Abdullah Efendi (ö. 1710) tarafından Üs-küp Kadısı Abdülganizade Mustafa E-fendi için inşa ettirilmiş, 18. yy'ın ortalarında Cerrahîliğe bağlanarak daha sonra
hep bu tarikata hizmet etmiştir. Bütünüyle ortadan kalkmış olan tekke ayin gününden dolayı "Salı Tekkesi" olarak da tanınmıştır.
Sertarikzade Tekkesi: Eyüp Nişanca' sında bulunan ve ayin gününden ötürü "Pazar Tekkesi" olarak da anılan bu tekke de 18. yy'ın ortalarında Sertarikzade Şeyh M. Emin Efendi tarafından tesis edilmiş ve kesintisiz olarak Cerrahîliğe bağlı kalmıştır. Tevhidhane-türbe binası harap vaziyette durmaktadır.
Tameşvar Tekkesi: Tameşvar Defterdarı İbrahim Bey'in l636'da yaptırmış olduğu mescide Karağümrük'teki âsita-nenin sekizinci postnişini, Sertarikzade halifelerinden Eyüplü Şeyh Seyyid İbrahim Efendi'nin (ö. 1779) 18. yy'ın ortalarında meşihat koymasıyla kurulmuş, 1925'e kadar Cerrahîliğe bağlı kalmış, daha sonra harap olarak büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.
Şeyh Hafız İsmail Efendi Tekkesi: Üsküdar'da, Nureddin Cerrahî Âsitanesi'nin altıncı postnişini Şeyh Seyyid Yahya Mo-ravî'nin halifelerinden Şeyh Hafız İsmail Efendi tarafından 1760 civarında tesis edilmiş, günümüzde tekkeden hiçbir iz kalmamıştır.
Karagöz Tekkesi: Silivrikapı'da bulunan ve inşa tarihi tam olarak bilinmeyen Sadullah Çavuş Mescidi'ne Zerdecizade Reisülkurra Şeyh Hüseyin Efendi'nin (ö. 1786) 1760-1786 arasında meşihat koyması üzerine kurulmuş ve hep Cerrahîliğe bağlı kalmıştır. Halen mescit-tevhid-hane cami olarak kullanılmaktadır.
Halil Nizamî Efendi Tekkesi: Edirne-kapı-Acıçeşme'de 1184/1770'te, Seyyid Nizam neslinden Şeyh Seyyid Halil Ni-zameddin Efendi (ö. 1775) tarafından kurulmuş, sonuna kadar Cerrahî tarikatına hizmet etmiş ve tamamen tarihe karışmıştır.
Kapıağası Tekkesi: Üsküdar'da 9447 1537'de inşa ettirilen Kapıağası (Araki-yeci) Mescidi'ne, Nureddin Cerrahî Tekkesi'nin on dördüncü postnişini Şeyh Mehmed Arif Dede Efendi'nin (ö. 1822) 1806-1813 arasında meşihat koyması sonucunda kurulmuştur. Tekkelerin kapatılmasına kadar Cerrahîliğe bağlı kalan tekke halen cami olarak kullanılmaktadır.
Evrenos Dede Türbe-Tekkesi: Kara-gümrük'te bulunan Evrenos Dede Tür-besi'ne, Edirnekapı-Acıçeşme'deki Halil Nizami Efendi Tekkesi'nin altıncı postnişini Futacı Şeyh Seyyid Halil Aşkî Efendi'nin (ö. 1858) 19. yy'ın ikinci çeyreğinde meşihat koyması sonucunda kurulmuş, mütevazı bir türbe-tekke niteliğinde faaliyetini sürdürmüştür.
Suyolcuzade Şeyh Mustafa Naci Efendi Tekkesi: Adı geçen Cerrahî şeyhi tarafından, Edirnekapı dışında, Mısırtarlası mevkiindeki evine 1269/1852'de meşihat konulması suretiyle tesis edilmiş, bir müddet faaliyet gösterdikten sonra ortadan kalkmıştır.
Bunlardan başka Bahçekapı'da Yıldız Dede Tekkesi, Hocapaşa'da Aydınoğ-
lu Tekkesi, Nuruosmaniye'de Çalak Tekkesi, Fatih'te Hamzazade Seyyid Velayet ve Nişancı tekkeleri, Cibali-Ayakapı'da Sirkeci Dede Tekkesi, Vezneciler'de Helvaî ve Osman Keşfî Efendi tekkeleri, Aksaray-Sofular'da Ekmel Tekkesi, Mev-lanakapı'da Şevkî Mustafa Efendi Tekkesi, Topkapı'da Harirî Mehmed Efendi Tekkesi, Otakçılar'da Kolancı Mehmed Efendi Tekkesi, Üsküdar'da Feyzullah Efendi ve Yağcızade tekkeleri, Anado-luhisan'nda Rumî Mehmed Efendi Tekkesi, Rumelihisarı'nda Durmuş Dede ve Karabaş tekkeleri, Beykoz ve Yeniköy' deki Raufî tekkeleri diğer tarikatlara bağlı olarak tesis edilmiş ancak belirli zaman dilimlerinde Cerrahîliğe hizmet etmişlerdir. Diğer taraftan içinde Cerrahî ayini icra edilen, ancak tekke olarak vakfedilmemiş mescitler, camiler ve evlerin varlığı da tespit edilmektedir.
Kuruluş aşamasında İstanbul'da mevcut hemen bütün tarikatlardan birtakım "manevi hediyeler" (Mevlevîlik'ten Sultan Veled Devri, Celvetîlik'ten mavi renkte âsitane postu, Bedevîlik'ten Bedevî topu zikri vb) almış olan Cerrahîlik söz konusu tarikatlarla her zaman yakın i-lişkiler kurmuş, bu tarikatlara bağlı bazı tekkelerin şeyhleri, Cerrahî Asitanesi şeyhlerinden "teberrüken" hilafet alarak kendi tarikatlarının ayinlerinin yanısıra Cerrahîliğe özgü birtakım zikir türlerini de icra edegelmişlerdir. Fatih'te Rıfaîliğe bağlı Kubbe Tekkesi, Koska'da Sa'dî tarikatının âsitanesi ve Abdüsselâmî kolunun pir makamı olan Abdüsselâm Tekkesi, Edirnekapı'da Kadirîliğin Resmî kolunun merkezi olan Resmî Efendi Tekkesi bu hususta örnek olarak verilebilir. Hattâ Abdüsselâmî ve Resmî kollarının oluşumunda Cerrahîliğin önemli ölçüde katkıda bulunduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca İstanbul'daki en kıdemli Halvetî âsitanesi olan Kocamustafapaşa (Sünbül Efendi) Tekkesi ve Kadirî-Ru-mîliğin âsitanesi olan Kadirîhane Tekkesi ile Nureddin Cerrahî Âsitanesi arasında da kuşaklar boyu devam eden bir yakınlık gözlenmektedir.
Cerrahîliğin irşat sistemi, adap ve erkânı bütün ayrıntılarıyla Nureddin Cerrahî'nin Mürşid-i Dervişân adlı risalesinde anlatılmış, ayrıca Cerrahî Âsitanesi' nin son postnişini Şeyh İbrahim Fahred-din Efendi'nin (Erenden) Envâr-ı Haz-ret-i Pîr Nureddin Cerrahî ve Tabaka-tü'l-Cerrahî adlı eserlerinde, tarikat pirinden başlayarak tekkelerin kapatıldığı tarihe kadar geçen şeyhlerin hayatları, menkıbeleri ve kişilikleri, ayrıca Cerrahî tekkelerinin tarihçeleri ayrıntılı biçimde verilmiştir.
Cerrahîlik Halvetîliğin kollarından biri olmasına rağmen adeta bağımsız bir tarikat gibi, kendine özgü usul ve kurallara sahiptir. Bu tarikatta, diğer Halvetî kollarında okunan Seyyid Yahya Şirva-nî'nin (ö. 1547) tertip ettiği Vird-i Set-tâfdan başka Pîr Nureddin Cerrahî'nin tertip ettiği sabah ve akşam "virdleri" okunur. "Hafta devriyesi" denilen, hafta-
Nureddin Cerrahî Âsitanesi'nin son postnişini Şeyh İbrahim Fahreddin Efendi (Erenden) (1884-1966). Bedia Karakaya arşivi
nın belirli günlerinde belli esmaları okumak usulü de sadece Cerrahîliğe özgüdür. "Seyr-i sülük" yine sadece bu tarikatta yirmi sekiz esma ile gerçekleşir.
Cerrahî tacı dört terkli (dilimli), kırk dallı Halvetî tacı şeklinde olup tepeliği sarı-turuncu olan fulya çiçeği rengindedir. Üzerine beyaz, yeşil veya siyah renkli "Cüneydî" tarzında destar sarılır. Ancak halifelerin giymesine izin verilen bu taçtan evvel, yine sadece Cerrahîliğe özgü "dallı arakiye", ondan önce de derviş takkesi veya düz arakiye giydirilir, ayrıca zeytin çekirdeğinden yapılmış tespih tekbirlenerek verilir. Cerrahî Âsi-tanesi'nde makam postu "tevhid nurunun" rengi olarak kabul edilen mavi renktedir. Diğer Cerrahî tekkelerinde şeyh postu kırmızı olur. Ancak âsitaneye şeyh göndermiş olan tekkeye de mavi post verilir. Yine sadece Cerrahî Âsi-tanesi'nde on dört hizmet ve makam vardır.
Cerrahîliğin mensupları ve muhipleri arasında toplumun her kesiminden kişiler bulunmaktadır. Bu tarikata mensup ünlülere örnek olarak Sadrazam (Şeyh) Muhsinzade Mehmed Paşa (ö. 1774), Maarif Nazırı (Şeyh) Abdurrahman Sami Paşa (ö. 1881) ile kardeşi Hayrullah Paşa (ö. 1822), Mekke Muhafızı (Şeyh) Ahmed Şemseddin Paşa (ö. 1865), Şeyhülislam Mekkîzade Mustafa Asım Efendi (ö. 1846), şairlerden Fitnat Hanım (ö. 1780) ile Hüseyin Siret Özsever (ö. 1959) verilebilir. Cerrahîlik iki yüzyıldan fazla İstanbul'un günlük hayatında yer almış ve "İstanbul-merkezli" bir Türk tarikatı olarak Osmanlı başkentinin kültür hayatına önemli katkılarda bulunmuştur.
Bibi. Haririzade, Tibyân, vr 212a-2l6b; Vicdanî, Tomar-Halvetiye, 96-98; Vassaf, Sefine, V, 37-54; K. Nomer, "Erenden, ibrahim Fahreddin", ISTA, K, 51-58; "Cerrahi Tekkeleri",
Dostları ilə paylaş: |