CUMA SELAMLIĞI
"Cuma alayı", "selamlık resmi", "selamlık resm-i âlisi" de denmiştir. 1453'ten 1924'e değin, padişahların İstanbul'da bulundukları zamanlar boyunca her cuma günü yinelenen yarı resmi namaz töreniydi.
Cuma namazının cemaatle ve güvenlikli bir oltamda camide kılınması, hutbe dinlenmesi farzdır. Bu nedenle Osmanlı kanunnamelerine cuma namazı i-çin ayrıca kurallar konmamıştır. 19. yy'a kadar da cuma selamlığı resmi törenlerden sayılmamaktaydı. Osmanlı padişahlarının, hükümdar, halife ve Müslüman birey olarak camide cuma namazı kılmaları gerektiğinden bütün padişahlar, hastalık ve özel durumlar dışında bu kurala uydular. Padişahların, törenle ve kortej eşliğinde saraydan çıkıp bir camiye gidip namaz kıldıktan sonra dönmeleri, Halife Abdülmecid Efendi'nin(-0 İstanbul'u terk edişine (5 Mart 1924) kadar sürdü.
TevkiîAbdurrahman Paşa Kanunname? sinde bayram ve cuma alaylarında, saraydan camiye gidiş sırasında, vezirlerin camide padişahı karşılamaları, çıkışta da uğurlamaları, bu dinsel gerekliliğe vezirlerin, yeniçeri ağası ile rikâp ağalarının ata binerek gidip dönmeleri, ulemanın, selamlığa katılmak zorunda olmadıkları açıklanırken Esad Efendi'nin Teş-rifat-ı Kadime adlı eserinde, cuma selamlığına yer verilmediği, dolayısıyla resmi bir tören sayılmadığı görülmektedir.
İstanbul halkı için cuma alaylarının özel bir önemi vardı. Her hafta, havanın elverişli olması koşulu ile âdeta bir bayram havası yaşanmakta ve herkese seyir olanağı doğmaktaydı. O gün, kuşluk saatlerinden başlayarak alayın geçeceği cadde ve sokaklar tıklım tıklım dolardı. Kimi, sevap olduğu, padişahı görürse sıkıntılarının geçeceği inancıyla, kimileri çocuklarına padişahı göstermek ya da korteji izlemek için, taşradan gelenler i-se benzeri bir hareket geldikleri yörelerde yaşanmadığından merakla sarayla cami arasındaki yollan doldururlardı.
Cuma selamlığının programı ve protokolü bayram alayından(-0 pek farklı değildi. Fakat ondan daha dar kapsamlıydı. Bununla birlikte 17. yy'a değin cuma selamlıklarının son derece görkemli düzenlendiği bilinmektedir. Bunun da nedeni, padişahların seferler nedeniyle uzun zaman İstanbul'dan uzak kalmalarıydı. 17. yy'ın ilk yarısında ise tahta çıkan deli, dengesiz (I. Mustafa), çocuk yaşta (IV. Murad, IV. Mehmed) padişahlar bu geleneksel töreni zaman zaman kesintiye uğrattılar. Daha önce ise III. Murad (hd 1574-1595) kapıkulu askerlerinin taşkınlık yapmalarından çekinerek saltanatının son iki yılında cuma selamlıklarına çıkmamıştı.
Cuma selamlığının ilk töreni sarık alayıydı. Kuşluk vakti, başçavuş, başında paşa kavuğu, sırtında bol yenli kürk ve üstünde kaftan, belinde altın yaftah kemerle murassa hançer, yanında on iki
sarıkçı, kırk-elli hasodalı ve mülazım ile biri sorguçlu öteki sorguçsuz iki sarık taşıyarak saraydan camiye kadar ağır a-ğır yürür, başçavuş, sarığı her iki tarafa selamlama anlamında gösterirdi. Böylece halk, cuma selamlığının hangi camide yapılacağını ve alay güzergâhını öğrenirdi. Buna sarık alayı deniyordu. Her zaman yinelenmeyen bu ilk tören, 19. yy'da bırakılmıştır.
Gidilecek camiyi padişah belirlerdi. Hazırlıklar bir gün önceden yapılır, devlet erkânı ile katılması gereken ocak a-ğaları, alayda görevli askerler cuma günü erkenden saraya gelmeye başlarlardı. İlk zamanlarda bu tören genellikle saraya yakın, örneğin Ayasofya, Sultan Ah-med, Bayezid camilerinde yapılmaktaydı. Cuma selamlığının yan resmi bir programa bağlanması ise din geleneklerine önem veren I. Selim (Yavuz) (hd 1512-1520) zamanındadır. Buna göre, saraydan camiye kadar yol boyunca karşılıklı olarak kapıkulu askerleri (yeniçeriler ve sipahiler) yanaşık düzende veya mesafe uzaksa aralıklarla çifter çifter sıralanmaktaydılar. Kuşluktan sonra sarayın birinci avlusunda toplanan devlet erkânı ve birlikler, Bâbüsselam'dan atla çıkan padişahın önünde iki yanında ve arkasında yerlerini alarak alay kortejini oluştururlardı. Yürüyüş başlarken ve yol boyunca "alkış" denen "Uğurun açık ola, yaşın u-zun ola. Saltanatta mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!" vb sözlerle alkışçılar toplu tezahüratta bulunurlar, padişah, her iki tarafa selamlama için baktıkça askerler ve halk elleri göğüslerinde çapraz olarak yere eğilirlerdi. Alaydaki rikâp ağaları, solaklar ve peykler, göz kamaştırıcı üniformaları ve yüksek sorguçları ile dikkati çekerlerdi. Önden giden vezirler ve yeniçeri ağası camide padişahı karşılarlardı. Yeniçeri a-ğası çizmelerini çıkarır, o ve silahdar a-
ğa koltuğuna girip hünkâr mahfiline kadar birlikte yürürlerdi.
Namaz çıkışında benzeri hizmet ve selamlama yinelenir, cami mütevellisi de bir süre bir buhurdan taşıyarak kortejle yürürdü. Bir gelenek olarak cami mütevellisinin padişaha on iki tepsiye doldurulmuş mevsim meyveleri ve çiçekler sunması âdetti. Bunlar saraya gönderilir ve haremde sultan ve kadın efendilere dağıtılırdı. Henüz mahfilde iken padişahın, sadrazamı, şeyhülislamı, yeniçeri ağasını ayrı ayrı kabul etmesi de kurallardandı.
18. yy boyunca İstanbul'dan pek ender ayrılan padişahlar, havanın elverişliliğine göre cuma selamlığını denizyoluyla yaparak kent sokaklarında her hafta yinelenen olağandışılığı önlemeye çalışmışlardır. En çok da Haliç'ten EyübSultan Camii'ne, Yeni Cami'ye, Arap Ca-mii'ne, Kasımpaşa ve Beşiktaş ile Üsküdar camilerine gitmekteydiler. Bu selamlıklar, birer binişi(->) andırmaktaydı.
19. yy'da sahilsaraylar yapılınca cumaselamlıkları da genellikle Beşiktaş cihe-tindeki Kılıç Ali Paşa, Nusretiye, Dolma-bahçe, Sinan Paşa camilerinde yapılmaya başlandı. Abdülaziz (hd 1861-1876) denizyoluyla selamlığı tercih etmekte veçoğu zaman Ortaköy Camii'ne gitmekteydi. Bu dönemdeki selamlıklarda Bo-ğaziçi'ndeki donanma gemilerinden toplar atılarak padişahın selamlanması dabir gelenek olmuştu. Karada düzenlenenalaylarda ise Osmanlı uyruğu Müslümanhalkların temsilcileri, Araplar, Arnavutlar,Kafkasya halkları, özel giyimli muhafızbirlikleriyle kortejde yer almaktaydılar.Geçilen cadde ve sokaklar boyunca çlaFransız askerlerini andıran üniformalı nizamiye askerleri sıralanıyordu. Cuma selamlıklarında Abdülaziz'den başka herkes yaya yürümekteydi. Bu nedenle desaraya en yakın camiye gidiliyordu.
18. CUMHURİYET
444
445
Dostları ilə paylaş: |