ÇAĞATAY, ALİ RİFAT
(1867, İstanbul - 3 Man 1935, istanbul) Besteci udi.
Piyade Kaymakamı (yarbay) Hasan Rifat Bey'in oğludur. Kardeşi Samih Rifat da yazar ve besteciydi. Büyükbabası Hur-şid Bey Batı ve Türk musikileriyle uğraş-
mış amatör bir musikiciydi. Musikisever bir aile ortamında yetişti. Kavalalı Hane-danı'ndan Sadrazam Said Halim Paşa'nın kız kardeşi Zehra Hanımla evlendi.
Çağatay, iyi bir eğitimle musikiye başladı. Önce kemence, ud, sonra viyolonsel ve tanbur çalmayı öğrendi. Özellikle udu çok iyi çaldığı için "Udi Rifat Bey" adıyla da anıldı. Uddaki ustalığından dolayı, ünlü ud yapımcısı Manol Usta imal ettiği udların içini Çağatay'a imzalattırır, bu udlar hemen satılırdı.
Çağatay, Türk musikisine Batı musikisi tekniğini uygulamaya çalıştı. Birçok klasik Türk musikisi eserini çokseslen-dirdi. Türk musikisinde "konser musikisi" ortamı yaratmayı ilk defa düşünenlerdendir. Viyolonsel, kontrbas, piyano, flüt gibi Batı musikisi sazlarını da kullandığı Türk musikisi konserleri verdi. Konserlerini o günkü görgü kurallarına aykırı düşmemek için yüzü dinleyiciye dönük biçimde yönetmiştir.
Kızıltoprak ve Libade'de oturduğu köşkler dönemin musiki adamlarının sık sık toplandığı, İstanbul'un önemli bir musiki mahfiliydi. Kadıköy'de önce Le-von Hancıyan ve Bestenigâr Ziya Bey'le birlikte Şark Musiki Cemiyeti, daha sonra Türk Musikisi Ocağı adıyla kurduğu musiki toplulukları Türkiye'deki resmi olmayan musiki eğitiminin önemli kurumlan arasında tarihi yerini aldı. Bu iki özel musiki okulundan İstanbul kültürüne mal olan çok sayıda musikici yetişti. Çağatay, Suphi Ziya Özbekkan, Mesud Cemil, Udi Sami Bey, Selahattin Pınar ve Şerif Muhittin Targan gibi musikicilerin de hocasıydı.
İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi Tetkik ve Tasnif Heyeti'nde, muallim İsmail Hakkı Bey'in ölümüyle boşalan üyeliğe getirilince, burada Rauf Yekta, Ahmed Irsoy ve Suphi Ezgi'yle birlikte yürüttüğü çalışmalarla çok sayıda klasik Türk musikisi eserinin yayımlanmasını sağladı. Musiki konularında makaleler de yazan Çağatay, birçok eseri notaya alıp bunlara Said Halim Paşa koleksiyonunu da ekleyerek pek çok klasik eserin günümüze aktarılmasında önemli bir rol oynadı.
1924'te resmen kabul edilerek 1930'a kadar çalınan "İstiklal Marşı"nın da bes-
tecisidir. Altmış dolayında eser bestelemiştir, istanbul'un sanat ve eğlence hayatında önemli bir yeri olan operet türünde de eser vermiş olan Çağatay'ın "Acep ey şiveli yarim" mısraıyla başlayan suzidil yürük aksak şarkısı "Kâğıthane Havası" adıyla ün kazanmıştı. Orhan Sey-fi Orhon'un şiirinden bestelediği "Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı?" mısraıyla başlayan "Tereddüd" adlı ünlü nihavent fantezisi bir dönemin İstanbul'una özgü toplumsal hayatındaki "muâ-melât-ı muâşaka"yı yansıtan esprili bir şarkıdır.
Bibi. Ergun, Antoloji, II; Öztuna, BTMA, I; M. Rona, 50 Yıllık Türk Musikisi, ist., 1960; M. N. Özalp, Türk Musikisi Tarihi, Ankara, 1986.
MEHMET GÜNTEKİN
Dostları ilə paylaş: |