Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə791/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   787   788   789   790   791   792   793   794   ...   899
ÇIRAĞAN SARAYI

506

507

ÇIRPICI ÇAYIRI

ni yineleyerek tekdüze olmayan, tersine son derece incelikli bir formülasyona u-laşmak, planda gözlenen açıklık ve sadelikle bağıntılıdır. S. H. Eldem'in de işaret ettiği gibi Avrupa örneklerine üstünlük buradadır: Geleneksel şemanın klasik disiplinle uyumlulaştırılmasındadır.

Cephede, klasik yapı ve barok vurgular arasındaki gerilimi adeta nötralize eden bir dekoratif örgü vardır. Bu örgü, eğrisel çizgilerin son derece az olduğu cephede pencere kemerlerinin üstüne veya içine yerleşen bir veya iki sıralı taş oyma neogotik motiflerdir. Taş işçiliğinin özenli örneklerini sergileyen dilimli rozetler ve nervürlerden oluşan dantel görünümlü bu motifler, aslında yapının strüktüründen ayrı ve âdeta bezeme niteliği belirtilerek her öğede kullanılan hafif bir dekorasyon örgüsüdür veya bir tür perdedir. Bu neogotik perdeleri, kornişlerin gotik nervür motifli tablaları ve zar biçimli kolon başlıkları tamamlar. Kolonların zar başlıkları üzerine ters kalp biçiminde ve uçları rumîye dönüşen bir motif işlenmiştir.

Sarayın içi, fotoğraflarından anlaşıldığı kadarıyla bütün yazarların kendilerini alamadıkları abartılı övgülerine hak verdiren bir görkem sergilemektedir. Bir kere zülvecheyn sofaların 40x22x14 m gibi boyutlarda oluşu ve hem bahçelere hem de denize bakışımı, simetrik ve aksiyal merdiven düzenleri etkileyici mekânsal verilerdir. Buna artistik düzeyinin yüksek olduğu fotoğraflarında da görülebilen pırıltılı dekorasyonu eklenmektedir.

Sarayın içinde kimi Osmanlı motiflerinin de yer aldığı oryantalist bir iç mekân düzenlemesi ve dekorasyonu gerçekleştirilmişti. Avrupa mimarlığının eklek-tisist repertuvarına Çin, Hindistan veya Mısır'dan sonra İslam kökenli bir oryantalizmin girdiği ve 19. yy'ın ikinci yansında gözde bir eğilim olarak yaygınlaştığı bilinir. Türkiye'ye diğer eklektisist üsluplar gibi gelen bu konsept, kısa sürede benimsenir ve Osmanlı motiflerinin eklenmesi ile yerlileşmeye başlar. Beylerbeyi Sarayı'ndaki uygulamadan sonra Çırağan'da Islami geleneğin ve Osmanlı mimarlığının olanca birikiminin sergilendiği olağanüstü bir yapıta dönüşür.

Çırağan Sarayı, düzenleme ve dekorasyon tasarımı açısından Almanya'daki Wilhelma Sarayı ile yakın bir benzerlik gösterir. Kral I. Wilhelm von Württem-berg için, mimar Ludwig Zanth (1796-1857) tarafından tasarlanıp gerçekleştirilen Wilhelma Sarayı (1842-1846), yalnız dekorasyonu ile değil haçvari planlı salonları, kolon, kemer vb mimari öğelerin kullanımı açısından da Balyanlara örneklik etmiş görünmektedir. Özellikle bu nedenle Balyanların Wilhelma'ya gitmese-ler bile resimlerini gördüklerine kesin gözüyle bakılabilir.

Hemen tüm yazarlar, Çırağan'ın üslubu konusunda sultanın istek ve ısrarı olduğunda birleşiyorlar. Sultanın bu isteğinde kuşkusuz en büyük pay, Beylerbeyi Sarayı deneyimi olmuş olmalıdır.

Nisan 1863'te Mısır'a yaptığı yolculuk sırasında Kahire'de muhtemelen görmüş olduğu El Cezire'deki yapımı henüz bitmiş köşkün etkisi buna eklenmiş olabilir. Abdülaziz, tanınmış bir mimar olan Cari W. V. von Diebitsch'ın (1819-1869) hıdiv için gerçekleştirdiği oryantalist üsluplu diğer yapıları ve bu sonuncusunu tüm şatafatı içinde görmüş olmalıdır.

Balyanların da Beylerbeyi deneyimine ek olarak o yıllardaki oryantalist uygulamalarla yakından ilgilendikleri ve pek çok yapıda bunu uyguladıkları bilinmektedir.

Çırağan Sarayı'nın oryantalist iç mekân düzenlemelerinde kolon kullanımının özel bir biçimi vardır. Sarayın karadan ana girişi, Dolmabahçe Sarayı'nda olduğu gibi kitlenin dar kenarmdadır. Sarayın hükümdara ait olan kuzey kesimindeki bu girişte, önde dört basamak-lık bir seki düzeni yapılmıştır, iki yanına odalar konan ve uzunlamasına kullanılan giriş holünde dört sıra halinde dizilen kolonlar, anıtsal merdivene doğru derinlemesine bir perspektif verirler. Üst kattaki Hünkâr Sofası'nda ise, emperyal bir divanhane düzeni kurulmuştur. Salona girişin dışındaki üç eyvanda, dörder basamakla çıkılan mekânlar vardır. Divanhane düzeninin merkezi, ortada kare bir mekân belirleyen dörder kolonluk demetlerle işaret edilmiştir. Doğu ve batı eyvanlarında basamak başlarında birer çift kolon vardır. Hünkâra ait olan eyvana ise ayrıca iki kolon sırası daha eklenmiş ve bir tür hükümdar sergilemesi yapılmıştır. Hünkâr Sofası'nda, tek, çift veya dörtlü kolonların gerçekten de simgesel (neredeyse ikonografik) bir yerleş-tirimi gözlenir.

Kolonlar, yükseltilmiş tabanlar üzerindedir ve zar biçimli başlıkları vardır. Kolon, başlıktan sonra gelen bir üst parçayla daha da yükseltilmiştir; görsel olarak başlıkla bitse de kolonu daha yüksek ve dolayısıyla daha narin gösteren ve Elhamra örneklerine referans veren üslup öğeleridir. Zemin kat kolonları, beyaz mermerdendi. Üst katlardakiler (tek, ikili veya dörtlü) daha narin ve renkli taşlardan yapılmış görünüyor.

Sofalarda evyanların merkeze açılışında ve diğer tüm bağlantılarda kolonlar birbirine düz atkılı sistemde bağlanmıştır. Kolonların kirişlerle birleşmesinde köşebent çiftleri kullanılmıştır. Yükseltilmiş kolon ve köşebent kullanımı Wil-helma Sarayı'ndakilere benzer.

İçeride, mevcut fotoğraflarda görüldüğü kadarıyla kapılar at nalı kemerlidir. Beyaz ve renkli mermerle almaşık geçmeli örülmüş ve kemer merkezine göre ışınsal demetler halinde yerleştirilmiştir.

Buraya kadar betimlenen iç düzenlemede, Wilhelma'da ve daha pek çok Avrupa örneğinde olduğu gibi Elhamra referansı açıktır. Buna Osmanlı mimarisinin kullanımına alışık olduğu mukarnaslı nişler, bezemelerdeki geometrik kadraj, sekilerin ajurlu korkulukları ve bezemenin ayrıca analiz edilmesi gereken Os-

manlı-İslam programı, rumîler, hatailer katılmakta ve sonuçta etkileyiciliği su götürmez ama fotoğraflarla kavranması zor gerçekdışı bir dekor ortaya çıkmaktadır. Tam da oryantalist imgelemin öngördüğü gibi zaman dışı, tarih dışı, masalsı bir saray biçimlenmiştir. Tek defalık ve kendine özgü.

Balyanların başarısının birincil nedeni, Avrupalı mimarın yorumladığı Doğu' nün içinden olmalarıdır. Sonucu karmaşaya değil zenginliğe dönüştüren ikinci etken ise eğitimlerinden ve aile geleneğinden gelen klasik disipline bağlılıklarıdır.

Saray yapım tekniği açısından tamamen kagir malzeme ile: a) Bodrumda kesme taşla kaplı moloz taş, b) katlarda masif kesme taş, c) iç bölmelerde kalın tuğla ile inşa edilmişti. Kat döşemelerinde kare kesitli kalın demir gergi ve bağlamalar kullanılmıştı. İnşaatın demir-çe-lik işlerini Antranik ve Agop ustalar yapmıştı.

Sarayın arkasında Yıldız Parkı'mn caddeye bakan seti üzerinde "Billur Köşk" olarak anılan bir limonluk vardı. Bir yabancı yazarın Londra'daki Kristal Palas'a benzettiği bu sera, kuşluk olarak da kullanılıyor olmalıydı. Abdülaziz, halkın "Cam Saray" dediği bu yapıyı güneşte fazla ısındığı gerekçesiyle yıktırdı.

Sarayın bir diğer ek yapısı, Eldem'in "Çardaklı Pavyon" olarak bir fotoğrafını da verdiği yapıdır. Abdülaziz döneminde Validebağ ve Ayazağa'da yapılan av köşklerine benzeyen ama göründüğü kadarıyla dökme demir parçalar kullanılarak yapılmış neoklasik üslupta bir pavyondu.

Saray 1871'de tamamlandı. 4.000.000 Osmanlı altınına mal olan yapımdan sonra sedefli, fildişili Şam işi eşyalarla, ipek ve atlas perde ve kanepelerle döşendi.



Bibi. T. Allom-R. Walsh, Conslanlinople and the Scenery of Ihe Seven Cburcbes of Asia Minör, I-II, Londra, 1839; Kömürciyan, istanbul Tarihi, 40, 255-256; İnciciyan, istanbul, 96, 159; N. Arslan, Gravür ve Seyahatnamelerde istanbul, ist., 1992; N. Atasoy, "Çırağan Sarayı", 10 Bülteni. Atatürk Özel Sayısı, 1/2 (1982), s. 22-29; A. Batur, "Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı", TCTA, IV, 1038-1090; ay, "Mimarlıkta Oryantalist Eğilimler Üzerine Bazı Gözlemler", Yapı, S. 108 (Kasım 1990), s, 50-61; ay, "İstanbul Mimarlığında Oryantalizm", Arredamen-to Dekorasyon, S. 9 (1992), s. 84-91; M. Ce-zar, "Sanatta Batıya Açılışta Saray Yapıları ve Kültürünün Yeri", Milli Saraylar Sempozyo-mu, Bildiriler, ist., 1984, s. 45-68; P. A. Det-hier, Boğaziçi ve istanbul, İst., 1993; Eldem, Köşkler ve Kasırlar, II; Eldem, Boğaziçi Anılan; Aslanoğlu-Evyapan, Eski Türk Bahçeleri; Evliya, Seyahatname, I; S. Eyice, "istanbul", 1A, V/2, 1214/55; S. Germaner-Z. İnankur, Orientalizm ve Türkiye, ist., 1989; Ç. Güler-soy, Çerağan Saraylan, ist., 1992; E. Işın, "istanbul'un Mistik Tarihinde Beşiktaş-Bahariye Mevlevîhanesi", istanbul, S. 6 (Temmuz 1993), s. 129-137; İSTA, VIII, 3934-3936; S. Koppekamm, Der Imaginare Orient, Berlin, 1987; Pardoe, Bosphorus; M. Sözen, Devletin Evi Saray, İst., 1990; Şehsuvaroglu,


Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   787   788   789   790   791   792   793   794   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin