Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi


BÜYÜKÇEKMECE KERVANSARAYI



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə83/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   134

BÜYÜKÇEKMECE KERVANSARAYI

16. yy'da, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Trakya'dan batıya uzanan yollar üzerinde Büyükçekmece ilk büyük menzil (konak yeri) olmaktaydı. Bu yol üzerinde günümüze ulaşan bir menzil külliyesi içinde mescit, namazgah, üç kemerli çeşme, dört bölüm halindeki köprü ile kervansaray yapısı yer almaktadır. Zaman zaman yapılan onarımlarla bu e-serler günümüze ulaşabilmiştir.

I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566) tarafından Mimar Sinan'a inşa ettirilen bu külliyede, kervansarayın ilk inşa edilen yapı olduğu kaynaklarda belirtilmekte ise de kitabesi olmayan yapının tarih-lendirilmesi, aynı külliye içindeki üç kemerli çeşme kitabesine dayandırılmaktadır. Bu kitabe 974/1566 tarihini vermektedir. Ve kitabe metninden Kanuni' nin Zigetvar seferine çıkarken, bu ö-nemli menzil külliyesini Mimar Sinan'a inşa ettirdiği anlaşılmaktadır.

Büyükçekmece Köprüsü'nün doğu u-cundaki düzlükte inşa edilen kervansaray yapısı 48x22,30 m ölçüsünde bir a-lanı kaplar.

Yapı, kuzeydoğu ve güneybatı yönünde, uzun eksene göre dikdörtgen bir plana sahiptir. Güneybatı cephesi giriş cephesi olarak belirlenmişse de orijinal durumunda değildir. Bu dikdörtgen kapalı ahır mekânına, dar kenarındaki yay kemerli bir kapı ile girilir. Bu kapının açıldığı bir ara mekân ise tuğladan sivri kemerli, iki dikdörtgen pencereli, iki duvarı ile varlığını belirtmektedir.

Uzun dikdörtgen bir mekân halinde uzanan ahır mekânı, ortada bir destek dizisi ile ikiye ayrılır. Bu destek dizisi ve ekseni oluşturan bağlantı hatılı, orijinalinde ahşap olması gerekirken, 1965-1966'daki tamiriyle betonarme kolon ve kirişe dönüştürülmüştür.

Kervansarayda üç sıra halinde yer a-lan taşıyıcı sistemin iki yan sırası, yapının içinde duvar boyunca uzanan 2,40 m genişliğindeki taş sekilerin kenarından yükselir.

Üst örtü sistemi çift meyilli çatı olan yapının örtü sistemini ahşap direklere bağlı bir konstrüksiyon taşır. Çatının o-rijinal hali kurşunla kaplı olduğundan "Kurşunlu Han" diye de tanınan yapının içinde, iki uzun duvarında dönüşümlü o-larak 12 ocak ve 24 niş yer alır. Ocaklar yay kemerli ve üçgen şekilli taşkın alınlıklara sahiptirler.

Yapının kuzey ve güneyde yer alan uzun cepheleri düz yüzeyler halinde olup, üstten bir saçak bordürü ile sınırlanır. Kuzeydoğu cephesi ise farklı bir yoruma sahiptir. Bu cephede sonradan bir giriş açılmışsa da iki sıra halindeki mazgal açıklıkları orijinaldir. Bu mazgal sıraları üzerinde de altta 7, üstte 4 adet tuğla sivri kemerli mazgal pencereler, bezemeli taş şebekeli olarak, cepheyi zenginleştirirler. Taş mazgal pencere şebekeleri, geometrik geçme bezeme örne-

BÜYÜKÇEKMECE KÖPRÜSÜ

358

359

BÜYÜKDERE

üç insan boyunda çakılan kazıkların aralarına kurşun akıtılarak birleştirilmiştir. Bu şekildeki temel yapım daha sonra Mimar Davud Ağa tarafından Yeni Cami' de uygulanmıştır.

istanbul'a karayoluyla Avrupa'dan gelen gezginlerin en çok dikkatim Büyükçekmece Köprüsü çekmektedir. II. Mu-rad zamanında Venedik balyosu olan Ja-cobo Saranzo'nun, seyahatnamesinde iki ağaç köprü yıkıldıktan sonra I. Süleyman'ın (Kanuni) 73.853 akçeye bu köprüyü yaptırdığı yazılıdır.

Büyükçekmece Köprüsü 635 m uzunluğunda, 7,17 m genişliğinde, dört ayrı köprünün birleşmesinden meydana gelmiştir. Çevresi geniş rıhtımlarla çevrili, inişli çıkışlı köprünün Büyükçekmece yönündeki bir ve ikinci bölümlerinde yedişer, üçüncüsünde beş, dördüncüsünde de dokuz gözü bulunmaktadır. Ancak bunların yükseklikleri birbirleriyle eş değildir. Orta gözlerin kemerleri diğerlerinden daha yüksek olup köprünün iniş ve çıkışına göre de alçalmaktadırlar. Köprülerin birleştikleri yerlere sulardan etkile-nilmemesi için selyaranlar yapılmıştır.

ğine sahiptirler. Bu cephe de üstten çift meyilli çatı saçağı ile sınırlanır.

Kervansarayın yapı malzemesi taş, tuğla ve derzdir. Ancak, yapının içinde duvar dokusu muntazam kesme taş, dış cephelerde ise bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ve derzle meydana getirilmiş, bu ise cephelerde enine bir ifade gücü yaratmıştır.

Yapının dar kuzeydoğu cephesindeki taş ve tuğla sıralarının yatay ifadesini taş şebekeli, sivri kemerli dikdörtgen mazgal pencerelerin dikey ifadesi dengelemektedir. Yapıda, yalnızca mevcut kapının yay kemeri taştan, diğer bütün kemerler ise tuğla olarak yer almaktadır.

Kervansaray, 1965-1966'da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek, göl tarafındaki yağ fabrikasına ayçiçeği deposu olarak kiralanmışsa da boşaltılarak 1988'de büyük bir onarım ve çevre düzenlemesi yapılıp, yeniden fonk-siyonlandırılmıştır.



Bibi. ISTA, IV, 3237; Meriç, Mimar Sinan; G. Güreşsever (Cantay), "Anadolu'da Osmanlı Devri Kervansaraylarının Gelişmesi", (İÜ Edebiyat Fak. basılmamış doktora tezi), ist., 1975.

GÖNÜL CANTAY



BÜYÜKÇEKMECE KÖPRÜSÜ

Büyükçekmece ile Mimarsinan Köyü arasında ulaşımı sağlayan köprü, istanbul'a 36 km uzaklıkta, Büyükçekmece Gölü ile Marmara Denizi arasındaki geçit üzerinde yapılmıştır. Bizans ve Osmanlıların ilk dönemlerinde de aynı yerde bir köprünün varlığı bilinmektedir.

I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566), Zigetvar seferine çıkarken bu köprünün yapımını başlatmış II. Selim zamanında (1566-1574) bir yılda tamamlanmıştır. Büyükçekmece Köprüsü, Mimar Sinan eseri olup yapılarının listesini veren Tuhfetü'l-Mimariride "Büyük çekmece köprüsüdür, köprü tekdir, filpa üzre. Bazı gözlerini sel alıp tekrar yapılmıştır", Risâle-i Tezkiretü'l-Ebniye'âe ise "Büyükçekmece de bina olunan köprü" diye sözü edilmiştir. Mimar Sinan, 975/1567 tarihli köprünün yapımında yüzlerce neccar, senktraş çalıştırmış, gölün suları büyük tulumbalarla çekilmiştir. Temellerde iki-

Köprünün yapımında, 35.000-40.000 m3 taş kullanılmış ve bunlar birbirlerine eritilmiş kurşunlarla bağlanmıştır.



Büyükçekmece Kervansarayı

Gönül Cantay fotoğraf arşivi

Büyükçekmece Köprüsü'nün en ilginç yönü taş konsollar üzerine oturtulmuş kitabeli balkonlardır. Bu balkonlar Türk köprülerinde dinlenme veya sohbet yeri olarak yapılmıştır. Bursa'da Selçuk Hatun (14. yy), Geyve'de II. Baye-zid (15. yy), Babaeski (17. yy) ve Edirne'de Meriç (15. yy) köprülerinde benzeri balkonlar yardır. Köprülerden dördüncüsünün üzerinde Mimar Sinan'ın ismi ve imzası vardır. Mimar Sinan'ın ismi müzelerde, arşivlerde, kütüphanelerde daima "Sinan" olarak geçmekte yalnızca Tezkiretü'l-Ebniye'nin yazma nüshası ile köprü kitabesinde "Yusuf bin Abdullah" diye yazılıdır.

Büyükçekmece Köprüsü'nün dördüncü bölümünde karşılıklı iki kitabe vardır. Devrin ünlü hattatı Derviş Mehmed' in eseri olan kitabenin dört beyitlik manzum metni şair Hüdâi'ye aittir.

Bu kitabe köprüye ayrı bir anlam kazandırmaktadır. Ancak Mimar Sinan'ın o-rijinal imzası 196l-19ö2'de yerinden sökülmüş, nerede olduğu da bilinmemektedir. Köprü 1970'te onarılmış, kitabenin benzeri de yazılarak yerine konmuştur.

Köprünün tarih köşkünde de 2,36x 0,83 m ölçüsünde hattat Derviş Mehmed' in nesih yazılı, köprünün II. Selim zamanında tamamlandığını belirten diğer bir kitabe bulunmaktadır.

Istanbul-Edirne karayolu üzerinde yeni bir köprü yapılmış olduğundan, Büyükçekmece Köprüsü'nden yararlanılma-maktadır.



Bibi. C. Çulpan, Türk Taş Köprüleri, Ankara, 1975, s. 142-147; ay, "Köprülerde Tarih Köşkleri", STY, II (1962), 24-35; H. B. Kunter, "Kitabelerimiz", VD, II (1942), 49; E. Yücel, "Büyükçekmece'de Türk Eserleri", VD, IX (1978), 95-108; 1. H. Konyalı, "Büyükçekmece Köprüsü", ISTA, VI, 3234.

ERDEM YÜCEL

Büyükçekmece Köprüsü ve çevresini betimleyen bir gravür. Nazım Timuroğlu fotoğraf arşivi

BUYUKDERE

Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Kireç-burnu-Kefeliköy ile Sarıyer arasında, Ha-cıosman Bayırı'ndan inen yolun sahile kavuştuğu Çayırbaşı'ndan kuzeye doğru uzanan, Büyükdere Koyu'nun kuzeybatı sahilinde ve çevredeki yamaçlar üzerinde kurulu semt. Halen Sarıyer Ilçesi'nin bir mahallesi.

Geçmişte Büyükdere dendiğinde, bugün Çayırbaşı Fidanlığı'nm da içinde bulunduğu ünlü Büyükdere Çayırı'ndan gerideki Belgrad Ormanı'na ve bentlere u-zanan, Büyükdere Koyu'nu çevreleyen tepelerin yamaçlarını, buralardaki koruları ve koyun kuzey sahilindeki Büyükdere Köyü'nü de içeren geniş bir çevre anlaşılırdı. Günümüzde Büyükdere, semt olarak, Çayırbaşı'ndan Kocataş Memba Suyu tesislerine kadar sahil boyunca ve yamaçlara doğru gelişmiş yerleşim bölgesini içermekle birlikte, idari açıdan, 1954' te Çayırbaşı, 1987'de ise Kocataş muhtarlıklarının kurulmasıyla daha dar bir mahalle halini almıştır. 1870'lerdeki sınırları, batıda 1877'de tespit edilmiş Der-saadet belediye sınırlarına, güneyde Büyük Dere (Bakla Deresi) yatağının güneyindeki eski yola, kuzeyde Sarıyer Merkez Mahallesi'ne kadar uzanırken, bugünkü sınırlarını Sarıyer Merkez Mahallesi ile Bülbül Sokak, Kocataş Mahallesi ile Cumhuriyet Caddesi, Çayırbaşı Mahallesi ile de Sırmacılar (Topser) Sokak çizmektedir. Bu sınırlar içinde mahallenin 53 sokağı vardır ve 1993'te yaklaşık 15.000 nüfusa sahiptir.

Kuruluş ve Tarihsel Gelişme: Geçmişinin Bizans dönemine kadar gittiği sanılan Büyükdere, Belgrad Ormanı'ndaki

Bartlett'in

mesire yeri

olarak


Büyükdere'yi

betimlediği

deseninden

gravür,


19. yy.

TETTVArşivi

Valide Bendi'nin doğusundaki tepelerden doğan ve Kefeliköy'le Kalafatyeri a-rasından Büyükdere Koyu'na dökülen Bakla Deresi de denen Büyük Dere çevresinde, sahilde kurulmuş küçük bir balıkçı köyüydü, istanbul'un fethinden sonraki ilk yüzyılda nasıl geliştiğine dair fazla bilgi yoksa da, Evliya Çelebi 17. yy'da yöreyi, bir dere içinde, ulu ağaçların bulunduğu, eşi benzeri bulunmaz bir mesire olarak tasvir eder ve bin kadar haneli Büyükdere kasabasının bu mesirenin varlığı nedeniyle geliştiğini sezdirir. Yine Evliya Çelebi'ye göre, yerleşmenin, biri Müslüman mahallesi olmak üzere sekiz mahallesi vardır. Aynı yüzyılda yaşamış Eremya Çelebi, köyün Rumlarla meskûn olduğunu ve evlerinin derenin başında toplandığını yazar.

Bu dönemlerde Büyükdere, Boğaziçi'nin doğal yapısı gereği gür bitki örtüsüyle kaplı ve adeta içerilerdeki Belgrad Ormanı'nın Boğaziçi'ne kavuşan bir kolu görünümünde olmalıdır. Bugünkü Bakla Deresi ve Çayırbaşı düzlüğünü kapsayan çayır ve bu çayır üzerindeki, dünyaca tanınan binlerce yıl yaşındaki çınar (Yedi Kardeşler Çınarı), kasabadan çok daha ünlüdür. Eski gravürlerde görüldüğü gibi, derenin ve dereyi aşan küçük taş köprünün hemen yakınında bulunan bu çınarın altında, Haçlı ordusu kumandanı Godefroy de Bouillon'un 1096'da karargâh kurduğu söylenir. Çınarın gövdesinin çevresinin 32 m olduğu, 19. yy'da içinde bir kahve bulunduğu, 20. yy başlarındaki bazı notlarda ise gövdesinin çevresinin 45 m'yi bulduğu, ancak artık sadece kök ve gövde olarak kaldığı belirtilmektedir.

Gerek çınar, gerekse Büyükdere Çayırı, Büyükdere tarihinde önemli yer işgal etmiştir. Büyükdere Çayırı Mesiresi' nin burayı seven ve buralarda avlanan II. Selim'den (hd 1566-1574) itibaren rağbet bulmaya başladığı sanılmaktadır. I. Abdülhamid'in sahilden çayırın içlerine kadar uzanan bir araba yolu yaptırdığı ve burada aynı dönemden bir kasrın kalıntılarının görüldüğüne dair notlar vardır. Bir yandan Büyükdere Çayırı, öte yandan Abrahampaşa Korusu ve zamanın en önemli su kaynaklarından ve mesire yerlerinden olan Belgrad Ormanı ve bentlerine yakınlık, yöreyi Osmanlı hükümdarlarının ve saray çevresinin olduğu kadar halkın da sevdiği bir yer haline getirmiştir. III. Selim'i tahttan indiren ve tarihte Kabakçı Mustafa İsyanı olarak bilinen 1807'deki yeniçeri ayaklanmasının sahnesi de Büyükdere Çayırı ve çevresi olmuş, Boğaz kalelerinin "yamak" adıyla bilinen muhafızları ayaklanmadan önce burada toplanmışlardır.

Büyükdere'yi seven ve bu çevredeki kasırlarda vakit geçirmekten hoşlanan bir padişah da II. Mahmud'dur (hd 1808-1839). Yine de bütün bu dönemler boyunca ve daha sonraları, Büyükdere, saray çevresinin ilgisini daha çok çayırıyla, günübirlik mesire yeri olarak çekmiş görünmekte, burada padişahların, sultanların, sadrazamların ve diğer Osmanlı devlet büyüklerinin sahilsaraylarına, konaklarına, yalılarına tek tuk örnekler dışında rastlanmamaktadır. Yerleşmenin nüfus a-ğırlığımn Rumlarda, 19. yy'dan sonra da bir grup Ermeninin buraya yerleşmesiyle gayrimüslimlerde olduğu 1814-1815 tarihli Bostancıbaşı Defteri'ndeki kayıt-

BÜYÜKDEKE

360

361

BÜYÜKDERE CADDESİ

Büyükdere

İstanbul Ansiklopedisi

lardan da anlaşılmaktadır. Bu defterler-deki kayıtlara göre Kireçburnu'ndan Sarıyer Iskelesi'ne kadar uzanan ve Bü-yükdere'yi içeren sahil şeridindeki haneler ve yalılar büyük ağırlıkla gayrimüslimlere, bir de çoğu yabancı misyonlara mensup ecnebilere aittir. Yabancıların bölgeye yerleşmeleri, elçilik ve konsoloslukların yazlıklarının Büyükdere çevresine dizilmeleri, Fransa Elçisi Comte de Vergennes'in 1757'de Büyükdere ve çevresinde yabancıların da oturabilmesi için gerekli izni almasıyla başlamıştır. Fransızlar, Almanlar ve İtalyanlar daha çok Tarabya'yı tercih ederlerken, Ruslar Büyükdere'yi seçmişlerdir.

1828-1829'da ilk buharlı geminin, 1850' .den sonra da Şirket-i Hayriye vapurlarının Boğaziçi'ne seferlere başlamasından sonra, diğer Boğaziçi köyleri gibi Büyük-dere'ye de vapurların yanaşabileceği bir iskele yapılmış; yolcu ve yük indirim bindirimi için kullanılan bu iskelelerin meydanları ve meydan çevresinde gelişen yeni fonksiyonlar, arazi kullanımına da değişiklikler getirmiştir. Söz konusu iskele meydanlarında köy toplumunun ti-

cari ve sosyal ilişki ve iletişimlerini sağlayan işlevler yer almıştır. Başta kahvehaneler, balıkçılar, berber, manav, bakkal, ayakkabıcı, züccaciye, tuhafiye dükkânları; terzilik, marangozluk, oymacılık, demircilik vb sanatkâr işlikleri, köy toplumunun gündelik ihtiyaç, dostluk, yardımlaşma ve haberleşme etkinliklerinin oluştuğu mekânlardır. Büyükdere iskelesi ve çevresi de böyle bir gelişmeye sahne olmuş 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında, istanbul'a kimisi aileleriyle birlikte gelen Fransız, ingiliz ve İtalyan askerlerinin oldukça önemli bölümünün Boğaziçi'nde, özellikle de Büyükdere'de ev kiralayıp savaş sonuna kadar kalmaları, 19. yy ortalarında Büyükdere'yi ekonomik ve sosyal açıdan hareketlendir-miştir. Abdülaziz döneminde (1861-1876) Zincirlikuyu-Büyükdere yolu, Hacıosman Bayırı-İstinye-Tarabya şoseleri onarılmış, Büyükdere Köyü ve Çaym'na sırtlardan ulaşan yolların atlı arabaların rahatlıkla geçebilecekleri bir nitelik kazanmaları da II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) gerçekleşmiştir.

20. yy'ın başında Büyükdere semtin-

Yüzyıl başında

Büyükdere

sahilini


gösteren

bir kartpostal.



Ümit Ünkan

koleksiyonu

de, eski Abrahampaşa Korusu sınırından başlamak üzere güneye doğru sahil boyunca Avusturya, Rusya, Danimarka, İspanya, Portekiz ve Hollanda sefaretlerinin yazlık binaları; dere yakınlarında gemi kalafat yerleri; Şirket-i Hayriye'nin Boğaziçi Salnamesi 'ne göre 4.300 kadar Rum, 700 İslam, 300 Musevi ve 180 Er-meniden oluşan bir nüfusu; balıklarıyla ünlü dalyanları; 11 tuğla imalathanesi (Çayırbaşı'nda 1955'lere kadar varlığını korumuştur), Nektar adlı bir bira fabrikası tespit edilmiştir. 1930'da Nektar Bira Fabrikası'nın arsası üzerine kurulmuş olan Tekel Kibrit Fabrikası, Topser Kiremit Fabrikası da, bugünkü Büyükdere Mahallesi sınırları dışında kalmakla birlikte bir zamanlar Büyükdere semtine canlılık getirmiş ve iş alanı açmış olan işletmelerdendi.

1930'lu yıllarda Büyükdere ve Sarıyer sahil şeridini tepelerin üstünden Şişli'ye bağlayan Hacıosman Bayırı-Büyükdere yolu, 1940-1950 arasında Bebek-İstinye, Büyükdere-Bentler yolları genişletilip asfaltlanmış, 1948'den itibaren Taksim-Sa-rıyer otobüs hattı açılmış, böylece Büyükdere, toplutaşımacılığm ve ulaşımın sadece vapurlarla sağlandığı uzak bir Boğaz köyü olmaktan yavaş yavaş çıkıp şehirle daha sıkı bağlantılı, sadece yazlık değil sürekli oturulabilen bir semt haline gelmeye başlamıştır, 1936'da Fransız şehircilik uzmanı Prof. Prost ile başlatılmış olan İstanbul planlama çalışmaları çerçevesinde 1948 ve 1949'da Boğa-ziçi'ndeki diğer bazı köylerle birlikte Büyükdere köy içi imar planları da yapılmıştır. 1952-1956 arasında çalışan müşavirler heyeti, Prost planlarının uygulanmış kısımlarını kabul etmiş, ancak planlama alanını Sarıyer'i de içine alacak şekilde genişletip "Beyoğlu Nâzım Planı" adıyla 1954'te yürürlüğe koymuştur. Plana göre Büyükdere sahil şeridi eski ahşap binalar restore edilmek suretiyle

korunacak, balıkçı yerleri, lokanta ve gazinolar turistik özellikte olmak üzere iyileştirilecektir. Yine aynı plana göre bir yandan Tophane'den başlayıp Sarıyer'e kadar devam edecek 30 m genişliğinde sahil yolu, öte yandan Zincirliku-yu, Levent, Maslak'tan geçerek Büyük-dere'ye ulaşacak Büyükdere asfaltı (bak. Büyükdere Caddesi) Büyükdere'nin değişmesinde ve gelişmesinde etkili olmuşlardır.

Boğaziçi yerleşmelerini besleyen yollar geliştirilirken Büyükdere'nin köy içi de yavaş yavaş değişerek kaçak bina ve yerleşmeleri de barındıran bir görünüm almaya başlamıştır. Mahallenin nüfusu, yaklaşık olarak 1955'te 3.000'den 19öO'ta 4.900'e, 1970'te 6.350'ye, 1975'te 7.900'e, 1980'de 10.400'e, 1985'te 11.700'e yükselmiş; 1990 nüfus sayımında, 2.797 kişilik Kocataş Mahallesi'nin ayrı muhtarlık olarak ayrılmasıyla Büyükdere Mahallesi' nin nüfusu 8.114'e düşmüştür. 1970-1973 arasında yapılan bir araştırmaya göre, o dönemde semt nüfusunun yüzde 62'si İstanbul dışı doğumlulardan, yüzde 38'i ise İstanbul doğumlulardan oluşmaktadır. İstanbul doğumlular çoğunlukla köy içindeki planlı alanlarda, başka yörelerden göçle gelen nüfus ise güneydeki Ça-yırbaşı Mahallesi sırtları başta olmak ü-zere tepelere doğru yayılmış gecekondularda oturmaktadırlar. Çeşidi imar yasalarına ve Boğaziçi Yasası'na(->) rağmen, yasa boşluklarından ve imar aflarından yararlanılarak yapılan inşaatlar, eski yerleşmenin tepelerim bir yandan gecekondular, öte yandan tepelere sefertası görünümü veren kat kat lüks villalarla örtmüş, doğal yeşil örtünün pek çok yerde

Büyükdere

mevkiinin

havadan bir

görünümü.

Naztm Timuroğlu, 1993

yok olmasına yol açmıştır. 1993' ün sonlarında, köy içindeki eski ahşap evler ve sahildeki yalılar hızla el değiştirip asıllarına uygun biçimde onarılırken, tepelerde ve yamaçlarda yasaya aykırı olduklarından mühürlenmiş lüks villa inşaatları yeni imar afları beklemektedir.

Büyükdere sahilinin görünümünü olduğu kadar toplumsal yaşantısını da değiştiren en önemli gelişme 1985-1989 a-rasında, trafiği hafifletmek amacıyla, denize çakılan ayaklar üstünden geçilen "kazıklı yol" olmuştur. Dere ağzından başlayarak Sarıyer Merkez Mahallesi sınırında biten kazıklı yolun yapımıyla, sahildeki eski kalafat ve tekne inşa tezgâhlan kaldırılmış; bu bölgedeki yalılar yolun içinde kalarak Boğaziçi'nin simgesi olan yalı-su ilişkisinden ve görünümünden kopmuşlar; Büyükdere İskele-si'nin iki yanında sıralanan ünlü Rum lokantalarının tümü birbiri ardına kapanmış; iskele anlamsız ve terk edilmiş biçimde kalmıştır.

Yerleşik nüfus yanında, öteden beri gayrimüslimlerin ve Türk orta sınıflarının yazlığı olan Büyükdere'ye son yıllarda Arap turistler rağbet etmeye başlamıştır. Uzun süreler boyunca çeşitli dinlerden ve etnik gruplardan meydana gelen karışık bir nüfusun bir arada yaşaması, semtte farklı kültürlerin yarattığı yumuşak ve hoş bir atmosferin hâkim olmasına yol açarken camilerle kiliseler de yan yana yaşamışlardır. Büyükdere'de halen Kara Kethüda Camii (bak. Büyükdere Camii) ve Cerrah Mahmud Efendi Camii(~») olmak üzere iki cami, bir Rum Ortodoks kilisesi (Ayios Paraskevi) bir Ermeni Gre-goryen kilisesi (Surp Hripsimyantz), bir

Ermeni Katolik kilisesi (Surp Boğos) ve bir İtalyan Katolik kilisesi (Santa Maria) bulunmaktadır.

Bir zamanlar Boğaz'ın bu kesiminde çekim merkezi olan Rum lokantası ve meyhaneleri, en ünlülerinden birinin Beyaz Park olduğu gazinolar, 1970-1980' lerden, özellikle kazıklı yolun yapımından sonra, bir yandan Kireçburnu ve Ta-rabya, öte yandan Sarıyer'e doğru kayarak semti terk etmişlerse de Büyükdere Koyu'nun manzarası, özellikle de mehtabı, güzelliğinden ve ününden bir şey yi-tirmemiştir.

18. yy sonu yapısı Keçecizade Fuad Paşa Yalısı (halen otel) ve halen Sadberk Hanım Müzesi adıyla müze olarak kullanılan Azaryan Yalısı(->) semtteki önemli tarihi eserlerden ve tek tuk kalmış eski yalılardan ikisi olup, asıllarına uygun restorasyon görerek günümüze kadar gelmiştir.

Bibi. Hafız Hızır İlyas Ağa, Tarih-i Enderun 1812-1830, c. I, ist., 1987, s. 59; Kömürci-yan, İstanbul Tarihi, 47, 210, 280, 281; în-ciciyan, İstanbul, 119, 120; Evliya, Seyahatname, I, 158; Evliya Çelebi, Seyahatname, s. 333-336, 1975; S. Ayverdi, Boğaziçi'nde Tarih, (1966), s. 270-276; Ç. Aysu, "Boğaziçi'nde Mekânsal Değişim", (İÜ Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü, yayımlanmamış doktora tezi), ist., 1989; "Büyükdere", "Büyükdere Çayırı", "Büyükdere Çınarı", İSTA.

ÇİĞDEM AYSU



BÜYÜKDERE CADDESİ

Şişli Camii'nden başlayıp Mecidiyeköy, Esentepe, Zincirlikuyu, Levent, Sanayi mahallelerinin önünden ve Maslak Kav-şağı'ndan geçerek soluna Fatih Ormanı' m alıp kuzeye doğru devam eden ve Ha-



BÜYÜKDERE CADDESİ

362

363

BÜYÜKDERE ÇAYIRI

KONUT


SANAYİ

DEPOLAMA


TiCARET © EĞiTiM

SPOR ALANLARI

KORULAR

ORMAN YASAL SINIRI O AÇIK YEŞiL ALANLAR



FİDANLIKLAR

MEZARLIKLAR

KAMU

1965'ten 1989'a Büyükdere Caddesi çevresinde arazi kullanımının değişimi.



Çiğdem Aysu

cıosman Bayırı'na kavuşan yol. Zincirli-kuyu Mezarlığı'nm güneyinde Barbaros Bulvarı'nınC-O bittiği noktada bu bulvarla kesişen şimdiki Büyükdere Caddesi, I. Levent'in kuzeyinden Sanayi Mahallesi" nin Fatih Sultan Mehmet Köprüsü çevre yolunda sona erdiği yere kadar eski Büyükdere Caddesi'ne paralel gider. Çevre yolu kavşağından (Harp Akademileri Köprülü Kavşağı), Harp Akademileri lojman ve tesislerim, İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampusu'nu sağda; büyük şirket ve işyeri binalarım solda bırakarak kuzeydoğu yönünde devam eder. Solda Mövenpick Oteli, Emlak Bankası, TYT ve inşaatları bitmek üzere olan birkaç iş merkezi binası; sağda benzin istasyonunun bulunduğu kavşak noktasında (Maslak Kavşağı) Şişli-İstinye yolu, doğuya İstinye istikametine doğru ayrılırken Bü-

yükdere Caddesi, Işık Lisesi binalarını sağda, Nova iş Merkezi, Pabetland vb binaları, Yıldız Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'ni, Atatürk Sanayi Sitesi'ni ve İstanbul Trafik Şubesi'ni solda bırakarak kuzey yönünde devanı eder ve Fatih Or-mam'nın doğu sınırından geçer. Bir süre sonra Tarabya Caddesi, doğu yönünde ayrılır; kuzeye doğru inen Büyükdere Caddesi, Büyükdere Körfezi' ne l km kala, en dik bölümünde Hacıosman Bayırı adım alır. Büyükdere'ye doğru, önce Ke-feliköy Caddesi; Çayırbaşı kavşağından sonra da Çetin Emeç ve Demokrasi Şehitleri Caddesi (kazıklı yol), daha sonra Büyükdere'den Sarıyer'e doğru Piyasa Caddesi olarak devam eden yolu, Büyükdere Caddesi'nin uzantısı saymak müm-. kündür.

Büyükdere Caddesi ve Hacıosman Ba-

yırı üstünden Boğaziçi'nin Rumeli kesiminin kuzeyini kente, Şişli'ye ve Beşiktaş'a bağlayan güzergâh istanbul'un en eski yollarından biridir. 1837-1839'da von Moltke'ye hazırlattırılan bir planın çalışma'haritası üzerinde, bu bölgede kırsal nitelikli birçok yol görülmektedir. Bunlardan biri Şişli'den başlayıp batıdaki yayla sırtlan üzerinden devam ederek denize ve Büyükdere'ye inmektedir. Fiziki yapının elverdiği yerlerde, bu yolun tepeler üstünden Rumeli kesimindeki bazı Boğaziçi köylerine bağlandığı da haritada görülmektedir. II. Mahmud döneminden (1808-1839) itibaren, Boğaziçi'nin yazlık olarak kullanımı hızlanmış, I. Ab-dülmecid (hd 1839-1861) ve Abdülaziz (hd 1861-1876) dönemlerinde bu süreç daha da gelişmiş ve gerek Belgrad Ormanı ve oradaki bentlere, gerek Büyük-

dere çevresindeki yalılara, sefaretlerin yazlıklarına ve mesirelere ulaşımın kolaylaştırılması gereği, Büyükdere Caddesi'ne önem kazandırmıştır. I. Abdülme-cid'in saltanatı sırasında, yayla sırtların-daki yolu güçlendirmeye ilişkin bir girişim Beşiktaş sırtlarındaki ıssız alanlarda bir cami ve karakolun (Teşvikiye Camii ve Karakolu) inşa ettirilmesi olmuştur.

Aynı dönemde Mecidiyeköy Balkan-lar'dan gelen göçmenlerin iskânına açılmış, bölgenin meskûn hale gelmesi Şişli-Maslak Yolu'nun (Büyükdere Yolu) kullanımını yoğunlaştırmıştır. Abdülaziz döneminde Zincirlikuyu-Büyükdere yolu, Hacıosman Bayırı, Istinye-Tarabya ve Boğaz sırtlarındaki diğer bazı bağlantı yollan düzeltilmiş, şose haline getirilmiştir. Büyükdere Köyü'nü ve Çayırı'nı her açıdan besleyen bu yayla sırtı yollarının atlı arabaların rahatlıkla geçebileceği bir nitelik kazanması ise II. Abdülhamid zamanında gerçekleşmiştir.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, Boğaziçi çevresinde araziden yararlanmada en önemli faktörlerden biri haline gelecek olan karayolu ulaşımına iki farklı dönemde müdahale edilmiş ve karayolları iyileştirilmiştir. 1938'e kadarki dönemde Mecidiyeköy-İstinye yayla sırtı yolu ile Hacıosman Bayırı-İstinye yolu ve Hacıosman Baym-Büyükdere Koyu yolu asfaltlanmış, ayrıca Hacıosman Ba-yırı-Tarabya Koyu arasına beton dökülmüştür. 1938-1949 arasında da Bebek-İstinye yolu genişletilmiş, Büyükdere-Bentler yolu onarılmıştır. 1948'den itibaren Taksim-Sarıyer otobüs hattı devreye girmiştir. Vapur hatlarına bağlı iskele çevrelerinin Boğaziçi'ne ve Boğaziçi köylerine farklı bir işlevsel yapı ve görünüm kazandırmasına benzer bir biçimde (bak. Büyükdere), bugünkü karayolu ulaşımının ana dokusunun 1950 öncesinde mekâna oturmuş olması da Boğaziçi'nin Rumeli kıyıları ile yayla sırtı yolu (Büyükdere Caddesi) arasında konut ve diğer kentsel işlevlerin 1950, özellikle 1970 sonrasında hızla gelişmesine zemin hazırlamıştır.

Önceleri Şişli semtinden başlayıp Levent Çiftliği'nden ve Maslak'tan geçerek Istinye'ye, Tarabya'ya ve Büyükdere'ye ulaşan yola Şişli-Maslak Yolu denilmekteyken sonraları adı Büyükdere Yolu o-larak değiştirilmiştir. 1954'te, daha önce Prost'un hazırladığı planın uygulamaya geçirilmesiyle Şişli-Maslak Yolu, Taksim-Kilyos Korniş Yolu adı altında (bugünkü Büyükdere Caddesi) düzenlenmeye ve yapılmaya başlanmıştır. 1952-1956 arasında, İstanbul Belediyesi'nce üniversite öğretim üyelerinden oluşturulan müşavirler heyeti, Prost'a hazırlatılmış olan Beyoğlu Nâzım Planı sınırlarını yaklaşık iki misli genişletmiş, "Beyoğlu Ciheti Esas Plam'n-da Yeni Yollar" başlıklı bir haritada eski Şişli-Maslak Yolu'nu Taksim-Şişli-Büyük-dere Asfaltı adıyla belirlemiştir. Bu plana göre Tophane Meydanı'ndan başlayacak olan Boğaz sahil yolu 30 m genişliğinde Sarıyer'e kadar devam edecek, Mecidiye-

köy'den başlayıp bir yandan Beşiktaş'a uzanan (şimdiki Barbaros Bulvarı), diğer yandan Zincirlikuyu, Levent, İstinye, Tarabya ve Büyükdere'ye ulaşacak Taksim-Şişli-Büyükdere Asfaltı da ortalama 50 m genişliğinde olacaktı. Planın önemli bölümleri 1956'da başlayıp 19öO'a kadar devam eden dönemin başbakanı Adnan Menderes'in İstanbul imar hareketleri kapsamı içinde sürmüştür. Böylece 1960' lardan sonra bir zamanlar İstanbul'un trafik açısından en tehlikeli yollarından sayılan sık ve dik virajlı, daracık ve iki yanı ağaçlı Büyükdere-Hacıosman Bayı-rı-Maslak-Şişli yolu tarihe karışmıştır. Bu yolun küçük bir bölümü halen I. Levent'in sonundan Fatih Köprüsü çevre yolunun köprülü kavşağına kadar Büyükdere Caddesi'ne paralel olarak korunmuştur ve eski yol hakkında bir fikir vermektedir.

Sürekli genişletilen ve niteliği iyileştirilen Büyükdere Caddesi'nin çevresinde var olan önce 1950'de Levent, sonra 2., 3., ve 4. Levent'ler; 1960'larda gecekondu semtleri olarak başlayan, şimdi büyük mahalleler halini almış bulunan Telsizler, Ortabayır, Sanayi Mahallesi vb konut işlevlerine zaman içinde yeni şehirsel işlevler katılmıştır. Örneğin Eczacıba-şı (1952), Squip (1953), Philips (1956), Neyir (1958), Sandoz (1960), daha sonraları Oto Sanayii alanı (1963), Tekfen (1963), Roche ve Metal Kapak (1966), A-pa Ofset (1967), Fako (1970), Deva (1974) sanayi tesisleri kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda Renault, Sesa, International Motorlu Araçlar, oto tamir bakım ve parça servisleri, Atatürk Oto Sanayii sahası tesisleri ve 1980-1990'larda da büyük bankaların, şirketlerin çok katlı gökdelen benzeri merkezleri, Mövenpick gibi uluslararası bir otel, büyük mağazaların alışveriş birimleri yer almıştır. 1993'te, merkezi iş alanını oluşturan idari birimlerin bulunduğu binalar ve gökdelenler, özellikle Maslak-İstinye Kavşağı çevresindedir. Ayrıca yine bu çevrede üniversite birimleri ve başka eğitim tesisleri de kurulmuş, böylece eğitimden turizme, konuttan sanayiye çok sayıda şehirsel işlev yıllar boyunca yolun etrafına yerleşmiştir. Günümüzde Büyükdere Caddesi iki yanı ağaçlıklı daracık eski kır yolundan bütünüyle farklı görüntüsü ve nitelikleri, her iki Boğaz köprüsüne ulaşan bağlantı yolları ve trafiğinin yoğunluğuyla bir şehir içi bulvarı olma aşamasındadır.

ÇİĞDEM AYSU



Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin