Bibi. Kuran, Mimar Sinan, 76, 133, 176-178, 184, 355-357; 2. Ahunbay, "Mimar Sinan'ın Eğitim Yapıları", Mimarbaşı Koca Sinan, Yaladığı Çağ ve Eserleri, İst., 1988, s. 276-279; M. B. Tanman, "Dârülkurrâ/Mimari", DİA, VIII, 545-548.
M. BAHA TANMAN
DARULMESNEVI
bak. MESNEVÎHANE TEKKESİ
DARÜLMUALLİMAT
26 Nisan 1870'te İstanbul'da açılan kız okullarına öğretmen yetiştirme amaçlı ilk kız meslek okuludur. Dersaadet Darül-muallimatı da denmiştir.
1869'da yayımlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, kadın öğretmenler yetiştirilmesini de öngördüğünden Maarif Nazırı Saffet Paşa gereği için çalışmalar başlattı. Ayasofya'da Yerebatan'da bir konak kiralandı. Dersaadet Darülmuallimatı adı verilen okul için öğretmenler ve personel görevlendirildi. 8 Şubat 1870'te
düzenlenen giriş sınavına katılan 32 kız, emsile, amâl-i erbaa (dört işlem), coğrafya, imla, sülüs yazı, resim, nakış ve terzilik alanlarında denendiler. 31 Mart 1870'te Maarif Meclisi'nde okulla ilgili program, ödenek, ücret vb konularda kararlar alındı. O sıradaki koşullar uygun görülmediğinden okula gayrimüslim kızların alınması ertelendi.
Açılışında inas (kız) rüştiyesi ve iptidai üstü l yıllık ve rüştiye(->) eşidi bir okul olarak örgütlenen Darülmuallimat'a ulûm-ı diniye ve ahlak, kavaid-i lisan ve inşa, hesap, nakış, ameliyat-ı hayatiye, resim, hatt-ı sülüs ve nesih, tarih-i Os-mani, coğrafya dersleri kondu. 26 Nisan 1870'te bir tören düzenlenerek ders başlatıldı. Saffet Paşa açış konuşmasında kızların okutulmasındaki yararları vurguladı. Okuldaki beceri ve uygulama dersleri için Madam Palker ile Zalker Efendi (resim), Madam Eliza Maynok ve Arnik (nakış) gibi gayrimüslim öğretmenler ve usta öğreticiler de görevlendirildi. 1871' de mezun olan kızların dişlerinden bir sergi açıldı.
1872-1873 öğretim yılında okulun öğretim süresi 3 yıla çıkarıldı. Bu evrede mezun olan 17 "muallime" (kadın öğretmen) İstanbul'daki inas rüştiyelerinde görev aldılar. İstanbullu aileler okula ve buradan mezun olan kadın öğretmenlere ilk günden sıcak baktılar. Kızlar için Darülmuallimat'a girmek bir ideal oldu. 1875'te okul, l yıllık Darülmuallimat-ı Sıbyan (ilköğretmen okulu) ve 3 yıllık Darülmuallimat-ı Rüşdi (orta öğretmen okulu) adları ile iki şubeye ayrıldı. 1877' de ders programına "musiki" de eklendi. Bu dersi okutmakla Refika Hanım adında bir Müslüman kadın görevlendirildi. Ancak, okuldaki erkek öğretmenlerle kadın öğretmenler birbirlerini görmemekte, kendi odalarından mubassır (gözcü) eşliğinde derslere gidip dönmekteydiler. 1878' de Darülmuallimat-ı Rüşdi'den mezun olan 8 muallime hanım ile sıbyan şubesinden diploma alan 5 öğretmen de yine İstanbul okullarına atandılar. 1879'da o-kul programına usul-i tedrisi (öğretim yöntemi) dersi de kondu. Bu dersin öğretmenliğim Ayşe Sıdıka Hanım üstlendi. İlk kez bir kadın müdür de (Fatma Zehra Hanım) o yıl atandı.
1881-1882'de bir yıl kapalı kalan Da-rülmuallimat, ertesi yıl açıldı. Rüşdi ve iptidai şubeleri ayrı yönetimlerle örgütlendi. Okulun her iki şubesi 1895'te Kos-ka'da bir konağa taşındı. Bu sırada yeni bir ders programı ile talimatname (yönetmelik) hazırlandı. Darülmuallimat'a, 6 yıllık rüştiye eşiti "ihtiyat" sınıfları ile bunun üstünde 3 yıllık bir öğretim süresi belirlendi. Öğretim kadrosunda ise kadınlar çoğunluk elde ettiler. 1903'te ders programı bir kez daha yenilendi. Programa Arapça, Farsça, kitabet ve tatbikat, hıfzussıhha, idare-i beytiye, el hünerleri dersleri eklendi.
1911'e değin 737 mezun veren Darül-muallimat'ın yanında bir de "leyli" (parasız yatılı) Darülmuallimat açılması düşü-
nüldü. Bu amaçla Fatih Çarşamba'da Sa-ib Paşa Konağı'ndaki Leyli İnas Sanayi Mektebi içinde bir şube açıldı. 1912'de bu şube ve Koska'daki okul, Çapa'da Derviş Paşa Konağı'na taşındı. Yeni bir öğretim kadrosu oluşturuldu. Kız öğrencilerin bir bölümü yatılı, bir bölümü gündüzlüydü. Yanan okul binasının yerine 1914'te Darülmuallimat-ı Âliye (yüksek kız öğretmen okulu) levhasını taşıyan yeni bir bina yapıldı.
İnas Darülfünunu öğrencileri de burada barınmaktaydılar. 1914'te Darülmuallimat, "iptidai kısmı" (uygulama ilkokulu), "İptidai Darülmuallimat" (kız öğretmen okulu), "Ana Muallim Mektebi" ve "Ana Mektebi" olarak dört kısma ayrıldı. 1915'te Darülmuallimin(->) ve Darülmuallimat için yeni bir nizamname (tüzük) çıkarıldı. 1916-1917 öğretim yılında okul mevcudu artarak 803 yatılı, 276 gündüzlü mevcuda ulaştı. 1918'de 217 mezun verildi. Bunların büyük bölümü taşra o-kullarma atandılar.
1922-1923 öğretim yılında Darülmu-allimat'ın yönetimi, Ankara'daki milli hükümete bağlandı. 1923'te okul pencerelerindeki kafesler kaldırıldı. Hızlı bir çağdaşlaşma hareketi yaşandı. Konferans ve sinema salonu, spor salonu hizmete girdi. Okula piyanolar alındı. 1924' te Darülmuallimat kapatılarak yerine laik öğretim programıyla İstanbul Kız Muallim Mektebi açıldı.
Bibi. Ergin, Maarif Tarihi, II, 557-572; Y. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, ist., 1993, s. 153; Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye, Dördüncü Sene, ist., 1319, s. 128; N. Sakaoğlu, Osmanlı Eğitim Tarihi, ist., 1991, s. 80.
NECDET SAKAOĞLU
DARÜLMUALLİMAT BİNASI
Çapa'da, Millet Caddesi üzerindedir. Kapısının üzerindeki çini kitabeden 13327 1914'te inşa edildiği öğrenilmektedir. Bu kitabede bulunan "Hakkı" imzası 1908-1916 arasında Darülmuallimin (erkek öğretmen okulu) ve Darülmuallimat'ta hat dersleri veren, İsmayıl Hakkı Baltacıoğ-lu'na (1886-1978) aittir. I. Ulusal Mimarlık Dönemi'nin bütün özelliklerini taşıyan yapının mimarı hakkında kesin bir bilgi yoktur.
Kısmi bir bodrum ile üç kattan oluşan ana yapı Millet Caddesi'ne paralel olarak yerleştirilmiş, ön ve arka cepheleri yapının ekseninde ve uçlarında yer alan çıkmalarla hareketlendirilmiştir. Ki-tabeli giriş kapısının yer aldığı ortadaki çıkma büyük boyutlu bir giriş bölümünü barındırmakta, yanlarda birer adet yönetim odasıyla, yapı boyunca devam eden koridorlar bu bölüme açılmaktadır. Yapı, ana girişin eksenine göre simetrik biçimde tasarlanmıştır. Binanın arka cephesinin ekseninde yer alan ve ön cep-hedekine tekabül eden çıkmaya ise giriş bölümünden başlayan, birinci kata geçit veren çift kollu merdiven yerleştirilmiştir. Ön cephe üzerinde sıralanan sınıflar koridorlara açılmakta, koridorların uçlarında arka cephedeki yan çıkmaların içine yerleştirilmiş tek kollu merdivenler bulunmaktadır.
Aynı tasarımın gözlendiği üst katlarda bazı birimler yatakhanelere tahsis e-dilmiştir. Koridorların ucundaki merdivenlerin altından ulaşılan bodrum katında, bir koridor üzerinde yemekhane, mutfak ve diğer servis birimleri sıralanmaktadır. Söz konusu koridorun ekseninde bulunan merdivenlerin sonunda sivri kemerli üç açıklıktan mescit bölümüne geçilmektedir. Çini bezemeleri ile dikkati çeken mescit, ana yapının arka cephesinde bulunan, uçları kesik elips planlı, iki katlı yapının zemin katını işgal eder. Mescidin üstünde yer alan, mescide oranla hayli yüksek tavanlı mekânın aslında amfi şeklinde tasarlanmış çok amaçlı kullanılabilen (tiyatro-konferans vb) bir salon olduğu bilinmektedir. Ana binarun sol tarafında bağımsız bir kitle olarak tasarlanmış dikdörtgen planlı spor salonu bulunmaktadır.
Darülmuallimat'ın süsleme programı, I. Ulusal Mimarlık Dönemi Üslubu'nun özelliklerini yansıtmakta, cephe tasarımıyla süsleme öğeleri arasında üslup birliği gözlenmektedir. Millet Caddesi' ne bakan ön cephe ve binanın iki yan cephesi tasarım açısından L Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarının hepsinde olduğu gibi, arka cepheyle kıyaslanmayacak şekilde özenle ele alınmıştır. Söz konusu cephede, zemin ve birinci kat pencere üstlerinde dikdörtgen, üst kat sivri kemerli pencerelerin çevresinde ise kemer dolgusu şeklinde düzenlenmiş, firuze ve lacivertle renklendirilmiş, stilize bitki dekorlu çini bezemeler görülmektedir. Ayrıca üst kat pencere aralarına büyük boyutlu, dilimli, firuze renkli çini kabaralar yerleştirilmiştir.
Dış cephede ağırlıklı olarak görülen çini süslemeye, yapının içinde sadece girişteki hazırlık bölümünün yuvarlatılarak genişletilmiş yan duvarlarında ve mescit bölümünde rastlanmaktadır. Giriş bölümünde karşılıklı olarak üçer pano şeklinde düzenlenmiş, iki farklı kompozisyondan oluşan çok renkli çini bezemeler, alttaki firuze ve lacivert renkli örgülü geçmeli levhalara oturtulmuştur.
Yapıda çininin en yoğun olarak kullanıldığı birim mescit bölümüdür. Ana binanın arkasına bitişik olan, salon ve mescidin bulunduğu bu küçük bina günümüzde dıştan seramik karolarla kaplanmıştır. Mescidin içinde bütün duvarlar yerden tavana kadar dönemin Kütahya çinileriyle kaplı olup, 15. yy Karaman ibrahim Bey imareti mihrabından esinlenilerek yapılan mihrabının üstünde, Kütahyalı çini ustası "Mehmed Emin"in imzası ve "1331/1913" şeklinde yapım tarihi görülmektedir. Yapı ile çağdaş bu o-rijinal çinilerin büyük bir kısmının, 1987' deki bir onarım sırasında günümüz çinileriyle değiştirildiği bilinmektedir.
Çini süsleme yanında yapının genelinde hâkim bir bezeme unsuru da alçı süslemedir. Yapıda hemen bütün mekânlarda, Selçuklu ve klasik Osmanlı üsluplarından derlenmiş motiflerin (mukarnas-lı silmeler, sarkıtlar, geometrik geçmeler) görüldüğü kartonpiyer tekniğiyle yapılmış alçı tavan süslemeleri dikkati çekmektedir.
Oldukça iyi durumda günümüze ulaşmış olan bu yapı yine öğretmen okulu olarak hizmet vermektedir.
Bibi. H. Arlı, "Kütahyalı Mehmed Emin Usta ve Eserlerinin Üslûbu", (İÜ, yayımlanmamış yüksek lisans tezi), İst., 1989; M. F. Bayraktar, "Baltacıoğlu Ismayıl Hakkı", DlA, V, 36-38.
HAKAN ARLI
DARÜLMUALLİMİN
Temel eğitim ve genel kültür için öğretmen yetiştirmeyi amaçlayan ilk meslek okulu. Darülmuallimin-i Rüşdi de denmiştir. 16 Mart 1848'de Fatih'te açıldı. 3 Mart 1924'te Tevhid-i Tedrisat Kanunu
yürürlüğe girdikten sonra programında önemli değişiklikler yapılarak yerini İstanbul Erkek Muallim Mektebi'ne (öğretmen okulu) bıraktı.
Cevdet Paşa(->) Darülmuallimin'in açılışını, rüştiyelere(-») öğretmen yetiştirme ihtiyacına bağlar. 1838'den itibaren İstanbul'da rüştiyeler açılmaya başlayınca bu kurumlarda ders verebilecek elemanlara ihtiyaç doğdu. Fatih'teki Mekkizade Türbesi yanındaki özel bir projeyle yapılmış olan rüştiye binasında Darülmuallimin-i Rüşdi adıyla yeni bir okul açıldı. Buraya medrese öğrencilerinden "şa-kird" (öğrenci) alındı. Kaydolan 30 öğretmen adayının yetişmesi için program, yönetmelik, kitap ve öğretim kadrosu yoktu. Cevdet Efendi (Paşa) muallim-i evvel (müdür) atandı. Medreselerden ve camilerden seçilen hocalarla bir kadro oluşturuldu. Cevdet Efendi, ilk Darül-muallimin Nizamnanıesi'ni hazırladı. Bu tüzükle kayıt kabul koşulları, ders programı, öğrenim süresi, öğretim kadrosu, sınavlar, mezuniyet ve öğretmenliğe geçiş koşullan belirlendi. Öğrencilere aylık bağlanarak cerre çıkmaları yasaklandı. Okul, kısa sürede istanbul'un ilk düzenli ve disiplinli meslek okulu konumunu elde etti. 3 yıl süreli Darülmualli-min'de medrese derslerinin yanında ifade usulü, Farisî, hesap ve hendese, mesaha ve hey'et, coğrafya dersleri de vardı. 1851'de yürürlüğü giren ilk nizamnamesinde 1855'te değişiklikler yapıldı. Öğretmen adaylarının daha iyi yetiştirilmeleri için mevcut 30'dan 20'ye indirildi.
15 Kasım 1868'de İstanbul'daki iptidailere de öğretmen yetiştirmek için Darülmuallimin-i Rüşdi'ye bağlı Sıbyan Mektebi Darülmuallimini açıldı. Beyazıt'taki Matbaa-yi Atika (halen yerinde İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi vardır) binası bu şubeye verildi. Cami ders-leri(->) izleyenlerden, medreselilerden sınavla alman öğrencilere bu yeni şubede l yıl süreyle meslek eğitimi verilmeye başlandı. Amaç ilköğretim çağındaki çocuklara okuma yazma, hesap, ilmihal vb dersleri verebilecek elemanlar yetiştirmekti. Darülmuallimin-i Sıbyan denen bu yarı bağımsız şubede ulûm-ı diniye, mehariç ve tecvid, imla ve inşa, hüsn-i hat, coğrafya, tarih, hesap, sarf-ı Osmani gibi dersler vardı. Bir yemlik olarak da "usul-i cedide üzere tehecci dersi" (harfleri ünlülerle seslendirerek hecelemek) konmuştu. Bu şubeye sonraki yıllarda Darülmuallimin-i İptidai dendi.
1869'da Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlanınca Darülmuallimin-i Rüş-di'nin mevcudu 100'e çıkarıldı. Okula bir Arapça mükâleme (diksiyon) öğretmeni atandı. 26 Nisan 1870'te kızlar için İstanbul'da bir Darülmuallimat(->) açılması bu okullara verilen önemi daha da artırdı. 14 Mart 1874'te 3 yıllık okula bir de 2 yıllık Darülmuallimin-i İdadi şubesi eklendi. Burayı bitirenlerin İstanbul'daki idadilerde ve eşiti diğer okullarda öğretmenlik yapmaları öngörüldü. Darülmuallimin-i Rüşdiye ile idadi mezunlarından
10 öğrencinin sınavla alındığı bu şubeye 1891'de Darülmuallimin-i Âli adı verildi. Bu şube "fen" ve "edebiyat" sınıflarını içeriyordu. 1892'de Darülmuallimin, "iptidai", "tâli" ve "âli" olarak 3 şubeli yeni bir programa geçti. İptidai şubesi 2, tâli ve âli şubeler 3'er yıl oldu. 1894'te programlarda bir kez daha değişiklik yapıldı. 1895'te âli kısmın fen ve edebiyat şubelerinin bir kısım dersleri birleştirildi. Bu şubeler 1901'de 2 yıla indirildi. Ertesi yıl iptidai şubesi kaldırılarak tâli şubeyle birleştirildi ve öğretim süresi 6 yıl oldu. Âli şube de Darülfünun'a bağlandı.
1908'de II. Meşrutiyet ilan edilince Darülmuallimin-i İptidai yeniden bağımsız konuma getirildi. Yalnız İstanbul'un değil tüm ülkenin öğretmen gereksinimine cevap verebilmek için ani bir kararla bu okula, diğer eğitim kurumlarından sınavsız 900 öğrenci kaydırıldı. Beyazıt'taki okul dar geldiğinden Fatih'te Çarşamba'da bir konak kiralandı. Sıra, araç gereç yokluğundan dersler yerde hasırlar üstünde yapılıyordu. Öğrenciler ise medrese hücrelerinde barınmakta ve imaretlerde karınlarını doyurmaktaydılar. Disiplin sağlanamadı ve umulan sonuç alınamadı. 1909'da yeni bir düzenlemeye gidildi. Darülmuallimin'in şubelerinin tek çatı altında toplanması ve mevcudunun 150'ye indirilmesi benimsendi.
Müdürlük görevine getirilenlerden Said Bey ile Satı Bey, Cağaloğlu'ndaki eski Lisan Mektebi'nde daha sonra tahsis edilen Darülmaarif (halen Cağaloğlu Anadolu Lisesi) binasında çağdaş anlamda bir öğretmen okulunu İstanbul Da-rülmuallimi adıyla kurmayı başardılar. Muallim Cevdet (İnançalp), Selim Sırrı (Tar-can), İbrahim Alaeddin (Gövsa), İhsan Şerif (Suru), Ali Reşad vb öğretmenleriyle ünlenen bu okulda terbiye-i bedeniye (jimnastik), elişleri, müzik, çocuk edebiyatı gibi dersler de okutulmaya başlandı. Bir başka yenilik olarak öğrencilere İstanbul'u tanıtıcı geziler düzenlendi. 1913' te öğretim süresi 8 yıla çıkarıldı. Darülmuallimin-i Âliye de 3 yıl süreli ve Da-rülfünun'dan bağımsız bir konum kazandı. Bu uygulama 19l4'e kadar 3 yıl sürdü ve sonradan Yüksek Öğretmen Okulu adını alan Darülmuallimin-i Âliye yeniden Darülfünun'a bağlandı. I. Dünya Savaşı yıllarında (1914-1918) Darülmuallimin sıkıntılı bir dönem geçirdi.
1924'te Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun kabulü ardından biçimsel olarak Darülmuallimin kapatılarak yerine İstanbul Erkek Muallim Mektebi açıldı.
Bibi. Takvim-i Vekayî, defa 361, 11 Muharrem 1264, defa 372, 23 R. âhir 1264; Cevdet, Tezakir, IV, 37-39; Ergin, Maarif Tarihi, II, 475-490; Nafi Atuf (Kansu), Türkiye Maarif Tarihi, birinci kitap, ist., 1930, s. 111 vd; Y. Akyüz, "Darülmuallimin'in ilk Nizâmnâmesi (1851)", Millî Eğitim Dergisi, Mart 1990, s. 3 vd; F. R. Unat, Türkiye Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964, s. 30-35; Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye, s. 119-120, Dördüncü Sene, İst., 1319, s. 119-122, Beşinci Sene, İst., 1321 s. 127-130. NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |