Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə12/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   134

BANLİYÖ TRENLERİ

50

51 BARAJLAR VE BARAJ GÖLLERİ

Şişhane yönünden Bankalar Caddesi. Behzat Üsdiken koleksiyonu

Slavcadan gelen Voyvoda (bey, ağa) kelimesinin caddeye ad olarak verilmesinin Osmanlı döneminde Galata semtinin bir voyvoda tarafından yönetilmiş olmasından kaynaklandığı söylenir. Bu anayol, 16. yy'da Grand Rue de Pera (günümüzde İstiklal Caddesi) ile birlikte açılmış olmalıdır. Evliya Çelebi ünlü se-. yahatnamesinde "... Lâkin kal'adan dı-şarda leb-i deryadaki tarik-i azim ile kal'a içre Voyvoda yolu, Arap Camii yolu, Harbî yolu, Kulekapısı yolu izdiham-lı yollardır" diye yazar. 16-17. yy'larda buralar konutların çoğunlukta olduğu bir yerleşim bölgesi görünümündedir. Yöredeki evlerin, belki de arazi yapısı yüzünden, genellikle bahçesiz oldukları sanılmaktadır.

19. yy'ın ilk yarısında, bankerler (veya sarraf-bankerler), yavaş yavaş Galata ve çevre sokakları içinde yeni bir ticari koloni oluşturmaya başladılar. Bunun sonucunda, Voyvoda Caddesi yeni iş merkezleri ile doldu. Örneğin, 18601ı yıllarda Evangelis Baltazzi, Voyvoda Caddesi no. 33'te; Joseph Crespin, no. 37'de; Hel-big ve ortağı, Helbig Hanı'nda; Jacques Selzani, no. 28'de; Alexandre Baltazzi, Caro Kardeşler, Baltazzi Han'da; Lorando

Kardeşler, Borsa Hanı'nda birer bankerlik bürosu açmışlardı.

Daha 1850'den önce, Jacques Alleon ve Manolaki Baltazzi'nin bu cadde üzerinde ortak büroları vardı. Zamanla, bu cadde üzerinde banker ve sarraf kuruluşlarının dışında da işyerleri açılmış, caddenin yaşamına renk katmışlardır: Örneğin, J. Mertzanoff'un açtığı ve Voyvoda Caddesi no. 13'te faaliyet gösteren "Grand Depot de Machines â Co-udre", (Dikiş Makineleri Büyük Deposu), Voyvoda Caddesi no. 2'deki "Pera-Manufacture de Tabacs et Cigarettes de Yenidje" (Pera-Yenice Tütün ve Sigaraları imalathanesi) şirketi, aynı sigaranın imal edildiği diğer bir şirket vb bunlar arasındadır.

Süreç içinde, yeni yeni işyerlerini barındıran hanların yapımı hızlandı. 1880' de Voyvoda Caddesi üzerinde, Kavaf-yan, Glavani, Noradungyan ve biraz ileride Paçacı hanları yükselmişti. Alman postanesi Voyvoda Caddesi no. 29'day-dı. Ticaret Borsası da, daha önce, Voyvoda Caddesi no. 8'de faaliyete geçmişti. 4 Şubat 1863 tarihli anlaşma ile Osmanlı Bankası (Bank-ı Osmani-i Şahane) kurulmuş, bankanın resmi açılışı l

Alınan


postanesi

Voyvoda


(Bankalar)

Caddesi no.

29'daydı.

Erkin Emiroğlu fotoğraf arşivi

Haziran 1863'te Banka Sokağı no. 9' da yapılmıştı.

Düyun-ı Umumiye'ye bırakılan tekelleri yönetebilmek için, Osmanlı Banka-sı'nın, bazı yabancı bankalarla birlikte kurduğu şirkete gerekli binalar da A. Vallauri'nin planlarına göre Voyvoda Caddesi'nde yapılmıştı. Bu binalardan birine Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü ve merkez şubesi taşındı (halen de aynı yerdedir); yandaki diğer bina ise Reji İdaresi'nin yönetim binası oldu (bu bina daha sonra Merkez Bankası'na geçmiş olup, halen Merkez Bankası tarafından kullanılmaktadır). Osmanlı Bankası'nın ve Reji İdaresi'nin Voyvoda Caddesi'ne görkemli binalarla yerleşmesi üzerine diğer bazı bankalar da burada yer edinmeye başladılar.

Selanik Bankası (Banque de Saloni-que), Alman Bankası (Deutsche Bank), Rus Dış Ticaret Bankası (Banque Russe pour le Commerce Etranger), Atina Bankası (Banque d'Athenes), Şark-ı Ka-rip Ticaret Bankası Ltd (Commercial Bank of the Near East Ltd), Hollantse Bank-Uni, Banco di Roma, Banca Com-merciale Italiana bunlardan bazılarıydı. Var olanlara zamanla TC Merkez Bankası, Sümerbank, Garanti Bankası TAO, Tutum Bankası gibi yenileri eklendi.

Güven Sigorta, Burla Biraderler, Eli Burla ve Ortaklan, Helios Müessesesi, Oklar Limited Şirketi, Ünyon Sigorta Şirketi, Şark Sigorta gibi sigortacılık şirketleri de buraya yerleştiler. 1940'lı yıllarda Voyvoda Caddesi üzerinde Adalet, Agop-yan, Ahmet Ağa, Alime, Alyon, Ankara, Sigorta, Assikurazioni Jenerali, Bahtiyar, Bereket, Bozkurt Jeneral, Çınar, Güven, Hazeran, İstikamet, İş Bankası, Ünyon, Kevork Bey, Minerva, Nişastacıyan, Nur, Soma, Şark, Uzun ve Voyvoda hanları bulunuyordu.

Zaman içinde, çevrenin Bankalar Caddesi diye adlandırılmasına yol açan bankaların yerlerinde değişiklikler oldu. Selanik Bankası kapandı, yerine Uluslararası Endüstri Bankası geldi; Garanti Bankası buradan taşındı; Tutum Bankası iflas etti. İstanbul Bankası bir süre Domuz Sokağı'nın köşesinde çalıştı, sonra kapandı, yerine Vakıflar Bankası geldi. Demirbank köşebaşında kuruldu. İmar Bankası geldi. Banca Commerciale Italiana ile Hollantse Bank-Uni yerlerini Yapı ve Kredi Bankası ile Halk Bankası'na bıraktılar.

Bugün Bankalar Caddesi'nde, bankalar ve elektrik malzemesi satıcıları ile ithalatçılar yan yana bulunmaktadır.

BEHZAT ÜSDİKEN



BANLİYÖ TRENLERİ

Anakenti metropoliten alan içindeki yakın yerleşmelere bağlayan trenler. Günümüzde İstanbul'da, kentin Rumeli kesiminde Sirkeci-Halkalı, Anadolu kesiminde Haydarpaşa-Gebze olmak üzere iki ana banliyö hattı bulunmaktadır. Kentin 1950'lerden sonraki hızlı büyümesi ve yayılması sırasında eskiden uzakça

sayılan sayfiyeler ve köyler giderek kentle bütünleşmiş, banliyö trenleri de bir çeşit kent içi raylı sistem görünümü kazanmıştır.

Bu iki banliyö hattından Sirkeci-Halkalı, 1888'de işletmeye açılan, yapım imtiyazı Baron Hirsch'de olan Şark Demiryolları bütünlüğü içinde yer alıyordu. Cumhuriyet'ten sonra 1937'de millileştirilen bu hatta, 1955'ten itibaren elektrikli trenler işlemektedir. Sirkeci-Halkalı arasında 27 km uzunluğundaki bu demiryolu üzerindeki istasyonlar, Sirkeci'den Halkalı'ya doğru Sirkeci, Cankurtaran, Kumkapı, Yenikapı, Kocamustafapaşa, Yedikule, Kazlıçeşme, Zeytinburnu, Yenimahalle, Bakırköy, Yeşilyurt, Yeşilköy, Florya, Menekşe, Küçükçekmece, Kanarya, Soğuksu, Halkalı'dır.

Haydarpaşa-Gebze hattı 1871'de çıkarılan bir irade ile devlet eliyle yapılmaya başlanmış, 1873'te bu bölümler bitirilmiş, daha sonra Anadolu-Bağdat Demiryolları'mn yapımı Alman sermayesine verilmiş, 1928 sonunda millileşti-rilmiş ve 1969'dan itibaren de elektrikli sisteme geçilmiştir. Bu hat Haydarpaşa-Gebze arasında 43 km'dir. Haydarpaşa, Söğütlüçeşme, Kızıltoprak, Feneryolu, Göztepe, Erenköy, Suadiye, Bostancı, Küçükyalı, İdealtepe, Süreyyaplajı, Maltepe, Cevizli, Atalar, Kartal, Yunus, Pendik, Kaynarca, Tersane, Güzelyalı, Ay-dıntepe, İçmeler, Tuzla, Coşkunoğulları, Çayırova, Fatih, Osmangazi, Gebze güzergâhını takip etmektedir.

Bugün artık izi bile kalmamış olan, Feneryolu İstasyonu'ndan Fenerbahçe' ye doğru uzanan demiryolu ise 22 Eylül 1872'de işletmeye açılmıştı ve 1.756 m uzunluğundaydı. Bu ikincil hatta seferler yaz aylarında ve sadece tatil günlerinde yapılırdı. Hat I. Dünya Savaşı sırasında bir süre askeri amaçlar için kullanılmış, İstanbul'un işgalinde İngilizlerin eline geçmiş, sonra kapanmıştır. Daha sonra 1929 ve 1936'da kısa süreli işletme denemeleri olmuşsa da, hat bundan sonra tümüyle kapanmış, 1872'de yapılmış olan küçücük süslü istasyon da 1936'da yıkılmıştır.

İstanbul'da banliyö trenleri, karayollarının hızla geliştiği 1950-1960'lardan önce, İstanbul'un yakın çevresinde oturanlar için olduğu kadar, yaz aylarında her iki yakada bu güzergâhlar üzerinde yer alan sayfiye ve mesire yerlerine, plajlara gidenler için de hemen hemen tek ulaşım aracıydı. Kentin kalabalıklaşmaya başlaması ve eski banliyölerin yoğun yerleşme bölgeleri haline gelmeleriyle kapasiteleri yetersiz kalmış; banliyö trenlerinin kalabalığına/izdihama, trenlerin kapılarına asılarak yolculuk etmek isteyenlerin başlarına gelenlere, hattâ zaman zaman ölümle biten kazalar ait haberler İstanbul gazetelerinde sık sık yer almıştır.

İSTANBUL


BARAJLAR VE BARAJ GÖLLERİ

Bir akarsu üzerinde suyu depolamak amacıyla yapılan tesisler ve suyun de-polanmasıyla oluşan göller. Osmanlı döneminde İstanbul'da yapılan barajların hepsi içme suyu amaçlıydı. Gerek suyu depolamak için yapılan tesislere, gerekse suyu kabartmak için yapılanlara Farsça kökenli "bend" adı verilirdi (bak. bentler).

İstanbul'un günümüzdeki su ihtiyacı, Terkos Gölü, Büyükçekmece Gölü gibi su kaynaklan yanında, baraj göllerinden sağlanmaktadır.

Ömerli Barajı ve Baraj Gölü: Riva Deresi üzerinde bulunan Ömerli Bara-jı'mn gölü 23,1 km2'lik bir yüzölçümüne sahiptir. Ömerli Barajı inşaatına 19ö8'de başlanmış, 1972'de bitirilmiştir. Kil çekirdekli toprak dolgu tipindeki barajın temelden yüksekliği 54 m'dir. Rezervi 267.592.000 mVyıl olan Ömerli baraj sistemi içinde, barajdan alınan ham suyu arıtma tesislerine ileten ham su pompa istasyonu, yumaklaştırıcılar, çökelticiler, seri filtreler ve su depolarından oluşan arıtma tesisi, temiz su pompa istasyonu, isale hatları, su depolan gibi çeşitli tesisler yer almaktadır. Sala-cak-Sarayburnu isale hattı (Boğazaltı geçişi) ile Ömerli Baraj Gölü'nün suyu 5 Şubat 1983'ten itibaren Avrupa yaka-

Haydarpaşa-Gebze hattında çalışan bir banliyö treni Bostancı İstasyonu'nda. Hazım Okurer, 1993

sına geçirilmeye ve Eminönü ve Fatih çevresine de dağıtılmaya başlanmıştır.

Ancak Ömerli Baraj Gölü çevresinde bir süredir yerleşme ve sanayinin yoğunlaşması, havzadaki kirlilik boyutlarını ve su kirlenmesini artırmıştır. Endüstriyel yapılaşma ve kirlenmenin yoğun olduğu Ömerli su havzasının durumu, 1993'ten itibaren kritik noktaya gelmiştir.



AHbeyköyü Barajı ve Baraj Gölü: Ali-bey Deresi üzerinde kurulmuş toprak dolgu tipinde bir barajdır. Temelden yüksekliği 29,50 m olan Alibeyköyü Ba-rajı'nın göl alanı 1,66 km2'dir. Rezervi 34.143.000 mVyıl olan baraj 1972'de işletmeye açılmıştır. Bu sistem içinde su alma tüneli, su alma kulesi inşa edilmiştir. Ham su pompa istasyonuyla baraj gölünden alınan su, Kâğıthane Arıtma Tesisleri'ne basılmaktadır.

Elmalı Barajı ve Gölleri: Anadolu yakasında gerçek bir su tesisi bulunmaması ve gittikçe artan su ihtiyacı nedeniyle 17 Ekim 1888'de, bir Fransız şirketini temsil eden Karabat Sıvacıyan'a 65 yıl süreli bir imtiyaz verilmiştir. 7 Haziran 19l4'te imzalanan bir anlaşma ile imtiyaz süresi 1888'den başlamak üzere 99 yıla çıkarılmıştır. Bu şekilde oluşan Üsküdar-Kadıköy su şirketi, Göksu'da Elmalı Deresi üzerinde I. Elmalı Barajı'nı 1893'te tamamlamıştır. Göl hacmi halen 920.000 mVyıl olan baraj, toprak dolgu tipinde yapılmıştır. Ancak daha sonra kısmen yıkılan baraj 1926'da aynı şirket tarafından tamir edilmiş, 1948'de de İstanbul Sular İdaresi tarafından yükseltilmiştir.

Göksu'da, Elmalı Deresi üzerinde L Elmalı Barajı'nın kaynağına 1,2 km u-zaklıkta yapılan II. Elmalı Barajı, 16 ayaktan oluşan hafifletilmiş beton ağırlık barajıdır. Temelden yüksekliği 42,5 m'dir. 1951'de yapımına başlanmış, 1955'te tamamlanarak hizmete girmiştir. Günümüzde 920.000 mVyıl bir rezerve sahip olan I. Elmalı Barajı ile 9.600.000 m3/yıl bir rezerve sahip olan II. Elmalı Barajı, İstanbul'a su sağlayan kaynaklardandır.

Elmalı baraj sistemi içinde Elmalı Barajı pompa istasyonu, arıtma tesisi, isale hatları, su depoları gibi çeşitli tesisler yer almaktadır. Ancak baraj çevresindeki sağlıksız kentleşme yüzünden suları hayati tehlike doğuracak kadar kirlenen Elmalı barajlarından şehre su verilmesi 1993'ün ikinci yarısında durdurulmuştur. İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi'nin yaptığı analizler sonucunda, baraj çevresinde yer alan Çavuşbaşı, Aşağı Dudullu, Yukarı Dudullu ve Çekmeköy gibi yerleşim alanlarından kaynaklanan atıkların Elmalı baraj göllerini aşırı derecede kirlettiği belirlenmiştir. Göl ozonlama sistemiyle uzun bir sürede temizlendikten sonra tekrar faaliyete geçecektir.

Darlık Barajı: Rezervi 107.500.000 mVyıl olan Darlık Barajı, Heciz Dere-si'nin kollarından Darlık Deresi üzerine yapılmış ve 1989'da işletmeye açılmıştır. Şile'de Yeşilvadi Deresi üzerinde yapılan ve 11 Temmuz 1992'de hizmete açı-

BARAN, REŞİT

53 BARBAROS HAYREDDlN PAŞA

lan Yeşilvadi regülatörü ile Darlık Bara-jı'nın suyunun artırılması amaçlanmıştır.



Büyükçekmece Barajı: Doğal bir göl olan Büyükçekmece Gölü üzerinde baraj yapımına 1985'te başlanmıştır. 1987 yılının ikinci yarısında su toplanmaya başlayan Büyükçekmece Barajı 10 Şubat 1989'da işletmeye alınmıştır. Büyükçekmece Barajı'nın yüzölçümü 43 km2' dü'. Barajı Karasu, Sarısu ve Çakıl dereleri beslemektedir. Barajın işletmeye alındığı tarihlerdeki günlük su verme kapasitesi toplam 100.000 m3'tür. Barajın suyunu arıtmak amacıyla Temmuz 1987'de "Büyükçekmece Arıtma Tesislerinin yapımına başlanmıştır. 1989'da 3 durultucu devreye sokulmuştur.

Büyükçekmece Gölü'nden İstanbul'a su verilmesi doğrultusundaki çalışmalar DSİ Genel Müdürlüğü tarafından başlatılmış, baraj şedde ve pompa istasyonlarının inşaatları tamamlanmıştır. 1989-1990'da yaşanan kuraklıktan İstanbul'un diğer barajları gibi Büyükçekmece Barajı da etkilenmiştir. Maksimum rezerv hacmi 153.783.000 m3 olan barajda 21 Ekim 1993 tarihinde bu miktarın ancak yüzde 4,2'si bulunuyordu (6.552.800 m3). Kuraklık nedeniyle barajda su miktarının giderek azalması ve oksijen oranının düşmesi, suyun kirlenmesi ve balık ölümlerine de yol açmıştır.

Büyükçekmece havzasında kirliliğe yol açan tesislerin başında hayvan besiciliği ve tekstil gelmektedir. İstanbul'a su sağlayan diğer bütün su kaynaklan gibi, Büyükçekmece havzasının da özenle korunması gelecek için büyük önem taşımaktadır.

Sazhdere Barajı ve Baraj Gölü: Avrupa yakasına su sağlayacak diğer bir su kaynağı da Sazhdere Barajı'dır. 1994'te devreye girdiğinde İstanbul'a yılda 50.000.000 m3 su sağlayacak olan Sazlı-dere Barajı, Küçükçekmece Gölü'ne 6 km uzaklıktaki Sazlıdere ile Vezirçayı'nın birleşme noktasında inşa edilmektedir. Baraj, Vezirçayı üzerinde II. Mahmud tarafından yaptırılan "Baruthane Bendi"nin biraz aşağısında, bent yapısına zarar vermeyecek şekilde projelendirilmiştir. 25 Mart 1991'de yapımına başlanan Sazhdere Barajı'nın yapımı DSİ tarafından yürütülmektedir. Barajın finansmanı İSKİ'den tahsil edilmek üzere Kamu Ortaklığı İdaresi tarafından karşılanmaktadır.

Bibi. Su, (iSKi yayın organı), S. 6 (Mart 199D, S. 8 (Temmuz 1991), S. 9 (Eylül 199D; (K. Esmer), Tarih Boyunca İstanbul Sulan ve İstanbul Su ve Kanalizasyon Sorunu, ist., 1983; iSKi Çalışma Raporu, 01.01.1992-31.12.1992, İst., 1993.

MERAL AVCI



BABAN, REŞİT

(19 Aralık 1910, İstanbul - 17 Temmuz 1963, İstanbul) Tiyatro ve sinema oyuncusu. Galatasaray Lisesi'nde okurken tiyatroya ilgi duydu, Eugene Labiche'den ve çeşitli Fransız oyun yazarlarından çeviri ve uyarlamalar yaptı. Cumhuriyet Gençler Mahfili'nde amatör tiyatroculu-

ğunu sürdürdü. İktisat fakültesindeki kısa öğrenciliğinde geçimini memuriyetten sağlarken, 1935'te İstanbul Şehir Ti-yatroları'na profesyonel oyuncu olarak girince, öğrenimi de, memurluğu da bıraktı, kendisini tümüyle tiyatroya verdi.

Şehir Tiyatroları'nda oynadığı oyunların en bilinenleri; Beyaz Gömlekliler (1935), Saz-Caz (1935), Faust (1936), Peer Gynt (1937), Macbeth (1938), Otel-lo (1940), Kibarlık Budalası (1941), Müfettiş (1945), Paydos (1948), Kayseri Gülleri (1949), Pembe Evin Kaderi (1951), İki Efendinin Uşağı (1952), Har-put'ta Bir Amerikalı (1956), Buna Talih Derler (1957), Tahtaravalli (1959), Bir Kavuk Devrildi (1961), Göç (1961), Mum Söndü (1962), Paydos (1963) olarak sayılabilir.

Reşit Baran, yaşamının son yıllarında, Selçuk Kaskan'ın yazdığı Uğurlugil-ler adlı radyo skeçlerindeki Arap Bacı taklitleriyle ülke çapında tanınmıştır.

H. ZAFER ŞAHİN

BARBARO, NICOLO

(yak. 1400, Venedik - 1453'ten sonra, ?) Venedikli hekim. II. Mehmed'in (Fatih) Konstantinopolis kuşatması sırasında kentte bulunup, tuttuğu günceye tanık olduğu olayları kaydetti. Fetih günü, beraberinde geldiği Venedik donanmasına ait gemilerden biriyle kentten kaçtı ve İtalya'ya geri döndü.

Venedik lehçesiyle yazdığı günce Rumeli Hisarı'nın inşaat hazırlıklarıyla açılır ve 2 Mart 1452-29 Mayıs 1453 arasındaki olayları kapsar. Güncede Bizans başkentinin Osmanlılara karşı savunmasında yer alan Venediklilerin faaliyetleri özellikle vurgulanır. Barbaro savunma sırasında hayatlarını kaybeden, Osmanlılara esir düşen ve son gün kentten kaçan Venedikli asillerin listeleriyle birlikte, bunlar hakkında diğer kaynaklarda mevcut olmayan bazı bilgiler verir.

Cenevizlilere karşı eleştirel bir tavır takınan yazar, onları kentin savunmasını baltalamakla suçlar. Zaman zaman Bizanslıları da tenkit eder ve başkentlerinin savunması için ellerinden gelebilecek fedakârlıkları yapmadıklarını ima eder. Gionıale deli' assedio di Costanti-nopoli 1453 adını taşıyan günce, Enrico Cornet tarafından yayımlanmıştır (Viya-. na, 1856). Türkçesi de Konstantiniyye Muhasarası Ruznâmesi (İst., 1953, yb 1976) adıyla çıkmıştır.

İSTANBUL


BARBAROS ANITI

Beşiktaş'ta Barboros Türbesi'nin ve Deniz Müzesi'nin önündeki alana 1944'te dikilen anıtsal heykel.

Osmanlı donanmaları sefere Beşiktaş' la Üsküdar arasında toplandıktan sonra çıkarlardı. Bu nedenle de Barbaros'un türbesi burada yapılmış, Kaptan-ı Deıya Sinan Paşa da camiini burada yaptırmıştır. Daha önce Dolmabahçe Camii'nde bulunan Deniz Müzesi'nin Beşiktaş'taki

maliye binasına taşınması kararı alındıktan sonra, burasını Barbaros ve Türk donanması anısına bir meydan olarak düzenlemek ve bu meydana bir Barbaros heykeli dikmek fikri 1940'lı yıllarda gelişmiş ve heykel Güzel Sanatlar Akade-misi'nın modlaj hocaları Hadi Bara ile Zühtü Müridoğlu tarafından 1941-1943 arasında hazırlanmış ve 1944'te yerine konmuştur.

Birkaç basamaklı mermer bir platform üzerine ortalama 10 m yüksekliğinde, küfeki taşından kademeli bir kaide üzerinde, üç figürden oluşan bronz heykel yerleştirilmiştir. Bir gemi pruvası ve güvertesi imgesini veren ve yerden 2,5 m yükseklikteki ilk platformda üzerinde Barbaros'un ve iki levendinin normal insan boyutundan 1/3 daha büyük ölçekte figürleri vardır. Bunların arkasında ileriye doğru sivri bir köşe ile biten soyut bir kütle yükselmektedir. Heykelin taş kaidesinde deniz tarafında Barbaros'u I. Süleyman'ın (Kanuni) huzurunda gösteren, kara tarafında ise bir saray sahnesini ifade eden bronzdan alçak kabartma panolar vardır.

Heykelin arkasında Yahya Kemal Be-yatlı'mn "Süleymaniyede Bir Bayram Sabahı " adlı şiirinden aşağıdaki dizeler yazılmıştır: Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor? / Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor! / Adalardan mı? Tunusdan mı, Cezayirden mi? / Hür ufuklarda donanmış iki.yüz pare gemi / Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; / O mübarek gemiler hangi seher-

Bu dizelerin üzerinde bir dal motifi ve 1944 tarihi yazılıdır.

Hadi Bara, 1949'dan sonra figüratif heykel yapmamıştır. Fakat ondan önce Ratip Aşir Acudoğu, Nusret Suman, Nijat Sirel gibi heykeltıraşlarla birlikte Türki-



Barbaros Anıtı

Elif Enm/TETTV Arşivi

Barbaros Bulvarı

Bünyad Dinç

ye'de, yabancı sanatçılardan sonra, ilk anıtları yapanlardan biridir. Adana'da Kurtuluş Savaşı Anıtı, İstanbul'da Harbiye önündeki Atatürk Heykeli Bara'nın büyük meydan anıtları üzerine ilk deneyimleridir. Bu kompozisyonda Zühtü Müridoğlu'nun katkısının sınırlarını bilmiyoruz. Fakat özellikle yanlardaki kabartmalarda onun ısrarla öğrenciliğini yapmak istediği Maillol'un, yumuşak modlelerini görmek olasıdır. Ana kompozisyon önde ve ortada elinde asası ile Barbaros ve iki yanında biraz geride iki levent figüründen oluşmaktadır. Barbaros'un kafası için Nigari'nin minyatüründen esinlenildigi söylenebilir. Leventler ise yabancı ressamların yüzyıllarca çizdikleri Osmanlı tipleri ve kıyafetlerinden esinlenerek yapılmıştır. Sağdaki levent, Barbaros'un hemen arkasında ve elinde o yıllarda ancak kullanılmaya başlanan bir tabanca ve sol elinde bir sancak ile gösterilmiştir. Soldaki levendin elinde ise bir kılıç vardır ve Barbaros'a göre diyagonal bir planda ayakları açık, savaşa hazır konumda durmaktadır. Tiplerin doğallığına karşın, kompozisyon realist olmaktan çok, idealist bir tutumla hazırlanmıştır. Barbaros Anıtı Cumhuriyet dönemi meydan anıtları içinde, Acudo-ğu'nun Kubilay, Bara'nın Adana anıtları ile birlikte konusu Atatürk olmayan en büyük heykellerden biridir. Konusunun tarihten alınmış olması da o dönem için ilgi çekicidir.

Anıt ilk yapıldığında yoldan- denize doğru gelindiği zaman algılanacak şekilde yerleştirilmişti. Bugün yoldan giriş kapanmış, iskele meydanı da yeniden

düzenlenmiştir. Konunun doğası gereği deniz ufuklarına bakması gereken Barbaros'un otobüs duraklarını seyreden konumunun, yeni bir meydan düzenlemesiyle değiştirilmesi gerekmektedir.

DOĞAN KUBAN

BARBAROS BULVARI

Beşiktaş'ta, Barbaros Meydam'ndaki anayol kavşağından başlayarak Yıldız'dan geçip Zincirlikuyu'ya kadar oldukça dik bir meyille düz bir hat olarak çıkan geniş cadde. Bugün kentin güneydoğu-ku-zeybatı eksenindeki en önemli arterlerinden biri olan Barbaros Bulvarı'nın yapımına Adnan Menderes döneminin İstanbul imar faaliyetleri çerçevesinde başlanmış ve cadde 1958'de açılmıştır. O sıralarda Yıldız Yolu olarak da bilinen ve kentin çeşitli yönlerden gelerek Beşiktaş'ta düğümlenen trafiğini Zincirlikuyu ve Büyükdere Caddesi'ne bağlayan yol, daha sonra Boğaz Köprüsü'ne de bağlanarak Avrupa-Asya ulaşımında da ana kavşaklardan biri olmuştur.

1776 tarihli Kauffer haritasında, Beşiktaş'tan Yıldız-Zincirlikuyu-Büyükdere yönüne giden bir yol görülmektedir. Yine 18. yy'a ait daha şematik bir İtalyan haritasında Beşiktaş'tan kuzeye doğru çıkan, daha sonra da Boğaz'a paralel tepeleri takip eden bir başka yol vardır. Aynı yüzyıla ait, belki de bir öncekinin kopyası olan bir İngiliz haritasında da benzeri bir güzergâh çizilidir. Bütün 19. yy İstanbul haritalarında da aynı yol önemli bir güzergâh olarak çizilmiştir. 1934 tarihli şehir haritasında Beşiktaş

Meydanı'na yakın Serencebey Yokuşu ile birleşen ve Yıldız'dan daha öteye, Balmumcu'ya uzanan Yıldız Caddesi belirtilmiştir. Şimdiki caddenin 18. yy'dan ve büyük olasılıkla çok daha öncelerden itibaren, Beşiktaş'ı Zincirlikuyu'ya birleştiren önemlice bir yol olduğu bu haritalardan da ortaya çıkmaktadır.

Bugün Barbaros Bulvarı olarak bilinen ve İstanbul'un en geniş ve işlek caddelerinden biri olan yol 1957-1958' de yeni açıldığı sıralarda, Menderes'in İstanbul'a ilişkin yapım faaliyetlerinden biri olarak eleştiriler almış, özellikle denizden bakıldığında Yıldız Sarayı ve Balmumcu'ya doğru yükselen ve o zamanlar yemyeşil uzanan Boğaz tepelerinin peyzajını bozduğu ileri sürülmüştü. 1960'lara kadar iki yanında pek az bina bulunan, yer yer dutlukların, çayırların, küçük bahçeler içinde seyrek ve mütevazı evlerin arasından geçen bulvarın iki yanı, 1960'lardan sonra çok hızlı bir yapılaşma sürecine girmiştir.

Ortası 7,5 m'lik bir refüjle geliş ve gidiş şeritleri olarak ayrılmış olan bulvarın Barbaros Meydanı'ndan Balmumcu Kış-lası'na kadarki 1,5 km'lik bölümünün genişliği 50 m, eğimi yüzde 8'dir. Bal-mumcu'dan Zincirlikuyu'ya kadar, yine gidiş ve geliş olarak ayrılan 30 m genişliğindeki refüjsüz bölümde eğim yüzde 2-3'tür.

İSTANBUL

BARBAROS HAYREDDİN PAŞA HAMAMI

bak. ÇİNİLİ HAMAM



BARBAROS HAYREDDİN PAŞA 54

55

BARIN, EMİN

Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi

Elif EnnVTBTIV Arşivi

BARBAROS HAYREDDİN PAŞA TÜRBESİ

Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii'nin karşı-sındadır. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa (ö. 1546), kendisi için, vefatından önce 948/154l'de Mimar Sinan'a yaptırmıştır. Kitabesinde, "Hazâ türbe-i fâtih-i Cezayir ve Tunus merhum gazi kapudan Hayreddin Paşa rahme-tu'llahi aleyh sene 948" kaydı vardır.

Türbe sekizgen gövdeli, sağır kubbeli ve girişi revaklı bir yapıdır. Beden duvarları kesme küfekiden olup giriş kapısı dışındaki yüzlerinde iki katlı birer penceresi vardır.

Türbe girişindeki revaklı kısım iki tam, iki yarım sütuna oturur. Sütun başlıkları baklavalı olup revak, ayna tonozla örtülüdür. Bu tonozun içi nakışlarla bezenmiştir. Aynalık kısmındaki geometrik bezeme içinde yer alan madalyonlarda malakari palmet ve rumîli süsler bulunur.

Yapının cephe pencerelerinin üst sırada yer alanları sivri kemerli ve petek şebekelidir. Alt sıradakiler ise mermer alınhklı ve dikdörtgen sövelidir. Türbenin sekizgen gövdesini, üzerinde alem bulunan bir kubbe örtmektedir. Kubbenin iç kısmında ise A'raf suresinin 89. ayeti yer almakta, ayrıca kalem işi süslemeler bulunmaktadır.

Türbedeki mevcut dört sanduka, Barbaros Hayreddin Paşa ve hanımı Bâlâ Hatun ile Cafer Paşa ve Cezayirli Hasan Paşa'ya aittir.



Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin