Benim gözümden) doğANŞEHİR ve 93(1877) muhacirleri

HACI AHMET YALVAÇ(1914-1968)- Particilik yüzünden, ağabeyi Hacı Mus-tafa ile tamamen ipleri koparan ve her şeyden vazgeçen H. Ahmet, evlerinin caddeye bakan bölümünü kahvehaneye çevirterek, orasını işletmeye başlamıştır. Koyu bir Halk Partili olan H. Ahmet’in kahvehanesine, doğal olarak Halk Parti-liler gelmekte, hiçbir Demokrat Partili oraya uğramamakta ve hatta yoldan ge-çen Demokrat Partililer, kahvehanenin önünden geçerken yüzlerini çevirip, çabucak oradan uzaklaşmaktadırlar. Hacı Ahmet Yalvaç aslında, yumuşak huylu ve düzgün bir insandır. Fizik olarak da eli yüzü düzgün bir insandır. İlk evlili-ğini, dedemin ilk eşinden olan Fatma ile yapmıştır. Bizler babanın kız kardeşine “bibi” deriz. Bibim Fatma, ben daha doğmadan, evliliklerinin ilk yılında vefat etmiştir. Babam, o evlendiğinde çocuk yaşlarında olup, kendisini çok sevip, ko-ruyup kolladığını, kendisinin de onu çok sevdiğini defalarca söylemiştir. Bu kısa ve talihsiz evlilikten çocukları olmayan H.Ahmet, Sürgü’den Sidret ile ikinci bir evlilik yapmış ve evlilikten; Perihan- Recai- Vahit- Ahmet ve Beyhan( Ölü) dünyaya gelmişlerdir.

1)PERİHAN – Kendisini yakinen tanımaktayım. Hem akranım, hem de komşu-muz idi. Kendini mutlu hissedemedi. Kendine bakmadı. Her şeyi boş verdi. Sı-kıntılı bir hayat yaşamaktadır. İlk evliliğini Ahmet Kutlu ile yaptı. Evlilik uzun sürmedi ve boşandılar. İkinci evliliğini fırıncı Hasan Karaçoban ile yaptı. Bu berabelikten ; 1-İlksen + Ahmet Özalp = Sinem ve Leyla. 2-Bülent Karaçoban + Dilek = Efe ve Asena. 3-Sevim + Süleyman Yılmaz = Kübra- Damla- Hasan- Yiğit. 4-Aküle + Seyit Havuz = Arzu ve Tubanur. 5-Cüneyt Karaçoban + Suna = Aleyna ve Efe.

2)RECAİ YALVAÇ- Ziraat Bankasında memur olarak çalıştı ve oradan emekli oldu. Önceleri yaşantısı çalkantılı geçti. Sonradan eşinin ölümü üzerine duruldu. Sanki başka bir insan oldu. Çok sakin bir hayat sürmeye başladı. Adeta kabu- ğuna çekildi. Beden ve ruhsal yapısı bozuldu sanki. Sonunda hayata fazla dire- nemedi. Canpolat ailesinden Bekir ve Rabia’dan olma Nilüfer ile olan evlili- ğinden; Mehmet- Çilem ve Aydın(çocukken öldü) olmuştur.

1-Mehmet Yalvaç(Öğret.)-Hanifi ve Fadime kızı Özlem ile evliliğinden, Efehan olmuştur. 2-Çilem – Hanifi Yiğit ile olan evliliğinden; Batuhan- Ömer ve Büşra dünyaya gelmiştir.

3)VAHİT YALVAÇ- Öğretmen olarak hizmet verdi. Terbiyeli, düzeyli ve say-gılı biri olarak bilirim. Nevin ile olan beraberliğinden; 1-Nihan – Öğretmen Talha Ünlüsoy ile olan evliliğinden, Zeynep Miray olmuştur. 2-Burak Yalvaç – Henüz bekardır.

4)AHMET YALVAÇ- Devlet memurluğundan emekli. Terbiyeli, aklı başında, sorumluluk bilincinde olan biridir. Tutak ailesinden Hanifi ve Kadriye’den olma Kezban ile olan beraberliğinden; Emre- Hale ve Şule olmuştur. Üçü de henüz bekardır.

Hacı Ahmet Yalvaç’ın eşi Sidret’ten, kısa da olsa bahsetmeden geçemeyeceğim. Duruşu, konuşması, hal ve hareketleri ile kendisini topluma kabul ettirmeyi bil-miştir. Kapı komşumuz olması nedeni ile kendisini çok iyi tanımaktayım. Aile-sine ve çocuklarına sahip olmayı bilmiş, eşinin ölümü üzerine büyük bir sorum-lulukla çocuklarını kontrol altında tutarak, onların geleceklerini sağlamıştır. Biz komşu çocuklarına da çok sevecen davranmış, dolayısıyla bizler tarafından se-vilmiş ve saygı duyulmuştur.

5)BEYHAN - Çocuk yaşta vefat etmiştir.

….. & …..

- KAVUNCUOĞLU AİLESİ –

Bu aile, 1930 yılında Viranşehir’e gelip, kalıcı olarak yerleşmiştir. 93 mu-hacirliği ile ilgileri bulunmamaktadır. Besni’nin yerli halkındandır. Besni halkı-nın Viranşehir’i tercih nedeni, sanıyorum buraların, eskiden Osmanlı zamanın-da, Besni beylerine ait olmasındandır. Mustafa- Hüseyin ve Hacı Ahmet kar-deşlerden, Mustafa; ailesiyle birlikte gelip Viranşehir’e yerleşmiştir. Musta- fa’nın ismi bilinmeyen eşinden Hüseyin dünyaya gelmiş, Hüseyin’in de ismi bilinmeyen eşinden Hacı Ahmet dünyaya gelmiştir.

-HACI AHMET- Birinci evliliğini Zeynep ile yapmış ve bu beraberlikten; Mustafa- Ömer ve Abuzer dünyaya gelmiştir. Bu üç çocuk da Besni doğum-ludur. İkinci evliliğini Viranşehirde Emine ile yapmış ve bu beraberlikten de; Memet ve Elif dünyaya gelmiştir.

1)MUSTAFA KAVUNCUBAŞI- İsmi bilinmeyen eşinden Kadir dünyaya gel- miştir. Kadir Kavuncubaşı’nın( Başkent Üni.Rek.Yrd.)- Ümmü ile olan beraber-liğinden; Memet- Şahin ve iki çocuğu daha vardır. Mustafa Kavuncubaşı ve aile-sinin Viranşehir’e gelmediği, Besni’de kaldığı sanılmaktadır.

2)ÖMER KAVUNCUOĞLU- Toplumdan kopuktu. Sinirli bir yapısı vardı. Bu-nun haricinde kimseyle bir alıp veresi bulunmamakta idi. Şimdiki yeni Sağlık Ocağının, ön boşluk alanın, caddeye bakan kısmında iki katlı bir evleri vardı. Bu evi, kardeşi Abuzer ile birlikte kullanmakta idiler. Birinci evliliğini Emine ile yaptı. Bu evlilikten, Hasan Kavuncuoğlu oldu.

Hasan Kavuncuoğlu- Bizim komşumuz sayılırdı. Benim akranlarımdandır. Bir-birimize yakın olduğumuzda arkadaşlık ilişkilerimiz devam etmiştir. Okul ve memuriyet nedeniyle uzun süre birbirimizi göremedik. Ancak tesadüfen karşı- laştığımızda, eskilerden laf ederek hasretlik gidermişizdir. Kendisi D.D.Yolla-rında kondüktör olarak çalışmış ve buradan emekli olmuştur. Ayrıca yabancı dile merak sararak İngilizce ve Almancayı öğrenmiş ve hatta çeşitli okullarda yabancı dil öğretmenliği yapmıştır. Fikriye ile yapmış olduğu evlilikten; Harun ve Metin adlarında iki çocukları bulunmaktadır.

Ömer Kavuncuoğlu, eşinin ölümü üzerine ikinci evliliğini Cahide ile yapmış, bu evlilikten; 1-Sacide + Mehmet = Selim ve Gökçe. 2-Zeynep + Mehmet = Işık ve Tara. 3-Aysel + Cemal = İbrahim- Özdemir ve Özlem. 4-Yüksel + Kemal = Namık ve Sevgi. 5-Yaşar (Polis) + Hatice = Burcu- Yeşim ve Burak.- Yaşar, sonradan “Koray” soyadını kullanmıştır. Kendisi yakınen tanıdığım öğ-rencilerimdendir.

3)ABUZER KAVUNCU- Gözleri pek iyi görmezdi. Bakkal Osman Bilgili’nin evlerinin altında bir aktar dükkanı vardı. Gününün çoğunu dükkanında geçirirdi. Toplum insanı değildi. Kendi işinden başka hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi düşün- mezdi. Kimseye faydası olmasa da, kimseye de zararı dokunmazdı. Feride is-minde hatırı sayılır, iyi bir kadın ile evli idi. Bu beraberlikten; 1-Ferdane- Bes-nili şoför Bekir’in oğlu, arkadaşımız Kazım ile olan evliliğinden; Zafer- Barış ve Özlem dünyaya gelmiştir. Son zamanlarda Doğanşehirde bulunmadılar. 2-Ab-dullah Kavuncu- Babası gibi aktarlık yaptı. İşleri de çok iyi gidiyordu. Ancak son zamanlarda içine kapandı. Ruhsal bir bunalım sonucu intihar etti. Hiç kimse buna bir anlam veremedi. Zira işleri gayet iyi ve görünürde hiçbir sorunu da yoktu. Semra ile olan evliliğinden; Gülşah – Murat ve iki çocukları daha vardır. 3-Süleyman Kavuncu- 4-Erdane- Servet ile evli olup, bir kız çocukları vardır. 5-Güldane-…… 6-Ferit Kavuncu- D.D.Yollarında görev yaptığını biliyorum. 7-Feridun Kavuncu- Benim zeki ve çalışkan öğrencilerimdendi. Okudu ve iyi bir doktor oldu. Doğan ailesinden Mesut ve Suzan’dan olma eczacı Canan ile evlili-ğinden, Toprak ve……..dünyaya gelmiştir.

4)MEMET KAVUNCUOĞLU- Yakın komşumuzdu. Kendisi çalışkan, faal bir insandı. Ailesini geçindirmek uğruna yapmadığı iş kalmadı. Dolmuşçuluk, ga-zoz imalatçılığı, gazete bayiliği v.s. - Koyu bir halk partili idi. Demokrat Parti-liler tarafından hiç sevilmezdi. Bir zaman sonra ailesi birlikte İzmir’e göç etti. Uzun bir zaman sonra, özlem duyduğu Doğanşehir’e geldi. Eş, dost ve arkadaş-ları görmek umudu ile, ilçe yerlilerinin genellikle bir arada olduğu, Kristal Kah-vehanesinden içeri girip, içeridekilere büyük bir heyecan ve özlemle selam ver-di. Ancak oraya girdiğine ve içeridekilere selam verdiğine ve hatta ilçeye bile geldiğine bin pişman oldu. Zira, kendisi koyu bir Halk Partili idi ve Kristal Kah-vehanesi ise Demokrat Partililere aitti. Kendisi kovulmaktan beter edildi. Ne yazık!... Partisel ayırımcılık hala devam ediyor diye düşünerek, orayı hemen terk ediverdi. Memet Kavuncu, kendisi çalışmayı sevdiği gibi, çocuklarını da çalış-maya sevk ederdi. Hatta bu hususta onları azarladığı ve dövdüğü çok olurdu. Çocukları bugün bile, kendisinden razı olmadıklarını ima ederlerdi. Köhan ve Fadime’den olma Hatice ile olan evliliğinden;

-İBRAHİM KAVUNCU- Okumadı ama çok çalıştı. Çalışmasının semeresini de aldı. Kendi özel buluşlarla sanayi alanında söz sahibi oldu. İzmir’e taşındık- larında çalışma ve kendini geliştirme imkanı buldu. Mobilyacılık, tamircilik derken, baloncuklu naylon imalatını, bizzat kendisinin yaptığı makinelerle sür-dürmeye başladı. Ankara, Bursa, Kayseri ve hatta Romanyada fabrika ve ima-lathaneler oluşturdu. İşlerini kardeşlerin de destekleriyle ilerlettiler. İşlerin iyi gitmesi üzerine kardeşleri de işin üzerine iyice eğildiler. Kendini ve kardeşlerini, memleketlim ve komşumuz olarak yürekten kutluyorum ve kendilerine işlerinde daha daha çok başarılar diliyorum. Şeker hastalığı nedeniyle ayaklarının kesil-diğini duyunca pek üzüldüm. Evlilik yaptığı Çavuşlu’lu Fatma’ dan çocukları bulunmamaktadır. Sonradan vefat ettiğini duyunca da çok üzüldük.

-EMRİYE –Sessiz, sakin ve terbiyeli biri idi. Ümit Keçecioğlu ile olan bera- berliğinden; Kubilay ve Sevilay dünyaya gelmiştir. Şu sıralar İzmirde kardeş- lerinin işleri ile meşguldür.

-KADİR KAVUNCU- Çalışkan, üretken ve düzgün biridir. Mehtap ile olan be-raberliğinden; Tuğçe ve Hatice dünyaya gelmiştir.

-HACI KAVUNCU- Çalışkan, bilinçli ve saygılı biridir. Saynur ile evlililiğin-den, Oktay vardır.

-ALİ KAVUNCU- Kayseride iken uzun bir süre beraberliğimiz oldu. Gayet ko-nuşkan, çalışkan ve üretken biridir. Yakınlarına ve büyüklerine ve özellikle bana karşı daima saygılı olmuş, şımarmamış ve mütevazi olmaya özen göstermiştir. Berna ile olan beraberliğinden; Kaan ve Ulaş bulunmaktadır.

V) E L İ F –Kirvem Abuzer Yerlikaya ile beraberliğinden; Miktat- Behzat ve Mustafa dünyaya gelmiştir. Kendisi çok değer verdiğim, iyi bir insandır.(Geniş bilgi“Yerlikaya” ailesindedir.)

… % …

- CİHANGİROĞLU AİLESİ-

Bu aile, çok sonraları Besni’den ilçeye gelmiş, uzunca bir süre burada ika-met ettikten sonra, tekrardan Besni’ye dönüş yapmışlardır. İlçede kaldıkları süre içerisinde, mazbut bir yaşam sürmüşler, hiç kimselerle ihtilafa düşmemişlerdir. Aile reisi Efendi Yarım, ilçede semer yapımcılığı ile ailesini geçindirmeye çalış-mıştır. Adı üzerinde efendi biri olarak kendini kabul ettirmiştir. Eşinin adı ise Hanım’dır. Gerek isimleri ve gerekse soyadları yöre halkına ilginç gelmiş ve bu konunun dillendirilmesi üzerine, bu durumdan rahatsızlık duyarak mahkeme kararı ile soyadlarını Cihangiroğlu şeklinde değiştirmişlerdir. Kısıtlı imkanlarla okuttukları çocukları başarılı olmuşlar ve devlet kademelerinde görevler üslen-mişlerdir.

İSMET CİHANGİROĞLU- Öğretmen olarak hizmet vermiştir.

VEDAT CİHANGİROĞLU- Nayman ailesinden, Hüseyin ve Serfinaz’dan olma Hülya evlilik yapmış ve bu beraberlikten; Seda ve Oğuz dünyaya gelmiştir.

…. & ……

- T U Z L U A İ L E S İ –

Bu aile, Emiş ve ……………. ‘den olma Mevlüt( Kel) ile Kumaş’tan oluş-maktadır. Emiş, Besni’de evlilik yaptığı…………..den, Mevlüt(Kel) dünyaya geldi. Kocasının ölümü üzerine, çocuğu Mevlüt ile birlikte ilk evvela Sürgü’ye gelen Emiş, yine eşini kaybetmiş olan Viranşehir’deki Nayman ailesinden Hü-seyin Çavuş ile bir evlilik daha yapmış ve bu beraberlikten Fadime dünyaya gel-miştir.

( Kel )MEVLÜT TUZLU- Mahalle ve kapı komşumuz idi. Kel Mevlüt olarak anılmıştır. Fazlaca bir mal varlığı yoktu. Dolasısiyle fazlaca bir meşguliyeti de yoktu. Gününün çoğunu evinin hemen yanıbaşındaki Kristal Kahvehanesinde Entelli Kadir Armağan ile kağıt oynayarak(üçlü) geçirirdi. Bir bardak çay içer- ler akşama kadar kağıt oynayarak bir masayı işgal ederlerdi. Bundan dolayıdır ki kahvehaneyi işletenler, onların bu durumundan şikayetçi olurlardı. Eşi Kumaş nene, sessiz ve sakin bir insandı. Duyumlarıma göre Kel Mevlüt ona kaba davra- nıyordu. Kumaş nene, Bilal Yuradakul’un Kaya ve Şefika’dan olma eşi Behiye’ in teyzesidir. Ayrıca Ahmet Kutlu’nun annesi Seleha ile de kardeştir. Kumaş ne-nenin 4 kız kardeşi memlekette ( Yukarı Hod- Maden) köyünde kalmışlardır.

Kel Mevlüt Tuzlu’nun Kumaş ile olan evliliğinden, Sebahat dünyaya gelmiştir. Sebahat, Hacı Bekir Özşeker ( Bşk.Cengiz Özdemir’in annesinin dayısı) ile olan beraberliğinden ; Kenan- Memet- Emine- Fikriye ve Nihal dünyaya gelmiştir.

-F A D İ M E – Emiş’in Hüseyin Çavuş ile olan evliliğinden doğmadır. Kel Mevlüt ile ana bir, baba ayrı kardeştirler. Fadime, ilk evliliğini Köhan Öztaş ile yapmış, bu beraberlikten Hatice(Topal) dünyaya gelmiştir. Köhan ölünce Fadi- me köhan’ın kardeşi Nuri Öztaş ile evlenmiş ancak, bu beraberlik uzun sür- memiş ve ayrılmışlardır. Fadime ölünceye kadar, Besnili Memet ile evlenmiş olan kızı Hatice(topal) ile aynı evde yaşam sürmüştür. Hatice’nin Besnili Memet ile olan berabeliğinden de; İbrahim- Emriye- Kadir- Hacı ve Ali dünyaya gel-miştir.

…. & ….

- Ç İ L A İ L E S İ –

Ellili yıllarda, Besni’den gelip Doğanşehir’e yerleşmişlerdir. İlçede ayakka- bı yapımı ve tamircliği üzerine uğraş vermişlerdir. Aile Enes ve İmmi’den türe-medir. Uzun süre ilçede Enes usta ve oğulları, mesleklerini icra etmiş, bilahare Adana’ya göçmüşlerdir. İlçede bulundukları süre içerisinde, evlilikler yolu ile ilçe halkı ile bütünleşmişlerdir. Enes Usta çocukluğumdan hatırladığım üzere çok olgun, işini severek yapan ve bunu çocuklarına da yaptırma hususunda çaba harcayan bir insandı. İlçe halkı, ona sevgi ve saygı göstermiş ailecek kabullenil-mişlerdir. Nitekim çocuklarının tümü burada evlilikler yaparak ilçe halkı ile bü-tünleşmişlerdir. Enes ve İmmi berberliğinden; 1) MEMET ÇİL- Özbey aile-sinden Hafız Fahri ve Emine’den olma Kifaye ile olan evliliğinden ; Tahsin- Erdal (Marmara depreminde hayatını kaybetmiştir.)Sıddık ve Gülsen oldu. 2) ABDURRAHMAN ÇİL- Durak ailesinden Sulu Hasan kızı Abide ile olan evliliğinden; Mesleha- Mescude- Songül ve Uğur. 3) MUSTAFA ÇİL- Hatice ile beraberliğinden; 3 kız ve 1 oğlan olmuştur. Çocuklarından birnin ismi Birsen, diğerinin ismi Murat’tır. 4) DOĞAN ÇİL( Müh.)- Öğretmen Hatice ile olan beraberliğinden; Filiz ve Güliz isimlerinde iki kızları vardır. 5) FATMA- İlçenin köklü ailelerinden Ali Rıza Yılmaz ile evlilik yapmış ve bu beraberlikten de Şahin- Bahri- Müslüm- Şadiye- Bahşende ve Fadime dünyaya gelmişlerdir.

…. & …..

- S İ İ R T ( Tillo- Aydınlar ) dan G E L E N A İ L E -

- D E M İ R A L P A İ L E S İ -

Bu aile, Derviş oğlu Osman’dan olma Hamza Hoca’nın, muhacir kesimin Viranşehir’e gelip kalıcı olarak yerleştiklerinden sonraki yıllarda, memlekette evlendiği eşinin ölümü üzerine, buraya gelip bir muhacir aile kızı ile evlenip çoğalmasından oluşmuştur. Hamza Hoca’nın buraya ne sebeple ve hangi tarihte geldiği kesin olarak bilinmemektedir.

Hamza Hoca ilk evliliğini kendi memleketli Tillo’lu biri ile yapmış bu evli- likten Azize dünyaya gelmiştir. İkinci evliliğini Viranşehirdeki muhacir kesim- den Sadık Ağa ile Hazeni’ den olma Menevşe’nin, Taner ailesinden Molla Refik ile beraberliğinden olan Nesihe ile yapmıştır. Bu beraberlikten; Memet Ali Hoca ve Muhsine olmuştur. Hamza Hoca ayrıca Erzurumlu biri ile de evlilik yapmış-tır. Şimdi bu evlilikleri mercek altına alalım.

Hamza Hoca’nın Tillolu eşinden Azize dünyaya gelmiştir. Azize Viranşehirdeki muhacir ailelerden Keçeci Yakup ve Binnaz’dan olma Abdurrahman Turan ile evlilik yapmış, bu beraberlikten; Hatice- Ahmet- Niyazi ve Müşerref dünya gel- miştir. ( Geniş bilgi “ Turan “ ailesinde.)

Hamza Hocanın, Molla Refik ve Menevşe’den olma Nesihe ile olan beraberli- ğinden de Memet Ali Demiralp ve Muhsine olmuştur.

Memet Ali Demiralp- Öğretmenlik hayatını başka yerlerde yaptıktan sonra Do- ğanşehir ilçesinde noktalamıştır. Emekliye ayrıldıktan sonra başka işlerle uğraş- mak istemesine rağmen muvaffak olamamış ve bir müddet sonra hastalanarak vefat etmiştir. Memet Ali Hoca yakinen tanıdığım ve saygı duyduğum bir büyü- ğüm ve meslektaşımdır. Yine öğretmen olan Şaban ve Ayşe’ den olma Fatma ile yaptığı evlilikten; 1) Hamza- Zeki ve çalışkan öğrencilerimden biri idi. Uzun yıllar orman idare müdürlüğü yaptıktan sonra emekli olmuş, şu anlar Suriyeden savaş nedeni ile kaçıp Türkiyeye sığınan sığınmacıların Malatyadaki durum- larından sorumlu olarak hizmet vermektedir. Kendisi takdir ettiğim ve sevdiğim öğrencilerimdendir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı ilişkilerimiz hala devam etmektedir. 2) İrfan- O da zeki ve çalışkan öğrencilerimdendi. 1980 öncesi anar-şi ortamında sanıyorum yediği dayak sonucu şuurunu kaybetmiş, tedavi ile ayakta durmaktadır. Bazan kontrolü kaybetmektedir. 3) Eralp- Okudu, öğretmen oldu. Öğretmenlik görevini başarı ile sürdürmektedir. 4) Erhan- Yüksek tahsile devam edemedi. Dolayısiyle bir devlet görevinde bulunamadı. Durmadan bir şeylerle uğraş vermekte kendince.

M u h s i n e – Siirt Tillo’dan Hüseyin ile yaptığı evlilikten 1-Türkan 2- Şükran 3- Fahri 4- Fahriye 5- Hayri 6- Hayriye 7- Sabite ve Aydın olmuşlardır.

Hamza Hocanın Erzurumlu eşinden de Fethullah dünyaya gelmiştir. Fethullah Bilen, Rabia ile olan evliliğinden de; 1-Kutbettin + Kevser = Perihan- Nilüfer- İzzet ve Meryem. 2-Memet + Rahime= Keziban-Gülhan-Turgut-Erdal-Kenan-Memduh-Beyhan. 3-Hanım + Abdullah =… 4- Hazal + Ziyabin=… 5- Muhsine +Mehmet 6-Basra+İsmail=…7-Delal+Medeni=…Tüm aile Erzurumda yaşıyor.

…. & …..

- S İ V A S - S U Ş E H R İ’ den g e l e n A İ L E –

- Ç İ F T Ç İ O Ğ L U A İ L E S İ –

Önceleri Sivas- Suşehrinde ikamet etmekte iken bilahare Malatya’ya gelip yerleşen Osman, daha sonraları Viranşehir’e taşınıp kalıcı olarak buraya yerleş-miştir. Babası Orhan, annesi Ufik olan Osman, kardeşi Harun ile birlikte, ülke-nin karışık olduğu bir dönemde, çocuk yaşlarında yollara düşmüş sığınacak bir yer bulmaya çalışmışlardır. Susayan kardeşine su bulmak için yanından bir süre-liğine ayrılan Osman, geri döndüğünde onu yerinde bulamamış, bütün araştır-malarına rağmen izine rastlayamamıştır. Bundan sonraki yolculuğunu tek başına sürdürmüştür. Önce Malatyaya gelen Osman, bilahare Viranşehir (Doğanşehir) e gelerek Halit Güven ailesine sığınmıştır. Belli bir yaştan sonra da kendi özgür yaşamını sürdürmeye başlamıştır. Gerek ticaret hayatı ve gerekse aile hayatı ile örnek bir insan olarak kendini topluma kabul ettirmiştir.

Bu aile, Osman- Aslı( Yumurtacı Hamdinin bacısı) ve Mediha( Malatyalı) dan türemedir. Osman’ın Aslı ile evliliğinden; 1) Fatma 2) İsmail 3) Hatice 4) Hacı Memet 5) Emine 6) Kifaye dünyaya gelmişlerdir. İkinci evliliğini yaptığı Medi-ha’dan da 1) Adnan 2) Edip 3) Hakkı 4) Hakan 5) Tülay 6) Şenay 7) Günay olmuştur.

OSMAN ÇİFTÇİOĞLU- İlçede ayakkabıcılık ile iştigal etmiştir. Kendisinin çocuk yaşta bir yetim olarak kasabaya gelip bir aileye (Halit Güven) sığındığı ifade olunmaktadır. Belli bir zaman sonra kendi düzenini kurarak hayata merha-ba demiştir. Yaptığı işin sağlam ve temizliği, dürüstlük, efendilik ve insanlara olan saygınlığı ile bütünleşmiş ve ilçenin saygın, güvenilir ve itibarlı bir insanı olmuştur. İnsanlar tarafından sevilen ve sayılan Osman’ın yaptığı iki evlilikten 13 tane evladı olmuş bunların geçimini sorunsuz bir şekilde sağlamış ve onları çok iyi bir şekilde yetiştirerek hayata hazırlamıştır. Kendisini çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda tanıma fırsatım oldu. Daima güler yüzlü, konuştuğu insanlara güven veren ve rahatlatan bir yapısı daima aklımda yer edecek, sevip saygı duy-duğum bir insan olarak hatırlanacaktır.

1)FATMA- Yusuf Şahin ile olan beraberliğimden; Nuray- Rabia- Recai- Zekai ve Ayfer dünyaya gelmiştir. ( Geniş bilgi “ Şahin “ ailesindedir.)

2)İSMAİL ÇİFTÇİOĞLU- Babasının özelliklerini bir ölçüde taşıyarak ilçede bir süre yapı malzemeleri üzerine esnaflık yaptı. Bilahare Mersin’e taşındı. Hala orada ailesi ile birlikte yaşamını sürdürmektedir. Sevip saygı duyduğum biridir. Mesude ile olan berberliğinden; Sunay- Şenay- Nesrin ve Nofer olmuştur. Ço-cuklardan sadece Sunay’ı hatırlıyorum. Benim zeki, başarılı ve sevimli öğrenci- lerimden biri idi. Sonradan, yine öğrencilerimden Memet Doğan ile evlilik yaptı.

3)HATİCE- Vehbi Korkmaz ile olan evliliğinden; Nurşen- Birsen- Gülşen- Turan ve Salih dünyaya gelmişlerdir. ( Geniş bilgi “ Korkmaz “ ailesindedir.)

Hatice abla alçak gönüllü, sevimli, terbiyeli ve saygın bir insan olarak tanıdım. Hemen hemen aynı özellikleri taşıyan Vehbi Korkmaz ile, uyumlu bir çift olarak ölünceye kadar sorunsuz bir yaşam sürmüşlerdir.

4)HACI MEMET ÇİFTÇİOĞLU- Güler yüzlülüğü, efendiliği, dürüstlüğü ve sosyal ilişkileri ile babasının tüm özelliklerini taşımakta idi. Malatyada kuyum- culuk ile bir süre iştigal etti. Herkesin çekinmeden yanına gidip sohbet ettiği ve yardım talebinde bulunabildiği bir saygın insandı. Ölümü insanları çok üzdü. Nerman ile olan beraberliğinden çocukları olmadı.

5)EMİNE- Hacı Memet Özel ile olan beraberliğinden Sabahattin dünyaya geldi. ( Geniş bilgi “ Özel “ ailesinde )

6)KİFAYE- Malatyalı Orhan Hoşhan ile beraberliğinden; Erhan- Burhan- Özkan Nurhan- Aynur dünyaya gelmişlerdir.

Osman Çiftçioğlunun ikinci evliliğini yaptığı Mediha’dan olma çocukları:

1)ADNAN ÇİFÇİOĞLU- Gençlik dönemlerinde kuyumculukla iştigal etti. Ken- dini birden siyasetin içinde buldu. Bu konuda hareketleri biraz fevri idi. Bir siya- si kargaşada arkadaşı karnından yaralandı barsakları dışarı fırlamıştı. Kurtula- maz gözü ile bakılıyordu. Kendisi ise bacağından hafif bir yara almıştı. Yarası önemsenmiyordu. İşin garibi, arkadaşı almış olduğu o ağır yaralanmadan kurtu-lurken kendisi basit yaradan kurtulamadı. Bekar olarak dünyasını değiştirdi.

2)EDİP ÇİFTÇİOĞLU- İlçenin en güvenilir esnaflarından biridir. Önceleri öğ- retmen olarak görev yaparken, istifa edip kuyumculuğa başladı. Namazında, ni- yazında, efendi, dürüst ve güvenilir bir esnaf olarak büyük bir başarı ile işlerini yürütmektedir. Aysel ile olan beraberliğinden; Nida- Osman- Sümeyye- Cihat.

3)HAKKI ÇİFTÇİOĞLU- Serap ile olan evliliğinden; Ömer Faruk- Nisanur- Nurefşan- Betül ve Zeynep dünyaya gelmişlerdir. Osman amcanın tüm çocukları gibi Hakkı da efendi, düzeyli ve bir toplum insanıdır. Kendisi LC. Vaikiki’nin genel müdürü ve aynı zamanda hissedarıdır.

4)HAKAN ÇİFTÇİOĞLU- Mine ile olan beraberliğinden; M.Emin- Ubeydullah Abdülhamit ve Elif Zehra dünyaya gelmişlerdir. Gördüğüm ve tanıdığım kadarı ile dürüst, efendi, insanlara karşı saygılı ve naziktir. Kardeşi Edip gibi o da ku- yumculukla iştigal etmekte, işlerini dürüst bir şekilde sürdürmektedir.

5)TÜLAY( Ev Kad.)Seyyit ile olan beraberliğinden; Furkan ve Erdem olmuştur.

6)ŞENAY – Hasan ile yaptığı evlilikten; Mustafa- Adnan ve Fatih olmuştur. Kendisi öğretmen olarak görev yaptıktan sonra emekli olmuştur.

7)GÜNAY ( Ev Kad.)-Talat ile olan evliliğinden; Tubanur ve Furkan dünyaya gelmiştir.

….. & ……

DOĞANŞEHİR’E YAKIN ÇEVRELERDEN GELEN AİLELER

- K A D I L I ‘d a n gelen A İ L E –

Aslında sadece 93 muhacirlerini incelemeye almama mukabil, muhacir olmayan, civar köy ve kasabalardan gelip ilçeye yerleşen ve muhacir kesimle içli-dışlı bir hayat sürüp, dikkatleri üzerine çeken ailelerden de elde ettiğim bil-gilerle orantılı olarak bahsetmenin uygun olacağı görüşündeyim. Kadılı, ilçeye bağlı önemli bir köydür. Demiryolunun içinden geçmesi, ilçe ile olan bağlan-tısını güçlendirmektedir.

- ÖZTÜRK AİLESİ –

-ALİ ÖZTÜRK- Kadılı köyünde sığırtmaç olarak köylünün hayvanlarını yay- lıma götürür, onlara göz kulak olur, akşama doğru da köye getirip, sahiplerine teslim ederdi. Eskiden gerek köy ve gerekse kasaba ve ilçelerde uygulama bun- dan pek farklı değildi. Çocukluk ve gençlik yıllarımda Doğanşehir’de de uygu- lama böyle idi. Sabah güneş doğmadan, davar ve keçi gibi küçük baş hayvan- ların, kısa bir zaman sonra da büyük baş hayvanların sorumlu çobanlarca yayı- lıma sürüler halinde götürüldüğüne çokça şahit olmuşturum. Küçük baş hay- vanların çobanı Memet Ali, büyük baş hayvanların ise çobanı Koço adında biri idi. Sabahları uykuda iken çoban Memet Ali’nin sesi ve hayvanların ayak ses- lerinden küçük başların, Koço’nun sesi ve böğürme seslerinden de büyük baş- ların yayılıma gitmekte oldukları anlaşılırdı. Güneş epeyi yükseldikten sonra da, evde kalan hayvan yavruları, evin çocukları tarafından ayrıca yaylıma götü- rülürdü. Bu durumu, çocukluğumda çokça yaşadığım için çok iyi bilirim. Yay-lıma gitme zamanları uyku ne kadar da tatlı, bu görev için derin uykudan uyan-dırılmaya çalışılması da ne kadar can sıkıcı olurdu!... Akşamleyin de hayvan-larla eve dönmek, özlem ve sevinç duygusu yaratırdı insanda…