Benim gözümden) doğANŞEHİR ve 93(1877) muhacirleri

Belli bir süre geçtikten sonra, Çumradaki aile bireyleri Doğanşehir’e gelip akrabalarını ziyaret etmişler, hasretlik gidermişlerdir. Belki, buradakiler de onla- rı orada ziyaret etmişlerdir.

Gelelim şimdi “YILMAZ AİLESİ” ne… Bu aile; Hafız ve Şehinaz(Zinnet) dan türemedir. Bu beraberlikten, Sinnaz, Binali ve Nevriddin dünyaya gelmiştir.

I)SİNNAZ – Doğanşehir’e gelmemiş, memlekette kalmıştır. Hüseyin Işık ile olan evliliğinden ; Hasan- Kemal- Asif ve İfaket olmuştur. Bunlar memleketten ayrılmamışlardır. II)NEVRİDDİN – Doğanşehir’e gelmemiş, memlekette kal-mıştır. Gülinaz ile olan evliliğinden; Dilaver- Naciye- Ruziye- Fecriye ve Nadi-ye olmuştur. Hepsi memlekettedirler.

III)BİNALİ YILMAZ (1909-1972)- Aynı köylü ve yakınları olan Ümmiye ve Zahide’nin ısrarlı davetleri üzerine Doğanşehir’e gelip, kalıcı olarak ailesi ve çocukları ile birlikte yerleşmişlerdir. İlk geldikleri yılları hatırlamıyorum, zira henüz çocuktum. Ancak sonraki yıllarda Binali dayıyı yakınen tanıma fırsatı buldum. Çok ağırbaşlı, kendi aile fertleri ve diğer insanlarla iyi bir iletişim kura-bilmiş, saygın bir insandı. Çocukları üzerinde saygınlığa dayalı bir otoritesi var-dı. Bildiğim kadarı ile hiç kimse ile bir sorunu olmadı. Eşi Yıldız nene de çok iyi niyetli ve ağırbaşlı bir insandı. Onları yalnızca çocukları değil, aynı za- manda bizler de sevip saymışızdır.

Binali Yılmaz, Ahmet ve Afet’ten olma Yıldız ile olan evliliğinden; Nurettin- Şemsettin- Nadiye- Vezir- Cemal ve Kemal dünyaya gelmişlerdir.

I)NURETTİN YILMAZ (1933-1961)- O öldüğünde belli bir yaşta olmama rağ- men, kendisi ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Dolayısiyle bir yorumda bulu- namayacağım. Feraset ile yaptığı evlilikten çocukları olmadı. Genç yaşta ölümü üzerine eşi Feraset, Porgalı Memet Şen ile evlenmiş ve bu evlilikten, 3 oğlan ve 3 kız çocuğu dünyaya gelmiştir.

II)ŞEMSETTİN YILMAZ(1935-1988)- Kendisini öldüğü yıla kadar yakınen tanıma fırsatı buldum. İyi niyetli, hoş görülü, topluma karşı saygılı bir insandı. Ailenin geçimini sağlamak için, oğulları ile birlikte manavcılık yaptı. Bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Şerafet ile olan beraberliğinden; Ahmet- Taner ve Kadir dünyaya geldi. 1)Ahmet Yılmaz + Rahime =Feride- Ferit- Büşra ve Eda. 2)Taner Yılmaz + Ke-ziban = Nezaket- Sümeyye- Elif ve Ahmet. 3)Kadir Yılmaz + Özgül = Murat.

Şemsettin Yılmaz’ın her üç oğlu çalışkan, hırslı ve saygılı insanlardır. Babaları- nın ölümünden sonra her ne kadar gayretle çalıştı iseler de işleri yaver gitmedi. “En sonunda, tebdili mekanda ferahlık vardır” diyerek ilçeyi terk etemişler ve iyi de yapmışlardır. Şimdilerde rahat huzurlu bir hayat sürdürmektedirler. III)NADİYE (1937-…)- İlk evliliğini İstanbullu Zeynel Korkmaz ile yaptı. Çocukları olmadı ayrıldılar. Uzun bir dulluk yaşamından sonra, eşi vefat etmiş olan Ahmet Kuru ile evlendi. Bu beraberlikten çocuk yok.

IV)VEZİR YILMAZ (1940-…)- Yakınlık duyduğum dost bir insandır. O da ba- na karşı aynı hisleri duyuyor sanıyorum. Bazı konularda yakın birlikteliğimiz olmuştur. Güvenilir bir insandır. Önceleri tarım ile uğraşan Vezir, bilahare gar- diyan olarak emekli oluncaya kadar görevini başarı ile tamamlamıştır. 1965 yılında, Hacı Osman ve Gülhanım’dan olma Güner ile hayatını birleştirmiş ve bu beraberlikten; Mehtap ve Yücel dünyaya gelmiştir. 1)Mehtap Yılmaz- Benim görev yaptığım Ortaokulda öğrenci iken, ağır bir hastalık sonucu vefat etmiş hem ailesini, hem de bizleri üzüntüye boğmuştur. 2)Yücel Yılmaz( Adliye görevlisi) Terbiyeli, efendi, saygılıdır. Adliyedeki görevini başarı ile sürdürmek-tedir. Emel ile evliliğinden; Alpcan ve Batuhan dünyaya gelmişlerdir.

V)CEMAL YILMAZ (1945-…)- Sevdiğim, değer verdiğim ve güvendiğim ak- ranlarımdadır. Dostluğumuz ta çocukluk yıllarından başlamak üzere devam et- mektedir. Astsubay Hazırlama Okulunu bitirdikten sonra, subay olarak görevini başarı ile sürdürüp, buradan emekli olmuştur. Fehminaz ile olan beraberliğinden (1967); Nil ve Pınar dünyaya gelmişlerdir. 1)Nil + Yüksel Karaca = Melis 2)Pınar + Mustafa Arifoğlu = Emre ve Okan(ikizdirler)

VI)KEMAL YILMAZ(1948-…)-Ailenin en küçüğü. Doğanşehirde doğma, bü- yümedir. Damarına basılmadığı müddetçe, saygılı, iyi niyetli ve fedakardır. Tah-sili yoktur. Bedenen çalışmak suretiyle, ailesine ve çocuklarına sorunsuz bir ha-yat yaşatabilmiştir. 1971 yılında Sevim ile olan beraberliğinden; Serkan- Erkan- Bahar ve Serap dünyaya gelmişlerdir. 1)Serkan Yılmaz(Öğret.ve okul md.) + Esengül = Barış ve Yiğit. 2)Erkan Yılmaz (Turizmci) + Fatma = Esmanur. 3)Bahar(Öğret.) + Ahmet = Efe 4)Serap (Öğ-ret.) + Sercan = Elif ve İrem olmuşlardır. Çocuklar benim öğrencilerim olup görevlerini başarı ile sürdürmek-tedirler. Serkan şu anda Doğanşehir Lisesi müdürlüğünü ifa etmektedir.

….. & …..

- G Ü N G Ü T A İ L E S İ –

Şavşat Tepeköy’ünden Ali oğlu Refik ve Gülsüm’den olma Nuri- Beşir- Nazım ve Nezir kardeşlerden Beşir Güngüt’ün askerlik nedeni ile yolu Doğan- şehir’e düşer. Burada, 93 Harbi sonucunda muhacir olarak kendi köyünden aile- ler olduğu gibi yakınlardaki Posof köylerinden gelenler de vardır. Kendi yöresi insanlarının bulunduğu bir yerde askerliğini yapıyor olması kendisini çok rahat- laşmış ve mutlu kılmıştır. Buraya o kadar bağlanmıştır ki, asla memleket özlemi hissetmemiştir. Bu arada askerliğini Şavşatta yapmış olan Turan Yıldırım ile ta-nışarak dostluğunu ilerletmiştir. Askerlik süresi bittiğinde buradan ayrılmakta zorlanan Beşir Güngüt; komutanının “ Madem burasını çok sevdin ve ayrılmak sana zor geliyor, sana buralarda iş bulayım “ teklifine balıklama atlamıştır. Neti- cede Sultansuyu harasında muhasip olarak işe başlayan Beşir Güngüt, bilahare ilçede yeni kurulan ortaokul muhasipliği için açılan sınava girip kazanarak tek- rardan askerliğini yaptığı ve çokça tanıdıklarının bulunduğu Doğanşehir’e dönüş yapmış, emekli oluncaya kadar da burada kalmaya devam etmiş, hatta emekli ol- duktan sonra bile burasını terk etmemiştir.

Beşir Güngüt görev yaptığı süre içerisinde, ben de dahil, ortaokulda öğrenim görmekte olan tüm öğrencilerin hamisi olmuş ve onları korumuş ve gözetmiştir. Gerek öğrenciliğim, gerek öğretmenlik ve gerekse idarecilik yaptığım ortaokul- da, daima yanımda olmuş, bana yakınlık duymuştur. Ben de onu daima sevip saymış ve değer vermişimdir. Vefatı nedeni ile aramızdan ayrılan bu değerli bü- yüğümüzü saygı ile yad eder, Allahtan kendisine rahmet dilerim.

Beşir Güngüt 1959 yılında Malatyalı Zekiye ile evlilik yapmış, bu evlilikten bir oğlan ve bir kız dünyaya getirmişlerdir. Eşi Zekiye, kasaba insanları ile he-men kaynaşmış, özellikle yakın akraba ilişkilerine önem vermiş, kendisini top-luma kabul ettirmiştir. Oğul Ali, Maliye Bakanlığında, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünde görev yapmakta, kızları Güneş Malatya merkezde öğret-men olarak hizmet vermektedir. Her ikisi de evli olup çağa çocuğa karışmış-lardır. Her ikisi de benim öğrencilerim olup, öğretmenlerine ve özellikle bana ve aileme karşı saygı ve sevgide kusur etmemişlerdir. Bizler de her ikisini, evlat-larımız olarak sevip bağrımıza basmışızdır.

… & …

- ARTVİN- Ardanuç’ dan GELENLER –

- OKUMUŞ AİLESİ –

Bu aile, Hacı Recep Paşa oğlu Molla İbrahim ile Sebahat’tan türemedir. Hacı Recep Paşa, aldığı ünvandan da anlaşılacağı üzere, Osmanlı Ordusunda Paşa rüt- besi almış şöhretli bir subaydır. İsmi bilinmeyen eşinden iki oğlu bulunmaktadır. Bunlar Molla İbrahim ve Veysel’dirler.

MOLLA İBRAHİM- Sebahat ile olan evliliğinden, Veysel- Faik- Taştan ve Me-met dünyaya gelmişlerdir. Bu evlatlardan sadece Doğanşehir’e gelen Faik’i ele alacağım. Diğer evlatlar memlekette kalmışlardır. - FAİK OKUMUŞ- Eşi Seyhat ve çocukları ile birlikte, 1948 yılında Artvin’in Ardanuç ilçesinin eski adı Solyana, yeni adı Yaylacık köyünden, tüm taşınmaz mal varlıklarını satarak, gelip Doğanşehir’e kalıcı olarak yerleşmişlerdir. Faik Okumuş’un Seyhat ile olan beraberliğinden; Gülzade- Gülfinaz- Fikriye- Şahinaz- Türkan- Fevzi ve Talat adlarında çocukları bulunmaktadır. Çocukların tümü burada evlenerek yuva kurmuşlardır.

GÜLZADE- Koç Ali Erdem ile olan beraberliğinden; 1-Necla(Ebe) + İsa Yıl-dız (Öğret.) = Mehmet-Taylan-Yeliz-Özge-Melike. 2-Fuat Erdem(Emekli) + Suna = İlknur- Suat. 3-Cemal Erdem (Memur) + Sultan(Hemşire) = Cem 4-Cemile(Hemşire) + Hasan Erdem(Harita Müh.) = Emre- Ömer

GÜLFİNAZ – Mevlüt Erdoğan ile olan beraberliğinden; 1-Şenay + Süleyman Kamacı(Esnaf) = Gökhan- Kenan- Erkan- Gürkan. 2-Nuray + Adnan Ormancı (Emekli) =Hakan- Duygu- Yaren. 3-Bülent Erdoğan + Şengül = Numan- Gökay.

FİKRİYE- Mehmet Coşkun ile olan beraberliğinden; 1-Mustafa Coşkun + Gül-ten. 2-Şule + Muharrem(Em.Amiri) 3-Selçuk+Ayfer…. 4-Burak Coşkun 5- Furkan Coşkun 6- Şeyda

NURTEN- Hannan Sağır ile olan beraberliğinden; 1-Fadime + Hanifi Bozkurt. 2- Asuman + Orhan Koçak. 3-Selim Sağır + Emine. 4-Ülfet + Himmet Kaçmaz. 5-İbrahim Sağır + Hatice. 6-Songül + Mustafa Sancar ile evlilik yapmışlardır.

TÜRKAN-Hasan Sabancı ile olan beraberliğinden;1-Mustafa Sabancı + Meleha. 2- Sevgi + Ünal Önür. 3-Ünal Sabancı=Sibel. 4-Sibel + Mustafa….

FEVZİ OKUMUŞ- Benim akranlarımdan ve okul arkadaşımdır. İnsani yönü çok kuvvetlidir. İnsanları incitmeyen, yumuşak huylu kendi halinde biridir. Na-fiye ile olan beraberliğinden; 1- Nesrin + Ramazan Alkan= Enes ve Ahmet. 2-Züleyha + Kamil Demirel= Ayşe ve Merve. 3-Murat Okumuş + Emine= Berkay ve Efe. 4-Zübeyde + Birol Erbil= Funda ve Yusuf.

TALAT OKUMUŞ (Em.Sağ.Me.)- En çok irtibatta olduğum değerli bir arkada- şımdır. Gerek resmi ve gerekse sivil hayatta yapmakta olduğu işe, kendisini öy- lesine kaptırırki, o anda hiç kimseyi ama hiç kimseyi görmez ve tanımaz. Kendisini çok yakınen tanımamıza rağmen bu özelliğinden ötürü kınadığımız olur. O da bu durumu büyük bir olgunlukla ve sakin bir şekilde karşılar. Bunun dışında çok sevecen, insancıl ve fedekar bir insandır ve iyi bir aile reisidir. Biz-lerin asla vazgeçemediği değerli arkadaşlarımızdan biridir. Fatma ile olan bera-berliğinden; 1- Neslihan +Remzi Sarıbaş= Miraç- Beya 2-Erdal Okumuş(Baş Hek.) +Göknur = Kaan- Onur. 3-Müberra + Mustafa Kara = Elif Melda-Ali Buğra- Meryem. 4-Meral + Orhan Bilkay = Mehmet Akif- Ömer Sadık. 5-Zü-hal + Mehmet Kubilay Maden = Barış- Vehbi.

Bu arada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Talat Okumuş’un tüm çocukları benim müdürlük yaptığım okulda okumuşlardır. Başta Erdal olmak üzere diğer çocukları gerek terbiye ve efendilikleri ve gerekse üstün başarıları ile öne çık-mayı başarmışlardır. Her ne kadar kendi özelliklerinden kaynaklansa da anne ve babalarının kendilerine büyük katkı sağladığı düşüncesindeyim.

T O K A T ‘t a n G E L E N A İ L E

Ö Z D İ L A İ L E S İ

Birinci Dünya Savaşı bütün hızı ile devam ederken, görülen lüzum üzerine tehcire tabi tutularak Suriye tarafına sürgün edilen aileler içinde Ahmet is- minde bir çocuk ile anne ve babası da bulunmaktadır. Uzun ve zorlu yolculuk sırasında bazı aileler, çocuklarını, yollarda telef olmasın diye geçiş yaptıkları yerlerde güven duydukları ailelere yürekleri burkularak teslim etmişlerdir. İşte bu çocuklardan biri de Ahmet idi. Babası Ohannis tarafından Ahmet, Harap-şehirli Dillo Memet’e emanet edilmişti. Ahmet bir süre burada kaldıktan sonra Viranşehir’e gelmiş, variyatlı bir aile olan Zaptiye Memet Durak’ın çiftçilik hiz-metlerini yapmaya başlamıştır. Evlenme çağına da gelince Fatma isminde biri ile evlenmiş, bu evlilikten Hüsne isminde bir kızları olmuştur. Ancak, bu evlilik fazla uzun sürmemiş ve ayrılmışlardır. Ayrıldığı eşi Fatma, Mülayim Hüseyin ile evlenirken, kendisi de Harapşehirli Kerim- Emiş kızı Hüsne ile evlenmiş ve bu beraberlikten Nahide- Celal- Memet ve Cahide dünyaya gelmişlerdir.

Gerek Ahmet Özdil ve gerekse eşi Hüsne’yi irtibatımız olması münasebeti ile yakinen ailecek tanımaktayız. Ahmet Özdil, ölünceye kadar Zaptiye Memet (Benim dedem olur) ailesine sadakatla hizmet etmiş, hiçbir sorun çıkarma- mıştır. Görevlerini dürüstlükle yerine getirmiş, işinden başka hiçbir şey ve kişi ile uğraşmamıştır. Dürüst, temiz, efendi ve saygılı bir insan olarak kendini göstermiştir. Eşi Hüsne ise, bizlerin çok saydığı ve değer verdiği bir ablası olmuştur. Temiz, tertipli, hatırşinas ve saygı duyulan bir insandır.

Ahmet Özdil’in babası, uzun bir süre sonra Doğanşehir’e gelerek kendisini alıp memleketleri Tokat’a götürmek istemiş ancak, kendisini razı edememiştir. Bir zaman sonra Doğanşehir eşrafından Ahmet Doğan ile Memet Tekin asker-liklerini yapmak üzere Tokat’a giderlerken, babası Yuhannisi Tokatta bulma-larını, kendilerine yardımcı olacağını söylemiş, gerçekten de Yuhannis, bu as-kerlere çok yakınlık göstermiş ve çok yardımda bulunmuştur. Hatta yeni evli olan Ahmet Doğan’ın eşini askerlik bitinceye kadar kendi evlerinde misafir etmiştir. İlk eşi Fatmadan olan Hüsne, Halit Ömer Güven ile evlenmiş Salih- Selim ve Sedat’ı dünyaya getirmiştir. (Geniş bilgi “ Güven” ailesinde.) Ahmet Özdil’ in ikinci eşi Hüsne’den olan çocuklarına gelince:

I)NAHİDE- Harapşehirli İbrahim Akbuğa ile olan evliliğinden; 1)Hikmet (Öğ.) Yadigar ile, 2) Keziban + Hanifi Bayram( Bel.Bşk.) = Murat- Necla 3) Hidayet + Ziya =Ayça. 4) Hakan + Derya =……. – Nahide özellikle eşim ile çok iyi diyalog içinde olmuş, bizler tarafından değerli bulunmuştur.

II) CELAL – Zübeyde ile olan evliliğinden; 1- Engin + Emel = Ece . 2- Der- ya + Hakan = Elif. 3) Fulya + Bekar. 4) Edis + Büşra = Arzu. – İnsanlara karşı saygılıdır. Sağdıçlığını yapmam nedeni ile kendisini iyi tanımaktayım.

III) MEMET – Özgül ile olan evliliğinden; 1) Uygar 2)Nuray + Erol =……- Bizim ailenin işlerinde bir süre çalıştı. Bizlere karşı saygıda kusur etmemiştir

IV) CAHİDE – Hasan ile olan evliliğinden; 1) Özlem 2) Memet 3) Gökhan 4) Erkan 5) Serkan olmuşlardır. – Biraz başına buyruk yaşamayı tercih etmiş, ancak sonradan hatasını anlayarak kendisini toparlamıştır.

- Başta Nahide olmak üzere bu çocukların hepsi bizlerin ailelerine, anne ve babalarından dolayı yakın durmuşlar, bizlerle olan irtibatlarını kesmemişler-dir. Bizler de onları sevgi ile kucaklamışızdır.

…. & …..

- BESNİ’ den GELEN AİLELER -

- T A T A R A İ L E S İ –

Bu aile, Şeyh Memet ve Meryem’den olma Ahmet ile Zöhre’den türemedir. Aslında Viranşehir’e gelen sadece Ahmet’tir. Burada evlenmiş çağa çocuğa ka-rışmıştır. AHMET (1869-1926)- Begi ailesinden İbrahim ve Adile’den olma Zöhre(1874-1919) ile olan beraberliğinden; Pakize- Emine- H.Mustafa- H.Ah-met dünyaya gelmişlerdir. Ahmet, eşi Zöhre’nin ölümü üzerine, ilk ikamet yer-leri olan Besni’den biri ile bir evlilik daha yapmış ve bu evlilikten de Mahmut dünyaya gelmiştir. Ahmet’in ailesi Urfa’dan gelip, Besni’ye yerleşmişler ve “Urfalıoğulları” diye anılmışlardır. Babası ve annesini kaybeden Ahmet, sonra-dan Besni’yi terkederek Viranşehir’e gelmiş, burada “Begi (Can) ailesinden İbrahim ve Adile’den olma Zöhre ile evlenmiştir. Zöhre, “Begi” ailesinden olup, Memet Ali’nin kız kardeşi, Begi Yusuf’un bibisi, Esat Doğan’ın eşi Ümmiye ile de hala çocuklarıdırlar. Ahmet, Viranşehir’in ilk ayakkabı tamircisidir. Bu mes-leği oğlu Mustafa Tatar devam ettirmiş, yeğeni Ömer Canpolat’a devretmiştir.

I)P A K İ Z E (1892-…)- Fizik olarak değil ama, ruhen güzel, tatlı bir insandı. Cahilane yaptığı espriler insanları güldürür ve neşelendirirdi. Konuşurken, o kaba lisanı, insanları öylesine cezbederdi ki, insanlar onu dinlemekten büyük haz duyarlardı. İlk evliliğini, ölen teyzesi Gülefer’in kocası Hasan ile yaptı. Ev-lendiğinde henüz çocuk yaşta idi. Kendisinin yakınlarına anlattığına göre Hasan, Pakize’yi kucağında gezdirirdi. Hasan, Pakize ile evliliğinin ilk yılında, sefer-berlik için askere alındı. Birinci Dünya Savaşında, Çanakkale’de düşmanla çar-pışırken şehit düştü. O, Çanakkalede savaşır ve şehit olurken, Pakize bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi. Bu çocuk İshak Özcan idi. Ne Hasan, biricik oğlu İshak’ı, ne de oğul İshak, babası Hasan’ı görebildi. Genç yaşta dul kalan Pakize, yanında oğlu İshak olduğu halde, H.Memet Canpolat ile evlendi. Bu evlilikten de; Rahime- Osman ve Ömer dünyaya geldiler. H. Memet Canpolat’ın, üzerine kuma getirmesi üzerine, kocasından ayrı olarak, ölünceye kadar, oğlu Ömer ile birlikte yaşamıştır.( Geniş bilgi “ Özcan ve Canpolat “ ailelerindedir.)

II)E M İ N E ( 1901-…)- Hem fizik ve hem de ruhen tatlı ve güzel insandı. Bir insanda bulunması gereken tüm güzel hasletler onda fazlası ile mevcuttu. Dindar insandı. Güzel sesi ile okuduğu Kur’an ayet ve sureleri, insanları etki altına alır-dı. Ablası Pakize’nin aksine çok düzgün konuşur ve ciddiyetini muhafaza eder-di. Daha önce de aktardığım üzere, ikisinin birlikte Malatyadaki “Payton Sefa-sı”, ilginçliği ve sevimliliğini muhafaza etmektedir. M.Nafi Turan ile olan evliliğinden, Asya(Ayişe)- Hediye- Zekiye(Zeliha)- Zemzem- Kifaye- Halime ve Şükran(Naime) olmuştur. Bu kadar kız çocuğu dünyaya getirmelerinin sebe-bi, bir oğlan çocuğuna sahip olmak istemelerindendir diye düşünmekteyim. ( Geniş bilgi “ Turan “ ailesindedir.)

III)MUSTAFA TATAR(1911-1999)- Memleketin sevilen ve sayılan insanların-dandı. Particilik yüzünden kardeşi H.Ahmet ile olan husumetlikleri haricinde, hiç kimse ile sorun yaşamamıştır. Gerek aile yakınları ve gerekse diğer tüm ke-simlerce, ben de dahil olmak üzere sevgi ve saygı duyduğumuz bir şahsiyettir. İlk önceleri babadan kalma köşgerlikle iştigal ettiğinden “Köşger Mustafa” diye anılır olmuştur. Köşgerlik mesleğini, daha sonraları, yanında çırak olarak çalış-tırdığı yeğeni Ömer Canpolat devam ettirmiştir. İlk evlilik denemesini Zaptiye Memet ve Fatma’dan olma Hatice(benim teyzem) ile nişanlanarak yaptı. Birbir-lerini çok seviyorlardı. Ancak bu evlilik gerçekleşmedi. Zira nişanlı iken, Mus-tafa Ağa tarafından zorla kaçırıldı. Hatice bu duruma katlanamadı. Beraberlik-lerinin ilk yılında, kahır ve üzüntüden ölüverdi. Mustafa Tatar’ ın da bu durum-dan çok fazla etkilendiği muhakkaktır. Mustafa ilk resmi evliliğini, Doğan aile-sinden, Abdürrezzak ve Nazire’den olma, yine bir Hatice ile yaptı. Ancak ne ya-zıktır ki bu evlilik de fazla uzun sürmedi. Hatice doğum sırasında vefat etti. Canlı doğan çocuk da 4 ay yaşadıktan sonra öldü. Bu durum üzerine, bu şok gelişmeleri atlatan Mustafa; Molla İrfan ve Tonton’dan olma Fadime (1906-…) ile evlendi. Bu beraberlikten; Kadriye- Sevgi- Mecit- Zöhre ve Zemzem dünya-ya geldiler.

1)KADRİYE (1923-…)- İlk evliliğini Hanifi Tutak ile yaptı. Bu evlilikten, Kezban- Adnan ve Ethem dünyaya geldiler. Kadriye abla tanıdığım kadarı ile çok düzgün, terbiyeli ve ağırbaşlı bir insandır. 1-Kezban(Bankacı) + Ahmet Yalvaç = Emre- Hale ve Şule. ( Geniş bilgi “Yalvaç” ailesindedir.)- Zeki, çalış-kan ve düzeyli bir insandır. 2-Adnan (Öğret. Ve Md.Yrd.) + Kezban( Vahap ve Zemzem Korkmaz kızı)= Enver(Mak.Müh.) Erhan(Vergi Müf.) ve Nurhan (Üni.Mez.)- Adnan görevlerini titiz bir şekilde yapan, insanlara karşı saygılı ve uyumlu bir insandır. Öğretmenlik, ilçe Milli Eğitim Müdür yardımcılığı görev-lerinde bulunmuştur. 3-Ethem(Öğret.) + Yasemin( Ömer-Saadet Canpolat kızı) = Esra(Üni.Mez.)- Sedanur(Açık Öğ.) Furkan(Lise Mez.)- Sempatik, cana yakın ve değerli bir insandır. Büyüklerine, özellikle bana karşı saygıda kusur etmemiş-tir. Kadriye, eşi Hanifinin ölümü üzerine, Kaynı Yusuf ile evlenmiş ve bu bera- berlikten de; 1-Alpaslan + Hatice = Sudenez. 2-Ekrem + Yurdagül = Buket- Demet ve Memetcan 3-Seçkin + Yeşim = Ersin(Uz.Çvş.)- Erkut. 4-Yasemin + Cengiz Kapıcı = Şimal Beyza ve Alim Burak.

Kadriye ile evlilikler yapan Hanifi ve kardeşi Yusuf, gerek dini bilgisi ve ge-rekse, güzel ve gür sesi ile ün yapmış olan meşhur “ Van’lı Hoca” nın oğul- larıdırlar. Söylendiğine göre, imamlık yaptığı Harapşehir(Günedoğru) köyünde okumakta olduğu ezan, 5-6 kilometre uzaklıktaki Doğanşehirde duyulurdu. Sesi öylesine gür ve güzeldi.

2)ZÖHRE (1944-…)- Evsal Laçin(Polis Em.) ile olan beraberliğinden; Bilge- Ayfer- Hülya-Aysun- Fadime- Murat (çocuk yaşta öldü.) ve Selda. Akranım olarak, tarla komşuluğumuz vesilesi ile her zaman gördüğüm, aklı başında, ça-lışkan, üretken ve hamarat biri olarak tanırım.(Geniş bilgi “Laçin” ailesinde dir.)

3)ZEMZEM (194…)- Vahap Korkmaz ile olan evliliğinden; Dilaver- Kezban- Dilek ve Fatih oldu. Kendisini ta çocukluğundan itibaren tanırım. Çok terbiyeli, akıllı, fedakar ve cefakar biridir. Vahap Korkmaz’dan dolayı akraba ilişkiliğimiz mevcuttur. ( Geniş bilgi “Korkmaz” ailesindedir.)

4) SEVGİ ve 5) MECİT çocuk yaşlarında vefat ettiler.

Mustafa Tatar, eşi Fadime’nin ölümü üzerine, Sürgülü Zeliha ile de bir evlilik daha yaptı. Bu evlilikten de; Zennure- Talat ve Nihat dünyaya geldiler.

1)ZENNURE(1948-…)- İlk evliliğini Ramazan Eroğlu ile yaptı. Bu beraber- likten Nihat dünyaya geldi. İkinci evliliğini Özer Yücel ile yaptı. Bu evlilikten de Feride ve Oğuzhan oldu. 1- Ali Nihat + Petek (Elmadağlı) = Aybüke 2-Feride + Emre Okçu = Henüz çocuk yok. 3-Oğuzhan + Elif (Eskişehirli) = Bir oğlan çocukları var. Zennure de terbiyeli, akıllı ve düzgün bie insandır.

2)TALAT TATAR (1950-…)- Küçük yaşta, tahsil yapma adına ilçeden ayrıldı. Öğretmen olarak okullarda görev yaptı. Son derece dürüst, efendi ve fedakar bir insandır. Sakin bir yaratılışı vardır. Göz önünde olmaktan rahatsızlık duyar. En-der olarak ilçeye gelerek aile fertlerini ziyaret eder. Medeha(Medine) ile olan beraberliğinden; Mustafa ve Didem dünyaya gelmiştir. 1- Mustafa Tatar –Üni. Öğ.Görevlisidir. Henüz bekardır. 2-Didem –İlkokul öğretmenidir. İlk evliliğini Varlık Özden ile yaptı. Bu beraberlikten, Ege dünyaya gelmiştir. İkinci evliliğini Em.Alb. Süleyman ile yaptı. Bu evlilikten çocuk yok.

3)NİHAT TATAR(1954-…)- Subay emeklisidir. Diğer kardeşlerine oranla da-ha hareketlidir. Olgun ve bilinçli biridir. Nerman ile olan evliliğinden; Barış-Cihat ve Leyla olmuştur. 1-Barış Tatar – Sermin ile olan evliliği uzun sürmedi, ayrıl-dılar. Çocukları bulunmamaktadır. 2-Cihat Tatar – Sivaslı Burcu Bahar ile evli-dir. Henüz çocukları bulunmamaktadır. 3-Leyla – Halası oğlu Dilaver Korkmaz ile evli olup, Alperen ve Metincan adlarında çocukları bulunmaktadır. ( Geniş bilgi “ Korkmaz” ailesindedir).

IV)HACI AHMET(1914-1968)- Kardeşi Mustafa ile particilikten dolayı ayrılığa düşmüşler, bu ayrı gayrılık soyadı değiştirmeye kadar gitmiştir. Soyadını mah- keme kararı ile değiştiren Hacı Ahmet, o günkü kaymakamın teklifi üzerine, kaymakamın memleketi olan Yalvaç’ı(Ispatra) soyadı olarak kabul etmiştir. Dolayısiyle “ Yalvaç ailesi” nde işlenecektir.

V)MAHMUT TATAR(1925-1965)- Diğer 4 kardeş Zöhre’den olmuşken, Mah- mut ikinci eş Besnili’den olmuştur. Mahmut, doğuştan özürlü olup, yürüye- memekte ve konuşamamaktadır.Yol kenarındaki evlerinin önünde (Köşger Mus- tafa’nın yanında kalmakta idi.) gelen geçenlere, gündüz boyu gülümseyerek bakar, akşam olunca da ev içine alınırdı. Bir süre bu şekilde yaşayan Mahmut’u son zamanlarda, onun yol kenarında gülümser halini, insanlar artık göremez ol-muştur. Çünkü ağır hasta idi. Ve bir süre sonra da vefat ettiğini öğrendik. Onu artık, o gülümser ve sevimli haliyle bir daha göremeyecektik.

------- % -------

- Y A L V A Ç A İ L E S İ –

Bu aile, Tatar ailesi gibi, Şeyh Memet ve Meryem’den olma, Ahmet ve Zöhre’den türemedir. Bilindiği üzere Urfa’dan gelen ve Urfalıoğulları diye anı-lan Şeyh Memet ve ailesi, Besniye yerleşmiştir. Şeyh Memet ve Meryem’in yaşlılık nedeni ile ölümleri üzerine, oğulları Ahmet, Besni’yi terkederek Viran- şehir’e gelmiştir. Bekar olan Ahmet, burada, 93 muhaciri olarak buraya gelen Şavşat’a mensup “Begigiller” diye anılan ailenin, İbrahim ve Adile’den olma Zöhre(1874-1919) ile evlilik yapmış ve bu beraberlikten; Pakize- Emine- Hacı Mustafa- Hacı Ahmet dünyaya gelmiştir. Particilik yüzünden iki erkek kardeş ( H.Mustafa koyu bir Demokrat Partili, H. Ahmet ise koyu bir Halk Partilidir.) adeta birbirlerine düşman olmuşlar, birbirleriyle iletişimi tamamen kesmişlerdir. Sonuçta H.Ahmet bununla da kalmayıp, aynı soyadı kullanmayarak, mahkeme kararı ile soyadını, o günün kaymakamının teklifi üzerine “Yalvaç”olarak değiş- tirmiştir. Ahmet bekar olarak buraya gelip, buradan evlendiğine göre, Tatar ve Yalvaç ailesinin mal varlığı Zöhre’den intikal etmiştir. Bildiğim üzere ki( Bizim aile de 93 muhaciri olarak aynı yöreden gelmedir.) gerek Begi ailesi, gerek Ta-tar ailesinin ve gerekse bizim ailenin evleri ve tarlaları bitişiktir. Dikkatimi çeken bir nokta, soyadını değiştirip Tatar ailesinden kopan Hacı Ahmet’e ait, evlerinin olduğunu biliyorum da, ona ait tarlaların varlığından hiç bilgi sahibi değilim. Acaba diyorum, Hacı Ahmet, aynı soyadı taşımaktan vazgeçtiği gibi, mal varlıklarındanda mı vazgeçmiştir.