Benim gözümden) doğANŞEHİR ve 93(1877) muhacirleri



Yüklə 2,37 Mb.
səhifə47/55
tarix30.07.2018
ölçüsü2,37 Mb.
#63474
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   55

-F E H İ M T O R A M A N(1903-1967)- Çocukluğum ve gençlik yıllarımdan tanırım. İyi kalpli, kötülük ve hainlik bilmez. Kendi tarla tapan işlerinden başka hiçbir şeye ilgi duymaz bir kişidir. Suratı asık olmayan ve ancak yüzü de pek gülmeyen, mutsuz bir insan görüntüsü vermiştir. Kardeşi Kerim’in aksine sus- kun ve çekingendir. Kendisi ile ilgili bir anekdotu anlatmadan geçemeyeceğim. Cafer Dulkadir’den nakildir. “- Ben henüz çocuğum. Babalığım İsmail Doğan’a ait hayvanların bakımını sağlamaktayım. Cunutlar mevkiinde otlamakta olan hayvanlara göz kulak oluyorum. Hayvanlar rahat durmuyor, o yana bu yana gi-diyorlar. Çocuk halimle hayvanları kollamaya çalışıyorum, ancak çok zorlanı-yorum. Bu perişan halimi gören az ilerde ekin sulamakta olan Fehim dayı, beni yanına çağırdı. Ben de hayvanları toparladıktan sonra yanına gittim. O, tarlada suyun aktığı ark’a ayaklarını sokmuş, hem ayaklarını ve hem de kendini din-lendirmekte. “ Gel bakayım otur şuraya da söylediklerime eyi kulak ver” dedi ve devam etti. “ Bak oğul şu ellerimin halini görüyor musun?” diye sordu ve elle-rini açarak bana uzattı. Her iki ellerinin parmak araları derin yarıklar halinde idi. İyileşmeleri için de katran sürmüş ve iplerle sıkıca bağlamıştı. Devamla: “Be-nim halim bu işte evlat. Bu hayat, ömrüm boyunca, onun bunun tarlalarında çalışarak geçecek. Benden bundan sonra bir şey olmaz. Sen daha çocuksun. Önünde uzun yıllar var. Kaç git buradan, canını kurtar!” dedi bana acıyaraktan. Fehim dayının sözleri kafama dank etmişti. Eve gidince anama: “ Ana ben bura-dan gideceğim” dedim. Anam heyecan ve şaşkın bir ifade ile, kaşlarını da çata-rak: “ Nereye gitmekmişsin böyle, nereden icap etti şimdi buralardan gitmek?” “Kararımı verdim ana. Nereye olursa gideceğim ve nasibimi başka yerlerde ara-yacağım” dedim kararlılıkla. Anamın tüm itirazına rağmen evden çıktım. Bizim buralardan bir müteahhidin Diyarbakırda bir işi varmış. Doğruca oraya gidip o müteahhidi buldum. Kendisinden iş istedim çalışmak için. Adam bana baktı ve: “ Oğlum sen daha henüz çocuksun. Sen bu halinle ne iş yaparsın ki?” “ Ne iş verirsen yaparım amca, kendime güveniyorum” dedim. Adam kararlılığımı gö-rünce: “ Haydi öyle ise, bir işin ucundan tut. Becerebilirsen devam edersin” dedi. Böylece işe başladım. Birkaç ay çalıştım. Epeyce para kazanmıştım. Bu arada hem Doğanşehir’i, hem de anamı özlemiştim. İşi bırakıp eve döndüm. Kazanmış olduğum paraları da hovardaca harcadım. Benden isteyene de hiç çe-kinmeden verdim. Derken kısa sürede kazandığım o kadar para suyunu çekti. Ve böylece, o eski sıkıntılı yaşantıma dönmüş oldum. Fehim dayının önerisini ne yazık ki devam ettiremedim. Bir daha da evden ayrılıp bir yerlere gidemedim. Sıkıntısını da çektim yıllar boyunca. Sonunda şansım yaver gitti. Gardiyan ola-rak emekli oluncaya kadar çalıştım.”

Fehim Toraman, ilk evliliğini Özbey ailesinden Molla Abbas ve Hanife’den olma Mine(1909-1942) ile yapmış, bu evlilikten Münevver (1930-1942) dün-yaya gelmiş, ancak Mine ve kızları aynı yıl vefat etmişlerdir.

Fehim Toraman ikinci evliliğini Aydoğan ailesinden, Şakir ve Sultan’dan olma Emine(1918-1990) ile yapmış ve bu beraberlikten de;

1)YAŞAR TORAMAN(1946-…)- Kendisini iyi tanırım. Fikir ve düşüncelerin- den taviz vermez, doğruluğunda ısrarcıdır. İnandığı arkadaş ve düşünceye, ölü- müne sadıktır. Bazen fevri hareketlerde bulunup kalp kırıcı olabilmektedir. İlk öğretim okullarında müsdahdemlikten emeklidir. İlçeye sahip çıkan ve burayı terk etmemekte ısrar eden ender kişilerdendir. Yolkoru köyünden Meryem ile olan beraberliğinden; Gülay- Akın- Sevinç ve Erkan olmuştur. Eşinin ölümü üzerine bir evlilik daha yapmıştır.

2)BİNGÜL (1948-…)- Ömer ile olan evliliğinden; Dilek ve Murat dünyaya gelmiştir. 3)NURİYE (1953-…)-Mahmut ile olan evliliğinden; İlknur-Özlem-Ayhan-Murat olmuştur. 4)MÜNİRE (1958-…)- Mahut ile olan evliliğinden; Bihter- İlker ve Kadir olmuştur. 5)ZENNURE (1961…)- Hacı Arif ile olan evliliğinden; Mehtap- Nur ve Onur olmuştur. 6)TURAN TORAMAN(1962-…)- Gülcan ile olan evliliğinden; Kağan ve Efehan olmuştur. 7)ORHAN TORA-MAN (1965-…)- Serpil ile olan evliliğinden; Kubilay dünyaya gelmiştir.

III) F E R H A T Ö Z E N - Ali ve Yeter’den olma çocuklardan sadece Ferhat, memleketten ayrılmamış, dolayısıyla Viranşehir’e muhacir olarak gelmemiştir.

Ayşe ile yaptığı evlilikten ; Fahri- Binali- Dursun Ali- Münire- Fahriye dünyaya gelmişlerdir. Bu çocuklardan Fahriye, rahmetli babamın dünya ahret kardeşliği Bekir Yıldız ile evlenmiş ve bu evlilikten Zakir dünyaya gelmiştir. Bekir Yıldız, eşi Fahriye ve oğulları uzun bir süre bize misafir olmuşlardır. Bekir Yıldız, bir halk aşığı olup, topluluklarda ilginç hikayeler anlatır ve buna bağlı olarak irti-calen maniler düzerdi. Toplumda bulunan herkes onu, saatlerce ilgi ve heye- canla dinlerdi. Eşi Fahriye abla çok hanım, saygılı, ahlaklı, dünya iyisi bir in- sandı. Oğulları Zakir, benim en güvendiğim, sevdiğim ve takdir ettiğim bir sa-mimi arkadaşımdı.

IV) M İ N E – Recep ile olan evliliğinden; Emine- Fadime-Ayşe- Memet ve İsrafil olmuştur. Kardeşleri Kerim ve Fehim ile birlikte, çocukları ile beraber (Çocuklar derken hemen hemen hepsi gençlik çağlarındadır.)Viranşehir’e gel-mişlerdir. Buradaki yaşamda ebelik görevi yapmıştır. Çocuklarından Emine, Hacı Ali Korkmaz- Fadime, Zaptiye Memet Durak- Ayşe, Ali Ünver ve bilahare Latif Aslan- Memet, Polatlı Cennet- İsrafil, kardeşinin ölümü üzerine yengesi Cennet ile evlilik yapmışlardır( Geniş bilgi “ Karaduman – Korkmaz- Ünver- Aslan-ailelerindedir.)

…… % ……

- K A R A D U M A N A İ L E S İ –



Bu aile, İsmail ve Peruze’den türemedir. Bu beraberlikten; Yusuf ve Recep dünyaya geldi. Y U S U F(1859-1939)- Birinci Dünya Savaşı sırasında, Rusların Erzurum topraklarını işgal etmeye başlaması üzerine, savaş esnasında şehit dü-şen kardeşi Recep’in eşi ve çocuklarını alarak, Rusların mezaliminden kurtar-mak adına, Tortum’a bağlı Hamidiye köyünü terkederek, Toraman aile fertle-riyle birlikte göç edip Viranşehir’e gelip yerleşmişlerdir. Geliş hikayesini daha önceden anlatmıştık. Yusuf, iri yarı, parmakları çok kalın bir ihtiyar olarak ta-nımlanmıştır. Kardeşi Recep’in torunlarından en yakınım ve en samimi arkada-şım Raif Karaduman’ın, arkadaşlarla birlikteliğimizde “Benim Yusuf dedemin öyle kalın parmakları varmış ki nah şöyle” demesini gır gıra alır, “ Raif’in Yusuf dedesinin parmakları soba borusu kadar kalınmış” diyerek gülüşürdük. Belli bir zaman sonra, aynı mahalle sakinlerinden Memet Tekin’e bu meseleyi açtığımda “ Evet, ben şahidim. Parmakları oldukça kalındı” diyerekten, meseleyi onayla-mıştır.

R E C E P – Birinci Dünya Savaşı esnasında, sabahleyin tüfeğini ve köpeğini yanına alır, ordu saflarında bir milis olarak Ruslara karşı savaşır ve akşamleyin eve dönerdi. Bir gün, geç vakit olmasına rağmen Recep eve dönmemiş, eşi Mine ve çocukları telaşa kapılmışlardır. Sabah ortalık aydınlandığında, etrafı kolaçan eden ailesi ve yakınları, Recep’i bir ağaca yaslanmış, iki eliyle tüfeğine sıkıca tutunmuş ve sadık köğeği de yanında bekler bir durumda, ölü vaziyetinde bul- muşlardır. Recep’in bir şarapnel parçasının isabet etmesi sonucu, bir ayağı kop-muştur. Eve kendini atmaya çalışmışsa da takatı yetmemiş, bir ağaca dayalı va-ziyette kan kaybından vefat etmiştir.Toraman ailesinden Mine ile olan evlili-ğinden; Emine- Fadime- Ayşe- Memet ve İsrafil adlarında çocukları bulun- maktadır. Kendisinin bu şekilde ölümü üzerine eşi Mine, çocukları ve kaynı yaşlı Yusuf, kardeşleri Kerim ve Fehim Toraman’ın “Artık buralarda durulacak zaman değil, Ruslar ha bire ilerlemekte, yarın öbür gün buralara gelirlerse hali-miz nice olur. Buralarda artık durulmaz, terk etmek durumundayız” demeleri üzerine onlarla birlikte yollara düşmüşler ve Viranşehir’e gelip yerleşmişlerdir.

Yusuf, Mine ve çocukları; Emine- Fadime- Ayşe- Memet ve İsrafil, daha önce- den 93 Harbi sonunda Kars’ın Caborya köyünü terkederek Viranşehir’e gelen köklü ailelerden Zaptiye Memet Durak’ın himayesine girmişlerdir. Mine, burada ebelik görevi yapmakta, kızlar ve oğullar da gençlik dönemlerini yaşamakta- dırlar. Yusuf ihtiyar haliyle onlara göz kulak olmaktadır.

1)EMİNE – Ailenin en büyüğüdür. Annemin teyzesi ve benim çok saygı ve sev-gi duyduğum tam bir Anadolu kadını. Viranşehir’e geldiklerinde evlenme çağın-dadır. Gogop ailesinden Hacı Ali Kormaz’ın evlilik teklifi kabul görmüştür. Yapılan bu evlilik sonucunda da; Nesibe ve Vahap Korkmaz dünyaya gelmiş-lerdir. ( Geniş bilgi “Korkmaz” ailesindedir.)

2)FADİME (1898-1987)- Benim sevgili anneannem. Çok çok sevdiğim ve ya- nında bulunmaktan mutluluk duyduğum bir insandı. Zeki ve aklı başında, insan- ları ve değişik her şeyi yakından inceleyen, tanıyan ve bilen biri idi. Şöyleki ilk defa gördüğü birini ve bir şeyi olduğu gibi aklına kaydederdi. Misal, içine adım attığı herhangi bir evin kaç kapısı, kaç penceresi ve hatta merdivenlerinin kaç basamaklı olduğunu dahi bilebilirdi. Viranşehir’e geldiklerinde kendilerine ku-cak açan Zaptiye Memet Durak’ın isteği üzerine, kuma olarak ona varmayı, ilk eşinin de onayı ile uygun görmüştür. Zaptiye Memet Durak’ın ilk eşi Fatma’dan olma; Ahmet- Mustafa- Emine ve Hatice’ye çok yakın bir ilgi göstermiş, onlar da ona karşı daima saygılı olmuşlardır. Fadime’nin Memet Durak ile olan bera-berliğinden de; Cemile(annem)- Mahmut(çocuk yaşta öldü.)- Asım ve Nadiye dünyaya gelmişlerdir. (Geniş bilgi “Durak” ailesindedir.)

3)MEMET KARADUMAN(1900-1943)- Kendisi ben doğmadan ölmüştür. Do- layısiyle tanımakmaktayım. Polatlı Cennet ile olan evliliğinden, Sefa Karadu-man dünyaya gelmiştir.

SEFA KARADUMAN(1938-2000)- Gayet mütevazi, iyi niyetli ve akrabalarına düşkündü. Şoförlükle iştigal etti. Kaymakamlığın şoförlüğünü yaptı ve oradan da emekli oldu. Aynı anadan olup, amcası oğlu Raif’i, kendi öz kardeşi gibi bağ- rına bastı. Onun okuması için elinden geldiğince çaba gösterdi. İğneci (sağlıkçı) Memet’in kızı Şükran ile olan evliliğinden;

1-Vasfi Karaduman + Nuriye = Batuhan 2-Memnune + Ayhan Özbey = Ceyda ve Ahmet Metehan 3-Nevra + Soner = Hileyda ve İrem 4-Neriman + Ali = Göktuğ. ( Ayrıldılar) 5-Sibel + Suat = Yusuf

Sefa Karaduman’ın oğlu Vasfi başta olmak üzere, tüm kızları terbiyeli, insanla- ra karşı saygılı, akraba canlısıdırlar. Akraba olarak en yakınlık duyduğum insan-lardandırlar.

4)İSRAFİL KARADUMAN- İsrafil, ben daha çok küçük yaşta iken vefat etti- ğinden kendisi hakkında fazla bir bilgim yoktur. Ancak, aşağı mahallede Nuri Yılmaz’ların evinin alt katındaki küçük bir dükkanda İshak Özcan ile birlikte demircilik yaptığını duymuşluğum vardır. Kendisi kardeşi Memet’in ölümü üze-rine eşi Cennet’i zevce olarak almış ve bu beraberlikten de Raif Karaduman dünyaya gelmiştir.

RAİF KARADUMAN (1944-…)- Akranım, en yakınım ve en samimi olduğum arkadaşım. Can dostum. Sırdaşım ve yoldaşım. O da benim gibi Erzurum-Ata-türk Üniversitesinden mezun olmuş, Ceyhan End.Mes. Lisesinde Fransızca öğ-retmeni olarak görev yapmış ve emekli olmuştur. Şimdi Adanada, yine öğretmen olan eşi Mukaddes Hanım ve çocukları ile yaşam sürmektedir. Babasız ve yetim olarak sıkıntılı bir çocukluk dönemi geçirmesine rağmen, ağabeyi Sefa Karadu-man ve annesi Cennet’in aşırı sevgi ve korumacılığı ile hayata tutunmuştur. İyi niyetli, arkadaş canlısı ve güvenilir bir dosttur. Kendisi ile beraber olmaktan haz duyduğum, çocukluk ve gençlik yıllarımın ayrı geçmediği, samimi, güvenilir, çok sevdiğim ve değer verdiğim bir insandır.

Öğretmen olan Ceyhanlı Mukaddes ile 1973 yılında yaptığı evlilikten; 1-Didem + Taner Şahin( Kadirlili) = Mustafa. 2-Sefa Dinçer Karaduman( Yük.Ok.Mez.) + Henüz bekardır.

Didem ve Dinçer’i çok samimi, saygılı ve cana yakın kişiler olarak tanıdım.

V) A Y Ş E (1906-1979)- Recep ve Mine’den olma Ayşe, ilk evliliğini Ali Ün-ver ile yapmış bu beraberlikten; Burhaneddin ve Şadiye dünyaya gelmiştir. Ayşe, evlerine misafir gelen yakınlarınadan Latif Aslan tarafından kaçırılmış ya da birlikte kaçmışlardır. Bu beraberlikten çocukları olmamıştır. Ayşe, annemin teyzesi olup bizler tarafından sevilen ve sayılan biridir. Bizlerin ona olan sevgi ve saygısı, onun bizlere olan aşırı düşkünlüğünden kaynaklanmaktadır. ( Geniş bilgi “ Ünver ve Aslan” ailelerindedir.)

….. & ……

- A Y A B A K A N A İ L E S İ -

Bu aile, İsmail ve İzzet’ten türemedir. Bu beraberlikten, Fazlı dünyaya gel- miştir. -F A Z L I A Y A B A K A N(1899-1965)- Bizim kapı komşumuz idi.Topluma pek karışmaz, kendi tarla tapan işleriyle meşgul olurdu. Mutlu gö-rünmeyen bir yapısı vardı. Kimselere pek karışmaz. Kendisine zarar verildiğin-de ise gür ve tiz sesi ile tepki gösterirdi. Saygı duyduğum bir insandı.

İlk evliliğini İsa ve Zahide’den olma Zeynep(1897-1942) ile yaptı. Bu evlilikten, Naime ve Naile dünyaya geldi. Eşi Zeynep’in 1942 yılında ölümü üzerine, aynı yıl, Hasan ve Fatma’dan olma Emine(1909-….)ile evlilik yaptı. Emine, Sürgü Kasabasında Türker ailesinden idi. İlk kocasından iki oğlu vardı. Bunlar Ali Türker ve (Çam)Hasan Türker idi. Kocasının ölümü üzerine iki oğlu ile birlikte Doğanşehirdeki Fazlı Ayabakan’a vardı. Bu beraberlikten de; Saime- Memet ve Ahmet dünyaya gelmişlerdir.

N A İ M E (1927-…)- 1945 yılında Emrullah Kutlar( Çenço Mahmut) ile yapmış olduğu evlilikten; Özgül- Ahmet- Memet- Güler ve Gülengül dünyaya gelmişlerdir. Uzun süre Adanada kocası ile birlikte ikamet eden Naime, mem- leket özlemine dayanamamış, ömürlerinin geri kalan kısmını memlekette geçir- mek adına Doğanşehir’e göç etmişlerdir. Ancak, gel görki, bu zaman zarfında köprünün altından çok sular akmış, eski insanları bulmak ne mümkün. Kimilerin dünyası, kimilerinin de kimyası değişmiştir. Aradıkları havayı, huzuru ve yakın- lığı bulamayan ve büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Naime ve eşi Çenço Mah- mut tekrardan Adana’ya dönüş yapmışlar, ancak burada da fazla yaşayamadan bu dünyadan göçüp gitmişlerdir.

N A İ L E (1930-…)- Osman Canpolat ile yaptığı evlilikten; Selim- Nahide- Vahide-Memet ve Servet dünyaya gelmişlerdir.( Geniş bilgi “Canpolat “ ailesin- dedir.)

S A İ M E (1932-…)- Hacı Memet Kınacı ile olan beraberliğinden; Turgut- Tuncay ve Gül dünyaya gelmiştir. Doğanşehirde pek kalmamışlar, sonraki ya- şantılarına Adana-Mersinde devam etmişlerdir.

M E M E T AYABAKAN (1938-1957)- Aliye ile olan evliliğinden, Nezaket ve Emine dünyaya gelmiştir. Memet, evlendikten kısa bir süre sonra hastalanmış ve çok genç yaşta vefat etmiştir. Kapı komşularımız olmaları nedeniyle, Memet’in hastalık ve ölüm sürecini çok iyi hatırlıyorum. Bayağı etkilenmiştim. O zaman- lar henüz çocuktum.

A H M E T AYABAKAN (1941-…)- Benden biraz büyük olmasına rağmen, komşumuz olması münasebetiyle günlerimizin çoğu birlikte geçerdi. Ya mahal- lemizde oyun oynarken, ya da hayvan güderken birlikteliğimiz çok olurdu. Ken- disi önceleri çok hareketli ve delişmendi. Kendisine pek güvenli ve liderlik va-sıfları vardı. Daha doğrusu öyle tanınmaya özen gösterirdi. Kendisini kanıtla- mak için de her şeyi göze alır, olur olmaz zamanlarda sebepsiz hadise çıkarırdı. Bu konuda çok acımasız davranır, karşısındakileri yıldırmaya çalışırdı. Kendisi aynı zamanda yakışıklı bir delikanlı idi. Dolayısiyle aşk serüvenlerinde de baş rollerde olurdu.

Astsubay okulunu zorla bitirerek, askeri görevlerde bulundu. Sporculuk, özel- likle futbol ve voleybol alanında söz sahibi ve aranan bir eleman idi. Hayatının baharında rahatsızlanarak aramızdan ayrıldığında, ben dahil onu tanıyan herkes çok üzüldü. İlçede görev yapan memurlardan (Sandıkçı ailesi) kızları Bedia ile yapmış olduğu evlilikten; Olgun- Hakan- Gürkan ve Gül dünyaya gelmişlerdir. Eşi Bedia 1999 Marmara depreminde Gölcükte enkaz altında kalarak hayatını kaybeti. Çocukları halen Gölcükte yaşam sürmektedirler.

……. % …….

- T Ü R K E R A İ L E S İ -

Bu aile, İbrahim ve Emine’den türemedir. Ailenin Erzurum’un Hasankale ilçesinden geldiği ifade edilmektedir. Muhtemelen Birinci Dünya Savaşı (Sefer-berlik) esnasında Rusların ve Ermenilerin baskı ve zulümlerine maruz kaldık-larından bulundukları yer terk edilmiş. Aile, Sürgü Nahiyesine yerleşmekte ka-rar kılmıştır. İbrahim ve Emine’nin beraberliğinden; Ali ve Hasan dünyaya gel-mişlerdir. İbrahim’in vefatı üzerine eşi Emine, Doğanşehirde yine bir Erzurum muhaciri olup eşini kaybetmiş olan Fazlı Ayabakan’a varmıştır. Emine Doğan-şehir’e gittiğinde ilk eşi İbrahim’den olma Ali 9 yaşında, Hasan ise daha 6 aylık-tır. Ali ve Hasan’ın hayatı artık bundan böyle Doğanşehir de geçecektir.

A L İ T Ü R K E R – Üvey baba koltuğunda büyüyen Ali, zamanla kendini kanıtlamaya ve kendi ayakları üzerinde durmaya başlamıştır. Askerliğini yapıp bitirdikten sonra, hayatını idame ettirmek üzere, bazı değişik işlerle uğraşmış, örneğin; koruma görevi yapmış, kısıtlı imkanlarla basit ticari işlerle uğraşmış, manavcılık, işletmecilik gibi geçici işlerde boy göstermiştir. Hızlı ve karmaka-rışık bir konuşma şekli vardır. Bu özelliğinden dolayı arkadaşları ona “ Aha şimdi, bunun dediklerinden ne anladınız?” diyerek takılırlar, o ise sinirlenmez, gülümserek geçiştiriverirdi. Bazen, boğazına düşkün olduğunu bildiklerinden, her hangi bir yere eğlenmeye gittiklerinde, yemeğe oturmadan onu bir ağaca iple bağlayıp, karşısında onu çatlatırcasına yemek yedikleri bile olurmuş. Arkadaşlık ilişkilerinde samimi ve dürüsttür. Ailesini ve çocuklarını kısıtlı imkanları ile, kimseye muhtaç bırakmadan idare etmeyi başarmıştır. Aydoğan ailesinden, Şa-kir ve Sultan’dan olma Menevşe(Küçük abla) ile olan beraberliğinden;

1)ERDAL TÜRKER- Zeki ve çalışkan bir çocuktu. Ağır bir hastalık sonucu çok genç yaşta vefat etti. 2)ERDANE –Ali Zelyurt ile olan beraberliğinden; Belgin- Murat- Berna- Fatih- Cemil oldu. 3)ERTUĞRUL TÜRKER- Bir süre babasının işlerinde yardımcı oldu. Bilahare, Halk Bankasına koruma görevlisi olarak girdi ve oradan emekli oldu. Olumsuz hiçbir davranışına şahit olmadım ve de duyma-dım. Taibe ile olan beraberliğinden; Belma- Selma- Ümit- Berna- Emel dünyaya gelmişlerdir. 4)TÜLAY – Memet Zelyurt ile olan beraberliğinden; Ali dünyaya geldi. 5)İBRAHİM TÜRKER – Dürüst ve ağırbaşlıdır. Hislerini belli etmeyen bir yapısı vardır. Kimse ile bir alıp veresi yoktur. Aydoğan ailesinden, Nevzat ve Faika’dan olma Nazmiye ile olan beraberliğinden; Yeliz- Sezgi- Hakan- Gül dünyaya gelmişlerdir. 6)FATİH TÜRKER- Akıllı ve çalışkandır. Düzenli ve sorumlu bir yaşantısı vardır. Bir süre ilçe takımında futbol oynamış, şu sıralar belediye hizmetlerinde çalışmaktadır. Songül ile olan beraberliğinden; Tugay- Tuğçe- Tutku dünyaya gelmişlerdir. 7)YÜKSEL TÜRKER- Ailenin küçükleri genelde şımarık ve yaramaz olurlar. Sanki Yüksel de başlangıçta öyle biri idi. Güzel futbol oynardı. Polis olarak göreve başladı ve oradan emekli oldu. Amcası Çam Hasan’ın kızı Emine ile evlilik yaptı. Bu evlilikten; Eda- Erdal ve Eren dünyaya geldi. Evlilikleri uzun sürmedi ve ayrıldılar. Yüksel, Gül ile 2.ci bir evlilik yaptı.

-H A S A N T Ü R K E R – Çam Hasan diye ünlendi. İri yapılı insanlara “Çam yarması” gibi derler. Herhalde bundan dolayı bu sıfat yakıştırılmıştır. Aslında askere gitmeden önce çelimsiz biri idi. Asker dönüşü kendisini tanımakta güçlük çektik. Askerlik öylesine yaramıştı ki, adeta insan azmanına dönüşmüştü. Ken- disi de, herkes tarafından fark edildiğinin farkındadır. Bu özelliğinden mümkün olduğunca yararlanmasını bilmiştir. Düğünlerde halayların başında ya da ken- dine özgü Kırıkhan oyunu ile, ilgi odağı oldu. Güreş müsabakalarında boy gös-terdi. Kalıplı idi ama, teknik ve kondisyonu olmadığından pek varlık göstere-medi. Genellikle sakatlanma adına güreşten çekiliverirdi. Askerde iken Turgut Özatay’lı filmlerde rol aldığını biz çocuklara ballandıra ballandıra anlatır, bizler de ilgi ve hayranlıkla onu dinlerdik.

Çalışmayı pek sevmez, arkadaşları ile eğlenmekten zevk alır, bu gibi ortam- ların aranan kişisi olurdu. Sevenlerinin yardımı ile emeklilik hakkını elde etti de, şimdilerde iyi-kötü yaşamını idame ettirmektedir. Gençlik dönemlerinde gerek ilçede ve gerekse dışarıdan kendisini seven ve kollayan çok olurdu. Şimdilerde yaşlılık dönemlerinde eski cazibesini kaybetti ve etrafındaki insanlar azaldı. Kristal kahvehanesinin devamlı müdavimlerindendi. Yaşlandığı ve yürümekte zorlandığı için sık sık ortalıkta görünmemektedir. Herkesin ilgi duyduğu ve se-vip saydığı biridir. 15 Haziran 2016 tarihinde vefat haberini duyduğumda çok çok üzüldüm. O bir alt jenerasyonun idolu idi. Ona hayranlık duyar yakınında olmaktan haz ve gurur duyardık. Kendisi aynı zamanda bizim kapı komşumuz-du. Her zaman beraberliğimiz olmuştur. Sanıyorum ve inanıyorum ki, onu tanı- yan tüm herkes, onun hayatdan kopuşundan büyük üzüntü duymuştur.

Güler ailesinden, Hacı Memet ve Ferahi’den olma Gülhan ile olan beraber- liğinden; 1)NİLGÜN – Sürgülü Gaffar Karagöz ile evliliğinden; Yavuz-Metin-Tüberk-Kürşat olmuştur. 2)BİLGE- Mahmut Seçkin ile olan evliliğinden; Murat-Mustafa-Selda olmuştur.3)BİLGESER – Metin Doğan ile berabeliğinden; Burcu- Hagen ve….. 4)EMİNE- Yüksel Türker ile beraberliğinden; Erdal- Eda- Eren.(Sonradan ayrıldılar.) 5)LEVENT TÜRKER- Okul çağlarında iyi bir fut-bolcu olacağı belli oluyordu. Nitekim de oldu. Nevşehirspor ve Altay takım-larında profesyonel olarak top koşturdu. Ancak bu durumunu devam ettirmedi ve futbol hayatı sona erdi.Yaptığı evlilikten, Buse isminde bir kızı vardır. Bir süre iş yapayım dedi. Onda da muvaffak olamadı. Sıkıntılar çekti. Şimdilerde Almanyada. 6)GÜRBÜZ TÜRKER- Sessiz ve sakin bir görüntüsü vardır. Ken-disini pek tanıma fırsatım olmadı. Bir işle meşgul olduğunu ve hala bekar oldu-ğunu sanmaktayım. …… & ……

- H A Z E R A İ L E S İ –

Bu aile, Mahmut ve Ayişe’den türemedir. Erzurum’un Narman ilçesi Ekrek Köyünden gelmedirler. Mahmut ve Ayişe’den olma Ali (1865-1932) ve ailesi, din kültürü almış güçlü bir hocadır. I. Dünya Harbinde, Osmanlı topraklarının Rus işgaline uğraması sonucu olarak, Erzurumdaki kendi mülklerini terkederek, Rus zulmünden uzaklaşma adına yollara düşmüş ve ilk evvela Doğanşehir’in Sürgü nahiyesine yerleşmiştir. Kendisinin ölümü üzerine eşi Şükrüye, Doğan- şehirli Sofu Hacı Tanerle evlenince, çocukları ile birlikte Doğanşehir’e taşınmış- lar, ve bundan sonraki hayata burada devam etmişlerdir.

A L İ (1865-1932)- İlk evliliğini Hesna ile yaptı. Bu evlilikten; 1-Hüsne(1912-1931)- 2-Hanife(Safiye) 1915-….) ve 3-Abdurrahman(1917-…)dünyaya gelmiş- lerdir. İkinci evliliğini Şükriye ile yapar ve bu evlilikten de; Memet(1923-….)- Mustafa(1925-1993)- Ahmet (1932-…) dünyaya gelmiştir. Ahmet’in doğum ye-ri Doğanşehir, diğer tüm çocukların doğum yerleri Erzurum’dur.

Ali, bu ikinci evliliği sonunda vefat edince, eşi Şükriye Doğanşehirli Sofu Hacı Taner ile evlenmiş ve bu evlilik sonucunda da, Beşir ve Nezir dünyaya gelmiştir. (Geniş bilgi”Taner” ailesi). İlk eşden olma Hüsne, Hanife ve Abdurrahman, Sür-gü nahiyesinde yaşam sürmüşlerdir. Sadece Abdurrahman ve oğlu, sonradan Doğanşehir’e yerleşmişler, ancak, hem terzi olan oğlu ve hem de kendisi bir za-man sonra vefat etmişlerdir.

-MEMET HAZER(1923-…)- Kendine güveni olan, ağırbaşlı, hiçbir şeyden ödün vermeyen, aslında olumlu düşüncelere sahip, sert mizaçlı biri olarak tanı-dım kendisini. Uzun yıllar terzilik yaptıktan sonra camcılık mesleğine dönüş yapmış, her iki mesleği de başarı ile sürdürmüştür.

Yılmaz ailesinden Hasan ve Zekiye’den olma Elmas ile olan evliliğinden; Mus- tafa- Faruk- Özcan- Naciye- Nuran ve Solmaz dünyaya gelmişlerdir.

I)MUSTAFA HAZER- Benim akranlarımdandır. Hareketli, çalışkan ve üretken biridir. Arkadaşlık ilişkileri güçlüdür ve süreklilik arzeder. Kendi ve ülke insan- larına yararlı olmak için daima bir çaba içerisinde olmuştur. D.D.Yollarında üst görevlerde bulunmuş, şimdilerde ise emeklilik hayatını yaşamaktadır. Sevip say-dığım ve kendisi ile beraber olmaktan zevk aldığım değerli bir arkadaşımdır. Olgun ve düzeyli bir insandır. Şahin ailesinden Hasan ve Hatice’den olma Men-şure ile olan beraberliğinden; 1-Bülent Hazer( Dr.) + Gülsemin(Akçadağlı) = Kerem. 2-Nimet + ….. 3-Demet + Serkan Bakır = Arda.

Eşi Menşure’nin bir hastalık sonucu vefatı üzerine başka evlilikler yapmıştır. Bu evliliklerden çocuğu bulunmamaktadır.

II)FARUK HAZER – Bir-iki yaş bizden küçük olmasına rağmen, bizim dönem gençliğinin arasına girmeyi başarmıştır. Hareketli, spora meraklı, ailesine düş- kündür. Bir anda çok sinirlenen ve bir anda da çok yumuşayan bir yapısı vardır. İnsan, bazen onu anlamakta güçlük çeker. Çok çalışır ve çalışırken de bu işi zevkle yapar, hiç yorgunluk hissetmez ve asla usanç duymaz.


Yüklə 2,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin