|
Onlara Rab Katı’ndan-Erişilmez Makamdan-
|
səhifə | 28/47 | tarix | 26.07.2018 | ölçüsü | 3,46 Mb. | | #58412 |
| Onlara Rab Katı’ndan-Erişilmez Makamdan-
Ellerindeki şeyi-kutsal sahifeleri-
-Ölümsüz Hakikati-doğrulayan bir Nebi (…Elçi)
Onlardan biri olan bir peygamber gelince, (İnan türünden olan…)
Nice mucizelerle-hüccetler/delillerle-
Kitap verilenlerden-nimete erenlerden-
Bu nimetin/ikramın kadrini,kıymetini
Bilmeyen gafillerden-nasipsiz sefihlerden-
Bir kısmı sanki onu(n) Hak sözü olduğunu
Bilmiyorlarmış gibi-hiç duymamışlar gibi-
Hiç görmemişler gibi-neyi görüyorlar ki!-
Allah’ın Kitabı’nı-Işık/Ses Mesajı’nı-
Artlarına attılar,sapıttılar,azdılar.
Bunla yetinmeyerek,en son gönderilecek
-İnsana görmediği gerçeği gösterecek.-(….unuttuğu…)
Elçi hakkında bilgi veren kitaplarına
Bile sırt çevirdiler,gurura kapıldılar
Bilmeden yaptıkları şeyin ne olduğunu!
BAKARA(2/101)
***
454
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAK Adıyla
(Ey Rasul/Nebi!De ki:İnsanlara bildir ki!) (…tebliğ et/haber ver!-)
“Hiç kuşku yok ki,Rabbim-koruyucum,Efendim.-
Dilediği zamanda/mekanda,ihtişamla
Hakkı ortaya koyar,onu fırlatıp çarpar
Batılın tepesine/sinesine/beynine,
Ezer,yıkar,savurur darmadağın,parçalar (…eder de/and olsun ki!)
(Hakkı yerli yerine oturtur kudretiyle,
Sınırsız bilgisiyle,yüce adaletiyle.
Bir Gün fırlatacaktır ebedi hakikati
Batılın kısa/çarpık akıllı başına da,
Onu dağıtacaktır parça,parça ederek…
Çünkü O,gizlileri,kimsenin bilmediği
Geleceğin nelere gebe olduğunu da
-Bütün detaylarıyla-enfüsü/afakıyla-
Bilendir akıl almaz ilmiyle/bilgisiyle.) (…limitsiz/görüşüyle.)
-Gerçeği başımıza vura,vura adeta
Hakkı bize duyurmak istemektedir Allah,
-Gücü/ilmi/şefkati/aşkı benzersiz İlah.
Ama gelin görün ki,kurşun kaplı kulaklar
Hakikat bir tarafa,duymuyor hiçbir şeyi!
Bu gidişle pek parlak görünmüyor gelecek!
SEBE(34/48)
***
Acyan,Bağışlayan Rabbin HALİM Adıyla
(Ey Rasul’üm!Haber ver inançsız sefihlere.) (Muhammed!...İnançsız
Kazanmış oldukları-işlemiş oldukları- bahtsızlara.)
Suçları/günahları-aykırı tutumları-
(Kazanmış,kazanmakta,işlemiş,işlemekte
Oldukları suçları/yamuk davranışları-) (…çarpık…)
Sebebiyle yakında-belirlenen zamanda-
Karşılaşacakları günahların cezası
Gelsin hatırlarına-kısa akıllarına- (…boş hafızalarına-)
Bu yüzden az gülsünler-daha çok düşünsünler!-
455
Bu geçici/iğreti dünya hayatlarında,
Artık çok ağlasınlar,Rabbi unutmasınlar.
(Burda yaptıklarına karşılık o tarafta
Çok ağlayabilirler/pek çok ağlayacaklar!) (Gözyaşı dökebilir…)
Ancak iş işten geçmiş olacak,kapanacak
Kapılar karardıkça kararan yüzlerine.
Sönmeyen sonsuz ateş saracak/abanacak
Üstlerine olanca hıncıyla,öfkesiyle. (…şefkatiyle!)
Maskeler eriyince/görününce gerçekler…)
TEVBE(9/82)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KADİR Adıyla
Ey inanan bahtlılar!Ey nebülöz ruhlular!
“Hayat verecek şeye-düşünceye/inanca-
Sevgiye/iyiliğe/barışa/kardeşliğe,
Gerçek bir adalete/hoşgörüye/dengeye,
Ölümsüz Hakikat’e-ebedi dirilişe-
-Topyekün saf İslam’a-sizi çağırdığında
Allah ve Rasulü’ne uyun,”buyurun!”deyin. (Elçisi’ne…)
-Hem can kulağınızla kulak verin,dinleyin!-
Bilin ki Ulu Allah-gücü sınırsız Kadir-
-Büyüklüğü ölçüye/tarife sığmaz Kebir.-
Kişinin kalbi ile-eğilimleri ile-
-Kişiyle,onun kalbi arasına girer de-
Ve onun her işinin-yapıp ettiklerinin-
Dökümünü çıkarır,sürekli müdahale
Eder (her)fiil(ler)ine-Bir Gün diriltilip de,
Ve sonunda mutlaka-siz O’nun Huzurunda
Toplanılacaksınız,yargılanacaksınız. (…sorgulanacaksınız.)
-Bu bir haktır,gerçektir-En Adil Mahkeme’de.
Hem öyle bir fitneden-bir yürek deneyinden- ( (…sınavından-)
Korkup sakınınız ki,-o musibet-yalnızca
Sizden zulmedenlere-haksızlık edenlere-
Bilinci alt/üst olmuş,fıtratına ters düşmüş, (…öz benliğinden kopmuş,)
Ömrünü çar-çur etmiş,bir kadavraya dönmüş
Sınırı aşmışlara erişmek,ulaşmakla,
Musallat edilmekle kalmaz,bütün topluma
Yazılarak herkesi alır suç kapsamına.
456
Götürür yok oluşa,kuruların yanında
Yanabilir yaşlar da-günah yangınlarında.-
Engel olmadıkları için kötülüklere… (Engellemedikleri…kötülükleri.)
Biliniz ki,gerçekten Allah’ın size ceza
Olarak vereceği azap çok şiddetlidir.
-Düşlerinizin bile hayli ötesindedir…-
Hala gelmeyecek mi aklınız başınıza?
(Bunca açık deliller,apaçık hüccetlerden
Hiç mi ders almadınız,almayacak mısınız?)
(Ey) mü’minler düşünün(de),hatırlayın,bir zaman
Siz yeryüzünde aciz tanınan,yalnız kalan, (…güçsüz…)
Ezilen,hor görülen azınlıklar idiniz. (…bir topluluk…)
İnsanların sizleri kapıp götürmesinden, (Düşmanların…)
Çarpıvereceğinden çekinip korkuyorken,
-Etnik bir temizliğe tabi tutacağından
Çok korkuyordunuz ya,işte bu durumdayken.-
Şükrede(r)siniz diye,Allah yer/yurt verdi de
Barındırdı,-en sağlam sığınak oldu-size. (…kucak açtı/kanat gerdi…)
Yardımıyla,lutfuyla,keremiyle,gücüyle (…şefkatiyle/izniyle…)
Gözetti,destekledi,bol/bol rızıklar verdi
Size temizlerinden-helal ettiklerinden-
Ey siz iman edenler,hidayeti seçenler! (…aydınlığı…)
Allah’a,Elçisi’ne-sonradan-bile,bile
Bir hainlik etmeyin-sevin,saygı gösterin- (-sevin,sayın,güvenin-)
Kendi inandığınız,güvendiklerinize
Hıyanet etmiş olur,dünyanın ahiretin
Dengeleri bozulur,yalnız brakılırsınız, (…değişir…)
Yardım olunmazsınız,ortada kalırsınız!
Dünyada/ahirette zararlı çıkarsınız.
(Korumanız gereken hem maddi,hem manevi
Değerlere göz göre,göre ihanet eden
Bilinçsiz kimselerden olursunuz gerçekten!) (Nasipsiz/Değersiz…)
Bilin ki,mallarınız,boy,boy evlatlarınız
Birer sınav/deneme sebebidir sizlere. (…aracıdır…sizler için.)
En değerli/en büyük ödül/armağan ise,
Allah’ın Katı’ndadır,sonsuzluk Yurdu’ndadır.
O’na kayıtsız,şartsız teslim olanlaradır.
ENFAL(8/24-28)
***
457
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KARİB Adıyla
Haykıranın çok yakın bir yerden insanları
(İsrafil’in semadan Sur’a üflemesiyle…)
Toptan çağıracağı Gün’e kulak kabartın!
Ey insanoğlu!Sana yakın,hem de çok yakın,
Belki şah damarından,ta yüreğinden bile
Bir yerden O Gün ile ilgili çağrı yapan
Allah’ın nidasına kulak ver varlığınla.) (…nidasını dinle can kulağınla.)
O Gün,o haykırışı-gerçeğin çığlığını-
-Hakikat’e çağıran frekanslar üstü Ses’i-
Tüm insanlar/canlılar hak olarak duyarlar.
İşte bu,kabirlerden kalkış/çıkış günüdür. (…siperlerden.)
Herkesin işlerinden/yapıp ettiklerinden
Bir,bir sorulacağı-hesap verileceği- (…görüleceği-)
Toplanma/yargılanma/bambaşka bir hayata
Geçiş/dönüş,sonsuza adım atış günüdür. (…çıkış anıdır.)
(O Gün gelmeden önce,dünya hayatındayken (..gelip çatmadan…bu dünyada
O Ses’i duyabilen,içselleştirebilen yaşarken)
Benlikler O Gün uzak kalırlar korkulardan. )(…nasiplenir rahmetten/
endişeden.)
KAF(50/41-42)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin RAKİB Adıyla
(Ey Rasul/Nebi!Bildir,tebliğ et sözlerimi!)
İman etmeyenlere de ki;”Siz elinizden
Geleni yapın bize,doğrusu biz de size
Gerekeni yapmaktan geri durmayacağız.
Ne ise bize düşen onu savsaklamadan
Yerine getirecek,hakkıyla yapacağız.
-Asla yılmayacağız,Allah’tır yardımcımız.-
(Size yakışan neyse sizler onu yapınız, (…yapacaksınız.)
Biz de bize yakışan neyse onu yaparız…)
Sizler bekleyip durun en nasipsiz münkirler!
(Dengesizler,nankörler,benciller,müstekbirler…!)
Artık beklemekteyiz kuşkusuz işte biz de!
458
Sabırla direnerek sizi gözlemekteyiz…
Kime ne geleceği,kimin ne göreceği
Belli olur elbette zamanı geldiğinde
(Kıyamet koptuğunda/Divan kurulduğunda.)
Kim bilir/Bilen bilir/pek yakında belki de! (..yakındır…)
Göklerin ve yerlerin/arasındakilerin
Tüm gizli bilgileri-cümle gayb haberleri-
Yalnız Yüce Allah’a aittir and olsun ki! (…kuşku yok ki!)
Her iş,her oluş O’na-Allah’ın dediğine-
Döner,varır sonunda,öyleyse artık O’na
Kulluk/ibadet edin,yalnız O’na güvenin,
Dayanın,iman edin,bir yardım dilemeyin
Başka bir güçten asla,kula kulluk etmeyin.
O’nu gücendirmeyin,yalnız O’ndan dileyin.
-Verse de,vermese de-az,ya da çok verse de!-
Bir hayır vardır bunda,yoksa gerçek anlamda
Arınmış,olgunlaşmış mü’min sayılmazsınız,
Dünyada ve ukbada O’nun hoşnutluğuna
Nail olamazsınız,kavuşturulmazsınız.
-En büyük mutluluğu asla tadamazsınız!-
Yaptığınız şeylerden-yapa geldiğinizden- (-işlediklerinizden-)
Habersiz değildir O,O’nun sonsuz ilminden
Hiçbir şey gizlenemez yüce bilgeliğinden.
(Allah yaptıklarınız karşısında duyarsız
Kalmaz,değerlendirir en kusursuz biçimde.
Kimse kuşku duymasın mutlak adaletinden.)
HUD(11/121-123)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VELİ Adıyla
Allah ve Elçisi’ne kim itaat ederse, (Peygamber’e…)
İşte onlar Allah’ın-Tek Ölümsüz İlah’ın
-Mutlak dostun/yoldaşın/güvenilir Mevla’nın.- (Gerçek…olanın-)
Kendilerine bolca ikramda/lütuflarda
Bulunduğu seçkinler,peygamberler,sıddıklar,
Şehidler ve salihler,mukarrebler/aşıklar-
459
(Hakka sadık kalanlar,iyiliği yayanlar,
Ömrünü imanına şahit kılan bahtlılar…) (…yiğitler.)
İle birliktedirler-safında yer alırlar- (…saflarında olurlar-)
Ebediyet Yurdunda-özgürlük kuşağında- (-mutluluk ikliminde/ülkesinde-)
İşte bunlar ne iyi,ne güzel arkadaşlar,
Ne bulunmaz yoldaşlar,dostlardır,komşulardır.
Bu lütuf Allah’tandır-Allah’ın fazlındandır.-
En zengin olandandır,en cömertten ikramdır.
-Bunu birilerinin bilmesi,öğrenmesi
Eğer gerekiyorsa,-Bilen olarak yeter
Bir Allah kullarına her zamanda/mekanda.
O’nu dost belleyenler kesinkes erişirler
Huzura/mutluluğa dünyada ve ukbada.
NİSA(4/69-70)
***
Acıyan,Bğışlayan Rabbin MÜ’MİN Adıyla
İnsanları Allah’a-O’nun ışık yoluna-
(Yalnız imana değil,saf iyiye,güzele, (…amele…)
Barışa,adalete,kardeşliğe,sevgiye…)
Çağıran kullarımdan-o adanmış ruhlardan-
İyi,güzel,yararlı amellerde bulunan,
Dürüst erdemli olan-adam gibi yaşayan-
“Ben müslümanlardanım,Rabb’e tamdır imanım,
O’na kayıtsız,şartsız teslim olanlardanım!”
Diyenden daha güzel,doğru sözlü kim vardır,
Artık kim olabilir,o gerçekten kardadır.
Dünyada/ahrette mutluluğu tadandır. (…özgürlüğü…)
(Örnek/model olarak güzel yaşantısıyla,
Din’in aydınlığını yansıtan duruşuyla (…bakışıylaashlakıyla/kimliğiyle)
Nail olmuştur Rabbim keremine/lütfuna…)
FUSSİLET(41/33)
***
460
Acıyan,Bağışlayan Rabbin RAHİM Adıyla
(Önceleri Allah’a has kulluk ettikleri,
Rasulleri saygıyla dinledikleri için (Elçileri…)
Kendilerine bol,bol nimet/rızık verilen
Güzel toplumlar vardı,soylu,imanlı,seçkin!
Ve alabildiğine mutluydular bu yüzden…)
Ancak zaman içinde arkalarından öyle
Bozuk soylar/kuşaklar geldi ki,sapıttılar.
Salatı bıraktılar,içini boşalttılar.
(Sosyal dayanışmayı/kardeşçe paylaşmayı…)
Yaşanmaz/uygulanmaz bir hale getirdiler
Rabbin ilkelerini/hikmetli sözlerini. (…buyruklarını…)
Birbirlerine arka çıkmaktan vaz geçtiler. (…destek olmaktan…)
Bunlar benliklerinin/azgın nefislerinin,
Taşkın tutkularının/baskın şehvetlerinin
Çarpık arzularına/sinsiz çağrılarına
Uydular/aldandılar/düştüler ne yazık ki!
Bu yüzden ileride-belirlenen O Gün’de-
-Kıyamet koptuğunda/Divan kurulduğunda-
Bu sapkınlıklarının ve azgınlıklarının
Karşılığını aynen göreceklerdir onlar!
Derin düş kırıklığı yaşamış olacaklar (Tam bir…içinde kalacaklar…)
Ortaya serilince gerçekler birer,birer…
Ancak tövbe edip de-hatasından dönüp de-
İman eden,barışa,kardeşliğe,hayıra (…adalete)
Yönelik iş yapanlar/eylem sergileyenler. (…güzellik üretenler)
Doğru,soylu,erdemli davrananlar müstesna.
Bunlar-bu halis kullar-kıl kadar haksızlığa
Uğratılmaksızın ilk girecektir Cennet’e. (..tez…)
Çok merhametli olan-acıyan/bağışlayan-
Rahmet,merhamet,şefkat,hayır kaynağı olan
Allah’ın,kullarına ölümsüz Kelamı’nda
Gıyaben söz verdiği-ondan dönmeyeceği-
O Adn Cennetlerine,ki insanın kavrama,
İdrak yeteneğini aşan bir gerçekliğin (…sınırlarını…hakikatin)
Eşsiz güzelliklerin,mutlulukların engin
Üretim merkezleri-mevsimsiz bahçeleri…-
Kuşkusuz O’nun va’di bulacaktır yerini, (…sözü…yerine…)
Gelecektir yerine olan gerçekliğiyle.
(Hazırlanıyor muyuz fırsat elden gitmeden?) (…yol yakınken?)
MERYEM(19/59-60)
***
461
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
Şüphesiz-and olsun ki-Allah’ın indirdiği
Kitab’tan bir ayeti-sözün en güzelini-
Gizleyip,az değerle-nasıl gizlenecekse!- (…gizleyecekse!)
Dünyalık bir menfaat bekleyerek/umarak
Pazarlayanlar var ya,onlar karınlarına (Değiştirenler…)
Ateşten başka bir şey doldurmamış olurlar.(…doldurmuş değillerdir.)
Onlar ağızlarıyla kuş tutuyor olsalar,
Allah Mahşer Günü’nde onların yüzlerine
Dönüp bakmaz,onlarla konuşmaz bir kelime,
Günahlardan arıtmaz ve çıkarmaz temize. (…de.)
Utancın,nedametin,acının burgacında
Kıvranırlar Huzur’da Büyük Yargılama’da.
Onlara kahredici,acı,elem verici
Sonsuz bir azap vardır,bu onların hakkıdır!
Onlar buna layıktır-ahiret paylarıdır.- (azığıdır.)
Onlar,o zavallılar-bahtsız üstü bahtsızlar,
Doğruluğun,hayırın,hidayetin yerine (…iyiliğin…)
Sapıklığı,yanlışı,batılı,karanlığı,
Mağfiretin,bağışın,iyiliğin yerine
Alanlar/satanlardır-zararlı çıkanlardır.-
(Alış-verişlerinde hep zarar edenlerdir) (…hiçkzr etmeyenlerdir.)
Bunlar Ateş’ karşı ne kadar sabırlıdır,
Ne de dayanıklıdır,nasıl da kayıtsızdır!
(Meğer bunlar Ateş’e ne dayanıklıymışlar!)
Bu azap,bu ızdırap,bu dayanılmaz utanç (…kaldırılmaz…)
Allah’ın Kitabı’nı-Ölümsüz Kelamı’nı-
Savsaklamaktan,yalan saymaktan dolayıdır.
Doğru ve hak olarak-zamanları aşarak-
İndirmesinden gelir.-Bu(en)büyük(bir)gerçektir.-
-Yalanlanması mümkün olmayan bir haberdir.- (…tek…)
(İşte bu yüzden Allah-O,Bilgeler Bilgesi-
Çağlar üstü hikmetli sözler’in Tek Sahibi.-
Hakikati ortaya çıkarmak için vahyi
-İlahi Kelamı’nı- yücelerden indirdi. (Sözün en güzelini-)
Tenezzülen muhatap kabul ederek bizi.)
Artık Kitab hakkında-içinde olanlarda-
Ayrılığa düşenler çarpık mantıklarıyla
Derin bir sapıklığın,gururun bağnazlığın (…kibrin/bencilliğin)
Burgaçlarındadırlar,kanyonlarındadırlar,
Bataklarındadırlar,mağaralarındadırlar…
BAKARA(2/174-176)
***
462
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHYİ Adıyla
Onlar,o fasıklar ki-günaha batmışlar ki- (-kendini bilmezler ki-)
Kabul ettikten sonra-imzaladıktan sonra- (…onayladıktan…)
Allah’la yaptıkları ilahi sözleşmeyi
Fıtrat sözleşmesini-baş eğiş bilincini-
Bozarlar tek taraflı,kararır hayatları, (…ufukları,)
Yıkılır dünyaları,savrulur ukbaları.(…kaybolur…)
Allah’ın,özellikle-yüce iradesiyle-
Birleştirilmesini buyurduğu şeyleri
-Toplumu/aileyi yöneten kuralları- (…bireyleri/ilkeleri)
(İnsanın kendisiyle,insanın Rabbisi’yle,
İnsanın insan ile,insanın tabiatla,
Yeryüzüyle/evrenle kurulan bağlarını,
Evrensel dengeleri/iç/dış dinamikleri…)
Ayırırlar,bozarlar/bozgunculuk yaparlar. (…ayrımcılık…)
Yeryüzünde sinsice ahlaki çürümeye
Sebep olur,yayarlar,fitneler çıkarırlar.
Ziyaret edilip de-saygı gösterilip de- (…sevgi/elleri öpülüp de)
Hal/hatır sorulması gereken kimseleri
-Hısımı/akrabayı/eşi/dostu/hastayı,
Elden ayaktan düşmüş yoksulu/miskinleri…- (…yaşlıları)
Ziyaretten kaçarlar,aramazlar,sormazlar.
İşte asıl zarara-ve kayba-uğrayanlar
Geçmişte/gelecekte-dünyada/ahirette-
Ancak onlardır onlar-insanlıktan uzaklar.- (…olurlar…)
Ey inançsız bahtsızlar,ışıksız kalmış ruhlar!
Ölü iken sizleri O diriltti,besledi,
Sonra O öldürecek,yeniden diriltecek. (Yine…)
Dostları ilə paylaş: |
|
|