Olma sakın ömrünce-yeryüzü hayatında.”
Diye emrolunmuştur,kıstas belli olmuştur. (…buyurulmuştur…)
Bizden istenen budur-üzerimize borçtur.- (-kulluk görevimizdir/
Allah’ı bırakıp da sana ne fayda,ne de kulluğun gereğidir.)
Zarar verme gücünde olmayan sanemlere (…nesnelere/varlıklara)
-Allah’tan başkasına/putlara sakın tapma!
Eğer bunu yaparsan-Yolumdan ayrılırsan,- (-Doğru Yol’dan
Zulmeden zalimlerden-haksızlık edenlerden- saparsan-)
Biri olur çıkarsın kendini bilmezlerden! (Birisi olursun sen/hem…)
398
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, (…dokunduracak olsa,)
Onu senden savacak/uzak tutabilecek
Yine O’nun dışında-ya da O’nun yanında-
Giderecek,etkisiz kılacak bir güç yoktur!
Eğer sana bir hayır/bir iyilik dilerse
Sonsuz cömertliğiyle/lutfuyla/keremiyle,
O’nun bu ihsanını/rızkını/nimetini
Geri çevirecek de yoktur,reddedecek de!
O,hayrını kulları arasından seçtiği,
Beğendiği/sevdiği-imanını bildiği-
(Özgür iradesiyle yaptığı tercihini)
Kimilerine verir,vardırır,ulaştırır.
Günahları örtendir O,çok bağışlayandır,
Çok merhamet edendir,affetmeyi sevendir.
O merhametlilerin en merhametlisidir.
(Ey mü’minler/insanlar bu hitap sizlere de! (…hepimize!)
Allah’tan başkasına tapmak/kul/köle olmak
En büyük haksızlıktır insanın kendisine.)
YUNUS(10/104-107)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAKİM Adıyla
İnsanlardan alırken-alış/veriş yaparken-
Ölçüp,tarttıklarında-alıp/sattıklarında-
Tam,onlara verirken,eksik olarak ölçen,
Tartan hilekarlara-yolsuzluk yapanlara.-
(Ek küçük hırsızlıktan en büyük vurgunlara
Kadar toplumda büyük yaralar açanlara,
Taşları yerlerinden oynatan zalimlere,
Kendine pek güvenen kurnaz geçinenlere…) (…bakarkör
Yazık,yazıklar olsun alçak sahtekarlara, kurnazlara…)
Yerleri tamu olan akıllı şapşallara!
399
Onlar düşünmezler mi,-ve zannetmezler mi ki,-
Ölümleri ardından diriltilecekleri
Bir Gün olacağına,Yüce Yargılama’da (Gün’ün geleceğine…)
Hesap vermek üzere toplanacaklarına.
(Allah’ın Huzuruna çağrılacaklarına.) (…dikileceklerine.)
-Yerlerin ve göklerin-arasındakilerin-
Ölümsüz Rabbi için,Hakimler Hakimi’nin
Huzurunda sorguya çekilmeleri için
Çıkarılacaklardır,kaldırılacaklardır
Kabirlerinden bir,bir ve toplanacaklardır
Arasat Meydanı’nda-yükleri sırtlarında!-
O öyle Bir Gün dür ki,bir dehşet anıdır ki, (…halidir…)
Tüm insanlar O Gün’de-o müthiş saatlerde.- (…dehşetengiz
Alemlerin Rabbi’nin-Yüceler Yücesi’nin- demlerde-)
Huzurunda el/pençe/divan duracaklardır,
Tek,tek dikilerekten En Adil Mahkeme’de
Yargılanacaklardır,sorgulanacaklardır…-
MUTAFFİFİN(83/1-6)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ/NUR Adıyla
Biz,içinde doğruya/hidayete/ışığa-
İleten bir rehberlik ve nur olduğu halde
Gönül ve kafaları-yerleri/zamanları- (Ruhları…)
Aydınlatmak üzere-sonsuz keremimizle-
İndirdik Katımızdan kutsal kitap Tevrat’ı.
Kendilerini Rabb’e-Ölümsüz Sevgili’ye
Adamış peygamberler/vermiş yüce elçiler, (…kametle/önderler,)
Onunla-o Kitab’la-Yahudi Ulusu’na
Hükmeden kılavuzlar/hükümdarlar idiler. (…oldular.)
400
(Önderleri olarak hükmetmekte idiler.)
Onlardan Allah için yol gösterenleri de,
-Allah’a teslim olmuş/yüce gerçeği bulmuş.-
(Sevgiyle/adaletle/has inançla yoğrulmuş…) (…merhametle/
Zahidler/bilgiler de,ilimde ve hikmette şefkatle…)
Derinleşmiş/yücelmiş adamlar/hahamlar da,
Allah’ın Kitabı’nı-kutsal buyruklarını-
Korumaları için emir olundukları
(Allah’ın Kelamı’ndan bir bölümü onların
Kendi korumaları altına brakıldığı
İçin Yüce Allah’a adanmış olanların)
Hususlarda onunla hükmetmekte idiler.
Onun hak olduğun(d)a hepsi de şahittiler. (…müttefiktiler/güvenli
Şu halde ey hakimler,sizler ey Yahudiler! şahitlerdi.)
(Yahudileşmiş olan İsrail oğulları!)
Hükmetme konumunda/yönetim makamında.
Olan yöneticiler-kılavuzlar/öncüler-
Fersiz gözlerinizde/boş vehimlerinizde
Büyütmüş olduğunuz insanlardan korkmayın,
Benden korkun yalnızca inanarak insanca.
Ölümsüz sözlerimi-ayetlerimi-sakın
Değersiz bir bedelle/dünyalık bir çıkarla
Değişmeyin,satmayın,yanlış bir iş yapmayın! (…kendinizi
Kim Rabb’in indirdiği-Elçi’nin bildirdiği- yakmayın!)
Hükümler/ilkelerle hükmetmez,yönetmezse,
Kıblesiz münkirlerin-dinsiz/imansızların-
Ta kendileridirler işte onlar bilinsin! (…and olsun!)
Kutsal Kitap Tevrat’a şöyle yazdık onlara;
Cana can,göze gözle,buruna burun,kulak
Kulağa,dişe dişle-her yara misli ile-
Cezalandırılacak-kısas uygulanacak.-
(Her yaraya karşılık eşdeğer bir cezadır.)
Kim suçu bağışlarsa-hakkından vaz geçerse-
Kendi günahlarına kefaret olur ancak.
Allah’ın indirdiği-Katından lütfettiği-
Hükümler/prensiplerle yaşamaz/hükmetmezse,
İşte onlar zalimdir,nefsinin esiridir.
401
(Ve onlar zalimlerin ta kendileridirler.)
Kendinden önce gelen-Nezdimden gönderilen-
(Ve ardından onların izdüşümü olarak…)
Tevrat’ı doğrulayan-ondan geriye kalan-
Aydınlık sayfaları/çok kesin kanıtları (…apaçık…)
Gösteren elçilerin-kutlu peygamberlerin-
İzleri üzerin(d)e-hidayet iklimine-
Meryem oğlu İsa’yı gönderdik artlarından.
Ve Mesih’e,içinde doğruya/hidayete
Rehberlik/nur bulunmak,tastamam onaylamak
Önündeki Tevrat’ı-geriye kalanları-
Rabbin yasaklarından/mutlak buyruklarından
Sakınanlara rahmet/hikmet/onur/hidayet
Öğüt olmak,barışı tesis etmek üzere
Kutsal İncil’i verdik,sönmez bir nur indirdik.
Ve onlara dedik ki;”İncil’e inananlar,
Onu onaylayanlar-kutsal kitap sayanlar-
Yüce Allah’ın onda-onunla/o Kitap’la
İndirdiği hükümler ile hüküm versinler,
Toplumu yönetsinler/bu yolu bellesinler. (Topluma yön versinler/
Allah’ın indirdiği ile kim hükmetmezse, yeğlesinler.)
-Başında bulunduğu toplumu yönetmezse-
Onlar günahkarlardır,sınırı aşanlardır.”
-Onlar günahkarların ta kendileridirler.-
(Bu ilke/bu evrensel buyruğu Rabbimizin,
Her toplum/her yönetim için de geçerlidir.) (…yürürlüktedir.)
Ey Muhammed,ey Nebi!Ve sonunda sana da
Önündeki Kitab’ı-İncil/Zebur/Tevrat’ı-
Doğrulamak/düzeltmek/denetlemek/korumak
Üzere Son Mesaj’ı-Kur’an’ı-hak olarak
Katımızdan indirdik/ayet,ayet gönderdik (Tenezzülen…)
Senin temiz sinene,şefkatli yüreğine. (…rikkatli/akleden…)
(Ölümsüz Hakikat’in kusursuz ifadesi,
Evrensel bildirgesi,senden daha önceki
Vahiylerden geriye kalan hakikatleri
Doğrulayıcı,bir de doğru ile yanlışı
Birbirinden ayıran bu Kitab’ı-Furkan’ı-)
402
Artık aralarında-bulunduğun toplumda-
Allah’ın indirdiği ile hükmet/karar ver.
-Yoksullara sahip çık,adaletten ayrılma!- (…kol/kanat ger/
Sana gelen gerçeği-ve güvenirliğini- kucakla.)
Bırakıp da onların-beyinsiz sapkınların- (…sapkın müstekbirlerin)
Kendini bilmezlerin-cahiller takımının- (…güruhunun)
Keyfi yargılarına/arzularına uyma!
Ey milletler/ümmetler sizin her birinize
Bir şeriat/yol verdik/apaçık bir yol çizdik.
(Ve onu uygulama yöntemi belirledik.)
Bir Allah dileseydi sizleri bir/tek ümmet
Yapardı,birbirinden farksız olan tek millet.(…toplum.)
Sizlere verdiğinde-yole şeraitlerde-
(İlahi prensiplerde/bazı emanetler(d)e
Sizi denemek için/hakça sınamak için
Böyle bir yöntem seçti,bir usul belirledi.
Değişik toplumları/klikleri/hizipleri (…grupları)
Var ederek değişik yerlerde/zamanlarda
Sınava tabi tuttu biribirleri ile.
O’nun buyruklarına hangi toplum uyarsa,
Üstün gelir her zaman diğerlerine karşı
Barış/kardeşlik/sevgi/uygarlık yarışında.)
MAİDE(5/44-48)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAHHAR Adıyla
İnsanlar arasında öyleleri vardır ki,
O kadar akıllıdır,o kadar zekidir ki(!) (…bilgedir ki,)
Hiçbir ilme delile,tutarlı bir bilgiye
Sahip/yakın olmadan-buna gerek duymadan- (…dayanmaksızın…)
Kalkar,tartışır durur Yüce Allah hakkında,
403
Yoğun bir çaba harcar bu konuda/bu yolda.
İyilikten/hayırdan sıyrılan,uzak kalan (…uzaklaşan)
Fesatçı ve inatçı,haddini bilmez,asi
Kaypak Şeytan’a uyar ve onun ardı sıra
(Kimi Şeytan’dan beter insan şeytanlarına…) (…görünür
Hiç düşünmeden koşar arkasına bakmadan! şeytanlara!)
Onun-Şeytan-hakkında şöyle yazılmıştır ki;
Kim onu dost/yardımcı ve yoldaş edinirse,
Doğru yoldan saptırır kendisini bilsin ki!
Ve gün gelir alevi hiç sönmeyen şiddetli
Ateş’in azabına sürükler and olsun ki! (…kuşkusuz ki!)
(Haddini bilmemenin,Allah’la restleşmeye (Rab’le boy ölçüşmeye )
Kalkışanların sonu bundan başka nedir ki?)
-Kalkışan bundan başka ne bekleyebilir ki?-
HAC(22/3-4)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin SADIK Adıyla
İnsanlar arasında öyleleri vardır ki,
Herhangi bir delile/kesinleşmiş bilgiye
Dayanmadan/varmadan Ulu Allah yolundan
Saptırmak/ardından da bilgisizce/cahilce (…eblehçe)
Onunla alay etmek-bir eğlence edinmek-
İçin söz eğlencesi,boş laf satın alırlar.
Bilgi aç(l)ıklarını bu yolla gidermeyi (…bastırmayı)
Kapatmayı umarlar,boşuna çabalarlar .(…umarlar/denerler.)
(Aslında kendileri komik/gülünç olurlar.) (…hale düşerler.)
O yolu oyalanma/tutkulara aldanma
Aracı yapmak için boş/anlamsız sözlerin
Küfrün elebaşından/Kureyş şeytanlarından
Birinin/önderinin-ya da böylelerinin-
Müşterisi/bendesi/takipçisi olurlar. (…kölesi…)
404
İşte böylelerine rezil/rüsva edici
Elim bir azap vardır,aşağılanma vardır. (..rahmetten uzak kalma.)
Onlar ne talihsizdir ve ne onursuzdurlar. (Bu ne onursuzluktur ve
(Onlar onur kırıcı can/vicdan kanatıcı ne nasipsizliktir.!)
Bir terk edilmişliğe-sonsuz mahrumiyete-(..rahmetten dışlanmaya-)
Mahkum olacaklardır-layık olacaklardır.-
Barış/adalet/erinç/ölümsüzlük yurdunda.)
Ayetlerimiz ona-mühürlü bakışlıya-
O alaycı nanköre-o beyinsiz münkire-
Okundukları zaman,utanıp,sıkılmadan
Sanki kulaklarında-duy(g)u organlarında-
Ağırlık-kurşun-varmış,onları hiç duymamış,
Sanki en güzel sözler ona hiç okunmamış
Gibi böbürlenerek,dudağını bükerek,
Dilini ısırarak/boşa kibirlenerek,
Büyüklük taslayarak/serkeşçe direnerek
Çevirir arkasını/yükü ağır sırtını,
Yüzünü,döner gider,sen de ona acılı
Bir azabı müjdele-bu muştuyu ver işte!- (…haberi ey Nebi!)
Şüphe olunmasın ki-iyi bellenmeli ki-
İman edip,barışa/iyiliğe/sevgiye
Yönelik üretimler,güzel işler koyanlar (…soylu…)
Ortaya,imanına uygun bir davranışla,
Onlar için içinde sonsuza dek sürekli
Kalacakları yüce/sonsuz nimetler olan (…temiz…)
Sonsuz renkler/kokular/güzel köşkler/konaklar (…saraylar)
Işıklarla donanmış/bezenmiş hür mekanlar (…hoş…)
Eşsiz cennetler vardır-vuslat/muhabbet vardır.-
Bu,Allah’ın verdiği kesin bir sözüdür ki,
O’nun her sözü haktır,yerini bulacaktır.(…yerine gelecektir.)
O çok üstün mutlak bir güç/hikmet sahibidir,
Her işinde/hükmünde-külli iradesinde-
Tam isabet kaydeden,en mükemmel olandır.
Hakimler Hakimi’dir,Bilgeler Bilgesi’dir,
Adiller Adili’dir,şefkati limitsizdir…
LOKMAN(31/6-9)
***
405
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VELİ Adıyla
Siz ey iman edenler,süt yürekli mü’minler!
Yehud ve Hristyanları sakın dost edinmeyin, (…müttefik…)
Bunu önerenlerin sözünü dinlemeyin!
Kanmayın,inanmayın,çünkü birbirlerinin
Candan dostlarıdırlar,müttefikleridirler. (…müttefikidir onlar.)
Hep birbirlerini tutar,desteklerler,kollarlar,
Sizlere karşı gizli/açık cephe alırlar. (…oluştururlar.)
Kim onlara(ı)müttefik/dost olur inanırsa, (…güvenirse,)
Artık onlardan olur,onlardan olunca da (O da…)
-Ahirette-onların akıbetine uğrar.
Şüphesiz Yüce Allah,zalim bir topluluğa
Doğru yolu göstermez,kılavuzluk bahşetmez,(…lütfetmez,)
Hidayete erdirmez,ışığa eriştirmez…
Ey siz iman edenler/akıllılar/iyiler! (…erdemliler/akiller!)
Katımdan daha önce kitap verilenlerden
(Gerek daha önceki vahyin mensuplarından,
Gerekse kutlu vahyi yadsıyan bahtsızlardan…)
Dininizi bir oyun konusu edinip de
Alaya alanları ve kafir olanları (..açık inançsızları/dinden dışlananları
Yoldaş/müttefik/sırdaş,dost edinmeyin asla! dini dışlayanları-)
-Dalmayın baştan kara zifir karanlıklara!-
Yüce Allah’tan korkun,yürekten saygı duyun,
İnancınız içtense onlardan uzak durun,
Halis mü’minlerseniz ömrün her döneminde
Dininizi yaşayın siz en güze biçimde. (…bir şekilde.)
Sizler onlara değil,onlar size imrensin,
Kıskansın için,için,gıpta etsin,izlesin
Belli etmeseler de,benimsemeseler de…
MAİDE(5/51 ve 57)
***
406
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAYR Adıyla
Ey Rasul’üm Muhammed!Sabırlı ol,çok sabret, (…Son Elçi’m…
Rabbine sonsuz güven duy,gönülden kulluk et! diren…)
(Ey mü’minler/insanlar sözlerim sizlere de!)
Çünkü Allah güzel iş/hayırlı alış/veriş,
İyilik yapanların/güzel davrananların
Ödülünü/ecrini/gerçek hediyesini (…armağanını)
Zayi etmez,karşılar fazlasıyla şüphesiz.
(Herkes yaptıklarının/yapmış olduklarının
Karşılığını Bir Gün görecektir elbette.) (…mutlaka!)
Sizden daha önceki kuşaklardan söz,eser,
Akıl,irade bilgi sahibi olanları
Dünyada insanları-taşkınlık yapanları-
Bozgunculuk yapmaktan alıkoyacak olan
Faziletli kimseler-düşünürler/bilgeler-
Bulunmuş olsaydı ya,yasaklasalardı ya, (…da/engelleselerdi…)
Yeryüzünde fitneyi/kaosu/karmaşayı,
Toplumsal çürümeyi/çöküşü/kokuşmayı,
Onlar yanlışlıklara engel olsalardı ya!
(İnsanlık bu günlere onlar yüzünden geldi!) (..duruma/hallere..düştü!)
Fakat o insanlardan-kurtardıklarımızdan- (…bu yüzden gelmedi mi?)
Onların içlerinden erdirdiklerimizden
Gerçek bir kurtuluşa,az bir kısmı dışında
Sorumsuz davranmışlar bunu yapmamışlardı. (..hep savsaklamışlardı.)
(Bunlar görevlerini gereğine yerine
Getirmişti/yapmıştı kendilerine göre!) (…güçleri yettiğince.)
Zulme sapanlar ise bol,bol kendilerine
Verilen nimetlerin,/varlığın/servetlerin,
Refahın/zenginliğin-dünyalık geçimliğin-
İçine gömüldüler,peşine düştüler de,
Azdılar/şımardılar,Allah’ı unuttular!
Onlar günahkardılar,zaten sapıtmıştılar…
Değilse senin Rabbin,bir arada yaşayan (Yüce Rabbin halkından..)
İyi olduğu halde birbirlerine karşı
İnsanca davrandıkça,toplumsal yardımlaşma,
407
Dayanışma/paylaşma içinde bulundukça,
Kardeşlikten/barıştan yana tavır koydukça,
Öz ve çevrelerini düzeltenler oldukça,
Birbirlerine destek verenler çoğaldıkça,
Halkı/memleketleri/beldeleri/kentleri (…medeniyetleri)
Yok edecek değil ya zulümle,haksız yere (…etmez hiçbir zaman…)
Sadece sapık/yamuk inançları yüzünden…
Eğer murad etseydi-hep görüldüğü gibi-
O,bütün insanları tek bir ümmet yapardı.
Fakat onlar durmadan anlaşmazlıklarını
Sırf bencilliklerinden/bilgisizliklerinden
Tartışmayı/kavgayı-her türlü didişmeyi
Sürdürüp gidecekler yine birbirleriyle.
-Dilemediği için O,hikmeti gereği
Bunu,onlar hep farklı görüşler serdettiler..-
(Bunun tek ilacı var;”En Güzel Kelime”de
Birleşmek insanlığın ortak değerlerinde.
Kendi ellerimizle bir cehenneme dönen
Dünyayı sağduyumuz,akleden kalbimizle
Sömürüsüz,savaşsız,sınıfsız ve sınırsız
Bir cennete çevirmek için yaratılmışız. (…dünyaya atılmışız/halife
Başarmak zorundayız bunu madem insanız…) kılınmışız…)
HUD(11/115-118)
***
Siz ey iman edenler!-Nebülöz yürekliler!- (Galaksi…)
Uymayın,izlemeyin lanetlenmiş İblis’in
Adımlarını,sakın yolunu,yöntemini,
Bir yol/yöntem olarak benimseyim demeyin!
-Oyununa gelmeyin oynak benliğinizin!- (Oyuncağı olmayın
Kim ilençli Şeytan’ın yanlış adımlarına kararsız nefsinizin.)
Uyar,oyunlarına gelir de aldanırsa,
Şüpheniz olmasın ki nice iğrençlikleri
Dinin,örfün ve aklın,-selim aklın-yüreğin
Kerih kabul ettiği,hiç benimsemediği (…benimsemeyeceği)
408
Edep dışılıkları,her tür hayasızlığı,
Yüz/yürek kızartıcı tavırları/suçları,
Kötülüğü,her çeşit fenalığı emreder!
Allah’ın,üstünüzde şefkati/merhameti (…lutfu/keremi…)
Eğer bulunmasaydı,temize çıkamazdı
İçinizden tek kişi bile sonsuza değin!
-İşlediği suçlardan,sayısız günahlardan
Arınmış olamazdı,bundan kurtulamazdı!-
Ama yüce/görkemli/keremli/merhametli
Allah,dilediğini-arınmak isteyeni-
Arındırır,temizler/temize çıkarandır. (…selamete çıkarır/erdirir.)
O Allah ki,her şeyi,her frekanstaki sesi
Duyandır/işitendir ve her şeyi bilendir
Girdisi/çıktısıyla,gizlisi/açığıyla,
Gelmişi/geçmişiyle,eksisi/artısıyla
Limitsiz bilgisiyle,eşsiz bilgeliğiyle…
NUR(24/21)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞANİ Adıyla
Yahudiler dedi ki;”Allah’ın-haşa-eli
Bağlıdır,çok sıkıdır-kısıtlı/sınırlıdır!-
Hay bu dediklerinden-bu sözleri yüzünden-
Bu terbiyesizlikten/kendini bilmezlikten
Elleri bağlanası/dilleri tutulası,
Lanet olasıcalar-kara bahtlı sapkınlar!-
-Nankörlükte/kibirde sınır tanımayanlar,
Allah’ın rahmetinden mahrum bırakılırlar.-(..uzak brakılanlardır.)
Bilakis Tek Allah’ın,Vehhab/Razzak/Mecid’in
Yerlerin ve göklerin/arasındakilerin
Sonsuz hazinelerin ölümsüz sahibinin (Tüm hazinelerinin…)
409
Elleri-iki eli-sonsuzca çok açıktır,
İhsanı ve keremi limitsiz/sınırsızdır. (İkramı/cömertliği…)
Bunu görmezden gelmek en büyük haksızlıktır, (…arsızlıktır,)
İftiradır,kulluktan uzaklık,bağnazlıktır.
(İnancı gereğidir,inanan bir benliğin (… “Müslüman”…)
Mümkün olmadığının bilincince olması
Düşünmesinin bile bunu,değil yapması!)
O zengindir/cömerttir,dilediğine verir
Lutfuyla/keremiyle dilediği kuluna….(Lutfunu/keremini…)
And olsun ki Rasul’üm,Rabbinden indirilen
Kutsal metinler/kesin deliller-vahiy-sana
Onlardan bir çoğunun-uzak kalmış güruhun-
Şeytanın elleriyle prangalanmış mutsuzun (..ruhsuzun/mahkümun)
Ancak azgınlığın/yoğun kıskançlığını
Ve küfrünü arttırır/deli eder/çıldırtır.
Ta Kıyamet’e kadar onların arasına
Sürecek bir düşmanlı/kin sokmuşuzdur artık.
-Ayrılık/aykırılık/uzaklık/kararsızlık…-
Bunu hak etmişlerdir,buna layıktır onlar. (…kendi tercihleridir.)
Ne zaman savaş için,kaos/karmaşa için
Bir ateş yakmışlarsa/fitne çıkarmışlarsa,
Allah onu söndürmüş,geriye püskürtmüştür.
(Nur’un soluklarıyla her zaman da söndürür.)
Onlar yeryüzünde hep-gizli/açık her yerde
Bozgunculuğa koşar-hep oyunlar kurarlar.- (…entrikalar…)
(Çürüme ve yozlaşma için çaba harcarlar!)
Adaletten/dirlikten yana olan Allah’sa,
Sevmez bozguncuları/fitne çıkaranları.
Hiçbir zaman İslam’a karşı tam bir başarı
Elde edemez korkak/samimiyetsiz küfür!
Dünyevi başarılar kısacık parıltılar (..aldatan…)
Bir şey ifade etmez,siliktir/geçicidir,
Sabun köpüğü gibi bir anda sönüverir. (Başarı için cephe iyi seçilmelidir.
Hiç Yenilmez Olan’ın yanında yer alanlar,
Mağlup olsalar bile galiptirler aslında. (…galipler sayılırlar.)
410
Çünkü en büyü zafer nefsin yenilmesidir. (..terbiyesidir.)
Nefislerini ilah edinenler mağluplar,
Kibrine/gururuna yenilen bahtsızlardır…)
MAİDE(5/64)
***
Siz ey iman edenler!Eğer Müslümanlardan
İki grup birbiriyle herhangi bir sebeple
Bozuşacak olursa,arabuluculukla
Barış için uğraşın,aralarını bulun!
Buna rağmen onlardan birisi,diğerine
-Sınır tanımayıp da-saldıracak olursa,
Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar siz
Saldırgan taraf ile-haksızlık edenlerle-
Sınırı aşanlar(l)a-önlem alın,durdurun!
Eğer vaz geçerlerse,döner çekilirlerse (Geri adım atarlar…)
Bu yanlışlıklarından/saldırganlıklarından,
Artık aralarını düzeltin adaletle,
İyilik/dürüstlükle/sevgiyle/kardeşlikle.
Onları barıştırın,her işte/her durumda (…şartta…)
Adil/dürüst davranın,eğer gerekiyorsa
Fedakarlık gösterin iyi niyetinizle.
Hiç kuşkusuz ki Allah,-merhameti bol İlah-
-Fedakar kullarına kol/kanat geren Fettah.- (…kapılar açan…)
Çaba harcayanları,adil davrananları,
Barış/kardeşlik için bir şeyler yapanları (…efor harcayanları)
Sever,bunun anlamı nedir bilir misiniz?
Adalet yüceliktir,doğruluk,temizliktir…
Bunun karşılığı da nimet üstü nimettir…(izzet üstü izzettir…)
Ve Cennet’tir,Allah’ın rızasına ermektir.
Bundan büyük mutluluk düşünülebilir mi,
Bundan zengin sofraya oturulabilir mi?
Bundan olgun bir meyve devşirilebilir mi?
HUCURAT(49/9)
***
411
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KARİB Adıyla
Kuşku duyulmasın ki,içten gereği gibi
İnananlar-hakiki Müslümanlar-bilsin ki,
Korktukları şeylerden-korkutulduklarından-
Kurtulup esenliğe-gerçek bir kurtuluşa- (…güvenliğe)
Bütün umduklarına ermişlerdir hem burda,
Hem öteki dünyada en büyük muştuluğa (…ahiret yurdumda)
Rabbin hoşnutluğuna,sonsuz aydınlığına (…keremine/lutfuna)
Yaklaştırılmışlardır,kavuşturulmuşlardır.
Onurlandırılmışlar,mutlandırılmışlardır. (…gönendirilmişlerdir.)
Onlar ki,kıldıkları namazlarında saygı,
Tam bir tevazu/huşu/haşyet içindedirler. (Bükük boyunla/
Allah’ın Huzuru’nda saygı dolu korkuyla, bulunurlar.)
Olanca inançları,bütün varlıklarıyla
Diz büker,eğilirler,ruku/secde ederler…
Onlar ki,boş/yararsız sonuç vermez,anlamsız,
Yanlış adım attıran,aldatıcı,amaçsız
Şeylerden/tutumlardan yüz çevirirler her an.
(Çirkin/karalayıcı/gönül yaralayıcı,
Toplumları yıkıcı,karanlığa atıcı (…boğucu/bunaltıcı)
Sözlerden/fiillerden/aşırı eylemlerden…) (…taşkınlık(lar)dan…)
Onlar ki,zekatı da-arınma payını da-
Emrolunduğu gibi-diğer görevler gibi-
Yerine getirirler,candan boyun eğerler
Rabbin buyruklarına/ödeme konusunda
Titizlikle-en ciddi çabayı-gösterirler
Mal ve bedenlerini arındırma yolunda.
Ve onlar ki,haramdan korurlar günahlardan
Cinsel organlarını-ırz ve namuslarını-
Ancak resmi nikahlı eşleri/helalleri
Ve elleri altında-akitleri gereği-
Sahip olduklarına-eğer bulunuyorsa-
Hoş odalıklarına-nikahla(n)mak kaydıyla-
Arzu duymalarında yoktur hiçbir sakınca.
412
Bu tür davranışları/paylaşmış oldukları
Cinsellik,ortak(m) yaşam yüzünden hiçbir zaman
Kınanmazlar kuşkusuz onlar yaptıklarından. (..yapmış olduklarından..)
Kim bunun ötesinde bir yol/yöntem isterse, (…düşlerse,)
-Tercih eder,denerse,gözlerini dikerse,
Kısa aklına göre bir metod/yol izlerse, (…bir harita çizerse,)
İşte onlar sınırı-ilahi yasa(k)ları- (…buyrukları…)
Çiğneyen kimselerdir,ceza göreceklerdir.
-Hakimler Hakimi’ne hesap vereceklerdir.-
Onlar,o mü’minler ki,-o bahtlı kimseler ki-
Hem emanetlerine,hem verdikleri söze, (…de)
Saygı duyar,uyarlar,sahip çıkar korurlar, (..sözlerinden caymazlar,)
Gözetirler,yerine getirirler özenle
Zamanı geldiğinde gerektiği şekilde.
Onlar ki,aksatmadan kılarlar zamanında
Şartlarına uyarak-tadil-i erkanına-
Göre namazlarını korurlar,gözetirler.
Anlamlı,çok amaçlı,onurlu hayatları
Boyunca da sabırla,tam bir kararlılıkla
Kutsal görevlerini bihakkın sürdürürler. (…hakkıyla…)
(Rabbin öğütlerin yerine getirirler.)
İşte bunlardır bunlar mirasçı olacaklar (…mirasçılar olanlar)
(Ölümsüzlük Yurdu’na,mutluluk yuvasına…) (…özgürlükler
Ki,Firdevs Cenneti’ne-mevsimsiz bahçelere- yurduna…)
(Cennetlerin içinde en görkemlilerine.)
Konuk edilecekler,kalıcıdırlar onlar
Sonsuza dek orada sonsuz mutluluklarla,
Sonsuz iyiliklerle,sonsuz güzelliklerle
İç içe yaşayanlar,yaşayacak olanlar
Rahman’ın güzelliği/şefkati/keremiyle…
MÜ’MİNUN(23/1-11)
***
413
Acıyan,Bağışlayan Rabbin REZZAK Adıyla
Yüce Allah yolunda-kutsal dava uğrunda-
Hicret edip sonra da-yine Allah yolunda- (…davalar davasında)
Öldürülenler ya da-süreleri dolunca-
Kendi ecelleriyle ölenlere gelince,
Allah,hiç kuşkusuz ki-kesin bilinmeli ki,- (…inanılsın ki,)
Tarifsiz güzellikte,bollukta rızıklarla,
Tükenmez nimetlerle,muhteşem ödüllerle
Ödüllendirecektir,rızıklandıracaktır.
O bahtlı seçkinleri ki,evet and olsun ki!
Rızık verenlerin de,ikram edenlerin de
Allah en cömerdidir ve en hayırlısıdır.
(Fedakarlık/aşk/güven,itaat/samimiyet
Ne kadar katıksızsa o kadar boldur nimet,
Dünyada/ahirette izzetler üstü izzet!)
HAC(22/58)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ Adıyla
Rab,kimi doğru yola-ışığa/kurtuluşa-
Eriştirmek isterse/iletmeyi dilerse, (…bunu murad ederse,)
-Kul bunu hak etmişse yerinde tercihiyle, (…seçimiyle.)
Örnek yaşantısıyla ve yüksek ahlakıyla.- (üstün karakteriyle.)
Açar onun kalbini sonsuz nura-İslam’a-
O,kimi de saptırmak-doğru yoldan çıkarmak-
-Kulunun tercihine(i)-belki-saygı duyarak.- (…uygun bularak/ket
İsterse,gökyüzüne-herhangi bir sebeple- vurmayarak-)
Yükseliyormuş gibi göğsünü/yüreğini
Sıkıştırır/daraltır ve bunaltır iyice…
414
O inanmayanların-meyvesiz ağaçların- (…çiçeksiz…)
(Kılsız burunlarından kıl aldırmayanların.) (Hortum…)
Üstüne işte böyle-hak ettikleri neyse- (…neyi hak etmişlerse)
Murdarlık saçar,azab,zillet,rüsvalık verir.
(Sürükler and olsun ki,direnen kimseleri
Allah inanmamakta dehşetli ızdıraba.) (…bir utanca/rahmetten
İşte bu-İslam Dini-Rabbinin/Rabbinizin dışlanmaya.)
Dosdoğru tek yoludur/ufuk üstü ufuktur,
Özgürlük/mutluluktur/erdemdir/doğruluktur,
Hoşgörüdür/umuttur/sonsuzluk boyutudur, (…ölümsüzlük
Sevgidir/adalettir/barıştır/kardeşliktir… yurdudur…)
Şefkattir/merhamettir/hasrettir/yiğitliktir, (…onurdur…)
Beyaz/kara/yaş/kuru ayırmadan herkesi (…her şeyi…)
Kucaklayabilmektir,kucaklaşabilmektir.
Sağlıklı düşünmektir,düşündürebilmektir,
Hikmettir/tefekkürdür/onurdur/direniştir,
Dirliktir/düzenliktir/rahmettir/berekettir,
Gerçek medeniyettir/haza insaniyettir (…mahza...)
Güvendir,tek başına ümmet olabilmektir…
İnsanlığın değişmez ortak değerleridir,
İnsanı “insan” yapan ölümsüz prensiplerdir.
Biz,öğüt/ders alacak,düşünüp taşınacak,
Aklını/vicdanını insanca kullanacak (…mü’mince...)
Tefekkür eden,soylu/uslu bir toplum için (…toplumlar/bireyler…)
Hikmetli/güzel/derin/bengi sözlerimizi
Bildirdik,açıkladık ayrıntılı olarak (…biçimde/şekilde,)
Gözler önüne serdik/anlattık yeterince.
İbret alanlar alır,almayanlar gün gelir (…olur…)
Nedametin/utancın ağırlığı altında
Kıvranarak ezilir/kavrularak silinir…
(Onları dinleyenler/uyanlar dirilerdir,
Onlardan uzak kalan yaşamıyor demektir.) (Onlara sırt/yüz
çeviren…)
EN’AM(6/125-126)
***
415
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ALİM/HABİR Adıyla
O zakkum ruhluların-akılsız bağnazların- (…tutsakların…)
Fısıldaşmalarının-gizli toplantıların-
Hayır yoktur çoğunda,ancak ya bir sadaka,
Bir yardımlaşma için-sosyal bir dayanışma-
Ya bir iyilik etmek-arasını düzeltmek- (..araları/arabulucu olmak-)
İnsanlar arasında oluşan açıkları(n)- (…kırgınlıkların/küskünlüklerin/çatlakların)
Niyetiyle yapılan toplantılar müstesna!
(Oysa ki,geceleyin/karanlık/ıssız/derin,
O’nun hoşlanmadığı uygunsuz bir ortamda
Sözü düzüp,kurarken-oyunlar düzenlerken- (…kotarırken…)
-Bir söylemi/eylemi tasarlayıp dururken-
O onlarla beraber bulunur bilmezler mi?
Bunlar nasıl beyinler,nasıl yüreklerdir ki?
Allah yaptıklarını kuşatıcıdır bengi,
Sınırsız bilgisiyle/erişilmez gücüyle. (…bilgeliği…)
O’ndan gizleyemez ki hiç kimse,hiçbir şeyi.)
(…gizlenemez ki hiçbir şey hiçbir zaman.)
Allah’ın rızasını kim elde etmek için
Bunu yaparsa,ona Biz yakın bir zamanda
Büyük bir mükafatı-ölümsüz armağanı- (-muhteşem bir andacı-)
Vereceğiz mutlaka,and olsun şanımıza!
Sözümüz sözdür Bizim,Bizden doğru sözlü kim?
Doğru yol kendisine belli olduktan sonra
Kim kutlu Peygamber’e-güzel Elçi’ye-karşı
Çıkar da mü’minlerin-mahzun yüreklilerin-
Yolundan başka yola giderse onu Biz de
(Onlarla yollarını ayıracak olursa)
Kendi tercihi ile baş başa bırakırız,
Hangi yöne yürürse yürüsün karışmayız.
Zamanı gelince de-tövbe de etmemişse-
Layık olduğu yere-Cehennem’e-sokarız.
O ne kötü bir yerdir,sonsuz utanç yeridir. (…berbat ikametgahtır.)
416
(Nefsin oyunlarına gelerek aldanıp da
Dünya çıkarlarını ukba nimetlerine
Yeğleyen bahtsızların/nasipsiz ahmakların (…sefihlerin)
Sonu sonsuz ateştir,zillettir,meskenettir.)
NİSA(4/108,114-115)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHYİ Adıyla
Öldükten sonra yine can verilip yeniden
Bir Gün Huzurumuz’a-Adil Duruşmamıza-
Çıkarılacağını-çıkmayı/kavuşmayı-
Ummayan/beklemeyen/asla kabullenmeyen (…hor gören/
Mühürlü yürekliler/kulaklılar/gözlüler küçümseyen,)
Boş dünya hayatına razı olup onunla
Yetinen dengesizler,gönlü dinginleşenler(!),
Huzurz kavuşanlar,mutluluğu tadanlar, (Bak düzelt)
Sonsuzluk bilincinden,öteler gerçeğinden (…ötesinden),
Nasipsiz sığ/ham ruhlar,olmamış ölümlüler,
Hak ayetlerimizden-kutsal sözlerimizden-
(Ölümsüz Hakikat’e yapılmış atıflardan.)
Habersiz bulunanlar-yaşayan kadavralar(!)-
Uzak kalanlar var ya,bağları koparanlar,
İşte o sapkınların-beyinsiz bahtsızların-
Kazana geldikleri/işleye geldikleri
Ağır suçlar/yanlışlar/taşkınlıklar yüzünden
Vardırılacakları/artık son durakları,
Yol arkadaşlarıyla konuk olacakları (…eğleşecekleri)
Yer ateştir-ebedi Cehennem’dir-vesselam! (…herhalde!)
Gönülden inanıp da,gerçek imanlarına
Layık davranışlarda bulunup da,bu yolda
Hayırlı ve yararlı,gönül aydınlatıcı
İyi/güzel edimler/işler sergileyenler,
417
Üretenler vardır ya,içten inançlarına,
Halis kulluklarına-adanmışlıklarına-
Karşılık Mevlaları hiç kuşkusuz onları
Sınırsız nimetlerle dolu cennetler(in)de
Altlarından debisiz çağıl,çağıl nehirler
Akan saraylarına limitsiz kayrasıyla (…mekanlarına…)
Keremiyle erdirir-Naim cennetlerine- (Nimet…)
Onların oradaki duaları şöyledir;
“Allah’ım!Noksan olan her türlü sıfatlardan
Seni tenzih ederiz,uzak sayarız her an.
Ne kadar muhteşemsin,ne güzel,ne yücesin!”
Orda birbirleriyle karşılaştıklarında
Söyledikleri ise içten temennileri (…sağlık…)
“Selam!”dır,esenliktir,sevgidir,iyiliktir.
(Orda kendilerine mutluluklar dilenir.)
İçten dualarının/has yakarışlarının
Sonu ise şöyledir-yaşanmaya değerdir.-
“Her türlü övgü/sena/hamd Alemlerin Rabbi
Allah’adır,yalnızca O’dur en layık buna.” (…olan.)
Eğer O,insanlara-doyumsuz kullarına-
Hayrı çarçabuk/hemen istedikleri gibi
Şerri de yine öyle verseydi kuşkusuz ki, (…yok ki,)
Onların ecelleri-yeryüzü ömürleri (…eğri/büğrü işleri/hayatları)
Zaman geçirilmeden bitiriliverirdi,
Hükümleri yerine getirilmiş olurdu. (..getiriliverirdi/sona erdirilirdi.)
-Her şey bir “Ol!”demekle o sürece girerdi. (…halledilmiş olurdu.)
(Nimeti istemede acele ettikleri (Sonuca ulaşmada…)
İçin O,kullarına hak etmiş oldukları
Cezayı vermede de tez davranmış olsaydı,
O zaman ahiretin bir anlamı kalmazdı!)
Ne var ki,Bir Gün Bize-Yüce Huzurumuza-
Kavuşmayı/varmayı/iki büklüm olmayı (…boynu bükük çıkmayı)
Arzu etmeyenleri-hiç beklemeyenleri- (de)
Küstah taşkınlıkları ve azgınlıklarıyla
Yalnız,bir başlarına bocalar bir durumda
Bırakırız öylece,işte körü körüne
418
Bir ömür sürerler de,yollarının nereye (…hayat yaşarlar da…)
Bilmezler/düşünmezler çıkıp varacağını.(Bilmeden/düşünmeden…)
İnsana bir musibet/bir sıkıntı/bir zarar,
Bir dert dokunduğunda,gerek yan uzanarak,
Gerekse otururken ve ayakta durarak (..kıyam halindeyken)
-O derdin/musibetin giderilmesi için-
Bize dua eder de fakat Biz kendisinden (…kendisini)
Dert ve sıkıntısını kaldırdığımız zaman, (…sıkıntısından
Sanki ona dokunan dert ve sıkıntılardan kurtardığımız…)
Kurtulmak için Bize hiç yakarmamış gibi (…baş vurmamış/dua
Döner eski haline-malum nankörlüğüne- etmemiş…)
Bir şey olmamış gibi-bir şey kalmamış gibi.-
İşte böylece haddi/sınırı/çizgileri
Aşan o müsriflere-ömür tüketenlere-
Aşırılığa sapan/karanlıklara dalan
Mühürlü yüreklere/ışıksız beyinlere
(Kendi yararlarına değerlere dönüşme
İhtimali/imkanı olan fırsatlarını
Boşa harcayanlara/kül,kül savuranlara…)
İşlemiş oldukları/işleye geldikleri
Fiiller/üretimler/şeyler hoş gösterildi.
(Aslında yaptıkları onlara cazip geldi!)
Kendi tuzaklarına kendileri düştüler. (Kazdıkları kuyuya…)
Düşürülmüş oldular-buydu hak ettikleri!- (-bunu hak etmişlerdi-)
YUNUS(10/7-12)
***
419
Acıyan,Bağışlayan Rabbin BARİ’ Adıyla
Gökleri ve yerleri/açık ve gizlileri
Bunların arasında ürperten boyutlarda
Sonsuz koordinatlar halinde dalga,dalga
Yayılan her bir şeyi-sayıları/türleri-
Sayılmaz nimetleri/evren yüzeylerini
Biz oyun ve eğlence/gösteriş olsun diye
Yaratmadık kuşkusuz gelişigüzel öyle!
Biz her ikisini de-yerleri/gökleri de-
Sebep ve sonuçlara bağlı ancak gerçekle (…hak ile)
Yarattık/düzenledik amaçlı şüphesiz ki! (…anlamlı..)
Fakat onların çoğu bu çarpıcı gerçeği (…en büyük hakikati…)
Bilmiyor,yazık-bunu-kavrayamıyor asla!
(Ahreti yalanlamak,evreni/evrenleri
Ve ona konuk olan-orada ağırlanan-
İnsan’ın yaratılış olgusunun anlamsız
Olduğunu iddia etmektir ne yazık ki! (…var saymak…)
İşte böyle bir akıl hayatı bir eğlence
Dünyayı bir lunapark gibi algılayarak
Kendine bir oyuncu-haylaz oyun çocuğu-
Rengarenk bir kelebek rolü biçer böylece!)
-Oysa hayat sınavdır,dünya bir sınav yeri.- (…ömür…)
(Allah yaratmamıştır hiçbir şeyi amaçsız.
Bir galaksi evrende ne kadar gerekliyse,
O kadar gereklidir bir nötron,bir sinek de.
Bir kartal,bir solucan,bir gül de,bir diken de, (…zakkum…)
Bir zalim,bir mazlum da,bir melek de,şeytan da.
Bir kıvılcım,bir şimşek,bir Lut,bir Himalaya, (...yıldırım…)
Bir nergis,bir sekoya,bir amip,bir balina…
Bir okyanus,bir damla,bir arı,bir karınca,
Bir tavus,bir köstebek,bir pire,bir çekirge…
Çim(en) yaprağında(ki) çiy,pulsarların soluğu…
Bir ırmak,bir mağara,bir uçurum,bir zirve,
Bir domuz,bir güvercin,kırlangıç,karabatak…
420
Hepsinin ayrı yeri,bir işlevi,bir işi
Var ki,yaratılmıştır,yer almıştır tabloda…
(Ne bir eksik,ne fazla her şey yerli yerinde…)
Bir tablo ki,mucize kaynar her karesinde…) (…noktasında…)
DUHAN(44/38-39)
AHKAF(46/3)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VARİS Adıyla
Ey şanlı kabileler,ateşli bedeviler!
(Bütün çağlar içinde yaşayanlar/ölenler…)
O çokluk kuruntusu,mal-mülk/mansıp tutkusu
(Elde edilenlerin yitirilme korkusu!) (Elde bulunanların elden
Yarışı,gösterisi oyaladı sizleri çıkma…)
Gereğinden de fazla-saçma abartılarla-
Aldandınız yazık ki,bu yetmiyormuş gibi
Ölüleri saydınız dolaşarak sinleri!
(Ölüp de kabirlere girinceye dek belki!)
Sürdürdünüz bu işi,bu anlamsız gidişi. (…adeti/eylemi.)
Dünyalık değerlerle/geçici heveslerle
Yarışmaya kalktınız biribirlerinizle!
Siz kim olursunuz da,hangi güçle/yetkiyle
Hisse çıkartırsınız Yaradan’ın mülkünde?
(Nimeti paylaştırmak sizin göreviniz mi?)(Rızkları…yetkinizde mi?)
Öyle değil,ilerde görürsünüz elbette
Neler olacağını-bunun sonuçlarına-
Belirlenen sürenin zamanı geldiğinde (…dolduğunda)
Öğrenirsiniz burada-dünya hayatınızda- (-yeryüzü ömrünüzde.)
Yitirdikleriniz/kazanımlarınızı.
Bu olmadı,o zaman-yine vakti gelince-
Gerçeği açık/seçik öğrenirsiniz orda
Ahiret boyutunda-ölümsüzlük yurdunda.-
421
Ay,güneş karardı mı,dağlar ufalandı mı,
Uzak değil,yakında bileceksiniz sonra, (…böyle/işte)
Gerçeği-dikkat edin-yakinen kuşkusuz ki!
Vazgeçin bu sevdadan-sapkın davranışlardan-(-bu anlamsız
Uzak durun,korunun Ölümsüzlük Yurdu’nun, yarıştan-)
Özgürlüğün/sevginin/kardeşliğin/huzurun (…dinginliğin)
Yollarını kapatan,ukbanızı karartan
Her türlü sapkınlıktan,taşkın davranışlardan.
Gerçek hiç öyle değil!Kısa bakışlarınız! (…çarpık/yamuk/yetersiz..)
Ve sizin sandığınız-o yakıştırdığınız- (-yakıştırmalarınız-)
Anladığınız gibi değil iş bu kadar da!
Eğer kesin bir bilgi sahibi olsaydınız, (…sağlam/doğru…)
Gerçeği anlardınız,pişmanlık duyardınız! (..görürdünüz/nedamet..)
(Yoo,eğer bu tutkunun neye mal olduğunu
Tam olarak/hakkıyla kavramış olsaydınız,
Dünyayı cehenneme çevirdiğinizi de
Görürdünüz and olsun!Yazık,yazıklar olsun!
Düşünmeden yaşanmaz,aklınızda bulunsun!) (Düşnmeyn ölüdür…)
Diyelim ki,burada göremediniz onu
-Cehennem’i-mutlaka daha sonra ukbada
Açık/çıplak gözlerle-açılacak gözlerle- (-basiretli/perdesiz
Şekten/şüpheden uzak,açık/seçik/yakinen bakışlara-)
Elbet göreceksiniz/görebileceksiniz
Kesinlikle biliniz!Kavrulacak içiniz!
Sonra,kasem olsun ki,Rabbin size verdiği
Her türlü nimetlerden,bir fark gözetilmeden
Sorgulanacaksınız/yargılanacaksınız.
En Yüce Mahkeme’de Hakimler Hakimi’ne
Hesap vereceksiniz!Vermeyecek misiniz?
Buna inanmak haktır,inanmanın şartıdır.
-Sorumluluktan kaçmak boşuna bir çabadır.-
(Rahman’ın Kendisinden,lutfundan/kereminden
Sizlere bahşettiği ebedi nimetlerden
Vaz geçip de gafletle,eblehlik,nankörlükle,
Önlenemez bir hırsla geçici nimetlere
Yönelmeniz yüzünden,mal toplamakla geçen,
422
Paylaşmayı bilmeyen-hep kendini düşünen-
Gözü kendinden başka kimseleri görmeyen (hiçbir şeyi )
Bir ömrün hesabını nasıl vereceksiniz?
Yoksa hesap vermeye yok mu pek niyetiniz?)
TEKASÜR(102/1-8)
***
Allah,Kitab’da size-inançlı yüreklere-
Şöyle indirmiştir ki-şöyle buyurmuştur ki- (…bildirmiştir ki;)
Rabbin ayetlerinin-ölümsüz sözlerinin-
İnkar edildiğini-önemsenmediğini-
Ya da onlarla,hele eblehçe/bilinçsizce,
Bilgisizce,arsızca alay edildiğini
İşittiğiniz zaman,onlar-sapkınlar-bundan
-Bu gurur/kibir kokan sapkın tutumlarından-
Başka türden bir söze/konuya geçinceye
Ve dalıncaya kadar kafirlerle birlikte (…münkirlerle/sefihlerle…)
Oturmayın,ayrılın tez elden yanlarından. (…uzaklaşın karanlık/
(Eğer unutturacak olursa Şeytan size, ortamdan-)
-Allah’ın yardımıyla-hatırladıktan sonra …)
Yoksa sizler de onlar gibi olursunuz da,
Girersiniz ateşe onlar ile birlikte!
Yüce Allah elbette-o iki yüzlülerle-
Münafık olanlarla/kafir olanları da
Kuşkusuz Cehennem’de-kozmik ıslahevinde-
Getirecektir O Gün kolayca bir araya.
Ve sorgulayacaktır Yüce Mahkemesi’nde. (…yargılayacaktır…)
(Yalnız onları değil bizleri,herkesi de…)
NİSA(4/140)
EN’AM(6/68)
***
423
Acıyan,Bağışlayan Rabbin SAMED Adıyla
Ve Kıyamet Günü’nde-En Yüce Mahkeme’de-
“Biz bundan habersizdik-böyle bir şey bilmezdik!”
Demeyesiniz diye-insanlık halinizle-
Hiç kuşku yok ki Rabbin-Rabbiniz-hepinizin
Ademoğullarından-onların bellerinden- (…sırtlarından)
Soylarını çıkardı,kendilerine karşı
Şahit tuttu onları-onlardan ahit aldı.- (…-sözleşme imzaladı.-)
Ve dedi ki;”Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (Ve buyurdu;)
Onlar da;”Evet,buna-Tek Allah olduğuna- (…İlah…)
Şahit olduk!”dediler,onur sözü verdiler. (…ahitleştiler.)
Ya da;”Daha önce de(n) atalarımız Rabb’e (..babalarımız…)
Ortak koşmuşlardı da,biz de onlardan sonra
Gelen soylar olarak onlar izinden gittik. (…nesiller/kuşaklar…)
Batıl işleyenlerin,haksız ve boş bir düzen (Batılı icad eden…)
Kuranların yaptığı yanlış işler yüzünden
Helak edecek misin bizleri Ulu Rabbim?” (Helak mı edeceksin …ey
Dememeniz içindir,Benim yasam böyledir. Rabbimiz?)
-Sınavım çok çetindir,geçmek kolay değildir!-
Belki onlar iyice-çok kapsamlı,derince-
Düşünürler,dönerler inkardan doğru yola,
Ölümsüz Hakikat’e,tövbeler ederler de,
Mü’min olurlar diye ayetleri böylece
Ayrıntılı şekilde açıklıyoruz işte,
Bir,bir tüm zamanlara,anlaşılır biçimde.
And olsun Biz cinleri-dumansız alevleri-
(Görünen/görünmeyen iradeli varlıklar.) (..benlikler.)
Ve insan kullarımdan bir çoğunu Cehennem
İçin yaratmışızdır-konuşlandırmışızdır.-
(Onlara vücut verdik,yayarak döllendirdik.) (.vermiş/döllendirmişizdir.)
Çünkü onların kalbi-çarpan kalpleri-vardır,
Onlarla anlamazlar-hakkı kavrayamazlar-
Gözleri vardır ama,göremezler onlarla
Görülmesi gereken gerçeği ne yazık ki!
424
Kulakları da vardır-vardır olmasına ya-
Onlarla işitmezler Hakk’a çağıran sesi.
İşte onlar sapkınlar/davarlar gibidirler.
Hatta belki onlardan-birçok yönden/yönlerden
Daha da şaşkındırlar/daha aşağıdırlar.-
İşte asıl gafiller-gaflete gömülmüşler- (-aldananlar/sefihler-)
Onlardır,o bahtsızlar,yabancılaşmışlardır
Kendi kendilerine belki farkında bile
Değillerdir anlamsız ömürleri boyunca! (…amaçsız…)
A’RAF(7/172-173,179)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin REFİ’ Adıyla
Ve Allah’ın Elçisi-İncil’in tebliğcisi- (…habercisi)
Olduğunun söyleyen Meryem oğlu İsa’yı
“Öldürdük!”demeleri-yalan söylemeleri-
Yüzünden lanetledik-rahmetimizi kestik-
Onları,sapkınları-çarpık bakışlıları- (-yamuk mantıklıları.-)
Oysa ki,onlar onu-korunmuş elçimizi-
Ne öldürebildiler,ne de asabildiler.
Fakat öldürdükleri onlara İsa gibi
Gösterilen biriydi-ölmüş halde benzeri- (…yazık ki!)
Gerçi Elçi,ışıktan yoksun bakışlarına.
Kutlu Rasul hakkında ayrılığa düşenler (…ihtilafa…)
Bu dengesiz tutumdan,ters mantıktan dolayı
Yoğun bir kararsızlık/şaşkınlık/tedirginlik,
Tutarsızlık/kuşku ve panik içindedirler. (Kafa karışıklığı…)
Bu hususta bir zanna kapılmamın dışında
Hiç sağlam bilgileri/kesin bir hüccetleri
Yoktur,mümkün değildir gösterebilmeleri.
425
-Kendilerini haklı çıkarabilmeleri.-
Asla öldürmediler-bunu kabul etsinler- (…böyle bilsinler.)
Onu kesin olarak,öyle sandılar ancak!
Bilakis Allah onu-kutlu,seçkin kulunu-
Kendi yüce nezdine kaldırmıştır sevgiyle.
-Katına yüceltmiştir lutfuyla/keremiyle.-
Allah izzet ve hikmet sahibidir,merhamet
Gösteren kullarına-cümle yaratılmışa…-
(Mutlak üstün olandır,aşkındır,en yücedir.
Her işinde bilgece verdiği hükümlerde
Tam isabet kaydeder,kusursuz/mükemmeldir.)
-Doğru geldikten,gerçek belli olduktan sonra
Yanlışta bile,bile bencillikle/kibirle
Direnmek,ısrar etmek inançsızlık aklıdır,
Kafirlik mantığıdır,yanlıştır,zararlıdır.
Mümkün olsa onlara anlatabilmek bunu!-
NİSA(4/157-158)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUNTAKIM Adıyla
Şüphesiz münafıklar sözde kalkışıyorlar (…iki yüzlüler…)
Rabb’e oyun etmeye,bakın şunlara hele!
-Bin bir yüzlü,kendinden habersiz densizlere!- (…kendini
O’nu aldatmak için düzenler kuruyorlar bilmezlere!)
Bir avuç beyinleri,savruk akıllarıyla!
Oysa Allah onların-o bahtsız sapkınların- (…nasipsiz/talihsiz…)
Bütün oyunlarını-karanlık planlarını-
Bozmaktadır,sorumsuz/akılsız başlarına
Geçirivermektedir,çevirivermektedir…
-Ah,onlar bunun bile farkında değillerdir.-
Aldatmaya kalkanlar aslında aldatırlar
426
Kendi kendilerini-şişmiş benliklerini- (…egolarını.)
Onlar namaz kılmaya kalktıkları sırada
Üşenerek kalkarlar,lakayd,saygısızdırlar
Allah’ın Huzuru’nda-rukular/kıyamlarda.-
Bu yolda insanlara hep gösteriş yaparlar.
(Toplumsal bir statüdür belki aradıkları! (…düşündükleri/
Sosyal aktiviteler olunca öndedirler, hedefleri/niyetleri…)
Ama bu konuda da samimi değildirler…)
Allah’ı da oldukça az,gönülsüz anarlar.
Bunların arasında-aykırı kutuplarda-
(İmanla/imansızlık/aydınlıkla/karanlık,
Bir alaca aydınlık/bir alaca karanlık…)
Kuşaklarda eğleşir,bocalayıp dururlar. (…yalpalayıp…)
Ne onlardan tarafa,ne bunlardan tarafa
Olup bağlanamazlar,ikisi arasında
Şaşkın/ürkek/tedirgin dolaşırlar dururlar.
-Yani iki arada,bir derede kalırlar…-
(Hiçbir taraf olmamak,ya da her taraf olmak
Hiçbir şey olmamaktır ve bertaraf olmaktır.
Sürünmek/silinmektir,insanlıktan çıkmaktır.)
Allah’ın şaşırttığı-yolundan saptırdığı-
-Kendi tercihi ile baş başa bıraktığı.- (…seçimleriyle…)
Kimseye asla çıkar bir yol bulamazsın ki,
Güneş yürekli Elçi,çağlar üstü tebliğci.
(O’nun,sapıklığını-kibrini/inadını-
Onaylamış olduğu kimse(ler) için asla (Tescil ettikten sonra…
Bulamazsın ey Nebi,bir çıkış yolu artık! hiç kimse…)
-Ey mü’minler /kardeşler/bu hitap bizlere de!-
Varacakları son yer bellidir kuşku yok ki!)(…and olsun ki!)
(Müslümanlık maskedir meymenetsiz yüzünde.(….maskesi
Maskesiz suratını görebilen tiksinir, durmuyor suratında.)
Malumatfuruşluğun kristalden kulesidir.
Maddi çıkarlar için her yola baş vurandır,
(Her yolu deneyendir/yapmayacağı yoktur!)
Megalomanlığına kim toz kondurabilir?
Meydanı boş bulunca baş pehlivan kesilir,
427
Madrabazlık üstüne destanlar yazabilir? (Martavallık…)
Ürkektir,kuşkuludur,sinsidir,tedirgindir, (…korkaktır…)
Üzülür müslümana hayır verildiğinde .(…bir kimseye/nimet…)
Üzerini örtmeye çalıştığı gerçektir,
Üstünlük taslayacak kadar aşağılıktır. (…alçaktır.)
Ütopik dünyasında gerçekten bir iz yoktur,
Ünün/lüksün/gururun azatsız tutsağıdır,
Üstü kapaklı işler çevirmek mesleğidir!
Nezakette nadanlar su dökemez eline,
Ne göründüğü gibi,ne olduğu gibidir,
Nemelazımcılığın soluksuz atletidir, (…rakipsiz…)
Nefsinin tutsağıdır/kuludur/bendesidir…
Şerbeti nabza göre verirken pek cömerttir!
Nankördür,içtensizdir,içten pazarlıklıdır,
Ne kokar,ne bulaşır,nemmamdır,müstağnidir!
Akıllı ahmaklığın en güzel örneğidir, (…en çarpıcı tipidir,)
Allah’ı aldatmaya yeltenen mankafadır. (…aldatandır.)
Ağırlığınca altın verilse de yoksuldur, (…kazansa da…)
Atlaslara bürünmüş kalastır,kerestedir…
Ağılıdır yüreği,dili baldır/şekerdir!
Ağzı iyi laf yapan yalan makinesidir.
Ateş’in en aşağı tabakası yurdudur.
Fitnede/fesatlıkta ustadır,hünerlidir,
Fırsat buldukça yılan/akrep/kırkayak olur,
Foyasının ortaya çıkmasından gocunur…
Fasıktır,çok kıskançtır,umutsuzdur,mutsuzdur…
Faydası bir kiloysa,zararı bin bir tondur.
Fikir çilesi nedir bilmeyen fikirsizdir,
Fis-kos salatasının tuzudur/biberidir…(…sofralarının…)
Işıksız yüreğinin konuğu ifritlerdir,
Işıktan korkan,kaçan yarasadır,vampirdir.
Iğrıp çevirmek için bin bir düzen kurandır. (…oyun…)
Isırırken dişleri incileşir,gülleşir!
Ivır/zıvır işlerin tetikleyicisidir, (…düzenleyicisidir,)
Islah edeyim derken karıştıran,yıkandır. (…allak/bullak edendir.)
Iğıl,ığıl akan bir yer altı lav nehridir…
428
Kibirde/gösterişte/riyada rakipsizdir,
Kuyusunu kendisi kazan bir kadavradır.
Kartalla yarışmaya kalkan bir köstebektir.
Kolaycılığı,hazzı onura yeğleyendir…(…çileye…)
Kara cahilliğini irfan/bilgelik sanır.(..cahildir ama kendini aydın..)
Kübik karikatürün şaheser tablosudur. (…bir türüdür,)
Kendini bilmezliğin kendini bilmezidir…!)
-İşte münafık denen karanlık tip böyledir!- (…benlik budur!)
NİSA(4/142-143)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin SELAM Adıyla
İnsanlar arasında inançlı yüreklere (…içersinde…)
-Ey gönülden inanan Müslümanlar sizlere!-
Düşmanlık bakımından-ne umarlar ki bundan!- (…anlarlar…)
En şiddetli olarak-en arzulu olarak- (…coşkulu…)
Ben-i İsrail ile-Yahudileşenlerle-
Şirk/ortak koşanları bulacaksın Allah’a. (…bulursunuz…)
Onların içersinde sevgi bakımındansa, (…da,)
En yakın olanları-en yakın olarak da-
“Bizler Nasranileriz,İsa’nın izindeyiz!”
Diyenleri bulursun ey Rasul’üm and olsun! (…sevgili…)
(Ey Muhammed Ümmeti,bu hitap bizlere de.
Kim dost,kim düşman bakın,aklımızda bulunsun!)
Çünkü aralarında-uygar toplumlarında-
Rahipler ve keşişler-Allah’a adanmışlar-
Vardır ki,onlar asla Hakkı kabul yolunda
Büyüklük taslamazlar,doğrudan ayrılmazlar. (…yanadırlar.)
Rasul’e-tenezzülen-göklerden indirilen
Mesaj’ı duydukları-mühürsüz kulakları-
Zaman gerçeğe olan aşinalıklarından,
Yakınlıktan dolayı görürsün gözlerinden
-İçtenlikle inanan yüreklerinden gelen-
429
Yaşlar boşandığını/duygulandıklarını. (…çağladığını…)
Derler ki;”Ey Rabbimiz!Tek gerçek Efendimiz!
İnandık,iman ettik,Seni Tek İlah bildik.
Bizi hakka/gerçeğe tanıklık edenlerle
Birlikte yaz deftere-ömür sicilimize-
Bize ne oluyor ki,Rabbimizin bizleri
İyiler/erdemliler/öncüler arasına
Katmasını beklerken-inanırken,umarken-
Bütün varlığımızla,candan inancımızla,(…imanımızla,)
Niçin Yüce Allah’a-Ölümsüz Yaradan’a-
Kulak vermeyelim ki,iman etmeyelim ki!”
Bu söylediklerine-dosdoğru sözlerine-
İçten inançlarına karşılık Rab onlara
İçinde sonsuza dek konaklamak üzere
Altlarından ırmaklar-misk kokulu pınarlar-
Akan cennetlerini-mevsimsiz bahçeleri-
Verdi limitsiz nimet,büyük ödül olarak…
Güzel hareket eden kimselerin gerçekten
Ödülü işte budur,dinginliktir,onurdur, (Göreceği karşılık…)
Özgürlüktür,vuslattır,sonsuz bir mutluluktur.
Hakkı inkar edip de-üzerini örtüp de-
O küfre saplananlar,çıkmaz yola girenler (…küfüre sapanlar/
Ve ayetlerimizi-bengi sözlerimizi- dalanlar…)
Yalanlayanlar-ya da küçümseyenler-var ya,
Talihsizce/eblehçe/nankörce/edebsizce,
İşte onlar-o bahtsız talihsizler-için de (..içinde…)
Sonsuza dek kalmaya/tümden unutulmaya,
Rahmetten dışlanmaya/Huzur’dan kovulmaya
Layık görüldükleri-konuk edildikleri- (…ağırlanacakları)
Cehennem ehlidirler,ateş yaranıdırlar .(…konuğudurlar!)
(Var mıdır onlar için bundan daha uygun yer?)
MAİDE(5/82-86)
***
430
Acyan Bağışlayan Rabbin HALIK Adıyla
(Ey bahtsız inançsızlar!)Göklerde/yeryüzünde
Kim/kimler/neler varsa O’ndan ister yalnızca.
O’na muhtaç hepsi de-En Zengin/En Cömert’e-
O “her an” evren(ler)de,”her an” başka bir işde.
-Atomdan/galaksiye/ak/kara deliklere,
Sonsuz koordinatlı/sonsuz yüzeylerinde…-
“Her an”bir iş başında,her işe,her oluşa
Değişmez müdahildir,tasarruf etmektedir. (…Ortaksız…edicidir.)
Bir ölçü içersinde bir kader çizmektedir.
Kesiksiz bir yaratma/yenilenme-”şeen”le-
Tecelli halindedir-her şey değişmektedir-
Her şey yenilenmekte/her şey gelişmektedir.
(İnsanın “insan” gibi yaşaması kaderdir.)
O halde Rabbinizin-Yüceler Yücesi’nin-
(Dareyn güvencenizin/velinimetinizin.)
Sonsuz nimetlerinden hangilerini,neden (…hangi birini…)
Yalan sayarsınız ki,sayabilirsiniz ki?
-Neden vaz geçmezsiniz kibirden/bencillikten?-
(Bu nankörlükten başka bir şey olabilir mi?
İnsanın onuruna/özgürlük alanına
Karşı yapılan büyük bir haksızlık değil mi?
RAHMAN(55/29)
***
431
Acıyan,Bağışlayan Rabbin FATIR Adıyla
Hamd,gökleri ve yeri-arasındakileri-
“Ak nokta”dan yaratan,düzenleyen,donatan
Işığı/karanlığı/acıyı/yalnızlığı,
Ölümü ve dirimi/sevgiyi ve nefreti
(Çift kutuplu olarak belirleyen her şeyi…)
Var eden Tek Allah’a mahsustur kuşkusuz ki!
Bunca ayet/mucize ve delillerden sonra
Tevhid hakikatini inkar edenler hala
Putlaştırdıklarını-sanal ilahlarını- (…tanrılarını-)
Putları Rableriyle denk tutabiliyorlar! (…Rablerine…)
Şeytan’ın tuzağına,sinsi oyunlarına
Düştüklerini nasıl,nasıl anlamıyorlar, (…göremiyorlar,)
Bahtsız üstü bahtsızlar nasıl savruluyorlar!?
Sizleri bir çamurdan-saf balçıktan-yaratan
Ölüm zamanınızı-ömür sınırınızı- (…ecel…)
O’dur takdir eden de,ancak vakti gelince
Uygulamaya koyan süre sona erince.
Bir de O’nun Katında belirlenmiş bir ecel (…kader)
Vardır her şey hakkında sonsuz planlar/projeler
Sırasını bekleyen uygulanmak üzere (…zamanı geldiğinde…)
Limitsiz bilgeliği,sınırsız kudretiyle.
Ve Kıyamet Saati-Evren(ler)in eceli…-
Sonra da kalkıp hala bir avuç aklınızla
Kuşku duyuyorsunuz,şüphe ediyorsunuz (…ahkam kesiyorsunuz.)
O’nun ululuğundan,yoksa kulluğunuzdan
Utanıyor musunuz,utanmıyor musunuz?
(Düşünmüyor musunuz,akletmiyor musunuz,
Hepimiz çıkacağız Yüce Yargılama’ya.)
EN’AM(6/1-2)
***
432
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUSAVVİR Adıyla
(İnansan/inanmasan ey ademoğlu dinle!)
Biz her şeyi dengeli bir ölçüyle/kaderle,
Düzgün/yerli yerinde,kusursuz bir biçimde
Yarattık şüphesiz ki,iç/dış dinamikleri,
Şaşmaz dengeleriyle/afakı/enfüsüyle.
(Ey insanlar!Sizler de uyun bu dengelere.)
Yoksa başınız dertten kurtulmaz and olsun ki!
(Kazmayın kuyunuzu kendi ellerinizle.)
Kararlı,sapasağlam kurulmuş dengeleri
Bozulan insanların-doğanın/canlıların...
Ne hale geldikleri-pul,pul dökülüşleri-
İşte gözler önünde,her an/her dem gündemde…
Akletmiyor musunuz,göremiyor musunuz
Niçin söyleseniz e?Hele düşünseniz e!
Mutlu olamıyoruz,mutlu edemiyoruz…!
Rabbin buyruklarına-kozmik yasalarına-
Uymadığımız süre mümkün değildir asla
Mutlu olabilmemiz,mutlu edebilmemiz!
Niçin verilmiş bize sınırlı irademiz? (…özgür/hür…)
Onu doğru/yerinde kullanamazsak eğer,
Mümkün olur mu güzel/iyi ömür sürmemiz
O’nun iradesiyle örtüşmüyorsa eğer
Bizim cüzi/sınırlı/bağımsız irademiz?
Kim Allah’tan korkarsa,O’na karşı gelmezse, (…çekinir/utanır…)
Sorumluluklarının bilincine ererse, (…varırsa,)
Allah ona bir çıkış,sonsuzluğa yöneliş (…açılış..)
Yolunu açıverir,hidayete erdirir.
-Güzel bir kader yazar,özel ilgi gösterir.-
Ona beklemediği,hiç hesap etmediği,
Aklına/hayaline gelmeyen sebeplerle
Bir yerden rızık verir,O zengindir/cömerttir.
Kim Rabbe güvenirse-inanır/dayanırsa-
Artık O yeter ona her iki dünyada da.
433
-O’ndan güçlü kim vardır,O’ndan iyi,şefkatli?-
Hiç kuşkusuz ki Allah,-gücü sınırsız Kadir.-
Emrini/dileğini,her murad ettiğini
Hiçbir güçlük çekmeden yerine getirendir.
Amacına kolayca-şanına yaraşırca-
Ulaştırabilendir,eriştirebilendir
Dilediği kimseyi,dilediği zamanda. (…bir işi…)
(O’nun emri her zaman bulur tam hedefini.)
(O)her şey için(en)uygun bir ölçüyü ortaya
Koymuş,belirlemiştir,kader tayin etmiştir.
Bizim emrimiz ancak bir defadır,değişmez, (O’nun buyruğu…)
Önlenmez,gerilemez,asla engellenemez!
Bir göz açıp,kapamak-bir anlık bakış gibi-
Kadarlık bir zamanda çıkıverir ortaya. (Çok kısa…)
Hiçbir güç önleyemez ya da etkileyemez
Bunu hiç kuşkusuz ki!-Kimin gücü yeter ki?-
Bunu bildikten sonra ve inandıktan sonra
İsyan eder mi insan,üç karışlık boyundan,
Bir avuçluk aklından,bomboş avuçlarından
Büyük işler yapmaya,sınırları aşmaya
Kalkışır,girişir mi-hiç haddini bilmez mi?-
O’nun buyruklarına kim en çok uyuyorsa, (…içten…)
Koyduğu “ölçüler”e saygı gösteriyorsa,
-Kurduğu “dengeler”e bir zarar vermiyorsa,
İşte en doğru seçim o olur onun için.
Artık onun hakkıdır mutlu ve özgür olmak…
Yüce Yaratıcı’nın mutlak yasalarına
Razı olmaktır kader,sınırı aşmamaktır,
Sınırsız kudretini hakça kabullenmektir. (…teslim etmektir.)
En doğru/en yararlı neyse onu yapmaktır,
Fıtratını bozmadan/köreltmeden yaşamak…
KAMER(54/49-50)
TALAK(65/2-3)
***
434
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
(Ey bireyler/toplumlar/insanlık ailesi!)
Sizler sınırı aşan,aşırı giden,azan
-Kendini bilmezliğin tuğyanına kapılan.- (…burgacında çırpınan-)
Ölümsüz değerleri/evrensel ilkeleri
-Yeryüzünü/evreni kuşatan ayetleri…-
Hoyratça/bilgisizce/nankörce/bilinçsizce (…edepsizce)
Çarçur eden/harcayan,tüm dengeleri bozan
Toplumlarsınız diye sizi,derin/hikmetli/yüce (Bireylersiniz…)
Kur’an’la uyarmaktan-ışığa çağırmaktan- (Vahiyle…)
Vaz mı geçelim yani,açın yüreğinizi (…şimdi…)
Sonsuz iyiliklere,sonsuz güzelliklere…
“İnsan” olduğunuzu hatırlayın bir sefer! (…insanca!)
Sizden daha önceden gelen nesillere de (…kuşaklara da)
Nice kutlu elçiler,önderler,peygamberler
Göndermiştik deliller/apaçık mucizeler
Buyruklar/uyarılar/ümitler/müjdelerle…
(Bu uyarıcı vahyi sizden yoksa geri mi
Çekelim beyinsizler/nankörler/nasipsizler
Verdiğimiz en büyük nimet odur oysa ki!)
ZUHRUF(43/5-6)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞAFUR Adıyla
Büyük,Yüce Allah’ı-Tek Ölümsüz İlah’ı-
Ve peygamberlerini-kutlu elçilerini-
Tanımayan bahtsızlar-inkar eden sapkınlar-
İnanma hususunda-samimiyet babında- (-iyi niyet…)
Ölümsüz Allah ile güzel elçilerini (…sadık…)
Birbirinden ayırmak-ayrımcılık yaparak;-
435
“Onların bir kısmına inanır,bazısına (…bir kısmına)
İnanmayız!”diyenler-dengesiz/kararsızlar-
İkisi arasında-inanmak/inanmamak- (İki yön…)
Yok mu o bir yol tutmak-yürüdüğünü sanmak- (..tutan..sanan…)
İsteyen yüreksizler/imansızlar/ürkekler (…korkaklar…)
İşte gerçek kafirler-gerçeği örtücüler- (…münkirler…)
Bunlar,bu sapkınlardır.Biz hazırlamışızdır
Elbet o kafirlere-kendini bilmezlere-
-Timsah beyinlilere/bahtsız nasipsizlere-
Alçaltıcı bir azap,azalmaz bir meskenet,
Utanç/zillet/ızdırap/onursuzluk/nedamet!
Acıyan,Bağışlayan Tek Ölümsüz Allah’a
Ve peygamberlerine-temiz elçilerine-
İman eden,onlardan birini,diğerinden
Ayırmayanlar var ya,inanarak yürekten,
İşte Allah onlara-zamanı geldiğinde-
Bir Gün andaçlarını-has armağanlarını- (…hediyelerini)
Kuşkusuz verecektir,o,zengindir/cömerttir.
Allah,çok bağışlayan/bağışlamayı seven
Ve çok esirgeyendir,günahları örtendir.
(Çünkü Allah tarifsiz bir bağışlayıcıdır,
Sonsuz/eşsiz/benzersiz merhamet kaynağıdır.)
NİSA(4/150-152)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAK Adıyla
“And olsun Biz Kur’an’ı-Kitaplar Anası’nı-
Okunsun,anlaşılsın,öğüt/ibret alınsın
-Hikmetli ilkeleri özümsensin/yaşansın- (Evrensel…
Diye kolaylaştırdık-onu bir kandil kıldık.- (…çerağ…)
(Üzerinde düşünmek,hakikati anla(t)mak)
İçin derin,anlamlı,anlaşılır,ışıklı
Açık bir dille yazdık,gözler önüne yaydık. (…serdik.)
Öğüt alan yok mudur/ibret alan yok mudur?”
436
(Fakat düşünen var mı,ibret/ders alan var mı?)
“And olsun Biz Kur’an’ı-Çağlar üstü Kelam’ı- (Mesaj’ı/Hitab’ı…)
Öğüt/ders/ibret almak,-çağları aydınlatmak-
İçin kolaylaştırdık,onu bir rehber kıldık.
O halde düşünüp de daha derinliğine,
Daha çaplı/kapsamlı/çok boyutlu/anlamlı,
Bir ibret alan yok mu,öğüt alan yok mudur?”
(Fakat düşünen mi var,ders/öğüt alan mı var?)
Görene/işitene/kalbiyle akledene
Ulaşmaz mı Rezzak’ın lütfettiği rızıklar?)
KAMER(54/17,22,32,40)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
Biz eğer bu Kur’an’ı-Çağlar üstü Kelam’ı-
Bir dağın üzerine/sinesine/böğrüne (…kalbine…)
İndirseydik doğrudan doğruya Katımızdan,
Kuşkusuz ki sen(siz)onun Allah’a saygısından
(Eriten kudretinden/esriten sevgisinden…)
Dolayı boyun eğmiş-teslim olmuş-bir halde
Görürdün şerha/şerha yarılarak o anda
Un/ufak olduğunu yere serildiğini…(Toz/duman…nasıl eridiğini.)
Biz,bu tür ayetleri-çarpıcı örnekleri-
Belki düşünürler de/tefekkür ederler de,
İbret alırlar diye gösteriyoruz işte
Çağlardır insanlara,koyuyoruz ortaya,
Olanca ihtişamı,olanca coşkusuyla. (…yalınlığı/açıklığı…)
(Yok mudur öğüt alan,nerede ibret alan? )(Var mıdır…)
-Dağları parçalayan,eriten vahiy-Kur’an-
Titretmez mi ey insan senin taşlaşmış olan
Kalbinin tellerini/canının iliğini?-
(Ey taşlaşmış kadavra,yaşadığını sanma!
Başka ne olabilir Işık’tan yoksun kalan?)
HAŞR(59/21)
***
437
Acıyan Bağışlayan Rabbin REZZAK Adıyla
Ey siz inançlı ruhlar!Allah’ın size helal
Kılmış olduğu iyi/temiz/güzel şeyleri
Siz nefislerinize-kendi düşüncenize- (…tercihinize/seçiminize-)
Göre haram kılmayın-ve sınırı aşmayın.-(…sınırları...)
Her şeyde orta yolu yeğleyin/uygulayın.
Allah sevmez sınırı aşanları,aşırı
Giden beyinsizleri/kendini bilmezleri.
Allah’ın size helal-çok değildir haramlar.-
Ve temiz olaraktan verdiği rızıklardan (…bahşettiği rızklardan…)
(Hem maddi,hem manevi temiz olanlarından…)
Yararlanın mü’mince,yiyin/için,paylaşın.
İnanmış olduğunuz,-halis kul olduğunuz-
-Dünyada/ahirette O’dur tek umudumuz..- (…güvencemiz…)
O Yücelerden Yüce,O Bilgelerden Bilge
Ulu Allah’tan korkun,O’na saygılı olun! (…haşyet duyun…)
Bilincini kuşanın sorumluluğunuzun,
Haddi aşmayın,haram yemekten uzak durun!
(Budur Allah’ın sizden istedikleri uyun!
Dünyada/ahirette özgürlük sizin olsun!) (…mutluluk…)
MAİDE(5/87-88)
***
Ateş’e layık olan Cehennem ehli ile,
Cennet’ e layık olan Cennet ehli elbette
Bir olmaz-nasıl olur-konmaz aynı kefeye. (..hiç olur mu-)
Cennetlikler sevinçle bütün isteklerine
Sınırsız,eksilmeyen Cennet nimetlerine (…tükenmeyen…)
(En büyük nimet olan “Allah’ın rızası”na)
Erişen kimselerdir,gerçek talihlilerdir.
438
Korkudan/mutsuzluktan/bütün tasalarından,
Bitmeyecek sanılan derin acılarından
Kurtulup,başarıya,sonsuz bir mutluluğa
Ulaşan iyilerdir,samimi mü’minlerdir.(..katıksız/erdemli benliklerdir.)
(Ömürleri boyunca Rabbin buyruklarına (…yasalarına)
Kimler kayıtsız şartsız uymuş,teslim olmuşsa,
Bunun karşılığını kuşkusuz görecektir.)
HAŞR(59/20)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHİTAdıyla
Ey siz iman edenler!-Nebülöz yürekliler!(…dolunay…)
Sizlerden kim dininden dönerse bilmeli ki,
Allah sonsuz gücüyle-zaman içinde-yine
Kendisinin seçtiği,beğendiği,sevdiği
Ve Kendisini seven,inanan,güven duyan,
İnananlara karşı alçakgönüllü,müşfik, (Kardeşlerine…)
İnançsızlara karşı onurlu,başları dik , (…tavizsiz/ödünsüz…)
Güçlü,zorlu,vakarlı bir toplumu sil baştan (…çetin…)
Geri getirebilir,yaratabilir,onlar
Yüce Allah yolunda canları,mallarıyla
Yiğitçe savaşırlar,didinir,çabalarlar.
(İyi niyetlerini gösterirler her zaman.) (…gerçekten.)
Hiçbir kınayıcının-prangalanmış ruhların-
-Azgın tutkularının tutsağı olmuşların.-
Hiçbir kınamasına aldırmazlar,korkmazlar
Kimsenin alayından,hiçbir kınamasından.
-İnananlar güçlükler karşısında yılmazlar,
Daha bir bilenirler,daha bir güçlenirler.-
Rabbin dilediğine-O’ndan dileyenlere-
Vermeyi dilediği/verdiği bir lutuftur(…lutfudur )
Bu,hayırdır,onurdur,seçkinliktir,uğurdur.
439
Allah’ın lutfu/ilmi/keremi/cömertliği
Geniştir,sınırsızdır,evrenleri sarmıştır…(…her şeyi kuşatmıştır.)
Allah,yaratılışı,cümle mükevvenatı (…bütünüyle varlığı)
Genişletir,kuşatır,korur,sarar,sarmalar.
O Bilen’dir,Gören’dir İşiten’dir her şeyi.
Tüm ayrıntılarıyla,bütün boyutlarıyla. (…koordinatlarıyla.)
(O’nun merhametine sığınalım kardeşler!)
MAİDE(5/54)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VEKİL Adıyla
(Ey insanlar,ey çağlar,ey zamanlar/mekanlar!
İnsanlık ailesi!Dinleyin sözlerimi!)
Rasul size Allah’tan-Rabbiniz Yaradan’dan-
Getirmiştir gerçeği-Ölümsüz Hakikat’i.-
Kuşku duymayın bundan-halis imanınızdan-
Şu halde sizler kendi iyiliğiniz için
İnanın,iman edin kurtuluşunuz için (..ögürlüğünüz/mutluluğunuz)
Açın yüreğinizi sevgiye,iyiliğe,
Barışa,kardeşliğe,her türlü güzelliğe,
En katıksız,en kesin,doğru,sağlam bilgiye.
Yok,mutlak hakikate eğer inanmazsanız,
Zararı kendinize dokunur anlayınız!
Göklerde ve yerlerde her ne varsa şüphesiz
Hepsi Tek Allah’ındır,hiç düşünmez misiniz? (Hepsi de…)
O’nun hiçbir şekilde bizim inancımıza,
İbadetlerimize ihtiyacı mı vardır? (…bir….yoktur!)
Allah,engin bir ilmin-limitsiz bir bilginin-
Hikmetin,yüceliğin,benzersiz bilgeliğin (…rakipsiz…)
Tükenmez kaynağıdır,debisiz pınarıdır. (…çavlanıdır.)
Bütün detaylarıyla-O her şeyi Bilen’dir.
Her işinde/hükmünde adildir,mükemmeldir,(…kusursuzdur…)
Tam isabet kaydeden Hakimler Hakimi’dir.
440
Ey Ehl-i Kitab sizler,-düşüncesiz beyinler!-
Şımarık,bencil,arsız,zalim mütekebbirler,
Dininizde aşırı gitmeyin,dengeleyin!
(Akidenizde haddi aşmayın,direnmeyin!)
(…toparlanın/sapıtmayın/bilinçlenin)
Orta yolu yol tutun,Bir Allah’ın hakkında
Gerçekten başkasını-başkasının adını-
Söylemeyin haksızca,çıkarmayın ön plana. (..arsızca/edepsizlik etmeyin)
Yalnız hakkı söyleyin-yalancılık etmeyin! (…yalancılığı brakın!)
Meryem oğlu İsa da-yarattığı kulu da-
Allah’ın elçisidir ancak,bir ilah değil!
O Allah’ın Meryem’e-Melek Cebrail ile-
Ulaştırmış olduğu “kün/ol!”kelimesinin
Yankısı,eseridir,O’ndan bir ruhtur,erktir.
(Rengidir/kokusudur/can veren nefesidir.) (…soluğudur…)
Şu halde Tek Allah’a-Ölümsüz Yaradan’a-
Ve peygamberlerine-kutlu elçilerine-
İnanın/iman edin;”Tanrı üçtür!”demeyin.
Sizin için hayırlı,doğru,iyi,yararlı
Olmak üzere bundan-bu görüşten-vaz geçin!
Ancak Tek Bir Allah’tır Allah,ortağı yoktur,
O,çocuğu olmaktan münezzehtir/uzaktır. (…beridir.)
Göklerde ve yerlerde-olan-her şey O’nundur.
(Her şey O’na aittir,hem Muris hem Varis’tir.)
Vekil olarak Allah,koruyucu,güvenli,
Tek bengi gerçek İlah,en büyük otorite
Yeterlidir herkese ilmiyle/kudretiyle,
Ölümsüz Varlığıyla gücüyle,bilgisiyle.
Ne İsa Mesih ne de Allah’a yakın olan
Melekler,latif ruhlar-ışığa gark olmuşlar-
O’nun kulu olmaktan-O’nu her an anmaktan-
O’na boyun eğmekten,sevmekten/güvenmekten
Sanmayın geri kalır-asla geri kalmazlar.-
Bundan onur duyarlar,mutlu,özgür olurlar.
Yaradan’a kulluktan-Tek İlah tanımaktan-
Çekinen,büyüklenen,bencilce böbürlenen
Kimselerin hepsini-ak/kara cümlesini-
441
Allah toplayacaktır ve hesap soracaktır
Huzuru(n)da yakında-zamanı geldiğinde-
Hayat safhalarından-yapıp ettiklerinden-
Divan kurulduğunda Büyük Yargılama’da.
(Rabbimiz!Yüzümüzü ak çıkar Divan’ında.)
NİSA(4/170-172)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VEHHAB Adyla
(Ey Muhammed,ey Nebi,seçtiğim kutlu Elçi!
Ey mü’minler/insanlar sizler de dinleyiniz!)(…kulak veriniz!)
De ki;”Siz ne dersiniz-bana haber veriniz.-
Allah işitmenizi keser,gözlerinizi (n)
Kör eder,sönerse fer,inançsız kalpleriniz (Ferini söndürürse,…)
Üzerini de eğer örterse/mühürlerse,
Allah’tan başka hangi tanrı bunları geri
Getirebilir size,niçin susuyorsunuz?
Bak,nasıl delilleri/apaçık hüccetleri
Bir,bir açıklıyoruz,ortaya koyuyoruz
Bütün detaylarıyla/koordinatlarıyla. (…boyutlarıyla.)
Onlar,o inkarcılar-bahtsız üstü bahtsızlar-
Hala mutlak gerçekten-sevgiden/adaletten,
Barıştan,hoşgörüden,şefkatten,merhametten (…dürüstlükten)
Önbilgisiz,haksızca,katı bir ön yargıyla
Sırt/yüz çeviriyorlar,hala diretiyorlar…
(Bu nasıl bir inattır,kendini bilmezliktir, (…beğenmektir,)
Nasıl bir nankörlüktür,bencilliktir,kibirdir.)
EN’AM(6/46)
***
442
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HABİR Adıyla
Gaybın anahtarları-ya da hazineleri-
Allah’ın yanındadır,muhteşem Katındadır.
O’ndan başkası bilmez ve tasarruf edemez
Yön veremez,hiçbir güç asla denetleyemez.
(Onu başkası değil yalnızca Allah bilir.)
O karada/sularda-yerlerde ve göklerde- (…evrenlerde-)
Ne varsa tümden bilir-her şeyden haberlidir.-
Onun ilmi/bilgisi dışında bir yaprak düşmez. (…bile…)
Yerin derinlikleri-toprağın bağrındaki-
İçindeki daneyi-onun içindekini-
Bile O görür,bilir-bilgisi limitsizdir-
Yaş/kuru/beyaz/kara neler var,neler yoksa
Her şeyi açıklayan,içinde barındıran,
Hiçbir boşluk brakmayan-bir şeyi atlamayan-
O yüce Kitab’tadır,bir kayıt altındadır.
-Korunmuş Sayfalar’da-Yüce Levh-i Mahfuz’da.-
Hiç,hiçbir şey yoktur ki,apaçık yasasına
Dahil olmasın O’nun,-Yüceler Yücesi’nin-
-Hakimler Hakimi’nin,Bilgeler Bilgesi’nin.-
Her haberin aslında-bir yerde bir zamanda-
(Belirlenmiş konumda/kaydedilmiş boyutta.)
Kararlaştırıldığı bir yeri/bir zamanı
(Oluş şekli/süreci/sebep/sonuç dengesi…) (…dizisi…)
Ve gerçekleşeceği vardır hiç kuşkusuz ki! (…gerçekleşme anı…)
Bunu yakın zamanda bütün boyutlarıyla
Görüp bileceksiniz,anlayacaksınız siz,
-Ey inanan yürekler-inanmayan münkirler!
Kıyamet koptuğunda Divan kurulduğunda.-
Ama artık iş işten geçmiş olacaktır ki,
Fayda vermeyecektir pişmanlıklar,tövbeler!
(Ne geri dönüş vardır,ne bir yardım edecek.
Herkes yaptıklarını karşısında görecek!
Her nefis Duruşma’da tek,tek hesap verecek!)
EN’AM(6/59,67)
***
443
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ŞEHİD Adıyla
Ey Muhammed Mustafa!-Peygamber oluşuna-
“Senin elçiliğine şahit yok!”diyenlere,
-Mekke’li müşriklere-ve bütün münkirlere-
Ey Son Peygamber,de ki;”Hangi söz şahadetçe
En büyük tek gerçektir,en büyük şahit kimdir?”
De ki;”Son hak peygamber bulunduğuma dair
Benimle aranızda Yüce Allah şahittir.”
-Bu yeterli değil mi?İnanmıyorsunuz ki? (İnanmıyor musunuz?)
“Bu Kitab-Kur’an-bana ve kime ulaşırsa,
Kendisiyle sizleri-ulaştığı herkesi-
Onu uyarmam için-Hakka çağırmam için-
Vahyolundu nezdinden Allah’ın dönem,dönem. (İndirildi…)
Siz Ulu Allah ile-O’nun yanında başka
Tanrılar olduğuna gerçekten şahitlik mi
Ediyorsunuz yoksa?De ki;”Ben buna asla
Şahitlik etmem bilin!Yemin edebilirim. (Onay veremem size.)
(Vahiy/Mesaj sizlere ulaştığına göre;)
“Haydi,şimdi söyleyin,hakkı dile getirin!
O,ancak Bir Allah’tır-Tek Ölümsüz İlah’tır.-
(Kullarına sayısız kapıları açandır…)
Ben ortak koştuğunuz,-O’na denk tuttuğunuz-
Peşinden koştuğunuz/kul/köle olduğunuz.-
Şeylerden/idollerden/putlardan/simgelerden
Uzağım-kesinlikle-uzağım!” de onlara,
O bahtsız sapkınlara-inatçı mağrurlara.-
(O yakıştırdığınız şeylerle/sanemlerle-
Hiçbir bağım,ilişkim yoktur, olamaz asla!)
Gerçeği(n) bile göz ardı edenlere, (…üstünü örtenlere,)
(Ah,hiç mi düşünmezler,tefekkür etmezler mi,
Kıyamet koptuğunda,Divan kurulduğunda
Kendini bilmezlerin ne olacak halleri?)
-Görmesin kendisini kimse dev aynasında,
Her şey tersine döner,alt üst olur bir anda.-
EN’AM(6/19)
***
444
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HALIK Adıyla
Onlar-münkir benciller-belki bir yardımları (…-bencil münkirler-)
Dokunur umuduyla-korkunç bir ahmaklıkla-
Allah’tan-Tek Ölümsüz İlah’tan-başkasını (..larını)
İlahlar edindiler-haksızlık/zulmettiler-
Kendi kendilerine,arsız benliklerine.
Beklenen sonuç geldi-helak olup gittiler.
(Kazdıkları müşriklik kuyusuna düştüler!)
O putların onlara yardım etmeye oysa
Güçleri yetmez asla-ah,bilmezler nasıl da!-
O putperestler bir de putlarını yiğitçe(!)
Savunur,hizmet eder,tek bir söz söyletmezler.!
Onlar için savaşı göze almış,yardımcı (…savaşçı)
Erlerdir/askerlerdir,ahmak gönüllülerdir…(…korkak…)
(Bunlar için aksine kendileri yardıma (…desteğe)
Soyunan askerlerdir,hazır kıt’a erlerdir.)
İmdi ey Peygamber’im!Seni mahzun etmesin
(Sizleri de ey seçkin ümmeti Muhammed’in.)
Onların kem sözleri/kötü hareketleri. (…davranışları/karakterleri.)
Sen hiç endişe etme,devam et görevine.
(Gönderdiğim Mesaj’ı tebliğ et insanlara…)
Onların kuşku yok ki neler gizlediğini
Ve neleri açıkça-hayasızca/küstahça- (…ahmakça.-)
İlan ettiklerini-gevelediklerini-
Biliyoruz,biliriz çok iyi görmekteyiz.
(Her şeyden haberdarız,Biz hüküm vereceğiz
O nankörler hakkında zamanı geldiğinde.)
İnsan görmüyor mu ki,Biz onu kuşkusuz ki,
(Döllenmiş yumurtadan/bir damla can suyundan.)
Bir nutfeden yarattık,akıl/fikir bahşettik,
İlim/irfan lutfettik,hikmet/marifet verdik.
Bir de bakıyorsun ki,-eti ne,budu ne ki?-
Sonra Biz’e apaçık (bir)hasım kesilmez mi? (Bunlara rağmen..
Yazık ona,çok yazık,geleceği karanlık! (..gerçekten…)kesilmesin mi?)
Nankörlük,kör bencillik bu kadar olur artık!
445
-Bu hasta akıllılar-bir yandan Bizim için
Benzerler uydururken,yakıştırır,yamarken,
Öte yandan kendinin-ruhunun/bedeninin-
İlahi/mucizevi yaratılışını da
Unutur,görmez olur;”Çürüyüp,toz toprağa
Karışmış kemiklere kimmiş can verecek de,
Yeniden diriltecek ölüleri?”diyerek
Örnek vermeye kalkar hiç utanmadan Biz’e. (…sıkılmadan…)
(Bir sıkımlık aklıyla bir de kafa tutmaya
Sınırları aşarak,kendini bilmeyerek!)
Ey Peygamber’im!De ki;”Çürümüş kemikleri
İlk kez yaratmış olan-Tek Ölümsüz Yaradan-
Tekrar diriltecektir-can/hayat verecektir.-
O şüphesiz Bilen’dir-yerine getirendir-
Her türlü yaratmayı-tüm yaratılmışları
Her tür özelliğiyle-afakı/enfüsüyle-
-İç/dış dinamikleri/gelmişi/geçmişiyle.-
(Her türden yaratığın/her türden yaratmanın
O akıl/sır ermeyen-hayret/hayranlı veren-
Sınırsız bilgisine/erişilmez ilmine
Vakıftır O,her şeyi/her hali/her yönüyle (…gerçekten.)
Yemyeşil bir ağaçtan O’dur ateş çıkar(t)an,
Ey insanlar,sizlere ısınasınız diye (…kullarım…)
Yakacak oluşturan-medeniyetler kuran.-
İşte siz ateşi de,çeşitli şekillerde
Yakıp duruyorsunuz,tutuşturuyorsunuz,
İhtiyaçlarınızı sağlıyorsunuz ondan.
(Söyler misiniz Bana,ne yapardınız onsuz?)
Ateş çıkar(t)an Allah yeşil daldan/ağaçtan,
Hüneri sonsuz Hallak,çürümüş kemiklere (… Bais/Bari…)
Tekrar can veremez mi,daha önce yaratan?
(Daha nice yararlar sağlar size ağaçlar…)
Gökleri ve yerleri yaratan O,Kudret ki,
Onların benzerini/daha nicelerini
Ya da aynılarını-sonsuz kopyalarını-
Yaratmaktan aciz mi,buna gücü yetmez mi?
446
(Hele düşünseniz e,güç yetirir elbette.
O’nun için bir güçlük düşünülebilir mi?
Ancak O,evren(ler)de kusursuz bir şekilde (Çünkü…)
Kurandır dengeleri,yaratandır her şeyi.
Ve Bilen’dir hakkıyla-bütün detaylarıyla-
Geçmişi/geleceği/aşikarı/gizliyi
Bütün boyutlarıyla/tüm ayrıntılarıyla.
Bir şeyi diledi mi,-yaratmak istedi mi-
Eşsiz yaratışıyla-ortaya koyuşuyla-
Ancak Hallak’ın emri-ilahi iradesi- (…Rahman’ın…)
Ona “Ol!”demesidir,o oluş sürecine
Girer,aşamalarla oluşur/şekillenir.(…sonuçlanır.)
(İç/dış boyutlarıyla tez varlık alanına
Çıkarak boy gösterir,yerini alıverir.)
Cümle noksanlıklardan,tüm yakıştırmalardan,
Kişileştirmelerden uzak,pek yüce olan (…beri/münezzeh…)
O ululuk kaynağı,sonsuz rahmet sağnağı (…Kibriya/otağı…)
Sevilip,sayılmaya gerçekten layık olan
O şanlı Allah’tır ki,her şeyin yönetimi,
Mülkü/egemenliği/zevalsiz saltanatı
O’nun Ellerindedir-yed-i kudretindedir.-
Sonunda ancak O’na-İlahi Huzuruna-
Döndürüleceksiniz,hesap vereceksiniz
Yeryüzü ömrünüzden/dünya hayatınızdan…
(Ona göre yaşayın yaşayabilirseniz.
Sorumluluk bilinci yüklenebilmişseniz,
Herhalde ağır basar kurtulma ümidiniz…
O’nun Yüce Katında geçerli olan başka
Bir şey,bir değer yoktur,ha şunu bileydiniz!)
YASİN(36/74-83)
NAHL(16/4)(77)
***
447
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki,
(Ya parçalar/bölümler,ya da olduğu gibi…)
O Müslümanlar için-arınmış canlar için-
Hikmettir/berekettir/ilahi eczanedir. (…hastanedir.)
(İç/dış dünyalarını kurandır/onarandır,
Şifaya kavuşturan manevi ilaçlardır.)
Ama bu zalimlerin-kendini bilmezlerin,
İnatçı münkirlerin,bencil müstekbirlerin.-
Korkunç yalnızlığını/şifasızlıklarını,
Umutsuzluklarını-düş kırıklıklarını-
Arttırmaktan başka bir katkı sağlamıyor ki! (…işe yaramıyor ki!)
(İlacını almayan hasta şifa bulmazsa,
Nasıl iyileşmezse,hastalığı artarsa,(…ilerlerse/ağırlaşırsa,)
Furkan’dan uzak kalan inançsız yürekler de
Karşı karşıya kalır her zaman mutsuzlukla,
Çoğalan bir hüsranla,şifasız illetlerle…
Hep bunların yüzünden şımarıp,azmadı mı,
İnsanlığın başına çoraplar örmedi mi,
Müztaz’afları inim,inim inletmedi mi,
Dulların,yetimlerin boynunu bükmedi mi (…canını yakmadı mı)
Çağlardır yeryüzünü kasıp kavuran Fitne?)
İSRA(17/82)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUNTAKIM Adıyla
Kitap verilenlerden-söz gönderilenlerden-
-Önceki vahiylerin izleyicilerinden- (…mesajların…)
(Hıristiyan olanlar ya da Yahudilerden…)
Bir grup istediler ki,ne yapıp,edip sizi
448
Dosdoğru yolunuzdan-Peygamber muştusundan-
(Vahyin aydınlığından/Rasul’ün çağrısından…)
Saptırabilsinler de-aldatabilsinler de-
Karanlık yollarına-çıkmaz sokaklarına-
Çevirsinler sinsice,oysa onlar sadece
Kendi kendilerini-sapkın benliklerini-
Aldatmış olurlar da-yoldan çıkarırlar da-
Bunun bile farkına var(a)mazlar (ne) yazık ki,
Akletmeyen kalpleri/çıldırmış nefisleri,
Kısa akıllarıyla,fersiz bakışlarıyla…! (…çarpık mantıklarıyla!)
Ey Kitap Ehli sizler,ey kendini bilmezler!
-Ey siz daha önceki vahyin takipçileri!- (…muhatapları!)
(Benciller/kibirliler/kendini beğenmişler…)
Gerçeği ayan/beyan/apaçık bildiğiniz
Ve gördüğünüz halde,niçin boş kibirle
Rabbin ayetlerini-kesin hüccetlerini-
Ölümsüz sözlerini/kozmik ilkelerini,
-Sizin-ve herkes için-güzel öğütlerini…-
(Niçin söyler misiniz,ne yapmak niyetiniz?)
Örtmek istiyorsunuz-küfür ediyorsunuz-?
Ey Kitap verilenler!-fitneci Yahudiler!
Niçin,niçin eğriye,doğruyu bile,bile
Karıştırıyorsunuz,örtüp gizliyorsunuz
Büyük gerçeği sizler mücrim ellerinizle?
(Ey siz daha önceki vahyin takipçileri!
Niçin,niçin siz hakka batıl elbisesini
Giydirip bildiğiniz halde bir hakikati
Gizleme cüretinde bulunabilirsiniz?)
-Yarın Mahşer Günü’nde kurulacak Divan’da
Hepimizin Hakimler Hakimi tarafından
Sorgulanacağını sanki bilmiyorsunuz?
(Yargılanacağını….yoksa duymadınız mı?)
AL-İ İMRAN(3/69-71)
***
449
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUBİN Adıyla
Ve Biz,her bir insanın boynuna/gerdanına
Uğursuzluk kuşunu-her iki kaderini-
Yazgısının yolunu-kişisel çabasına- (…tercihine)
Amelini dolarız-bağlı/sabit kılarız.- (…asarız…)
Ve Kıyamet Günü’nde kendisinin önüne
(Dünyada işlediği işleri/filleri…)
Hiç eksik bırakmadan açıklayan/anlatan,
Kayıtlı bulacağı-eksisi/artısıyla-
Bir kitap çıkarırız-açık/seçik koyarız,
Hiç haksızlık etmeden sereriz,açıklarız.- (…etmeyiz…)
Gören gözler önüne.”Ey insan,Bu Gün sen de
Tut kitabını,oku,hesabını sorucu
Olarak benliğine yetersin gereğince!”
-Ya da benliğin sana yeter de artar bile
Dosdoğru tanık olur hesap/kitap sonucu.- (…olmak için…)
(Dünya hayatımızda-iğreti ömrümüzde-
Ailenin,çevrenin,yetersiz eğitimin
İnsanın yapısında-kararsız fıtratında-
Bulunan inançsızlık,bağnazlık,karamsarlık,
İhtiras,kin,kıskançlık,gurur,kibir,aymazlık
Gibi-ne yapılsa da artık-kontrol altına
Alınamayan çirkin/kötü eğilimlerin
Onun basiretini bağlaması yüzünden,)
Işığı karanlıktan/karanlığı ışıktan
Ayırt edememekte-belirleyememekte-
-İyi ile kötüyü dengeleyememekte- (…kontrol edememekte,)
Hatalar yapmaktadır,günah işlemektedir.
Ahirette insana verilecek fırsatla,
Görüşle/yetenekle/izinle/basiretle
Olumsuz amillerden/negatif etkenlerden
Kurtulmuş olacaktır,o zaman kendisinin
Hesabını kendisi tez görebilecektir. (…yapabilecektir.)
450
Ömrünce işlediği amelleri hakkında
-Onlara değer biçmek,karar verebilecek
Bir duruma gelecek-bu izin verilecek…-
Böylece kendisini ya ibra edecektir (…aklayabilecek,)
(Böyle bir olgunluğa ulaşmış olacaktır.) (…ulaşabilecektir.)
Ya mahkum edecektir/cezalandıracaktır.
Kim hidayet yolunu seçerse ancak bunu
Kendi iyiliğine/hayrına/erincine
Seçmiş ve yapmış olur/en güzel sonuç budur.-
Kim de-en doğru yoldan-saparsa,saptırırsa,
O kendi aleyhine/zararına/şerrine
Sapmış,sapıtmış olur/en kötü sonuç budur. (…en büyük zarar…)
Hiçbir günahkar-asla-günah yükü altına
Girmez bir başkasının,hamallık etmez ona.
-Taşımaz ve üstlenmez,mecbur değildir buna.-
Biz bir yere/beldeye Rasul göndermedikçe (…elçi…)
Azap ediciler de değilizdir kimseye…
(Sürüklememişizdir azaba bir toplumu…) (…helake…)
İSRA(17/13-15)
***
Herkesin,her milletin,her başın,her yüreğin
Yöneldiği bir yönü-bir görüşü/bir fikri- (…kıblesi…dini)
Bir anlayışı vardır,bir hayat tarzı vardır, (…yaşama tarzı…)
Bir inanışı vardır,tavır koyuşu vardır… (…alışı…)
(Sizler ey müslümanlar,en talihli insanlar!)(…aklı selim…)
Ey Muhammed Ümmeti,seçkinler cemaati!
Yönelin hayırlara,hayırda yarışlara
Koşun sonsuz adımla aydınlık ufuklara…(Uçun…kanatla…olanca
Biribiriniz ile hep hayırlı işlerde coşkumuzla…)
Yarışın,yarışın ki,dünyada/ahirette
Kazançlı çıkasınız,pişman olmayasınız (…mahcup…)
Sonra belirlenmiş Son Saat gelip çatınca.
451
Nerede olursanız,nerde bulunursanız
Bulunun,Allah sizi-topyekün hepinizi- (…topluca…)
Toplayıp bir araya getirir kolaylıkla.
Nasıl yaşadığınız,dünyada yaptığınız
İşlerin hesabını-her davranışınızı-
Sizden sormak üzere Yüce Mahkemesi’nde.
(Burada ona göre yapın hesabınızı.) (Yaşarken/dünyada…)
O’na bir güçlük yoktur,yetişir fazlasıyla
O’nun karşı konulmaz sonsuz gücü her şeye.
BAKARA(2/148)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞAFUR Adıyla
Ulu Allah sizlerin-imanlı yüreklerin-
İçten tövbelerini-tüm affediciliği- (…olanca merhameti,)
Bağışlayıcılığı ve sevecenliğiyle (…sınırsız şefkatiyle)
Kabul etmeyi ister yönelirken sizlere.
-Sizi arındırmayı iç/dış kirlerinizden.-
Ne var ki,ayartıcı-Şeytan’ın ortakları-
Azgın nefislerine/kof iç güdülerine- (-sapkın güdülerine-)
Aldanıp da uyanlar süfli isteklerine (…kötü…)
Tutsak olmuş bahtsızlar sizinse hararetle (…şiddetle)
Büsbütün-doğru-yoldan-aydınlık kuşaklardan-
Mevsimsiz iklimlerden-mutluluktan/huzurdan- (…iklimsiz
Çıkmanızı isterler-bunu candan dilerler- bahçelerden…)
Sizi kendilerine-alçak kimliklerine-
Benzetmek için büyük bir çaba sarf ederler! (…gösterirler/yetenek
Allah yükleriniz sizden hafifletmeyi sergilerler.)
Diler aynı zamanda-ağır hayatınızda- (…kısa/naif…)
Çünkü insan zayıftır-öyle yaratılmıştır.- (…güçsüz/zayıf…)
Yeryüzü boyutunda/geçici hayatında.-
Ey siz iman edenler!Gülşen yüzler,gözlüler!
452
Karşılıklı rızaya-uygun bir anlaşmaya (…meşru…)
Dayanmış bir ticaret-dayanmış olsa bile-
Alış-veriş/hareket yapılması dışında
Mallarınız haram-haksız ve batıl-olan
Yollarla değiş-tokuş ederek-aranızda
Yemeyin,öldürmeyin-değersizleştirmeyin- (çar/çur/heder etmeyin.)
Sakın ha kendinizi-temiz benliğinizi- (…fıtratınızı-)
O suçu işlemeyin-bu günaha girmeyin!-
(Allah’tan rol çalmaktır canınıza kastetmek!)
Şüphesiz Allah sizi esirgeyecektir ki,
O Tek bağışlayacak-bağışlayabilecek-
Biricik güçtür ancak,O sizin için gerçek
Bir rahmet pınarıdır,merhamet kucağıdır. (…otağıdır.)
Çok,çok merhametlidir,affetmeyi sevendir…
NİSA(4/27-29)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAFİ Adıyla
Ey inanan yürekler,bedir yüzlü mü’minler! (…güneş…)
Has iman sahipleri,sizler hem kendinizi,
Hem de ailenizi-değerlilerinizi-
(Hem atlı canınızı,hem yakınlarınızı)
Yakıtı insanlardan ve taşlardan oluşan
-Taptığınız heykeller/sanemler ve putlardan…-
Tarifsiz bit ateşten-sonsuz mahrumiyetten.-
Cehennem ateşinin dinmeyen öfkesinden
Koruyun saf inançla Yaradan’a kullukla.
O ateşin başında-sapkın günahkarlarla-
Güçlü,kaba yapılı,ödünsüz ve kararlı,
Haşin,sert tabiatlı,acımasız,sabırlı
Rabbin buyruklarına ve talimatlarına
Hiçbir şekilde karşı gelmeyen/boyun eğen,
453
Verilen emirleri-emrolunduklarını-
Kusursuz bir şekilde tez yerine getiren
Mesaisi sınırsız görevli güçler vardır. (…kutlu melekler…)
(Herkes ne gönderdiyse orada bulacaktır.)
TAHRİM(66/6)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
Dostları ilə paylaş: |