Ve azgınlıklarıyla bocalar bir durumda.
Bu yüzden o sapkınlar başıboş dolaşırlar
Zaman kanyonlarında/küfür burgaçlarıda…(…koyaklarında/
Debelenip dururlar,çırpındıkça batarlar doruklarında!)
Kurşun ayaklarıyla,balyoz kafalarıyla!
Onlar satın aldılar-nasıl da aldandılar- (-aldananlar oldular-)
Hidayetin yerine sapkınlığı nedense!
-Uygunsuz seçimleri hiçbir kar getirmedi,
Karları zarar oldu-olacağı belliydi!- (-başka ne olacaktı?-)
Doğru yoldan saptılar Hakk’ı bulamadılar. (…Hak’tan
Onlar çevrelerini/çevresindekileri- uzaklaştılar.)
Aydınlatsınlar diye-bir ışık/bir meş’ale-
Tutuşturan kimseye-çaresizlik içinde-
Benzerler ki,gözleri görmez olur bir şeyi
Ateş aydınlattığı zaman yakınlarını. (…çevrelerini…)
Allah yok ettiğinde ilahi kudretiyle
Yaktıkları-Allah’ın yaktığı-o ışığı
Karanlıklar içinde kala kalırlar öyle!
Göz gözü görmez olan kat,kat karanlıklarda
Fal taşı gibi olur/açılır bakışları,
Hiçbir şey göremezler,yoktur bir çareleri. (…umutları…)
Tutunacak dalları,yakacak ışıkları (…el verecek dostları/bir el
Artık ne yapsalar da,çaba harcasalar da... uzatanları…)
Ve onlar sağırdırlar,kördürler,dilsizdirler,
Doğru Yol’a dönmezler,konuştukları şeyler
Yararsızdır,hafiftir,değersiz,önemsizdir. (…abur/cubur/yüzeysel…)
Bunların bazısı da zifir karanlıklarda
Gök gümbürdemeleri,ışık-alev selleri (…sağanakları)
Yıldırımlar,şimşekler-ilahi işaretler- (…senfoniler/ayetler…)
Arasında sağnağa tutulup yıldırımdan (…Altında…)
-Ölüm korkusu ile-mücrim parmaklarıyla- (-günahkar elleriyle-
Sağır kulaklarını bağum/boğum tıkayan
Kimseler gibidirler,korkak ve bencildirler.
Allah inkarcıları-ışık düşmanlarını-
Şaşmaz adaletiyle-bilgisiyle/gücüyle-
339
Kuşatmıştır sarmıştır,başıboş brakmamıştır (…evrenlerle birlikte)
Kafalarına göre sınırsız özgürlükle…
Şimşeğin çakışları-gümrah parıltıları-
Alır bakışlarını-kamaştırır ruhları-
Körelir neredeyse gözleri şulelelerle
(Karanlık çevrenlerin dal/dal yarılışında…)
Yürürler korka,korka,karanlık bastırınca
Dona kalırlar öyle umutsuzluk içinde,
Yere çakılmış gibi ayak üstü öylece
Soğuk karanlıklarda bahtlarıyla baş başa! (…alın yazılarıyla!),
Allah dilese idi onların giderirdi
Hem işitmelerini,hem de görmelerini.
Doğrusu O her şeye kadirdir yerde gökte,
O’nun gücü her şeye yetişir evren(ler)de.
(Kimse karşı duramaz sonsuz iradesine.) (…limitsiz kudretine.)
BAKARA(2/8-20)
***
Allah ki,kiminize kiminizden lutfuyla
(Limitsiz keremiyle/sonsuz cömertliğiyle)
Daha bol rızık verdi-maddeten üstün kıldı-
-Bunu sizi sınamak için bir sebep kıldı.-
Bol rızık verilenler/zenginleştirilenler
Artan rızıklarını-ihtiyaç fazlasını-
Ellerinin altında bulunan kimselere (…yakında ve uzakta-)
-Diğer muhtaçlara da-verip de bu hususta (…vererek…)
Kendilerini onlar ile eşit kılmazlar. (…niçin…/kılsa ya!)
(Sosyal sınıf farkını-gelir çarpıklığını-
Ortadan kaldırmazlar,buna gerek duymazlar.) (..ön ayak olmazlar…)
Buna razı olmaktan kaçınırlar nedense! (…niçin kaçınırlar ki!)
-Kaldırmak şöyle dursun daha da arttırırlar.-
Büyük servetlerine ortak etmeleriyle (Verilen emaneti…)
Kara bencillikleri,gurur/kibirleriyle
Onlar da bu konuda-buyruk doğrultusunda-
Haklarını vererek eşitlemiş olsunlar.) (…adilce davransınlar.)
340
Durum böyleyken onlar-damarsız parmaklılar- (-alçılaşmış elliler-)
Rabbin nimetlerini-dünya emanetini-
(Hala ortak koşmakla Rabbin rızıklarını (..nimetlerini/verdiklerini)
Bile,bile inkara kalkmış olmuyorlar mı? (…yeltenmiyor mu onlar?)
Kendilerini sosyal adaletçi sayanlar,
Entel bayanlar,baylar buna ne buyururlar?)
NAHL(16/71)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VAHİD Adıyla
(Ey siz iman edenler!Hidayete erenler!) (Doğru yolu seçenler/
“Doğrusu bu-dininiz-bu sizin ümmetiniz mutluluğa…)
Tek yol ve şeraittir-sınırları bellidir.-
Işığa yöneliştir/aydınlığa gidiştir.-
(Elçilerin ardından giden,çağrılarına
Uyan soylu,kararlı,onurlu,has inançlı (…sağlam/doğru imanlı)
Bu renk/renk,öbek/öbek insanlar hiç şüphesiz
Bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir.
(Aklıselim,dengeli,bu şefkatli kametler…)
Ben de sizin Tek olan,ortağı/yardımcısı
Olmayan/bulunmayan Ölümsüz Rabbinizim.(…İlahınızım.)
Öyleyse yalnız Benden korkun,Benden çekinin!
Bu esasa-koyduğum yasalara-uymayan (–ilahi ölçülere-)
Tüm şeylerden kaçının,hatalardan sakının.(…uzak durun…)
Şu halde Bana karşı sorumluluk taşıyan
İyi kullar olarak kahramanca yaşayın!” (..adam gibi/müslümanca)
Denildi ümmetlere-yaşayan toplumlara.-
Ne var ki,onlar yine-bu emre rağmen bile- (-zaman/mekan içinde-)
Gerçek tüm yönleriyle bu olmakla birlikte, (…böyle olduğu halde,)
-Birlik prensibi temel bir ilkeyken İslam’da, (…bu Din’de,)
Kendi aralarında bölünüp parça,parça
Oldular,dağıldılar,darmadağın ettiler.
341
-Birliği/Hakikati zalimce katlettiler!-
İşlerini de böyle-ters dönmüş bir bilinçle-
Çeşitli kitaplara/değişik şahıslara
-Gavslara/kutuplara/şeyhlere/mollalara…-
İnanıp ay(r)ıldılar,bağları kopardılar,
Taşları yerlerinden bilmeden oynattılar.
-Bu apaçık yanlışı,evet,doğru sandılar!-
Her grup kendilerinde-sırf yanındakilerde (..le)
Bulunan davranışlar,tavırlar,bağnazlıklar,
Kontrol edilemeyen fikirler/duygularla
Böbürlenmektedirler ve övünmektedirler…
(Dinlerle/meşreplerle/ibadetler/virdlerle.-
Başladı ne yazık ki her hizip elindeki
Dine/örfe uymayan parçayla övünmeye…
Kendi hallerinden de sevinçli,mutludurlar.
Onlardan olmayanı,onaylamayanları
Küçümsemektedirler ve hor görmektedirler, (…ötelemektedirler,)
Kafirlik/zındıklıkla itham etmektedirler…!) (…yaftalamaktadırlar.)
-Zaten bu,onlar için günah olarak yeter!- (Yalnız…)
Ey Nebi!Sen onları-şaşkın Müslümanları-
Belirlenmiş süreye,ilahi irademle
Hüküm indirilene-Kıyamet Saati’ne-
Kadar şaşkınlıkları-tuhaf taşkınlıkları (…başıbozuklukları)
Ve sapkınlıklarıyla bırak artık baş başa. (…bocalar bir durumda.)
(Sen bak kutsal işine,evrensel görevine,
Buyruğumu eksiksiz tebliğ et insanlara.) (…kusursuz/tastamam…)
Hem sanıyorlar mı ki,neler bekliyorlar ki?(…ne sanıyorlar ki,)
-Anlamıyorlar mı ki,akletmiyorlar mı ki?-
Bizim kendilerine verdiklerimiz ile
-Mallarla/evlatlarla/hayırlar/yararlarla…- (…rızıklarla…)
Yardımcı olmak için can atıyoruz,ya da
Güç kazansınlar diye koşuşturuyoruz da
İyilikleri için dünyada/ahirette
Mutlu olsunlar diye yaptığımız planlar var.
Mevcut durumlarını-tavır ve hallerini-
Onaylıyoruz cidden destekliyoruz ya da!
342
Hayır-yazık ki-onlar hiç anlayamıyorlar,
Asıl için farkına bile varamıyorlar,
İlahi adaletin-yüce otoritem(n)in,
Her ortamda/her şartta hükmümün/sünnetimin
Geçerli olduğunu kabullenemiyorlar! (…idrak edemiyorlar!)
Kibirli kimlikleri,bilgi kirlilikleri,
Derin önyargıları,kara bağnazlıkları
Engel oluyor buna büyük olasılıkla.
(Onlar bir şey yapmadan çok şey yapar sanırlar,
Ömürleri boyunca havanda su döverler.
Ah,O Gün geldiğinde çok pişman olacaklar,
Kendilerine bir eş/dost bulamayacaklar.)
MÜ’MİNUN(23/52-56)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAFİ Adıyla
Ey Rasul’üm,bak dinle!O alabildiğine
Yemin eden,durmadan kusur arayıp duran,
Değersiz,leke süren,kınayan,çamur atan,
Bile,bile sözünde durmayacağı halde
Söz verip duran,sinsi,söz götürüp getiren, (…fakat asla tutmayan,)
İkiyüzlülük eden,arkadan çekiştiren
-Arkadan çekiştirmek için mekik dokuyan…-
Kovuculuk,serkeşlik,boşboğazlık peşinde
Koşan,ömür tüketen,hayrı hep engelleyen, (…hakkı yalanlayan…)
(Bunun için gerçekten ölesiye didinen.)
Hak çiğneyen,saldırgan,sık,sık günah işleyen,
(Bunu bir hayat tarzı olarak benimseyen.)
Zorba,onursuz,kaba,üstüne üstlük bir de
Fırıldak ve sığıntı,haşin,soysuz olmakla,
343
Hayırsız ve nasipsiz,aşağılık,değersiz,
Dalkavuk ve saygısız,maganda damgasıyla
Damgalanmış,dengesiz,insanlıktan nasipsiz
(Münafıklık/arsızlık/yalakalık/haksızlık,
Geçimsizlik/soysuzluk/açgözlülük/zorbalık,
İnatçılık/alçaklık/oburluk/kumarbazlık,
Cimrilik/yalancılık/bağnazlık/şımarıklık,
Zinakarlık/aymazlık/zobuluk ve gammazlık
Safsatacılık/kibir/savurganlık/rehaklık(*)…) (Hafifmeşreplik…)
O sefih kimselerden sakın hiç birisine
(Hiçbir sapkın alçağa,asap bozuculara)
Malları/oğulları vardır diye kanıp da,
Dış görünüşlerinin süsüne aldanıp da,
Boyun eğeyim deme,bir hayranlık besleme,
Hele yüz vermek gibi bir yanlışa kapılma!
(Ey Muhammed Ümmeti!Uyarılar size de!) (…bize de!)
Onun Allah’a değil,mala-mülke,çocuğa
Çil/çil altıncıklara,kabarık rakamlara (…cüzdanlara/kasalara)
Sahip olması idi,tapmış olması idi
Tüm bunların bilinen/bilinmeyen sebebi.
Ona ayetlerimiz-ölümsüz sözlerimiz-
Okunduğunda der ki;”Bunlar öncekilerin
Masallarıdır ancak,uzun/geçmiş günlerin…”
(Bir Gün göreceklerdir düş müdür,gerçek midir?
Düşünün burada söz edilenler kimlerdir?)
KALEM(68/10-14) ______________________________________________________
(*):rehak;Örtmek,sarıp bürümek,bir kimsenin arkasından yaklaşıp çakmak,sefahat,hafiflik,geçimsizlik,kibir,büyüklenme,zulüm,hak-
sızlık yapmak,haram ve yasak işleri yapmaya koyulup onlarla
uğraşmak,her türlü günah ve taşkınlık.
(E.H.YAZIR;HAK DİNİ KUR’AN DİLİ;C:8.Sh:377)
***
344
Acıyan,Bağışlayan Rabbin REZZAK Adıyla
Bir zarar dokununca,insanların başına
Bir sıkıntı gelince yönelip Rablerine
-Bundan kurtulmak için-yalvarır,yakarırlar.
Sonra Allah,Katından verince,tattırınca
Bir nimet/rahmet/hayır/bereket/rızık,onlar
Bir de bakarsınız ki,içlerinden kimisi
Utanıp sıkılmadan şirk koşmaya başlarlar
Ölümsüz Rableri’ne kibirle/bencillikle!
Kendilerine bol,bol verdiğimiz şeylere
-Sayılması imkansız rızklara/nimetlere.-
Karşı nankörlük eder,şükür nedir bilmezler!
Haydi sürün bakalım safa üstüne safa
Gömülün günahlara şu iğreti dünyada,
Uğraşın abur-cubur,eften-püften işlerle,
Zevklenin,yararlanın yararlandığınızca!
Ama yakında siz de-Son Saat geldiğinde.-
Görüp bileceksiniz gerçeği her yönüyle.
Artık ne yaparsınız iş işten geçtiğinde?
Yoksa kesin olarak Katımızdan onlara
-Bize ortak koşmakta oldukları hakkında.-
Konuşan,bilgi veren,bir belge,bir kanıt mı
İndirdik,gönderdik de,o belge kanıt Bana (O’na)
Bunu yapmalarını-şirk koşmalarını-mı
(Şirk koşmayı inatla sürdürmelerini mi?)
Söylüyor,öneriyor,uygun,layık görüyor?
Bu tür düşüncelerden hareketle nereye
Varabilir söyleyin insan,neden geliyor
Bu gerçeği görmezden,inadından dönmüyor?)
Yaşattığımız zaman bir ferahlık/genişlik,
Tattırdığımız vakit bir rahmet insanlara,
Sevinir,şımarırlar,sınırları aşarlar. (…taşkınlıklar yaparlar.)
Eğer yaptıklarından-taşkın hayatlarından,
Kendi elleri ile hazırladıklarından.-
345
Ötürü başlarına varınca,dokununca
Bir fenalık,aksilik,düzensizlik,eksiklik,
Hemen ümitsizliğe,derin bir endişeye
Düşerler,mahzun,meyus olurlar,kapılırlar
İsyan burgaçlarına,alevli rüzgarlara…
Görmüyorlar mı Allah-nimeti sonsuz İlah.-
-O’na gerçekten layık kullar olabilsek ah!- (…şükreden…)
Rızkı dilediğine bol,bol vermektedir de,
-Genişletmektedir de-dilediğine ise
Kısıp daraltmaktadır-daha azaltmaktadır.-
Neyin,ne kadar,kime verileceğini de
Kim bilir O’ndan başka?Adaleti şaşmazdır.
(Allah’ın insanlara rahmetinden açıp da
Yaydığı herhangi bir kısmeti hiçbir kimse
Tutup kısamaz asla bir güç hiçbir şekilde.
-Rahmet kapılarını kapatamaz elbette.-
O’nun tuttuğunu da-kısıp sıktığını da-
Neyi tutar,salmazsa-O kapattıktan sonra-
Onu da O’ndan sonra,O’nun dışında başka
Açıp saçacak yoktur,genişletecek yoktur.
O üstündür/güçlüdür/Ulular Ulusu’dur.
Tek saygıya değerdir ve hikmet sahibidir,
Bilgeler Bilgesi’dir,Yüceler Yücesi’dir.
-O her türlü işinde mükemmel,her hükmünde
İsabet kaydedendir,doğru karar verendir.-
O’nun hükümlerinin sebep/sonuçlarına
Yanlış yapmadığına/hiç yap(a)mayacağına
Emin olun,güvenin,yapılan her işlemin
-Düşüncelerinizi sınırlamayın yerle-
Yakın/uzak vadede iyiliğiniz için
Olduğunu belleyin,değerinizi bilin!) (Olduğuna inanın…)
İnançlı bir topluma göre kuşkusuz bunda
Nice ibretler/dersler,açık kanıtlar vardır.(…öğütler…)
Hakkını ver öyleyse-zekatı/sadakayı-
Akrabaya,yoksula,yolda kalmışlara da,
Sokak çocuklarıyla,düşkün olanlara da.
Ara,gözet ve koru hısımı/akrabayı. (…hısım/akrabayı da.)
Allah’ın rızasını-güzel yakınlığını-
346
Dileyenler için bu elbet en iyisidir,
Diğer bütün işlerden daha hayırlıdır da.
Korktuğundan kurtulan,umduğuna kavuşan
Olursun el alırsan Yaradan’ın Katından.
İşte böyleleridir-cömertler,iyilerdir.-
(Erdemli cömertlerdir/zengin gönüllülerdir.)
Erenler kurtuluşa,sonsuz mutluluklara
Layık olanlar-evet-yoktur bir kuşku bunda.
RUM(30/33-38)
FATIR(35/2)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HABİR Adıyla
Ey Rasul/Nebi!Sana Kıyamet’i sorarlar;
“Onun gelip çatması-dehre demir atması-
-Ortaya çıkacağı,-aniden kopacağı-
Gün ne zamandır?”derler,endişeler,kuşkular
İçinde çırpınarak inançsızlıklarına
İnançsızlık katarlar o bahtsız günahkarlar, (…inkarcılar!)
Nankörler,nasipsizler,müstekbirler,sefihler…
Ona ait bilgiyi sana kim bildirdi ki,
Açıklayabilesin,haber verebilesin?
(Sen nerden bileceksin,nasıl bildireceksin,
Ey Rasul’um sen nerde,onu bilmek nerede!) (…o vakti/vaktini…)
Onun kopuş anının-Kıyamet Saati’nin (…nihai sınırının)
En son ilmi/bilgisi,kuşkunuz olmasın ki
Her şeyi bilen Yüce Bilgeler Bilgesi’ne
Aittir,O’nun sonsuz ilmine,hikmetine
Dayanıp noktalanır,her şey kuşatılmıştır,
Boşluk brakılmamıştır,dengeler sağlanmıştır.
Sen ki,ancak Allah’tan-O’nun ihtişamından- (…o “an”ın
Saygı ile korkup da-bu bilinçte olup da- dehşetinden…)
347
Eğilen kimseleri-arınmış benlikleri-
Uyarırsın hakkıyla-duyan kulaklarıyla-
İlahi prensipleri-tebliğ ettiklerini-
(Senin tebliğ ettiğin ilahi öğütleri.)
O’nun yasaklarına/bengi buyruklarına
Uyan,ciddiye alan,yaşamaya çalışan, (…hayatına taşıyan…)
Candan inananları uyarırsın hakkıyla. (İçten…)
Kıyamet kopuşunu/kahreden dehşetini
Gördüğünde kafirler,yeryüzünde sadece
Ancak bir akşam vakti kadar kaldıklarını
Sanırlar,ya da kuşluk zamanı ne yazık ki!
(Vahiyden mahrum geçen bir ömür anlamsızdır. (…yetim kalan…)
Bereketsiz,amaçsız,değersizdir,kısırdır. (..kısadır.) karanlıktır.)
Ama vahiyle geçen bir gün/bir gece bile (…dolan…)
Nice ömre bedeldir,izzet üstü izzettir,
Dünyada/ahirette rahmettir,kurbiyettir,
Onurdur,özgürlüktür,vuslattır,muhabbettir...)
NAZİAT(79/42-46)
MÜ’MİN(40/59)
HAC(22/1-2)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ Adıyla
Ey Muhammed!Biz senden-senin risaletinden-
-Yerler/zamanlar üstü evrensel görevinden-
Önce hiçbir peygamber/rasul göndermedik ki,
Bir şey dilediğinde/temenni ettiğinde
Şeytan onun dileği/hayırlı düşüncesi
İçine,hedefle(n)miş olduğu ideale
Beşeri bir duyguyu,kuşkuyu,vesveseyi
Atmış/katmış olmasın-katmaya kalkışmasın!-
(Gölge düşürmek için binbir tuzak kurmasın!)
348
Ama Allah,Şeytan’ın-rahmetten dışlanmışın-
Katacağı şeyleri-verdiği vesveseyi- (-negatif enerjiyi-)
-Aslında zayıf olan planını/hilesini-
Etkisiz kılar,siler,tümüyle iptal eder.
(Elçisinin yanında yer alır kuşkusuz ki!)
Kendi ayetlerini,hikmetli sözlerini
Sapasağlam olarak temiz yüreklerine (Bozulmamış/Kirlenmemiş…)
Yerleştirir onların-o seçilmiş kulların.-
(Peygamber okuduğu zaman vahyedileni
Şeytan dinleyenlerin kalplerine vesvese
Vermek/düşürmek için bütün maharetini (…kurnazlığını)
Kullanır ki,kuşkusuz budur onun görevi!)
Allah ayetlerini kendi içinde belli (O ki…)
Bir usulle yorumlar yüce bilgeliğiyle
Açıklayıcı kılar/açar birbirlerini.. (…birbirleriyle…)
O,hakkıyla Bilen’dir ve hikmet sahibidir.
Her yönüyle/eksiksiz O’dur Bilen her şeyi (…hakkıyla…)
İç/dış boyutlarıyla/bütün detaylarıyla.
Her işinde/hükmünde tam isabet kaydeden.
Allah,Şeytan’ın böyle-aykırı eylemine-
(Mesaj’a engel olma çabasına,cehdine…)
Mühlet,izin verir ki,göz yumar sabreder ki,(…izler…)
Onun attıklarını-dürtüyü/vesveseyi-
Kalplerinde hastalık-ayrılık ve uzaklık-
Düğüm,düğüm bağnazlık,boğum,boğum karanlık
Olanlarla,kalpleri-içleri/dengeleri-
Katılaşanlar için bir deneme/bir fitne
Vesilesi edinsin,denesin kullarını.
İşte bütün haksızlık edenler gerçekten de (…bu zalimler…)
Geriye dönülmesi mümkün olmayan,uzak
Bir kopuş,bir ayrılık,uzaklaşış,yalnızlık, (…bir kırılma…)
Derin yabancılaşma,şefkatten mahrumlaşma (…rahmetten…)
Bağnazlık,umutsuzluk içindedirler ancak! (Kararsızlık…)
Bir de kendilerine Nezdimizden hikmetle
349
Has ilim verilenler,onun-Kur’an’ın-senin
Rabbinden indirilmiş,kalbine nakşedilmiş (…zerkedilmiş)
Bir gerçek olduğunu bilsinler,anlasınlar…
Ve ona inansınlar,derin saygı duysunlar…
(Bunun bir sebebi de,bilginin/hakikatin
Amacını gerçekten kavrayan bilgelerin (…benliklerin/idraklerin)
En büyük mucizenin/tek ölümsüz gerçeğin
Kendisi olduğunu hakkıyla kavrasınlar…)
Bu sayede kalpleri huzura/dinginliğe (…esenliğe/erince)
Kavuşsun sine,sine tam bir teslimiyetle
Bağlansınlar diyedir yapılan şey aslında.
Şu bir gerçek ki Allah,Kendisine güvenle
Bağlanan yürekleri,adanan benlikleri
Kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltendir, (…yoluna…)
En yüksek hedeflere/yüce ideallere
Vardıran/iletendir,erdiren/yüceltendir…
HAC(22/52-54)
***
Heva ve hevesini-keyfi kanaatini-
Bencil fikirlerini/özel vehimlerini
İğreti arzusunu ilah edinenleri
Allah’ın Katındaki gizli bilgiye göre;
(Bunu bildiği için,-kulun bu seçimini- (…tercihini-)
Özgür iradesinin bu yönlendirmesini.)
Yolundan saptırdığı,kulağını,kalbini
-İnançsızlık mührüyle-mühürlediği gibi,
Gözlerinin üstüne-belki bebeklerine-
Tarifsiz bir perdeyi çektiği kimseleri
-Her zamanda/mekanda görülen o tipleri- (…bilinen…)
Gördün mü ey Muhammed,bir canlandır gözünde!
(Ey Muhammed Ümmeti,ey insanlar sizler de!)
Gördünüz,bildiniz mi,tasavvur ettiniz mi? (…akledebildiniz mi?)
Artık Allah’tan başka onu kim doğru yola
Ulaştırabilir ki,yönlendirebilir ki? (…eriştirebilir ki?)
350
İyice düşünüp de,hakikati görüp de (…gerçekleri…)
Hala bir ders/bir ibret almayacak mısınız?
(Elçi’nin Çağrı’sını duymayacak mısınız?) (…davetini…)
CASİYE(45/23)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAKİM Adıyla
(Kıyamet koptuğunda/Divan kurulduğunda.)
Allah buyurduğunda;”Ey Meryem oğlu İsa! (…buyuracak ki;)
Sen misin insanlara/yarattığım kullara
-O’nun astı olarak-“Beni ve validemi (Benim astım…)
İki ilah edinin Tek/Bir Allah’tan başka (…Allah dışında)
Diyen?”diye sorunca;İsa Mesih dedi ki; (…diyecektir ki;)
“Haşa!Tenzih ederim Seni sevgili Rabbim!
Hak olmayan bir sözü-hak olmayan bir şeyi-
Söylemek hiç yakışmaz-böyle bir şey olamaz-
Bana ey Ulu Rabbim,ben kulum(n),peygamberim(n),
-Hiçbir peygamber Senin doğru yolundan şaşmaz.-(…çıkmaz.)
Rabbim Senin sadece,hem ben böyle bir şeyi
Söyleseydim onu Sen kuşkusuz ki bilirdin
Benden/herkesten iyi duyardın/işitirdin.
(Hiçbir sırrımı Senden gizleyemem,Sen benim
Her sırrımı bilirsin,bense Senin sırrına
Eremem/erişemem-sınırlıdır idrakim.-(-…yetersizdir…)
Nefsimde olup biten gizli/açık her şeyi
Bilirsin benden iyi,oysa Rabbim ben Senin
Zatında olan,biten-ilminde subut bulan- (Nefsinde…)
Şeyleri bilemem ki,nasıl bilebilirim?
(Her şeyim sınırlıdır,nihayet bir insanım!) (…beşerim!)
Şüphesiz ki Sen’sin,Sen,gaybları çokça bilen (…gaybı eksiksiz…)
351
Bütün yaratıkların/tüm koordinatların-
İdraklerini aşan,her(bir) şeyi eksiksiz tam (…tastamam)
Bilen yalnızca Sen’sin-gerçekten Sen’sin Rabbim!”-
Diye cevap verecek tam ona yaraşırca. (…elçiye…)
(O zaman görecekler onu ilahlaştıran
Beyinsizler/müşrikler Kimin Rab olduğunu,
Allah gözler önüne serince şahitlerle
Saklanan gerçekleri-işlenen fiilleri-
Kesilecek herkesin O Gün sesi/soluğu.)
“Ben onlara sadece bana buyurduğunu (…emrettiğini/vahyettiğini)
Bildirdim,tebliğ ettim,hem benim,hem de sizin
Cümle evrenlilerin/yerlerin ve göklerin- (…arasındakilerin…)
Rabbi(m),Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin!”
Dediğime en büyük/en doğru tanık Sen’sin.
Onların-bencillerin/kendini bilmezlerin-
Arasında olduğum/yaşadığım sürece (…müddetçe)
Onların üzerinde bütün yaptıklarına
Kontrolcü/gözcü idim,buydu soylu görevim. (denetleyici/gözetleyici)
Beni aralarından alıp kaldırdığından (…tutup…)
Çekip kurtardığından/yanına aldığından (…Katına…)
Beri üzerlerinde artık gözetleyici
Yalnız Sen oldun Rabbim,ta özünden şahitsin, (…tanıksın,)
Zaten Sen her bir şeye/her şeyiyle vakıfsın.
-Sen her şeyi hakkıyla izleyen/gören/bilen
Tek mutlak şahit olan Tek Ölümsüz Varlıksın.- (En gerçek/büyük)
Eğer kendilerine-samimi mü’minlere-
Azab/acı verirsen-ızdırab çektirirsen- (…ağır yükler yüklersen-)
Şüphesiz onlar Senin kullarındır,istersen
Ceza verebilirsin,dilersen affedersin,
Ne dilersen yaparsın,onları affedersen
Kuşkusuz izzet/hikmet/güç/kibriya/azamet
Sahibi Sensin ancak,bağışlamak/affetmek
Hem Senin şanındandır,affetmeyi seversin,
Tövbekar kullarına acırsın,yol açarsın
Sonsuz mutluluklara,yaraşan budur Sana!”
(Peygamberdi,içtendi sözünde/duasında.
352
Biz ne kadar içteniz davranışlarımızda?)
“Şüphesiz her işinde mükemmel,her hükmünde
Tam isabet kaydeden Hakim Sen’sin,yalnız Sen!”
(Bu ibretli/hikmetli diyalogun ardından;)
Rab şöyle buyuracak/herkes görüp,duyacak;
“Bu Gün bu doğrulara/andına sadıklara (…sözünü tutanlara)
Doğru oluşlarının/has sadakatlarının
Kendilerine yarar sağlayacağı gündür, ( fayda vereceği bir…)
Büyük Toplanma/kesin karar verme günüdür.
Onlara içlerinde-mevsimsiz ikliminde- (…hep bahar…)
Sonsuz kalacakları/ağırlanacakları (…konuk olacakları)
Altlarından ırmaklar,-ballar/sütler/şaraplar
Dostları ilə paylaş: |