245Mahzen defteri kataloğunun ikinci cildinde 1-261 numaralarda kayıtlı defterler ruus defterleri olup bu defterler 1116-1326/1704-1908 yılları arasına aittir. Bugün bu defterler 989 numaralı “Divan-ı Hümâyun Defterleri Kataloğu”nda bulunmaktadır (Mithat Sertoğlu, Muhteva Bakımından Baş Vekalet Arşivi, Ankara 1955, s. 30).
246Osmanlı Arşivi Rehberi, s. 73.
247Mühimme tasnifindeki 2, 4, 8, 15, 25, 37, 45 ve 50 numaralı defterler ruus defteridir. Mühimme Zeyli’ndeki 1 numaralı defter de ruus defteridir.
248Sertoğlu, Baş Vekalet Arşivi, s. XVI.
249M. Sertoğlu bu defterleri buyuruldu defteri şeklinde isimlendirmiş ve iki numaralı defter hakkında şu tanımlamayı yapmıştır: “bu defter Divan-ı Hümâyun’da değil İkindi Divanında yani Paşa Kapısı’nda tutulmuş dirlik tevcihatına ait buyuruldu defteridir” Mithat Sertoğlu’nun bu tanımı buyuruldu kelimesine dayalı olarak yapılmış olup yanlış bir tanımlama ifadesidir. Bu defter ikindi Divanında değil Divan-ı Hümâyun’da tutulmuştur.
250Göyünç, “Ruus”, s. 29. 16-18 ve 71 nolu defterler bu makalede ayrıntılı bir şekilde tanıtılmıştır.
251Arşiv Rehberi s. 73.
252Defter Kanuni’nin İstanbul’dan Edirne’ye gidişi esnasında tutulduğu için defterin ilk sayfasında tarih başlığının hemen altında şu not bulunmaktadır:
“Yevmü’l-isneyn 16 Zilhicce sene 953 (7 Şubat 1547)
Bu gün Pâdişâh-ı âlempenâh hazretleri yümn ü ikbâl ile Yanbolu’ya şikâra azîmet eylediler. Vezîr-i a‘zam Rüstem Paşa ve Vezîr-i sânî Mehmet Paşa hazretleriyle.”
256“Sadr-ı a‘zam dahî kurb-ı pâdişâhîde olmak hasebiyle ba‘zı manâsıb ve cihâtı tevcîh içün telhîs edegelmişlerdür. Ammâ rikâb-ı hümâyûndan mufârakat etse meselâ serdarlıkla sefere çıkup gitse tevcîhâtun cemî‘inde telhîse muhtaç değildür” (“Tevkii Abdurrahman Paşa Kanunnamesi”, Milli Tetebbular Mecmuası, I/3 (1331), s. 498).
257Fleischer, Gelibolulu Mustafa Ali, s. 125.
258Fleischer, aynı yer.
259Göyünç, “Ruus”, s. 27.
260Bu defterde seferle ilgili notların derlenmesi ile seferin güzergahını ve donanmanın harekatını takip etmek mümkün olmaktadır:
“Yevmü’l-isneyn
Fi 10 Zilhicceti’ş-şerîfe sene 977
Iyd-i adhâ. Bugün namaz-ı ıydden sonra donanma-i hümâyûn gemileri Beşiktaş’tan salup Yedikule’de yatmışlardır.”
“Yevmü’s-selâse
Fi 11 Zilhicce sene 977
Salı gicesi dört saatden sonra kalkup bugün beyne’s-salâteynde Tavşan adasına gelinmiştir.”
“Yevmü’l-erbi‘a
Fi 12 Zilhicce sene 977 gicesi dört buçuk saatden sonra kalkılup ikindü ile akşam mâ-beyninde Gelibolı’ya gelindi.”
“Yevmü’l-hâmis
Fi 13 Zilhicce sene 977 Der Gelibolu.”
“Yevmü’l-cuma
Fi 14 Zilhicce sene 977. Der Gelibolu
Bugün cumadan sonra kalkılup akşama karib Boğazhisar’a gelindi.”
261Mesela Sığla sancağında 7097 akçe timar ile Çeşme dizdarı olan Mehmed reayaya zulüm ve teaddisi dolayısıyla ordu kadısı ve Çeşme naibi tarafından şikâyet edilmiştir. Dizdar Mehmed, ordunun ihtiyacı olan peksimedi temin etmekle görevlidir ve bu görevi fazla para toplayarak suistimal etmekte ve vermeyenleri de dövmektedir. Kadı ve naibin ortak şikâyetleri sonucu dizdarlık Mehmed’den alınıp “Karlı ili sancağında 8799 akçe timardan mazul Şehabeddin’e” verilmiştir (KK Ruus Def. nr. 221, 26 Zilhicce 997 (5 Kasım 1589) vr. 2a). Kaş’ta ise donanma için koyun, un ve zahire temin etmekle görevli dergah-ı ali çavuşlarından Ali Çavuş’a “zahireyi emr-i şerîf üzere kemâl-i adâlet üzere bî-kusûr cem‘ ve tahsîl idüp re‘ayâ dahî kemâl-i mertebe rızâ ve şükrân üzere” olduğu için iki bin akçe terakki verilmiştir (KK Ruus Def. nr. 221, 21 M 978 (25 Haziran 1570), vr. 3a).
262XVI. yüzyıl ikindi ruuslarının muhteva ve şekil özellikleri bu defterlerin, Divanda tutulan diğer ruuslardan kesin hatlarla ayrılmasına imkan verecek derecede belirgin değildir. Bu sebeple burada ancak defterlerin başlığında ikindi ruusu kaydı bulunan defterler dikkate alınmıştır. XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait olan ikindi ruusu ARSK 1529 numarada kayıtlı olup ilkinden hicri tarihe göre 77 sene sonrasına aittir. Bu defterin başlığı “İkindi ru’ûsıdır, der zamân-ı Sıdkı el-fakîr sene [10]65(1654-1655)” şeklindedir. XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait olan bu defter ihtiva ettiği tayinler dolayısıyla sadrazamın tayin ve tevcih yetkilerinin büyük ölçüde arttığını gösterir. Bu defterde bütün Divan erkanının, saray görevlilerinin, ilmiye sınıfı ile vakıflara ait tayin ve tevcih kayıtlarının yer aldığı görülmektedir.
263KK Ruus Def. nr. 208, s. 66.
264Ali, Künhü’l-ahbar c. II, vr. 234a’daki pasajı nakleden, Uzunçarşılı, Merkez. s. 121.
265Mühimme nr. 45, 18 C 989/20 Temmuz 1581, s. 64.
266989 yılı içerisinde yapılan tayinler ikindi divanında yapılan tayinlerin türlerinin tespit edilmesi ve sadrazamın bu husustaki yetki sınırlarının tayin edilebilmesi bakımından önemlidir. İkindi divanında; Safed livası miralemliğine (2 Receb 989/Ağustos 1581, s. 87), Tımaşvar’da bir alaybeyliğine (5 B 989/5 Ağustos 1581, s. 91), Basra hazinesi muhasebeciliğine (5 B. 989/5 Ağustos 1581, s. 92), Karadağ alaybeyliğine (21 B 989/21 Ağustos 1581, s. 132), Şam hazinesi tezkereciliğine (27 B. 989/27 Ağustos 1581, s.146), Trablusşam tezkireciliğine (Gurre-i Şaban 989/31 Ağustos 1581, s.155), Anadolu eyaleti tezkire eminliğine (26 Ş. 989/26 Eylül 1581, s. 210), Şam mukabeleciliğine (7 Ramazan 989/5 Eylül 1581, s.234), Mısır beytü’l-mal eminliğine (10 N. 989/8 Eylül 1581, s. 240), Edirne hassa beytülmal kâtipliğine (19 N. 989/17 Eylül 1581, s. 261), Erzurum defter eminliğine (23 Ramazan 989/21 Eylül 1581, s. 269), Ani ve Şüregil alaybeyliğine (7 Şevval 989/4 Kasım 1581, s. 290), İstanbul hassa beytülmal kâtipliğine (12 L. 989/9 Kasım 1581, s. 305), İstanbul hasbahçeler kâtipliğine (12 L 989/9 Kasım 1581, s. 305), Şam timarları tezkireciliğine (13 Za 989/9 Aralık 1581, s. 346) ve Gelibolu hassa harcı eminliğine (Selh-i Şevval 989/26 Kasım 1581, s. 348) tayinler yapılmıştır.
267 KK Divan Def. nr. 89, s. 119, Selh Safer 989 (4 Nisan 1581) tarihli bir hükmün altında.
268 KK Divan Def. nr. 104, vr. 80b.
269 KK Divan Def. nr. 98, 20 Ca 990 (12 Haziran 1581), s. 263.
270 Bu tür defterlerin en erken tarihlilerinden birisi ARSK 1482 nolu defterdir. Hicri 1016-1021/1607-1613 tarihli bu defterin bir bölümü, “kayd-ı ağalık der zamân-ı hazret-i Mustafa Efendi tâle bekâhu” başlığı altında ağaların tayinine tahsis edilmiştir. Mesela Kepeci 268 nolu ruus defterinde, Şeyhülislâmın nezaretinde olan Sultan Bayezid, Ahi Çelebi Sinan Paşa, Ahmet Paşa, Kılıç Ali Paşa, Huban Hanım, Şehid Ağa ve Hadice Hanım vakıflarına ait tayin ve tevcih muameleleri kaydedilmiştir. 269 nolu ruus defterinde ise “Kayd-ı zâviye der zamân-ı hazret-i Abdullah Efendi Reîsülküttâb” başlığı altında İstanbul ve taşradaki zaviye ve tekkelere tayin edilen şeyhler ve vakıf görevlilerinin berat sûret veya özetleri kaydedilmiştir.
271Halil İnalcık ruus kalemini tarif ederken muhtelif devlet görevlilerinin ismini verdikten sonra “berat ve fermanları bu kalemde, ilgili daireden alınan tezkirelere göre hazırlanırdı.” demektedir (“Reisülküttab”, s. 674). Nejat Göyünç ruusla ilgili çalışmasında “ruusların düzenlenmesinde esas, tevcihata veya bir meselenin çözülmesine dair verilmiş olan emir veya buyuruldulardır.” diyerek ruuslara kaydedilen belgelerin XVI. yüzyılda buyuruldular olduğuna işaret etmiştir (Göyünç, “Ruus”, s. 18).
272Aslında ruus kayıtları, Osmanlı diplomatiğinde sadrazam tarafından verilen emirlere nisbet edilen buyuruldu kelimesinin menşei için de bir izah denemesine imkan verebilir. Çünkü ruus defterlerine kaydedilen belgeler, diplomatik husûsiyetler bakımından sadrazam buyuruldularının aynıdır. 208 nolu ruus defterindeki bir buyuruldukaydı, ruuslardaki tayin ve tevcihlerin nasıl yapıldığını açıklamanın yanısıra zamanla sadrazam tarafından verilen emirlere nisbet edilecek olan buyuruldu kelimesinin menşei hakkında da bir fikir verebilecek mahiyettedir. Belge defterde şu şekilde kaydedilmiştir:
“Bu fakîrin oğulları olan Mahmud ve Ömer içün Paşa hazretleri “Devletlü Pâdişâh-ı âlem-penâh hazretlerinin pâye-i serîrlerine arz eyledim, Onar akçe ulûfe buyurdılar” deyu bu bendelerine emr eyledikleri ecilden emirleri üzerine ru’ûs-ı kazayâya kayd olundı. “Recec ulûfeleri Asitâne-i sa‘âdetde rûznâmeden virilsün” deyu buyurdılar. (KK Ruus Def. nr. 208, 25 Muharrem 954 (17 Mart 1547), s.9)
Bu belgeye göre; kendisini “fakir” diye takdim eden reisülküttabın iki oğlu için sadrazam padişaha arzda bulunarak ulufe tevcih edilmesini talep ediyor ve padişah da onar akçe ulufe verilmesini emrediyor. (Bu belgenin tanzim edildiği tarihte Rüstem Paşa sadrazamdı. (951-960/1544-1553) Reisülküttab ise Receb Çelebi (941-958/1534-1551) idi). Bu belgede çok açık bir şekilde ifade edildiği üzere “buyurdılar” emri doğrudan padişaha ait bir emir olarak nakledilmektedir. Gelibolulu Mustafa Ali’den nakledilen bir pasajda da (Künhü’l-Ahbar c. II, vr. 234b’den Uzunçarşılı, Merkez Teşkilatı, s. 121’de nakledilmiştir.) buyuruldu kelimesinin menşeine dair bir ipucu bulmak mümkündür:
“Vüzerâ ki arza girerdi, vezîr-i a‘zam olan zât-ı muhterem, telhislerini birer birer okurdu; buyurulanlarını sâirinden tefrik edip taşra çıktıkda mûcebince amel kılardı.”
Biri ruus defterinden diğeri bir tarih eserinden alınmış olan bu iki kayıt, daha sonraki tarihlerde sadrazam tarafından ısdar olunan emirlere nisbet edilecek buyuruldu kelimesinin, XVI. yüzyılda sadrazam tarafından arzedilen hususlara dair padişahların sözlü emirlerinden kaynaklandığını göstermektedir
Vezir-i azamların yapmış olduğu tevcihata ait kayıtların da “buyurma” kelimesi ile ifade edildiği bir ruus kaydında görülmektedir. Fakat, buradaki ifade çok açık olmayıp buyurulan hususların arzla mı, yoksa doğrudan mı yapıldığı net bir şekilde anlaşılmamaktadır: Yevmü’s-sebt 28 Cemaziyelahir sene 989.
Sâhib-i sa‘âdet Vezîr-i a‘zam Sinan Paşa Hazretleri bu gün el öpüp buyurdukları kazâyâdır (KK Ruus Def nr. 239, 28 Cemaziyelahir 989 (30 Temmuz 1581), s. 126).
273 A.RSK. nr. 1454/3, 19 Muharrem 962 (14 Aralık 1554), s. 36.
274 KK Ruus Def nr. 209, 3 Ramazan 957 (15 Eylül 1550), s. 98.
275 Mühimme nr. 4, 23 Rebiu’l-ahir 967 (19 Nisan 1560), s. XVI.
276 KK Ruus Def nr. 208, 12 Safer 954 (3 Nisan 1547), s. 29.
277 KK Ruus Def nr. 208, 12 Safer 954 (3 Nisan 1547), s. 29.
278Ruuslarda kayıtlı tayinlere ait muamelelerin nasıl yapıldığını gösteren ve 1574’de Sinan Paşa’nın Tunus ve Halku’l-va’d muharebeleri esnasında tutulan bir ruus defterinde kayıtlı bir not, oldukça açıklayıcı mahiyettedir. Bu not, timar tevcihlerinin, sefer esnasında tutulan ruustan ayrılarak yeni bir defterde toplanması dolayısıyla yazılmıştır. “Halku’l-va‘d ve Tunus muhârebelerinde sâhib-i sa‘âdet dîvân eyledikçe kendüler önünde buyurulup el kağıdına yazılup sonra ru’ûslara müteferrik kaydolunup yerlü yerlerinden bulunmak asîr olmağın mücerred erbâb-ı hâcâtın mesâlihi avk olunmamak içün cümle müteferrik buyurulanlar görülüp cem‘ olup bir yerde yazılub yerlerinde işâret olunmuştur ki bunlardır. (KK Ruus Def. nr. 227’den nakleden, Göyünç, “Ruus”, s. 27)
279“Yeniçeri ağası tarafından gelüp bölük ve timar fermân [olunan] yeniçerilerin tezkireleri bu mahalden aşağa geçürilmişdir.” (Mühimme nr. 25, s. 336); “An ulûfeciyân-ı yemîn ki silahdâr oldılar” (KK Ruus Def. nr. 208, s. 78); “An gurebâ-i sağ bölük, ulûfeciler oldı.” (KK Ruus Def. nr. 208, s. 82); “An gurebâ-i sağ bölük, garîb yiğitleri oldılar” ( KK Ruus Def. nr. 208, s. 82).
280KK 208 numaralı ilk ruus defteri 23x18 cm; 209 nolu defter 28x15cm; 212 nolu ruus defteri 24x17; 216 nolu ruus defteri 26x19, 224 nolu ruus defteri 19x29 cm ebatlarındadır. Defterlerin içerisinde daha küçük ebatta olanlarına da tesadüf edilmektedir. Mesela KK 232 nolu ruus defteri 21x13cm ebadındadır. Fakat bu defter bir sefer ruusu olup bu ebatta başka bir defter bulunmamaktadır. XVI. yüzyıl ruusları arasında A.RSK 1461 numarada olduğu gibi 31x20cm ebadında defterlere de rastlanmaktadır.
281KK Ruus Def. nr. 232. Bu defter bir sefer ruusu olup bu ebatta başka bir defter bulunmamaktadır.
282A.RSK nr. 1461.
283 Christine Woodhead, kâtipler hakkındaki çalışmasında ana kaynak olarak ruus defterlerini kullanmıştır (“Research on the Ottoman scribal service, c. 1574-1630”, Osmanistik-Turkologie-Diplomatik, Berlin 1992, s. 315).
284Fakat sadrazamlara ait tayin kayıtlarının diğer Divan üyelerine göre daha geç bir tarihte ruus defterlerine işlendiği görülmektedir. Ruus defterlerinde bulunabilen ilk sadrazam tayini şu şekildedir: “Vezâret-i uzmâ, Vezîr Osman Paşa –yesserallâhu mâyeşâ- hazretleri yevm-i mezbûrda Dîvân-ı Hümâyûn’da otururlarken Kapucılar kethüdâsı Mehmed Ağa mühr-i şerîfi getürüp teslîm idüp vezîr-i a‘zam oldılar.” (KK Ruus Def. nr. 244, 20 B 992 (28 Temmuz 1584), s. 33).
285 A.RSK nr. 1473, s. 172.
286 A.RSK nr. 1473, s. 102.
287 Tayin hatt-ı Hümâyunla yapılmış ise tayin kaydında bu husus da belirtiliyordu: “Hatt-ı hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnla bu hakîre tevcîh olunmuşdur. Fî gurre-i Cemâziye’l-evvel sene 65 (9 Mart 1655)” (A.RSK nr. 1529, s. 2).
288 Ruus defterlerinin kronolojik olarak incelenmesi, maliye teşkilatında şıkk-ı evvel şıkk-ı sânî ve şıkk-ı sâlis defterdarları ile bunlara bağlı olarak çalışan ruznameci, mukataacı, tezkireci, vâridatcı, mevkûfatcı gibi görevlilerin ortaya çıkış sürecini görmeye yardımcı olmaktadır. Mesela Mühimme serisinde tasnif edilmiş bir ruus defterinde başruznamecilik, başmukataacılık, tezkirecilik-ı ahkâm, tezkirecilik-ı şıkk-ı sânî, vâridâtcılık, ikinci rûznâmecilik, muktaacılık, tezkirecilik-i kılâ‘ görevlerine yapılan tayinler aynı sayfa içerisinde kaydedilmiş olup maliye kadrolarını toplu olarak görmemizi sağlamaktadır (Mühimme nr. 25, s. 49).
289 26 Safer 957/16 Mart 1550 tarihli bir ruus kaydına göre defterdarlığa, ilmiye sınıfının dışından bir şehreminin tayin edildiği görülmektedir: “Defterdarlık, Hızâne-i âmire defterdârı Hayreddin Bey’in yeri şehremîni İshak Çelebi’ye buyuruldı, Hayreddin Bey mutasarrıf olduğı timarları ile.” (KK Ruus Def. nr. 209, s. 14 ).
290Nuruosmaniye Kütüphanesi ruznamçeleri için bkz: İsmail Erünsal, “Nuruosmaniye Kütüphanesinde Bulunan Bazı Kazasker Ruznamçeleri”, İslam Medeniyeti Mecmuası, IV/3, (İstanbul 1980), s. 3-15. Meşihat Arşivi ruznamçeleri için bkz: Cahit Baltacı, “Kadıasker Ruznamçelerinin Tarihi ve Kültürel Ehemmiyeti”, İslam Medeniyeti Mecmuası, IV/1 (İstanbul 1979), s. 55-100.
291 Sancak sisteminin aksine kazalarda, padişahın yürütme gücünü temsil eden askerî ve idarî yetkilere sahip herhangi bir yönetici yoktu. Kaza doğrudan kadının yönetimi altındaki idarî bir birimdi. Osmanlı eyalet teşkilatı içerisinde bir idarî birim olarak kazanın yeri yeterince incelenmemiştir.
292 Gibb ve Bowen da, Osmanlıların, kendilerinden önceki İslam devletlerinden miras kalan örgütsel kalıplara, din âlimlerinin fiili bürokratikleşmesi dolayısıyla yeni bir boyut eklediği görüşündedir (Islamic Society and West, I, 83’den nakleden Carther Findley, Osmanlı Devletinde Bürokratik Reform, s. 299).
293Ebussuud Efendi vezir-i azama yazdığı tezkiresinde “fetva ile meşguliyet vaktimizi alırken bu bârı dahi üzerimize tahmil bize cevrdir” demişti (Uzunçarşılı, İlmiye, s. 179).
294 XVI. ve XVII. yüzyılda Şeyhülislâm, yapacağı tayinler hususunda veziriazam ile görüşüp anlaşmakta ve tayin edilecek müderrisler ve mevalinin listesini bir telhis ile veziriazama bildirip onun vasıtası ile padişahın iradesini almaktaydı. XVII. asrın sonlarından itibaren veziriazamın muvafakatının alınması kazaskerlerle yüksek mevaliye tahsis edilmiştir (Uzunçarşılı, İlmiye, s. 278).
295 “Medrese-i Rodos, Bursa’da Manastır müderrisi Mu‘allimzâde’ye buyuruldı, elli ile” (KK Ruus Def. nr. 209, s. 120).
296 “Üsküdar’da Sultan müderrisi Abdullah Efendi’ye hüküm ki, 987 Muharremi’nin on yedinci gününden Lüfti Beğzade’nin müderris olduğı Sahn medresesi sana inâyet olunmuşdur buyurdum ki varup tedris hizmetinde olasın (A.NŞT nr. 1089, 17 Şevval 987, s. 82).
297 “Kadıaskerlik-i Anadolu, İstanbul Kadısı Mevlânâ Perviz’e buyuruldı” (KK Ruus Def. nr. 218, s. 74); “Kadıaskerlik-i Rumeli, sâbıkâ kadıaskerlikden mütekâ‘id olan Mevlânâ Abdurrahman Efendi’ye virilmek buyuruldı” (KK Ruus Def. nr. 225, s. 266).
298 Görülebilen ilk Şeyhülislâm tayini 7 Cemâziyelevvel 982 tarihlidir: “Müftîlik, Sâbıkâ Rumeli kadıaskerî olup tekâ‘üd iden Hamid Efendi’ye Ayasofya zevâyidinden ikiyüz akçe ve Sultan Bayezid medresesi ile iki yüz elli akçe ile buyuruldı. Kadîmden müftî efendilere virilügelen surre ile iki yüz akçe vazîfeleri şehremininden buyuruldı” (Mühimme nr. 25, s. 253).
299 Mühimme nr. 25, s. 253.
300 KK Ruus Def. nr. 239, s. 249.
301 A.RSK nr. 1470, s. 13.
302 KK Ruus Def. nr. 253, s. 205.
303 Amasya müftülüğüne yapılan tayin için bkz. KK. Ruus nr. 225, s. 20; “Fetvâ-yı şerîf-i mahrûse-i Halep” başlığı ile Halep müftülüğüne yapılan tayin için bkz. KK. Ruus nr. 225, s. 336.
304 15 R 967 (14 Ocak 1560) tarihinde Karaman beylerbeyliğine tayin edilen Ahmet Ağa “Asitâne-i sa‘âdetde büyük emîr-i ahur idi(Mühimme nr. 4, s. 12). 15 S 990 (11 Mart 1582) tarihinde Karaman beylerbeyi olan Mehmed Bey “sadr-ı a‘zam hazretlerinin oğlu” idi (KK Ruus nr. 225, s. 292). 19 L 999 (10 Temmuz 1591) tarihinde Karaman beylerbeyliğine tayin edilen Hasan Paşa “çakıcıbaşılıkdan çıkup Erzurum’dan munfasıl” olmuştu (A.RSK nr. 1473, s. 98).
305 Aşağıda Kars eyaletinin kuruluşu ile ilgili ruus kayıtları, Kars eyalet divanının hangi üyelerden teşekkül ettiğini de göstermektedir.
306Feridun Emecen, İlhan Şahin, “Osmanlı Taşra Teşkilatının Kaynaklarından 957-958 (1550-1551) Tarihli Sancak Tevcih Defteri”, Belgeler, XIX/23, (1998), s. 53.
307Beylerbeylik teşkilatına ait bilinen en eski belgelerden birisi, “nişancı rusum kanunnamesi” ismiyle neşredilmiş bulunan ve muhtelif tayinlerden alınan resimleri tespit eden 886/1481 tarihli bir kanunname olup bu kanunname vasıtasıyla II. Bayezid döneminin başlarında Rumeli, Anadolu, Rum ve Karaman’dan müteşekkil dört beylerbeyliğin var olduğunu ve beylerbeylik teşkilatında da kethüda ve timar defterdarlarının bulunduğunu görmekteyiz. Osmanlı eyaletlerinin II. Bayezid dönemindeki teşkilat kadrosunu gösteren bu kanunname sayesinde hem eyaletlerdeki görevlilerin ve bunlara ait dairelerin bir listesini bulmakta hem de bunların tayinleri dolayısıyla merkezde, tayinler için teşekkül etmiş bir dairenin varlığından ve bu dairenin tayinler dolayısıyla almış olduğu resimlerden haberdar olmaktayız. Kanunnamenin metni için bkz. Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, II. Kitap, II. Bayezid Devri Kanunnameleri, İstanbul 1990, s. 114.
308Eyalet hazine defterdarlıkları XVI. yüzyılın ilk yarısında bütün eyaletlerde mevcut değildi. Eyaletlerin mali imkanlarındaki gelişmelerin yanısıra iltizam sisteminin ve mukataaların yaygınlaşması, sınırlı sayıdaki eyalet defterdarlıklarının artmasına sebep olmuş ve XVI. yüzyılın sonlarına doğru salyaneli eyaletlerin dışındaki bütün eyaletlerde aynı teşkilat yapısına sahip eyalet defterdarlıkları ortaya çıkmıştır. Eyalet defterdarlıklarında zamanla Bâb-ı Defteri teşkilatı örnek alınarak mukataacılık, muhasebecilik, mukabelecik vs görevler ihdas edilmiştir.
309 “Ottoman Administration and The Timar System: Sûret-i Kânûnnâme-i Osmânî Berây-ı Timar-dâden” Journal of Turkish Studies, 20 (1996) s. 96.
310Kanunnamede beylerbeyi kullarıyla beraber vüzera kulları da verilmektedir. Vüzera kullarının tamamı beylerbeyi teşkilatında da mevcuttur.
311 KK Ruus Def. nr. 230, 15 Zilkade 983 (15 Şubat 1576), s. 175.
312 29 M 954 (21 Mart 1547), s. 14.
313 16 M 954 (8 Mart 1547), s. 5.
314 KK Ruus Def. nr. 237, 12 Ş 988 (22 Eylül 1580), s. 90.
315 KK Ruus Def. nr. 237, 25 Ş 988 (5 Ekim 1580), s. 101.
316 Aynı yer.
317 KK Ruus Def. nr. 237, 26 Ş 988 (6 Ekim 1580), s. 105.
318 KK Ruus Def. nr. 237, 1 N 988 (10 Ekim 1580), s. 110.
319 Aynı yer.
320 Aynı yer.
321 KK Ruus Def. nr. 237, 1 N 988 (10 Ekim 1580), s. 113.
322 KK Ruus Def. nr. 237, 7 N 988 (17 Ekim 1580), s. 115.
323 KK Ruus Def. nr. 237, 20 N 988 (29 Ekim 1580), s. 139.
324 Aynı yer
325 KK Ruus Def. nr. 240, 6 Ra 989 (10 Nisan 1581), s. 5.
326 Mühimme nr. 50, s. 10.
327 KK Ruus Def. nr. 242, 1 S 992 (13 Şubat 1584), s. 146.