Bilgisayar Nelerden Oluşur


Ftp İle Nasıl Bağlantı Sağlanır



Yüklə 372,58 Kb.
səhifə10/11
tarix15.01.2018
ölçüsü372,58 Kb.
#37979
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Ftp İle Nasıl Bağlantı Sağlanır:


Bağlantı, tanıtıcı adı (host name) veya internet numarası kullanılarak iki biçimde yapılabilmektedir. Ancak uygulamada daha sık olarak tanıtıcı adı kullanılmaktadır. Bağlantının yapılabilmesi için;

Ftp bağlanılmak istenen tanıtıcı ad formatı kullanılmaktadır. Bir makinayla olan bağlantıyı kapatıp diğer bir makinaya bağlanmak için önce close ile bağlantı kesilip, open makina ismi ile yeni bağlantı kurulur. FTP ile bağlantı kurulduktan sonra temel Unix komutları kullanılarak işlemler yapılmaktadır.


Internet Adresleri:


Internet’te bilgisayarların birbirlerini bulmaları için her ana bilgisayara bir adres verilmiştir. Bu adreslere IP (Internet Protokol) numarası denilmektedir. Bu numaralar 4 bölümden oluşmakta, her bölüm nokta ile birbirinden ayrılmaktadır. 144.144.144.144 gibi. Bu sayıları kullanarak bilgisayarlara erişmek mümkündür.Fakat bu sayıların anımsanması güç olduğundan her bilgisayara ana makina/alan (domain) adı denilen bir isim verilmiştir.

Bu isimler dört bölümden oluşmuştur:

Internet adreslerinin yazım biçimi:

SERVİS İSMİ

KULLANICININ BULUNDUĞU KURULUŞ

KURULUŞ ÇEŞİDİ

ÜLKE KISALTMASI







gov(hükümet kuruluşları)







Tubitak

edu (eğitim kurumları[üniversiteler gibi])

tr:Türkiye




Meb

edu(eğitim kurumları)

tr




Başbakanlık

k-12:ilk ve ortaöğretim kuruluşları

tr

www

hun(Hacettepe üni.)

org:ticari amaç gütmeyen kurumlar.

Ülke kısaltması yoksa ABD

ftp

Bilkent

ac:akadamik kuruluşlar

ınt:uluslararası kuruluşlar



ca:kanada

Web

Milliyet,Hürriyet,Sabah

com:Ticari kuruluşlar

fr:fransa it:italya

Gopher

Ntv Pcworld

net:servis sunucuları

gr:yunanistan nl:hollanda

Bilgiye Ulaşmak:


Araştırma yapmak istediğiniz konu aklınıza takılan amatörce, bilimsel veya iş dünyasıyla ilgili bir sorun olabilir. Bunun dışında haberler, hava durumu, sinemalar, ve tüm sosyal etkinlikler hakkında da olabilir. Siz günün hangi saatinde olursa olsun, aklınızdaki problemin çözümüne rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Tabii, Internet’e ilk girdiğinizde tonlarca bilgi altında ezilmekten başka çareniz olmayacaktır. Çünkü, Internet hala amatör ruhlu bir toplumdur. Ulaşacağınız her bilgi doğru olmayabilir, ulaşacağınız bilgiye ulaşmak için istemediğiniz bilgileri almak gerekebilir ve kendinizi amaçsız ve kızgın bir biçimde Internet’te dolaşırken bulabilirsiniz. Zamanla göreceğiniz gibi, Internet’te aradığınız bilgi mutlaka mevcuttur ve ulaşması oldukça kolaydır. Sorun, yolunu bulamamaktır. Bunu ilk defa geldiğiniz büyük bir metropolde küçük bir evi, semt isimlerini bilmeden aramaya çalışmaya benzetebiliriz.

Bilgiye kolay ulaşmanın ilk yolu “arama motorları” kavramını ve arama motorları kullanımını öğrenmekten geçer. Arama motorlarını, büyük ansiklopedilere benzetebiliriz. Bu motorlar, Internet’te sayfalardan ibarettir. Bu sayfaları kullandığınız “web browser” (netscape, explorer gibi webde dolaşmaya yarayan programlardır)’da “url” (adres, lokasyon) satırlarına yazarak ulaşabiliriz.


Arama Motorları Komut Satırı:


Arama motorlarındaki komut satırında bazı özel komutlar vardır, bu komutların amacı daha spesifik araştırma yapmaktır. Çünkü, örneğin “bilgisayar” gibi genel bir kelime yazdığında karşınıza milyonlarca sayfa adresi çıkacaktır. bilgisayar oyunu yazarsak ta, içinde “bilgisayar” ve “oyunu” geçen dokümanlar ayrı ayrı sıralanacak, sadece “bilgisayar oyunu” yazanlar listelenmeyecektir. Bu yüzden kullanılacak bazı parametreleri inceleyelim;

  • parametresi : ekleme anlamına gelir yani “ve” işlemi yapar. Komut satırına “+bilgisayar +oyunu” yazıldığı taktirde, için de hem “bilgisayar” hem de “oyunu” kelimelerinin aynı anda bulunduğu dokümanları listeler. Ama bunu ararken bu kelimelerin yan yana olmasına bakmaz. Yani dokümanın başın da “bilgisayar”, dokümanın sonuna doğru “oyunu” geçiyor olabilir.

“ “ parametresi : bu parametreyi kullanarak diyez işaretleri arasına birden fazla kelime yazarsanız, tam olarak diyez içersinde yazılan cümleyi dokümanlarda arar. Mesela “bilgisayar oyunu” diye aranırsa yan yana bilgisayar ve oyunu yazılı dokümanları sıralar.

  • parametresi : bu parametre çıkarmak anlamına gelir. Aranılan dokümanda istemediğiniz bir kelime varsa, o kelimenin geçmediği dokümanları arar. Mesela “bilgisayar oyunu” - disket denildiğinde, Internet’te “bilgisayar oyunu” kelimesi geçen ama disket kelimesi geçmeyen dokümanları listeler.

  • parametresi : Aynı bilgisayar dosyalarında olduğu gibi genelleme yapmak için kullanılır. Mesela “bilg*” denildiğinde “bilg” harfleriyle başlayan kelimeleri arar. Ama bu şekilde “bilgisayar” kelimesi dışında, “bilgin” kelimesi, “bilgi”, “bilgisiz” gibi kelimeleri de listelemiş olur.

Arama Motorları:


Yahoo: İçeriğe göre dikkatlice ve hiyerarşik bir yapı içinde düzenlenmiş çok zengin konu rehberleri(katalogları) üzerinde gezinme ve arama motoru üzerinden sorgulama yapılmasına olanak tanıyan, bilgiye ulaşma işlevinde “en çok kullanılan” bir sistemdir. Çok değişik ve geniş bir kataloglama sistemi var. İçinde her şeyi bulabilirsiniz.

AltaVista: Bu alanda en iyilerden bir tanesi. Bir takım anahtar kelimeler üzerinden sorgulama yapmak istiyorsanız, başvuracağınız en doğru adreslerden biri de Alta Vista’dır. Çok güçlü bir Arama Motoru ve çok geniş bir kapsama/bilgi tarama alanı vardır. Alta Vista, kullanıcı ara yüzü ve seçenekleri ile de diğer servislerden ayrılmaktadır. Çok zengin seçenekler üzerinden taramanızı spesifik hale getirebilirsiniz. News üzerinden tarama yapılmasına da müsaade eder.

WebCrawler :doküman içeriği sorgulanabilir. Sorgulama imkânları biraz kısıtlı olmakla birlikte, hızlı bir şekilde, amacınıza en uyan linkleri yakalayabilirsiniz.

InfoSeek : Dikkatlice düzenlenmiş 12 içerik ve alt içerikler üzerinde gezinerek bilgi arayabilirsiniz. Ayrıca, arama motoru servisi kullanabilir; news, kişi, kurum, borsa vb sorgulaması yapabilirsiniz.

Lycos : Bir başka hızlı ve esnek sorgulama sistemi daha. Sorgulama sonuçları, sizin seçtiğiniz bazı kriterlere göre sıralanabiliyor. Ayrıca iyi bir katalog sistemi var.

Excite : Değişik bir içerik katalogu üzerinden listeleme ve arama motoru servisi. Çok farklı konularda iyi toparlanmış başlangıç noktaları (haritalar, shareware program arşivleri, sözlük servisleri, kişi/kurum sorgulama, borsa, TV haberleri sorgulama vb.)

Web Virtual Lib: Web Virtual Library : Subject Catalogue; Oldukça geniş bir konu katalogu sistemi. Mutlaka bakılması gereken yerlerden birisi. Mühendislik, tıp, eğitim, bilim, kültür, yaşam vb her konuda geniş ve sık güncellenen bir içeriği var.

GNN (Global Network Navigator) : İnternet katalogu, İnternet’te en iyiler, en yeniler, spor vb.

Magellan : 30 civarında ana içerik üzerinden listeleme ve arama motoru servisi.

Search Com : İyi bir konu katalogu var. Ayrıca, bir çok Arama Motoru Servisine aynı menüden erişebilirsiniz.

The Whole İnternet Catalogue : Konularına göre gruplanmış hiyerarşik bir liste. Çok fazla geniş olmamasına rağmen, kendi alanında en iyi sitelere linkler bulabileceğimiz bir yer. Bunların yanında, en popüler web siteleri, en yeni web siteleri vb şeklinde konu başlıkları var.

Deja News : Usenet tarama servisi. Bulduğumuz usenet mesajlarına cevap yazabilme olanağı. Usenet üzerinden sorgulama yapmak için çok ideal. Mutlaka aklınızda olsun!



Web sayfanızı arama motorlarına eklemek:

Eğer kendinize özel bir web sayfanız var ise, bu sayfanızı arama motorlarına kaydetmeniz de mümkündür. Böylelikle, bu arama motorlarını kullananlar, sizin sayfanıza da rahatlıkla ulaşabilirler. Bunu yapmanız için de, arama motorlarındaki “add url” seçeneğini seçmeniz ve daha sonra da girmeniz gereken bilgileri dikkatlice yazmanızdır.

Internet adresi nedir? Domain ismi ve IP numarası ne demektir?

Internet’e bağlı her bilgisayarın kendine özgü bir adresi vardır. Domain Name System (DNS) olarak adlandırılan hiyerarşik bir isimlendirme sistemi ile (Internet adresi), internete bağlı bilgisayarlara ve bilgisayar sistemlerine isimler verilir. DNS de, bir TCP/IP servis protokolüdür. DNS, ‘host’ olarak adlandırılan internete bağlı tüm birimlerin yerel olarak bir ağaç yapısı içinde gruplandırılmasını sağlar. Bu şekilde, bütün adreslerin her yerde tanımlı olmasına gerek kalmaz. Örnek olarak, itu.edu.tr altında, ehb.itu.edu.tr, onun altında da, titan.ehb.itu.edu.tr vb seklinde dallanmış bir çok adres olabilir.

Her bir internet adresine 4 haneli bir numara karşılık gelir. a.b.c.d seklindeki bu numaralara IP (Internet Protocol) numaraları denir. burada, a,b,c ve d 0-255 arasında değişen bir tam sayıdır. (32 bit adresleme sistemi). Örnek olarak titan.ehb.itu.edu.tr için bu numara 160.75.27.250 ‘dir.

Her internet adresinin ilk kısmı bulunduğu domain’in network adresini, son kısmı ise makinanın (host) numarasını verecek şekilde ikiye bölünür. Bir bilgisayar ağında bulunan makinaların miktarına göre makina numarası için ayrılan kısmın daha büyük veya daha küçük olması gerekebilir. Değişik ihtiyaçlara cevap verebilmesi açısından IP adresleri aşağıda gruplaşmıştır.

Class A network adresleri 1.0.0.0 adresinden 127.0.0.0 a kadar olan aralığı kaplarlar. Her networkte kabaca 1.6 Milyon makina bulunabilir

Class B network adresleri 128.0.0.0 adresinden 191.255.0.0 adresine kadar olan aralıktadır: 16065 network adresi ve her networkte kabaca 65500 makina bulunabilir

Class C network adresleri 192.0.0.0 adresinden 223.255.255.0 adresine kadar olan aralıktadır. Her biri 254 makinadan oluşan yaklaşık 2 milyon network adresi barındırır.

Class D 224 ve 254 arasında kalan adresler herhangi bir network tanımlamazlar, ileri kullanımlar için rezerve edilmişlerdir.

Bu domain adreslerinin dağıtımı NIC (Network Information Center) tarafından yapılır, daha sonra her domain sahip olduğu adresi kendi ihtiyaçlarına gore parçalayarak dağıtabilir. (Son zamanlarda,sınırlı sayıdaki internet adres uzayının bitebileceği düşüncesi ile, yeni bir adresleme stratejisine doğru da gidilmektedir. önümüzdeki yıllarda, yeni tip IP adreslerinin (128 bit) ortaya çıkacağını bekleyebiliriz.)

Bu IP numaralarına (domain adreslerine) karşılık düşen bir makina ismi de bulunur. Bu sayede makinaların isimleri daha kolay akılda kalır. Her domain’de o domaine ait IP numaraları ile bu isimler arasında geçişi sağlayan bir servis (Domain Name Service) bulunur. Bu servis aynı zamanda diğer domain’lere ait isimleri ilgili DNS’lere sorarak öğrenir.

Örneğimize geri dönecek olursak. İstanbul Teknik Üniversitesi bir Class B network numarasına sahiptir. (160.75.0.0) .itu.edu.tr domainin de bulunan tüm IP numaraları 160.75. ile başlar. Bilgi İşlem Merkezi bu numarayı yerel ağlara dağıtmıştır. Elektronik-Haberleşme Bölümü domaini ne (160.75.27.0) numarası verilmiştir. burası da ehb.itu.edu.tr olarak tanımlanmıştır. Bu network içerisinde yer alan makinaların hepsi 160.75.27. numarası ile başlar, söz gelişi bu network’de yer alan titan ismi verilen makinenin IP numarası 160.75.27.250 --> titan.ehb.itu.edu.tr şeklindedir.

Dikkat edilirse bir host numarası 1 den 254 e kadar 254 farklı değer alabilir. Zira 0 ve 255 bu numaralandırmada özel anlamlar içerirler. 0, network’u tanımlarken 255 de o network’teki tüm hostları tanımlar.

127.0.0.1 adresi ve 127.0.0.0 Network’u test ve geliştirme için kullanılır. 127.0.0.1 adresi her makinanın kendisini tanımlar buraya gönderilen her şey, sanki bir başka network’ten geliyormuş gibi makinanıza geri dönecektir. Bu sayede herhangi bir network bağlantısı olmadan bazı denemeler yapılarak network yazılımları geliştirilebilir.

DNS, ayrıca, İnternet adresini nümerik adrese çevirir. Domainler hiyerarşik DNS adresleme sistemi içindeki farklı yapıları temsil ederler. Her domain kendi içinde bağımsız bir topluluktur. Doğal olarak, herkes kafasına göre gelişi güzel internet domain ismi ve IP numarası alamaz. Network Information Center (NIC)’e bunun için başvurmak gerekir.



ISDN Nedir:

ISDN (Integrated Services Digital Network), özellikle normal telefon hatları (ve diğer bazı ortamlar) üzerinden daha yüksek hızlı entegre ses (analog) ve veri (dijital) aktarılmasını sağlayan bir dizi iletişim protokolüne verilen addır. ISDN’de, her iki uçta da, modemin dışında, bazı özel adaptörler kullanmak gerekir. Bu şekilde, 64kbps ve 128 kbps gibi hızlara (normal hatlar üzerinden) çıkmak mümkün olmaktadır.

ISDN’de iki temel seviye hızı vardır : (1) Basic Rate (2) Primary Rate. Her iki seviyede de, iki farklı tip kanal bulunur : B (bearer) kanalları (sayıları birden çok olabilir) ve D (delta) kanalı (1 tane). B kanalları, her türlü ses, veri vb taşırlar. D kanalı ise iletişimde kullanılacak kontrol ve yönlendirme bilgilerini taşır. “Basic Rate” seviyesi daha çok evden kişisel kullanımlar ve küçük şirketlerin kullanımları için tasarlanmıştır ve iki tane 64Kbps B kanalı ile 1 tane 16Kbps D kanalı içerir. Ulaşılabilecek en yüksek hız 128 Kbps olmaktadır. “Primary Rate” seviyesi ise, daha yoğun kullanımlar için tasarlanmıştır ve 23 tane 64Kbps B kanalı (Avrupa için 30 tane) ve 1 tane 64Kbps D kanalı içerir. Ulaşılabilecek en yüksek hız ise yaklaşık 7 Mbps e kadar çıkar.

Yeni geliştirilen BISDN (Broadband ISDN) teknolojisi ise, Frame Relay’a bir alternatif olarak düşünülebilir. ISDN kullanımı (özellikle evden kişisel bağlantılarda) önümüzdeki yıllarda çok daha fazla yaygınlaşacağa benzer.



Internet Ne Kadar Güvenli:

Internet’in, şu an için, çok fazla güvenli olduğu söylenemez. Nadiren de olsa, kişisel iletiler (e-posta, e-mail) kötü amaçlı, profesyonel kişiler tarafından illegal yollarla ele geçirilebilir. Özellikle ticari kuruluşların Internet’i kullanmaya başlamaları ile birlikte, Internet’te güvenlik probleminin çözümü için ciddi çalışmalar yapıldı.Web üzerinden iletilen her türlü bilginin, yeni şifreleme teknikleri ve çok yüksek hızlı hatlar sayesinde yeterince güvende olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, yine de, kullanıcı şifreleri, banka kredi kart numaraları ve benzeri gibi gizlilik içeren bilgileri net üzerinde serbestçe göndermeyin (e-mail ile, güvenlik kilidi olmayan Web listeleyicileri ile vb.)



ATM Nedir:

ATM (asynchronous transfer mode), bir paket anahtarlama teknolojisidir. ATM, verileri byte büyüklüğünde hücrelere (cell) ayırır ve aynı anda 53 hücrelik paketler halinde iletir. ATM, daha çok donanım tabanlıdır ve yüksek veri işleme/iletme hızları elde edilebilir. En çok kullanılan standart hızlar, 155 Mbps ve 622Mbps dir. 10Gbps hızlara kadar da çıkılmıştır (1996 sonu itibarıyla). ATM, BISDN protokolünün de en temel elemanıdır.



Intranet Nedir:

Intranet, sadece belirli bir kuruluş içindeki bilgisayarları, yerel ağları (LAN) ve geniş alan ağlarını (WAN) birbirine bağlayan, çoğunlukla TCP/IP tabanlı bir ağdır. Yani, küçük Internet!, Internet’in daha özel bir hali. Intranet’ler gateway’ler ile diğer networklere bağlanabilir. Temel oluşturulma amaçları, kuruluş bünyesinde bilgileri ve bilgi işlem kapasitesini paylaşmaktır. Intranet’ler, şirket içi tele-konferans uygulamalarında ve farklı birimlerdeki kişilerin bir araya gelebildiği iş gruplarının oluşturulmasında da kullanılırlar.Intranet’ler üzerinden HTTP, FTP vb gibi pek çok protokol uygulamaları çalıştırılabilir. Günümüzde, Intranet’ler içinde, Web erişimi ile kaynakların kullanımı oldukça yaygındır.Bazı şirketlerdeki Intranet’lerden, “Firewall” sistemleri üzerinden (bazı emniyet tedbirleri ile), Internet çıkışı da yapılmaktadır. Bu sayede, her iki yönde de ileti trafiği kontrol edilebilmekte ve güvenlik sağlanmaktadır.



Firewall (Güvenlik Sistemleri) Nedir:

Firewall (Internet Güvenlik Sistemi), internet üzerinden bağlanan kişilerin, bir sisteme girişini kısıtlayan/yasaklayan ve genellikle bir internet gateway servisi (ana internet bağlantısını sağlayan servis) olarak çalışan bir bilgisayar ve üzerindeki yazılıma verilen genel addır.

Firewall sistemleri, bu engelleme işini, sadece daha önceden kendisinde tanımlanmış bazı domain’lere erişim yetkisi (telnet,ftp, http vb) vererek yaparlar. Günümüzde, Internet Servisi veren makinalar oldukça sofistike Firewall sistemleri ile donanmıştırlar.

TCP/IP nedir:

“Bilgi Ağı” üzerindeki bilgi iletimi ve paylaşımı bazı kurallar dahilinde yapılmaktadır. Bu kurallara kısaca “internet protokolleri”, ya da TCP/IP protokoller ailesi denir. TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol), bilgisayarlar ile veri iletme/alma birimleri arasında organizasyonu sağlayan, böylece bir yerden diğerine veri iletişimini olanaklı kılan pek çok veri iletişim protokolüne verilen genel addır. Bir başka değişle, TCP/IP protokolleri bilgisayarlar arası veri iletişiminin kurallarını koyar.

Bu protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen login protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanılabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır

WWW (WORLD WIDE WEB)

World Wide Web Nedir:

WWW, Web, ya da W3 (World Wide Web), yazı, resim, ses, film, animasyon gibi pek çok farklı yapıdaki verilere kompakt ve etkileşimli bir şekilde ulaşmamızı sağlayan bir çoklu hiper ortam sistemidir. Hiper ortam, bir dokümandan başka bir dokümanın çağırılmasına (navigate) olanak sağlar (iç içe dokümanlar). Bu ortamdaki her veri (object), başka bir veriyi çağırabilir (link). Link, aynı doküman içinde başka bir yere olabildiği gibi, fiziksel olarak başka bir yerde (internet üzerindeki herhangi bir makinada) de olabilir. Bütün bu farklı yapıdaki veriler uygun bir standart ile bir arada kullanılıp bir Web Listeleyicisinde (Web Browser) görüntülenebilir. Web’in diğer bir işlevi de, öteki bazı internet servislerini kendi içerisinde barındırmasıdır (ftp, gopher, news, wais gibi).

Web uygulamaları (Web sayfaları),Web Listeleyicilerinde (Browser, Gezgin, Tarayıcı) görüntülenir. Web sayfaları, başka sayfalara ve değişik türden verilere hiper linkler içermektedir. Buralara fare ile tıklayarak, başka sayfalara, oradan da başka sayfalara geçeriz. Bu aslında çok basit bir bilgiye ulaşım modeli. Web Sistemleri, kullanılan platformdan bağımsızdır. Bir Macintosh, Pc ya da Unix Web Listeleyicisi aynı sayfaları, aynı şekilde alırlar. Sayfaların alındığı Web Servisleri de farklı bilgisayar platformlarında olabilir. Web Listeleyicileri ve Web Servis Sağlayıcı Ortamlar hemen hemen tüm dünyada her yerde vardır ve global olarak kullanımları üstel bir şekilde artmaktadır. Web yapısının bu kadar çok kabul görmesinin bazı sebeplerini sıralamak gerekirse :

Her şeyden önce Web, açık bir sistem. Platform, bilgisayar, işletim sistemi vb bağımlı değil.

Web üzerinden pek çok bilgi kaynağına kolayca erişilebilir.

Web uygulamaları geliştirmek ve bunları kullanıma sunmak çok kolay. Çoğu durumda, uzmanlık gerektirmiyor ve fazla bilgisi olmayan birisi bile Web sayfaları dizayn edip kullanıma sunabilir.

Web ortamları artık son derece dinamik. Java ve ActiveX kullanarak, tamamen konfigüre edilebilir client (istemci) uygulamaları geliştirmek mümkün. Java kullanarak, söz gelişi bir firma, ürün tanıtımları için, dinamik bir şekilde kendiliğinden oluşan uygulamalar yaratabilir ve sayfa içerikleri kendiliğinden değişebilir.Bir kullanıcı, isteğine bağlı bir şekilde, bağlandığı bir veri tabanından bilgileri istediği gibi farklı gruplarda isteyebilir (client side corporation).

Aranılan bilgilere, birtakım tarama mekanizmaları (Search Engines) sayesinde kolayca ulaşılabilir.

Klasik Web tanımı böyle. 1996’dan sonra, Web’in başka bir işlevi daha ortaya çıktı : Web aslında bir işletim sistemi!! Birbirine bağlı bilgisayarlar arasında veri paylaşımı için kuralları olan, iyi bir grafik ara birimli bir işletim sistemi. Şu an bile, Web ara yüzü ile, sabit diskimizdeki dosyalar arasında gezinebiliriz. Tıpkı, başka bilgisayarlardaki sayfalar arasında gezindiğimiz gibi. Web ara yüzlü işletim sistemleri konusunda ciddi araştırmalar var.

HTTP ve HTML:


Web’in en ilginç yönlerinden biri de çok basit olmasıdır. Bir Web dokümanına ulaştığımızda her şey 4 ana fazda gerçekleşir: (1) Bağlantı (2) Ne istediğimizin web servisine iletilmesi (3) Cevap (4) ilgili sayfaya yapılan bağlantının kesilmesi. Bu ana safhalar, web üzerinde iletişimin kurallarını tanımlayan bir protokolü oluştururlar. Bu protokole de, Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) denir. Bağlantı safhasında, web erişiminde kullanılan bir web listeleyici (browser, web client), ilgili bilginin olduğu web servisine bağlanır. Bu servislere HTTP servisleri de denir. Bağlantı sağlandıktan sonra web istemci programımız http servisine “ne istediğini” bildirir. Bu “istek”,ileride görüleceği gibi, “http”, “ftp”, “e-mail” gibi bazı protokol kurallarını içerir ve bu işlemlere genel olarak “navigate” de denir. Bu isteği alan http servisi de, istediğimiz işlemi yapar ve cevabı bize gönderir. Biz de gelen cevabı web istemci programımızda görürüz. Eğer istek gerçekleştirilemiyorsa bir hata mesajı ile karşılaşırız. Son safhada ise, http servisine yaptığımız bağlantı kesilir.

Web Listeleyicileri, “navigate” işlemini HTML (Hyper Text Markup Language) denen bir programlama dili yorumlayıcısı kullanarak yaparlar. HTML, ana hatları SGML (Standard Generalized Markup Language) ile belirlenmiş bir doküman formatlama dilidir. Bu dil, daha çok, yazılı bir dokümanı formatlamak ve bir objeden başka bir objeye linkler sağlamak ile ilgili komutlar içerir. HTML, HTTP ve ilgili diğer protokolleri kullanabilmek için renkli ve güzel kullanıcı ara yüzleri hazırlamamızı olanaklı kılar. En son standart, HTML 3.2 ‘dir (1997 başı). Son yıllarda, HTML içinde, salt doküman formatlama dışında işler yapan CGI, Java, JavaScript gibi unsurlar da kullanılmaktadır. Ayrıca, 2.0’dan sonraki sürümlerde, tablo kullanımı, doldurulabilir form kullanımı, frame vb gibi pek çok yenilik göze çarpmaktadır.



Web Sayfası Nedir:

Web istemcisinin (Netscape, lynx, msie gibi), bir Web Servisine bağlandıktan sonra tek seferde transfer ettiği kompozit tüm verilerden oluşan html sayfasıdır.. Bu sayfadaki bilgiler kompozittir, çünkü hem grafik/resim bilgileri, hem normal text, hem ses, hem başka merkezlere ve başka dokümanlara linkler olabilir. Bu, o web servisinin bağlandığımızda gelen ilk sayfası ise, “home page” olarak da adlandırılır. home page’ler için dosya adı genellikle “default.html” ya da “index.html” olmaktadır. Aşağıdaki şekilde, Bir web sitesi ve içindeki hiyerarşik hiper link mimarisi görülmektedir. Burada, hiper linkli her bir doküman, yukarıda tanımını yaptığımız veri yapılarından herhangi birisi olabilmektedir.


W
eb Servislerine Erişim, Popüler Web Listeleyici Programlar:


Web servislerine “Web Browser” (Web Listeleyicisi) adı verilen kullanıcı ara birim programları ile erişilir. 1994’ün sonları da en popüler ve yaygın kullanımı olan Web Browser Mosaic idi. Bu yüzden Web denildiğinde Mosaic akla gelirdi. Mosaic, NCSA’da (National Center for Supercomputing Applications) geliştirilen bir Web Browser’dir ve hala kullanılmaktadır. Mosaic’i pek çok ortamda bulmak mümkündür(Windows/unix/mac/). Mosaic programını geliştiren kişiler daha sonra NCSA’dan ayrılıp aynı işi yapan daha güçlü ve kullanımı iyi ticari bir yazılım geliştirmeye başladılar. Bu programın adı Netscape Navigator. Netscape’in ilk sürümü (1.0) 1994 sonlarında çıktı. Netscape’in dışında NCSA’dan lisanslı 4 Mosaic türevi vardır. Ayrıca Einet’in geliştirdiği Mac ve Windows ortamı için MacWeb, WinWeb, Windows altında çalışan Cello, X11 altında çalışan, Chimera, VIOLA, Midas, Unix ve VMS vt100 altında ve DOS’da çalışan Lynx, VM’lerde Albert gibi yazılımlar vardır. W30’un geliştirdiği arena daha gelişkin bir browser olmayı hedeflemektedir.

Netscape, şu an için, pek çok platformda desteklenen (win3.1/win95/nt,unix,mac,linux) ve en yaygın kullanılan Web Listeleyicisidir. 2.x ve 3.x sürümleri Normal ve Gold olmak üzere iki türlü çıkar. Gold sürümlerinde bir Web Editör (HTML ile Web sayfası hazırlamak için) vardır. 1997 Ekim sonu itibarıyla son sürümü 4.03 tür.. Java/JavaScript, HTML 3.2 ve 4.0, tablolar, frame-ler, animated gifs vb gibi pek çok modern özellikler içerir. Bu yeni 4.0 sürümünde, Netscape Composer (html editörü), Netscape Messenger (e-posta programı), Netscape Collabra (News Programı), ve Netscape Conference ile Navigator Communicator (Navigator) birlikte gelmektedir. Özellikle e-posta modülü bir hayli iyileştirilmiş. Modüllerin birbiriyle olan entegrasyonu da iyi. Netscape Communicator paketi ile ücretsiz dağıtılan bir başka ürün de Netcaster. Netcaseter’in yaptığı, istediğiniz içerikteki haberleri sizin adınıza internetteki haber sitelerinden belli aralıklarla alıp bilgisayarınıza getirmek, bunları organize etmek ve size sunmak. Son 4.0 sürümünün, Netscape, public domain/shareware bir yazılımdır. Kişisel kullanımlarda ücretsizdir. Ticari kullanımı lisans ücretine tabidir. Yeni nesil web listeleyicilerinin (Netscape ve MSIE) sundukları önemli bir özellik de, haber amaçlı değişik sitelerdeki bilgileri otomatik olarak bilgisayarımıza yükleyen ve “Push” teknolojisi adı verilen ilave bileşenlerle donanmış olmalarıdır. Bu bileşen Netscape için Netcaster; MSIE için ise “Active Channel” adını almaktadır.

1995’in ortalarında, Microsoft, Mosaic tabanlı bir Web Listeleyicisi çıkardı : Microsoft Internet Explorer. İlk çıkan sürüm, msie 2.0, ortalama bir mosaic taklidi web listeleyicisini geçemedi. 1996 Ağustos’ta çıkan 3.0 sürümü, Netscape ile karşılaştırılabilecek kadar iyi özellikler içermektedir. 3.0 sürümü ile, Microsoft, ActiveX teknolojisini de tanıtmıştır. Program, windows95/nt ve Macintosh ortamlarında çalışmaktadır. Kullanım ücretsizdir. (Freeware). 1997 Eylül sonunda ise, Microsoft MSIE’nin yeni 4.0 sürümünü çıkardı. Bu sürümün en dikkat çeken tarafı, windows95/nt masa üstü ile entegre olması. Böylece, sanki bir dosya yöneticisi ile diskinizde dolaşıyor gibi İnternet’te de dolaşabiliyorsunuz. Ayrıca, bu sürümle birlikte, Netcaster’a benzer işler yapan bir push teknolojisi olan “Active Channels” da geliyor. MSIE 4.0, şu an win’95/nt altında çalışıyor. Mac Power PC sürümünün de çıkacağı söyleniyor. Başka platformlar için (unix, os/2 vb) bu ürünün bir sürümü yok. Netscape ve Microsoft’un Web piyasasına hakim olma savaşı tüm hızıyla sürmekte. Bu, 1980 ve 90’lı yıllardaki işletim sistemleri savaşına benzese de, aralarında çok önemli ve enteresan bir fark var: Tüm Listeleyiciler (Browser) ve Web Servisleri, kim geliştirirse geliştirsin, Internet protokol ve standartları kullanılarak yapılıyor. Yani, platform ortak ve ortaya çıkan farklı ürünler -ister istemez- birbirlerine, büyük oranda, uyumlu. Öte yandan, Netscape, Temmuz 1997’de, “Aurora” isminde bir ürün geliştirdiğini duyurdu. Bu ürünün, Browser ile desktop arasındaki entegrasyonu sağlayacağı söyleniyor.

Helper Applications ve Plug-In’ler:


Web Listeleyicileri, aldıkları bir bilgiyi ekrana göndermeye çalışır. Eğer bu bilgi normal düz yazı ise, bunu ekranda yazı olarak görürüz. Eğer istenirse, belirli türden dosyalar web üzerinden alındıktan hemen sonra “ekrana listelemek yerine” başka şeyler de yaptırılabilir. Söz gelişi, uzantısı .DVI olan bir derlenmiş TeX dosyasını aldıktan sonra bir dvi viewer devreye girip bu dosyayı görüntüleyebilir. Ya da, uzantısı .TIFF olan bir grafik dosyasını, değişik bir ses dosyasını vb üzerine mouse ile tıklayıp aldığımızda bunlarla ilgili yerel diskimizdeki bazı programların çalışmasını isteyebiliriz. Bu tip DIŞ PROGRAMLAR, “helper applications” (yardımcı uygulamalar) olarak adlandırılırlar.

Web ortamının aslında çok değişik kompozit verilerden oluştuğunu söylemiştik. İlk zamanlarda bu, yazı, standart ses dosyası (wav) ve resim dosyası (gif) iken, daha sonra bunlara daha farklı tipte veriler katıldılar: Video formatları (.mov, .mpeg, .avi), değişik resim formatları (.jpeg, .png vb.), ses formatları (.mid, .au) diğer bazı formatlar (Live3D, Shockwave, RealAudio) gibi.. Farklı formatlardaki verilerin kullanımı yaygınlaştıkça, yardımcı uygulamalar yerine, doğrudan Web Listeleyici programlara eklenebilen bir mekanizma çıktı ortaya : Plug-In. Söz gelişi, MIDI formatındaki müzik dosyaları içeren bir arşive girdiğinizde, eğer MIDI-PlugIn’iniz yüklü ise, anında bu tip dosyaları çalabilirsiniz. Ya da, Quick Time (.mov) film dosyalarının olduğu bir siteye bağlandığınızda, eğer Quick Time Plug-In yüklemişseniz, gene, Web ortamınızı terk etmeden (çoğunlukla dosyayı almaya başladığınız andan itibaren) seyredebilirsiniz.

Plug-In ler ile çalıştırılan uygulamalar, sanki Web Sisteminin bir parçası imiş gibi davranmaktadır (MIDI Plug-In de, web listeleyicinizin bir köşesinde bir kontrol panelinin çıkması gibi).

Netscape ve Microsoft Internet Explorer, Plug-In teknolojisini desteklemektedir. Eğer kullandığınız listeleyici (browser), sizde yüklü olmayan bir “Plug-In” kullanan bir uygulama ile karşılaşırsa, otomatik olarak ilgili “Plug-In” dosyalarını alabilir ve sisteminize yükleyebilir.


Java, HotJava ve JavaScript:


Java, Sun Microsystems tarafından geliştirilmiş, C++’ı andıran bir programlama dilidir. World Wide Web sayfaları içinde, HTML ile bütünleşik kullanılabilir. Java ile yazılmış bir kod, WWW sayfası içindedir ve browser tarafından doğrudan çalıştırılabilir. Java kullanımı ile, Web sayfalarının dizaynı ve içerdikleri bilgiler değişmeye başlamıştır. Söz gelişi, Web ile bağlandığımız bir meteoroloji sitesindeki verileri, bizim belirlediğimiz bazı kurallar bütünü içinde işleyebilir ve sonucu Web ekranımızda görebiliriz. Bu iş, bir Java kodu yazılarak yapılabilir. Burada, web listeleyicimiz ile ilgili siteye bağlandığımızda, gerekli datalar ile birlikte, bu dataları işleyecek Java programı da (Java Applet) gelir ve bilgisayarımızda çalışır. Netscape 2.0 ve sonrası ve msie 3.0 ve sonrası Web Browser’lar Java uygulamalarını çalıştırabilecek kabiliyettedirler.

Burada önemli olan bir nokta var: Bağlandığımız websitesi’ndeki bilgilere müdahale edebiliyoruz. Bu, statik değil dinamik bir web ortamı anlamına gelir. Java, aslında, her yönüyle bir programlama dilidir ve bağımsız olarak ta kullanılabilir. Java kullanılarak yazılan bir Web Listeleyici bile var: HotJava. Benzer şekilde Java ile yazılmış bir TeX derleyicisi var: JavaTeX.

En son Java sürümü, JDK 1.0.2 (1997 başı itibarıyla) ‘dir.

Java, kullanımı zor bir araçtır. Java’yı andıran ancak daha çok bir “script” (komut) dili olan, Netscape tarafından geliştirilmiş bir Java türevi var: Java Script. Java Script, Java’nın aksine, derlenmeden çalıştırılabilen bir script dilidir. HTML kısmında da görüleceği gibi, JavaScript, aslında ek HTML komutları gibi davranır. HTML dokümanları içinde JavaScript kullanımı oldukça yaygındır. Özellikle formlar, basit tarama kullanıcı arabirimleri, yerel bazı işlemler, pop-up bilgi ekranları vb gibi pek çok kullanım alanı vardır.


ActiveX ve VBScript:


ActiveX, çeşitli programlama araçlarından oluşan, ve web kullanıcısı ile bağlandığı site arasında interaktif (etkileşimli) bir ortam sağlayan (mesaj alanları, radio button’lar, menüler vb), Microsoft’un geliştirdiği ve Microsoft Internet Explorer 3.0 ile duyurduğu bir teknolojidir.

ActiveX bileşenleri ikiye ayrılabilir : (1) ActiveX controls (2) ActiveX documents. ActiveX Controls, mantık olarak Java Applet’lerine benzer ve HTML içinde kullanılabilir. ActiveX documents ise, kullanıcı tarafından görüntülenebilen ve listelenebilen (navigatable), HTML dışı her türlü objelerdir. ActiveX documents’e örnek olarak, Excel’de hazırlanmış bir tablo, bir Word dokümanı vb. verilebilir.

Hazır olarak, binlerce ActiveX kontrol aracı bulunabilir. Ayrıca, ActiveX bileşenleri, Java içinden kullanılabilir. ActiveX controls içeren sayfalar msie 3.0 ve sonrası bir web listeleyici ile görüntülenebilir. Ayrıca, Netscape için bir ActiveX PlugIn yüklenerek (windows versiyonunda) listeleme sağlanabilir.

ActiveX, şu an sadece Windows ortamında kullanılabilmektedir. Bu, en önemli dezavantajıdır. Microsoft, Unix ve Macintosh platformlarında da ActiveX kullanımı için uğraşmaktadır.

VBScript ise, Microsoft Visual Basic benzeri, nesneye dayalı bir Script dilidir. VBScript içinden OLE controls, Java Applets vb gibi objeler çağırılabilir.

Push Teknolojisi Nedir?

Netscape ve Microsoft’un 4.0 sürüm numaralı web istemcileri (listeleyici, gezgin, browser) ile birlikte yeni bir bileşen daha geliyor. Bu bileşen, Netscape için Netcaster, MSIE için ise Active Channel. Bunların temel amaçları, dünya üzerindeki çeşitli haber/bilgi kaynaklarından ilgi alanımıza giren konulardaki bilgileri derleyerek bilgisayarımıza aktarmak ve bu bilgileri sıkça güncellemek. Böylece, web’de fazla dolaşmadan pek çok bilgi ve güncel habere kolayca ulaşmak mümkün. 1997 sonlarında “push teknolojisi” için bilgilerin aktarım ve sunum standardı henüz konabilmiş değil. Netscape ve Microsoft bu konuda farklı stratejiler ve standartlar izlemektedirler.

CGI Nedir:

CGI (Common Gateway Interface), Web Servisleri ile bu servislerin dışındaki programlar arasında etkileşim (ortak çalışma) platformu oluşturmak için geliştirilmiş bir standarttır. CGI, aslında bir programdır. Web’in statik yapısına, HTML kodu içinden çağrılan CGI programları dinamik bir nitelik kazandırmaktadır. En popüler CGI uygulamalarından birisi Web Sayaçlarıdır. Web sayfalarını kaç kişinin ziyaret ettiğini saptayan küçük uygulamalar dış program olarak, bir web sayfası içinden çağrılabilir. CGI programları gerçek zamanlı çalışırlar. CGI’lerin önemli uygulama alanlarından bir başkası da, web üzerinde doldurup gönderilen formlar üzerindeki bilgileri server tarafında değerlendirip kullanıcıya cevabı göndermektir.

CGI programları “çalıştırılabilir” kodlar olduğundan, bir başkası, kolaylıkla sizin sisteminizde program çalıştırabilir!! Bu yüzden, CGI kodları sistemde özel yerlerde tutulur ve o sistemin görevlilerinin denetimi altındadır.

CGI programları herhangi bir dilde yazılabilir : C, Fortran, Pascal, C++, Perl, Unix Shell, Visual Basic vb. CGI eğer C ya da Fortran gibi bir dilde yazılırsa, derlenmelidir. Perl ya da Unix Shell gibi ortamlar ise script ortamlardır ve bu şekilde yazılmış CGI Script’ler doğrudan çalıştırılabilir.

Özellikle Java ve JavaScript kullanımlarının yaygınlaşması, CGI’nin ilk zamanlardaki popülaritesini azaltmıştır. Öte yandan, CGI programları/scriptleri, bulundukları sistemde saklıdırlar ve çalıştıklarında o sistemin kaynaklarını kullanırlar. Oysa Java Appletleri ve JavaScript, doğrudan HTML doküman içinde onu çağıran web listeleyicisine gelirler ve burada icra edilebilirler. Bu da, Java Applet ve JavaScript’in CGI’ye göre önemli bir avantajıdır.

VRML (Virtual Reality Modelling Language):

Web üzerinde, 3 boyutlu ortamlar içinde gezinmemizi ve bilgilere ulaşmamızı sağlayan bir dil. VRML içeren sayfalara bağlandığımızda, bir linkten ötekine giderek değişik sayfalara ulaşmak yerine, 3 boyutlu bir ortamda, odadan odaya geziniyoruz. Bu, görsel olarak web’i daha farklı bir hale getiriyor. VRML sayfaları ancak bu dili destekleyen bir web listeleyicisi ile görülebilir. VRML plug-in’leri, Mosaic, Netscape ve msie için mevcuttur.


Web’in Geleceği:


1994’ten sonra yaşananlar göstermektedir ki, bu konuda şimdiden tam bir tahmin yapmak imkansız. Web, değişik konular ve disiplinler için bir sunu ortamı. Görsel zenginlik, kullanım kolaylığı ve süreklilik/akıcılık içeren pek çok öğe web ile bütünleşik bir yapıda olmaktadır ve yenileri de olacaktır. Mevcut duruma ve gelişmelere bakıldığında Web tabanlı sistemlerin önümüzdeki yıllarda (günlerde?) aşağıdaki alanlarda yoğun kullanılacağını söyleyebiliriz.

Yayıncılık, Basın-Yayın : Daha şimdiden, web ortamları, basın-yayın kuruluşları ve yayınevleri tarafından çok etkin kullanılmaya başlanmıştır. Önümüzdeki yıllarda şu an şaşırarak ve merak içinde izlediğimiz bu çalışmalar rutin haline gelebilir ve kağıtsız bir yayıncılık ortamı web üzerinde boy gösterebilir. Bunun ilk örnekleri, daha çok bilimsel dergilerde kendini göstermiştir. Her gün artan sayılardaki bilimsel dergileri on-line okuyabiliyoruz.

Bilgi Sistemleri ve Veri Bankaları : Değişik konulardaki bilgileri içeren “Sanal Kütüphaneler”’in daha hiyerarşik bir yapılanma içinde boy göstermeleri oldukça yakın. Sanayi, tarım, eğitim, hükümet kaynakları vb gibi konularda ilk elden bilgilerin verildiği merkezlerin sayıları her geçen gün artmaktadır. Ayrıca, araştırma kuruluşları ve üniversiteler, yaptıkları araştırmalar ile ilgili bilgileri daha sistematik ve web ile daha bütünleşik bir yapıda sunmaktadırlar.

Web üzerinden oylama : Web, genel/yerel seçimler için olmasa da, daha küçük çaplı oylamalar için kullanılabilir. Neden olmasın? Kişiler, web üzerinden bazı form-lar doldurup bunları gerekli merkezlere gönderebilir. Demokrasilerin işleyişinde oylamaların amacı mümkün olduğunca çok insanın oylamaya katılmasıyla daha sağlıklı işlediğine göre, eldeki tüm imkanlar bu iş için kullanılabilir. web de bunlardan biri.

Canlı ve Etkileşimli Eğlence Ortamları : Televizyon, insanların eğlence ve haber alma/bilgilenme ihtiyaçlarını karşılamada çok önemli bir araçtır. Ancak, büyük oranda tek yönlü bir medya ortamı. Web üzerinde interaktif (etkileşimli) yayıncılık yapılabilmesi için her şey var. Web kullanıcıları, web ortamında seyrettikleri şovlara bile katılabilirler.

Haber : Klasik haber medyası (gazete, dergi, TV, radyo), haberleri (diğer programlarında olduğu gibi) kendileri seçerek sunmakta. İstesekte istemesek te bir haber saatinde, ilgili yayıncının seçtiği haberleri seyredeceğiz. Gazete için bu biraz daha esnek ama, orada da, hangi haberin daha önemli olduğuna yine bazı kişiler karar veriyor. Gelecekte, kendi ilgili alanımıza giren konuları içeren haber ortamlarını web üzerinde dizayn edebilecek gibiyiz. Söz gelişi, o gün dünyadaki tüm spor olaylarını ya da bilimsel toplantılar ile ilgili haberleri izlemek istediğimizde yapmamız gereken sadece bu alanları belirlemek ve “Haber İzleme Programımızı” bu kişisel haberler içeriğine yönlendirmek olmalı. Microsoft ve CNN gibi kuruluşlar, kişilerin isteklerine göre (on demand) haber formatlarını hazırlayan sistemler üzerinde çalışıyorlar.

Uzaktan Eğitim : Üniversiteler ve diğer bazı kuruluşlar, yıllardır, fiziksel olarak uzak merkezlerde oturan kişiler, öğrenciler için “uzaktan eğitim” vermenin yollarını aramaktadırlar. Gelişen ağ teknolojisi ve web temelli ortamlar bu konuda ideal çözümler olarak karşımızdadırlar. Uzaktan eğitim, sadece öğrenciler, üniversiteler ile sınırlı değildir. Artık bir gereksinim halini alan “sürekli eğitim” mantığı içinde, değişik disiplinler için sürekli eğitim programlarının gerekliliği günümüzde tartışılmaktadır.

Uzaktan Konferans : Bir konferansa belki de, bundan 1-2 yıl sonra, oturduğumuz yerden katılıp bildirimizi sunabileceğiz. Kim bilir? Yolculuk ve konferans masrafları ve geçen zamanı düşünüzsek, konferanslarda web üzerinden bildiri sunmak -biraz hayalcilik gibi olsa da hiç de olmayacak bir şey değil.



GRAFİK/RESİM/SES/VİDEO FORMATLARI

Bitmap Nedir :

Bitmap, bilgisayar ekranında (display space) bir resmi görüntülemek için gereken tüm renk bilgilerinin ekranı oluşturan hex piksel (ekran çözünürlülüğü dahilinde, adreslenebilir en küçük resim parçası -pixel-) için renk bilgilerinin verildiği resim formatlarına verilen genel addır. GIF, JPEG, BMP, PCX örnek Bitmap formatlarıdır. Bitmap dosyaları ekranda görebilmek ve yazıcılardan bastırabilmek için özel bazı programlar gerekir (Photo Shop, XView, ACDSee vb gibi).

Bitmap formatları, resmin çözünürlülüğüne bağlı sabit bir tanımlama ile resmi oluştururlar (Raster tekniği). Bu haliyle, eğer resmi ölçeklendirirsek (küçültme/büyütme) bir çok ayrıntıyı kaybedebiliriz. Vektör bazlı grafik formatlarında ise, tanımlamalar bağıl olduğu için ölçeklendirmelerde kayıp önlenir (CAD formatları, Post Script (PS, EPS) formatları gibi).

Önemli Resim Formatları : BMP,GIF,JPEG,TIFF


Bunların hepsi de resim formatlarıdır. Temel farklı özellikleri vardır (kodlama, sıkıştırma algoritmaları gibi). Birbirlerine üstünlükleri ve farklı yanları aşağıda kısaca anlatılmıştır.

BMP: En temel resim formatı BMP’dir (bitmap) Aslında, BMP’nin birbirinden farklı bir kaç türü var. Özellikle bir X-Windows kullanıcısı ile MS-Windows ya da OS/2 kullanıcısı için farklar mevcut. X-Windows üzerindeki BMP formatı sadece 2 rengi desteklemekte. MS-Windows ya da OS/2 üzerindeki BMP formatının X-Windows’taki karşılığı XPM’tir. (pixmap) MS-Windows üzerinde BMP 16 ya da daha çok renk kaydedebileceğiniz, herhangi bir bir sıkıştırma yapmayan oldukça hızlı bir formattır. Bu formatta resmin içindeki renk sayısı değil, resmin büyüklüğü önemlidir. 16 renk, 800x600 çözünürlüğünde bir BMP dosyası, 800x600x1/2=240000 byte yer kaplayacaktır. (16 renk için 4 bit gerekli =1/2byte) Resmin içinde 1, 2 ya da 12 renk olması hiç önemli değil. 256 renk olarak kaydedilen bir dosya ise, 800x600x1=480000 byte yer tutacaktır (256 için 8 bit=1 byte gerekli. 2^8=256)

GIF: BMP çok hızlı bir format olmasına karşın, oldukça fazla yer kapladığı için pek tercih edilmez. Elinizdeki dosya 256 renkten fazlasını içermiyorsa, GIF (Graphics Interchange Format) iyi bir çözüm olabilir. GIF, COMPUSERVE’in geliştirdiği bir resim formatıdır. İyi bir sıkıştırma algoritması var (LWZ) ve görüntüleme de oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştiriliyor. 256 renk dışında (8 bit) herhangi önemli bir sorunu yok. Bunun yanında GIF, Web browser-lar ile görüntülenen resimler (inline images) için standart bir resim formatıdır. Compuserve’in GIF formatında kullandığı LWZ algoritması (1987) 1985 yılında Unisys firması tarafından patent olarak satın alındığı için 1993 yılından sonra Compuserve - Unisys arasında bazı problemler çıktı. (Compuserve, LZW algoritmasının patentli bir algoritma olduğunu bilmiyormuş). Compuserve, GIF’in yerini alacak, 48 bit true color, renk kaybı olmayan yeni bir resim formatı oluşturdu (freeware). Bu format PNG olarak adlandırılır. (Patent problemi yüzünden, CompuServe’in üzerinde çalıştığı ve duyurmak üzere olduğu GIF24 -true color 24bit GIF standardı- de hiç bir zaman hayata geçirilemedi).

GIF formatının iki farklı versiyonu var : 87a ve 89a. 89a versiyonu, tek bir GIF dosya içinde birden çok GIF formatlı resim yerleştirilmesine ve anime edilmesine olanak tanır (animated gif). Ayrıca, GIF89a versiyonu, “interlaced” -katmanlı- görüntü saklama özelliğine de sahiptir. Bu, özellikle internet üzerindeki resimlerde kullanılır. Böylece, kullanıcı, GIF formatındaki resmi, her seferinde 1 katman gelecek şekilde ekranında görür ve resmin bütünü hakkında, tüm resim gelmese bile, fikri olur.



JPEG: Çok renkle (256 renkten fazla) uğraştığınız zaman GIF formatını kullanmanız mümkün değil. BMP olarak saklarsanız, o kadar çok disk alanı kaplar ki, Gigabyte-lık HD’ler kullanmanız gerekebilir. Onun yerine JPEG (Joint Photo graphics Experts Group) daha iyi bir alternatif olabilir. Yalnız, JPEG az renk içeren uygulamalarda hem kaliteyi düşürüyor, hem de dosya boyutunda önemli bir değişiklik sağlamıyor. Standart JPG formatında, resmin kalitesinden bir miktar ödün vererek sıkıştırma uygulanır. Böylece dosya boyu bir hayli düşer. Özellikle 24 bit true color uygulamalarda resim kalitesinin düştüğünü anlamak mümkün değildir. Bu tip uygulamalarda JPG tercih edilir. JPEG’den ne kadar sıkıştırma istendiği (0-100 arası bir faktör) seçiliyor ama genellikle 5-95 arası kullanılıyor. 95’den fazlası detay kaybına yol açıyor, 5’ten küçüğü de dosyayı fazla ufaltmıyor) ikincisi de, 24 bit->8 bit çevrim. JPG de, GIF gibi, Web Listeleyiciler tarafından görüntülenebilen standart bir formattır. JPG, ISO standardı ile tanımlanmış bir formattır ve bir çok değişik kodlama sistemleri içerir.

TIFF: (Tagged Image File Format) 1, 8, 24 bit’lik formatları var. Hepsinin sıkıştırılmış ve sıkıştırılmamış 2 farklı tipi mevcut. 1 bit olanı fakslarda dosya iletimi için kullanılıyor. Çok renkle uğraştığınızda zaman önemli, yer de çok önemli değilse, TIFF’i kullanmanızda fayda var. JPEG’e göre daha az küçülme sağlasa da, hızı ile bu açığını kapatıyor.

PostScript ve DVI Formatları :


PS: (PostScript) PS yukarıda anlatılan formatlardan oldukça farklı. PS, Adobe Systems’in ortaya çıkardığı bir yazıcı dili. Çeşitli komutları kullanarak PS anlayan bir yazıcıdan çok kaliteli çıktılar almamızı sağlar. Postscript aynı zamanda resim değişimi için de kullanılmaktadır. Özellikle herhangi bir dokümanın içine resim ekleneceği zaman -postscript yazıcıdan alınabilmesi için- şekil genellikle PS formatında kaydedilir. Aslında, direkt PS oluşturulmuş bir resim -vektörel tanımlandığı için- oldukça az yer kaplar. Büyütme ve küçültme işlemleri detay kaybı olmadan kolaylıkla yapılabilir. Bunu dışında sayısallaştırılmış herhangi bir grafiği de PS’e çevirebilirsiniz. Yalnız bu sefer BMP formatına benzer şekilde nokta nokta bilgiyi saklayacağı için dosyanız çok büyük olabilir. Yine de, çıktısını almak için tercih edilen bir yöntemdir. Çıktı almak için PS yazıcı bir şart değilse de -çıktı işleminin hızlı olması açısından yine de tercih edilir. Elinizde PS yazıcı yoksa dokümanınızı herhangi bir PS interpreter kullanarak bastırabilirsiniz.

DVI: (DEVICE INDEPENDENT) Postscript insanlar için hazırlanmadığından dolayı, bu dilde doküman hazırlamak işkenceye dönüşebiliyor. Bunu engellemek için AMS’den Donald E. Knuth’un yazdığı bir doküman hazırlama (typesetting) sistemi var. Bu sistem, TeX’le gelen MetaFont programını da kullanarak istediğiniz dilde, (japonca, ibranice, arapça, vs) matematik, müzik sembollerini kullanabileceğiniz, içine PS olarak kaydedilmiş şekil yerleştirebileceğiniz dokumanlar hazırlamanızı sağlayan bir dildir. Bilimsel dokümanlar (özellikle matematik ve fizik konularında) TeX ile hazırlanır. TeX dilinde yazdığınız ascii dokümanınızı TeX’e derletip, DVI uzantılı bir doküman elde edersiniz. Adından da anlaşılabileceği gibi, DVI da postscript gibi herhangi bir platformda basılabilir. Direkt DVI anlayan yazıcılar olduğu gibi, yazıcınıza uygun bir dvi çevirici (mesela dvi2ps) kullanarak, elinizdeki DVI dokümanı bastırabilirsiniz. DVI, kullanılan platform/işletim sistemi vb den bağımsız olarak, kağıt üzerinde size aynı sonucu verecektir.

Video (Hareketli Görüntü) Formatları : MPEG, AVI, Quick Time


Hareketli görüntü formatları, sahneleri arka arkaya (sinema filmi gibi) sürekli gösterebilen formatlardır. Web üzerinde de kullanılan en önemli hareketli görüntü formatları MPEG, AVI ve Quick Time’dır.

MPEG : MPEG ( Video Pictures Extended Group), bir ISO hareketli görüntü (Video) ve ses (Audio) sıkıştırma standardıdır. Video, CD vb gibi ortamlarda hareketli görüntülerin saklanması ve iletilmesini temin eder. Sıkıştırma oranları 1:50 lere kadar çıkmaktadır (MPEG-2). WWW browser-lar için neredeyse standart hareketli görüntü formatı olmuşlardır.

AVI : AVI, Microsoft’un geliştirdiği bir video formatıdır. 24 bit true color, platformunuzun desteklediği tüm ekran çözünürlülükleri ve ses bu format ile verilebilir.

Quick Time (MOV) : Quick Time, Apple’in geliştirdiği bir hareketli görüntü formatıdır. Pek çok platformda bu format desteklenir. Bu, AVI’ye gore en büyük avantajıdır. AVI’dekine benzer özellikler taşır.

Hareketli GIF’ler (Animated GİFS) :Hareketli GIF, tek bir GIF dosyası içinde birden çok ve beli bir sırada konmuş GIF’lerden (=sahne) oluşur. Netscape ya da MSIE gibi web listeleyicilerinde bu dosyalar “hareketli” bir şekilde görüntülenir. Hareketli GIF, bir GIF89'a standardıdır. Dosya içinde bulunan sahneler, sonsuz bir döngü içinde, hızı ayarlanarak vb hareketlendirilebilir. Hareketli GIF’ler, web ortamlarının vazgeçilmez yardımcı elemanlarıdır. Sayfalara dinamiklik ve görsellik katarlar.


Real Audio/Video:


Real Audio, Real Network tarafında geliştirilen ve internet üzerinde “sürekli” ses iletimini sağlayan bir teknolojidir (Win95/NT ve Mac sürümleri var). Real Audio formatı, özellikle çok yer kaplayan “WAV” ya da “AU” gibi ham ses formatlarının yerini almıştır. Kullandığı algoritmalar sayesinde ses verileri oldukça küçük birimlere sıkıştırılabilmektedir. Geniş bir yelpazede seçilebilen “örnekleme” aralıkları ile, ses/müzik kalitesinden bir miktar fedakarlık ederek, 14.4kbps modem bağlantılarında bile gerçek zamanlı sürekli müzik yayınlarını dinlemek mümkün olabilmektedir.

Real Audio formatı, özellikle internet üzerinde canlı yayın yapan radyo sitelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu formatı kullanmak için, aynı şirketin çıkardığı ve ticari olmayan kullanımlarda “freeware” olan “Real Audio” programına ihtiyaç var. Programla birlikte, Netscape ve MSIE için gerekli plug-in’ler de geliyor.

Real Audio 1995’ten beri varolan bir format ve bu yüzden internet üzerinde ses/müzik iletiminde kullanımı çok yaygındır. 1997 başından itibaren, aynı şirket, internet üzerinde gerçek zamanlı sesli görüntü (video) iletimi için de “real video” formatını çıkardı ve audio/video gösterimi için Real Player (v4.0) isminde, klasik programının yeni bir sürümünü çıkardı. Aslında internet üzerinde video aktarımı için, Vivo, VDOLive, Quick Time gibi başka formatlar da kullanılmakta. Ancak, RealAudio alışkanlığı da önemli bir etken olmak üzere, yeni real video formatı da çok çabuk kabul gördü. Şu an, real video kullanarak internet üzerinde yayın yapan TV istasyonları oluşmaya başladı. Ancak, ortalama olarak, bağlantı hızlarının hala yetersiz olduğunu söyleyebiliriz.

Real Networks, 1997 Ekim ayı içinde, RealMedia adıyla, programının yeni (v5.0) sürümünü duyurdu. Bu sürümle birlikte, Shockwave plug-in ürünüyle tanınan Macromedia’nın Flash 2.0 animasyon formatı, Real Flash adıyla real audio ve real video ile birlikte bütünleşik olarak kullanıma sunuldu. Real Flash, özellikle çizgi film, ürün tanıtımları vb türü kullanımlarda, yavaş internet bağlantıları üzerinden bile gerçek zamanlı aktarıma olanak tanıyabiliyor. Bazı animasyon örneklerine Real Networks web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Siz de, eğer isterseniz WAV ya da AU formatındaki ses kayıtlarını RealAudio formatına; ya da, MOV, AVI gibi formatlardaki filmleri Real Video formatına çevirebilirsiniz. Bunun için Real Encoder programına ihtiyacınız var. Aynı siteden bu program da ücretsiz elde edilebilir.

MPEG Layer 3 (MP3) Ses Formatı:


MP3, bir MPEG Ses sıkıştırma formatı ve standardıdır. MPEG Layer 3 standardı olarak bilinir. Bu format ile, CD kalitesindeki şarkıları (audio) yaklaşık 12’de 1 ine varan oranlarda sıkıştırabilirsiniz. Söz gelişi, bir şarkı CD’sinde, kabaca, 5 dak. lık bir şarkı 60mbyte civarında yer tutar (düz WAV formatı ile bir tutabilirsiniz). Eğer bunu sıkıştırarak MP3’e çevirirseniz bu yaklaşık 5mbyte’a iner (kalitesinden hiç bir şey kaybetmeden - 44khz, Stereo). Böylece, bu formatla 1 CD’ye yaklaşık 12 saatlik kayıt sığdırabilirsiniz.

MP3’leri çalmak için bir de iyi MP3 Player’e ihtiyacınız var. En popüler (ve kesinlikle en mükemmel) program WinAmp. Win95/NT, Mac ve Dos sürümleri var.

Normal müzik CD’lerindeki şarkıları bilgisayarınıza kaydedip MP3 yapmak olası. ancak, özellikle telif haklarına dikkat etmek lazım.

DOSYA SIKIŞTIRMA/ARŞİVLEME

Sıkıştırma:

Çok büyük hacimli dosyalar arşivleme amaçlı kullanımlar için genellikle sıkıştırılarak saklanırlar. Bu, dosyanın büyüklüğünü önemli oranlarda azaltır. Bu özelliğinden dolayı, sıkıştırma programları FTP arşivlerinde dosya sıkıştırmak için çokça kullanılır. Bazen bir dosya sıkıştırılabildiği gibi bazen de birden çok dosya sıkıştırılarak tek bir programda arşivlenerek tutulabilir. Sıkıştırılmış bir dosya, genellikle, uzantısından ayırt edilir. Kullanılan programın türüne göre sıkıştırılmış dosyanın uzantısı (.Z, .ZIP, .ARJ vb) olabilir.Bu tip dosyalar alındıktan sonra kullanılmadan önce mutlaka AÇILMALIDIR.



Arşivleme:

Bir dizindeki tüm dosyaları (alt dizinleri ve dizin bilgileri ile birlikte), genellikle, tek bir dosya halinde birleştirme işlemi “dosya arşivleme” olarak adlandırılabilir. Bu, UNIX’te TAR kullanılarak yapılır. TAR, dosyaları sıkıştırmadan arşivler. DOS/WINDOWS sistemlerinde ise, aynı iş BACKUP ile yapılır. Ayrıca, ZIP, ARJ vb gibi bazı formatlar, aynı anda hem arşivleme, hem de sıkıştırma yaparlar ve standart BACKUP programlarının yerini almışlardır.


DOS Sıkıştırma/Arşivleme Programları:


PKZIP, PKUNZIP: PkWare şirketinin sıkıştırma ve arşivleme programıdır. Bu program ile sıkıştırılan dosyaların uzantısı “.zip” olmaktadır. UNIX programlarından farklı olarak, pkzip hem arşivleme hem de sıkıştırma işlevini görmektedir.

Kullanım : PKZIP ile, ilgili dosyayı sıkıştırırız. Sıkıştırılmış dosyanın uzantısı verilmezse, ZIP olacaktır. sıkıştırılmış bir dosyayı açmak için ise, PKUNZIP dememiz yeterli. Örnek olarak, inet-tr.css isimli dosyayı sıkıştırmak isteyelim. Bu durumda vereceğimiz komut :

pkzip inet-tr.zip inet-tr.css

olacaktır. Sonuçta, inet-tr.zip isimli dosya oluşturulacaktır. Açmak için ise, pkunzip inet-tr.zip dememiz yeterli. kısmına, bir dosya grubu da gelebilir. Söz gelişi, pkzip hepsi.zip c:\dos\*.exe komutu ile, c:\dos dizinindeki uzantısı .exe olan tüm dosyaları sıkıştırarak HEPSI.ZIP isminde bir arşiv dosyası haline getirdik.

PKZIP, bazı komut satırı parametreleri de alabilir. Bunlardan en önemlileri şunlardır:


  • a var olan bir arşive yeni dosyalar eklemek için (add)

  • d bir arşivden dosya silmek için (delete)

  • e[x,n,f,s,0] sıkıştırma miktarını belirtmek için (-ex : maxsimum sıkıştırma; -e0 : minimum oranda sıkıştırma)

  • r dizin yapısını koruyarak sıkıştırma/arşivleme yapmak için (recursive)

  • v ZIP arşivinin içindeki dosyaları listelemek için (verbose)

Kullanım ile ilgili ayrıntılı bilgi pkzip -h ile alınabilir.

Kullanımda dikkat edilmesi gereken hususlar :

DOS işletim sisteminin, dosya isimlerinde 8 karakter; dosya uzantılarında ise en fazla 3 karakter kullanabilme limitinden ötürü, bunlara uymayan dosyaların PKZIP ile sıkıştırılmaması gerekir.

Alt dizinleri, dizin isimlerini de koruyarak (recursive) sıkıştırmak için, komut satırına -r parametresini yazmayı unutmayın.

Arşivden sadece belirli bir dosyayı açmak isterseniz, PKUNZIP şeklinde bir komut vermelisiniz.

ARJ : R. K. Jung’un geliştirdiği bir programdır. Bu program ile sıkıştırılan/arşivlenen dosyaların uzantısı “.arj” olmaktadır. Arj’da pkzip gibi hem arşivleme hem de sıkıştırma yeteneğine sahip bir program. Pkzip’den farklı olarak sıkıştırma/açma işlevlerini tek bir programla (ARJ.EXE) halledebiliyor. Ayrıca, ARJ, büyük arşivleri istenen uzunlukta dosyalara bölme imkanı da sağlıyor. Bu, PKZIP’e göre önemli bir avantaj. Maksimum sıkıştırma modunda, ZIP’e göre, özellikle çoklu ortam (multimedia) dosyaların sıkıştırılmasında daha iyi sıkıştırma oranları elde edebilirsiniz. ARJ, aynı zamanda, kendi kendine açılabilir arşivler (self-extracting archives) oluşturabilir. Böylece, sıkıştırılmış arşivi bir .EXE dosya yaparak, sadece ilgili dosyayı çalıştırmakla (AR’a gerek kalmaksızın) açabilirsiniz. ARJ da, shareware bir program.

Kullanım : ARJ a ile, ilgili dosyayı sıkıştırırız. Sıkıştırılmış dosyanın uzantısı verilmezse, ARJ olacaktır. sıkıştırılmış bir dosyayı açmak için ise, ARJ e dememiz yeterli. Örnek olarak, inet-tr.css isimli dosyayı sıkıştırmak isteyelim. Bu durumda vereceğimiz komut :

arj a inet-tr.arj inet-tr.css

olacaktır. Sonuçta, inet-tr.arj isimli dosya oluşturulacaktır. (Eğer, inet-tr.arj ismindeki dosya daha önceden varsa, program, eski arşivin içine yeni dosyayı da ekleyecektir -add-). Açmak için ise, arj e inet-tr.zip dememiz yeterli. kısmına, bir dosya grubu da gelebilir. Söz gelişi, arj hepsi.arj c:\dos\*.exe komutu ile, c:\dos dizinindeki uzantısı .exe olan tüm dosyaları sıkıştırarak HEPSI.ARJ isminde bir arşiv dosyası haline getirdik.

ARJ, bazı satır komutları ve parametreleri de alabilir. Bunlardan en önemlileri şunlardır:

Komutlar :

a arşive yeni dosya eklemek için

d arşivden dosya silmek için

v arşivdeki dosyaları, dizin bilgileri ile birlikte, listelemek için

m arşivleme sonrasında dosyaları diskten silmek için

e arşivi açmak için

x arşivi, dizin bilgilerini de koruyarak, açmak için

Parametreler :


  • m[0,1,2,3,4] sıkıştırma miktarını belirtmek için (-m4: maxsimum sıkıştırma; -m0: minimum oranda sıkıştırma)

  • r dizin yapısını koruyarak sıkıştırma/arşivleme yapmak için (recursive)

  • v[xxxk] Arşivi xxx kilo byte lık kısımlar halinde parçalayarak oluşturmak için (-v1300k gibi) -açarken de aynı parametre (ya da -vv) kullanılmalı.

Kullanım ile ilgili ayrıntılı bilgi ve örnek kullanımlar arj -? ile görüntülenebilir.

Kullanımda dikkat edilmesi gereken hususlar :

DOS işletim sisteminin, dosya isimlerinde 8 karakter; dosya uzantılarında ise en fazla 3 karakter kullanabilme limitinden ötürü, bunlara uymayan dosyaların DOS ARJ ile sıkıştırılmaması gerekir.

Alt dizinleri, dizin isimlerini de koruyarak (recursive) sıkıştırmak için, komut satırına -r parametresini yazmayı unutmayın.

Arşivden sadece belirli bir dosyayı açmak isterseniz, ARJ e şeklinde bir komut vermelisiniz.

Windows95/NT Dosya Sıkıştırma/Arşivleme Programları:


WINZIP : Önceleri, standart ZIP formatı için bir Windows kullanıcı ara yüzü şeklinde ortaya çıkan bu program, şu an, popüler tüm unix/mac/dos sıkıştırma/arşivleme formatlarını (ZIP, ARJ, Z, gz, TAR, ARC,LZH. Microsoft Compress, vb) ve özel kodlama formatlarını (UU/XXENCODE—DECODE, BINHEX, MIME vb) açabilmektedir.Program, aynı zamanda, ZIP formatında dosya sıkıştırma/arşivleme yapabilmektedir.

Bir dosya yöneticisi üzerinden, kullanıcı yapacağı tüm operasyonları menüler ve ikonlar yardımıyla seçer. WINZIP ayrıca, standart windows 95/nt dosya/dizin özellik menüsüne (Properties) otomatik olarak eklenebilir ve Windows Explorer ile bütünleşik kullanılabilir. Uzun dosya isimleri içeren dosyaları sıkıştırabilir/arşivleyebilir. Ayrıca, Winzip Self Extractor yardımıyla, kendi kendine açılabilen (self extracting) arşivler oluşturmak mümkün.


UNIX Sıkıştırma/Arşivleme Programları:


Compress, Uncompress: UNIX sistemlerinin standart sıkıştırma programıdır. Compress ile sıkıştırılan dosyaların uzantısı .Z ‘dir. Bu program şu anda UNIX sistemlerinde popülerliğini kaybetmiş durumda. Genellikle UNIX makinalarında daha iyi bir sıkıştırma algoritması olan GZIP tercih ediliyor. Bir çok sistemde ise compress gzip’e sembolik link haline getirilmiş şekliyle kullanılıyor. Linux da ise gelen standart sıkıştırma programı GZIP’tir.

Kullanım : Yine de compress’in hala kullanıldığı göz önünde bulundurularak, bir kaç söz söylemeli. Sıkıştırılmış dosya yaratmak için: compress dosya_adı demek yeterli. -v parametresi ile dosyanın ne kadar sıkıştırıldığını da öğrenmeniz mümkün. Sıkıştırılmış bir dosyayı açmak içinse: compress -d dosya_adı.Z ya da uncompress dosya_adı demeniz yeterli. Daha ayrıntılı bilgi için her zaman : man compress diyebilirsiniz.

Z uzantılı bir Dosyayı GZIP Formatına Çevirebilir miyim? Tabii, dilerseniz önce uncompress edip, gzip ile sıkıştırırsınız; dilerseniz znew isimli programı kullanabilirsiniz.

GZIP, GUNZIP: Gnu’nun sıkıştırma programıdır. UNIX’te .gz, VMS’te -gz, MSDOS’da, OS/2’te .z uzantılı dosyalardır. UNIX sistemlerinde standart olarak kurulu olarak gelmesi gerek.

Kullanım : Man gzip ya da gzip -h ile ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Kısaca; Sıkıştırılmış bir dosya yaratmak için : gzip sıkıştıracağınız_dosyanın_adı demeniz yeterli. Gzip ile sıkıştırılmış bir dosyayı: gzip -d dosya_adı.gz diyerek açmanız mümkün. En temel kullanımı bu. Bunun dışında yine GNU’nun direk *.gz formatlı dosyaları açmak için kullanabileceğiniz GUNZIP programı var. Bu programla *.gz’yi herhangi bir parametre vermeden açabilirsiniz.

GZIP ile Sıkıştırılmış bir Metin Dosyasını Açmadan ?çini Görmek Mümkün mü? Evet, mümkün. gzcat’ı kullanabilirsiniz. gzcat dosya_adı demeniz yeterli. Yukarıda compress-gzip ilişkisi için anlatılanların tümü gzcat-zcat için geçerli. zcat aslında compress komutuyla sıkıştırılmış dosyalar için kullanılıyorken, compress’in yerini gzip’e bırakmasıyla gzip için de kullanılır oldu. Yine birçok sistemde’ zcat gzcat’e sembolik link durumda. Buna ek olarak, aynı işi: gunzip -c dosya_adı.gz diyerek de yapabilirsiniz.

Bir Dizini Sıkıştırabilir miyim? Hem evet, hem hayır. Eğer dizini sıkıştırmaktan kastınız dizinin içindeki tüm dosyaları sıkıştırmaksa evet, bunun için komut satırınıza -r parametresini ekleyeceksiniz. -r parametresinden sonra gzip, adı geçen dizin ve onun tüm altdizinlerindeki bütün dosyaları tek tek sıkıştırır. Yok eğer dizinin sıkıştırılmış tek arşiv dosyası haline getirilmesi ise hayır. Bunun için önce dizinin tar komutu ile arşivini alıp, gzip ile o arşivi sıkıştırmamız gerekecek.



TAR (Tape Archive) : UNIX sistemlerinin standart arşiv programıdır. Bir dizindeki/dizinlerdeki dosyaları tek bir dosya haline getirir. Bu program ile arşivlenen dosyaların uzantısı “.tar” olmaktadır.

  • .TAR’lı bir Dosyayı Nasıl Açılır:Ayrıntılı bilgi için man tar komutunu kullanın. Ya da sadece tar derseniz kullanımla ilgili kısa bilgiler listelenecektir. Tar’ın compress ve gzip’den farklı olarak bir çok parametresi vardır. Tar’i açma parametresi x’tir. Ancak TAR default olarak /dev/rmtnh’den okumak isteyeceği için bir de dosya adı vermeniz gerek. Bunu da -f parametresi ile yapıyoruz. Yani: tar -xf dosya adı .tar demeniz yeterli. Açarken, dosya adlarını da listelemesini istiyorsanız,-v parametresini eklemiz gerekecek.

Bir TAR Arşivini Nasıl Oluşturulur: Tar’a bir arşiv oluşturmasını söylemenin yolu c parametresi. -f ile de arşivin adını veriyorsunuz. Yani: tar -cf arşiv_adı.tar /dosyaların/dizini şeklinde bir komut verirseniz, isteğiniz gerçekleşecektir. Bu şekilde arşiv oluşturunca, TAR, linklerin sadece isimlerini alır. Link edilen dosyayı da arşive alması için -h parametresini kullanmalısınız. Bir TAR arşivini GZIP ile sıkıştırırsak, oluşan sıkıştırılmış arşivin uzantıları .tar.gz olacaktır.

*.tar.gz uzantılı bir Dosyayı Açmanın daha kısa bir yolu var mı? Var. Kullandığınız tar programı GNU’nun ise, parametre olarak -z verirseniz arşivi sıkıştırılmış halinden açmaya başlar. Aynı şekilde -z parametresi vererek sıkıştırılmış halde bir arşiv dosyası yarattırabilirsiniz. GNU TAR dışında bir tar programı kullanıyorsanız o zaman şu komut satırına ihtiyacınız olacak: gzcat file.tar.gz | tar xvf - ya da gzip -d -c |tar xvf -


FAT32’NİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI


Windows 95 OSR2 ve Windows 98’le beraber çoğu bilgisayar FAT32 dosya sistemi (FAT=File Allocation Table) ile birlikte geliyor. Eski Fat16’nın aksine FAT32 yüksek kapasiteli diskler de sadece 4 KB’lik Cluster’lar kullanıyor, bu yüzden diskin bellek alanı yaklaşık olarak yüzde 15 daha iyi kullanıyor. FAT32 GB’dan 2 Terabyte’a kadar ATAPI diskleri destekliyor. Ancak BIOS Interrupt 13 yüzünden bir donanım kısıtlaması daha söz konusu: Eski PC’lerde BOOT Partition’ı 7.6 GB’dan daha fazla olamaz. Windows 95/98 ile birlikte gelen tüm disk araçları (Format, Fdisk, Defrag ve Scandisk gibi) FAT 32 destekleyecek şekilde değiştirilmişler. Windows 95 OSR2 ve Windows 98 FAT32 Partition’ları destekleyen işletim sistemleri, BT 4 için de FAT32 sürücüsü mevcut. MS-DOS ve ilk Windows 95 sürümü FAT32 Partition’ları tanıyamıyor ve bu sürücülerden Boot edemiyorlardı. Windows 98 var olan sürücüleri FAT32 dosya sistemine dönüştürmeyi sağlayan çok önemli bir programa sahip. Bu programı çalıştırmak için “Başlat-Programlar-Donatılar-Sistem Araçları-Sürücü Dönüştürücü (FAT32)” simgelerini ve birkaç defa İLERİ düğmesini tıklayın.

Yüklə 372,58 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin