«Oteller, pansiyonlar — Çınarcık'ta 2 otel vardır. 'Bunlardan biri Ahmed Zogo'ya 3 it 40 yataklı Zogo Oteli, diğeri Selmâ ök-te tarafından işletilen ve bu mevsim için 40 tan 110 yatağa çıkarılan Çınarcık Aile Pansiyonudur.
:«Her iki otelde de odalar 2 veya 3 ya
taklıdır. Zogp Otelde yatak .başına 6 lira
alınır, Çınarcık Aile Pansiyonunda ise ya
tak ücreti 7,5 liradır. Ayrıca sahil boyunca
uzanan 20 kadar ev. oda veya daire halin-'
.de mevsimlik, aylık, onbeş günlük hattâ
birkaç günlük kiraya verilebilir. Bu evler
den yeni yapılanlarda su, duş hattâ banyo
vardır. Bunların geceliği 6-7,5 lira arasın
dadır. Daha eskileri 5 liraya verildiği gibi,
sahil evleri dolduğu zaman, köy içinde de
4-5 liraya oda bulunabilir. ,
ANSİKLOPEDİSİ
«Sahildeki yeni yapılan evler arasında mobilyalı 3 odası, duşu, mutfağı, alaturkc ve alafranga tuvaleti, denize nazır balkonu ile mevsimliği 4000 liraya kiralanan daireler olduğu gibi, daha az konforluları da mevsimliği 2500 liraya müşteri bulmaktadır.
«Lokantalar — Pansiyon olarak kalınan evlerde bizzat yemek pişirilebileceği gibi, sahil boyunca dizilen lokanta, gazinolardan da kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri mâkul fiyatlarla temin edilebilir. Adet ler i 6-7 yi bulan bu lokantalardan, iskelenin tam karşısına rastlayan Ali Tetik (Ali Baba) ya ait Kanaat Lokantası, kış - yaz açıktır. Diğerleri yazın açılır. Bunlar arasında İstakoz, Çınaraltı, Sadi, Emirgân lokantalarını sayabiliriz.
«Lokantaların hepsinde fiyatlar aşağıdaki gibidir:
YEMEKLER:
Çorbalar 50 kuruş
Pırında kızartma etler 200 »
Kemiksiz et yemekleri 180 »
Izgara etler 175 »
Tava etler 175 »
Şiş 200 »
Pirzola (sote) 200 »
Ciğer tava (sote) 150 »
Bonfile garnitürlü 300 »
Biftek garnitürlü 300 »
Dolmalar 150 »
Zeytinyağlı dolmalar 150 »
Etli taze sebzeler 100 »
Etli ve zeytinyağlı
Kuru sebzeler . 75 »•
Pilâv 75 »
Makarna 75 »
Sütlü ve tatlılar 75 »
Salata - cacık 75 »
Meyva % 50 kârla
Balık % 50 kârla
Yoğurt 50 »
Patlıcan - biber
kızartma sade 100 »
Komple kahvaltı (tereyağı,
günlük yumurta, reçel, zeytin,
beyaz peynir, süt) 250
Kahve 50
Çay • 25
Gazoz 30
İÇKİLER:
Bira 200 »
Yeni Rakı (35 lik) 800 »
Kulüp Rakısı (35 lik) 900 »
Yeni Rakı dublesi 175 »
Kulüp Rakısı duble 200 »
ÇINAR ÇEŞMESİ
«Çınarcığın iri levrekleri pek meşhurdur.» (Hürriyet Gazetesi, 1963).
Yine aynı gazete 1964 haziranında Çı narcık'a tahsis ettiği bir sayfada yukarıdaki notları tekrar etmiş ve onlara eklediği satırlarda bazı yeni otel, motel ve pansiyonların isimlerini vermişdir ki şunlardır: Örnek Pansiyon, Pembe Pansiyon, Metin Arslan Pansiyonu, Nilton -Palas, Gürler Pansiyonu, Orhan Bey Pansiyonu, Muhsin Bey Moteli, Çam Pansiyonu, Zümrüd Moteli, Sadi Moteli.
Emekli General H. Râif AYYILDIZ
ÇINAR ÇEŞMESİ — Üsküdar'da Selâmsız Caddesinde, Vapur İskelesine doğru inilirken Toygar Hamza Mescidinin altında, mâmur akar çeşmedir, halk ağzında bu isimle anılır, banisine nisbetle Hacı Halil Ağa Çeşmesi demek gerekir. Kesme taşdan klâsik üslûbda bir çeşmedir; biri kemerinin üstünde, biri ayna taşında ikisi de manzumdur. Kemerin üstündeki üç beyitlik kitabe baninin adına olanıdır; beyitler ayrı ayrı çerçiveler içinde yan yana dizilmiş olup hicrî 1119 (milâdî 1707-1708) tarihini taşımaktadır; tarih manzumesi şâir Fevzinindir ve metni şudur:
Habbezâ Hacı Halil ehli lıayr İtti bu aynı hulûsla bdnâ Şad ola, ruhi Hüseyinle Hasan Nûşş îdince teşnegânânı safa Fevziyâ dir îûlesi târihini İçer isen âbı hayvan işte mâ
Teknesinin yanına, menzil çeşmelerinde görüldüğü gibi hayvan sulamak için bir de yalak konmuşdur. Zamanla harab olan bu çeşme hicrî 1260 (milâdî 1844) yılında Haremi Hümâyûn çeşmigir ustası Nazenin Kalfanın ruhi için Bezmiâlem Vâlidesultan tarafından tamir ettirilmiş, bu tamirde de ayna taşına kitabe konmuşdur; metni şudur:
Banisi oldu mukaddem çeşmenin Hacı Halil Nice dem blûş eyleri atşâm bu âbk zemzemi Bir zaman oldu harâb ol kalmadı sudan eser Hayr ile yâd olmuş iken olmadı çokdanberî Çeşmigir Ustayi yâd1 etmek için ehli zemîn Muhdi ulyâyi adalet eyleri tamirini Gel buyur iç oku bir fatiha üç ilılâs ile, Kılasın flrdevsi uiyâda münâsib meskeni Söyledi tamirine târihini gaayet Nazif «Kıldı carî Nazenin Usta bu ayni Zemzemi.» 1260
ÇINAR ÇEŞMESİ SUYU
3914
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
3915 —
ÇINAR KOVUĞUNDA BARINANLAR
Gazaba gelen pâdişâh meczubu katlet-tirmeğe karar vermiş, fakat o günlerde hastalığının nüksetmesi ile ölüm döşeğine, yatarak Çıplak Osmanı idam ettirememiş (B.: Osman Dede, Mülâkkab; Murad IV).
Çınar ağacı gövdesi içindeki kovuklarda barınmış olanlardan iki şöhret daha vardır ki, her ikisi de İkinci Sultan Mahmud devrinde yaşamışlardır; biri Koruk Mescidi avlusundaki çınarda kara sevdâlı Terlikçı Mustafa, öbürü de Üsküdarda esrarkeş ve kaatil kalender Dalga Dayıdır (B.: Mustafa, Terlikçi; Dalga Dayı).
Son çınar sakinlerinden biri 1962 yılında kunduracı Mehmed Kuraç'dır; hayatı 13 kasım 1962 tarihli Hürriyet Gazetesinde: «Garib baba ile boynu bükük oğlu ulu bir çınarın kovuğunda yaşıyor» başlığı altında şöyle nakledilmişdir:
«Kunduracı Mehmed Kuraç, Atik Ali Paşa Camii avlusundaki asırlar görmüş ulu çınarın, oda haline getirilmiş kovuğunu, iki buçuk sene önce, bir eskiciden 50 liraya satın almış ve 6 yaşındaki küçük oğlu Ah-med'le beraber onun içine taşınmışlardır.
Tarih, mısraının hakkinde, İbrahim Hilmi Tanışık'ın «İstanbul Çeşmeleri» isimli eserinde «dendan» diye okuduğu hem vezni bozan, hem de burada mânası olmayan bir kelime ilâve edilmişdir; o kelime ile mısra, rakamla yazılmış târihi de tutmaz, 1339 çıkar. Biz vezni bozan o kelimeyi attık, vezin düzeldi; fakat bu sefer de mısraın hesabı 20 noksan ile 1240 çıkar; şâirin «kildi)/, kelimesini kafdan sonra bir ye koyarak yazdığım, bu harfin de câhil taşçı elinde düşebileceğini tahmin ettik; bu takdirde de 1250 rakamını bulduk; Abdülmecid 1225 de tahta çıktığına göre, 1250 de Bez-miâlem Vâlidesultamn «Mehdi ulyâ» sıfatı ile anılması imkânsızdır. Rakam tarihine göre 10 noksanın nereden geldiğini tesbit edemedik, «aynı zemzem» terkibinin arab asıllı harflerle yazılışında «ayn» den sonra da 10 karşılığı bir «ye» ilâvesini mânâca zâyif gördük, fakat, tarih mısraının tarih rakamını tutması için tek ve son tahmin de odur.
Saatli Nâzım NİKVEN
ÇINAR ÇEŞMESİ SUYU — Üsküdarda Selâmsız Caddesinde Hacı Halil Ağa Çeşmesi adı ile de anılan çeşmenin suyunun kaynağı. Selâmsızın üzerinde 80 metre rakımlı bir sırt üzerinden caddeye inen bir toplama galerisi halindedir. Toplama galerisi ve su yolu Selâmsız, İtfaiye, Tekke Kuyusu yollarıla çeşmeye gelir. Toplama galerisinden sonra su yolu 50 milimetrelik pik boru halindedir. Menbâ galerisi çıkışından itibaren çeşmeye kadar 220 metrelik bir şebekesi vardır.
Saadi Nâzım NİRVEN
ÇINAR ÇIKMAZI — Büyükada yollarından; adanın İskele bölgesinde, adı çıkmaz ise de Çınar Caddesi ile Çiçekli Yal\ sokağı arasında uzanır sokakdır. Gündüz Sokağı ile dört yol ağzı yaparak kesişir (1934 Belediye Şehir Rehberi, Pafta 32). Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (1964).
ÇINARDİBt MENZlLl, MENZÎL ÇEŞMESİ VE NAMAZGAHI — Anadolu yakasında Bağdad Caddesi üzerinde; aşağıdaki notu Prof. Semavi Eyice'nin «İstanbul -Şam - Bağdad yolu üzerindeki mimarî eserler» isimli makaalesinden alıyoruz:
«Bağdad yolunun Çukur Çeşmeden sonraki menzili tesbit olunamamaktadır.
Erenköy'de Baki Tezcan evinin bahçe duvarındaki kuru- çeşme evin inşaası ile yapılmıştır. Ancak bunun yerinde evvelce eski bir çeşme olup olmadığı tesbit olunama maktadır. Erenköy'ünde yolun sağ tarafındaki cami de bir menzil camii olmayıp son yarım asır içinde ortaya çıkan yeni mahallelerden birinin camiidir. Buradan itibaren yol yine hafif bir meyil ile alçalarak Çınar-dibi denilen yere gelmekte ve buradan iti baren Şaşkınbakkal yokuşu başlamaktadır. Çınardibinde bugün evelce burada bi menzil olduğuna işaret eden hiç bir şey yoktur. Ancak hâlen yazlık sinema olarak kullanılan düzlükteki hayli muhteşem Çınar ağacmın bir namazgaha ait olduğuna muhakkak nazarı ile bakılabilir. Eski bir haritada burada bir Çoban çeşmesi'ne işaret edildiği dikkate alınırsa burasının bir menzil yeri olması ihtimali daha da kuvvetlenmektedir. Ayrıca bu semtte çok es-kidenberi oturanların ifâdesine göre, çınarın yanında bir çeşme bir de mihrap taşı mevcud imiş. Bu mevki Vakıflar idaresi tarafından sinema olarak kiraya verildikten sonra çeşme ve mihrap taşı ortadan kaybolmuştur (S. Eyice)>:.
ÇINAR HAMAMI — (B.: .Küçükmus-tafapaşa Hamamı).
ÇINAE KOVUĞUNDA BARINANLAR
— İstanbulda kadimden beri ulu çınarların kovuklaşmış gövdelerini kendilerine mesken edinmiş kalenderler, meczublar gö-rüle gelmişdir; bunların içinde adı tarih kütüğüne geçmiş Çıplak Osman adında bir meczub vardır ki, XVIII. asrın ilk yarısında Aksarayda, 6 zamanlar Aksaray'dan geçerek Yenikapu sahilinde Marmaraya dökülen Yenibağçe (Bayrampaşa) Deresi üzerindeki köprü başında kolluk yanında ulu çınar gövdesi içinde kırk sene ana doğmas? çırılçıplak yaşamış ve halk tarafından kerametine inanılmışdır. O asırda yaşamış Şeyh Mehmed Nazmi Efendi «Hediyetül İhvan» isimli eserinde anlatıyor:
Bir gün Dördüncü Sultan Murad kıyafetini tebdil edüb şehirde dolaşır iken Aksarayda Yeniçeri kolluğu önünden geçiyor muş;Çıplak Osman pâdişâhın anası Kösem Sultanı kastederek kovuğun:
— Murad!... Allanın emri ile anam bana ver!... diye seslenmiş.
İki yıl önce Taşlıtarla'da sakalık yaparak eşi ile oğlu Ahmed'in geçimini sağlıyan 32 yaşındaki Mehmed Kuraç, bir ara, işlerinin bozulmasiyle, memleketi Afyon'a dönmek istemişdir. Fakat İstanbul'un canlı hayatı na alışmış, 25 yaşındaki genç kadın, Afyon'a gitmeyi reddetmiş ve Cibali Kutu Fabrikasına girerek çalışmaya başlamışdır. İşlerinin iyice bozulması üzerine Saka Mehmed oğlunu ve eşini bırakarak, Afyon'a çalışmaya gitmiş, karısı ise, annesiyle Unka-panına taşınarak, Mehmed ile ilgisini tamamen kesmişdir.
«Genç saka, geçim uğruna terkettiği yuvasını, dönüşte boş bulmuş; Unkapam'-na gittiğinde ve orada karısının dost edindiği bir adamın hakaaretine mâruz kalmış ve hattâ dayak yemiştir. Nihayet kadın, küçük Ahmed'i de başından atmış; «Al oğlunu da beni bir daha arama, sonra fena olur» diyerek kocası ile olan evlâd bağını da kesmişdir; ve Unkapanrndaki evi ter-kederek tamamen gaaiblere karışmışdır.
.«Hâlen, 4,5 asırlık çınar kovuğunda, gündüz kundura eskiciliği, geceleri müez-
Çıplak Osman ve Dördüncü Sultan Mısrad (S. Bozcaü'nm bir kompozSsyonu)
ÇINARLI BOSTAN SOKAĞI
3016 —
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
— 39İ7 —
ÇINARLI ÇEŞME MESCİDİ
Çengelköyü'ııde Çınarlı Cami (Resim : Ömer Tel)
zinlik yaparak hayatını kazanan Mehmed, acı kaderine boyun eğmiş insanlardandır.
((Çınardaki kovuk, l metre 60 santim boyunda ve İ metre 40 santim de eni var. Baba oğlun yatağı da kovuğu enlemesine bölmüşdür.
ÇINAELI BOSTAN SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberinde Fâtih Kazasının Karagümrük nahiyesinde Neslişah mahallesi sokaklarından, Sulukule Caddesi ile Kuruçmar Sokağı arasında uzanır (pafta 7, no. 85); yerine gidilip şu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (1964).
ÇINARLI CAMÎ — Boğaziçinde Çen-gelköyünde deniz kenarında, İstanbulun en ulu, en azametli çınar ağaçlarından birinin altındadır; halk ağzında o ağaca niş-betle anüa gelmişdir; Hadikatül Cevâmi isimlendirmeden «Çengel Kar iyesi Mescidi» madedsi içinde şu satırlar ile bahsediyor : ((Mezkûr Çengel Kariyesi iskelesinde Kap-dânıderyâ Abdullah .Paşa dahi 1234 senesinde (1818 - 1819) cemii levâzımâtı mükemmel olarak bir camii şerif binâsma muvaffak olmuşdur. Müşâriileyh kariye mez-bûre ehâlisinden bir kimsenin oğlu olub, 1238 seferinde (1822) sadrıâzâm olmuş,
aynı yıl içinde azledilip îzmit'de vefat et-mişdir; ismi Hamdullah olub, Abdullah denmekle şöhret bulmuşdur.):. (B.: Abdullah Paşa, Deli; cild l, sayfa 50).
Son cemaat yeri ve kadınlar mahfili, müezzin maksuresi olmayan, adetâ genişçe bir oda hâlinde küçük bir camidir; müstakil plânlı olub, dört kagir duvar üzerine çekilmiş kiremit örtülü ahşab bir çatıdan ibarettir; bodur ahşab minaresi çatının bir köşesine kondurulmuş olub 1964 temmuzunda filiz yeşiline boyanmış bulunuyordu.
Ulu çınarın ulu dallarının altı bir meydancık olub mescidin bu meydancığa açılan kapusundan hemen ibâdet sahnına girilir, en geride ahşab bir sed üstü müezzin maksuresi hizmetini görür. Camiin meydana bakan cebhesinin bir köşesinde klâsik üslûbda kitâbesiz bir akar çeşme ile cami kapusu arasına da beş adet abdest musluğu konmuşdur. Kapudan girilince, hemen soldan iki küçük ahşab merdivenle minareye çıkılır ki bu merdivenlerden ikincisi şâkuuli denilecek kadar gaayetle dik konmuş çubuk basamaklı bir merdivendir
Gaayetle şirin, çok temiz ve aydınlık olan bu camicik 1963 yılında halkdan toplanan bir para ile tamir görmüş olub ka-
pusunu da bir marangoz para almadan yap mışdır.
Meydancığın yalı kenarında bir iskele -vardır ki Çengelköyünün eski pazar kayığı iskelesidir, çınar altı da, birkaç masa ve iskemleler konularak hemen oracıkda bulunan bir kahvehanenin bağçesi haline gelmişdir. Çengelköyü'nün meşhur bostanlarının mahsulleri İstanbul pazarına bu iskeleden kalkan motorlu kayıklarla nakledilir; kahvehane de bağçıvanlarla kayıkçıların meşveret, iş sohbet ve münâkaşası yeri olmuşdur.
Çınarlı Cami köy içinden görülmez, küçük yapısı ve bodur minaresi ile fcir sıra dükkânın ardında kalmışdır; meydancığa, dolayısüe camie iki aralık sokakdan gidilir ki isimleri Çınarlı Cami Sokağı ve Pazar Kay.'ğı Sokağıdır; kabataş döşeli ve bozuk, bir araba ancak geçebilecek genişliktedir.
Ulu çınarın ufkî uzanmış ağaçlar halindeki kırılıp düşmemeleri için müteaddit kalın kazıklar üzerine alınmışdır. Camiin deniz tarafından, o ulu çınar arkasında, filiz yeşili bodur minaresi kırmızı kire-midli çatısı bir köşesindeki çeşme ile görünüşü pek şirin, pek güzeldir. Bu pitoresk levhayı, meydancığın bir kenarını dolduran kırmızı aşı boyalı eski bir ahşab yalı tamamlar; bu yalı en az cami ile yaşıddır, Deli Abdullah Paşanın hattâ daha belki de babası Yalnızkürek Ali Dayının yalısıdır; Zamanımızda Pazarkayığı İskelesi diye anılan iskele, Şirketi Hayriye vapur iskelesi yapılmadan köyün asıl iskelesi idi; 1814 •• 1815 arasında tanzim edilmiş bir bostancı-başı defterinde (B.: Bostancıbaşı Defterleri, cild 6, sayfa 2979), ki Abdullah Paşanın bostancıbaşı zamanına rastlar, Çengelköyü iskelesi civarı Vaniköy'ünden gelindiğine göre şöyle tesbit edilmiştir: «... Kapuçuha-darı Ömer Efendi yalısı yanında Çengel Kariyesi İskelesi - yanında serapa kahve dükkânları - yanında Bostancıbaşı Abdullah Ağanın yalısı...». Bu defterin tanziminden üç dört sene sonra (1818 - 1819) Abdullah Ağa (Paşa) yalısının hemen yanı başında minyatür camiini yaptırmışdır. .Artık tek benzeri kalmamış büyük tarihî -yalının devlet mülkiyetine alınarak, avâmî -.tâbirle «şeytan kulağına kurşun» barbar yıkıcı pençesine düşmekden kurtarılması :gerekdir.
Çengelköyündeki ulu çınar ile Çınar Camii merhum ressam Nazmi Daya'nın en güzel tablosunun konusu olmuşdur, bu tablo hâlen, bu Ansiklopedilerin klişelerini yapan Gabriyel Usta Karanfilyanın elindedir.
ÇINARLI CAMİ SOKAĞI — Boğaziçin de Çengelköyünün sokaklarından, Çengelköyü Caddesi ile eski Pazarkayığı İskelesi arasında uzanan bir aralık sokakdır; bozuk, kaba taş döşeli, bir araba geçecek genişlikti e olub, yalı tarafı meydanımsı bir açıklığa çıkar; köyün burada bulunan ulu bir çınar ağacına nisbetle anılan mescidinin bir yanı bu sokak üstündedir (1964).
ÇîNAELIÇEŞME MESCİDİ — Ayvan-sarayda Ağaçlıçeşme sokağındadır; bu satırların yazıldığı sırada (mart 1947) yalnız mihrab duvarı kalmış bir harabeden ibaretti.
Hadikatül Cevâmiin verdiği malûmata
göre mescidin banisi Üçüncü Sultan Ah-
med'in Sadrıâzâmlarmdan Şehid Ali Paşa
dır. Hazreti Hâlid Ebâ Eyyubülensârî ile
beraber İstanbul muhasarasında bulunmuş
şehidlerden Ebûzeri Gaffârî'yi Ali Paşa bir
gece rüyasında görmüş; Ebûzer yattığı yeri
paşaya tarif ederek kabrine bir nişan kon
masını recâ etmiş, sadrıâzâm da hemen bu
mescidi yapdırarak yanına Ebûzeri Gaffa
rı adına üstü açık, etrafı dört duvarla çevri
li, sembolik bir türbe yapdırmış; kendisi
de inşaatın devam ettiği sırada Avusturya
seferine çıkmış; İstanbuldan ayrılıp ordu
ile beraber Davudpaşaya konduğu gece, Ya
tağan Mahallesi imamı Vâsık İbrahim Efen
di de bir rüya görmüş ve rüyasında yapıl
makça olan Ebûzeri Gaffârî türbesi için
kendisine gaaibden bir ses şu târih mısraı
nı söylemiş: . .
Bu kabri eyledi îhyâ Şehid Ali Paşa
Dehşetle uyanan Vâsık İbrahim Efendi mısraın hesabı yapıldığında 1128 (1716) hicrî yılını bulmuş ki yapı tarihinden bir fazladır; paşa hakkında «Şehid» unvanı nm kullanılması da garibine giderek zuhuratı ilâhiyeyi beklemiş, bir müddet sonra da sadrıâzâmm Petervaradin'de şehid düştüğü haberi gelmiş. Bunun üzerine İmamı Sultanî Pîrîzâde Mehmed Efendi Vâsık İbrahim Efendinin tarih mısraını bir kaside halinde tamamlayarak halk ağzında yanındaki çeşmeye nisbetle Çınarlıçeşme Mescidi
ÇINARLI ÇEŞME SOKAĞI
— 3918 —
İSTANBUL
ÂNSÎKLOPEDISI
3919
ÇINAR OTELİ
adını alıvermiş olan bu mescidin duvarına asmış.
Çınarlıçeşme Mescidi zaman ile harab olarak ikinci Sultan Mahmud'un anası Nakşidil Valide Sultan tarafından tecdiden tamir edilmişdir. Bağçeye açılan sokak ka-pusunun üzerinde talik hat ile şu kitabe vardır:
Habîbi Hazreti Mevlânın eshâbı güzîninden Cenabı Büzeri Gaffarı nâm bir zâti âlîşan Stanbol fetholunmazdan mukaddem fî sebilillâh Gazaya azmü niyyet eyleyüb ol serveri meydan Sılub küffâre şîrâne hücum âher râhi Hakda Şehâdet şerbetin nûş eyleyüb kıldı fedâyi can Makaamu' medfeni Eshâb ba'de ez fethi İstanbul Olub keşf eylediler her birin kabrin abadan Müruru ezmineyle bu güzide zâti vâlâmn Derü divârü sakfı medfeni olmuşdu pek vîran Olub tevkifa mazhar bu makaamu mescidi pâki Yeniden kıldı inşâ Valide Sultânı Mahmtıd Han Resulullaha tâzîmen kılub esbabına hürmet Zehî hayreyledji ol mehdi ulyâyı kerem bünyan Huda hem zâtini heni nûri aynı Han Mahmudu Kıla her halde mahfuzu setri dîdei adüvvan. O şahın sayesin dür etmeyüb ferM ibâdmdan Şeriri saltanatta müstedâmı ömr ide Sübhan Sezadır yazsa Vâsıf bendesi bîr murassa târih «Bu âlî meşhedi yaptırdı rânâ Valide Sultân.» 1227 (1812)
Bağçe kapusundan girince mescid sağa düşer; yukarda da kaydedildiği gibi, bir mihrab duvarından ibaret kalmış olub, ibâdet sahnı bağçe hâline konulmuşdur, üzerinde üç şeftali, bir erik fidanı vardır, arka taraf da da halk ağzında «Çavuşun Kabri» denilen bir tümsek görülmektedir.
Ebûzeri Gaffarı türbesinin zemini ta? döşeli olub demir parmaklık içinde iki büyük ve ustuvânî mermerden ibarettir, baş ve ayak taşlarında yazı yokdur, kabrin ortasında da büyük bir incir ağacı vardır. Merkadin önünde Ağaçlıçeşme.Sokağı üzerindeki pencerelerine bakan küçük bir kitabe taşı bulunup kitabenin metni şudur:
«Hazâ merka şerifi ashabı kiramdan olan Hazreti Ebûzeri Gaffarı Radıyallaahü tealâ anhü be şefâatehu.».
Ebûzeri Gaffarı âsitâm Ziyaret eyle âdâbiyle ânı Dahi her bu câyi dilküşâye Nazar ide elin açsın duaye Şürûtiyle düâ etse bir kul İde ol kaadiülhâcât makbul.
Sokak kapusundan girince soldaki ah-şab ev son asır yapılarından olub mescidin imamlarına meşrutadır.
Sokak kapusunun tam karşısında yine İkinci Sultan Mahmudun validesi hayratından bir sibyan mektebinin harabesi, ve altında, mescid avlusunda harab bir çeşme vardır. Çeşme üç büyük ayna taşına konulmuş üç lüleden ibaret olub lüleler sökülüp çalınmış, çeşme de çökmek üzere bulunuyordu. Çeşme haznesinin üstü bir minare kaidesi zannını uyandırmaktadır; harabede ayrıca bir minare izine rastlanmadığına göre Çınarlıçeşme Mescidinin minaresi ya ahşab idi, yahud bu çeşmenin üzerinde idi.
Bibi.: Hadikatül Cevâmi, I; R. E. Koçu ve Muzaffer Esen, Gezi notu (1947).
ÇINARLI ÇEŞME SOKAĞI — Boğaziçi'nin Rumeli yakasında Kuruçeşme sokaklarından, köyün gerisindeki kırlıkda-dır;- Kuruçeşme Kireçhâne Sokağı ile Kırbaç Sokağı arasında uzanır (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 21); yerine gidilip şu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (1964).
ÇINAELI KÖŞK SOKAĞI — Kınalı Ada sokaklarından; 1934 Belediye Şehir, Rehberine göre (pafta 34) gerideki tepe ile yalı boyu arasında uzanır, vapur iskelesin den çıkılıp sola yüründüğünde, sağ kolda üçüncü sokakdır; Serap, Köşlü, Narçiçeği. Kınalıbağı Sokakları ile dört yol ağzı yapa rak kesişir. Kınalı Hamam Sokağı, Tekin Sokağı ve Akasya Caddesi ile kavusakian vardır. Yerine gidilip şu satırların yazıldığ; sıradaki durumu tesbit edilemedi (1964).
ÇINARLIK SOKAĞI — Burgaz Adası sokaklarından; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Kışbağçesi Sokağı ile Burgaz Çarşı Caddesi (Yalıboyu) arasında uzanır, Göğdemir Sokağı ve iki isimsiz aralık sokakla kavuşakları vardır (Adı geçen rehberde pafta 34). Yerine vidilip şu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (1964).
ÇINAELI TEKKE — Üsküdarda Ça-vuşderesinde bir sabânı dergâhı idi;. «Çam-lıcada Mehmed Efendi Tekeksi» ismi üe de anılırdı; bir cuma tekkesi idi. Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi.
ÇINARLI TEKKE SOKAĞI — Üsküdarda Çavuşderesindedir; Çavuşdere Caddesi ile Valdekâhyası Sokağı arasında mer-
divenli bir sokakdır; kapu numaralı 1-9 ve 2-8 dir; sol başda sokağa adını veren tekke ve bir kabir görülmektedir (kasım 1963).
Hakkı GÖKTÜRK
ÇINAR MESCÎDİ — Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor : «Hekimoğlu Ali Paşa Camii kurbindedir, zaman ile harab olmuş, Sipâhî Ocağı çavuşlarından Hacı Müstedam Ağa yeniden bina ettirerek minber koymuş ve ona nisbetle Hacımüstedam Mescidi diye şöhret bulmuşdur. Camiin ka-pusunda şu rubai yazılıdır:
Mescid iken bu ma'bedi enver Cami itti anı bir ehli salâh Nâmıdır Hacı Müstedam Çavuş Dâveri dest zirî kıl felah.
Her ikisinin kabirleri malûm değildir; bu mescidin mahallesi vardır.»
Çınar Mescidi hâlen mevcud değildir; arsasına Kocamustafapaşa Sineması yapıl-mışdır (1964).
Hakkı GÖKTÜRK
ÇINAR OTELİ — istanbul'un sayfiye yerlerinden Yeşilköy'de, deniz kenarında, yerli sermayeli, lüks bir oteldir. Eski ahşap Çınar Otelinin yıktırılmasıyla aynı yerde, 1955 senesinde, 5.000 metrekarelik bir sahada inşasına başlanılıp, 1958 senesinde tamamlanan Çınar Oteli, gene aynı senenin yaz mevsiminde hizmete açılmıştır.
Hâlen dört akraba ortak tarafından (Tevfik Ercan, Ali Ercan, Bektaş Berkan ve Faik Berkan) «Çınar Limited Ortaklığı» adı altında işletilen otelin mimar - mühendisi Râna Zıpci'dir; tesisin projelerini yapmadan evvel, Avrupadaki bütün turistik otelleri içine alan uzun bir tetkik seyahatine gönderilmiştir; bundan sonradır ki, otelin inşâsına geçilmişdir. Fevkalâde bir manzaraya sâhib olan otel, her odanın Marmara Denizini görebilmesi gözönünde tutularak inşa edilmiştir. Bina; asma kat, zemin kat, zemin katın altında mutfak, an-bar, çamaşırhane, kalorifer dairesi, müstahdem odaları ve birçok bölümü ihtiva etmek suretiyle cem'an 9 katlıdır. Oteli, işletmecilik bakımından Otel, Plaj ve Restoran olmak üzere üç kısımda mütalâa edil-biliriz:
Dostları ilə paylaş: |