*dipnotlar yazıda nerede kullanılmışsa oraya parantez içinde yapıştırılmıştır



Yüklə 1,45 Mb.
səhifə45/119
tarix07.01.2022
ölçüsü1,45 Mb.
#89558
növüYazı
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   119
FRANSA: Le Pen’in yükselişi

Front National ile şefi Le Pen'in adı 1983 Dreux kenti belediye ara seçimlerine kadar hiç ciddiye alınmaz ve çok nadiren duyulurdu. O tarihten bu yana Front National ve Le Pen, ülkenin politik gündemine önemli ölçüde oturan biricik politik güç konumuna geldiler. Ünleri kısa sürede ülke dışına taştı.

Aktüaliteye Le Pen olayı diye adlandırılarak dar bir biçimde yansıtılan faşist akımın gelişim düzeyi ve süreci, Hitler'in ilk dönemiyle benzerlikler taşıyor. Politik açıdan hızlı bir gelişme performansı gösteriyor. Olay ülke özelinde somuta indirgenerek ve bütünsel bir perspektife oturtularak irdelendiğinde, bunun hiç de "mucize" bir gelişme olmadığı görülecektir.

Fransız faşist geleneği geçmişe göre ilk kez örgütlü bir ifade kazanmış, diğer Avrupa ülkelerindeki benzerlerine nazaran daha atak bir politik güce dönüşmüştür. Zira Fransız faşizmi her şeyden önce, diğer Avrupa toplumlarına göre daha kapsamlı ve güçlü bir entellektüel birikimin üzerinde yükselmektedir.

Louis Ferdinand Celine, Charles Maurasse, Pierre Drieu La Rochelle, Robert Brasillach, Marcel Deat, Maurice Bardeche, François Duprat, Pierre Boutang, Alain De Benoist, Robert Faurisson vb. gibi sayıları bir hayli kabarık romancı, yazar, tarihçi ve filozof, bu miras ve geleneği nesilden nesile devrederek sürdürüyorlar.

İdeolojik açıdan Fransız faşizmi, kendisini farklı dönemlerde değişik biçimler altında, dönemin politik gündemine uyumlu bir tarzda ifade etmiş, sürekliliğini(172)korumuştur. Boulanjizm, anti-Dreyfusçuluk, Aktion Française, Petainizm, Nazi işbirlikçiliği, Poujadizm, Fransız Cezayiri yanlıları, O.A.S'ciler (Cezayir'in bağımsızlığından sonra oluşturulan faşist terör örgütü), Oeuvre Française vb., günümüz Le Pen'ciliğinin önceli belli başlı faşist akımlardır.

İkinci emperyalist savaşın faşizmin ezilmesiyle son bulması ve Fransa'daki Nazi işbirlikçisi Petain-Laval iktidarının yıkılmasıyla birlikte, Fransız faşistleri, diğer Avrupa ülkelerindeki benzerlerinin tersine, kendilerine bir uğraşı bulmakla pek zorlanmadılar. Çünkü Fransız sömürgeci burjuvazisi onlara Cezayir'de ve Vietnam'da sürdürdüğü kirli savaşlar için ihtiyaç duyuyordu. Nitekim onları oralarda kullandı.

Ama Fransız burjuvazisi, Cezayir'in bağımsızlığını kazanmasıyla son bulan sömürge savaşları sonrasında, faşistlere acil bir ihtiyaç duymadığından, açık desteğini yinelemedi. '60'lı yılların başından '80'li yılların başına kadar, faşist gelenek, entellektüel ve politik örgütlülüğü ile birlikle ortada bırakıldı ve bu onu marjinalliğe itti. Bir süre gizli milis örgütleri oluşturarak şiddet aracılığıyla varlıklarını sürdürmeye çalıştılarsa da, herhangi bir başarı elde edemediler.

Ayrıca bu ülkede faşizmin küçümsenemeyecek bir kadrosu ve potansiyel bir toplumsal tabanı olmasına karşın, De Gaulle'un Bonapartvari iktidarı, faşistlerin hareket alanlarını daraltarak ve söylemlerini itibarsız kılarak; onları dağınık, şekilsiz küçük grupçuklar halinde, politik yaşamdan uzak kalmaya mahkum etti. Faşistlerin histerik biçimler kazanan, suikast girişimlerine dahi yol açan De Gaulle düşmanlığının kaynağı, ancak bu bağlamda düşünüldüğünde anlaşılabilir. Faşistlerin bu dağınıklığı 1960'lı yılların başından 1983'e, Dreux belediye seçimlerine kadar kesintisiz süregeldi.

Bu grupçuklardan sadece biri olan Front National, 1971'de, her politik oluşum gibi, değişik faşist grupları tek çatı altında toplamayı kendine misyon edindi. Eski Poujadist milletvekillerinden Jean Marie Le Pen önderliğinde kuruldu ve zamanla elverişli ortamın oluşmasıyla, Fransız faşist geleneğinin başlıca mirasçısı konumunu kazandı.


Yüklə 1,45 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin