31.Kirman Bölge Valiliği
استان كرمان
Merkezi: Kirman
Bıçakçı /Buçakçı İli
Bıçakçı ili, Kirman Bölge Valiliği’nin büyük uluslarından biridir. VezîRi KirManî, Bıçakçı ilinin konuştuğu Türkçe’ye çok sayıda Farsça kelimenin girdiğini kaydetmiştir. Nadir Şah Afşar, bunları Azerbaycan’ın Karadağ bölgesinden buraya göçürmüştür. (http://kerman-tr.blogspot.com, 12 Ocak 2008)
Bu il, Kirman’ın güneybatısındaki Sircan ilinin doğusunda yer alan Bulverd Çahar-Künbed dağı eteğindeki Bulverd köyünde ve Baft kentinde yaşamaktadır. Kışlakları Aynül-Bagar ve Kevîr-Etraf’tır. Bıçakçı iline bağlı bazı aşiret ve cemaatlerin kışlakları, Halİci Fars/ Basra Körfezi’ne sahili bulunan Hürmüzgan Bölge Valiliği’ndedir. Göçü sürdüren Bıçakçıların sayısı Ş. 1366/ 1987 yılı itibariyle 415 hane, 2.455 kişidir. Bıçakçılar, geçtiğimiz yüzyıldan beri köy ve şehirlere yerleşmeye başlamıştır. Ancak ilin bir bölümü halen göçü sürdürmektedir. İlin reis ve hanları, Sircan’nın Bulverd köyünde oturmaktadır. Ancak hanlar, Kacar dönemindeki güç ve kudretlerini kaybetmiştir.
Bıçakçı iline mensup olan Râyinî aşireti 657 hane, 3.889 kişidir. Râyinîler, halen bağımsız bir il haline gelmiştir. Bıçakçı ilinin önemli tayfa/ aşiretleri şunlardır: -Abbaslu, -Engelu, -Qara-Saadlu, -Sar-Saadlu, -Suhtacalu, -Horuslu, -Sircan ve -Halvaî’dir.
Bıçakçılar, geçmiş dönemde at yetiştiriciliği ile tanınmışlardır. Rıza Han zamanında Kirman süvarileri içerisindeki bölüklerden biri Bıçakçı ilinden teşkil ediliyordu. (Rezm-ârâ, s.147-148)
İlin erkekleri hayvancılık, bağcılık ve işçilikle, kadınları halı, kilim ve cacim/ cicim dokumacılığı ile meşguldür. Yetiştirdikleri beyaz tüylü, uzun ayaklı, yaklaşık 30 kg. ağırlığındaki Bıçakçı/ Râyin keçileri بز نژاد رايين çok meşhurdur. Bu keçilerin yumuşak ve lâtif kürkleri yurtdışına ihraç edilmektedir. Eskiden “Kirman şalı” adıyla meşhur şallar Bıçakçı keçilerinin tüyünden dokunurdu. Bu şallara, “Şal-ı Kâki” denirdi.
Bıçakçı ili hakkında eski kaynaklarda bilgiye rastlanmaz. İlk bilgiler, Kacar döneminde yazılmış tarih kitaplarında kayıtlıdır. Ahmed Ali Han VezîRi KirManî şöyle yazmaktadır: “İsfendiyar Han Bıçakçî, H/K. 1315-1317/ 1897-1899 yıllarında Sircan kentinde ele geçirilmiş, daha sonra da öldürülmüştür”. Oğlu Hüseyin Han, I.Dünya Savaşı yıllarında (H/K.1333/ 1915) Bıçakçı ili süvarilerinin yardımı ile İngilizlerin Güney Polisi ile silahlı mücadeleye girişmiştir. (Coğrafya-yı Kirman, s.833-839; SefîRi, s.108)
H/K.1334/ 1916 yılında İngiliz General Sir Persy Sykes’ın elinde esir olan 25 Alman, kaçarak Bulverd Kalası’nda Hüseyin Han Bıçakçî’ye sığınmıştır. Bıçakçılar, 1336/ 1918 yılında reisleri Murad Han Şükûh’us-Sultan liderliğinde Kirman’a ulaşmışlardır. Hüseyin Han Bıçakçî liderliğinde ayaklanan Bıçakçılar, İran ordusu karşısında yenilgiye uğramıştır. (Vezaret-i Dâhile/ İçişleri Bakanlığı, s.158-160; SefîRi, s.125; Ahmed Ali Han VeziRi Kirmanî, Coğrafya-yı Kirman, s.55; Peyğamber-i Dûzdân, 2.158); http://arabistan-tr.blogspot com , Hüsrov Hüsrevi-11 Ekim 2007)
Bıçakçı İli ve Gûhûd Köyü
گهود
Gûhûd, küçük bir yerleşim birimidir. Sircan ile Baft arasında kısmen ormanlık dağ eteğinde kurulmuştur. Bu köy, Bulverd Köy Merkezi’nin doğusundadır. Bulverd, Sircan nahiyesine bağlıdır.
Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Gûhûdlular Bıçakçı iline mensuptur. Dilleri Türkçe’dir. Buraya Nadir Şah Afşar zamanında Azerbaycan’ın Karadağ mıntıkasından gelip yerleşmişlerdir. 1950’li yıllarda ilin hanları Bulverd’te oturmaktaydı. İlin diğer mensupları Kirman yolundaki dağlık mıntıkadaki Baft ile Sircan’da meskûndur. Kışlakları Ciroft yakınları ve Bender-Abbas çevresidir.
Baft’ta, Tebriz köftesi çok meşhurdur. Misafire ilk gün bu yemek pişirilir. (Muhammed Cevâdîpur, İran ve İraNiyan, s.637-638; Dr.Hamid Cilveger, Azerbaycan Folklor Derlemeleri
Kirman Afşarları
Kirman Afşar ili, Şah Tahmasb Safevi’nin saltanatı döneminde Kirman’a göç ettirilmiştir. Bu il, Rafsancan kentinin güneybatısındaki geniş bir bölgede oturmaktadır. Afşarların bu bölgedeki ikamet mahalleri; Rafsancan’dan başlayarak, Kirman-Bem karayolunun güneydoğusuna doğru uzanmaktadır. Kirman Afşarları resmi işlemlerini, bu çerçevede adlî problemlerini Baft kentinde yürütmektedir. (M.E.Beh-azîn, GAli İran, s.124)
Ahmed Ali Han VeziRi Kirmanî şöyle demektedir: “Afşarlar, Kirman’ın önemli aşiretlerinden biridir. Türkçe konuşurlar. Kışlakları Bölük-Urzuiyye, yaylakları ise Bölük-İkta’dır. Kirman’da atlı olsun, yaya olsun cesaretleriyle tanınmışlardır. Yaklaşık bin hane nüfusa sahiptirler. Kirman Afşarları, 300 iyi at binicisi ve 700 tüfekçiye sahiptir. Ağır ve altılı topuz kullanmada Fars aşiretlerinden üstündürler”. VeziRi Kirmanî, Afşarların Kirman’a gelişleri konusunda Hicri 916/ 1510 yılını vermiştir.
Her Afşar aşiretinin “Sultan” adı verilen bir reisi vardır. Bu dönemdeki Afşar sultanları; Hüseyin Han, Mustafa-Kulu Sultan, Gulam Rıza Sultan, Mustaza-kulu Sultan, Abdülkerim Sultan, Âzam Han ve Masum Han’dır.
Merhum Genc-Ali Han Ali-Kırklu’nun oğlu olan Hasan Han, hem mal, hem de adamlarının çokluğu itibariyle diğer Afşar sultanlarından daha güçlüydü. Bu aşiretin reisliğini atmış yıl süreyle Ağa Ali Han yürütmüştür. Aşiretin ileri gelenlerine göre, Afşarlar önce Gevâşir’e gelmiştir. Merhum Ebül-Hasan Han’ın oğlu Ali Han, aşiretin Tilo’daki şecereNamesine göre, hem Afşarların, hem de Leklerin (Türk) ilbegidir.
Kirmanî’ye göre, Afşar ilinin nüfusu bin hane ve 9.300 kişidir. Halen yerleşik hayata geçmişlerdir. Arazilerinin çoğu Bölük-İkta’dadır. Koyun sürüleri vardır. Kürk, yün ve kumaş gibi ürünlerini Kirman pazarında satarlar. Erkek koyun ve koçlarını da Kirman kasaplarına etlik olarak verirler. (Ahmed Ali Han VeziRi Kirmanî, Coğrafya-yı Kirman, s.145)
Muhammed Ali Han Sedîdüs-Saltana, SeyahatNamesinde; Afşar ve İkta’ (Tacik tayfası) aşiretleri hakkında şöyle yazmaktadır: “Bu iki aşiret, Kirman’da bir ilhanın emri altındadır. Ancak ilhanın Afşar aşiretinden olması şarttır”.
İkta’ aşireti Tacikçe, Afşarlar Türkçe konuşur. İkta’lar devlete 250 asker veririler. Devlet, askere belirli bir ücret öder. Afşarlar, bin asker veririler. Afşar süvarileri, İkta’ların önündedir.
Kirman bölgesinde kullandıkları yaylakların vergi bedeli yaklaşık 24 bin Tümen, tuzlakların vergisi ise, yaklaşık 30 bin Türmen’dir. (Muhammed Ali Han Sedîdüs-Saltana MinaBi BenderabbâSi, SeferName-i Sedîdüs-Saltana, s.621)
Afşarların Nüfusu
Yıl(Şemsi yıl)
|
Nufus
|
1252/1873
|
9.300 kişi
|
1311/1932
|
5.000 hane
|
1317/1938
|
1.275 hane
|
1342/1963
|
1.600 hane
|
1353/1974
|
1.600 hane
|
1366/ 1987
|
2.074 hane
|
(Coğrafya-yı Kirman, s.146; Coğrafya-yı Keyhan, 2.cilt, s.94; MerdumşiNaSi İran, s.279, İranşehr, 1.cilt, s.159, Mukaddime ber-Coğrafyâ-yı İnsanî İran, s.37; http://kerman-tr.blogspot.com)
Afşar İli Aşiretleri:
Âli Kırklu (Kırklıoğulları)
|
Âli-Kisve(Kisve: Değerli, kıymetli)
آل كسوه
|
AMuyî (Amcalı)
|
Cankulu-Uşağı
|
Celâllu/ Celâllı
|
Eşreflu/ Eşrefli
|
Farsi-Medan (Farsça bilmez)
|
Hamzalu/ Hamzalı
|
Haydar Muhammed Şahlu
|
Kasım Evlâdı
|
Kasımlu/ Kasımlı
|
Mîr Cani/ Mir-Canlı
|
Pir-Muradlı
|
Reh Dırazlu (Uzun yollu)
|
Safi-Kulu Evlâdı
|
Sarbân
|
Zerger
|
Afşar İlinin Bağımsız Tire/ Cemaatleri:
Afşar→ Yaylak: Gûğar گوغر , Kışlak: Devletabad
|
Pur-Mamşalu/ Mamaşallu پورممشالو
|
Pir-Muradlı
|
Ağacanlı
|
Velîpur→Yaylak: hane-sorh, Kışlak: Çâh-Çufuk
|
Karayi-Türk→Yaylak: Çahar-Künbed’in kuzeyindeki dağlık bölge, Kışlak: Aynül-Bagar çevresi
|
Mîr-Hüseyni
|
Farsi-Medan
|
Mir-Canlı
|
Kara-Koyunlu
|
Kara-Gozlu
|
HamzaHani/ Hamzahanlı
|
Ber-âVerdi (Sonuç verme) →Yaylak: Géygân گيگا ن , Kışlak: Urzuiyye
|
AMuyî (Amcalı)
|
Ğonceî
|
Sadıkî/ Sadıklı
|
Râyînî/ Rayinli
|
ŞehsuvâRi/ Şehsuvarlı
|
Came-Bozorgî / (Camia-Bozorgî/ Büyük topluluk)
|
Murâdî/ Muradlı
|
Savundur سا وندر
|
Hûbru حبرى / حوبرو
|
Kutulu→Yaylak: Berzah, Kışlak: Çâh-ı Afğan
|
(Mecmua-i Ittılâât ve ÂMar-ı Îlât ve Tavâyif-i Aşayiri İran, s.112-113; İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 2.cilt, s.709; Muhammed Cevâdîpur, İran ve İraNiyan, s.633-634)
Tîrmah 1366/ 1987 yılı itibariyle göçe devam eden Kirman Afşarıları 26 tayfadır. Afşarların nüfusu 2.074 aile, 12.121 kişidir:
Agacanlu/ Agacanlı
|
Amuyî
|
Barçı
|
Ber-âVerdi (Sonuç verme)
|
Camia-Bozorgî
|
Celallı
|
Elkestu الٔ كستو
|
Eşrefli
|
Farsi-Medan
|
Gîl گيل
|
Halac
|
Hamza Hanlı
|
Hamzalı
|
Haydar Mamşalu
|
Kara-Gozlu
|
Kara-Koyunlu
|
Kasım Evlâdı
|
Kocabeglu Gîl/ Kocabeyli Gîl
|
Mehenî/ Mehinli
|
Mir-Cani/ Mir-Canlı
|
Mîr HabiBi
|
Pir Muradlu/ Pir Muradlı
|
Sadıgî/ Sadıklı
|
Safikulu Evlâdı
|
Şol/ Şöl
|
Zerger
|
(http://kerman-tr.blogspot.com)
Kirman Lek İli
İrec Afşar Sistani, “Îlhâ, ÇadurnişîNan ve …” isimli kitabında; “Bu il, İran’ın yerli ve saf soylarından biridir”.demektedir. (s.710) Ancak Kirman Lek ili, Türkmen bölgesinden Fars mıntıkasına sürülmüştür. Dilleri Türkçe’dir. Daha sonra Ş. 1100/ 1721 yıllarında, Fars mıntıkasından Kirman’a göçmüştür. İlin yaylağı Bezincan, kışlağı Devletabad’tır. Hayvancılık, tarım, devecilik ayrıca halı ve seccade dokumacılığı ile geçimlerini sağlarlar. Türkmen bölgesinde uzun süre yaşadıkları için Türkmenlere benzerler. Yerleşik hayata geçmişlerdir. Alevi’dirler. Kacar hanedanına bağlı aile ve aşiretler, Lek’leri Kacar olarak kabul etmektedir. İrec Afşar, Türk Leklerle, Lekistan etnik Leklerini birbirine karıştırmaktadır. Burada söz konusu olan Kirman Lekleri, Kacar iline bağlı Türk tayfalarındandır.
Leklerin Kirman’daki bağları, “Türk Bağları” adıyla meşhurdur.
Lek İlinin Nüfusu
|
Yıl(Şemsi)
|
Nüfus
|
1252/1873
|
16.000 kişi
|
1281/1902
|
1.000 hane
|
1317/1938
|
1.000 hane
|
Lek İli Cemaatleri
|
Arap-SalNar سلنا ر
|
Küçük-Hani/ Küçük-Hanlı
|
Lek→Yaylak: Berincan, Kışlak: Devletabad
|
Mehennî (Bölge/ yer adıdır) مهننى
|
SerguDaRi
|
Sultan-Şeyh
|
(Coğrafya-yı Kirman, s.144; MerdumşiNaSi İran, s.280, SeferName-i Sykes, s.423; Dr.Hamit Cilveger, Azerbaycan Folklor Derlemeleri)
İran geneline baktığımız zaman Lek (Türktürler) ilini şöyle tasnif edebiliriz:
-Kacar hanedanına bağlı aşiret ve aileler, Türk’tür.
-Kirman Lek’leri, Türkmenlere yakın Türkçe konuşurlar. Bunlar da Kacar ili/ hanedanına bağlı aynı tayfanın devamıdır. Sadece farklı bir coğrafyada oturmaktadırlar.
-Batı Azerbaycan ve Kürdistan Lek’leri, Türk kökenli olmakla beraber, dilleri bölgelere göre Türkçe ve Türkçe-Kürtçe karışımıdır.
-Bağdadî Şahsevenleri bünyesindeki Lek’ler, Muganlıdır ve Türktürler.
Bahsekonu Lekler Türk olup, Lek dili konuşan etnik Lekistan Lekleriyle bağlantıları yoktur. Öte yandan Batı Azerbaycan’da bulunan Türk Lekistan bölgesi ile Lekçe konuşan etnik Lekistan bölgeleri de biribirine karıştırılmamalıdır. Türk Lekler için bkz.→ Batı Azerbaycan ve Kacar Türkleri
*
14 Azer Çarşamba günü, Kirman Üniversitesi’nde faaliyet gösteren “Şems-i Tebriz (Tebriz Güneşi) ve Şehriyar edebi Komitesi” başkanı, yönetimin hiçbir kültürel faaliyete izin vermemesi ve çalışmalarının engellenmesi nedeniyle görevinden istifa etti. Komite ise kapatıldı. (http//kerman-tr.blogspot.com,Kirman Azerbaycan Öğrenci Harekâtı, 05 Aralık 2007)
*
Kirman Şehid Bâhuner Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrencilerin kurduğu “Komite-i edebi Üstad Şehriyar/ Üstad Şehriyar edebi Komitesi”nce, Azerbaycan Müzik Grubu davet edilerek, 03 Dey Pazartesi günü üniversitede konser düzenlendi. Konsere, 500 civarında öğrenci katıldı. Üstad Demirçî, bu günün anısına Azerbaycanlı sanatçılara plaket verdi. (http//kerman-tr.blogspot.com,06 Ocak 2008)
*
Kirman’ın güneybatısındaki Türk kenti Sircan’da, çevre şehirlerdeki arsa spekülatörlerinin haksız kazançlarından rahatsızlık duyan ve olayı protesto eden üniversite öğrencilerinin hazırladığı bildiriyi dağıtan 10 yaşındaki bir çocuk, Sircan emniyetince yakalandı. Sorguya tabi tutulan çocuk, halkın ve din adamlarının protestosu üzerine serbest bırakıldı. (http//kerman-tr.blogspot.com, 12 Ocak 2008)
32.Kirmanşah/ Bahteran Bölge Valiliği
استان كرمانشاه ـ باختران
Merkezi: Kirmanşah
Tarihi kayıtlarda Kirmanşah’daki Gumbâdene kentinden bahsedilir. Bu şehir, Sasani Padişahı IV. Behram’a nispet edilir. Kardeşi III-ncü Şapur, Kirman’ın yönetimini ele geçirdikten sonra, kendisine Şah-ı Kirman yahut Kirman-Şah adı verildi. İslam’dan sonra muarreb olarak buraya GırmSin/ GırMaSin/ GırMaşîn dendi. “Bahteran” adı, “Batıdaki şehir” anlamındadır. Selçuklular döneminde Kirmanşah/ Bahteran kenti imar edilmiştir.
Nadir Şah Afşar, Kirmanşah’ta metruk haldeki Şehr-i Viran kalesini yeniden yaptırmıştır. Kacar hanedanı döneminde, batı Vilayetlerinin merkezi yapılarak buraya bir vali tayin edilmiştir. Feth-Ali Şah, Osmanlı sınırına yakınlığı nedeniyle stratejik bir konuma sahip olan Kirmanşah’ta oğlu Muhammed Ali Mirza Devletşah’ı ikamete memur etmiştir. Kirmanşah, zaman zaman Osmanlılarla İranlılar arasında el değiştirmiştir.
Kirmanşah’ın halkı Kürt olup Şii, Sünni, Ehl-i Hakk ve Gurân/ Gôrân mezheplerine mensuptur. Bahteran kenti; Merkezî, Sahne ve HerSin olmak üzere üç nahiyeden oluşmaktadır. Sahne halkının dili Kürtçe’dir. Ancak Hudabendelu köyü halkı Türk ve Türkçe konuşmaktadır. Halkı Şia ve Ehl-i Hakk’tır. Şia olan HerSin nahiyesi halkı, Lorca ve Lekçe konuşmaktadır.
Kirmanşah’a Bağlı Şehirlerin Sosyal Yapısı
Sungur: Şehir merkezi halkı ve bazı köyleri Türk olup, Türkçe konuşmakta, Kürdistan’a yakın köylerde Kürtçe konuşulmaktadır. Türkler, Alevi/ Kızılbaş, Kürtler ise Sünni’dir. Sungur, Cibal Azerbaycan şehirlerindendir. Hemedan Türk muhiti içerisinde mütalaa olunur.
Kasr-ı Şirin: Kürtçe konuşan halk, Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Hakk inancına sahiptir.
Pave (OraMaNat/ AvRaman/ Avramanat): Kürtçe’nin HuRamî ve Cafî lehçelerini konuşan halk, Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Hakk inancına sahiptir.
İslamabad (Şahabad-ı Garb): Daha önce burası Harunabad isimli bir köydü. Hicri 1314/ 1896 yılında adı Şahabad olmuş, rejim değişikliğinden sonra İslamabad’a çevrilmiştir. Halkı Şia ve Ehl-i Hakk olup, Kürtçe konuşmaktadır.
Kengâver: Anahita mAbedinin bulunduğu tarihi bir kenttir. Son savaşta Araplar tarafından viran edilmiştir.
Kirmanşah/ Bahteran il/ ulusları:
Gurân/ Gôrân il/ ulusu: Daha önce Gulhanî ili olarak anıldığı rivayet edilmektedir. Diğer bir rivayete göre, Gulhanîlerin Gôrân ilinin bir parçası olduğu kabul edilir. Gôrân ili; -Bivnîj, -Şabankâre (Çobankara), -HaydaRi ve -Tüfenkçî kabilelerinden oluşmaktadır. Bildiğimiz üzere Çobankaralar, diğer iller içerisinde karşımıza Türk tiresi olarak çıkmaktadır. Dilleri Türkçe’yi koruyup korumadıkları bilinmemektedir.
Zûle il/ ulusu: -Halvendî, -Şeh-NazaRi, -Zengene, -Kel-kel(Rahîmî), -Sayax, -Kelvendî ve -BagıRi tayfalarından oluşur.
Sencabi il/ ulusu: Sencabiler, Nadir Şah Afşar zamanında Şiraz’dan buraya göçürülmüştür. Kacar döneminde bu ilin süvarileri yakalarına sincap postu taktıkları için “SéncABi/ SincABi süvarileri” ve “SéncAb-pûş/ Sincap postu bağlayan” adı ile anıldıkları rivayet edilir. Kirmanşah/ Bahteran kenti çevresinde 180 pare köyleri bulunmaktadır. Kürtlerden farklı bir boydur.
Kelhor il/ ulusu: Bahteran bölge valiliğinin büyük il/ uluslarından biridir. -Tirkâşvend, -Bâz-zede, -Kemrénd, -Bâlvend, -Zerdelân, -BabaCani, -Gubadi, -Cumîr (Ucmur/ Cumhur) tirelerinden ibarettir..
Kirmanşah/ Bahteran bölge valiliği halkının büyük bölümü Kürt olmakla beraber, Gulât-ı Şia, yani Gôrân inancına sahiptir. Bu özellikleri ile Sünni Kürdistan Kürtleri’nden ayrılmaktadır. Hatta Sünni Kürtlerin, Gôrânları “tekfir” ettiklerini ifade edebiliriz. Bölge Gôrânları, Kızılbaş Azerbaycanlı Kara-Koyunluları kendilerine daha yakın görmektedir. Âyin-i Cemlerinde Türkçe novhalar da okumaktadırlar. Şah rejimi yıkıldıktan sonra, kendilerine yakın gördükleri Ayetullah Şeriatmedari’yi korumak üzere Tebriz’e akın etmişlerdir. Hazret, Alevi/ Kızılbaş ve Goranların tekfir edilmelerine mani olmuş, bu inanç sahiplerinin iman dairesi içerisinde olduklarını ısrarla savunmuştur.
Sungur ilçesi ve bazı köyleri Türk’tür. Bunun yanı sıra Kirmanşah şehir merkezi ve çevresinde Türk yerleşimleri bulunmaktadır. Şehirlerde, Yahudi azınlığa mensup insanlar da yaşamaktadır. (Coğrafya-yı Kâmil-i İran, 1.cilt, s.400-412)
33.Kum Bölge Valiliği
استان قم
Merkezi: Kum/ Qum
Kum Bölge Valiliği, tarihi Azerbaycan Vilayeti/ ülkesinin bir parçasıdır. Hemedan, Merkezî, Tahran ve Elburz bölge valilikleri topraklarına Cibal Azerbaycan (Azerbaycan-ı Cibal veya Azerbaycan Irakı, yahut Acem Irakı) de denmektedir.
Tarihi bir şehir olan Kum kentinin kuruluşu, Pişdâdî Padişahı Tahmors’a nispet edilir. “Kum” adının, Sasani döneminden kalma Pehlevi hattı ile yazılmış kitAbelerde geçtiği ifade edilmektedir. Firdevsi, Şehname’sinde üç yerde zikretmiştir.
Kum, Hicri 23/ 644 yılında Tazi kumandanı Ebu Musa El-EŞaRi tarafından ele geçirilmiştir. Abbasi hilâfeti döneminde, Hz.Ali evlâtları (Âl-i Ali) takibat altında bulunduğundan Arabistan’ı terk edip, Kum’a gelip yerleşmişlerdir. Şia akâidi burada şekillendiğinden Safevi hanedanı Kum’a özel ilgi gösterip, imar etmiştir. (Sirus Nisari, Külliyât-ı Coğrafya-yı İran, s.506)
İmam Rıza’nın kız kardeşi Hz.Masume, Kum kentinde medfundur. Eski dönemde suların burada toplanması nedeniyle Tazîler buna “Gum/ Qum” veya “Qumqume” demişlerdir. Diğer bir rivayet kentin adının; Kum/ Qum→Kumsâr/ Kumluk’tan kaynaklandığıdır. Başkaca rivayetler de vardır. (Mehr’üz-Zaman Novbân, Veche Tesmiye Şehrhâ ve RusTahâ-yı İran, s.99-100)
Horasan İli
Türk olan bu il, Horasan’dan Kum’a göç etmiştir. Kum kenti etrafında perakende olarak oturmaktadırlar. Bölgede ayrıca -Kellekûyî, -Mişmis (Mîşmest), -Râve, -Zend ve -Kürt Kelhor aşiretleri de yaşamaktadır.
*
Türkleri Küçük Düşürücü Fıkra ve Benzeri Eylemlerden Ötürü Kum’da İkâmet Eden Ayetullahların Verdiği Fetvalar
Türk aydınlarından şair ve yazar İlşen (Élşen) Oryadlı, Aryaistlerin Türkleri aşağılayıcı fıkra ve benzeri eylemleri nedeniyle, 18 Azer 1382/ 2003 tarihinde Kum’da ikamet eden Büyük Ayetullahlara (Âyetullahül-Uzma) yazı ile başvurarak, bu konudaki fetvalarını talep etmiştir. Oryatlı’nın sorusuna cevap teşkil etmek üzere gönderilen fetvalar:
1.Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Sâfî Gülpayeganî (Dâmet berekâtühü):
درفرض سوال اگركار آنها توهين شمرده شود جاﺌز نيست
والله العالم 28 ذىقعده 1424 لطفالله صافى
Eğer sorunuzda ifade edildiği gibi, onlara hakaret ediliyorsa Caiz değildir.
Vallahül-Alem, 28 Zilkâde 1424/ 2003, Lütfullah Sâfî
2.Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Mekârim ŞiRazî (Dâmet berekâtühü):
باسمه تعالى
هرگاه سبب اهانت به نوع آن مردم مخترم شود جايزنيست
هميشه موفق باشيد
Allah’ın adıyla,
Eğer bu hakaret, o saygıdeğer kişilere yapılıyorsa, Caiz değildir.
Başarı dileklerimle( veya Her zaman başarılı olun!)
3.Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa NuRi Hemedani (Dâmet berekâtühü):
باسمه تعالى
توهين به اقوام ديگر و آزرده نمودن افراد جايزنيست وازمصاديق غيبت وايذاء مؤمن به حساب مى آيد
Allah’ın adıyla,
Başka milletleri incitecek hususları ileri sürmek Caiz değildir. Ve bir mü’mine yapılan gıybet gibi haramdır.
4.Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Sânıî (Dâmet berekâtühü):
Bu sorunun cevabı, Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Sânıî’nin Mücmelül-Mesâil isimli kitabında (numara: 990) mevcuttur.
هرچه موجب نشٔت وازبين رفتن وحدت كلمه بين ملت مسلمان بزرگوارمان باشد حرام است وتشخيص آن باگوينده و شنونده است ومحض احتمال وگمان نبايد حكم به حرمت نمود
Herhangi bir kimsenin Müslüman kardeşlerimiz arasında birlik ve sevginin çökmesi ve ortadan kalkmasına sebep olacak bir kelime dahi sarfetmesi haramdır. Ve bu da dinleyenin kanaatına bağlıdır. Hatta küçük bir ima dahi olsa kabul edilemez. (Mücmelül-Mesâil, 1.cilt, s.268)
5. Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Alevi Gürgânî (Dâmet berekâtühü):
باسمه تعالى
درصورتيكه موجب آزار و اذيت اقوام مختلف باشد جايز نيست و مرتكب آن گناهكار است
Allah’ın adıyla,
Bu ifade, kavimlerin üzüntü ve incinmesine sebEbiyet verirse Caiz değildir. Ve buna sebep olan günahkârdır.
6. Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Muhammed Sadık ruhani (Dâmet berekâtühü):
اهانت به فرد مسلمان حرام است و چنانچه به جمعيت خصوصا مانند آذريها / تركها كه ازمحبين اهل بيت عليهم السلام ومسلمان ازمحرمات اكيده است خداوند تعالى همه را هدايت كند
Müslüman bir şahsa hakaret haramdır. Özellikle Azerbaycan Türkleri gibi Ehl-i Beyt’te yakın bir kavme böyle bir hakaret binlerce kere haramdır. Allah hepimize Hidayet versin!
7. Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa GiRamî (Dâmet berekâtühü):
باسمه تعالى
عمل فوق مصداق توهين وهتك حرمت مى باشد و اهانت و هتك مؤمنين از گناهان كبيره مى باشد
Allah’ın adıyla,
Böyle bir eyleme başvurmak, mukaddes bir alana tecavüz ve hakareti ifade eder. Ve mü’minlere hakaret büyük günahlardandır (güNah-ı kebâirdir).
8. Hazret-i Ayetullahül-Uzma Hacc Ağa Münteziri (Dâmet berekâtühü):
باسمه تعالى
اگر جوك و شوخى مستلزم هتك حرمت يا ناراحتى افراد بشود جايز نيست وحرام است
Allah’ın adıyla,
Eğer fıkra (cök) ve şaka, insanların saygınlığının zedelenmesine ve rahatsızlığına sebEbiyet veriyorsa, Caiz değildir ve haramdır.
نوشته شده درشنبه يكم بهمن (2005)1384 ساعت 21:43
توسط اﺌلشن اوريادلى
(http://qum-az.blogspot.com; Şair ve yazar İlşen Oryadlı’nın sitesi: /http:www.oryad.blogfa.com) Bkz.→Halaclar ve Halacistan
Dostları ilə paylaş: |