Göçmenlik konusu Bulgaristan Türk edebiyatına devamlı damgasını vururken, nedense, bu konu hiçbir zaman Bulgar sanatçıları ilgilendirmemiştir. Osmanlı-Rus (1877/78) Harbi’nden beri yaşanmakta olan bu insanlık dramı karşısında Bulgar sanatçılar sessiz kalmışlardır. Bulgaristan’da hayatı birçok yönde sürekli etkileyen göç olgusu hakkında sadece Yordan Yovkov’un bir-iki öyküsünde birşeyler bulabiliyoruz.
71Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı V (Türkiye Dışı Çağdaş Türk Şiiri), Sayı-531, Mart 1996, 532-536.
72 Selânikli olan Ayşe Altuntac, Birinci Dünya Savaşında Kafkas cephesinde yaralanarak ölen kocasının intikamını almak için yemin etmiştir. 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’e girmesi üzerine köy köy dolaşarak gönüllü toplamış, karşı koyma hareketine iki oğluyla birlikte katılmış, burası Yunanlıların eline geçince Aydın’a gitmiştir. Kuvâ-i Milliyye’nin ilk teşkilâtına iki oğluyla birlikte katılan Ayşe Hanım, Yunanlılar tarafından 27 Mayıs 1919’da işgal edilen Aydın’da, Demirci’deki savaşlarda kahramanca döğüşmüş, oğullarından büyüğü burada yürütülen savaşta şehit düşmüştür. Ayşe Altuntac, 21 Şubat-12 Mart’taki Birinci İnönü, 31 Mart-1 Nisan, 1921’deki İkinci İnönü savaşlarında da bulunmuştur ve oğullarından küçüğü bu sıralarda şehit olmuştur. 23 Ağustostan 13 Eylül, 1921’e kadar süren, Yunanlıların yine büyük yenilgisiyle püskürtüldüğü Sakarya Savaşına da katılmış, kasığından yaralanmış ise de, tedavi edilip iyileşince müfrezesine dönmüştür. Büyük Taaruzda Mürsel Paşa fırkasında, Ahır dağlarında düşman gerilerine sarkmaya memur edilmiştir. İzmir’e ilk giren kıtalar arasında o da vardır. Kocasının intikamını almak için onun hatırası olan mücevherleri satarak at, mavzer, elbise vs. aldığı, binbaşılığa kadar yükseldiği belirtilmektedir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra Binbaşı Ayşe Hanım Ankara’da Merkez Bankasına temizlikçi olarak işe alınmış, buradan emekli olunca da ömrünün yaşlılık dönemini bu cüz'î emekli maaşıyla geçirmiştir. Cumhuriyetimizde Selânikli, Rumelili bu kahraman kadınımıza uygun bir iş bulunamaz mıydı?!... (Şefika Kurnaz, Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını, İstanbul, 1992, 172; Fevziye Abdullah Tansel, İstiklâl Harbinde Mücahit Kadınlarımız, Ankara, 1988, 39-40; Aynur Mısıroğlu, Kuva-yi Milliyenin Kadın Kahramanları, İstanbul, 1976, 111).
73Göçmen Dergisi (Mersin), Sayı-1, 2003, 5.
74A. Jelâzkova, 1991.
Todor Jivkov’un En güvenilir bir bakanı olarak bilinen İçişleri Bakanı Dimitır Stoyanov, 1989’un yaz aylarında Kapıkule ve Dereköy sınır kapılarını kontrole gelerek her 24 saatte Türkiye’ye geçiş yapanların sayısının 10 000’in üzerinde olmasını emretmiş, bunu yapmayanların da görevlerinden alınacağını vurgulamış. Bulgar Devlet Güvenlik sisteminde üst düzey bir uzman olan T. A., Kapitan Andreevo bölgesine görevli olarak gönderilmiş, döndüğünde bir Bulgar komşusuyla orada yaşadıklarından şunları paylaşmış: “O yaz günlerinde sıcaklık 30-35 dereceye yükseliyordu. Sonu görülmeyen uzun göç kafilelerinde küçük çocuklar, hasta yaşlılar vardı ve susuzluktan yanıyorlardı. Etrafta su aramak için kafileden uzaklaşmak yasaktı bu yolculara… Aramızdan bazılarımız çocuklara, hasatalara şişelerle su getirdik… Bizden su almadılar… Korku dolu gözlerle bize bakıyor, elimizden su almıyorlardı… Bize güvenmiyorlardı… Sınırda görevlendirilmiş bizlerin de durumumuz anormaldi… 20 günde bir, banyo yapıyor, çamaşır değiştiriyorduk…”.
116Anlatan: Ayşe Meriçli. Kayda alındığı yer: Bursa. Kaleme alan: Melek M. Yenisoy.
117Béla Horvath, 1997, 45.
118(Kısaltılmıştır) Fahri Kaya, İkindi Güneşi, Birlik Yayımları, Üsküp, 1998, 33-41.
119H. Süleymanoğlu Yenisoy, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 8. Bulgaristan Türk Edebiyatı, Ankara, 1997, 434.
120A. Jelâzkova, 1998, 101.
121Mehmet Memoğlu Yenisoy′un arşivinden.
122Sabahattin Bayramöz, Türkçe’nin Sarmaşıkları şiir kitabından, Ankara, 2002, 117-119.
123Güllerin Kokusu, Sofya, 2000, 51.
124Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy, Bulgaristan Türk Çocuk Edebiyatından Örnekler, Ankara, 2002, 342.
125Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı V., (Türkiye Dışı Çağdaş Türk Şiiri), Sayı: 531, Mart 1996, 493-494.
126Lâtif Karagöz, Sönmez Sevgi Közlerim, Yaprak Dökümü, Çerkezköy-Tekirdağ, 1999, 17.
127Balkanlar’dan Esinti, Sayı-6, 1991, 8-10.
128Bulgaristan Türkler’inin Sesi, Sayı 9, 1994, 29.
129Balkanlar’da Türk Kültürü, Sayı: 57, 2005, 7.
130Yenisoy, Hayriye Süleymanoğlu, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. 8. Bulgaristan Türk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara, 1997, 439.
136Agitatorun Kılavuzu, Yeni Işık gazetesinin ilâvesi, Ocak 1964, 10-26.
137Demet (Şiirler ve Hikâyeler), Narodna Prosveta, Sofya, 1955, 23-24.
138İ. Yalımov, 2002, 336-337.
139Tuna dergisi, Sayı: 73-74, İstanbul, 2003, 94.
140Fahri Kaya, 1998, 11-21.
141İ. Çavuş, Hak ve Özgürlük, Sayı-3, 1998.
142İ. Yalımov, 2002, 445.
143K. Arı, 2003, 172.
144Balkanlar’da Türk Kültürü, Sayı-11, 1994.
145Balkanlar'ın Sesi, Sayı: 2, 1989, 37.
146 Kaynak, Sayı 26, 2005, 18.
147Ahmet Şerif Şerefli'nin Sen İstanbul'a Gelme adlı romanından, 2003, 91-92.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yılda iki kez düzenlenen Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı (KPYDS)’na giren göçmenlerin birçoğu Bulgarca’dan başarılı oluyorlardı. Maaşlarına yabancı dil tazminatı denen ek ücret eklenmesi Yalçın Pekşen gibilerini rahatsız etmiş ve gazetelerde bu konuda bazı yazılar yayımlanmıştı.
148Ayrıntılı bilgi için bkz.: Mehmet Türker, Kalem Kılıçlaşınca-Ömer Osman Erendoruk’un Edebiyat Kimliği, Ufuk Ötesi Yayınları, İstanbul, 2004, 123-130.
İskender Özsoy da İki Vatan Yorgunları adlı kitabında (sf. 173) göçmenlerin memleketlerinden koparıldıktan sonra Türkiye’de iskân edildikleri bölgelerin yerli halkı tarafından “yaban”, “Macır-Muhacir”, “Bitli macır”, “Gâvur tohumu” ve “Yarım gâvur” diye küçümsendiklerini yazıyor.
149Tahmizci-zâde Mehmed Mâcid, 1977, 32.
150 Orhan Seyfi Şirin, Aliş'imiz var!, Kaynak, sayı-11, 2002, 5.