SENDE SENSİZ
Hiç bir yere götüremem ki, sizi ey Rodoplar!..
Şairlerini Türkiye’ye götürdün
Şarkıcılarını Türkiye’ye...
Ama orada ne şair olabildiler, ne şarkıcı...
Oradalar ama seninle.
Biz hâlâ sendeyiz
Ama sensiz!123
Göçlerden küçük çocuklar da nasibini almışlardır. Doksanüç Harbi’nden bu yana sonu gelmeyen göç dalgaları, çocukları da sıcak yuvalarından alarak göç yollarına atmıştır. Küçük yaşta göçmenliğin acımasız darbesi, çocukların belleğinde silinmez izler bırakmıştır. Ahmet Emin'in Göçmen Çocuğu adlı şiirinden şu dörtlükleri okuyalım:
Beşiğinden apar topar
Kimdi onu atan barbar?
Boynu bükük onu arar,
Ararsa göçmen çocuğu.
Gizlemeyin öyküsünü,
Mahşerleşen uykusunu,
Kaderinin suçlusunu
Sorarsa göçmen çocuğu.
.....................................
Bu yuvasız kuşu sevin,
Küstürmeyin, incitmeyin,
Gözyaşı ateştir bilin,
Ağlarsa göçmen çocuğu.124
Yanık olur göçmenlerin yüreği. Bu yanık yürekler sevgiye, sıcaklığa ve merhamete muhtaçtır. Bazen Anadolu insanından beklenen sevgiyi, sıcaklığı, hoşgörüyü bulamayan göçmen, üzüntüsüyle baş başa kalarak ay yıldızlı bayrağından güç alıyor. Şair Ömer Osman Erendoruk, Bayrağım adlı şiirinde şu duyguları dile getiriyor:
Ben dede yadigârı topraklardan kovulmuş
Öz vatanım Trakya'mda Anadolu'mda kalan
Canciğer bellediğim kardeşi soğuk bulmuş
Kahırdan boğulmuşum
Canım İstanbul'umda gözüm Anadolu'mda
SEVGİ kırıntıları ararken yorulmuşum
Ben bir kuşum yuvasız
Toprağından sökülmüş yapraksız bir ağacım
Paraya pula değil
Ben sevgiye muhtacım
Tutsak etmiş ruhları bir soğukluk bir benlik
Sönmek üzere içimde umudumdan doğan nur
Soğukluğun ağında can vermiş sevecenlik
İlgisizlik yağıyor üstüme yağmur yağmur
Güzelim Rumeli'miz hâtıralardan silik!
İçimde bir İstanbul akşamının sızısı
Gücenik
Üzgün
Kırık
Boğazımı artarda boğarken bir hıçkırık
Tanrım intihar da mı, derken, alınyazısı
Bir şey değdi yüzüme yumuşacık el gibi
Ay yıldızlı bayrağım olduğunu gördüm de
Üzüntüm, kırıklığım akıp gitti sel gibi...
..................................................
Söndürülmüş olsa da Rumeli'de ocağım
Merak etmeyin sakın sizin ocağınızdan
Ateş almayacağım
Ve ne de sofranızdan bir yudum ekmek, aş!
Senden tek istediğim Anadolulu kardaş
Güler yüz ve tatlı söz!
Benim sonsuz Rumeli sevgim başımda tacım!
Ne paraya ne pula
Ne sevgisiz bir kula
Ben Hakka giden yola ve sevgiye muhtacım!
Bayrağım!
Sen parlayan ayınla yıldızınla
Benim Türk varlığımı simgeleyen nabzınla
Annemin beni seven eli kadar sıcaksın
Akıncı ecdatlarım gibi cesur ve paksın
Ölsem de mezarımın başucunda dört mevsim
Nazla
Derin bir hazla
Yüzümü sıcak bir el gibi okşayacaksın!125
Uyum süreçlerinde ve özellikle göçmenliğin ilk yıllarında kırgınlıklar, üzgünlükler olabilir, fakat özgürlüğe kavuşmanın mutluluğu da vardır. Şair Lâtif Karagöz’ün bir şiirinde bu mutluluk şöyle dile getirilmektedir:
Dostları ilə paylaş: |