2. DENETİM TÜRLERİ
Denetim, genel anlamda, idarenin eylem ve işlemlerinin, planlanan amaçlar doğrultusunda, belirlenen ilke ve kurallara uygunluğunun tespit edilmesidir.
Denetimin amacı, idarenin amaçlarının gerçekleşme derecelerinin saptanarak, etkinlik, ekonomiklik ve verimlilik düzeylerini yükseltmek ve geliştirilmesini sağlamaktır.
Tanımdaki çabalara paralel olarak denetim çeşitlerini aşağıdaki gruplara ayırmak mümkündür.
2.1. İÇ DENETİM
“İç denetim” bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katma amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir. İç denetim, kurumun risk yönetim, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur.”100
2.2. DIŞ DENETİM
Denetim, bir işletmenin ekonomik faaliyetleri sonucunda hazırlanan finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluğu ve doğruluğunun makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtları ile bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden değerlendirilmesi ve sonuçlarının bir rapora bağlanmasıdır.
Bu tanımda dikkat çekilmesi gereken üç önemli unsur vardır:
1-Bunlardan birincisi dış denetimin önceden belirlenmiş ölçütlere dayanmasıdır. Bu ölçütler denetçinin bilgileri değerlendireceği standartlardır. İşletmeler ekonomik faaliyetlerini sürdürdükleri farklı çevrelere veya yönetim amaçlarına göre finansal tablo ve diğer bilgilerini hazırlarlar. Denetimde kullanılacak standartlar denetimin amacına göre değişmektedir. Dış denetim işletmelerin tabi oldukları vergi mevzuatlarını, sermaye piyasalarını ve çeşitli otoritelerce belirlenmiş olan standartları dikkate alır ve çalışma kapsamını belirler.
2-İkinci önemli unsur bağımsızlık ilkesidir. Yapılan denetimin değeri denetim raporunu kullanan kişilerin denetçinin bağımsızlığına olan güvenlerine bağlıdır. Birçok farklı mali tablo okuyucusunun bağımsız denetçi raporu istemesinin nedeni tarafsız ve güvenilir bir bakış açısına duydukları ihtiyaçtır. Denetçi gerek kanıt toplarken ve gerekse topladığı kanıtları değerlendirirken önyargıdan uzak, tarafsız ve uzman bir kişi gibi hareket etmelidir.
3-Diğer bir önemli unsur da denetim standartlarına uyumdur. Globalleşen iş ve sermaye piyasaları tüm dünyada ortak kullanılan ve tam benzerlik gösteren denetim standartlarını geliştirme konusunda güçlü bir eğilim içindedirler. Bu çerçevede denetçi çeşitli otoriteler tarafından yayınlanmış olan denetim ilkeleri ve standartlarına uymak zorundadır.
2.3. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA101
2.3.1.Soruşturma
“Tahkik” ve Tahkikat” da denilen soruşturma, genel olarak, bir sorunu açıklığa kavuşturmak için bir idari veya adli merciin ilgililerden veya tanıklardan bilgi toplama ve konuyu inceleme işidir.
178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 20’nci maddesinin 4’üncü fıkrasının “ı” bendine göre, Vergi Denetim Kurulunun ve dolayısıyla Vergi Müfettişlerinin genel olarak görevi “Bakan tarafından verilen teftiş, inceleme, denetim ve soruşturmaları” yapmaktır.
İdari yönden soruşturma; suçun, suçun kanıtlarının, nev’inin, unsurlarının ve fail veya faillerinin tespit edilmesi ve buna göre yargılama yapılmasının veya yapılmamasının istenmesidir. Yürürlükteki yasal düzenlemelere göre soruşturma çeşitlerini aşağıdaki gibi belirlemek mümkündür.
1-Disiplin Soruşturması: 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna göre yapılan soruşturmadır.
2-3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununa göre yapılan soruşturma.
3-4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yapılan soruşturma-ön inceleme.
4-237 sayılı Taşıt Kanununa göre yapılan soruşturma.
5-2489 sayılı Kefalet Kanununa göre yapılan soruşturma.
Adli yönden soruşturma, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre, “yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen süreyi” ifade etmektedir.
2.3.2.Kovuşturma102
Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “kovuşturma işi”, “suçlu sanılan biri için yapılan soruşturma ve araştırma, takibat, takip” şeklinde tanımlanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanununa göre, kovuşturma, iddianamenin kabulü ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade etmektedir.
Bu çerçevede, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 131’inci maddesinde yer alan kovuşturmayı, yürütülen soruşturma sonrası aşamada disiplin kurulları veya disiplin amirlerince gerçekleştirilecek “takibat” işlemleri olarak değerlendirmek gerekmektedir.
2.4. İNCELEME
Yukarıda belirtildiği üzere, 178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 20’nci maddesinin 4’üncü fıkra “ı” bendine göre, Vergi Denetim Kurulunun ve dolayısıyla Vergi Müfettişlerinin genel olarak görevi “Bakan tarafından verilen teftiş, inceleme, denetim ve soruşturmaları” yapmaktır.
İnceleme, Maliye Bakanlığının 20’nci maddesinde belirtilen teftiş ve soruşturma dışındaki görevler kapsamına giren konular veya her hangi bir hususta gerçekleştirilen “tetkik”i kapsar.
Yürütülen inceleme sonucunda teşkilatın en büyük amiri durumunda bulunan Bakan’a veya görevlerin yürütülmesinden sorumlu birimlere bilgi verilerek sorunların giderilmesine belirli konunun açıklığa kavuşturulmasına yardımcı olunur.103
2.5. DENETİM
Denetim kavramı da yine yukarıda belirtilen178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 20’nci maddesinin 4 üncü fıkra “ı” bendinde yer almaktadır.
Vergi İnceleme ve Denetim Planının Hazırlanması, Uygulanması ve Sonuçlarının İzlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 3’üncü maddesinin 1 no.lu fıkrasının “b” bendine göre, “Denetim:Teftiş ve vergi incelemeleri dışında kalan bireysel yoklama, toplu yoklama, yol denetimi ile yaygın ve yoğun vergi denetimlerini” ifade etmektedir.
2.6. VERGİ İNCELEMESİ
Vergi Usul Kanunu’nun 135’inci maddesine göre; Vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır.
Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir.”
Vergi incelemesi, vergi inceleme yetkilileri tarafından, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacı ile vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin hukuki muameleleri ve buna göre tarhı gereken vergileri ve kesilmesi gereken vergi cezalarını tespit etmek, hesaplamak ve ödenmesini sağlamak amacıyla yapılan idari bir işlemdir.
Vergi incelemesi, Vergi Usul Kanunu’nun “Yoklama ve İnceleme” başlıklı yedinci kısmının “Vergi İncelemeleri” başlıklı ikinci bölümünde ve Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik104 ile düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 134’üncü maddesine göre “Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamaktır.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 3’üncü maddesinin 1 no.lu fıkrasının “f” bendine göre de, “Vergi incelemesi: İnceleme yapmaya yetkili olanlar tarafından, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla yapılan faaliyeti” ifade edeceği belirtilmiştir.
2.7. AKLAMA SUÇU ARAŞTIRMA VE İNCELEMESİ105
11.10.2006 tarih ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Bakanlar Kurulunca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenlere, kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, devamlı bilgi verme, bilgi ve belge verme, muhafaza ve ibraz gibi Kanunla getirilen yükümlülüklerin denetimi, Vergi Müfettişleri, Gümrük ve Ticaret Müfettişleri, Bankalar Yeminli Murakıpları, Hazine Kontrolörleri, Sigorta Denetleme Uzman ve Aktüerleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanlarınca yapılmaktadır.
“Suç geliri; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini” ve aklama suçu da “26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282’nci maddesinde düzenlenen suçu” ifade etmektedir.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282’nci maddesinin (1) nolu fıkrasına göre, “Alt sınırı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasının gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282’nci maddesinin (1) nolu fıkrasında 26.06.2009 tarih ve 5918 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 08.07.2009 tarihinden sonra suç gelirlerini aklama suçunun alt sınırı 1 yıldan altı aya indirilmiş ve asgari ceza 2 yıldan 3 yıla, azami ceza da 5 yıldan 7 yıla çıkarılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5918 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi ile değişik 282’nci maddesinin (1) nolu fıkrasına göre; “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasının gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Karapara aklama suçu/ Suç gelirlerini aklama suçu üç aşamada oluşur:
1-Öncül Suçun işlenmesi
2-Karapara/Suç geliri elde edilmesi
3-Elde edilen karaparanın /Suç gelirinin aklanması
2.8. KAMBİYO DENETİMİ
20.02.1930 tarih ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un ek 1’inci maddesine göre; Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları, Hazine kontrolörleri ve stajyer Hazine kontrolörleri ve kambiyo murakabe mercileri bu kanun hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında tetkikat ve tahkikat yapmak ve tahkikat sırasında suç emareleri bulunursa maznunlar ve suçla ilgisi görülenler nezdinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun zabıt ve arama hakkındaki hükümleri gereğince muamele ifa etmek salahiyetini haizdirler.”
Dostları ilə paylaş: |