Ergonomi – hap notlari üNİte 1 (ergonomiNİn tarihsel geliŞİMİ, DÜnyada ve tüRKİYEDE ergonomi)



Yüklə 476,85 Kb.
səhifə8/9
tarix03.04.2018
ölçüsü476,85 Kb.
#46508
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Yasak işaretleri: Yuvarlak, fon beyaz, sembol ve yazı siyah, çerçeve ve çapraz çizgi kırmızı

  • Emir işaretleri: Yuvarlak, fon mavi, sembol ve yazı beyaz

  • Uyarı işaretleri: Üçgen, fon sarı, sembol ve yazı çerçeve siyah

  • Yol gösterici işaretler: Dörtgen veya kare, fon yeşil, sembol ve yazı beyaz

    Bazı tehlike kaynaklarının sarı-siyah çapraz çizgili şeritlerle belirtilmesi, uyarıcı etki yapması bakımından önem taşır. Örneğin, ayağın takılabileceği veya çarpma ya da düşme tehlikesi olan yerlerin önceden sarı-siyah renklerle belirlenmesi kaza riskini azaltabilecektir.

    Doğrudan, dolaylı ve uyarıcı tüm güvenlik tekniğine dayalı düzenlemelere rağmen, çalışma yerinde bulunanlar her zaman kazalardan ve meslek hastalıklarından korunamamış olabilirler. Böylesi durumlarda özel giysiler, başlıklar vb. koruyucu ek donanımların kullanılması gerekir.



    BİLGİSAYAR KULLANIMINDA İSG

    Ergonomistlerin bilgisayar kullanıcılarına tavsiye edebileceği metotların çoğu bilimsel çalışmalara dayandırılarak ortaya koyulmuş fikir ve yöntemlerdir.

    Genel olarak bakıldığında, bilgisayar kullanıcılarını rehabilite etmek için yapılan ergonomik araştırmalar klavye ve fare kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır.

    Çalışanların alet veya makine ile iş yaparken, kas-iskelet sistemlerinde oluşan yaralanmalara ve yorulmalara neden olan tekrarlı ve gerilimi artıran hareketler sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarına Birikimli Travma Bozukluğu (BTB) denilmektedir.

    BTB içerisinde bilgisayar kullanıcılarının maruz kalabilecekleri hastalıklar kısaca şöyledir: Karpal Tünel Sendrom, Osteo Artritis, Intersection Sendrom, Guyon Kanal Sendrom, Tetik Parmak, DeQuervain Tenosinovitis.

    Bu sendromlar elin, bileğin ve kolun bağlı olduğu sinirlerin deformasyonu ile oluşmaktadır.



    Karpal Tünel Sendromu (KTS): Sinirin el bileğinde karpal tünel içinde baskıya maruz kalması nedeniyle elde uyuşukluk, ağrı ile birlikte ortaya çıkan klinik tabloya karpal tünel sendromu denir. Sürekli klavye ve fare kullanımı KTS’ye neden olur.

    El Osteoartriti (OA): Eklemde ve daha nadir olarak el bileği çevresinde ağrı ve hassasiyet vardır. Özellikle yazı yazarken ağrı artar. Ganglionlar ise çoğunlukla eklem kapsülü ile bağlantısı olan cilt altındaki şişliklerdir. Sıklıkla el bileğinin yüzünde görülür.

    Bilgisayar karşısında uzun süre sabit pozisyonda durmak kasların zorlanmasına, dolayısıyla kas yorgunluğuna neden olup kan akışını azaltabilir.

    Statik kas faaliyetlerinde, maksimum kuvvet harcamalarına yaklaşık 10 saniye, orta seviye kuvvet harcamalarına ise yaklaşık 1 dakika ve düşük seviyedeki kuvvet harcamalarına ise 4 dakikalık uygulamaya izin verilir.

    Çoğu klavye işleri oldukça uzun statik postürlere neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak bilekte, kolda, omuzda ve boyunda yorgunluk ve acılar görülmektedir.

    Sık dinlenmeler, kasların yeniden güç kazanıp verimli hâle gelmesini sağlar. Araştırmalara göre en az 3 dakikalık dinlenmeler kasların yorgunluğunun azalmasına yardımcı olur.

    Klavyede yazım işlemi, dinlenme verilmeksizin 40 dakikadan fazla olmamalıdır.

    Eğer klavye üzerinde eller uzun süre tutuluyorsa, bir süre sonra avuç içinde, bilekte ve önkol arasındaki kaslarda yorgunluk oluşur.

    Eğer yatay düzeyde eller dayanaksız olarak tutuluyorsa ve bükme hareketleri yapıyorsa bu postüre “ulnar sapma” denir.

    Dirseğin vücuda yakın açıyla çalışması istenir. Çünkü bu açının artması aşırı kullanım rahatsızlıklarının artması demektir. Bu açı, bükme hareketlerinde maksimum 45 derece ve doğal duruşta ise 15 derece’dir.

    Eğer klavyenin faresine uzanım aralığı gereğinden fazla ise kol vücuttan dışarıya doğru uzanır. Bu genellikle fareye varış mesafesi, bilek ile dirsek aralığından büyük ise meydana gelir.

    Bu açının 25 derece’yi geçmemesi istenir. Kolun gereğinden fazla vücuttan uzak tutulması (9 dakika) daha az zamanda yorgunluğa neden olur.

    Omuzlarda yorgunluğu azaltmak için en iyi yol, elin mümkün olduğunca vücuda yakın kullanılmasıdır. En iyi klavye yüksekliği dirsek yüksekliğinin biraz altında (yaklaşık 5 cm) olanıdır.

    Fare, klavyenin hemen yanında olmalı, böylece kolun vücuttan sürekli ayrılması engellenmekte ve yorgunluk azaltılabilmektedir.

    Sürekli bilgisayar ekranı karşısında çalışan kişilerin göz sağlıkları açısından aşağıdaki önerilere dikkat etmeleri tavsiye edilir:

    -Bilgisayar ekranı (monitör) alırken, (imkân varsa) ekranın yaydığı manyetik alan şiddeti ölçtürülür ve düzenli aralıklarla bu ölçüm tekrarlatılır.

    - Çalışma alanında bilgisayar ekranının yerleştirileceği konum, pencere ve aydınlatma gereçlerinden gelen ışıkların ekranda yansımayacağı yer olmalıdır.

    - Pencerelere konulacak (jaluzi türündeki) perdelerle gün ışığı kontrol edilmelidir.

    - Ekran aşırı kontrast (contrast) ya da parlak (bright) olmamalı, bu tip ayarlar gerekirse (günün değişen saatlerine göre) sürekli ayarlanmalıdır.

    - Çalışma masaları, yansıtma yapmayacak biçimde mat ve koyu renkli seçilmelidir.

    - Bilgisayar ekranı ile göz arasındaki mesafe en az 50 cm olmalı (baş ve omuzlar öne doğru uzatılmaz) ve ekran geriye doğru en az 15° eğimli olmalıdır.

    Karpal Tünel Sendromu (KTS)’ ndan korunmak için klavyenin ön tarafına, operatörün bileklerini dayayabileceği, bu amaç için yapılmış yarı yumuşak destek konulmalı ya da yine bu amaçla üretilmiş olan bilek koruyucuları kullanılmalıdır. Klavyede avuçlar birbirine paralel olarak, dirsekler 90o açı yaparak ve ön kollar ise yatay ve yere paralel olarak tutulur. Bilekler yazı yazarken düz durmalı, tuşlara sert vuruşlar yapılmamalıdır. Doğru yazım tekniği ve materyal yerleşimi yapılmalıdır. Kollar ve eller daima sıcak tutulmalıdır.



    ÜNİTE 13 MESLEK HASTALIKLARDA ERGONOMİ
    Meslek hastalığı, işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğranılan geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza hâlleri olarak tanımlanır.

    İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında, çalışanları iş yerinin olumsuz etkilerinden ve doğabilecek hastalıklardan koruyarak, rahat, güvenli ve huzurlu bir ortamda çalışmalarının sağlanması amaçlanmaktadır.

    Ergonomi kavramı içerisinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin (İSG) amacı, kaza ve hastalık şeklinde ortaya çıkan tehlikelerden çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hâlini hedefleyip yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu olmalarını sağlamaktır.

    MESLEK HASTALIKLARI

    İşletmelerde işçilerin sağlık şikâyetlerinin tespit edilmesi ve nedenlerinin araştırılması gerekmektedir. Kötü dizaynın üstesinden gelmek için insan-tasarım, hastalık-insan arasındaki etkileşim incelenmelidir.



    Meslek hastalığı hakkında değişik birçok tanımlama mevcuttur:

    -Meslek hastalığı en genel anlamda, bir işin yapılması esnasında mesleki etkenlerin doğurduğu ve bu etkenlerin devamı halinde gittikçe gelişen ve bu nedenle belirli mesleklerde ve çalışma alanlarında bulunan nüfusta daha sık görülen hastalıklardır.

    - Belirli bir meslekte çalışma esnasında sık görülen ve aynı şartlar altında deneysel olarak meydana getirilebilen bir hastalık meslek hastalığıdır.

    - Meslek hastalığı ya çevrenin tehlike faktörlerine bağlı kısmi bir uygulamanın hususiyeti ya da bir işin bir işçi tarafından yapılmasında maruz kalabileceği ve iş yeri dışında da meydana gelebilecek hastalıklardır.

    - Meslek hastalığı işçinin çalıştığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya arıza hâlleridir.

    MESLEK HASTALIKLARINI OLUŞTURAN FAKTÖRLER

    -Fiziksel Faktörler - Kimyasal Faktörler - Biyolojik Faktörler



    FİZİKSEL FAKTÖRLER

    Meslek hastalıklarına yol açabilen fiziksel faktörler şunlardır (bk. Bölüm 1):



    • Basınç

    • Titreşim (vibrasyon)

    • Radyant enerji (ultraviole, enfraruj, radyoaktif ışınlar vb.)

    • Gürültü

    • Aydınlatma

    • Termal durum

    Basınç

    Basıncın zararları çoğunlukla ortam hava basıncının aniden düşmesi sonucu meydana gelir. Doğal ve suni olarak kişiyi saran hava basıncının kısa bir süre içinde düşmesi “dekompresyon hastalığı” yapar.

    Basınçlı hava soluyan dalgıçların, su yüzeyine hızlı çıkışları sonucunda, doku ve kanlarında çözünmüş olarak bulunan nitrojenin parsiyel basıncı ortam basıncının üzerine çıkar ki, doku ve kanda nitrojen gazı kabarcıklarının oluşması ile bu hastalık meydana gelir.

    Dekompresyon hastalığı, dış atmosfer basıncının aniden düşmesiyle kandaki erimiş hâlde bulunan azot gazının gaz hâline dönüşmesiyle oluşur. Bu hastalıkta vücudun çeşitli damarlarında tıkanma ve felç (hatta ani ölümler) olabilmektedir. Bu hastalığa genellikle deniz altı ve hava ulaşım personeli maruz kalmaktadır. Bu hastalıktan korunmak için ortamın basıncı aynı tutulmalı veya ani basınç değişikliklerinden kaçınılmalıdır.

    Dekompresyon hastalığı sıklıkla dalgıçlarda olmasına karşın, 5500 metre üzerine çıkan kişilerde de görülebilir (yükseklik dekompresyon hastalığı).

    Dekompresyon hastalığında, HB02 tedavisi kabarcıkların çapının küçülmesini sağlar ve hipoksinin düzeltilmesinde yardımcı olur.

    Son elli yıldır, dekompresyon hastalığının erken dönem tedavisinde, HBO2 en başta gelen tedavi yöntemidir.

    Titreşim

    Titreşimin (vibrasyon) zararları genellikle delici matkap, testere gibi çok titreşim yapan hava basınçlı alet ve makinelerle çalışanlarda görülür. Bu tip aletler vücutta kuvvetli gerilimler meydana getirir.

    Titreşimin insan üzerindeki yükü, periyodik olup olmamalarına, etki süresine, titreşim yönüne ve vücuda giriş yönüne bağlıdır.

    İşitme bozuklukları, ruhsal bozukluklar, baş ağrısı, tansiyon düşüklüğü, damar bozuklukları, kemik ve eklem bozuklukları ve kas bozukluğu görülür.



    Radyant enerji

    Radyasyon (ışınım), iyonizan ya da noniyonizan türde olabilir. Noniyonizan grupta mor ötesi (ultraviyole) ve kırmızı ötesi (infrared) ışınlar yer alır.

    Herhangi bir radyant enerji kaynağı için, havada meydana gelen iyonizasyon miktarı, o hava kitlesinin absorbe ettiği enerji miktarı ile orantılıdır.

    Radyasyon dozunun iki yönü vardır.

    -Belirli bir bölgeye verilen radyasyon miktarı (ekspozür dozu)

    -Kimyasal ve biyolojik yönden radyasyonun madde içinde absorbe olup kalan etkili miktarı (absorbe edilen doz)

    Gama ışınları, çok zararlıdır. Az bir miktarda bile bu ışınlara maruz kalınması durumunda, kanser olunur. Çevremizde doğal gama ışını kaynağı yoktur. Uzaydan gelen gama ışınlarını da atmosfer büyük oranda engellemektedir.

    Morötesi ışıklar, insan sağlığına zaralıdır. Aşırı dozda alınırsa deri kanserine neder olabilir. Atmosfer tarafından çoğu filtrelenir. Yani atmosferdeki ozon tabakası bu ışınları geçirmez, bizi güneşten gelen morötesi ışınlardan bu tabaka korur. Mor ötesi ışınların yüzeysel deri tabakalarında yanıklara, hatta deri kanserine neden olduğu bilinmektedir. İyonizan radyasyon ise alfa ve beta partikülleri veya gama ve röntgen ışınları şeklinde olabilir. Bu tür radyasyonda en önemli etki kanserojen olması özelliğidir.

    X (Röntgen) ışınları ise kansere sebep olur. Çevremizde X-ışını yayan doğal kaynak yoktur. Ama bu ışınlar atmosferden geçemezler.

    Röntgen cihazları içimizi X-ışınlarını kullanarak görüntülerler. Bu ışınlar zararlı olduğu için gereksiz yere röntgen filmi çektirmek iyi değildir. Özellikle panaromik çene röntgeni gibi çekimi uzun süren röntgen filmlerinin çekimi sırasında X-ışınlarına biraz daha fazla maruz kalındığında film çektirilmemelidir.

    Alfa ışınları, helyum atomu çekirdekleridir. Yani bir proton ve bir nötron. Radyoaktif maddeler tarafından yayınlanır. Çok zararlıdır. Kansere neden olur. Atom bombası ve nükleer patlamalarda ortaya çıkar.

    Beta ışınları ise, hareket eden serbest elektronlardır. Atmosferde birkaç cm’den fazla ilerleyemezler. Beta ışınları ile katod ışınları aynı şeydir (hızları farklı). Beta ışınları deriye nüfuz edebilir ve yüksek frekanslı ışınlar gibi zarar verebilir. Beta ışınları kanser tedavisinde, malzemelerin kalınlığının ölçülmesinde, elektron mikroskoplarında ve eski tüplü TV’lerde kullanılır. TV içinde bulunan katod ışınları TV’nin camından geçemez.

    Kozmik ışınlar, içinde alfa, beta ışınları ve çeşitli atomaltı zerreler bulunduran, evreninin çeşitli yerlerinden gelen radyasyondur. Bu radyasyonun pek azı dünya atmosferinden geçebilir. Uzayda ise uzun süre kalanlar için tehlikelidir. Uzayda kalan astronotların kaskları ve giysileri mikroskop altında incelendiğinde bunların yüzeyinin hasar gördüğü görülür. Bu hasarın nedeni çarpan kozmik ışınlardır.

    KİMYASAL FAKTÖRLER

    Mesleki zehirlenmelerin çoğu solunum yolu ile alınan havanın içinde bulunan karbon monoksit ve kükürtlü hidrojen gazlarıdır. Bunlar, zehirli veya tahriş edici maddeler olup, normal ısıda ve atmosfer basıncında havada bulunup doğrudan doğruya solunum ile vücuda girerler. Meslek hastalıklarına sebebiyet veren başlıca kimyasal tehlikeler şunlardır:  Tozlar  Gaz ve buharlar  Çözücüler



    Tozlar

    Tozlar, partikül büyüklüğü 1 ile 100 mikron arasındadır. Tozlar ne kadar ince olursa, havada asılı kalma süreleri o kadar uzar ve solunum ile vücuda alınmaları o kadar kolay olur. Tozlar, çok ince katı madde parçacıkların havaya dağılması ile meydana gelir. Katı maddelerin ezilerek, yontularak, zımparalanarak veya öğütülerek parçalanması sonucunda ortaya çıkarlar. Metal, bitki veya mineral kökenli olabilir.

    Tozlar genelde akciğer hastalıklarını oluştururlar. 10 μm’den küçük tanecikli tozlar direkt olarak akciğere yerleşir ve hastalığa neden olur. 10-25 μm arasındaki toz tanecikleri ise bronşlara yerleşir.

    Daha büyük tanecikli tozlar burundaki kıllar tarafından tutularak bunların vücuda girmesi engellenir. Ağızdan nefes almak, parçacıkların akciğere geçmesine yardımcı olarak hastalık ihtimalini artırır.



    Fibrojenik Tozlar

    Lift yapısına sahip tozlar, daha ziyade pamuk ve pamuk ile ilgili iş kollarında çalışanlarda ve talkla, asbest (akciğer kanserine sebep olarak gösterilen asbest kimyasal ve ısıya dayanıklı bir maddedir) ile uğraşanlarda meslek hastalığı yapar.



    Fibrojenik tozlar daha ziyade akciğerlerinin yapısını bozarak etki eder. Bu tozlar, solunumla akciğerlere ulaşarak birikir ve bunun sonucunda dokusal değişim oluşturarak akciğerlerde fonksiyonel bozukluk yapar.

    Asbestoz hastalığı amyant tozlarının solunmasıyla oluşur. Bu madde ile uğraşanlarda akciğer kanseri dahi oluşabilir.

    Silisyum tozları kum ocaklarında, maden kuyularında, seramik, fayans, porselen ve cam endüstrisinde çalışanlarda görülür.

    Talkos hastalığı talkozla uğraşanlarda görülen bir hastalıktır, akciğerlerin yapısını bozar.

    Bisinoz ise pamuk tozlarıyla meydana gelen bir meslek hastalığıdır. Pamuk, dokuma endüstrisinde pamuk işinde çalışanlarda sıkça görülür.

    Toksik (Zehirleyici) Tozlar

    Endüstride kullanılan bazı metallerin ve organik maddelerin tozlarıyla temas sonucu vücutta zehirlenme belirtileri görünmektedir. Bu maddeler: Kurşun, kadmiyum, mangan gibi ağır metal tozları ile arsenik trioksit, berilyum bileşikleri, , DDT, fosforlu organik bileşikler ve kurşun tozlarıdır.

    Vücuda alındıklarında çeşitli organlar üzerinde(sinir sistemi, karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar, solunum organları, kan yapıcı organlar gibi) kronik veya akut zehirlenme etkisi yapan tozlar bu sınıfa girer.

    Tozu oluşturan bileşenlerin biri veya birkaçı toksik bir madde ise, maddenin cinsine, tozdaki yüzdesine, havadaki tozun yoğunluğuna, solunan tozun miktarına göre zehirlenmelere neden olabilirler.



    Kanserojen tozlar

    Asbest tozları, krom bileşiklerinin tozları, kömür katranı ve kömür tozları, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları.



    Radyoaktif tozlar

    Hava içinde toz hâlinde bulunan radyoaktif maddelerin yaymış oldukları iyonize ışınlar, insan organizmasının hücre ve dokularında hasar yapar, tümör oluşumuna ve genetik bozukluklara neden olur.

    Uranyum, radyum, toryum vb. radyoaktif maddelerin iyi muhafaza edilmemesi sonucu bu artıkları radyoaktif maddelerle uğraşanlara ve atmosfere yayılarak çevresindeki canlılara zarar verir.

    Alerjik tozlar

    Duyarlı kişilerde ateş, astma, dermatitler gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. Çeşitli bakteri, maya küf ve polenler de böyle etki gösterebilir.

    Nemli ve sıcak nitelikteki ambar, ahır gibi yerlerde uzun süre bekleyen hayvan yemi, saman, ot, tahıl, küspe gibi küflü tozların solunması ile alerjik solunum sistemi hastalıkları ortaya çıkabilir. Pamuk, keten, kenevirle çalışanlarda, dokuma fabrikası işçilerinde görülen bisinoz, fırıncılarda un nedeniyle görülen bronşial astma allerjik tepkilerdir. Ağaç tozları da bu grupta yer almaktadır.

    Bazı maddeler vücutta aşırı duyarlılık (alerji) reaksiyonlarına sebep olur. Çiftçilerde tahıl tozlarına bağlı olarak astım oluşabilir. Ayrıca pamuk işiyle uğraşanlarda da devamlı öksürük meydana gelebilir. Tütün işçilerinde de tütün tozlarına bağlı olarak uzun süren alerjik öksürükler görülmektedir.



    ÜNİTE 14
    GİRİŞ

    Ergonomi; aynı zamanda iş organizasyonu ve tasarımını değiştirecek yöntem bilimidir. Çalışanla işi arasında iyi bir uyum sağlayarak, insanın çalışırken zorlanmadan dolayı yıpranmasını önleyerek iş verimini artırır. Çalışanla işi arasında arzu edilen uyumu sağlayarak, çalışanın yeteneklerini en iyi şekilde kullanabileceği işe yönlendirilmesini hedefler. Bütün bunlardan dolayı iş organizasyonu ergonomik açıdan oldukça önemlidir.



    İŞ ORGANİZASYONUNDA ERGONOMİ

    Çalışanların Planlamaya Katılımı

    Çalışanlar organizasyona dâhil edilirse daha büyük keyif alırlar İnsanlara işin nasıl yapılması hususunda karar hakkı tanınmazsa monoton ve tekrarlamalı işler çok daha zor icra edilir. Birlikte planlama bu durumu geliştirir.



    Çalışma Saatlerini Düzenleme

    Çalışma saatleri ayarlamaları aynı uzunluktaki çalışma saatlerinde dahi değişiklik gösterebilir. Farklılık gösterebilecek çeşitli ayarlamalar mevcuttur. Başlama ve bitirme zamanları; dinlenme molaları; vardiya saatlerinde günlük değişiklikler; esnek saat sistemleri vb. daha iyi seçenekler bulmaya çalışmak çoğu zaman gereklidir



    İşteki Problemlerin Çözümü

    İşçiler günlük tecrübelerine dayanarak iş hayatında yaşadıkları sorunların kaynaklarını ve onları özümlemede faydalı olacak ipuçlarını bilirler. Çoğu iş problemleri basit ve az masraflı çözümlerle halledilebilir



    Daha Güvenli ve Verimli Çalışma

    İşçiler değişikliğine katıldıkları yeni bir durumda çok daha iyi performans gösterirler. Üretim problemlerinin çözümünde veya iş yeri koşullarının iyileştirilmesinde işçilerin tecrübeleri ve bilgisi yardımcı olabilir



    İyileştirmede ve Verimliliği Arttırma

    Verimliliğin arttırılması ve iş yerinin iyileştirilmesi, işin yapıldığı metottaki değişiklikler sayesinde gerçekleşir. Bu da geliştirme sürecinin planlama ve uygulama aşamalarına işçilerin dâhil edilmesi ile en etkili şekilde yapılabilir. Firmanın somut gelişmelere olan taahhüdünü göstermek önemlidir. Bu taahhüt işçilerini geliştirmelere katkıda bulunmaları durumunda işçiler ödüllendirilerek gösterilebilir



    Çalışmalarının Sonuçları Hakkında Bilgilendirilme

    İnsanlar, diğerlerinin kendi çalışması hakkında ne hissettiklerini ve düşündüklerini tam olarak bilirlerse eksiklerini öğrenir ve kendileri geliştirirler.



    İyileştirme İmkânları Sağlama

    İşçilerin planlama ve verim aşamalarında sorumluluk aldıkları işler en ilginç ve üretken işlerdir. Sorumluluk bilincinin olduğu işler, iş tatminini artırır



    İş Yerinde Kolay İletişim

    İnsanlar, diğer insanların nasıl yaptıklarını veya düşündüklerini ve diğerleri ile nasıl işbirliği içerisinde olacaklarını bilirlerse meslekler çok daha iyi icra edilir. Zayıf iletişim genellikle işte gecikmeye veya düşük ürün kalitesine ve hatta hatalara ve kazalara neden olur. İnsanlar verilen görevlerini yaparken meşguldürler ve diğerlerinden ayrı olma eğilimindedirler



    Yeni İmkânlar Sağlanmalı

    Yeni teknolojilerin kullanılmasıyla çalışma yöntemleri çok hızlı değişmektedir. İşçileri yeni maharetler kazanmaları için eğiterek, daha üretken ve güvenli yeni çalışma sistemleri oluşturmak kolaylaşmaktadır



    Ortaklaşa Çalışacak Grupları Oluşturulma

    Günümüzde, çoğu firma işleri bireyler yerine gruplara vermeyi faydalı bulmaktadır. Çünkü, daha az gereksiz iz ve hata ile çalışma grupları oldukça üretkendir



    İstenmeyen İşleri Verimliliği Arttırabilme

    Zor işleri iyileştirerek, görev dağıtımı, işçileri rotasyona tabi tutmak ve etkili üretim planları yapmak kolaylaşır.



    İşi İlginç ve Çeşitli Kılmak İçin Vazifeleri Birleştirme

    Aynı monoton vazifelerin tekrarlanması ve çeşit eksikliği sıkıntıya ve yorgunluğa neden olur. Bu da düşük verimlilik ve olumsuz iş tutumu demektir. Görevlerde sık sık değişiklik yapmak gereklidir.

    Monotonluk dikkatin dağılmasına yol açabilir. Bu da düşük kaliteli işe ve kazalara, kolayca neden olabilir. Monotonluk işçileri dikkatli ve üretken kılmak için bertaraf edilmelidir.

    İstasyonlar Arasına Küçük Stoklar Yerleştirme

    Bitmemiş ürünlerden küçük bir miktarın her istasyonun önünde veya arkasında bulunması (tampon stok) diğer işlenecek ürünü beklerken harcanan zamanı ortadan kaldırır. Diğer işçi veya makine de beklemek zorunda kalmayacağı için zaman baskısını da ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Süre baskısı olmadan, işçinin kendi hızına göre çalışması işte esneklik sağlar. Tampon stok sistemi makine- hızlı görevler ve taşıma bandı gibi sitemlerin daha esnek çalışma modelleri ile değiştirilmesini öngören modern anlayışın da bir parçasıdır



    Görsel Yorgunluğu Azaltmak

    Bir görsel görüntü birimi (GGB) ile çalışmak sabit bir duruş gerektirir ve gözleri yorar. Ağrı ve rahatsızlık, ayarlanabilir masa ve sandalyeye ek olarak GGB ile yapılan işleri diğer görevlerle birleştirerek giderilebilir. Görevlerdeki çeşitlilik iş tatminini arttırır, rahatlık ve yüksek üretkenlik sağlar



    Uzun Süreli İşlerde Kısa ve Sık Molalar

    GGB gerektiren işler işçiyi belli bir oturuşta tutar ve gözleri rahatsız eder. Dinlenme molaları yorgunluğun başlamasını önleyerek performansın sürdürülebilmesine yardımcı olur. Uzun süreli GGB işleri hataları arttırır



    Vazife Dağılımında Yetenekler ve Tercihler

    İşçiler birbirlerinden farklıdır. Yetenekleri ve güçlü yanlarının yanı sıra tercihleri de farklıdır. Bazı işçiler aşırı zorlanırken diğerlerine iş hafif gelebilir. Bu farklı yapıdaki işçilere uygun işleri bulmak devamlı planlama ve inceleme gerektirir. İyi incelenmeden dağıtılan görevler birçok fırsatın kaçmasına ve fazladan masrafa yol açar.



    Engelli İşçilere Yeterli Tesisler

    Engelli işçilere ihtiyaçları karşılanacak şekilde yeterli destek sağlanırsa, daha güvenli ve verimli çalışabilirler. Engelli işçilerin ihtiyaçları kişiden kişiye değişir. Bazı ihtiyaçlar malzeme ve görevler kullanıma uygun hâle getirilerek karşılanabilirken bir kısmı da özel dikkat gösterilerek çözümlenebilir



    Yüklə 476,85 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
  • 1   2   3   4   5   6   7   8   9




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin