Rivayetlerin Mana ve Sözcüklerin Mısdaklarının Açıklayıcısı Olması
Önceki bölümde de ifade edildiği gibi her kelamın, ezcümle Kurân’ın anlaşılması ve tefsirinde atılacak ilk adım, Kurâni sözcüklerin vahyin indiği zamandaki manalarına ulaşmaktır. Bu hususta Kurân’ın indiği zamanda veya o zamana yakın bir dönemde sadır olan rivayetlere ait sözcüklerin manasını anlamada kilit rolü vardır. Rivayetlerin bir bölümü (aşağıdaki rivayetler gibi) bu rolü ifa edici özelliğe sahiptir.
a) Abdulazim Hasani’nin İmam Cevad’dan (a.s) naklettiği rivayette Hazret, Maide suresinin üçüncü ayet-i kerimesinde kullanılmış olan
“ مُنْخَنِقَةُ ”, “ مَوْقُوذَةُ ”, “ مُتَرَدِّيَةُ ” ve “ نطِيحَةُ ” sözcüklerini şu şekilde açıklamıştır: “Munhanika” boğularak ölmüş hayvandır. “Mevkuze”, hastalık sonucu ölmüş hayvandır. “Mutereddiye” yüksek bir yerden aşağı düşmüş veya dağdan aşağı yuvarlanmış veya kuyuya düşerek ölmüş hayvandır. “Netihe” ise başka bir hayvan tarafından boynuzlanarak öldürülmüş olan hayvandır.875
b) “Suht/haram” sözcüğünün mısdakları hakkında müteaddit rivayetler nakledilmiştir. Ezcümle İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Emir’ul Müminin (a.s) buyurdu: “Murdar olmuş bir hayvan ve köpeğe karşılık alınan para, zina eden kadına verilen para, yargıcın aldığı rüşvet ve kahinin aldığı ücret “suht” kelimesinin mısdaklarındandır.”876
c) “وَمَا يَتَضَرَّعُونَ/Ve Ona yalvarmıyorlar”877 ayetinde geçen “tazarru” kelimesi hakkında İmam Sadık’tan (a.s) gelen bir rivayete göre maksat “elleri (göğe) kaldırıp yalvarmaktır.”878 O Hazretten gelen bir diğer rivayete göre aynı ayette geçen “istikanet”ten maksat dua etmek, “tazarru”dan maksat ise namazda elleri (göğe) kaldırmaktır.879
d) Bir rivayette İmam Cafer-i Sadık (a.s), Kurân’da geçen “küfr” sözcüğünün kullanım alanlarını detaylı şekilde şöyle açıklamıştır:
1- İnkâr manasına gelen küfr. Bu iki kısımdır:
a) Rububiyeti inkâr etmek. Bakara suresinin altıncı ayetinde sözü edilen küfr bu kabildendir.
“İnkâr edenleri korkutsan da, korkutmasan da, onlar için birdir; inanmazlar.”880
b) Bilinen bir gerçeği inkâr etmek.
“Önceden bilip tanıdıkları şey gelince, onu inkâr ettiler.”881 ayetindeki inkâr bu kabildendir.
2- Nimete nankörlük manasına gelen küfr.
“Bu, Rabbimin bir lütfudur; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak istiyor.”882 ayeti ve
“Artık beni anın ki (ben de) sizi anayım. Bana şükredin ve nankörlük etmeyin.”883 ayetinde geçen “küfr” sözcüğü bu anlamda kullanılmıştır.
3- Allah’ın emrine amel etmemek manasına gelen küfr.
“…Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?...”884 ayetinde “küfr” kelimesi bu manada kullanılmıştır.
4- Uzak durmak ve nefret etmek anlamına gelen küfr.
“Sizi tanımıyoruz. Bir tek Allah’a iman edinceye kadar bizimle sizin aranızda kalıcı bir düşmanlık ve nefret belirmiştir.”885 ayeti ve
“…kıyamet günü birbirinizi reddedecek ve birbirinize lanet okuyacaksınız.”886 ayetinde geçen “küfr” sözcüğü bu manada kullanılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |