Eserin özgün adı: روش تفسیر قران Reveş-i Tefsir-i Kur’an Yayın Yönetmeni


b) Müslümanların Yabancılarla İrtibatı



Yüklə 3,24 Mb.
səhifə175/249
tarix03.01.2022
ölçüsü3,24 Mb.
#47656
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   ...   249
b) Müslümanların Yabancılarla İrtibatı

Arap tarihi, bu kavmin en önemli sermayesinin, sözünün saflığı ile beyanındaki fesahat ve belagat olduğunu çok net bir şekilde göstermektedir. Arap kavmi, gerek cahiliye zamanında gerek İslam sonrasında az bir zaman olmak üzere Arap olmayan ülkelere uzak kaldığı ve diğer kavimlerle fazla irtibat kurup karışmadığı için965 dilindeki saflık ve orijinalliği korumuştu. Fakat İslami fetihlerle birlikte topraklar genişleyince Arap kavmi diğer kavimlerle karıştı ve bunun sonucunda Arap dilinin sözcüklerinde ve yapısında değişiklikler oluştu; tedricen çeşitli yönleriyle diğer dillerden etkilenmiş oldu.

Bu irtibatın ilk etkisi güncel Arapçada kullanılan kelimelerin telaffuzunda birtakım hataların meydana gelmesiydi ve git gide bu hatalar artarak müsamaha gösterilen yanlış telaffuzlara dönüştü ve hatta Kurân kıraatine bile girdi.

Kurân-ı Kerim ayetleri hususunda görülen bu hatalar, Kurân’da bir tür lâfzî tahrif olma tehlikesine ilave olarak onun manasında da değişiklik endişesini beraberinde getirmiştir ve bu, Kurân-ı Kerim’e oldukça fazla ehemmiyet veren Müslümanlar açısından tahammül edilecek bir durum değildi.966 Bu yüzden bu tür hataların önünü almak için sarf ve nahiv kaidelerini tedvin etmek için çalıştılar.967 Edebiyatçıların çoğu, nahiv ilminin ortaya çıkışında söz konusu sebebi zikretmiş ve bu ilmin kurucusunun Emir’ul Müminin Ali b. Ebu Talib (a.s) olduğunu kabul etmişlerdir.968

Elbette bu kaideler tedvin edilmemiş haliyle o dönemin halkının zihninde mevcuttu ve pratikteki konuşmalarında uygulanmaktaydı. Kurân da onlar arasında mevcut olan bu kaideler esasına uygun şekilde nazil oldu. Fakat bu tür olayların cereyan etmesiyle birlikte tedrici olarak nahiv kaideleri tedvin edildi ve daha sonra da bu ilim, tefsir için gerekli olan ilimler zümresinde yerini aldı.

Fakat bu bahisteki maksadımız, kendi araştırmaları veya diğerlerinin araştırmalarına dayanarak Kurân kelimelerinin Arapçadaki manalarını; onların Kurân’da, hadiste, Arapça metinlerde, şiirlerde ve Arap halkının güncel konuşmalarında kullanım yerlerini elde etmiş olan, özellikle de araştırmalarının sonucunu tedvin ederek bir kitap şeklinde sunan kimselerdir.

İkinci kaidede beyan edildiği gibi ayetlerin maksadını anlamak için, Kurân’daki kelimelerin, vahyin indiği zamanki alışılmış olan manalarını bilmek gerekir. Burada söz şunun üzerindedir: Acaba Kurân kelimelerinin manalarının beyanında dilbilimcilerin sözleri, güvenip tefsirimize dayanak kılabileceğimiz ilim veya ilmi mısdaklardan mıdır? Yoksa hakkında hiçbir muteber delil bulunmayan ve bu yüzden tefsirde dayanak olamayacak bir zandan mı ibarettir?

Elbette dilbilimcilerin sözleri üzerinde yapılan araştırma sonucu, kelimelerin, vahyin nüzul zamanındaki örf ve alışılmış manaları hakkında ilim veya itminan hâsıl olursa bunun itibarı ve tefsirde referans alınmasının cevazı konusunda hiçbir ihtilaf yoktur. Zira ilmin hüccet oluşu zatidir ve inkâr edilemez. İtminanın hüccet oluşu ve akil adamların yönteminde kabul gördüğü de bir gerçektir. Bu yöntem tarih boyunca hep var olmuş, Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları (a.s) zamanında da mevcut olmakla birlikte bu konuda o Hazretlerden hiçbir yasaklama ne görülmüş, ne de işitilmiştir. Bundan anlıyoruz ki bu yöntem onlar tarafından da teyit edilmiştir. Bu ilim ve itminanın, dilbilimcilerin çokluğu, görüş birliği ve mananın onların yanında belli oluşu vasıtasıyla elde edilmesi veya onların sözlerinin kati karinelerle desteklenmesiyle oluşması arasında hiçbir fark yoktur. Binaenaleyh burada incelenmesi gereken husus, dilbilimcilerin ilim ve itminan getirmeyen sözleridir. Acaba bu tür yerlerde dilbilimci olmalarına dayanarak sözlerine itimat edebilir miyiz ve bu sözleri tefsire dayanak kılabilir miyiz?

Bu tür yerlerde muhakkikler ve görüş sahipleri arasında ihtilaf vardır ve onların her biri kendi iddiası için birtakım deliller zikretmişlerdir.


Yüklə 3,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   ...   249




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin