GeliŞİm psikolojiSİ


Şimdi de bu dönem çocuklarının daha büyük olanlara göre zihinsel açıdan başka hangi alanlarda farklı olduğuna bakalım



Yüklə 0,56 Mb.
səhifə5/8
tarix03.05.2018
ölçüsü0,56 Mb.
#50072
1   2   3   4   5   6   7   8

Şimdi de bu dönem çocuklarının daha büyük olanlara göre zihinsel açıdan başka hangi alanlarda farklı olduğuna bakalım.
DİKKATİ ODAKLAMA

Okul öncesi dönemdeki çocuklar olayın sadece bir yönüne, görünüşüne dikkat ederler(odaklanırlar) ve geri kalanıyla ilgilenmezler ve sıklıkla mantıksız sonuçlara ulaşırlar. Olayın değişik yönlerine dikkatlerini kaydıramazlar. Ayrıca herhangi bir olayın aynı zamanda birkaç görünüşü, değişik yönleri olabileceğini düşünemezler. Henüz korunum prensibini anlayamazlar. Dolayısıyla herhangi bir nesnenin şeklinin değişmesinin etkisi altında kalırlar. Şimdi size tipik bir değişmezlik deneyinden bahsedeceğim. Bir çocuğa 2 benzer bardak gösterilir, her ikisi de kısa ve geniş olup, içlerinde aynı miktarda su vardır. Daha sonra çocuğun gözü önünde bardaklardan birindeki su uzun ve ince olan üçüncü bir bardağa boşaltılır. Çocuğa her iki bardakta da aynı miktarda su olup olmadığı veya birinin daha fazla su içerip içermediği sorulur. Çocuk uzun bardağın daha fazla su içerdiğini söyler. Neden böyle olduğu sorulduğunda ise bardağın yüksekliğini gösterir ve “Bu daha büyük” der. Bu dönem çocukları yükseklik ve genişliği aynı anda dikkate alamazlar. Olayların sadece görünüşüne, bir yönüne dikkat ederler, odaklanırlar ve böylece ne olup bittiğini tam anlamıyla anlayamazlar. Mantıklarında hatalar vardır çünkü düşünceleri ne “gördüklerine” bağlıdır; eğer bir bardak daha büyük görünüyorsa, bu bardağın daha büyük olduğunu düşünürler.
TERSİNE ÇEVRİLEMEZLİK:

Bu dönem çocuğunun mantığı tersine çevrilemezlikle de sınırlıdır. Tersine çevrilemezlik, yapılan herhangi bir işlemin iki şekli olabileceğini anlamada başarısızlıktır. Yani yapılan bir işlemin tersine çevrilebileceğini, orijinal halini yeniden alabileceğini anlamada başarısızlık oluşumuna tersine çevrilemezlik denir. Az önceki örnekte çocuk uzun ve ince bardaktaki suyun kısa ve geniş bardağa tekrar boşaltılarak, suyun orijinal şeklini tekrar alabileceğini düşünebildiğinde her iki bardakta da eşit miktarda su olduğunu anlayabilir. Fakat bu dönem çocuğu bunu fark edemez.
BENMERKEZCİLİK (EGOSANTRİZM):

Okul öncesi çocuğunun bir diğer özelliği de benmerkezciliktir(egosantrizm). Yani olayları bir başkasının bakış açısından(görüş açısından) görebilmede yetersizliktir. Okul öncesi çocukları farklı bakış açılarını hayal edemezler. Çocuk, karşısındaki bir kişinin bir nesneye, bir olaya kendi bulunduğu konumdan farklı bir noktadan bakabileceğini, farklı bakış açılarının, farklı algısal ve fikirsel sonuçları olabileceğini düşünemez. Çocuğun konuşma biçimi, ifadesi de benmerkezciliğinin etkisi altındadır. Mesela bir olayı anlatırlarken “o, ona, onunla vurdu” derken, karşısındaki kişinin “o” ların ne olduğunu bilmediğini düşünemez.
Benmerkezcilik bencillik değildir, fakat çocuğun olayları kendine yönelik anlaması veya çocuğun olayları kendini merkeze koyarak anlamasıdır. Benmerkezcilik, ufak çocuğun sınırlı olan düşünme kapasitesinin temelini oluşturur. Benmerkezcilik, ayrıca dikkati odaklamanın bir çeşididir. Bu çocuklar kendi bakış açılarına o kadar çok odaklanmışlardır ki aynı anda bir başkasının bakış açısını anlayamazlar. 3 yaşındaki çocuklar, dünyayı ve kendi bedenlerini birbirinden ayırt edemeyen yeni doğanlar kadar benmerkezci değildirler. Fakat küçük çocuklar halen daha kendilerini dünyanın merkezinde görürler. Çocukların bu yetersizlikleri, onların gerçek olanla, kafalarında olup biteni birbirinden ayırmalarını engeller. Ayrıca sebep-sonuç ilişkisinde kafaları karışır. Mesela çocuk kız kardeşi hakkındaki kötü düşüncelerinin kız kardeşinin hastalanmasına sebep olduğunu düşündüğünde, benmerkezci bir şekilde düşünüyor demektir.

ANİMİZM:

İlk çocukluk döneminde görülen bir başka özellik de, cansız nesnelere canlılık atfetmek anlamına gelen animizm’dir. Mesela, 3 ve 4 yaşlarındaki çocuklar, güneşin, ayın, rüzgârın ve bulutların canlı olduğunu söylerler. Çünkü bütün bu nesnelerin kendi kendilerine hareket edebildiklerini görürler ve dolayısıyla kafaları karışır ve onların canlı olduklarını düşünürler. Ayrıca bu nesnelerin hepsi çocuktan çok uzaktadır. Fakat çocuklara, kaya, oyuncak bebek ve insan arasındaki fark sorulduğunda ise, çocukların insanın canlı, kayanın ise cansız olduğunu anladığı ortaya çıkar.

Çocuklar kendi kendine hareket edemediği için oyuncak bebeğin cansız olduğunu anlarlar fakat yine de sanki canlıymış gibi onunla konuşurlar ya da onunla ilgili olaylar, hikayeler anlatırlar.

3 yaşındaki çocuklar bile hayvanların kendiliğinden yokuş yukarı gidebileceklerini, hayvana benzeyen heykellerin, tekerlekli taşıtların ve sert, bükülmez nesnelerin ise gidemeyeceklerini kavrarlar. Bu yaş grubu çocukları, bu nesnelerin sırasıyla resimleri gösterildiğinde, hangilerinin canlı ve hangilerinin cansız olduğunu her zaman yanlışsız olarak söyleyemezler fakat çocukların çoğu hangilerinin canlı varlıkların yaptıklarını yapabileceğini ve hangilerinin ise yapamayacağını bilirler.
SINIFLAMA YAPABİLME ÖZELLİĞİ:

Okul öncesi çocuklarının bir başka özelliği de çocukların 2 kritere göre (renk ve büyüklük) nesneleri sınıflama yapabilmeleridir. Çocuklarda sınıflama yapabilme özelliği yaklaşık olarak 2 yaşında başlar. Çocuklar 2,5 yaşından 5 yaşına kadar parçaları bir model, şekil veya desen oluşturmak amacıyla gruplarlar veya değişebilen bir kritere göre gruplarlar. Mesela kırmızı bir kareye mavi bir tane eklerler çünkü ikisi de karedir. Sonra gruba kırmızı bir üçgen eklerler çünkü üçgen, kırmızı kare gibi kırmızı renktedir.
SON ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUĞUN ZİHİNSEL GELİŞİMİ (5-7/11 YAŞ)

Son çocukluk dönemi 5 ile 7 yaşlar arasında başlayan ve yaklaşık 11 yaşına kadar süren bir dönemdir. Hepimizin bildiği gibi bu yaşlar aynı zamanda okulun da başladığı yaşlardır. Bu aslında bir tesadüf değildir. Çünkü bu yaşlarda çocukların düşünme, öğrenme, problem çözme, hatırlama yetenekleri gelişme göstermektedir. Ve bu yazıda size bu yeteneklerin gelişiminden bahsedilecektir.


Son çocuklukta bir zihinsel evrimden bahsediyoruz. Peki neler değişiyor da bu evrim gerçekleşiyor? Şimdi bunlara bakalım.
1)Bu yaştaki çocuğu artık bir şeyin görünüşü aldatmaz. Yani, babası Noel baba kıyafeti de giyse çocuk, onun babası olduğunu bilir.
2)İkinci olarak bir şeyin nedenlerini daha iyi düşünebilir. Örneğin, fırtınanın sebebi olarak yağmuru göstermez. Dolayısıyla mantıklı düşünebilme mümkün hale gelmiştir fakat hala sınırlıdır ve problemleri çözerken bu düşünce tarzını kullanır.
3)Sembolleri kullanabilir. Örneğin, bir sembol olan rakamları toplayıp çıkarmayı parmaklarını saymadan da yapabilir.
4)Nesnelerin birçok özelliğine dikkat edebilir. Bu bağlamda nesneleri biçimlerine renklerine ve birçok özelliğine göre sınıflandırabilir.
Bu dört değişikliğin gerçekleşmesiyle de zihinsel bir evrim söz konusu olmaktadır. Görüldüğü gibi 5 ile 7 yaşlar arasında birçok değişiklik aynı zamanda gerçekleşiyor. Burada okulun önemini görüyoruz. Çünkü, çocuklar okulda daha fazla vakit geçirdikçe, akranlarıyla daha çok beraber oldukça çevresindekilerden etkilenerek başka beceriler öğrenmek için teşvik edilmiş olunacaklardır. Okulda dikkatlerini toplamayı, duygularını kontrol edebilmeyi ve planlamayı öğreneceklerdir.
Son çocuklukta gelişen önemli bir diğer özellik; KORUNUM İLKESİNİN KAZANIMI dır. Okul çocuğuna aynı miktarda çamurdan 2 top gösterin. Birini uzun bir ip şekline sokun ve yaptıklarınızı gösterin. Ardından bunların eşit miktarda olup olmadıklarını sorun. Size eşit miktarda olduklarını söyler. Ama 5-6 yaşına kadar ipteki çamurun daha çok olduğunu düşünebilmektedir. Bu durumda okul çocuğu daha küçük çocuktan farklı olarak bir şeyin şekli değişse de miktarının değişmeyeceğini anlamıştır.
Son çocukluk döneminde gelişen bir başka özellik; SIRALAMA dır. Yani, 7 yaş çocuğuna çubuklar verip bunları kısadan uzuna doğru sıralamasını istediğinizde sıralar. Belki daha küçükler de bunu yapabilirler fakat sıralamadaki değişmez kuralı, yani ortadakilerin bazılarından uzun, bazılarından da kısa olacağı kuralını kavramak, 7 yaş çocuğuna mahsustur.
Son çocukluk döneminde gelişen diğer önemli bir özellik, EGOSANTRİZMDEN KURTULMAK tır. Egosantrizm aşamasındaki çocuk, dünyayı hep kendi bakış açısından yorumlar. Bir olayla ilgili başkasının farklı bir bakış açısına sahip olabileceğini kavrayamaz. Mesela; kitabın kendi baktığı bir noktasını işaret ederek, `bu nedir' diye sorarken karşısındakinin kitabın yalnız arkasını gördüğünü, onun işaret ettiği yeri görmediğini düşünemez. Ya da `o, ona onunla vurdu' derken karşısındakinin `o' ların ne olduğunu anlamadığını düşünemez. (Arık, 96) Bu özellik daha çok okul öncesi dönemde görülür. Son çocukluk dönemde ise çocuk, kendi bakış açısından başka bakış açıları olduğunu kavramaya başlayacaktır. Böylelikle kendilerine ve başkalarına ait duyguları kavrayacak hatta başkalarının üzüntüsüne ve acılarına ortak olmaya çalışacaktır. Bu da insanlarla daha etkili iletişim kurabilmenin yolunu açacaktır.
Son çocuklukta gelişen diğer bir özellik; artık HAYALİ DÜŞÜNCELERDEN UZAKLAŞMAK tır. Çocuklar bu dönemde rüyalarla gerçeği birbirinden daha iyi ayırabilirler ama düşüncelerinde bir çeşit katılık da ortaya çıkar. Bir açıklamayı gerçeğin ta kendisi olarak kabul edebilir ve bir başka açıklamayı onunla çeliştiği için anlamak istemeyebilir.
Örnek olarak şu diyalogu verebiliriz. "B, eğer bu odada hiç hava olmasaydı, yelpaze esintiye sebep olur muydu?"

"Evet, çünkü odada her zaman hava vardır"

"Ama farz et ki odadaki bütün havayı boşalttık o zaman esintiye sebep olur muydu?"

"Evet, çünkü odada biraz hava kalmıştır, geriye."(Arık, 96)



Görüldüğü gibi B ‘odada her zaman hava vardır' açıklamasını kabul etmekte ve odada hiç hava olmaması gibi bir ihtimal üzerinde düşünmemektedir. Buna bağlı olarak bu yaşlar arasındaki çocuğun hoşlandığı, eğlendiği, güldüğü durumlarda, ince espriler olmayıp daha çok hareketlere bağlı, bizim "el şakası" diyebileceğimiz olaylardır. Çelme takmak, yerlerde yuvarlanmak, oturulan yere raptiye koymak gibi.
Bu değişiklikler son çocuklukta olur fakat her çocuk farklı hızlarla bu aşamaları gerçekleştirmektedirler.
ERGENLİKTEKİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Ergenlik farklı gelişim alanlarında birçok değişikliklerin yaşandığı bir dönem. Aileler genellikle bu değişiklikler karşısında endişeli ve kafaları karışmış durumda olurlar. Bu anlatacaklarımla ergenlikte ortaya çıkan düşünce tarzlarını görmüş olacağız ve bu, onları anlamamızı, onların davranışlarına ve düşüncelerine anlam vermemizi kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda da kafalardaki karışıklığı gidermede yardımcı olabilecektir.
Şimdi bunlara bakalım

  1. Son çocukluktaki çocukların düşüncesi gördükleri nesneler ve olaylarla yönlendiriliyordu. Tamamen somuttu. Ergenler bu tarz düşünmezler. Düşündüklerini sadece gördükleri yönlendirmez.

Örneğin; Farklı renklerdeki çubukların içinden yeşil bir çubuk seçiyorsunuz. 8 yaşındaki Ayşe ve 14 yaşındaki Ahmet'ten de bu çubukla ilgili söyleyeceğiniz iki cümleden hangisinin doğru olduğunu bulmasını istiyorsunuz. Cümleler şöyle: Elimdeki çubuk yeşil yada yeşil değil, elimdeki çubuk hem yeşil hem değil.
Ayşe'nin cevaplarının neredeyse tamamı gördüklerine dayanıyor. Çubuğu sakladığımızda cevap veremeyeceğini söylüyor. Ahmet ise çubukları ona göstermeseniz de bir çubuğun aynı anda hem yeşil hem de farklı renkte olamayacağını anlıyor ve birinci cümlenin doğru olduğunu aklından buluyor.


  1. Ergenler, herhangi bir problem çözme durumunda mümkün olan bütün alternatifleri düşünebilir. Örneğin; Ali'nin çözeceği problem okul sonrası çalışma isteğini ailesine kabul ettirebilmek olsun. Bu isteğe ailesi negatif tepki verdiğinde ne tür itirazlar gelebileceğini önceden tahmin edebilir ve bu itirazları çürütmek için önceden hazırlanabilir. Yani çalışma isteğine karşıt ailesinin öne süreceği bütün alternatifleri önceden düşünüp buna hazırlanabilir.


3)Şimdi size bir paragraf okuyacağım:

Yüksek dağlar üzerinden kahraman pilotlar uçabilir. Bir gün, Alpler üzerinden uçan bir pilot teleferiğin kablosuna çarparak kabloyu kesti. Bazı arabalar uçuruma düştü ve birçok insan öldü. Pilot dikkatsiz miydi? Neden?
Son çocukluk dönemindeki çocukların cevabı:'Evet, dikkatsizdi. Çünkü kabloya çarptı.' `Hayır, dikkatsiz insanların pilot olmasına izin verilmez' Oysa, ergenler tarif edilmemiş durumla ilgili açıklamalar bulmaya daha eğilimlidirler. Belki pilot oraya bir teleferik inşa edildiğini bilmiyordu. Eğer bunu bilseydi, daha yukarıdan uçmaya çalışırdı. Belki görüş açısı dardı. Eğer o gün çok sis olduysa o zaman pilotun kazayı önleyebilme şansı olmazdı, gibi açıklamalar getirirler.
Ergenler bu tarz, bir durumla ilgili farklı açıklamalar getirme özellikleri dolayısıyla bir konuyu daha etkili tartışabilirler. Çünkü, bir konuya birçok açıdan yaklaşabilirler. Yetişkinlere burada düşen görev: ergenlerle çeşitli konuları tartışmak, onların görüşlerini almak, onları desteklemek, cesaretlendirmek olacaktır.
4) Ergenlikte soyut düşünce önemlidir. Soyut konularla saatlerini geçirebilirler. Örneğin, birisine âşık olduğunu nasıl anlarsın? Gerçek arkadaş nasıl olur? Yalan söyleyip hala da güvenilir bir insan olabilir misin? Gibi
5)Ergenlerin düşüncelerinde benmerkezcilik hâkimdir. Yani, kendileriyle yoğun bir şekilde uğraşırlar. Benmerkezci düşünceye işaret eden birçok ergen davranışı tarif edilmiştir. Şimdi birer birer bunları görelim.
A) Ergenlerin kendi düşüncelerinin, duygularının, yaşantılarının diğer insanlarınkinden tamamen farklı olduğuna dair yanlış bir inançları vardır. Onlar biriciktir. Örneğin; Ali kız arkadaşından ayrılmıştır ve annesine kesinlikle kendisinin ne hissettiğini anlamadığını söyler. Halbuki annesi de geçmişte böyle bir şey yaşamış olabilir.

B) Ergenlikte genç bireyler, ideal dünyayı hayal edebilme yeteneğine sahiptirler. Aşırı sevgi ya da saygı gösterdikleri kişiler artık onların mükemmel diye düşündüklerinden uzak düşmüştür ve bunu söylemekle kendilerini mecbur hissederler.

C) Ergenler kendilerinin zarar görmekten sihirsel bir şekilde korunduklarına inanırlar. Örneğin uyuşturucularla deneyimleri olan ergenler, asla müptela olmayacaklarını düşünebilirler. Çünkü onlar, zarar getirecek bir durumdan akıl almaz bir şekilde korunurlar.'Böyle şeyler sadece başkalarına olur, bana olmaz ` ergenlerin çoğu zaman nasıl risk aldıklarını açıklamamızda bize yardımcı olan bir varsayımdır.

D) Ergenin her nerede olursa olsun herkesin gözünü dikip kendisine baktığına dair yanlış bir inancı vardır. Herkes onu seyrediyordur ve onu değerlendiriyordur. Adeta, hayali bir seyirci vardır ve bütün dikkatini sahnede olan ergene vermiştir. Bu nedenle Ayşe, ailesinin fısıltılı konuşmasını duyunca biliyor ki kendisi hakkında konuşuyorlar. Zeynep, bazı erkek çocuklarının yanından gülerek geçtiklerini görünce biliyor ki kendisiyle alay ediyorlar.

E) Ergenler, yaşamın hemen hemen neredeyse her yönünde seçeneklerin birden fazla olduğunu öğrendiklerinden karar vermekte problem yaşarlar.
F) Ergenlerin mükemmeli ifade etmek ve buna karşıt davranmak arasındaki farkı ayırt edemedikleri olur. Yani, Ahmet kirlilik karşıtı protestoda yolları kirletebilir, Zeynep barış için yapılan bir yürüyüşte saldırgan tavırlar sergileyebilir.
Ergenler kendilerine ait teorileri konuştukça ve başkalarının teorilerini dinledikçe olgunlaşmış bir düşünce seviyesine ulaşacaktır. Düşüncenin olgunlaşmasında nörolojik gelişim önemlidir. Zira bu dönemde beyin artık gelişmiştir. Burada önemli olan diğer bir nokta da; Kültür ve eğitim. Kültürel ve eğitimsel yönden teşvik edilen çocuklar, bu saydığımız özellikleri, edinmeleri gereken zamandan belki de daha erken kazanacaklardır. Dolayısıyla, çocukların kültürel ve eğitimsel yönden teşvik önemlidir. Ayrıca, çocuk ve gencin erişkinler gibi düşünmediklerini hiçbir zaman gözden uzak tutmamak, gereken sabır ve ilgiyi göstermek, onlara zaman tanımak zorundayız.

GELİŞİM SÜRECİ
0–3 YAŞLAR
Düşünce

  • Bebek zihinsel düşünme veya anlama anlamında bilmez, düşünmez. Çevresini duyu ve hareket eylemleriyle düzenler ve bilir.

  • Çevresi ile aktif etkileşimi vardır ve çeşitli deneyler yaparak gelişir.

  • Bebek 0-4 aylar arasında, görme alanında olan nesneleri gözleriyle takip etmeye başlar.

  • 4-8 aylar arasında mimik ve hareketleri taklit etmeye başlar.

  • 8-12 aylar arasında tanıdık yüzleri ve yabancıları ayırt etmeye başlar. Dış dünyadan çok kendi bedenini merak eder ve bedeniyle ilgilenir.

  • Bir yaşına kadar aşama aşama nesne sürekliliğini kazanır ve artık bir nesneyi görmediği zaman da onun var olduğunu bilir.

  • Nesneleri istediği amaçlara ulaşmak için araç olarak kullanmayı denemeye başlar.

  • Bir-iki yaş arasında renkleri tanıma, ayırt etme ve ortak özellikleri fark etmeye başlar.

  • İki-üç yaş arasında ufak eşyalardan oyuncaklar yapmaya başlar.


Dil


  • Yeni doğanın ilk çıkardığı sesler ağlamadır ve yaklaşık 2 ay boyunca ağlama dışında pek ses çıkarmazlar.

  • Bebek, 2 aydan sonra agulama denilen ( ‘ooo’, ‘aaah’ gibi) bir takım sesler çıkarmaya başlarlar, 4 aydan sonra çevrelerinde duydukları sesleri çıkarmaya çalışırlar.

  • 4-8 ay arasında hecelemeye, yani bir ünlü ile bir ünsüzü birleştirmeye (‘ba’, ‘ma’, ‘de’ gibi sesler), 8.aydan itibaren ise hece tekrarları (‘baba’, ‘mama’) yapmaya başlar.

  • 8-12 aylar arasında ilk anlamlı kelimelerini (nesne ile kelime arasında bağlantı kurarak) söylüyorlar.

  • Bir yaşından itibaren tek tek kelimelerle konuşmaya başlar, basit yönergelere uyabilir. Fakat bir yaş civarında bebek enerjisini yürümeye verdiği için dil gelişimi, bebek yürüyene kadar yavaş gidiyor.

  • Bir buçuk yaşından itibaren iki kelimelik cümleler kurmaya, basit cümlelerle isteklerini söylemeye başlar.

  • İki-üç yaş arasında sorular sormaya ve basit sorulara cevap verir. Konuşması anlaşılır olmaya başlar. Sorulunca ismini söyler.


3–4 YAŞLAR
Düşünce

  • Hayal ve gerçeği ayırt etmekte zorlanır.

  • Dikkat süreci kısadır, kolayca dikkati dağılır, konudan konuya geçer.

  • Objelere isim vermeye başlar. Benzer objeleri ve benzer fonksiyonları olan objeleri gruplandırmaya, kategorilere sokmaya başlar.

  • Nicelik algılaması gelişmemesine rağmen sayıları kullanır. Çabuk yargılar, fakat hatalı yargılama yapabilir.

  • İki alternatif arasında karar verebilir.

  • İki fikirden daha fazlasını içermiyorsa, yönergeleri takip edebilir.

  • Hatırlama gücü sınırlıdır. Çünkü gördüğü objeleri ve duyduğu sesleri sınıflandırmakta güçlük çeker.

  • Duygusal açıdan önemli olan olayları daha kolay hatırlar.


Dil

  • Dil kullanımında yaşıtlarından farklı olabilir, eğer kabul görüyorsa daha akıcı konuşur.

  • Soyut ve fonksiyonel kelimeler kullanır.

  • Kelime dağarcığı hızla artar, konuşmaktan hoşlanır, kendi ismini söyleyebilir.

  • Daha uzun ve güzel cümleler kurmaya başlar; 4-6 sözcükten oluşan cümleler kurabilir.

  • Duygularını açıklamak için sözcükleri kullanmaya başlar.

  • Sesler ve kelimeler sık sık tekrar edilir.




  • Ana renkleri bilir.

  • Büyüklük, sayı ve şekille ilgili bazı kavramları anlar.

  • Sembolik düşünce görülür.

  • 300–1000 sözcük dağarcığına sahiptir.

  • Kısa cümlelerle konuşur.

  • Arka arkaya tekrarladığı sorular sorar.

  • Gerektiğinde yardım ister.

  • Konuşması karşısındakiler tarafından rahatlıkla anlaşılır.

  • Dil bilgisine uygun cümleler kurar.

  • Öğrendiği tekerleme, şiir ve şarkıları hatırlar.

  • Basit öyküler anlatabilir.


5–7 YAŞLAR
Düşünce

  • Hayal ve gerçek dünyasını daha net bir şekilde ayırt eder.

  • 7 yaşında dikkat süresi önemli ölçüde genişler, dikkatini başka yöne çevirebilir.

  • Olgular genellikle fonksiyoneldir. Beraber işlev gören veya aynı amaca hizmet eden iki objeyi benzer görür. Örneğin kaşık ve çatal benzer objelerdir. Çünkü ikisiyle de yemek yenir.

  • Objeleri niceliğine ve ölçü boyutlarına göre sıralar.

  • Hafızası somut olgular (numara, harf gibi) açısından oldukça iyidir. İkiden fazla fikri, kısa süre içinde hatırlayabilir. Görüntü ve seslerle ilgili yaptığı sınıflandırma, daha kolay hatırlamasını sağlar. Bilgiler, anlamlı bir bütün halinde verildiğinde çocuk tarafından daha kolay hatırlanır.

  • Yargılama yapabilmesi ve karar verebilmesi için uzun süreye ihtiyaç duyar.


Dil

  • Sözcükler ve resimlerin gerçek objeleri temsil ettiğini öğrenir.

  • Bugün ve geçmiş olaylarla ilgili hikayelere ilgi gösterir.

  • Kelime hazinesindeki somut kelimelerin sayısı daha fazladır. Örneğin, aktiviteleri ve objeleri temsil eden kelimeleri bilir.

  • Anlama kabiliyeti, konuşma kabiliyetine nazaran daha gelişmiştir.

  • Kelimeleri sert bir şekilde ifade edebilir.

  • Yetişkinler, iletişimi önleyen ve hatırlamayı gerektiren konularda onların dili kullanma zorluklarının farkındadırlar.

  • Benzerlikleri ve zıtlıkları kelimelerle ifade edebilirler.




  • Renk, büyüklük, şekil, sayı kavramlarını anlar.

  • Nesnelerin konumunu söyler. (altında, arkasında gibi)

  • Birden ona kadar sayılarla nesneler arasında basit matematiksel ilişkiler kurar. (toplama, çıkarma)

  • Günlük yaşamla ilgili bazı olaylar arasında neden sonuç ilişkileri kurar.

  • Haftanın günlerini sıra ile söyler.

  • Sorulduğunda kendisine ait kişisel bilgiler verir. (adres, telefon, anne babasının mesleği gibi)

  • Nesneler arasındaki benzerlik ve farklılıkları ayırt eder.

  • Nesneleri belli özelliklere göre sıralar.

  • 1500 civarında sözcük kullanır.

  • 4-7 sözcükle cümleler kurar.

  • Niçin sorusuna ayrıntılı yanıtlar verebilir.

  • Cümlelerinde dün, yarın, sabah ve akşamı anlamlı olarak kullanır.


8–10 YAŞLAR
Düşünce

  • Uzun süreli ilişkileri vardır. Planlar yapar ve konuyla ilgilenirler.

  • Benzerlikleri görürler. Çünkü iki obje gözlemlenebilen özellikleri veya soyut özellikleri paylaşıyorlardır.

  • Pratik çözümler bekleyen ortamlarda mantıklı düşünceler ileri sürebilirler.

  • Sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi anlamaya başlarlar.

  • Para kavramı gelişmiştir ve para üstü almayı, para bozdurmayı doğru bir şekilde yapar.

  • Zaman kavramı gelişmiştir, ileriye dönük planlar yapabilir.

Dil

        Okuma ve dil yetenekleri diğer çocuklardan farklı olabilir.

        Fikir alışverişi yapar; konuşmak ve tartışmaktan hoşlanır.

        Soyut kelimeleri daha fazla kullanmaya başlar.

        Argo kelimeler kullanmaya başlar.


Yüklə 0,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin