H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)


Bugünkü MLKP kuruluş dönemi çizgisinde mi duruyor?



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə75/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   127

Bugünkü MLKP kuruluş dönemi çizgisinde mi duruyor?

Nisan 2002 tarihli MLKP 3. Kongresi bildirisi, “Partimiz III. Kongresinde ulaştığı sonuçlarla Birlik Devriminin çizgisine sımsıkı bağlı kaldığını” göstermiştir diyor. Bildirinin her söylediğini daha da ileri götüren ve eksik kaldığı noktada vurgulu biçimde onu tamamlayan Partinin Sesi başyazısı ise, MLKP 3. Kongresi’nin “partiyi yeniden Birlik Devrimi’nin rotasına sokmuş” olmasından sözediyor (daha önce sıkça andığımız Mayıs 2002 tarihli başyazı). MLKP 3. Kongresi’nin söylem düzeyinde de olsa “Birlik Devriminin çizgisi”ne bağlılığını bu denli kesin sözlerle ifade etmesi, bizi burada, “Birlik Kongresi Belgeleri”nin resmi düzeyde kesin bağlayıcılığının bir kez daha resmen onaylanması bakımından ilgilendiriyor. Bu bağlılık ilanının gelinen yerde pratik bir değer taşıyıp taşımadığı ise ayrı bir sorun. Bu belgelerde ortaya konulan ilkesel ve stratejik çerçeve ile bugünkü pratiği karşı karşıya koyduğumuzda, bunun böyle olup olmadığı nasılsa kendiliğinden anlaşılacaktır.

Bugünkü pratik çizginin ne ifade ettiğini, Kürt hareketiyle ve 3 Kasım seçimleri üzerinden genel olarak reformist solla ilişkiler(253)çerçevesinde görmüş bulunuyoruz. Sıra şimdi “Birlik Kongresi Belgeleri”nin ilkesel ve stratejik çerçeve ortaya koyduklarını görmekte.

MLKP’nin kuruluş belgeleri kabul edilen Birlik Kongresi Belgeleri, program ve tüzüğün yanısıra “Stratejik Planımızın Ana Özellikleri” başlıklı temel önemde bir başka belge içermektedir. 3. Kongresinin ifadesiyle bu “Strateji belgesi”, program ve tüzükten sonra MLKP için en temel ve bağlayıcı belge durumundadır. Öylesine ki, bu belgedeki bazı görüş ve tanımlamalar ancak kongre düzeyinde gözden geçirilebilmektedir. Bunun bir örneği son 3. Kongre kararları üzerinden duruyor önümüzde. Daha sonra bu örnekten hareketle de göreceğimiz gibi, “Strateji belgesi”, devrim sorunlarında genel planda küçük-burjuva demokrat bir çizgiye oturmanın ötesinde, çok temel bazı konularda akıl almaz budalalık örneği görüşler içeriyor.

Fakat bizi burada şimdilik belgenin bu yönleri değil, herşeye rağmen devrimci nitelik taşıyan görüşleri ilgilendiriyor. Zira marksist-leninist bir bakış açısından bizim için tartışmalı yönleri ne olursa olsun, MLKP’nin bugün geldiği yer üzerinden bakıldığında, bu belgenin herşeye rağmen bu hareketin devrimci dönemini ve kimliğini temsil ettiği de bir gerçektir.

Birlik Kongresi Belgeleri: “Ana darbenin doğrultusu”

Strateji belgesi”, stratejik plan içinde çeşitli sınıfların durumunu genel çizgileriyle tanımlıyor, bundan çıkan stratejik görevleri ve öncelikleri ortaya koyuyor ve bunları da sonunda “taktik plan”ın “belli başlı yönleri”ne bağlıyor. Belgede orta burjuvazi, “stretejimizin ana darbesinin doğrultusunu oluşturan” sınıf olarak tanımlanıyor ve hakkında şunlar söyleniyor:

Bu sınıf tamamiyle karşı-devrimci bir konumdadır. Reformizm ve liberalizm, hangi biçimiyle belirirse belirsin, son tahlilde bu(254)sınıfın dünya görüşünün siyasi eğiliminin ve ekonomik-toplumsal çıkarlarının en yalın ifadesidir.” (Birlik Kongresi Belgeleri, Varyos Yayınları, s.73)

Tanımdaki “hangi biçimiyle belirirse belirsin” vurgusundan yansıyan tüm açıklığa rağmen, sınıf olarak orta burjuvaziden sözedildiği bir durumda bu söylenenlerin küçük-burjuva reformizmini de içerip içermediği yine de biraz belirsiz kalıyor. Fakat izleyen paragraf bu türden tereddütleri giderecek ek açıklamalar yapıyor:

Karşı devrimci liberalizmin ve reformizmin tek biçimi, bugün faşizmle tam bir blok kurmuş olan ve önemli bir iflas yaşayan sosyal demokrasiden ve artık yüzlerindeki sahte sosyalist maskesini de atan revizyonizmin değişik biçimlerinden ibaret olmadığı gibi, gerek küçük burjuvazinin reformcu yöneliminden gerekse de kendiliğinden (sendikal) işçi hareketinin saflarından sürekli bir biçimde kendisine taze güçler bulmaktadır. (aynı yer)

Açıkça görülebileceği gibi sözkonusu olan her biçimiyle reformizmdir. Nitekim daha ilerde bu aynı görüşler, üstelik bu kez proletaryanın devrimci sınıf bağımsızlığı kazanması gibi stratejik bir görev ve devrimde proletaryanın hegemonyası gibi temel önemde ilkesel bir sorunla bağı içinde, yineleniyor. Her biçimiyle reformizm sorunu bir kez daha “ana darbenin doğrultusu sorunu” ile ilişkilendiriliyor. (s.84)

Bu değerlendirmeler ‘94 yılında yapılıyor. ‘70’lı yıllarda daha çok CHP çizgisinde ifadesini bulan burjuva orta sınıf reformizmi o tarihte çoktan geride kalmıştır. Bu gelenekten gelen yeni partiler, 12 Eylül sonrasının sosyo-ekonomik ve politik değişikleri zemininde, artık eski reformcu söylemi bile bir yana bırakarak her açıdan emperyalizme boyun eğen ve işbirlikçi burjuvazinin programını olduğu gibi izleyen düzen partileri haline gelmişlerdir. Sosyal-reformist solun geleneksel temsilcileri olan revizyonist partiler (TKP-TİP-TSİP) ise ‘89 çöküşünün etkisi altında düzen içinde eriyip dağılmışlardır. Fakat Birlik Kongresi Belgeleri haklı(255)olarak, onlardan boşalan yerin “gerek küçük burjuvazinin reformcu yöneliminden gerekse de kendiliğinden (sendikal) işçi hareketinin saflarından” gelen güçlerle sürekli bir biçimde doldurulduğuna işaret etmektedir. ÖDP, EMEP, SİP gibi akımlar işte bu türden bir gelişmenin yeni ürünleri olarak siyaset sahnesinde yerlerini aldılar ve bizzat MLKP belgeleri tarafından isimleri tek tek anılarak, “devrimci stratejimizin bir gereği olarak ana darbenin doğrultusunun ateş menzili içinde” tanımlandılar (Partinin Sesi, sayı: 14, başyazı, Haziran-Temmuz 1998, vurgular orijinalinde).


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin