Bibi. J. B. Bury, "The Nika Riot", Journal of Hellenic Studies, S. 17 (1897), s. 92-119; Al. Ca-meron, Circus Factions, Oxford, 1976, s. 277-280; J. Evans, "The 'Nika' Rebellion and the Empress Theodora", Byzantion, S. 54 (1984), s. 380-382; P. Lamma, "Giovanni di Cappo-docia", Aevum, S. 21 (1947), s. 80-100; W. J. Aerts, "Who Was Kalopodios ?", Scripta Arc-haeologica Groningana, S. 6 (1976), s. 1-13; B. Baldwin, "The Date of a Circus Dialogue", Re-vue deş etudes byzantines, S. 39 (1981), s. 301-306.
AYŞE HÜR
NİKE KABARTMASI
Evvelce istanbul'un Haliç tarafındaki surlarında, Ayvansaray Kapısı yakınında, büyük kemerli ve adı bilinmeyen bir kapının yanında duvara yapıştırılmış büyük bir mermer kabartma bulunuyordu. Yabancı yayınlarda sık sık bahsi geçen bu levha ilk olarak l665'te P. Tafferner tarafından görülmüştü. Karşısında yine mermere işlenmiş bir Meryem tasviri bulunduğundan, bunun bir başmelek olduğu ve Meryem ile birlikte ikisinin bir "tebşir" (Hz. isa'yı dünyaya getireceğinin başmelek tarafından Meryem'e bildirilmesi) sahnesi olduğu sanılmıştır. Ancak daha sonraları Meryem kabartması ortadan kaybolmuş ve başmelek sanılan kabartmanın da bir Nike'yi, yani bir zafer tanrıçasını tasvir ettiği anlaşılmıştır. Patrik Konstantios, Başmelek Mikail olduğunu bildirdiği kabartmadaki figürün elinde kılıç tuttuğuna da işaret eder ki, bu yanlıştır. 19. yy'm sonlarında Dr. Mordt-mann ise, bunu Başmelek Gabriel (Cebrail) olarak kabul eder ve Patrik Konstan-tios'un görüşünü tekrarlayarak, 50 yıl kadar önce (1850'ye doğru) kaybolan Meryem ile ikisinin "tebşir" olayını tasvir ettiğini yazar.
Nike'nin üzerindeki kumaş kıvrımlarını ve üslubu inceleyen J. Kolhvitz, Nike Ka-bartması'nın, II. Teodosios döneminin (408-450) sonlarına, 5. yy'ın ortalarına doğru yapılmış olabileceği sonucuna varmıştır. Yine onun görüşüne göre, bu levha oldukça ince olduğundan dışta değil ancak içeride bir kapalı mekânda duvar kaplaması olarak tasarlanmıştır. Belki karşısında bir benzeri daha vardı ve ikisi bir imparator tahtının iki yanında yer alıyorlardı. Oldukça erken bir döneme ait olan levha, bilinmeyen bir tarihte asıl yerinden alınarak, Haliç tarafı surlarının, Ayvansaray gerisindeki Blahernai imparatorluk sarayının Haliç'ten bağlantı sağlayan önemli bir kapısına konulmuştur. Bu saray 11. yy'dan itibaren yapılıp geliştiğine göre levhanın da bu sırada kapının yanına yerleştirildiğine ihtimal verilebilir. Levha sur duvarından çıkarılarak, 1894'te istanbul Arkeoloji Mü-zesi'ne getirilmiştir ve şimdi oradadır. Kabartma 2,68 m boyundadır ve en geniş yeri 1,50 m'dir. Zeminden figürün taşkınlığı ancak 0,05 m kadardır. Mavimtırak iri kristalli bir mermer türü üzerine işlenmiştir.
Dikdörtgen bir levha üzerinde olan kadın figürünün hızla ilerleyen bir Nike ol-
Nike Kabartması
Ahmet Akman
düğü, başının üstündeki taçtan ve sol elinde tuttuğu palmiye dalından anlaşılır. Tanrıçanın hızlı bir hareket halinde olduğu, sağ bacağının ileri atılmış durumda olmasından ve eteklerinin kıvrımlarının iki bacak arasında ve sol bacak gerisinde geriye savrulmasından belli olur. Bu hareketliliğe karşı, arkasındaki kanat durgun bir motif halinde dimdik aşağı sarkar. Sol elinde tuttuğu palmiye dalı ise, bazılarının sandığı gibi bir kılıç olmayıp, sol omza dayalı bir daldır. Tanrıçanın, eksik olan sağ elinde bir zafer çelengi olduğuna, benzer örnekler göz önünde tutularak ihtimal verilir. Konu ve biçim bakımlarından, Nike Kabartması ilkçağ sanatında çok yaygın olan benzerlerinin geleneğini sürdürmektedir. Ancak, meydana getirildiği geç dönemde, antik sanatın büyük hassaslıkla özen gösterdiği orantı dengesine özen gösterilmediği dikkati çeker. Vücudun alt kısmındaki hareketliliğe karşılık kanadın dekoratif durgunluğu tezat teşkil eder. Tanrıçanın gövdesinin yukarı kısmının; göğüs ve' bedeninin, belden aşağısı ile bilhassa bacaklara nazaran çok kısa ve zayıf oluşu, orantıdaki aksaklığın en açık belirtisidir. Bu da, şimdi Louvre'da bulunan Sa-motraki Adası (Semendirek) Nike'sine nispetle estetik bakımdan erken Hıristiyan çağındaki gerilemeyi belli eder.
Bibi. Mordtmann, Esquisse, 39; (Konstantios), Constantiniade, İst., 1846, s. 22; Millingen, Walls-, Grosvenor, Constantinople, II, 581-582; Brehier, "Etudes sur l'histoire de la sculpture byzantine", Archives deş Missions Scientifiqu-es, yeni seri, 1911, s. 12-13; G. Mendel, Ca-talogue deş sculptures grecques, romaines et byzantines du Musee de Constantinople, ist., 1914, II, s. 449-453; J. Kolhvitz, Oströmische Plastik der theodosianischenZeit, Berlin, 1941 s. 77-80.
SEMAVİ EYİCE
NİKOĞOS AĞA
(1820, İstanbul - 1890, İstanbul) Ermeni asıllı bestekâr, hanende, tanburi ve musiki hocası.
Tam adı Nikoğos Melkonyan'dır. Top-kapı'da doğdu. Musikiye nasıl başladığı kesin olarak belirlenememiştir, ismail Dede Efendi'den(->) ve Dellalzade ismail Efendi'den(->) meşk etti. Aksanının Türk musikisi okuyuşuna uyabilmesi için Ah-med Vefik Paşa'dan(->) edebiyat dersleri aldı. Dönemin önde gelen hanendelerinden biri haline geldi ve pürüzsüz bir İstanbul şivesi ile okumakla ün kazandı. Abdül-mecid döneminin (1839-1861) sonlarına doğru, Dellalzade'nin önerisiyle musiki hocası olarak Enderun'a(->) girdi. Devrin önde gelen musiki meraklılarından Müşir Edhem Paşa tarafından himaye edildi ve desteklendi. Müşir Edhem Paşa koleksiyonundaki eserlerden birçoğu, Nikoğos'un okuyuşundan tespit edildi. Dede Efendi ve Dellalzade kaynaklı bir repertuvar notaya alındığı, Nikoğos da Dede Efendi'nin öğrencisi olduğu için, bu kayıtlar Türk musikisi tarihinde aktarım zincirinin önemli bir halkasını oluşturdu.
Nikoğos Ağa'nın Kapril ve Nişan adlarındaki iki kardeşi de musikiciydi. Nişan sinekemam çalardı; Kapril ise bestekârdı.
Bestelediği 200'den fazla eserin büyük bir bölümü kaybolan Nikoğos Ağa'nın şarkılarının büyük bir bölümünde, güftelerin de kime ait olduğu belli değildir. 10 kadar şarkısında ise çoğu Ziya Paşa'ya ait olmak üzere Vâsıf, Edhem Pertev Paşa, Karacaoğlan, Nevres Paşa ve Kâmil'in şiirleri üzerinde çalıştığı görülmektedir. Methiye türünü oldukça sık bir biçimde denemiş olmasına rağmen, bu eserlerinin de çoğu günümüze ulaşamamıştır.
Aynı dönemlerde yaşamış olan Nikoğos adlı iki musikicinin daha bulunması, biyografik tespitlerde karışıklıklara yol açmış, hattâ bu üç musikicinin eserlerinin de birbirine karışmış olabileceğinden söz edilmiştir. Ermenice kaynakların iyice incelenmesiyle, Nikoğoslar hakkında daha kesin bilgiler ortaya çıkabilecektir. Yerli kaynaklarda, Nikoğos Melkonyan'ın Ermenice musiki dergileri çıkaran, notalar yayımlayan, 1873'te Eçmiadzin'de Ermeni sarakan ilahilerini notaya alan, 1879'da da İstanbul'a dönerek Kumkapı'daki Patrikhane Meryem Ana Kilisesi'nde başmuganni olan Nikoğos Taşçıyan'la (1841-1885) karıştırıldığı görülmektedir.
Nikoğos Ağa'nın musiki hayatı, gayrimüslim bir musikici olarak, yaşadığı dönemin sosyokültürel hayatının ve anlayışının niteliği konusunda önemli ipuçlarını içerir. Hıristiyan olduğu halde mevlevîha-nelerde mukabelelere katılarak Mevlevî a-yinleri okuması; bir musiki hocası olarak, aralarında Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Mehmed Celaleddin Dede'nin de bulunduğu birçok kişiye Türk musikisi öğretmesi ve nihayet Türk musikisine eserleriyle büyük bir katkıda bulunması, yaşadığı dönemin toplumsal ilişkilerinin kültürel alışverişi ve sanat sevgisini herhangi bir din ve milli-
r
NİKOIAOS KİLİSESİ
76
77
NİKOIAOS KİLİSESİ
yet taassubu ile gölgelemediğini göstermesi bakımından dikkate değer olgulardır. Nikoğos Ağa'nın bugüne ulaşabilen 70 dolayında eserinin oluşturduğu repertuvar, istanbul musiki kültürünün önemli yapıtaş-larından biri olma özelliğini taşır. Bu eserler, Nikoğos'un yaşadığı dönemden başlayarak günümüze kadar musiki çevrelerinin daima ilgi duyduğu eserler olmuş; hattâ birçok eseri, çekici musiki üslubu ve güfte özellikleri ile halk arasında da büyük rağbet görmüştür. Hüseyni "Bir yana eğdir fesin ey nev-civan", hicazkâr "Bana hem-dem eyleyen ey gam seni", acemaşiran "Bakma sakın benden yana" ve "Ey çeşm-i ahû-mehlika", ferahnak "Bir tıfl-ı yosma-eda, pek bî-menend"le "Hoş yaratmış bari ezel", hüzzam "Niçin nâlendesin böyle", acemkürdi "Sevdi gönlüm ey me-leksimâ seni" ve "Bari felek ben yüzüne söyleyim", hicaz "Niçin a sevdiğim niçin", muhayyerkürdi "Var mı hacet söyleyim ey gül-tenim" gibi şarkıları, bestelendikleri dönemden günümüze kadar geçen yaklaşık 100 yılda, zevkle dinlenen şarkılardır.
Bibi. Mehmed Ziya, Yenikapı Mevlevîhanesi, ist., 1329/1913; Ergun, Antoloji, II; inal, Hoş Şada; B. S. Ediboğlu, Ünlü Türk Bestekârları, ist., 1962; M. N. Özalp, Türk Musikisi Tarihi, I-II, Ankara, 1989; Y. Öztuna, BTMA, II; K. Pamukciyan, "'Nivak Osmanyan' Musikî Dergisi'nin Onuncu Sayısı", TT, S. 82 (Ekim 1990); S. Aksüt, Türk Musikisinin 100 Bestekârı, İst., 1993.
MEHMET GUNTEKIN
NİKOIAOS (AYİOS) KİLİSESİ
Beyoğlu İlçesi'nde, Galata'da, Karakoy-Tophane arasındadır.
Kilisenin doğusunda Karatavuk Sokağı, kuzeyinde Hoca Tahsin Sokağı, güneyinde Galata Mumhane Caddesi bulunan kilise, etrafı yüksek duvarlarla çevrili avluda yer alır. Avlu duvarı, yapıya doğuda ve kuzey-güney cephelerin batısında bitişiktir. Avlunun kuzeyinde çan kulesi vardır.
Kilise, 1583'te Tryphon ve l604'te Pate-rakis tarafından hazırlanan listelerde yer almıştır. 1652'de istanbul'a gelen Antakya patriğinin kâtibi Paulus, iki kez yanan kilisenin yeniden inşa edildiğini kaydeder. 1669 tarihli Thomas Smith listesinde yer alan ve Gedeon'un 1683 ve 1696'daki varlığını saptadığı kilise, bu dönemde Du Cange'ın hazırladığı listede de belirtilmiştir. 17. yy'in ikinci yarısında Kömürciyan, Galata bölgesinde Rumların üç kilisesi olduğunu kaydederken, înciciyan Galata'da Rumlara ait dört kilise bulunduğunu ve 1804'te "Ay1 Nikola" adıyla inşa edilen yeni kilisenin 1821'de tahrip edildiğini belirtir. Kilise, kitabesine göre 1834'te yenilenmiştir. Narteksteki ayazmanın kitabesi 1867 tarihlidir. Ayios__Nikolaos__Kilisesi,__Ayakapı'>Ayios Nikolaos Kilisesi, günümüzde Türk Ortodoks Başpiskoposluğu yönetimindedir.
Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Doğuda, orta nef hizasında yarım yuvarlak, yan nefler hizasında ise kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı apsisler dışa çıkıntı yapar. Batıda yer alan ve yapıyı kuzey, güney cephelerinin batı bölümünde saran nar-
Galata'daki Ayios Nikolaos Kilisesi'nin giriş kapısı.
Levent Yalçın, 1994
teks, "U" biçiminde dışa çıkıntılıdır. Nar-teksin güneybatısında, birkaç basamak merdiven ile inilen Ayios Antonios Ayazması yer alır. Kilise, orta nef üzerinde iki yüzlü kırma çatı, yan nefler üzerinde tek yüzlü çatı ile örtülüdür. Narteksin örtüsü batıda ve yan çıkıntılarda iki yüzlü kırma çatıdır. Doğuda orta nef apsisini örten yarım konik çatı, yan apsisler üzerinde kırma çatılar biçiminde uzanır. Dışta sıvalı olan yapı, kaba yönü taş ile inşa edilmiştir. Yapıyı saçak altında içbükey silme dolanır.
Bazilikal plan tipindeki kilisenin na-osu üç neflidir. Naos, doğuda nefler hizasında, içte yarım yuvarlak üç apsis ile sınırlanır. Naosta nef ayrımı yedişer sütun-lu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Doğuda ilk sütunlar hizasında belirlenen bema, yan neflerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Batıda narteks üzerinde yer alan galeri, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Galeriye çıkış, nartekste batıda ve kuzeybatıda bulunan merdivenler ile sağlanmıştır.
Naosta nefleri sınırlayan sütunlar arşit-
Ayios
Nikolaos
Kilisesi,
Ayakapı
Ertanüca,1994/ TETTV Arşivi
rav ile bağlanır. Sütunlar, köşeleri pahlan-mış kare altlıklar üzerinde ve stilize edilmiş kompozit tipte başlıklıdır. Boyalı sütun gövdeleri ahşap üzerine alçı kaplama, başlıklar kartonpiyer tekniğindedir. Yapının ahşap üzerine alçı kaplama olan örtü sistemi, orta ve yan neflerde basık tonozdur. Apsislerin örtüsü içte yarım kubbedir. Narteksi örten düz tavan, ortada kademe-lendirilerek yükseltilmiştir.
Naosa açılan üç giriş, batıda nartekste nefler hizasında ve yuvarlak kemerlidir. Narteksin iki girişi, kuzey ve güneyde karşılıklı ve dikdörtgendir. Kuzey ve güneyde aynı hizadaki dörder pencere ile bunların doğusunda üstte daha küçük birer pencere, karşılıklı ve yuvarlak kemerlidir. Orta nefin örtüsûndeki dilimlerde yer alan tonozların içinde karşılıklı ikiz pencereler vardır. Doğu ve batıda orta nef hizasında, üstte yer alan üç pencere karşılıklı, apsislerde eksendeki birer pencere yuvarlak kemerlidir. Apsislerde eksene simetrik ikişer, bemanın kuzey ve güneyinde karşılıklı birer niş yer alır.
Naosun doğusunda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, kuzeydeki taşıyıcı sıranın doğudan üçüncü sütununa oturan ahşap ambon ve karşısında yer alan ahşap despot koltuğu oyma-kabartma tekniğinde, bitkisel motiflerle bezelidir. Bibi. Gedeon, Ekklesiai Byzantinai Eksakri-boumenai, ist., 1900, s. 78; înciciyan, İstanbul, 85; Z. Karaca, istanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, İst., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Pbilologikos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145; Kömürciyan, istanbul Tarihi, 1988, 223; S. Petrides, "Eglises Grecques de Constantinople en 1652", Echos d'Orient, IV (1901), s. 42-50; T. Sophianos, His-toria tou en Galata Hieroou naou tou Hagios Nikolaou, Atina, 1919. ZAFER
NİKOIAOS (AYİOS) KİLİSESİ
Fatih îlçesi'nde, Ayakapı'da, Abdülezel Paşa Caddesi(->) üzerindedir.
Kilisenin içinde bulunduğu ve bugünkü yol seviyesinden aşağıda yer alan avlunun güneybatısında, günümüzde kullanılmayan Ayios Haralambos Kilisesi ile Ayios Haralambos Ayazması, batısında baldaken tipi çan kulesi bulunur.
Bizans döneminden beri var olan kilisede, bu döneme ait mozaik ikona kalıntılarının bulunduğuna inanılır. 15 Nisan 1576'da düzenlenen ayine katılan S. Ger-lach(->), kilisenin Haliç'te surlar dışında ve denize yakın olduğunu kaydeder. 1604 tarihli Paterakis listesinde yer alan kilise, l633'te Cibali'de çıkan yangında tahrip olmuş, Antakya patriğinin kâtibi Paulus, l652'de yalnız kilisenin yanındaki ayazmadan söz etmiştir. Kilise, 17. yy'ın ikinci yarısında Du Cange tarafından hazırlanan listede yer alır. 1720'de yemden inşa edilen ve dönemin Türk kaynaklarında "Cibali'deki Nikolaos Kilisesi" olarak kaydedilen yapı, Baladı S. Hovannesyan tarafından, "Cibali'de sur dışında Ay' Nikola adlı bir kilise" olarak tanımlanmıştır. III. Mustafa döneminde (1757-1774) verilen izinle yeniden inşa edilen ancak kısa süre sonra yanan kilisenin yerinde 1837'de bugünkü yapı inşa edilmiştir. Kilise, Athos Dağı'ndaki Vathopedi Manastırı'nın meto-hionu ya da özel mülkiyeti olarak bilinmektedir.
Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzey ve güney cephelerinin batısı yaklaşık eksen hizasına kadar doğu-batı doğrultusunda çıkıntılıdır. Doğuda eksende dışta yarım yuvarlak apsis çıkıntı yapar. Yapı dışta iki yüzlü kırma çatı ile örtülüdür. Kuzeybatı ve güneybatıdaki çıkıntıları piramidal çatılar örter. Apsisin örtüsü yarını konik çatıdır. Dışta sıvaları dökük olan yapı kaba yönü taş ile inşa edilmiş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Düzensiz taş-tuğla sıralarının bulunduğu cephelerde yer yer devşirme malzeme görülür.
Bazilikal plan tipindeki kilisenin na-osu üç neflidir. Naos, doğusunda orta nef hizasında içte yarım yuvarlak ve derin apsis ile sınırlanır. Nef ayrımı, altışar sütun-lu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Doğudaki birinci sütunlar hizasında belirlenen bema, yan neflerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Batıda yer alan ve yaklaşık eksen hizasına kadar yapıyı kuzey ve güneyinde "U" biçiminde saran narteks; kare kesitli postamentler üzerindeki sütunlar ve bunları bağlayan yuvarlak kemerli arkad ile avluda sınırlanır. Narteks üzerinde bulunan "U" planlı galeri, kuzey ve güneyde dışa çıkıntılıdır. Galeriye çıkış, avlunun güneyinde ve ayazmada bulunan iki merdiven ile sağlanmıştır.
Naosta, nefleri sınırlayan sütunlar yuvarlak kemerlerle bağlanır. Sütunlar, altta iki kademeli sekizgen postamentler üzerinde ve iyon tipi başlıklıdır. Porfir taklidi boyalı sütun gövdeleri ahşap üzerine alçı kaplama, başlıklar kartonpiyer tekniğindedir. Yapının ahşap üzerine alçı kaplama olan örtü sistemi orta nefte beşik tonoz, yan nefler ve nartekste düz tavandır. Orta nefin tonozu, sütunlar hizasında yedi takviye kemeri ile dilimlenmiştir. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.
Kilisede naosa açılan üç girişten biri batıda eksende, ikisi kuzey ve güneyde eksenden batıya yakın ve karşılıklıdır. Giriş-
ler eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir. Kuzey ve güneyde yer alan altışar pencere karşılıklı ve eş aralıklıdır. Üstte yanlardaki galeri çıkıntılarında, kuzeyde dört, güneyde iki pencere vardır. Doğu ve batıda orta nef hizasında üstte karşılıklı üç pencere yer alır. Doğuda apsiste üç pencere, yan nefler hizasında birer pencere, batıda eksendeki girişe yanlarda simetrik ikişer pencere vardır. Yan neflerin doğusunda apsise yanlarda simetrik birer niş ile bemanın kuzeyinde iki niş görülür.
Naosun doğusunda üç nefi kapsayan ikonostasis ve kuzeydeki taşıyıcı sıranın doğudan beşinci sütununa oturan ambon mermerden yapılmıştır. Kabartma tekniğinde geometrik motiflerle bezeli ikonostasis, üstte üçgen alınlıklıdır. Güneydeki sıranın doğudan üçüncü sütunu önünde ahşap despot koltuğu yer alır.
Bibi. S. Gerlach, Stepban Gerlahs dess Aelteren Tage-Buch, Frankfurt, 1674; înciciyan, istanbul; Z. Karaca, İstanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, İst., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Philologi-kos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145; S. Petrides, "Eglises Greccjues de Constantinople en 1652", Echos d'Orient, W (1901), s. 42-50.
ZAFER KARACA
NİKOLAOS (AYİOS) KİLİSESİ
Fatih îlçesi'nde, Samatya'da, tren istasyonunun batısında, Muallim Fevzi Sokağı'nda bulunan kilise, yüksek duvarlar ve konutlarla çevrili bir avlunun güneydoğusunda yer alır. Aynı adlı ayazma, kilisenin batıdaki avlu duvarına birleştirilmesiyle oluşturulan mekândadır.
Kilise, 1583 tarihli Tryphon ve 1604 tarihli Paterakis listelerinde kaydedilmiştir. Antakya patriğinin kâtibi Paulus, 1652'de gördüğü kilisenin güzel süslemeleri olduğunu belirtir. 1669 tarihli Thomas Smith listesinde yer alan kilise, 1782'de yanmış; yeniden inşa edilen bugünkü yapı, kitabesine göre Patrik Konstantios zamanında 21 Ocak 1830'da tamamlanmıştır.
Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Doğuda, eksende dışta yarım yuvarlak apsis çıkıntı yapar. İki yüzlü kırma çatı ile örtülü yapıda apsisin örtüsü yarım konik çatıdır. Doğu cep-
Ayios
Nikolaos
Kilisesi,
Samatya
Ertan Uca,1994/ TETTV Arşivi
Samatya'daki Ayios Nikolaos Kilisesi'nin içinden bir görünüm. Zafer Karaca
hesi hariç, sıvalı olan yapı kaba yönü taş ile inşa edilmiş, doğuda ve köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Cephelerde yer yer tuğla ve devşirme malzeme görülür. Yapıyı saçak altında, üstü sıvalı bir içbükey silme dolanır.
Bazilikal plan tipindeki kilisenin na-osu üç neflidir. Naos, doğusunda orta nef hizasında, içte derin ve yarım yuvarlak apsis ile sınırlanır. Nef ayrımı altışar sütunlu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Doğuda birinci sütunlar hizasında belirlenen bema, yan neflerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Naosun batısındaki son sütunlara oturan galeri, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ve nefler hizasında yarım daire biçiminde çıkıntılıdır. Galeriye çıkış, naosun güneybatı köşesindeki ahşap merdiven ile sağlanmıştır.
Nefleri sınırlayan ahşap sütunlar arşitrav ile bağlanır. Kübik altlıklar üzerindeki sütunların gövdeleri yivli, perde motifli başlıkları kartonpiyer tekniğindedir. Kilisenin ahşap örtü sistemi, orta nefte basık tonoz, yan neflerde düz tavandır. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.
Yapının naosa açılan iki girişinden biri batıda eksende, diğeri kuzeyde eksenden batıya yakındır. Girişler, eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir. Kuzey ve güneyde yer alan karşılıklı altı pencere, aynı hizada, eş aralıklı ve yuvarlak kemerlidir. Doğu ve batıda üstte orta nef hizasında karşılıklı üç pencere basık kemerli, batıda eksendeki girişe simetrik ikişer pencere yuvar-
HlÜ
r
NİKOLAOS KİLİSESİ
79
NİMFAİON
lak kemerlidir. Kilisenin apsisinde bulunan iki nişten biri eksende, ince uzun ve zemine kadar, diğeri kuzey yanında ve küçüktür. Yan neflerin doğusunda güneyde iki, kuzeyde bir niş ve bemanın kuzeyinde iki küçük niş vardır.
Naosun doğusunda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, kuzeydeki taşıyıcı sıranın doğudan üçüncü sütununa oturan ahşap ambon ve karşısında yer alan ahşap despot koltuğu, oyma ve kabartma tekniğinde bitkisel ve geometrik motiflerle bezelidir.
Bibi. R. Janin, "Leş Eglises Byzantines Saint-Nicolas â Constantinople", Ecbos d'Orient, XXXI (1932), s. 403-418; Z. Karaca, istanbul'da Osmanh Dönemi Rum Kiliseleri, İst., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupo leos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstan-tinoupolei Hellenikos Philologikos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145; Kömürciyan, istanbul Tarihi, 1988, 72; S. Petrides, "Eglises Grec-ques de Constantinople en 1652", Ecbos d'Orient, IV (1901), s. 42-50.
ZAFER KARACA
NİKOLAOS (AYİOS) KİLİSESİ
Fatih llçesi'nde, Topkapı'da; doğuda ve kuzeyde Kaynata Sokağı, batıda Posta Sokağı, güneyde Karatay Sokağı ile çevrilidir. Kilisenin bulunduğu yüksek duvarlı avlunun batısında, baldaken tipi çan kulesi vardır.
Kilise, 1583 tarihli Tryphon listesinde "Ayios Yeoryios" adıyla yer almıştır. 17. yy'ın başında yandıktan sonra yeniden inşa edilen kilise, Ayios Nikolaos'a ithaf edilmiş ve 1604 tarihli Paterakis listesinde bu adla belirtilmiştir. 18. yy'ın sonunda Balat-lı S. Hovannesyan, Topkapı suru karşısında konumlandırdığı kiliseyi "Ay1 Nikola" olarak adlandırmıştır. Kilise, kitabelerine göre Patrik Konstantios döneminde, 17 Kasım 1831'de yemden inşa edilmiştir. Yapının mimarı, Kayserili Konstantinos Yola-sığmazis'tir.
Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Doğuda eksende, dışta yarım yuvarlak apsis çıkıntı yapar. Yapı iki yüzlü kırma çatı ile örtülüdür. Apsisin örtüsü, yarım konik çatıdır. Kilisenin batısında yer alan, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ahşap narteks sonradan eklenmiştir. Kuzeyinde Ayios
Yeoryios Ayazması bulunan narteksin örtüsü, dışta tek yüzlü çatı, içte düz tavandır. Dışta sıvasız olan yapı, kaba yönü taş ve tuğla ile inşa edilmiş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Cephelerde yer yer devşirme malzeme görülür. Kuzey ve güney cephelerinde düzenli tuğla sıraları vardır. Yapıyı saçak altında taştan bir içbükey silme dolanır.
Bazilikal plan tipindeki kilisenin na-osu üç neflidir. Naos, doğusunda orta nef hizasında içte yarım yuvarlak ve derin apsis ile sınırlanır. Nef ayrımı altışar ahşap taşıyıcının bulunduğu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Doğuda ilk taşıyıcılar hizasında belirlenen bema, yan netlerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Naosun batısındaki son taşıyıcılara oturan galeri, nefler üzerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Galeri, yan nefler üzerinde, batıdan ikinci taşıyıcılar hizasına kadar yarım daire biçiminde çıkıntı yapar. Galeriye çıkış, naosun kuzeybatısındaki ahşap merdiven ile sağlanmıştır.
Nefleri sınırlayan ahşap taşıyıcılar ar-şitravla bağlanır. Mermer altlıklar ve kare kesitli ahşap postamentler üzerindeki taşıyıcıların kare kesitli gövdeleri köşelerinde boyuna dışbükey silmelidir. Ahşap taşıyıcılar İyon tipi başlıklıdır. Kilisede ahşap olan örtü sistemi, orta nefte tekne tonoz, yan netlerde düz tavandır. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.
Yapının naosa açılan üç girişinden biri batıda eksende, ikisi kuzey ve güneyde eksenden batıya yakındır. Kuzey ve güneyde yer alan karşılıklı dört pencere, aynı hizada, eş aralıklı, eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir. Doğu ve batıda orta nef hizasında, üstte karşılıklı üç pencere basık kemerlidir. Doğuda apsiste eksende bir kare pencere, batıda eksendeki girişe simetrik iki dikdörtgen pencere vardır. Apsiste bulunan iki nişten biri eksende, diğeri onun kuzeyindedir. Yan neflerin doğusunda birer büyük boyutlu niş ve bemanın kuzeyinde iki, güneyinde bir niş yer alır. Nişler yarım yuvarlaktır.
Kilisenin naosunda, doğuda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, kuzeydeki sıranın doğudan ikinci taşıyıcısına oturan
Topkapı'daki Ayios Nikolaos Kilisesi'nin içinden bir görünüm. Zafer Karaca
ahşap ambon ve karşısında yer alan ahşap despot koltuğu, oyma, kabartma ve aplikasyon tekniğinde, bitkisel ve geometrik motiflerle bezenmiştir. Yapının zemininde, eski tarihli ve bazıları bezemeli mermer mezar taşları görülür.
Dostları ilə paylaş: |