Şişli Sağlık Meslek Lisesi
Ertan Uca, 1994/TETTVArşivi
yardımcısı oluyorlardı. 1943'te İstanbul Verem Savaş Derneği Erenköy Sanatoryu-mu'nda Sosyal Hemşire Okulu'nu, 6 Nisan 1946'da Sağlık Bakanlığı Hemşire Laborant Okulu'nu açtı. Aynı yıllarda İstanbul Şişli Çocuk Hastanesi bünyesinde hemşire yetiştiren bir okul açıldı.
1957-1958 öğretim yılından itibaren hemşire okulları 4 yıla çıkarılarak öğrenciler hemşire-ebe olarak mezun edilmeye başlandı. 1961-1962 ders yılından itibaren hemşire okulları sağlık koleji haline getirildi. 1980-1981 öğretim yılında ise ortaokula dayalı 4 yıllık eğitim ve öğretim veren sağlık meslek lisesine dönüştürüldü.
Ortaokula dayalı 4 yıllık sağlık meslek liselerine sınavla öğrenci alınmakta, 9 ayrı bölümde öğrenci yetiştirilmektedir. Branşlar, ebelik, hemşirelik, sağlık memurluğu, anestezi, çevre sağlığı, laborantlık, dişçilik, ortopedi ve radyolojidir.
1993-1994 öğretim yılında Üsküdar Zeynep Kâmil Sağlık Meslek Lisesi'nde 205 öğrenci, 47 öğretmen; Haydarpaşa Sağlık Meslek Lisesi'nde 97 öğrenci, 37 öğretmen; Şişli Sağlık Meslek Lisesi'nde 230 öğrenci, 44 öğretmen; Bakırköy Sağlık Meslek Lisesi'nde 184 öğrenci, 32 öğretmen; Bakırköy Ortopedi Sağlık Meslek Lisesi'nde 43 öğrenci ve 17 öğretmen vardı.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'mn Valide-
bağı Öğretmenler Hastanesi bünyesinde
de bir sağlık meslek lisesi bulunmaktadır.
KUTLUAY ERDOĞAN
SAHABE
İstanbul'da türbeleri bulunan sahabe Bizans döneminde Emevi ve Abbasi ordularıyla şehri İslamlaştırmak için buraya gelmiş ve burada ölmüş kimselerdir.
Hz Muhammed'in hayatında onunla birlikte olmuş, onunla savaşlara katılmış olan bu kişilerin 668'deki kuşatmada şe-
hit oldukları çeşitli kaynaklarda kaydedilmektedir. İstanbul'da öldüğü ve gömüldüğü kesin olan Ebu Eyyub el-Ensarî(->) haricinde diğer sahabe türbelerinin birer tahmini makam oldukları, bu türbeler üzerindeki kitabelerden ve türbelerin içindeki kabirlerin mimari tarzından anlaşılmaktadır.
Sahabe türbeleri İstanbul'u Müslüman-laştırma konusunda epey etkili olmuştur. Sahabe türbelerini II. Mahmud (hd 1808-1839), Vak'a-i Hayriye'den (1826) sonra ısrarlı bir şekilde onarmış ve yenilemiştir. II. Mahmud zamanında İstanbul'da gayrimüslim unsurların çoğunlukta oldukları Fener, Balat, Ayvansaray semtlerinde yeni sahabe türbelerinin ortaya çıkarıldığı veya var olanların yenilendiği gözlenmektedir. Yenilikçi fikir ve hareketleri sebebiyle halk arasında adı "gâvur padişah"a çıkan II. Mahmud'un bu menfi durumu ortadan kaldırmak için sahabe türbelerini tamir ve yeniden inşa ettirdiği bilinmekte ve bu olumsuzluğun ortadan kalkmasında başarılı olduğu görülmektedir. Sayılan 29 olan sahabe türbelerinin 9'u Bizans surları dibinde ve Ayvansaray bölgesinde, 4'ü Eyüp semtinde, 3ü Karaköy'de Yeraltı Camii(->) içinde, l'i sonradan Bezmiâlem Valide Sultan^) tarafından yaptırılmış bir makam olarak Karacaahmet Mezarlığı'nda, diğer 12'si suriçi İstanbul'unda dağınık bir vaziyettedir. Sahabe türbelerinde veya İstanbul müzelerinde Emevi veya Abbasi dönemlerinden kalma hiçbir sahabe kitabesine rastlanılmamıştır. Var olan kitabeler II. Mahmud zamanı ve sonrasına aittir. En eski sahabe türbesi II. Mehmed (Fatih) dönemi eseri olarak kabul edilen Eyüb Sultan Türbesi'dir.
Sahabe türbeleri İstanbullu Müslüman halkın peygamberle olan manevi bağlantılarının nirengi noktalan sayılmış, bu yüzden mimari eserler ile taçlandırılmışlar-dır. İstanbul'da adına türbe bulunan sahabe şunlardır:
Abdullah el-Ensarî: Fatih'te Kürkçü Çeşmesi Sokağı'nda birkaç mezar arasında gösterilen bu makamda sahabeye ait bir yazıya rastlanılmamıştır.
Abdullah el-Hudrî: Ayvansaray'da sur dahilinde, Atik Mustafa Paşa Mahalle-si'nde, Kandilli Türbe Sokağı'nda bir sanduka şeklindeki açık türbe içinde bir kabir yeridir. H. 46/666'da vefat ettiğine dair bir kitabe konulmuştur (bak. Abdullah el-Hudrî Türbesi).
Abdurrahman Şamî: Sultanahmet'te, Abdurrahman Şamî Tekkesi(->) dahilindedir. Tek sandukalı bir türbedir. Dış kapı kitabesi 1884 tarihlidir.
Âmir ibn Same: Eğrikapı'dan 30 m açıktaki mezarlık dahilinde, sonradan yaptırılan bir sofa içinde, demir parmaklıklı bir türbedir. Mezar taşı kitabesine göre 1790' da tamir edilmiştir.
Baba Cafer: Eminönü'nde, Zindan Hanı içindedir. Bir Bizans burcunun zeminindeki iki mezardır. İkisinde de kitabe yoktur. Hanın ve surun girişindeki kitabeler II. Mahmud'un burayı da 1835'te ihya ettiğini göstermektedir (bak. Baba Cafer, Baba
Cafer Türbesi ve Tekkesi; Baba Cafer Zindanı).
Câbir: Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrilmiş bir kilise olan Hazret-i Câbir Camii dahilindeki türbedir (bak. Atik Mustafa Paşa Camii). Türbenin varlığı çok eskiye dayanmakla birlikte Câbir'e atfedilmesi mevcut levhalardan anlaşılmaktadır.
Caferü'l-Ensarî: Balat'ta, Hoca Kasım Günani Mescidi'ne(->) bitişik açık türbe dahilindeki sonradan yapılmış mezar taşının üzerinde H. 46 tarihi vardır. Bu türbe de camiyle birlikte II. Mahmud tarafından tamir ettirilmiştir.
Ebu'd-Derda: Eyüp'te, Gezeri Kasım Paşa Mahallesi'nde Zal Paşa Caddesi'ndeki üstü açık türbesinde medfun olduğu söylenir. Kapı kitabesi 1835 tarihlidir ve II. Mahmud'un tuğrasını taşımaktadır (bak. Ebu'd-Derda Türbesi).
Ebu Saidül-Hudrî: Kariye Camii'nin(->) bitişiğindeki türbede H. 46 ve 1835 tarihli kitabeler mevcuttur. Tuğra kitabesi kayıptır. Ayrıca burada günümüze ulaşmayan Mehmed Arif Efendi Tekkesi'nin 1886 tarihli kitabesi hacet penceresi üzerinde yer almaktadır.
Ebu Şeybetü'l-Hudrî: Ayvansaray'da iki sur arasındadır. Peygamberin sütannesinden kardeşi olduğu rivayet edilen bu sahabenin mezarı, Hamdullahü'l-Ensarî ve Ah-medü'l-Ensarî türbeleriyle birlikte Toklu İbrahim Dede haziresindedir. II. Mahmud tarafından 1835'te ihya edilmiştir. Halen önemli bir ziyaretgâh durumundadır (bak. Ebu Şeybetü'l-Hudrî ve Hamdullahü'l-Ensarî Türbeleri).
Ebu Zerrü'l-Gıfarî: Ayvansaray'da, Atik Mustafa Paşa Mahallesi'nde, Ağaçlıçeşme Sokağı ile Marul Sokağı'nın kavşağındaki makam kabri Nakşıdil Valide Sultan tarafından 1812'de ihya ettirilmiştir. Üstü açık bir türbedir. Yanındaki ahşap Ali Paşa Mescidi günümüzde yeniden inşa edilmektedir (bak. Ebu Zerrü'l-Gıfarî Türbesi).
Edhem: Ebu Eyyub el-Ensarî'nin sakası olduğu rivayet edilir. H. 46'da ölenlerdendir. Eyüp'te, Nişanca Mahallesi'nde, Abdurrahman Şeref Bey Caddesi'nde bulunan türbesinin, cephesindeki hacet penceresinden başka mimari bir özelliği yoktur (bak. Edhem Türbesi).
Hâfir: Sur dibinde Eğrikapı'ya bitişik bu türbenin üzerinde II. Mahmud tuğralı ve 1835 tarihli bir kitabe vardır (bak. Hâfir Türbesi).
Hasan-Hüseyin: Fatih'te Hoca Kasım Günani Mahallesi'nde aynı ismi taşıyan yokuşta üzeri açık iki türbedir. Hiçbir kitabe olmaksızın sahabe türbesi olarak kabul edilmiştir.
Hüsam ibn Abdullah: Fatih'te Avcı Bey Mahallesi, Sultan Hamamı yakınında, Çeşme Sokağı'ndadır. Sadece isim yazılı küçük mezar taşı vardır. Kabir yeri parmaklıkla çevrilidir.
Ka'b: Ayvansaray suru dışında, Apdül-vedut Mahallesi'nde, Yağhane Değirmeni Sokağı'ndaki türbede kitabesiz bir mezar bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan tamir ile çatısı kapatılmıştır (bak. Ka'b Türbesi).
L
SAHAF MUSLİHİDDİN
406
407
SAHAFLAR ÇARŞISI
Dostları ilə paylaş: |