YILDIZ SARAYI
524
525
YILDIZ SARAYI
Yıldız Sarayı'mn bölümlerinden Cihannüma Kasrı (solda) ve Güvercinlik Kasrı.
Erkin Emiroğlu
Raimondo d'Aronco'nun yapı listesinde "galleria-sera" olarak geçen yapı olmalıdır.
Yine özel bölüm yapıları içinde bulunan ve tepenin batı yamacındaki III. Avlu çevresinde yerleştirilmiş şehzade ve sultan köşkleri genellikle iki katlı ve ahşap ve çoğu "chalet" biçiminde oldukça mütevazı yapılardır. Aynı avlu içinde bulunduğu bilinen Çukur Saray ise iki katlı, kagir bir yapıdır.
Hasbahçe ile resmi bölüm arasındaki sınır üzerinde bulunan marangozhane, II. Abdülhamid'in hobisi olan ahşap işçilik çalışmalarını yapması için inşa edilip gerekli araçlarla donatılmış olan bir yapıdır, ince ve uzun bir dikdörtgen planı olan yapı, dışarıdan sade bir rejans üslubu çizgisi taşımaktadır.
Hasbahçedeki yapay gölün ortasındaki adacıkta bulunan III. Selim Çeşmesi, Yıldız Sarayı'mn tarihi bilinen en eski yapısıdır. 1805'te yapılmış olan çeşme, mermerden ve dört yüzlüdür. Köşeleri gömme kolonlarla belirtilmiş; bir yazı panosunun da üstten çerçevelediği yüzüne büyük bir oval madalyon motif olarak işlenmiştir. Profillerle çizilmiş büyük oval madalyonun içinde altın yaldızla işlenmiş ışınsal dallar vardır. Ahşap üzerine kurşun kaplama geniş barok saçaklı örtüsüne, III. Ahmed dönemi çeşmelerine benzer biçimde ortada bir büyük, köşelerde de birer küçük (dört tane) dekoratif kubbe eklenmiştir. Saçak altı da bezeli olan çeşme, Yıldız Sarayı'mn önemli anıtlarından biridir.
Aynı adacıkta bulunan art nouveau üs-lubundaki küçük dinlenme köşkleri, yapay ağaç dallarından yapılmış kameriyeler vb yaratılmış pitoresk çevrenin günümüze kalmış öğeleridir.
Hasbahçenin güneydoğu ucunda Cihannüma Kasrı bulunmaktadır. Kasır, adını Marmara ve Boğaz'a açılan son derece geniş bir görüş alanına sahip olmasından almıştır. Aslında buradaki mahallenin de adı Cihannüma Mahallesi'dir. Yüksek bir bodrum üzerinde i'ki katlı -ve bir de çatı katı olan- bir yapıdır. Kagir giriş katı üzerine ahşap konstrüksiyonludur. Bağdadi üzerine sıvalı tavanları peyzaj ve natür-
mortlarla bezelidir. Cihannüma Kasrı, ne-oottoman üslubun erken örneklerinden biridir. Geometrik bir çizgilemenin bölümle-diği dikdörtgen çerçevelerle düzenlenmiş bir cephe tasarımı kasrı karakterize eder.
Dış Bahçe
Dış bahçenin başlıca yapıları Şale Köş-kü(->) başta olmak üzere Çadır Köşkü(->) ve Malta Köşkü(->) ile Çini Fabrika-i Hü-mayunu'dur.
Çini Fabrika-i Hümayunu: Öncelikle sarayın gereksinimini karşılamak ve Avrupa özellikle de Sevres porselenleri düzeyinde ürün elde etmek amacıyla 1893-1894'te kurulan Çini Fabrika-i Hümayunu Yıldız Sarayı'mn dış bahçesinin kuzeydoğu kanadında, tepenin en üst kesimindeki platoda ve iki aşamada inşa edildi.
Limoge'dan çağrılmış bir usta ile birkaç işçinin başlattığı üretim, daha sonra 50 ila 60 kişinin çalıştığı bir kapasiteye ve özel ilgilerle özgün bir tasarım kalitesine ulaş-' ti. Örneğin fabrikanın yapımının başladığı 1893'te Sanayi-i Nefise Mektebi'nden mezun olan ressam Halid Naci'nin Fransa'ya gönderilerek eğitim görmesi ve Sevres atölyelerinde porselen ressamlığı öğrenmesi sağlanmıştı.
Fabrika 1895'te üretime başladı. Dönemin gazetelerinde 21 Mart 1895 günü yeni fabrikanın ilk ürünleri olan sofra takımlarının padişaha sunulduğu belirtilmektedir. Bu tarihte fabrikada, dönüşünde baş-ressamlığa atanan Halid Naci'den başka 8 Fransız usta ve 15 yerli usta çalışmaktadır.
Fabrika aynı yıl bir yangın geçirmiş olmalıdır. Arşivlerde bulunan 15 Mayıs 1895 tarihli bir belgede "Çini fabrikasının yanan bölümünün çatısının demirle yenilenmesi" üzerine bir karar bulunmaktadır. Ancak onarım uzamış görünmekte ve 23 Aralık 1895 tarihli bir belgede "çatıların demire tahvili" kararı belirtilmektedir.
İtalyan mimar R. d'Aronco'nun fabrikanın yapım sürecine girişi, bu yangının ardından olmalıdır. D'Aronco'nun ailesin-ce korunan belgeleri arasında bulunduğu belirtilen Fransızca yazılmış ve Ziraat, Orman ve Maadin nazırının imzasını taşıyan 25 Nisan 1895 tarihli bir mektupta fabrikaya bazı ekler yapılması için projeler ha-
zırlaması ve sultana sunması istenmektedir. Buna göre fabrikanın üretime geçişinin hemen ertesinde, 25 Nisan 1895'ten önce yandığı anlaşılmaktadır.
D'Aroncb, yalnız bir onarım değil yenilenme ve genişletme çalışması yapmıştır. Hazırladığı proje 1896 Torino Mimarlık Treennale'sinde sergilenmiştir. Ne yazık ki özgün projesi kayıptır.
Büyük ölçüde durumunu koruduğu anlaşılan yapı, başlıca iki bölümden oluşmuş görünmektedir. Fabrikanın olasılıkla ilk yapımına ait olan doğu kanadı, yaklaşık olarak 55x7,5 m boyutunda bir dikdörtgen plana oturan, kagir, tek katlı bir yapıdır. Sıvalı beyaz duvarlar üzerinde tuğladan sö-veleri olan çok basık kemerli pencere dizileri ile sade ve işlevsel bir karakter taşır.
Fabrikanın üzerine oturduğu plato, doğu kanadına doğru hafif bir eğimle alçal-maktadır. Dolayısıyla, içeride birbirine bağlı atölyelerden oluşan ince ve uzun dikdörtgen kitle, perspektifte olduğundan da uzakta görünmekte ve kuzey kanadı daha belirgin bir biçimde öne çıkmaktadır. Bir dirsek yaparak bu bölüme eklenen kuzey kanadı d'Aronco'nun tasarlayıp yaptığı ek bölüm olmalıdır.
Kuzey kanadının plan ve kitle olarak belli ve betimlenebilir bir geometrisi yoktur. Batıya doğru incelerek uzayan yamuk bir plan üzerinde avluya bakan ön cepheye yönetim odalarının ve ressam atölyelerinin bulunduğu hacimler yerleştirilmiş, fırınlar arka cepheye alınmıştır.
Fabrikanın avlu cephesi, kompleksin karakteristik görünümünü oluşturan çıplak tuğladan yapılmış üç kitlesel öğe ve doğu kanadının mimarisini yineleyen ara hacimlerden oluşmuştur. Kitlesel öğeler, üçü de birbirinden farklı işlev ve kompozisyonları olan ama aynı biçim örgelerini kullanan düzenlemelerdir. Çıplak tuğlanın kırmızı rengi ile beyaz mermerin veya sıvalı duvarın görsel karşıtlığının değerlendirildiği bu düzenleme stilistik olarak ortaçağ-cıl bir plastik karakter taşımaktadır. Dönemin Avrupa'daki sanayi yapılarında yeğlenen romanesk üslubun bir versiyonudur. D'Aronco bu yapıda, hattâ Catalan moder-nismo'sunu veya A. Gaudi'nin erken dö-
nem yapıtlarını anımsatan bir seçmecilikle çalışmış görünmektedir. Kitlenin plastik potansiyeline yaslanan bir anlatımcılık, Çini Fabrika-i Hümayunu tasarımının karakteristik çizgisidir.
Yapının batı ucundaki giriş bölümünü içeren kareye yakın, 6,30x4,70 m boyutunda, bir dikdörtgen plan üzerine oturan kitlede, köşelerde kırık dönüşler yapılmış ve köşe boşluğu üst kısımda bir mukarnas sti-lizasyonunu çağrıştıran taşırtmalı bir konik kitleyle doldurulmuştur. Basık kemerli, taşırtmalı üzengileri olan pencere ve kapılar, köşe dolgularının taşırtmalarıyla bütünleşir. Pencere denizliği, yine taşırtmalı konsollar üzerine oturur. Cephe yüzeyleri birer korniş çizgisiyle biter ve köşe uzantıları birer pilon gibi sonlanırken arada, bugün mevcut olmayan, dikdörtgen kitabe panoları oluştururlar.
Fabrikanın ana giriş kapısı olan kitlesel öğe, geniş bir basık kemerli açıklıktır, iki yanında yükselen çıplak tuğladan örülmüş, yine taşınmalarla öne çıkan pilon-lar, üstte, d'Aronco'nun daha sonraki uygulamalarında karşılaşılacak olan ve ortasında birer kurs taşıyan eliptik bir bitiş formu gösterirler. Basık kemerin kilit noktasında yarım daire kemerli bir niş ve herhalde porselen, çini üretimini sembolize eden bir figür bulunmaktadır. Fabrikanın ana giriş kapısı, daha büyük ve yüksek ve yapıdaki pencere kurgusunu yineleyen bir dekoratif ve sembolik kapının altında yer almaktadır.
Kuzey kanadı ile doğu kanadının birleştiği noktadaki kitlesel öğe, daha yüksek ve plastik olarak diğerlerinden daha belirgin biçimde vurgulanmış bir parçadır. Köşelerde kırık dönüşlerin güçlendirdiği dü-
Yıldız Sarayı
kompleksinde
(üst sıra
soldan) yanan
Yeni Köşk'ten
geriye kalanlar
ve Talimhane
Köşkü, (alt sıra
soldan) sarayın
hamam
bölümünün
günümüze
ulaşan kısmı ve
Hasbahçede
Ada Köşkü.
Erkin Emiroğlu
fotoğraf arşivi (üst
sıra), Erkin
Emiroğlu
şey etkili yüksek kitle, taşırtmalı çıkmaları yerel motiflerden de uzak değildir.
Çini Pabrika-i Hümayunu, II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra kapatılmış, 1912'de Maarif Nezareti'nin aracılığı ile yeniden üretime başlayarak küçük vazo, fincan, tabak vb üretimini Ordu Donanma Pazarı aracılığı ile pazarlama olanağına kavuşmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında ordu için telefon izolatörleri imal etmişti. Cumhuriyet döneminde fabrika, Sümerbank'a bağlı olarak işletildi. (Ayrıca bak. Yıldız Çini Fabrikası.) Ahırlar ve Manej
Yıldız Sarayı kompleksinin kuzeydoğu kesiminde ve bugünkü konumuyla Orha-niye Kışlası(->) ile Yıldız Parkı arasında kalan alanda ve Şale Kasrı'nm kuzeyindeki dış bahçe sınırları içindedir. Yapım tarihleri bilinmemektedir. Milli Saraylar Arşi-vi'nde bulduğumuz "Yıldız Sarayı'nda Mal-ta'da son olarak yapılan ahır ve manejin arasında kalan meydanın tesviyesi"ni öngören l Eylül 1903 tarihli belgeye dayanılarak ahır ve manejin bu tarihte yapılıp bitirildiği söylenebilir.
İstabl-i Âmire-i Ferhan veya Ferhan Ta-vilesi olarak bilinen ve saraya ait olan ahır, kuzeybatı-güneydoğu yönünde yerleştirilmiş, 110x15 m boyutunda, ince ve uzun bir dikdörtgen biçiminde, kagir bir yapıdır. Simetrik bir planı ve kitlesi vardır; ortasında ve iki ucunda hayvanların bakım ve eğitimini yapan kişilerin kullanımına ayrılmış özellikli mekânlar düzenlenmiş ve aralarına ahır bölümleri yerleştirilmiştir. Ahır bölümleri tek, diğerleri iki katlıdır. Uçlardaki bölümlerde ayrıca bir çatı arası katı bulunmaktadır.
iki uçta köşeleri sekizgen kulelerle bağ-
lanmış bölümler, ahırların uzayıp giden kitlesini dengelemektedir. Bu bölümler neogotik üslupta ve özenle tasarlanmıştır. Üst kat pencerelerinin ogival biçimi ve dilimli kayıtları, kornişlerinin küçük gotik konsolları veya bugün mevcut olmayan parapeti kafesli ahşap balkonu ya da kuleli mekânın eğrisel örtüsünün siyah üzerine sarı renkli gotik bezemesi sade ama dikkatli bir stilistik özeni işaret etmektedir.
Yapının simetri ekseni üzerinde ve iki yanındaki ahırların ortasında yer alan iki katlı orta bölüm, iki uçtaki bölümlerden üslup ve biçim özellikleri açısından tamamen farklıdır. Kare planlı (12x11,50 m) yapıda taş döşeli zemin katı, önlü arkalı girişleri olan ve ahır bağlantısı ile atların girip çıkmasına olanak veren bir hacim olarak düzenlenmiştir. Güneybatı cephesinde nal biçiminde bir kemer olarak tasarlanmış olan ana giriş, zemin katın önünde bir sundurma oluşturmaktadır. Sundurma ve üst katta onun üstüne oturan oda, ortada öne doğru bir çıkma yaparlar.
Öne çıkan bölümün köşeleri, aşağıdan yukarıya doğru hafif bir meyille incelerek yükselen birer pilastrla tutulmuş ve bu pilastrlar ağırlık kulesi benzeri yükseltiler olarak saçak kesimin üstüne çıkarılmıştır. Örtü hizasını aşan bu kulemsi yükseltiler, cephenin bütününe egemen olan art nouveau üslubunun tipik örgele-rindendir. Viyana ekolünden esinlenmiş bu mimari motif, yine aynı kaynaklı daire ve stilize çiçek motiflerine sahiptir.
Çıkma yapan bölümün cephesinde ortadaki daha büyük ve yüksek, yanlarda-kiler küçük ve dar olan üçlü bir pencere grubu vardır. Pencerelerin üstü daire ve üçlü sarkıtma motifi ile kuşatılmıştır. Cep-
YILDIZ SARAYI
526
52 7 YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
henin alın kısımda yine Viyana esinli, simetrik bir kurgusu olan ve üzerine stilize çiçekler eklenmiş kemerimsi bir bezeme figürü vardır. Üst katta, içeride kuzey cephesine bakan büyük salonda rokoko ağırlıklı bir bezeme görülür. Ön cepheye bakan salonun pencere ve kapılan ise art no-uveau üslubunda tasarlanmış parçalardır. Bu bölümün tasarımı büyük olasılıkla italyan mimar Raimondo d'Aronco'ya aittir. R. d'Aronco'nun kendi yazdığı yapıtlar listesinde "ahırlar ve manej" adı altında verilen bir kayıt vardır. Udine (italyan) Kent Mü-zesi'ndeki arşivinde yalnızca manejin planı bulunmaktadır. Ancak betimlenen stilistik özellikler, d'Aronco'nun mimari diliyle örtüşmekte ve onun çizgisini çağrıştırmaktadır. Ayrıca, üslup açısından R. d'Aronco'nun İstanbul'a gelişinden (1894) önce yapılmış görünen ahır binasının orta bölümünün farklı olduğunu gösteren arşiv fotoğrafları da vardır. Bunlara bakarak orta bölümün, belki de bir yangından sonra, R. d'Aronco eliyle yenilendiği söylenebilir.
Ahırlar bölümü, iki yanda tek katil, ince ve uzun bir kitle olarak uzanmaktadır. Dikdörtgen planlı mekânlar ortada yükseltilmiş çatı ve yanlarına açılmış çatı pencereleri ile ferah ve yüksek bir iç mekân etkisine sahiptir. Atlar için özenle hazırlandığı eski fotoğraflarında görülebilen ahşap bölmeler bugün mevcut değildir.
Istabl-i Âmire-i Ferhan veya Ferhan Ta-vilesi binası TBMM Milli Saraylar Daire Başkanhğı'nın yönetimi ve koruması altındadır. 1992'de başlayan onarım halen devam etmektedir.
Istabl-i Âmire'ye ait olması gereken manej, sarayın kuzey bölgesinde Orhaniye Kışlası'mn karşısında ve saray duvarlarının içindedir. R. d'Aronco'nun yapı listesinde adı ahırlarla birlikte verilen manejin Udine Kent Müzesi Arşivi'nde bir etüt olarak planı ve kesitleri bulunmaktadır. Yaklaşık 15x30 m boyutunda dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuştur.
Boyutlar açısından d'Aronco projesi ile mevcut manej binası birbirini tutmaktadır. Proje ile gerçekleştirim arasındaki ikinci uygunluk çatı makaslarının biçimi ve dü-zenlenişindedir. Manej son derece ilginç bir asma çatı makası sistemine sahiptir. Önemli ve büyük 15 m'lik açıklık, asma makası duvarlarda 45 derecelik payandalarla destekleyerek ve bu payandaları önlü arkalı cendereye alıp çelik gergilerle bağlayarak geçilmiştir. Mekânın doğu ve batı kenarlarında 45 derecelik köşe atkıları yapılarak önden ve arkadan desteklenmiş çift payandalarla güçlendirilmiştir.
R. d'Aronco'nun etüdü ile mevcut manej arasında bazı farklılıklar da söz konusudur. Örneğin iki uçtaki 45 derecelik düzenlemeler dışında altı makas vardır. Bu sayı etüttekinden fazladır. Ayrıca mevcut çatı feneri düzenlemesi projede görülmemektedir.
Halen TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından onarım çalışmaları sürdürülen manej binası, kuzey ve batı taraflarında saray duvarlarına yaslanmıştır. Güney duvarı, büyük olasılıkla eski bir kost-
rüksiyondan kalma, tuğla hatıllı bir taş duvardır. Yüksek pencereleri üstten hafif kavislidir. R. d'Aronco'nun projesi ise daha hafif bir konstrüksiyona ve daha modern çizgilere sahip görünmektedir.
Çeşmeler: Yıldız Sarayı'nda, kente Ha-midiye sularının getirilmesi ve II. Abdülha-mid'in 25. cülus yıldönümü dolayısıyla yaptırılan çeşmelerden bir bölümü de Yıldız Sarayı içindedir. Saray tiyatrosuna giden yolun sağ tarafında bulunan ve R. d'Aronco tarafından tasarlanmış olan çeşme bunlardan biridir. R. d'Aronco Yıldız Sarayı için altı çeşme tasarımı daha yapmış, ancak bunlardan yalnız ikisi gerçekleştirilmiştir.
Yıldız Sarayı, burada özetle sunulan tanıtımın çok ötesinde genişliklere ve büyüklüğe sahip bir komplekstir. Çeşitli nedenlerle ortadan kalkmış yapıları, örneğin Acem Köşkü, elektrik fabrikası, itfaiye lojmanı vb hizmet yapıları; ikincil kuşağı oluşturan yapılar ve anıtlar, örneğin Şeyh Zafir Külliyesi ve Ertuğrul Camii, saraya bağlı vezir ve bendegân köşkleri, asıl önemlisi saray için bir güvenlik kuşağı oluşturan Ertuğrul, Balmumcu ve Orhaniye kışlaları vb sayılmalıdır. Yıldız Sarayı'mn başlıbaşına bir kentsel kurum olduğunu kanıtlayan bu kışlalardan Ertuğrul Kışlası 1958 imar operasyonlarında ortadan kaldırılmıştır. 1897'de Yunan Harbi şehit ve yetimleri için yaptırılmış olan ve bir R. d'Aronco tasarımı olan sergi binası da yanmış ve ortadan kalkmıştır.
Aslında çok da büyük olmayan yapılardan oluşan Yıldız Sarayı'mn o görkemli büyüklüğünü, anlamını ve tarihi ve artistik önemini oluşturan bütünlüğü, binalarının çeşitli kurumlara dağıtılması ile sona ermiştir.
Ayrıca Yıldız Sarayı'nda, yerleşmenin ve yapılarının tarihi bakımından önemli bilgi boşlukları bulunmaktadır. Birçok bina yanarak, bir bölümü yıkılarak veya örneğin dökme demir veya çelikten yapılmış olanlar sökülerek ortadan kalkmıştır.
Mevcut bir planın disiplinine uymaksızın inşa edilen ve sürekli yenilenen Yıldız Sarayı'mn yapısal tarihinde önemli bilgi boşlukları yaratan olayların başında yangınlar ve belge kayıpları gelmektedir. Yangın, tüm istanbul'un olduğu gibi kuşku-, süz Yıldız Sarayı'mn da korkulu rüyasıdır. Özellikle Yeni Köşk'ün yanışı ve II. Abdül-hamid döneminin bu anıtsal yapısının ortadan kalkışı sarayın tarihi açısından felaketli bir olay olmuştur. II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle ilişkili olayların da sarayın belgelerinde son derece ciddi kayıplara yol açtığı bilinmektedir. Arşiv belgelerinin açığa çıktıkça bu boşlukları bir ölçüde kapatacağı varsayılabilir.
Yıldız Sarayı bütün içinde gözden geçirilen yapılar, burada özetlenen toplamı çok aşan ve yapısal ve sosyal derinliği olan bir imperial kompleks oluştururlar. Yıldız Sarayı, yakın tarihin tanıklığını yapan ve gerek İstanbul'un mimari birikimine olan anıtsal katkısı gerekse yerleşme ve yapılardaki kalitesi tartışılmaz ölçüde önemli olan bir büyük belgelik ve anıttır.
Bibi. A. Ağın. "Yıldız Sarayı ye Çırağan Sarayı'', Saraylarımız, İst., 1965; Ü. Altınoluk, "Yıldız Sarayı Harem Bahçesi", TTOKBelleteni, S. 70/349 (1983), 21-24; ay, "Yıldız Sarayı Kameriyeleri", İlgi, 43 (1985), s. 27-30; ay, "Yıldız Sarayı Seraları ve Limonlukları, Bahçeleri", ae, S. 46 (1986), s. 26-30; M. And, Saraya Bağlı Tiyatrolar ve II. Abdülhamid'in Yıldız Sarayı Tiyatrosu, ist., 1987; Aslanoğlu-Evyapan, Eski Türk Bahçeleri; A. Batur, "Leş Oeuvres de Raimondo D'Aronco a istanbul", Atti del Cong-resso Internazionale di Studi su Raimondo D'Aronco e suoi tempo, Udine, 1982, s. 118-134; ay, "Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı/Yıldız Sarayı", TCTA, IV, 1048-1054; ay, "Yıldız Sarayı'na ilişkin Bazı Belgeler ve Türkiye'de Belgeleme Çalışmalarının Sorunları", TBMM Milli Saraylar Sempozyumu/Bildiriler, İst., 1985, s. 89-96; ay, "Mimar Raimondo D'Aronco ve Milli Saraylar'daki Çalışmaları", Milli Saraylar, III, 1994, s. 40-65; B. Bilgin, Geçmişte Yıldız Sarayı, İst., 1988; C. Binan, "Yıldız Sarayı Yanmış Hususi Daire Kuzey Avlusu Mekânsal Oluşum Sorunları ve Değerlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma", (Yıldız Üniversitesi, yayımlanmamış yüksek lisans tezi), 1984; R. D. Bütün, "Yıldız Sarayı'nda Eczane ve Hekim Odalarının Yerleri", TBMM Milli Saraylar Sempozyumu/Bildiriler, İst., 1985, s. 147-157; M. Cezar, SanattaBatı'ya Açılış ve Osman HamdiBey, ist., 1971; Eldem, Köşkler ve Kasırlar, II, 444-447; Eldem, Türk Bahçeleri; Erdoğan, Bahçeler, 149-182; S. Eyi-ce, "istanbul/Tarihi Eserler, Saraylar", ÎA, V/2, s. 1214/48-55; F. Ezgü, Yıldız Sarayı Tarihçesi, ist., 1962; V. Freni-C. Varnier, Raimondo D'Aronco, Padova, 1983; Ç. Gülersoy, Yıldız Parkı ve Malta Köşkü, ist., 1979; E. îhsa-noğlu, "İslam Konferansı Teşkilatı, islam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin Yıldız Sarayı Kompleksinin Bazı Ünitelerinde Yaptığı Rehabilitasyon Çalışmaları", TBMM Milli Saraylar Sempozyumu/Bildiriler, İst., 1985, s. 335-338; S. İhtiyaroğlu, "Istanbl-i Amire-i Ferhan Restorasyon Projesi", (istanbul Teknik Üniversitesi, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 1984); Inciciyan, istanbul; F. Irez-V. Gez-gör, "Yıldız Sarayı Kasr-ı Hümayunlarından Şa-le", Milli Saraylar, II (1992), s. 94-125; Kömür-.ciyan, İstanbul Tarihi; N. Kurtay, "Yıldız Sarayı Üzerine Yapılan Çalışmaların Değerlendirilmesi, (İstanbul Teknik Üniversitesi, yayımlanmamış yüksek lisans tezi), 1994; Ö. Küçü-kerman, Yıldız Çini Fabrikası, İst., 1987; I. M. Mayakon, Yıldız'da Neler Gördüm, İst., 1940; Ş. Osmanoğlu, Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri, ist., 1951; A. Osmanoğlu, Babam Abdül-hamit, ist., 1960; G. Okçun, Osmanlı Sanayii 1913-1915İstatistikleri, ist., 1984, s. 80, 93-94; R. A. Sevengil, "Yıldız Sarayı Tiyatrosu", Devlet Tiyatrosu Dergisi, 1953, s. 10-11; E. Sevgin, "Yıldız Sarayı", Hayat Tarih Mecmuası, S. 5 (1966), s. 37-48; ay, "Şale Köşkü ve Yıldız Parkı", ae, S. 6 (1966), s. 38-47; M. Sözen, Devletin Evi Saray, İst., 1990, s. 196-213; H. Şehsuvaroğlu, "La Grande Salle deş Congres du Palais de Yıldız, TTOK Belleteni, S. 113 (1951), 25; ay, "II. Abdülhamit'in Kadınları ve Çocukları", Hayat Tarih Mecmuası, S. 117 (1951), s. 720-722; ay, "Le Palais de Yıldız", TTOK Belleteni, S. 127 (1952), 35-36; ay, "Yıldız Sarayı'ndaki Küçük Mabeyin Dairesi", Resimli Tarih Mecmuası, S. 3/7 (1952), s. 1326-1329; ay, "Abdülhamid'in Yıldız'daki Hususi Dairesi ve Orada Yaşayış Tarzı", ae, S. 22, s. 1005-1009; Tahsin Paşa, Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları, İst., 1931; S. Ünüvar, Saray Hatıralarım, İst., 1964; Ziya Şakir, //. Sultan Ha-mit Şahsiyeti ve Hususiyetleri, ist., 1943; ay, "II. Sultan Hamid'in Son Günleri", Resimli Tarih Mecmuası, S. 13, 14 ve 16 (1951); ay, "Yıldız Tiyatrosu", ae, S. 3 (1954), s. 12-15. M. Şen, "Yıldız Sarayı Selamlık Bahçe Düzeni", (Yıldız Üniversitesi, yayımlanmamış lisans tezi), 1984; S. Kılıçoğlu, "Yıldız Sarayı Büyük Ma-
beyn Köşkü Oda-i Âli Restorasyonu", (Yıldız
Üniversitesi, yayımlanmamış lisans tezi), 1984.
AFİFE BATUR
YILDIZ SARAYI SAAT KULESİ
Beşiktaş İlçesi'nde, Yıldız Camii avlusunun kuzeybatı köşesindedir. 1890'da yapılmıştır. Saat Kulesi, Yıldız Camii(-0 gibi, oryantalist ve neogotik üslubun karması olan eklektik bir üslupta tasarlanmıştır.
Köşeleri kırık bir kare plan üzerinde yükselen, üç katlı bir kuledir. Kare planın kırık köşeleri ince birer dekoratif kolonad-la belirtilmiştir. Böylece köşelerin kırık hareketi oldukça çizgisel bir anlatımla belirtilmektedir. Katlar birbirinden mukarnaslı kornişlerle ayrılmaktadır. Kolonadlara oranla kornişlerin görsel ve plastik etkisi belirgindir. Böylece katlar kesinlikle çizilmiş görünürler.
Zemin katta, doğal olarak, her cephede sivri kemerli ve mukarnas kirişli birer sağır pencere nişi düzenlenmiştir. Nişlerin üzerindeki panolarda kitabeler vardır. İkinci katta alt pencere olarak dilimli kayıtları olan daire biçiminde bir gül pencere bulunur. Üstünde üç dilimli kemeri olan bir üst pencere vardır. Üçüncü katta bu kompozisyon tersine çevrilir ve bu kez gül pencere üste geçer, onun altına bu kez oryantalist biçimi olan kaş kemerli ve dilimli bir pencere yerleştirilir. Bu kattaki gül pencerelerden kuzeydekine, saraya dönük olan cephedeki pencereye saat konmuştur.
Saat kulesi sivri ve dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin bulunduğu dördüncü kat yine mukarnaslı bir kornişle ikiye bölünmüştür. Örtü kısmında yine dilimli kemerli çatı pencereleri bulunmaktadır. AFİFE BATUR
Yıldız Sarayı Saat Kulesi
Ertan Uca, 1994/TETTV' Arişvi
D Aronco'nun Yıldız Sarayı Tiyatrosu eskizi
YILDIZ SARAYI TİYATROSU
Yıldız Sarayı'mn kuzey kesiminde II. Av-lu'da, Valide Sultan Köşkü'ne ve Usta Kalfalar ve Gedikli Cariyeler Dairesi'ne bitişik ve bu nedenle cephesi olmayan bir yapıdır.
Eski bir ahırın yerine inşa edildiği söylenen tiyatro binası son derece mütevazı boyutları olan, yaklaşık 22xl6 m'lik bir dikdörtgen alan üzerine oturmaktadır. Sade bir planı vardır. "Dar ve kasvetli" bir geçitle ulaşılan tiyatro girişi, küçük bir antreden sonra 10x12 m boyutunda bir salona açılır. Zemin kattaki bu küçük dikdörtgen salon, tiyatronun parter bölümüdür. Yükseltilmiş sahne bölümünün 6 m kadar bir derinliği vardır.
Salon üstte, dörderden on iki ahşap kolonla taşınan ve sahneye dönük "U" biçiminde bir galeri ile çevrilidir. Üstte ahşaptan dekoratif ve çok bezeli bir kubbe vardır.
Üst kata, antrenin sağındaki döner merdivenle ulaşılır. Sahnenin karşısında ve giriş yerinin üstünde hünkâr locası bulunmaktadır. Oldukça geniş tutulan zengin bezemeli loca, döneminde görkemli bir biçimde döşenmişti. Önünde sırma saçaklı kırmızı kadife perdeleri, altın yaldızlı koltukları vb eşyası ile hünkâr locası, gösteriler sırasında aynı zamanda kabul veya görüşmeler için de kullanılmaktaydı.
Tiyatro salonunun yanları localar olarak düzenlenmiştir. Bunlardan dördü kafesli olup harem-i hümayuna ayrılmıştı. Salonun ortasındaki boşluğun, oturanların sultana sırtlarını dönmeleri saray adabına aykırı olacağından genellikle kullanılmadığı söylenmektedir. Tiyatroya da zaten aile dışında genellikle nazırlar ve yüksek memurlar ile özel davetliler girebilirdi.
Tiyatro için, saray mimarı olan Raimondo d'Aronco(->). bir proje hazırlamıştı. D'Aronco'nun halen Udine Kent Müzesi Arşivi'nde bulunun projesi, neobarok üslupta ve sıkışık mekânı son derece ustalıkla kullanıp değerlendiren bir çalışmadır. Gerçekleştirimde proje, ana fikir olarak aynen korunmuş ama bütün inceliklerinden, mekân düzenlemedeki sofistikasyondan yalıtılarak uygulanmıştır.
D'Aronco'nun projesinde salon ve galeri at nalı biçiminde düzenlenmiş; giriş yandan verilerek kuzey kanadında ince ve uzun dikdörtgen biçiminde bir büyük ant-re-lobi önerilmiştir. Birkaç basamakla küçük bir fuayeye ve sonra üst kata çıkan merdivenlere ulaşılmaktadır. Hacimlerin küçüklüğünü, barok eğrilikler içinde eriten projede sahne de daha geniş tutulmuştur.
Tiyatro, özel gösterilerde kullanılmak üzere onarılmıştır.
AFİFE BATUR
Dostları ilə paylaş: |