30- İbn Ömer (r.a) anlatıyor:
"Bir gün Hafsa (r.anha)'nın evinin üstüne çıkmıştım. Resûlullah (s.a.v.)i, önünü Beyfil-Makdis'e arkasını Kabe'ye dönerek defi hacet yaparken gördüm."
31- Cabir b. Abdllah (r.a) bildirmektedir:
"Peygamber (s.a.v.) abdest bozarken kıbleyi önümüze veya arkamıza almaktan bizi menetmişti. Fakat, vefatından bir sene önce, onu kıbleye karşı bevlederken gördüm."
32- Mervan el-Esfar'dan (r.a) şu olay nakledilmektedir:
"îbn Ömer'in, kıble yönüne devesini çökerttiğini, sonra oturup ona doğru bevl ettiğini gördüm/'
Ben: "Bu (yani kıbleye karşı bevletmek) yasaklanmış değil miydi? Ebu Abdurrahman" deyince,
"Hayır, açık arazide, bundan men edilmişti. Ama, seninle kıble arasında, önünü perdeleyecek bir şey olursa, bu durumda bir beis yoktur" diye karşılık verdi.
16- Def-i Hacet ve Bevl İçin Kaçınılması Gereken Yerlere Dair Bab
33- Ebu Hureyre (r.a) rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Çok lanet ettiren iki şeyden sakının."
Ashab:
"Bu çok lanet ettiren iki şey nedir Ya Rasûlallah?" diye sordular.
Oda:
"İnsanların gelip-geçtiği yola veya toplandıkları yere büyük abdesti bozandır" buyurdu.
34- Katâde Abdullah b. Sercis'den naklen rivayet etti ki: Peygamber (s.a.v.): "Herhangi biriniz, bazı hayvanların yuvası olan deliklere küçük abdest yapmasın!" buyurdu.
îshak'ın rivayeti olan hadiste şu ziyade vardır.
"Deliklere, küçük abdest yapmanın mekruh olmasının sebebi nedir?" diye Katade'ye sordular.
Katede:
"Oraların, cinlerin bulundukları yerler olduğu söylenir." diye cevap verdi.
35- Abdullah b. Muğaffel (r.a)'dan rivayet edildi ki: Peygamber (s.a.v.):
Herhangi biriniz yıkandığı yere küçük abdest yapmasın, Zira, vesveselerin geneli bundan kaynaklanır" buyurdu.
17- İnsanlara Yakın Bir Yerde Ayakta Küçük Abdest Yapmanın
Mübahlığına Dair Bab
36- Huzeyfe (r.a) anlatmaktadır:
Peygamber (s.a.v.) ile birlikte yürürken bir kavmin çöplüğüne vararak ayakta küçük abdest yaptı. Ben bir tarafa çekildim. Beni yanma çağırdı ve "Niçin bir tarafa çekildin?" dedi, ben de yaklaşarak ökçelerinin yanında durdum.
İşini bitirdikten sonra, su isteyip abdest aldı ve mestlerinin üzerini mes-hetti.
18- Küçük Abdest Yapana Selam Vermenin Kerahetine Dair Bab
37- Abdullah b. Ömer (r.a) anlatmaktadır:
Peygamber (s.a.v.) su dokunurken biri uğradı ve selâm verdi. ResûluUah (s.a.v.) selamına karşılık verdi. Sonra, "Beni bu şekilde su dokunurken gördüğünde selam verme! Şayet, tekrar böyle yaparsan, selâmını almam!" buyurdu.
38- Yine îbn Ömer anlatıyor:
Peygamber (s.a.v.) küçük abdest yaparken yanma uğrayıp selâm veren bir adamın selâmını almadı.
19- İstinca Ederken (3.5.7 Gibi) Tek Sayılı Taş Kullanmanın
Müstahap Oluşu
39- Ebu Hüreyre (r.a)'den rivayet edildi ki: peygamber (s.a.v.):
"Herhangi biriniz abdest alırken burnuna su çeksin sonra temizlesin, kim istincada taş kullanırsa taşları teklesin" buyurdu.
20- Su İle İstinca
40- Ensar'dan Ebu Eyyub, Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (r.anhüm) rivayet etmektedirler ki:
'Orada tertemiz olmalarını arzu etmekte olan kimseler vardır." (Tevbe 108) âyeti nazil olunca, Peygamber;
Ey Ensar topluluğu şüphesiz ki Allah (c.c.) temizlik hususunda sizi oldukça Övdü. Sizin temizlik şekilleriniz nelerdir?" diye sordu. Onlar da:
Ey Allah'ın Rasûlui Namaz için abdest alırız, cünüb olduğumuzda yıkanırız" dediler.
Peygamber (s.a.v.).
''Bunların yanında başka bir temizliğiniz var mı?" diye sordu. Hayır! Fakat, herhangi birimiz büyük abdest bozdumu su ile istinca yapmayı tercih eder" dediler. Bunun üzerine Peygamber.
"İşte onun sebebi budur, sakın bunu bırakmayınız!" buyurdu.
41- Enes b. Malik (r.a) anlatıyor:
Peygamber (s.a.v.) def-i hacet için helaya çıktığı vakit, ben ve bizlerden bir çocuk elimizde bir su kabı ile onu takip ederdik. Sonra, ihtiyacını giderdiği zaman su kabım ona verirdik, onunla istinca ederdi, temizlenirdi.
21- Heladan Çıktıktan Sonra Okunacak Dua
42- Âişe (r.a) rivayet etti ki:
Peygamber (s.a.v.); kaza-i hacetini yaptıktan sonra: "Affını dilerim Alla-hım!" diye dua ederdi.
22- Suyun Temizliği Ve Suyu Kirleten Ve Kirletmeyen Pisliklere Dair
43- Ebu Hureyre (r.a) anlatmaktadır:
Bir adam peygamber (s.a.v.)'e:
"Ey Allah'ın Rasûlu, biz deniz yolculuğuna çıkıyoruz ve beraberimizde az miktarda su bulunuyor. Bu durumda o su ile abdest alırsak susuz kalırız. (Acaba) deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?" diye sordu.
Peygamber (s.a.v.):
"Deniz suyu temiz; deniz hayvanlarının ölüsü de helaldir." buyurdu.
44- Ibn Ömer (r.a) den nakledilmektedir:
Peygamber (s.a.v.)'e, yırtıa hayvanlar ile diğer hayvanların dokunmaları halinde, suyun necis olup olmadığı soruldu. Resûlullah (s.a.v.): "Su iki külle miktarında olursa pis olmaz" buyurdu.
45- Aynı hadis değişik varyantlarıyla, Ibn Ömer'den tekrar rivayet edilmiştir.
46- Asım b. el-Münzir anlatmaktadır:
Ya bizim ya da Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer'in bahçesinde bulunuyorduk. Namaz saati geldiğinde Ubeydullah, içinde deve derileri bulunan 'e bahçeye ait olan göle giderek abdest almaya başladı. Kendisine.
çerısınde şu derilerin bulunduğu bu yerden abdest mi alıyorsun?":
Bana babam Ibn Ömer haber verdi ki, Resûlullah: 'Su iki külle miktarı olursa pis olmaz" buyurmuştur.
47- Ebu Said el-Hudri'den (r.a) rivayet edilmiştir:
Peygamber (s.a.v.)'e: "Buza'a kuyusundan abdest alabilir miyiz?" diye soruldu. Buza'a kuyusu çerçöp, hayız bezleri ve köpek leşlerinin atıldığı bir kuyu idî.
Resûlullah (s.a.v.) "Su temizdir. Onu hiçbir şey pisletmez" buyurdu.
48- Ibrü Abbas (r.a)'dan rivayet edilmiştir:
Peygamber, eşlerinden birinin yanma geldi. Eşinin gusül veya abdest suyundan biraz artmıştı. Bununla abdest almak isteyince, eşi:
"Ey Allah'ın Rasûlu! Ben, cünüblükten temizlenmek için o sudan kullanarak yıkandım." dedi.
O da: "Su pis olmaz!" buyurdu.
49- Sevrî'den de, aynı senetle benzeri bir hadis rivayet edilmiştir.
50- Ebu Hureyre (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
"Herhangi birinizin kabından köpek içerse, onu derhal yedi defa yıkasın" buyurdu.
51- Ebu Hureyre (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
"Birinizin kabını köpek yaladığında, içindekini derhal döksün ve kabını yedi defa yıkasın!" buyurdu.
52- Yine Ebu Hureyre (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
"Herhangi birinizin kabını köpek yalarsa, onu hemen yedi defa yıkasın! buyurdu.
53- Abdullah b. Muğaffel (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
Köpek, bir kabı yaladı mı, onu hemen yedi defa yıkayın, sekizincide toprakla ovalayın!" buyurdu.
54- Ebu Hureyre (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
WÇİ?milîZ kesinlikle akmayan durgun suya bevl etmesin! Sonra ondan est alır." buyurdu.
55- Ebu Hureyre (r.a) den rivayet edilmiştir:
Peygamber (s.a.v.);
"Herhangi birinizin içeceğine sinek düşerse onu tamamen batırsın, sonra çıkarıp atsın. Zira sineğin kanatlarının birinde zehir, diğerinde ise panzehir bulunmaktadır."
56- Ebu Sâib, Ebu Hureyre'den işitmiş ki:
Peygamber (s.a.v.):
"Sizden biriniz cünüp iken durgun suda yıkanmaz" buyurdu. Ebu Sâib:
"O zaman nasıl yapar Ebu Hureyre?" diye sormuş.
Ebu Hureyre'de:
"Suyu alıp alıp yıkanır" demiş.
57- Âişe (r.a)'dan:
"Peygamber (s.a.v.) tas ile yıkanırdı. Ben ve O, bir kaptan yıkanırdık."
58- îbnÖmer(r.a)'dan:
"Peygamber (s.a.v.) zamanında erkek ve kadınlar tek kaptan abdest alırlardı."
59- Enes (r.a):
peygamber (s.a.v.) mescidin kıblesinde balgam gördü ve hemen onu eli ile ovalayıp temizledi. Fakat, bu duruma olan kızgınlığı yüzünden okunuyordu. Sonra Peygamber:
"Kul, namaza durduğunda, şüphesiz ki Rabbine münacat etmekte veya Rabbi kendisi ile kıble arasında bulunmaktadır. Herhangi biriniz, tüküreceği zaman sol tarafına veya ayağının altına tükürsün, yoksa şöyle yapsın!" buyurdu ve elbisesinin arasına tükürüp ovaladı.
60- Ebu Katade'nin oğlunun nikahı altında bulunan Kebşe bnt. Ka'b b. Malik anlatmaktadır:
Bir gün Ebu Katade Kebşe'nin yanma girdi. Kebşe onun için abdest suyu hazırlarken bir kedi gelip o sudan içmek istedi. Ebu Katade de su kabını ona doğru eğdi ve kedi su içti.
Kebşe diyor ki:
Ebu Katade kendisine baktığımı görünce;
"Buna hayret mi ediyorsun kardeşimin kızı?" dedi.
Ben "Evet!" deyince Ebu Katade şöyle dedi.
Peygamber (s.a.v.):
"Kedi pis değildir. O sizin etrafınızda çokça dolaşanlardandır" buyurdu.
61- îbn Abbas (r.a) rivayet etti ki;
Peygamber (s.a.v.):
"Ne tür deri olursa olsun, tabaklandı mı temiz olur." buyurdu
62- Peygamber (s.a.v.) azadlısı Sefine (r.a)'dan:
"Peygamber (s.a.v) bir "sa" su ile yıkanır; bir "mud" su ile de abdest alırdı."
23- Misvak Kullanma Konusundaki Rivayetlere Dair Bab
63- Ebu Hureyre (r.a)'den: Peygamber (s.a.v.):
"Ümmetime meşakkatli olmaktan korkmasaydım, her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim." buyurdu.
24- Amellerde Niyet
64- Alkame b. Vakkas (r.a)anlatıyor:
Hz. Ömer'in (r.a) minberde Resûlullah (s.a.v.)'tan şöyle haber verdiğini işittim:
"Ameller ancak niyete göre değerlendirilir. Herkes için, ancak niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Kimin niyetinde Allah ve Rasûlü'ne hicret etmek varsa, onun hicreti, uğrunda hicret ettiği şey için olmuş olur. Kimin hicreti de bir dünyalık veya bir kadın için olursa, onun da hicreti, uğruna hicret et-üği Şey için olur.
25- Taharetsiz Namazın Kabul Olmayacağına Dair
65- Mus'ab b. Sa'd anlatmaktadır:
insanlar, ölüm döşeğinde iken îbn Amir'den övgü ile bahsetmeye başlayınca, Ibn Ömer (r.a) kendisine şöyle dedi:
"Şunu bil ki ben içlerinde sana çok yaltaklananları değilim. Fakat ben, Peygamber (s.a.v.)'ın:
(Allah taharetsiz/Abdestsiz hiçbir namazı ve haksız olarak zimmete geçirilen hiçbir maldan da sadakayı kabul etmez!) dediğini duydum.
66- Ebu Hüreyre (r.a) rivayet etmektedir ki: Peygamber (s.a.v.):
"Abdesti bozulduğu vakit abdest almadıkça, sizden hiçbirinizin namazı kabul olunmaz" buyurdu.
26- Peygamber (s.a.v.)'ın Abdesti ve Emir Buyurduğu (Abdestin) Şekline Dair
67- Humran b. Eban anlatmaktadır:
Osman b. Affân (r.a)'ın abdest alışını gördüm. Ellerine üç defa su dökerek yıkadı. Sonra, üç defa mazmaza ve istinşak yaptı. Üç defa yüzünü yıkadiktan sonra, önce sağ sonra sol ayağını topuk çıkıklarına kadar üç defa yıkadı. Sonra da,Peygamber (s.a.v.)in benim bu abdestim gibi abdest aldığını gördüm, dedi ve ardından:
"Her kim benim şu abdestim gibi abdest alır ve gönlünden hiçbir şey geçir-meyerek iki rekat namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır" diye ekledi.
68- Abdi Hayr anlatmaktadır:
Ali (r.a) sabah namazını kıldıktan sonra Rahbe'ye gelerek oraya oturdu. Sonra uşağına:
"Bana abdest suyu getir" dedi. Bir müddet sonra uşak, içinde su ve tas bulunan bir kab getirdi. Bizler oturmuş ona bakıyorduk. Sağ eliyle kabı tutarak sol eline döktü ve ellerini yıkadı. Sonra yine sağ eliyle kabı tutarak, sol eline döktü ve avuçlarını yıkadı. Sonra yine sağ eliyle kabı tutarak sol eline döktü ve avuçlarını yıkadı. Bunu üç defa yaptı. Bütün bunları yaparken, üç defa yıkaymcaya kadar ellerini kaba sokmuyordu. Sonra üç defa sağ elini kaba sokarak su aldı, ağzına doldurup çalkaladı, burnuna su çekip sol eliyle temizledi, ardından üç defa yüzünü yıkadı. Sonra sağ kolunu dirseğine kadar üç defa yıkadı. Sonra sol kolunu dirseğine kadar üç defa yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup, iyice batırdıktan sonra avucuna aldığı suyu sol eline sürttü. Sonra da her iki eli ile başını bir defa meshetti. Sonra sağ elini kaba daldırarak, sağ ayağına su döküp, sol eli ile onu üç defa yıkadı. Sonra sağ eli ile sol ayağına su dökerek onu da sol eli ile üç defa yıkadı. Daha sonra tekrar sağ elini kaba sokup, bir avuç su alıp içti ve:
"Bu Peygamberin (s.a.v.) abdest alış şeklidir. Kim peygamber (s.a.v.)'in abdest alış şeklini görmek isterse, bu gördüğünüz onun abdest alış şeklidir." dedi.
69- îbn Abbas'ın (r.a) bildirdiğine göre:
"Peygamber (s.a.v.) uzuvlan birer defa yıkayarak abdest almıştır."
70- Abdullah b. Zeyd (r.a) anlatmaktadır:
"Peygamber (s.a.v.) abdest aldı ve ellerini iki, ayaklarını iki, yüzünü de üç defa yıkadı."
71- Ebu Hüreyre (r.a):
"Peygamber (s.a.v.)'i uzuvlarını iki defa yıkayarak abdest alırken çok gördüm." demektedir.
72- Şefik b. Seleme anlatmaktadır:
"Osman (r.a)'m abdest alma şekline şahid oldum. Üç defa avuçlarını yıkadıktan sonra, üç defa da ağzını, burnunu ve yüzünü yıkadı. Ardından başını ve kulaklarının içini ve dışını meshedip ayaklarını üç defa yıkadı. Parmak aralarını ve sakalım su ile ıslattı ve yüzünü üç defa yıkadı. Sonra:
"Peygamber (s.a.v.)'in, abdest alırken benden gördüğünüz gibi yaptığını gördüm." dedi.
Hadisi rivayet eden Ishâk'a:
"Hadiste, kollarını yıkadı ibaresi yoktur" denildiğinde,
"Ben bildiğimi sana söyledim. Bize Muhammed b. Yahya, Ebu Ğâssan ve Israîl senedi ile gelen rivayette (Ve kollarım üç defa yıkadı) ibaresi mevcuttur." dedi.
73- Abdullah b. Zeyd b. Asım el-Mazinî (r.a) anlatmaktadır: Peygamber (s.a.v.) ellerini kaptan su dökerek yıkadıktan sonra, üçer defa ağzını ve burnunu su ile temizledi. Elleri ile su alıp başının ön tarafından başlayarak, ellerini arka tarafına doğru götürdü, sonra tekrar ön tarafına getirdi.
74- el-Mikdâm b. Ma'dîkerb (r.a) anlatmaktadır:
Peygamber (s.a.v)'e abdest suyu getirildi ve her bir azasını üç defa yıka 'arak abdest aldı. Başını, kulaklarının içini ve dışını mesnetti.
75- Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden naklen rivayet etmektedir ki:
Peygamber (s.a.v.)'e bir bedevi gelerek abdesti sordu.
Resulullah (s.a.v.) da abdest azalarını üçer defa yıkayarak abdest aldı ve;
"Kim bundan fazlasını yaparsa, hata etmiş, zulmetmiş, haddi aşmış ve zulmetmiş olur." buyurdu.
76- Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmektedir: Peygamber (s.a.v.):
"Herhangi biriniz, abdest aldığı zaman burnuna su çekip temizlesin!" buyurdu.
77- Ebu Gâtfan anlatmaktadır:
tbni Abbas'm yanına girdiğimde abdest aldığını gördüm. Ağzını ve burnunu temizledikten sonra, şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.):
"Burnunuza kuvvetlice iki defa veya üç defa, su çekip temizleyiniz!" buyurdu.
78- Muhammed b. Ziyad anlatmaktadır:
Ebu Hureyre (r.a) insanları ibrikten abdest alırken yanımıza uğramıştı da; o zaman şöyle dediğini işitmiştim: Abdestinizi iyi alınız! Zira Ebul-Kasım (s.a.v.): Ateşte yanacak olan urkublaraVökçelere yazıklar olsun!" buyururken işittim.
79- Aynı hadisin farklı tariklerinden birinde *r^ ökçe, diğerinde ise *î ökçeler kelimesi varid olmuştur.
80- Asım b. Lakît b. Sabra babasından (r.a) naklen bildirmektedir: "Ya Rasûlullah! bana abdesti anlatır mısın?" dedim. Oda;
"Abdestini iyi al, parmakların arasını su ile ısla, oruçlu olmadığın zamanlarda, burnuna su çekip temizlerken mübalağa göster!" buyurdu.
27- Mestler Üzerine Mesh
81- ibrahim, Hemmam b. Haris'ten naklen rivayet etmektedir: "Cerir b. Abdullah'ın, ibrikten abdest aldığını ve mestlerinin üzerine meshettiğini gördüm. Hemmam b. Haris:
"Sen mestlerinin üzerine mesh mi ediyorsun? diye sorduğumda: "Ben Peygamber (s.a.v.)'in de böyle yaptığını gördüm." dedi. Abdullah'ın arkadaşları, bu hadisden hoşlanıyorlar ve
"Cerir b. Abdullah Mâide sûresinin nüzulünden sonra müslüman olmuştur" diyorlardı:
82- Ebu Zur'a anlatmaktadır:
"Cerir (r.a) bevl ettikten sonra, mestleri üzerine mesnetti." Böyle yapmasını doğru bulmayan bir grup insan, kendisine:
"Bu mestlerin üzerine meshetmek Mâide sûresinin nüzulünden önce var idi" dediler. O da."Ben, Mâide sûresi nazil olduktan sonra müslüman oldum ve Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine meshettiğini Mâide sûresi nazil olduktan sonra gördüm."
83- Ibn'l-Muğire, babasından naklen rivayet etmektedir: "Peygamber (s.a.v.) abdest alıp alnına, sarığına ve mestleri üzerine mes-hetti."
84- Muğire b. Şu'be (r.a) rivayet etmektedir ki: "Peygamber (s.a.v.) mestlerinin üstünü ve altını mesnetti.
85- Yine Muğire b. Şu'be (r.a) bildirmektedir:
"Peygamber (s.a.v.)'in, mestlerinin üzerini meshettiğini gördüm."
86- Huzeyme b. Sabit (r.a) rivayet etmektedir ki; Peygamber (s.a.v.): "Yolcu, üç gün üç gece, mukîm ise bir gün bir gece mestleri üzerine mes-hedebilir" buyurdu.
87- Abdurrah b. Ebi Bekre babasından (r.a) naklen rivayet etmektedir: "Peygamber (s.a.v.) mestler üzerine meshetme müddetini, mukîm için bir gün bir gece, yolcu için de üç gün üç gece olarak belirledi."
28- Cünüblük Ve Cünüblükten Temizlenme
88- Zeyneb bnt. Ümrnü Seleme annesinden (r.anha) naklen rivayet etmektedir:
"Ummü Süleym, Peygamber (s.a.v)'e gelerek, uyku esnasında erkeğin gördüğünü gören kadının ne yapması gerektiğini sordu? Peygamber (s.a.v.):
"Kadın kendi suyunu görürse gusletsin!" buyurdu. Bunun üzerine Üm-mü Seleme:
"Kadınları rezil ettin, kadın da hiç ihtilam olur mu?" dedi.
O zaman Peygamber (s.a.v.):
"Allah hayrını versin. Ya çocuğu kadına neden dolayı benziyor?" buyurdu.
89- Aişe (r.a) rivayet etmektedir:
Peygamber (s.a.v.)'e, uyandığında ıslaklık gören, fakat rüyada ihtilam olduğunu hatırlamayan birinin ne yapması gerektiği soruldu. O da (s.a.v.)
"Gusletmesi gerekir" buyurdu.
Uykuda ihtilam olduğunu bilen fakat uyandığında herhangi bir ıslaklık göremeyen birinin ne yapması gerektiği sorulduğunda:
"Onun yıkanması gerekmez" buyurdu.
90- Hammad b. Halid de bu senedle, aynı hadisi rivayet etimiştir. Ancak, bu rivayette şu ziyade yer almaktadır. Ummü Seleme:
"Ey Allah'ın Rasûlü, rüyasında böyle birşey (meni) gören kadının da yıkanması gerekir mi?" diye sordu. Peygamber (s.a.v.): "Evet, kadınlar erkeklerin kız kardeşleridirler" buyurdu.
91- Zührî, anlatmaktadır:
I(?c hnde Ebu Sa'id eI"Hudrî ve Ebu Eyyub'un da bulunduğu bir grup En-u ancak sudan dolayı icab eder" diyorlar ve menisi gelmedikçe, hanımı ile cinsel temas kuran kimsenin gusletmesi gerekmeyeceğini iddia ediyorlardı. Bu görüş Ömer, Aişe ve îbn Ömer (r.anhüm)'e söylendiğinde, reddettiler ve "Erkeğin sünnet mahalli, kadının sünnet mahalline temas ettiği/ dokunduğu vakit gusul gerekir/vacib olur" dediler.
Peygamber (s.a.v.) zamanına yetiştiğinde on beş yaşında olan Sehl el-En sarî şöyle demektedir: "Ubeyy b. Ka'b'ın bana bildirdiğine göre; onların dillerinde dolaştırdıkları (Su ancak sudan dolayı icab eder) fetvası, İslâm'ın ilk dönemlerinde Peygamber (s.a.v)'in tanıdığı bir ruhsat idi. Daha sonra böyle bir şey zuhur ettiğinde gusledilmesini emretti. Abdulmelik b. Mervân da En-sar'dan birinden öğrenerek ruhsat ile amel etmişti. Ne zaman ki meselenin doğrusunu öğrendi. O zaman bu durumda hem kendisi gusul emri ile hareket etti, hem de insanlara gusletmelerini emretti."
92- Ebu Hüreyre (r.a) rivayet etmektedir:
Peygamber (s.a.v):
"Erkek Kadının dört orgam (kolları- bacakaları) arasına oturup da kendini zorlarsa (Abdussamet ve Ebu Nuaymin rivayetinde ise; (kadını yorarsa); yıkanması icab eder" dedi.
93- Aişe (r.a) bildirmektedir:
Hanımı ile cinsel temasta bulunup menisi gelmeyen birinin ne yapması gerektiği hususu kendisine sorulduğunda: "Ben ve Resûlullah aynı şeyi yaptığımızda, ikimizde yıkandık" diye cevap verdi.
Velid b. Müslim ise hadisi merfu olarak rivayet etmiştir.
94- Abdullah b. Seleme anlatmaktadır:
"Ben, benim kavmimden iki kişi ve sanırım Esed oğullarından bir kişi Ali (r.a)'ye gittik. O ikisini bir bölgeye gönderdi ve gönderirken: "Siz güçlü ve kuvvetli kimselersiniz, dininiz uğruna çalışınız" dedi. Sonra tuvalete girdi. îşini bitirdikten sonra çıktı ve bir çanak su alarak bazı azalarını yıkadı. Bundan sonra Kur'an okumaya başladı. Bu hareketini tenkid eder gibi olduğumuzda:
"Peygamber (s.a.v.) defi hacet yapar, sonra da çıkıp Kur'an okurdu ve biz onunla et yerdik. Abdestsizlik hali O'nun bunları yapmasına mani olmazdı veya cünüb olma hâli müstesna, hiçbir şey onu, bunları yapmaktan alıkoymazdı" dedi.
Yahya, Şu'be'nin hadis hakkında: "Hem maruf hemde münker olarak görüyoruz, yani Abdullah b. Seleme o kadar yaşlanmıştı ki, Amr bile ona yetişmişti" dediğini nakletmektedir.
95- Îbn Ömer (r.a) anlatmaktadır: Ömer (r.a) Peygamber (s.a.v.)'e:
"Herhangi birimiz cünüb olarak uyuyabilir mi?" diye sordu Oda:
"Abdest alsın, sonra uyusun, isterse yemek de yiyebilir" buyurdu.
96- Ebû Hureyre (r.a) bildirmektedir ki:
Cünüb iken Peygamber (s.a.v.)'e rastlamış. Ebu Hüreyre devamla şöyle diyor:
"Sonra sıvışarak gittim ve yıkandıktan sonra tekrar geldim. Bana
"Nerede idin veya nereye gittin?" diye sordu
"Cünüb idim" dedim.
Bunun üzerine:
''Müslüman necis olmaz" buyurdu.
97- Meymûne (r.a) anlatmaktadır:
"Peygamber (s.a.v.)'i bir kumaş parçası ile perdeledim, O da cünüplükten temizlendi."
98- Ümmü Seleme (r.a) dan rivayet edilmektedir:
Peygamber (s.a.v.)'e:
"Ya Rasulallah ben saç örgülerimi sağlam yapan bir kadınım, cünüblük-ten dolayı yıkanmak için onları çözeyim mi?" diye sordu.
Peygamber (s.a.v.):
"Hayır, başına sadece üç avuç su dökmen sana yeter. Sonra üzerine su dökünüp temizlenirsin veya bu şekilde temizlenmiş olursun" buyurdu.
99- Aişe (r.a) Peygamber (s.a.v.)'in cünüplükten yıkanma usulünü anlatarak şöyle dedi:
"Peygamber (s.a.v.) önce ellerinden başlayarak onları yakardı. Sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra da saçlanmn diplerini su ile ısla tirdi. Saç diblerinin iyice temizlendiğine kanaat getirdiğinde üç avuç su alarak başına dökerdi. Sonra bütün vücuduna su dokunurdu."
100- Meymune (r.a) anlatmaktadır:
"Peygamber (s.a.v) cünüplükten yıkanırken önce fercini yıkayıp, ellerini yerde veya duvarda sürterek ovdu. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Sonra da başına ve sair vücuduna su dökünerek yıkandı. Daha sonra bir kenara çekilerek ayaklannı yıkadı. Kurulanması veya silinmesi için kendisine bir kumaş parçası verdim, almadı ve elleriyle silkinerek" Bu şekilde yapılmalı dedi.
29- Hayz'a Dair Bab
101- Muaze el-Adeviyye anlatmaktadır:
Bir kadın, Hz. Âişe'ye:
"Hayızlı bir kadın namazı kaza edecek mi?" diye sordu.
Âişe (r.a):
"Sen Harûrali mısın? Peygamber (s.a.v.)'in zamanında, hayız olurduk da namazları ne kaza ederdik ne de bize onların kazası emrolunurdu" buyurdu.
102- Aişe (r.a) dan rivayet edilmektedir:
Hayız olduğu bir sırada, Peygamber (s.a.v.) ona: "Bana seccadeyi ver!" dedi. Aişe:
"Ben hayızlıyım" deyince. Peygamber (s.a.v.): "Şüphesiz ki, hayız senin elinde değildir" buyurdu.
103- Aişe (r.a) anlatmaktadır:
Herhangi birimiz hayızlı iken, Peygamber (s.a.v.) başını onun kucağına kor ve Kur'an okurdu.
104- Aişe (r.a) anlatmaktadır: Peygamber (s.a.v.) mescidde itikâfta bulunurken başım bana yaklaştırır, ben de hayız olduğum halde, odamda Onun başını yıkar ve saçlannı tarardım.
Dostları ilə paylaş: |