1.2. Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Halkla ilişkilerin doğuşunu açık bir tarihle ifade edemeyiz. Bu kavram eski devirlerde propaganda ile iç içedir. Propaganda tarihi incelendiğinde yöneticiler icatlarını halka benimsetmek için bulunuyorlardı. Eski çağlarda halkı etkilemek için büyük hatiplerden de faydalanılıyordu (Dinç, Aktaş, Temir, Eraymanlı ve Gülten, 2002: s.2).
Ortaçağ kilisesinden Eski Roma’ya, Eski Yunan’dan Irak’a kadar krallar, din adamları vb. değişik iktidar gruplarının halka ulaşmak için çabaladıkları görülür. Roma’da ilk çağlarda yapılan propagandanın amaçları, halkın Romalı olmakla gurur duymasına yönelik ideolojik içerikli propagandalar, Roma’nın zaferleri ile beslenen, orduya karşı sevgi geliştirme ve site yönetimlerini ele geçirmeye yönelik seçim propagandalarıdır. Eski Yunan sitelerinin hemen her birine tiranlar M.Ö. VIII., VI. Yüzyıllarda propagandayı sistematik olarak gerçekleştirmişlerdir. Bu devirde tiranlar, sanat eserlerini de birer halkla ilişkiler aracı olarak kullanmışlardır ve bu konuda adeta birbirleri ile yarışmışlardır.
Büyük İskender (M.Ö. 356-323) Perslerle yaptığı savaşta Pers İmparatoru Dora’yı yenmiş, fakat İran halkının karşısına hem kendisi hem de askerler Makedonyalı kıyafeti ile değil, Pers kıyafetleri ile çıkmıştır. Bu, halkın şaşırmasına ve belki de yenilginin acısını daha az hissederek, Büyük İskender ve askerlerine karşı sempati bile duymalarına neden olan bir davranış olarak değerlendirilebilir. Irak’ta M.Ö. 1800 yıllarına ait tarım bültenleri şeklinde tabletler bulunmuştur. Bu bültenlerde sulamanın nasıl yapılacağı, hasadın nasıl kaldırılacağı konularında çiftçilere bilgiler vermektedir. Bilindiği üzere günümüzde de aynı faaliyetler hükümetlerin tarım politikalarının bir gereği olarak devlet tarafından yürütülmektedir (Budak ve Budak, 2000: s.40)
Halkla ilişkilerin tarihsel gelişimini ortaya koyarken değişik açılardan yaklaşımlarda bulmak mümkündür (Okay ve Okay, 2011: s.18):
-
Başlangıcı belli olmayan bir tarihsel gelişim: Buna göre halkla ilişkiler, insanların, başka insanların güvenini kazanmaya yönelik çabaları var olduğundan beri vardır. Yalnızca bunu adlandırmak için bir kavram geliştirilmemiştir.
-
Yaklaşık olarak endüstri devrimi ile başlayan bir tarihsel geçmiş: Toplumsal yapıların oluşması, beraberinde organize olmuş bir iletişime duyulan ihtiyacı da getirmiştir.
-
Ivy Lee ve Edward Bernays’ın değişik halkla ilişkiler tekniklerini kullanmasıyla birlikte başlayan dönem.
Halkla ilişkiler tarihsel yönü ağır basan bir fonksiyon olarak yüzyıllardır uygulanmaktadır. Fakat bir bilimin konusu olması ve yeni bir ilgi alanı gibi gündeme gelmesi, yakın bir tarihe rastlar. İktidar mücadeleleri, yöneticileri yönetilenlerin karşısında haklı çıkarmayı ve yapılan icraatları halkın onaylamasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle demokratikleşme sürecinin adeta bir faaliyet olanını oluşturan halkla ilişkiler, en ilkel toplumlarda dahi mevcuttur. Fakat ilk kez 1882 yılında Yale Üniversitesi tarafından düzenlenen “Halkla İlişkiler ve Hukukçuların Yükümlülükleri” adlı konferansta kavram olarak geçmiştir. Daha sonra 1897 de Amerikan demiryolları ile ilgili olarak çıkarılan “Demiryolları Yıllığı” nda kullanılmıştır. 1807’de Thomas Jefferson Birleşik Devletlerin ilişkileri ile ilgili olarak on kongreye gönderdiği bir mesajda kullanmıştır (Orrick, 1967: s.2)
19. Yüzyıla kadar ilkel iletişim araçlarından yararlanarak çoğu zaman deneme yanılma yöntemiyle bilimsel bir temele dayanmaksızın yürütülen halkla ilişkiler çabaları, 12 Yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla örgütlenmeye başlamıştır. 1986’da ABD’de seçim kampanyasında Bryan ile Mc Kinley arasındaki sevaş, halkla ilişkilerin ilk kez politik alanda örgütlü bir biçimde kullanılmasının bir örneğidir. Sanayi ve ticaret alanında halkla ilişkilerin önem kazanması yine o yıllara rastlar. İlk kez 1890’da Ryan ile Whitney mali danışmanlık firması, George Harvey adlı bir gazeteciyi maaşlı memur olarak halkla ilişkilerden sorumlu tutmuştur (Asna, 1978: s.22)
Modern anlamda halkla ilişkiler, kurucuları olarak bilinen yukarıda da belirttiğimiz gibi üçüncü bölüm olan Ivy Lee ve Edward Bernays döneminde başlamıştır. Bu dönemde halkla ilişkilerin temel kuralları ortaya konulmuş ve sistematik olarak işlenmesini sağlamışlardır.
Lee ve Bernays ile beraber halkla ilişkilerin gelişmeye başlamasında, dönemin toplumsal koşulları oldukça etkili olmuştur. Yazılı basının yaygınlaşmış olması ve “muckraker” denilen gazetecilik türünün başlaması burada önem taşır. Tekelci kuruluşların çalışanlarına yeterince değer vermemesi, basının bu kuruluşların kirli işlerini ortaya koymasına neden olmuş, kuruluşlarda kamunun güvenini yitirdiklerinden dolayı, kendilerini kamuya anlatma ve güvenlerini yeniden kazanmak amacıyla önce bilgilendirme, daha sonrada halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır (Okay ve Okay, 2011: s.19)
Avrupa’da halkla ilişkiler yöntemlerine İngiltere’de 1912’deki seçim kampanyalarında rastlanır. İkinci Dünya Savaşında devletin yürüttüğü kampanyalarda halkla ilişkiler mesleğinin yerleşmesine katkıda bulunmuştur (Yavuz, 2008: s.5). Halkla ilişkilerin Avrupa’ya girişi yukarıda belirttiğimiz gibi II. Dünya Savaşından sonra yani 1946’dan sonra olmuştur. Bu giriş yinede ABD’nin yardımlarıyla olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası sosyo-ekonomik olarak olumsuz etkilenen Avrupa’ya Marshall Planıyla birlikte girmiştir. Avrupa ülkelerinin ilk halkla ilişkiler şirketleri, çok uluslu Amerikan şirketlerinin şubeleridir. Halkla ilişkileri Amerika’dan alan Avrupa devletleri, kendi ekonomik ve sosyal gerçeklerine uyarlayarak büyük bir gelişme kaydetmişlerdir (Çamdereli, 2000: s.13)
1.3.Türkiye’de Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Halkla ilişkilerin önemi Türkiye’de de gün geçtikçe yükselme trendini arttırarak devam etmektedir. Ülkemizde de aynı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi II. Dünya Savaşından sonra halkla ilişkiler kavramı kullanılmaya başlamıştır. Ülkemizde halkla ilişkiler faaliyetleri özellikler 1950’li yıllarda Dış İşleri Bakanlığı’ndaki Enformasyon Genel Müdürlüğünde görülmüştür (Yavuz, 2008: s.5)
1962 yılında gerçekleştirilen Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP), “Devlet kuruluşlarının her kademesindeki çalışmalarda ve kararların alınmasında halkla yakın ilişki sağlanmak zorundadır” denilmektedir. Proje ayrıca, halkla ilişkilerle ilgili şu satırlar yer almaktadır: “ Türk idaresinde de çeşitli kademelerde, her kurumun bünyesine uygun olarak, halkla temas ve dinleme usulleri kurmak gerekmektedir.” (Tortop, 1993: s.21)
1961 Anayasasından sonra ortaya çıkan yeni özgürlük anlayışı, yöneten ile yönetilenler arasındaki bilgi alışverişini sınırlı ama son derece olumlu boyuta taşımış; halkı aydınlatmanın yönetim için bir zorunluluk olduğu gerçeği, yönetilenin yönetime katılma bilinci, yönetimde demokratik taleplerde bulunma gibi yöneten-yönetilen ilişkileri oldukça önemli mesafeler kat etmiştir ( Kazancı, 1996: s.22)
Özel sektörlerde halkla ilişkiler işleri 1970’li yıllara kadar reklam bölümleriyle karşılanmaktaydı. Ancak bu yıllarda kamu sektörü yerinde sayarken, özel sektörlerin halkla ilişkiler çalışmalarına başladığı göze çarpmaktadır. Başta bankalar olmak üzere büyük işletmeler, bünyelerinde oluşturdukları halkla ilişkiler birimleri aracılığıyla duyarlı kitleleriyle iki yönlü bir iletişim ağını kurmaya çalıştılar (Kadıbeşegil, 1986: s.23)
1970’li yıllarda 30 kişinin yaşam seçimi olarak görülen halkla ilişkiler mesleği 90’lı yıllarda on kat daha fazla bir sayıya ulaşmıştır. İlk halkla ilişkiler firması 1974 yılında halkla ilişkilerin Türkiye’deki babası yani kurucu olan Alaeddin Asna kurmuştur. Bugün is irili ufaklı halkla ilişkiler firmalarının sayısı 50’ye yaklaşmış durumdadır (H.İ.Derneği, 1997: s.5).
Dostları ilə paylaş: |