Ağzı bozukluk
Çirkin alışkanlıklardan biri de ağzıbozukluktur. Ağzı bozuk bir insan sözlerini kontrol etmez ve diline gelen her şeyi söyler. Küfreder, çirkin sözler söyler, bağırıp çağırır. Lanet eder, başkalarına laf atar, dokunaklı sözler söyler, azarlar, çirkin söz ve tabirlerle insanlara hakaret eder, kaş ve göz hareketleriyle insanların taklidini yapar, sert çıkışır, başkalarıyla alay eder. Ağzı bozukluk haram ve büyük günahlardan biridir.
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: "Allah Teâla cenneti ağzıbozuk olan, küfreden, hayasız, kaygısız, başkaları hakkında söylediği söze ve kendi hakkında söylenen şeye dikkat etmeyen kimseye haram kılmıştır."[252]
İmam Sadık (a.s) da buyuruyor ki: "Küfretmek, çirkin sözler söylemek ve her şey dil uzatmak nifak ve imansızlığın belirtilerindendir."[253]
Allah Teâla Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline."[254]
Ağzı bozuk insanlar akılsız, alçak ve düşük kimselerdir. Bu çirkin alışkanlık vasıtasıyla, kendilerine düşman kazanırlar, halkın gazabını alırlar, halkın gözünde değersiz ve düşüktürler. İnsanlar onların dilinden korkarlar ve onlarla muaşeret etmek istemezler.
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "İnsanların en kötüsü, halkın, ağzı bozukluğundan korktuğu ve kendileriyle bir arada oturmaktan çekindiği kimsedir."[255]
İmam Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmektedir: "İnsanlar her kimin dilinden korkarsa o kimse cehenneme gidecektir."[256]
Yine Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakledilir: "Mümin dokunaklı söz söylemez, lanet etmez, küfretmez ve ağzı-bozukluk etmez."[257]
Ağzıbozukluk akıl ve fikrin azlığına en iyi tanıktır. İki temel direğinden, yani anne ve babadan biri veya her ikisi ağzıbozuk olan aile bedbaht olmuştur. O ailede rahatlık, huzur ve samimiyet kalmaz. Onlardan daha bedbahtı, böyle bir anne ve babayla yaşayan, böyle bir ailede eğitilen çocuklardır.
Çocuk fıtri olarak ağzı bozuk değildir. O, bu çirkin sıfatı ya anne ve babasından öğrenir, ya kardeşlerinden, ya mahalle arkadaşlarından ya da sınıf arkadaşlarından. Bu arada anne ve babanın etkisi diğerlerinden daha fazladır. Anne ve baba çocukları için en büyük ve öncelikli örneklerdir. Çocukları çabucak onların ahlak ve terbiyelerini öğrenip taklit ederler.
Dolayısıyla, anne ve baba sadece kendi söz ve hareketlerinden sorumlu değil, aynı zamanda çocuklarının eğitiminden de sorumludurlar. Çocukları ağzı bozuk veya tatlı dilli yetiştiren onlardır. Bazı anne ve babalar şakayla veya kızarak çocuklarına amelen ağzıbozukluk dersi verirler. Bazı ailelerde böyle sözler gece gündüz tekrarlanır: İtoğlu-it, ahmak, aptal, budala, eşek, hayvan, deli, tembel, genç yaşta ölesi, terbiyesiz, şerefsiz, matemini göreyim, Allah canını alsın... Bazen anne veya baba birbirlerine kusur bulurlar, birbirleriyle alay ederler, küfredeler; hatta çocuklarının kusurlarını örtmeleri gereken anne ve baba, bazen onlara kusur bulurlar, onlarla alay ederler, onlara küfrederler. Onlara dokunaklı sözler söylerler, onlarla sert ve çirkin sözlerle konuşurlar. Acaba bu anne ve babalar, masum çocuklarının böyle bir ailede tatlı dilli eğitilmesini mi bekliyorlar?!
Böyle bir şey genelde imkansızdır. Bu anne ve babalar, çocuklarının kendileri gibi ve hatta kendilerinden daha ağzı bozuk eğitilmesini beklemelidirler. Bu kelimelerin aynısını çocuklarından duymayı beklemelidirler. Nasihat, öğüt, kavga ve dayakla da çocuk bu çirkin alışkanlığı terketmeye zorlanamaz. Ağzı bozuk olan, çocuğa küfreden anne ve baba, nasihat ve öğütle, kavga ve tatsızlık çıkarmayla çocuğun küfretmesinin önünü alamazlar. Bu konuda en iyi terbiye yöntemi, ilk önce anne ve babanın kendilerini ıslah etmeleri ve ondan sonra çocuklarını ıslah etmeye girişmeleridir. Bazen çocuklar bu çirkin alışkanlığı mahalle arkadaşlarından veya sınıf arkadaşlarından öğrenirler. Bu yüzden, anne ve baba çocuklarının arkadaşlarına dikkat etmelidirler. Onların ağzıbozuk çocuklarla oynamalarına, arkadaşlık kurmalarına müsaade etmemelidirler.
Çocuğunuzun küfrettiğini, çirkin bir söz söylediğini duyarsanız, gülmeyin; zira gülmeniz onun bu hareketini beğendiğinizi gösterir. Dayak ve bağırıp çağırmayla da onun önünü almaya kalkışmayın; çünkü bu yöntemin genelde aksi sonucu vardır. Tatlı dille konuyu çocuklara açın ve söyleyin ki: Küfretmek çirkin bir iştir, iyi bir çocuk asla küfretmez. Ben senin küfretmeni sevmiyorum. Allah da küfretmeyi sevmez ve küfreden insanları cezalandırır; O, senin bu kötü sözleri terbiyesiz çocuklardan öğrenmiş olduğunu biliyor, ama bir daha bunu tekrarlama.
başkalarını çekİştİrmek
Bazı kişilerde görülen çok çirkin alışkanlıklardan biri de başkalarını çekiştirmektir.
Başkalarını çekiştiren kimse, birinin diğeri hakkında dediği kötü sözleri ona nakleder ve "Falanca senin hakkında şöyle-böyle dedi" der. Başkalarını çekiştirme, çirkin sıfatlardan, düşüklük ve şeytanlık belirtilerinden biridir. İnsanlar arasında kin ve düşmanlık oluşturur. Arkadaşları birbirinden ayırır. Başkalarını çekiştirmek sonucu nice büyük cinayetler, kavgalar, çekişmeler vuku bulur!! Bu çirkin alışkanlık nice aileleri dağıtmış, karı ve koca, anne, baba ve çocuklar arasında nice ayrılıklar düşürmüştür?! Başkalarını çekiştiren kimse, insanların sırlarını açığa vurur, oysa Allah Teâla buna razı değildir. Başkalarını çekiştiren kimse, insanların yanında haysiyetsiz, şerefsiz, şeytan, casus ve karaktersiz birisi olarak tanınır. İnsanlar genelde onunla düşüp kalkmaktan, arkadaş olmaktan kaçınır, ona ve onun anne ve babasına lanet ederler. Başkalarını çekiştirmenin en kötüsü zalimlere casusluk yapmaktır. Bir zalime casusluk yapan, bir Müslüman'ı tuzağa düşüren, onun zindana düşmesine, işkence ve katledilmesine sebep olan kimse bu işe kendisi doğrudan doğruya girişmiş olmasa bile o zalimin zulmüne ortaktır ve bu suçundan dolayı kıyamet günü cezalandırılacaktır.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "İnsanların en kötüsü Müslüman kardeşi aleyhine bir sultan için casusluk yapan kimsedir. Bu casuslukla hem kendisinin, hem Müslüman kardeşinin ve hem de sultanın helak olmasına sebep olur."[258]
Kutlu İslam dini casusluk ve başkalarını çekiştirmeyi haram kılmış ve bazı hadislerde onu şöyle kınamıştır:
İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurur: "Cennet, başkalarını çekiştiren kimseye haram kılınmıştır ve o cennete giremez."[259]
Emir-ul Müminin Hz. Ali (a.s) buyuruyor ki: "Sizin en kötünüz insanları çekiştirerek dostlar arasında ayrılık düşüren ve temiz insanlara kusur bulan kimsedir."[260]
Başkalarını çekiştirmenin çeşitli sebepleri olabilir. Bazen başkalarını çekiştirmeye sebep olan düşmanlıktır. Başkalarını çekiştiren kimse iki kişiden biriyle veya her ikisiyle düşman olduğu için o ikisini birbirine düşürmek için birinin sözünü diğerine aktarır. Bazen de gösteriş için olup arkadaşlığını ve hayrını istediğini ortaya koymak için çekiştirir. Bazen ise toplantıyı süslemekten başka bir hedefi olmaz. Her durumda, hedef ne olursa olsun başkalarını çekiştirmek çok kötü bir iştir ve Müslümanlar bu amelden ciddi bir şekilde kaçınmalıdırlar. İslam dini bu sıfatla mücadele etmek için hatta başkalarının çekiştirilmesini dinlemeyi bile haram kılmıştır.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Başkalarını çekiştirmeyin ve başkalarını çekiştirenin sözlerini de dinlemeyin."[261]
Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyuruyor: "Başkalarını çekiştireni, ister hak üzere olsun ister batıl yalanlayın."[262]
Bellidir ki, insanlar, başkalarını çekiştiren kimsenin sözlerine kulak vermezlerse o da bu alışkanlığını terkeder. Başkasının sözlerini size aktaran kimsenin, sizin arkadaşınız olmadığına ve hayrınızı istemediğine emin olun. Gerçekten o sizin arkadaşınız olsaydı onu söyleyen kimsenin karşısında sizi savunur, ama onu size naklederek sinirlerinizi bozmaz ve bazen sizi kötü bir işe sürüklemezdi. Her halukârda; Müslüman, bildiği sırları açmamalı, dilini kontrol etmeli, casusluktan ve başkalarını çekiştirmekten sakınmalıdır.
Bir çokları bu çirkin alışkanlığı çocuklukta, anne ve babasının evinde kazanmışlardır. Dolayısıyla, anne ve baba da bu husustan sorumludurlar.
Anne ve baba, çocuklarının bu çirkin özelliği alışkanlık haline getirmemeleri için ilk önce kendileri başkalarını çekiştirmemelidirler. Çocuğun annesi halasının, kardeşinin, teyzesinin ve komşusunun sözlerini kocasına nakletmemelidir. Babası başkalarının sözünü eşine anlatmamalı. Çünkü anne ve baba başkalarını çekiştirmeyi alışkanlık ederlerse çocukları da onları taklit eder ve bu çirkin alışkanlığı onlardan öğrenmiş olurlar.
Bazen çocuklardan biri annesinin veya kardeşinin konuştuklarını babasına nakleder ve açıkçası onları çekiştirir. Bu durumda babası hemen çocuğun sözünü kesmeli ve demelidir ki: "Başkalarını çekiştirmek çirkin bir iştir. Niçin annenin sözlerini bana aktardın?! Başkalarının sözlerini bana nakletmeni istemiyorum. Bundan böyle bu tür işleri yaptığını görmeyeyim." Ayrıca, çocukların bu çirkin işe alışkanlık kazanmamaları için çekiştirmelerine ilgi göstermemeli ve görmezlikten gelinmelidir. İşte bu yüzden Resulullah (s.a.a), başkalarını çekiştirenin sözlerine kulak vermeyin buyurmuştur. Ancak, bazı cahil anne ve babalar çocuklarının çekiştirmelerini iyice dinliyor, tebessüm ederek onları bu işe teşvik ediyor ve böylece tertemiz çocukları bu kötü sıfata alıştırıyorlar.
Dostları ilə paylaş: |