6-İNSANİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME YOOLARI
İnsani ilişkileri geliştirmenin temelinde, insanları tanımak, onlarla diyalog kurmak ve toplumla iç içe olmak yatmaktadır. Bir insana veya bir topluma bir mesajı aktarabilmek için, o insan veya toplumun birçok yönüyle bilinmesi gerekmektedir. Özellikle insanlara din anlatacak kimselerin o toplumu inancıyla, ahlakıyla sosyal yaşantısıyla ve ekonomisiyle çok iyi tanıması ayrıca o topluma samimiyetiyle, ahlakıyla ve müspet yaşantısıyla güven vermelidir.
İnanç boyutu dışında insani ilişkilerde fazla bir ayrıma gidilmemelidir. Aynı inanç çatısı altıda toplananları kardeş kabul ederek, güzellikleri artırmanın ve yanlışları izale etmenin yolları aranmalıdır. Farklı inanç sahiplerine ise, kendi inancından taviz vermemek şartıyla onun değerlerine de saygı duyarak karşılıklı görüş alışverişiyle en güzel diyalog sürdürülmelidir. Hz peygamberin şu ifadesi onun insanlar arası diyaloga verdiği önemi ortaya koymaktadır. Kendisine İslam’da hangi amel daha üstündür? diye soran kimseye o “ insanlara yemek yedirmen ve tanıyıp tanımadığın herkese selam vermendir.”31
İnsanlarla ilişkileri geliştirmek için onlarla tanışıp konuşmak, tanışmanın yollarını aramak, insan onurunu rencide edecek her türlü davranıştan kaçınmak, gerektiğin de özür dilemeyi bir erdem kabul etmek, üstünlüğün sadece takvada olduğunu bilerek mütevazı davranmak gibi özellikler bu hususta dikkat edilmesi gerekenlerden bazılarıdır
İKİNCİ BÖLÜM İNSANLAR ARASI İLİŞKİLERDE YAPILMASI GEREKENLER
1-HAK VE HUKUKA RİAYET ETMEK
İnsan ilişkilerinde en öncelikli husus hiç şüphesiz bir bir hak ve hukukuna riayet etmektir. Bir arada yaşamanın, toplum olmanın olmazsa olmaz şartıdır bu. Hak ve hukukun gözetilmediği bir toplumda ne can güvenliğinden ne sosyal düzenden ne ahlaktan ne de toplum huzurundan bahsetmek mümkün değildir.
Bu itibarla insanın dünya ve ahiret mutluluğunu gaye edinen dinimiz, insan hayatı için elzem hakları özel koruma altına almıştır. İslam literatürün de bunlara zarurati hamse denilmektedir. Bu beş şey hem dünya hem de ahiret için mutlaka olması gereken hususlardır. Bunlar sırasıyla Dini korumak, Canı korumak, Aklı korumak Nesli korumak ve Malı korumaktır.1 Bunlar olmadığı taktide toplumda kargaşa olur, dünyanın düzeni bozulur, hayat çekilmez ve ahirette azap olur. Dinimiz getirmiş olduğu ilkelerle bu hakları en yüksek seviyede korumuş ve bunlara yönelik tecavüzleri de en şiddetli bir şekilde cezalandırmıştır.
Allah’u Taala her şeyden öne insanlara inanma ve inancını yaşama hakkı vermiştir. Aksi takdirde dünya hayatının imtihan yeri özelliği söz konusu olmazdı. İradenin bir anlamı olmaz, insanın diğer canlılardan farklı bir yönü kalmazdı. Bir ayet’i kerimede bu gerçek şu şekilde ifade edilir “(Resulum) Eğer rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi iman ederdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın ?”2
Bizim amacımız konunun insan ilişkileri açısından önemini vurgulamak olduğu için daha fazla detaya girmeden konuyla ilgili olarak peygamberimizin birkaç hadisini zikretmekle yetineceğiz.
Hadisler:
كل المسلم على المسلم حرام ماله وعرضه ودمه حسب امرئ من الشر ان يحقر اخاه المسلم
“Müslüman’ın müslüman’a malı ırzı ve kanı haramdır. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi yeter.” 3
من حمل علينا السلاح فليس منا
“Bize silah çeken bizden değildir.”4
من قتل نفسا معاهدا لم يرح راءحة الجنة وان ريحها يوجد من مسيرة اربعين عاما
“Her kim bilerek bir kimseyi öldürürse cennetin kokusunu dahi alama, çünkü cennetin kokusu ona kırk yıllık mesafededir.”5
عن عبدالله بن عمروبن عاص رضي الله عنهما عن النبي ص قال: "الكبا ئر: الاشراك بالله ، وعقوق الوالدين، و قتل النفس، واليمين الغموس"
Abdullah İbni Amr İbni As razıyallahu anhumadan rivayet edildiğina göre Peygamber aleyhisselam şöyle buyurmuştur.
“büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, an babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek.”6
2-TOPLUMA KATILMAK
İnsanın bütün ihtiyaçlarını kendisinin karşılaması mümkün değildir. Bu sebeple insanların birbirlerine ihtiyaçları vardır. İnsanlar farklı iş bölümleri halinde çalışarak değişik ihtiyaçlarını giderebilirler. Bir insanın aynı anda hem doktor, hem mühendis, hem de fırıncı olması mümkün değildir. Herkes toplumun ihtiyaç duyduğu bir işle meşgul olur.
İnsan sosyal bir canlıdır. Canlılığını sürdürebilmesi içi de kendi dışındakilere de ihtiyacı vardır. Ve bu ihtiyaçlarını da giderebilmesi insanlarla diyalog kurması gerekir, topluma karışması gerekir. Temel ihtiyaçları gidermek suretiyle toplumdan uzak, münferit bir hayat da belki mümkün olabilir. Ancak ideal olan toplumdan uzaklaşıp basit bir hayat yaşamak değil, tam aksine insanlarla bir araya gelip her türlü dayanışma ve yardımlaşma içerisinde, bütün yönleriyle gelişmiş güçlü ve huzurlu bir toplum oluşturmaktır. Bu güzel yapıyı oluştururken de bir fert olarak bazı fedakârlıklarda bulunmak ve bazı özverili gayretler ortaya koymak gerekmektedir. İstenmeyen bazı olumsuzluklara karşı sabretmek, affedici olmak, fevri hareketlerden kaçınmak, doğru ve faydalı olanı güzel bir üslupla anlatmak huzurlu bir toplumun oluşmasında dikkat edilmesi gerekenlerden bazılarıdır.
Dinimiz insanın zaman zaman toplumdan ve dünya meşgalelerinden uzak inzevi bir hayat içerisinde nefis muhasebesini öngörmüş hatta emretmiştir. İtikâf ibadeti toplumdan ve dünya işlerinden el etek çekerek gerçekleştirilen bir nefis muhasebesidir. Ancak belli aralıklarla kendisini yenileyen nefis, toplumdaki yerini almalı ve her zamankinden daha fazla topluma katkı sağlamaya çalışmalıdır.
Hadisler:
المؤمن الذي يخالط الناس و يصبر على اذاهم خير من الذي لا يخالط الناس ولا يصبر على اذاهم
“İnsanların arasına katılıp ve onların sıkıntılarına sabreden;, insanların arasına katılmayıp ve onların sıkıntılarına sabretmeyenden daha hayırlıdır”7
حوسب الرجل ممن كان قبلكم فلم يوجد له من الخير شيء الا انه كان رجلا موسرا وكان يخالطالناس وكان ياْ مر غلمانه ان يتجاوزوا عن المعسر فقال الله عز وجل : نحن احق بذا لك منه تجاوزوا عنه
“Sizden önceki ümmetlerden bir zat hesaba çekildi, Ama hayır namına bir şey bulunamadı. Fakat insanların arasına karışırdı ve zengindi. Hizmetkârlarına fakiri borcundan dolayı affetmelerini emrederdi. Allah biz buna ondan daha layığız onu affedin buyurdu.”8
Dostları ilə paylaş: |