İkg op öncelik 1’e ilişkin Değerlendirme (İstihdam) Ankara, Ekim 2013



Yüklə 5,76 Mb.
səhifə35/69
tarix26.07.2018
ölçüsü5,76 Mb.
#58509
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   69

Tablonun da gösterdiği üzere, Türkiye’de IPA kapsamında verilen hibelerin çoğunluğu kamu kurumları tarafından ya da bağlı kurumların üye olduğu (birlikler, dernekler, odalar) büyük kurumlar tarafından yönetilmektedir. KOBİ’ler, en büyük fon payına sahip olmasalar da en fazla sözleşme sayısına sahiptirler fakat İKG OP hibeleri bağlamında faydalanıcı olmaları açık olarak engellenmiştir.



İKG OP’nin özellikle 1. önceliği altında üç hibe programının kurumsal yapısına baktığımızda durum aşağıdaki tabloda gösterildiği gibidir ve yukarıdaki bulguları desteklemektedir:95

Tablo 76:Hibe programına göre hibe programı projelerinin kurumsal dağılımı

GİD - KURUM TÜRÜ

PROJE SAYISI

İl Özel İdaresi

5

Dernek

16

Vakıf

12

Meslek Liseleri

10

Üniversiteler

9

Birlikler

3

Belediyeler

15

Sendikalar

3

Köylere Hizmet Götürme Birliği

3

Genel Müdürlükler

1

Meslek Kurumları

19

STK’lar

11

Halk Eğitim Merkezleri

3

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)

4

Diğer kurumlar

13

TOPLAM__127__KİD_-_Kurum_türü__PROJE_SAYISI'>TOPLAM

127

KİD - Kurum türü

PROJE SAYISI

Belediyeler

21

Dernekler

15

Halk Eğitim Merkezleri

5

İl Özel İdareleri

9

Köylere Hizmet Götürme Birliği

4

Meslek Liseleri

9

Meslek Odaları

20

Ticaret ve Sanayi Odaları

10

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)

1

Kooperatifler

2

Üniversiteler

12

Vakıflar

4

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı

14

Diğer (kalkınma dernekleri, belediye dernekleri, mesleki eğitim merkezleri)

5

TOPLAM

131

KİTUP - Kurum türü

PROJE SAYISI

İl Özel İdareleri

1

Dernekler

5

Vakıflar

3

Üniversiteler

1

Birlikler

4

Belediyeler

1

Meslek Odaları

10

Sendikalar

1

STK’lar

6

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)

2

Diğer

7

TOPLAM

41

Hibe faydalanıcıları ile yapılan araştırma, finansal yönetim konuları ile ilgili özel sorular içermemektedir. Diğer taraftan hibe programlarının uygulanması sürecinde gerçekleştirilen denetimler, hibe faydalanıcılarının uygunsuz davranışlarıyla ilgili herhangi bir olağan dışı sonuç ortaya çıkarmamıştır.

Bu nedenle hibe faydalanıcılarının finansal planlamalarının herhangi bir temel soruna neden olmadığı ve sağlam olduğunu söylenebilir.

Gelir çeşitlendirme, sağlam yönetim ve gelir yaratma ile ilgili olarak da aynı şeyi söylemek mümkündür. Her üç hibe programına da hibe faydalanıcısı olarak katılan kurumların büyük çoğunluğu (yukarıda belirtildiği gibi) kamu kurumu statüsündedir veya kamudan para almaktadır veya sağlam muhasebe ve bütçe planlama sistemleri olan köklü kurumların üyeleridir. Bu nedenle yalnızca küçük STK’lar tamamen dış fona bağlı olma riskiyle karşı karşıyadır. Fakat STK’ların yürüttüğü proje sayısı oldukça azdır (299 projeden 17’si).

İzleme ve denetleme misyonları esnasında faydalanıcılar tarafından gerçekleştirilen finansal yönetim ile ilgili önemli bir sorun tespit edilmemiştir. Araştırmada yalnızca 14 proje “finansal zorluk” veya “bütçe” konularında sıkıntı yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bu cevaplar aynı zamanda hibe programları projelerinin çoğunluğu için mali sürdürülebilirliğin genel olarak bir sorun olmadığı göstermektedir.



      1. İçerik Sürdürülebilirliği

İçerik sürdürülebilirliği ile ilgili sorular, hibe programı faydalanıcılarının %52,5’inin anketlere cevap verdiği online araştırmanın bir parçasını oluşturmaktaydı.96

Faydalanıcıları ziyaret etmeden ve bir İKG OP hibe programına katıldıktan sonraki (yani 2011’den sonra) faaliyetlerini izlemeden, bir kurumun ana proje faaliyetinden ne ölçüde faydalandığını ve dış fon olmaksızın bu veya benzer faaliyetleri uygulamaya devam edip etmediğini belirlemek oldukça zordur.

Yine de, internet üzerinden uygulanan ankette, projelerin, kurumların kapasitelerine katkısı sorulmuştur. İçerik sürdürülebilirliği konusunda “Faaliyetlerimizin kapsamı genişledi” cevap seçeneği olası en iyi göstergeyi sunmaktadır. Aşağıdaki tabloda hibe faydalanıcılarının hangi ölçüde bu seçeneği işaretledikleri gösterilmektedir:

Tablo 77: Hibe Programına göre hibe programı projesinin ardından faaliyetlerin genişlemesi

S47: Bu projeyi uygulamanın kurumunuzun kurumsal kapasitesine ne gibi bir katkısı olmuştur?

Cevap: Faaliyetlerimizin kapsamı genişledi



Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

38

%60.3

KİD

65

40

%66.7

KİTUP

27

15

%55.6

TOPLAM__157__102__%65.0'>TOPLAM__157__128__%81.5'>TOPLAM__157__135__%86,0'>TOPLAM

157

93

%59.2

Projelerin araştırmada işaretledikleri cevaplar ümit vericidir. Yaklaşık 10 hibe faydalanıcısının 6’sı faaliyetlerinin kapsamının hibe programı projesini uygulama öncesinden daha geniş olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenle, proje faaliyetlerinin en azından bazı unsurlarının halen kullanılmakta olması ve işgücü piyasası ile ilgili faaliyetlerde kurumun performansını desteklemesi ihtimali yüksektir.

Genel olarak hibe programlarının içeriği tamamen yeni olmadığı için bu durum özel olarak ilgi çekmektedir. Bölüm B3’te ayrıntılı olarak anlatılacağı üzere, özellikle GİD ve KİD yenilikçi öğe veya faaliyet sunmamıştır. Bu hibe programları temelde ya başka bir dış bağışçıya dayalı hibe programı altında ya da AİPP altında kendi entegrasyon faaliyetleri çerçevesinde daha önce İŞKUR tarafından yürütülen faaliyetleri tekrarlamışlardır.

SGK ise farklıdır çünkü İKG OP başlatmadan önce KİTUP gibi bir hibe programı olmamıştır. Dolayısıyla, katılan kurumların KİTUP öncesinde yapmadıkları faaliyetleri yapıyor olma ihtimalleri diğer iki hibe programından yüksektir. Fakat KİTUP bu soruda en düşük sonuca sahiptir. Bu sonuç KİTUP faaliyetlerinin, her ne kadar böyle bir hibe programı yeni de olsa, birçok yeni faaliyeti başlatmadığını göstermektedir. Aslında kazanan projelerin çoğu farkındalık yaratma (%85,2) ve mesleki eğitimin (%63) karışımı faaliyetler uygulamışlardır. Bu da muhtemelen katılan kurumların çoğu için tamamen yeni bir şey olmadığında bu alandaki düşük sonucu açıklamaktadır. Diğer taraftan, aslında hibe faydalanıcılarının yarıdan fazlası daha hibe programı projesini uygulamadan önce yapmadıkları halde bu tarz faaliyetler yapıyorlarsa, bu kötü bir sonuç olmaz.

Bu nedenle içerik sürdürülebilirliğinin üç hibe programına dahil olan hibe faydalanıcılarının yarıdan fazlası tarafından gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz.



      1. Kurumsal Sürdürülebilirlik

Bu sorunun eleştirel bir şekilde üzerinde durulmalıdır. Değerlendirme ekibi Ankara, Samsun ve Van’daki Odak Grup toplantılarının yanı sıra internet üzerinden araştırma yapmak istediklerinde G-MIS’teki adres verisinin büyük oranda güncel olmadığı ortaya çıkmıştır. Birçok durumda telefon veya e-posta adresleri ve projenin uygulamasından sorumlu olan kişi değişmiştir.

Kısım A, Bölüm 2.3.8’de kurumları ve sorumlu kişileri belirlemenin ve bu kişilerin sorulara cevap vermesini sağlamanın ne kadar zor olduğuna değindik. ‘Odak Grup toplantıları sırasında ekip, projelerin uygulaması ile ilgili doğrudan deneyimi olmayan ve hedef kitle ve faaliyetlerle ilgili olarak kendi deneyimlerini anlatabilecek birçok hibe faydalanıcısı temsilcisi ile karşılaşmıştır. Ekibe belirtilen sebep genellikle hemen hemen aynıydı. Aldığımız geri bildirimlere göre;



  • Birçok proje, başvuru yapan kurumun çalışanı olmayan dış uzmanlar (danışmanlar) tarafından hazırlanmıştır.

  • Proje uygulama ekibi, kabul edilen projeyi uygulamak için işe alınmıştır ve kurumun daimi çalışanları ya proje faaliyetlerine katılmamıştır ya da çok az katılmıştır.

  • Fon sona erdikten sonra projeyle ilgili ek çalışanlar kurumdan ayrılmıştır.

Bu nedenle birçok durumda kurumsal hafızanın olmadığı ve örneğin, Odak Grup toplantılarındaki katılımcıların, hibe projesi faaliyetlerinin uygulamasında kişisel katılımlarının yetersiz olması nedeniyle detaylı soruları cevaplayamadıkları açık olarak ortaya çıkmıştır.

Online araştırma, 47. Soruda (GİD ve KİD) veya 50. Soruda (KİTUP) bu konudan bahsetmektedir. Cevap seçeneklerine ilişkin sonuçlar aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:97



Tablo 78: Hibe programına göre proje yürütmenin hibe faydalanıcılarının kurumsal kapasitelerine katkısı

S47: Bu projeyi uygulamanın kurumunuzun kurumsal kapasitesine ne gibi bir katkısı olmuştur?



Cevap: Artık AB hibe projelerini uygulama konusunda deneyim sahibiyiz

Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

57

%90.5

KİD

65

56

%93.3

KİTUP

27

22

%81.5

TOPLAM

157

135

%86,0













Cevap: Kurum üyeleri ve çalışanları deneyim kazandı.

Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

53

%84.1

KİD

65

54

%90,0

KİTUP

27

21

%77.8

TOPLAM

157

128

%81.5













Cevap: Ekipman ve materyalleri benzer faaliyetlerde kullanabiliriz.

Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

42

%66.7

KİD

65

45

%75,0

KİTUP

27

15

%55.6

TOPLAM

157

102

%65.0













Cevap: Ağımızı genişlettik.

Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

45

%71.4

KİD

65

46

%76.7

KİTUP

27

21

%77.8

TOPLAM

157

112

%71.3













Cevap: İşgücü piyasasındaki paydaşlarımızla iletişim ve ilişkilerimizi geliştirdik


Hibe Programı

Toplam Cevap

İşaretleyen

Yüzde

GİD

65

41

%65.1

KİD

65

37

%61.7

KİTUP

27

19

%70.4

TOPLAM

157

97

%61.8

Araştırma sonuçlarına göre ortaya çıkan tablo büyük ölçüde olumlu bir tablodur.

  • 10 faydalanıcıdan 9’una yakını artık AB proje deneyimleri olduğunu ifade etmiştir. Bu, bir diğer ifadeyle, 10 projeden yalnızca 1’inde kurumsal hafıza bulunamayacağı anlamına gelmektedir.

  • 10 faydalanıcıdan 8’i çalışanlarının deneyim kazandığını ifade etmiştir. Bu diğer bir ifadeyle projelerin sadece 20%’sinde proje uygulayıcılarından hiçbirinin olmadığını göstermektedir.

  • Faydalanıcıların üçte ikisi proje esnasında üretilen ya da satın alınan materyal ve ekipmandan faydalanmaktadır. Bu sonuç fonun sonlanmasından sonra da ekipman ve materyallerin sürekli bir etkisinin olduğunu göstermektedir.

  • 10 faydalanıcıdan 7’si, ağlarını genişlettiğini ifade etmektedir. Bu sonuç 10 faydalanıcıdan yalnızca 3 tanesinin daha önce çalıştığı kurumlarla işbirliği yaptığını göstermektedir. Üç hibe programında da desteklenen ortaklık yaklaşımı eğer %70 oranında yeni ortaklıkların kurulmasını sağlamışsa bunun büyük bir başarı olduğunu söylemek mümkündür.

  • 10 faydalanıcıdan 6’sı, işgücü piyasasındaki diğer paydaşlarla iletişim ve ilişkilerini geliştirdiklerini ifade etmişlerdir. Bu kendi başına olumlu kabul edilmesi gereken bir sonuçtur. Türkiye’deki işgücü piyasasındaki paydaşlar arasında daha fazla işbirliği varsa bu, ileriye doğru önemli bir adımdır ve vardır gibi de gözükmektedir.

Ayrıca online araştırmanın sonuçlarının hibe faydalanıcılarının kendilerini değerlendirmelerini de içerdiğini söylemek gerekir. Verilen cevapların tamamen doğru olduğuna dair somut bir kanıt yoktur. Bununla beraber, değerlendirme ekibi araştırmada verilen cevaplarla Odak Grup toplantıları sırasında doğrudan görüşmelerdeki ifadeleri karşılaştırabilir. Bu nedenle Odak Grup toplantılarından elde edilen bulguları desteklediği için online araştırmanın büyük oranda güvenilir olduğuna inanılmaktadır.

Bu varsayıma dayanarak, ekip fonun sonlanmasından sonra kurumdan ayrılan ek çalışanlarla ilgili zorluklara rağmen İKG OP’nin istihdam önceliğinin üç hibe programı arasında önemli ölçüde kurumsal sürdürülebilirlik olduğu sonucuna varmaktadır. Bu umut vaat edici bir sonuçtur ve MFİB ve PO’nun işgücü piyasasında yeni koalisyonlar kurulmasına yönelik çabasının işe yaradığını göstermektedir.

Bununla beraber bazı sonuçlar endişe vericidir:


  • Hibe faydalanıcılarının %40’ı, projelerinde gerçekleştirilen faaliyetleri sürdürmemektedir.

  • Hibe faydalanıcılarının %20-30’u, kurumsal sürdürülebilirliği sağlamamaktadır ve bu da proje başarısında hafıza kaybı ile sonuçlanmaktadır.

  • Hibe faydalanıcılarının %30’undan fazlası, ağlarını genişletme ve paydaş iletişimi açısından yarar sağlamamıştır ve bu da bu faydalanıcıların yeni aktörlerle ağlarını genişletmeden, eski yapılarla çalıştıklarını göstermektedir.

Bu yeni ortaklıkların herhangi bir politika geliştirilmesine katkı sağlayıp sağlamadığı görülecektir. Fakat bu gelecekte yapılacak değerlendirmelerde ele alınacaktır.

    1. Paydaş Katılımı

Bu bölümde İKG OP’nın yürütme aşamasında paydaş katılımının ne ölçüde olduğunu belirleyen bir analiz yapılacaktır. Ayrıca, paydaşların kurumsal kapasiteleri üzerindeki etkisi de değerlendirilecektir

İKG OP’nın başlangıcından önce, hazırlık aşamasında 31 paydaş kurum destek sağlamıştır. Paydaş katılımını sağlamak amacıyla İKG OP’nın hazırlık aşamasında birtakım faaliyetler düzenlenmiştir. Ön değerlendirmede belirtildiği üzere, paydaşların programın hazırlık aşamasına katılımı, sonrasında “ortaklık yaklaşımı” gösterecekleri anlamına gelmez. Ancak, ÇSGB bazı önerileri benimsemiş ve paydaş görüşlerini dikkate alarak daha proaktif bir yaklaşım izlemiştir(99).


İKG OP’nın yürütme aşamasında, Sektörel İzleme Komitesi toplantıları, İKG OP’nın stratejik öncelikli hedeflerine ulaşılmasında kilit bir rol oynamıştır. Değerlendirme ekibi, Sektörel izleme Komitesi toplantılarının katılımcı listelerini kontrol etmiş ve toplantı tutanaklarını gözden geçirmiştir.
İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı Sektörel İzleme Komitesi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Toplulukları Komisyonu arasında imzalanan Çerçeve Anlaşma’nın 36. Maddesinin hükümleri kapsamında ve 12 Haziran 2007 tarihli ve 718/2007 sayılı AT yönetmeliği hükümlerine uygun olarak kurulan ve daimi faaliyet gösteren bir yapıdır. Sektörel İzleme Komitesi toplantıları, Program Otoritesi ya da Komisyon girişimiyle yılda en az iki kez düzenlenir. Sektörel İzleme Komitesi, programda belirlenen hedeflere ulaşılması yolunda kaydedilen ilerlemeyi gözden geçirerek İKG OP’nın yürütülmesinin takibinden sorumludur. Komite üyeleri, sosyal ortakların ve diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşmaktadır. Komitenin kimlerden oluşacağına, Komisyon ile mutabakat halinde Program Otoritesi tarafından belirlenmektedir. Komisyonun bazı üyeleri daimi iken büyüme merkezlerindeki valiler, üniversiteler ve ticaret ve sanayi odaları gibi diğer üyeler rotasyona tabidir. İki yıl üyeliğin ardından, yerlerini diğer üyelere bırakmaktadırlar. Bu ilkenin benimsenme amacı, bazı bölgelerin üye statüsüyle daha doğrudan bilgi temin ederek diğerlerine karşı avantajlı duruma geçmelerini önlemektir. Diğer taraftan, rotasyon ilkesi bölgesel temsilciler tarafında bir devamsızlığa yol açmaktadır. Bu ise pek de arzu edilen bir tercih değildir.

Sektörel İzleme Komitesi toplantıları, İKG OP’nın katılımcı yaklaşımının en önemli göstergelerinden biri olmuştur. Sektörel İzleme Komitesi toplantıları kapsamında alınan kararlar, İKG OP’nın ilerleyişinde kilit bir rol oynamıştır. Sektörel İzleme Komitesi üyelerinin İKG OP’nın bütün aşamalarında değerli yorum ve bilgilerini sunarak katkı sağladıkları net olarak söylenebilir.

Sektörel İzleme Komisyonu üyeliğinin, hibe programları için yapılan başvuru sayısını ne kadar etkilediğini değerlendirmek zordur. Sektörel İzleme Komisyonu üyelerinin çoğu kamu kurumudur ve yerel paydaşlar toplantılara rotasyon ile katılmaktadır. Ancak, Sektörel İzleme Komisyonuna katılan kurumlara, İKG OP hakkında değerli ve kapsamlı bilgiler verildiğini söylemek yanlış olmaz. Bu bilgiler hibelere başvurmalarına yardımcı olmuştur. Bununla birlikte, MFİB’dan alınan veriler toplu veriler olduğu için, başvurulara ilişkin tek bir kurum bazında değerlendirme yapılamamaktadır.

Toplam başvuru sayısı ve paydaş kurumlarla yapılan proje sözleşmeleri üzerinden bir karşılaştırma yapmak mümkündür. Aşağıdaki tabloda kurumlara göre oranlar gösterilmektedir.


Yüklə 5,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   69




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin