İKTİsada giRİŞ ÜNİte 1 İKTİsat biLİMİ ve temel kavramlari



Yüklə 469,45 Kb.
səhifə9/9
tarix27.12.2017
ölçüsü469,45 Kb.
#36204
1   2   3   4   5   6   7   8   9

UNITE 11= PARA VE BANKA

PARANIN TANIMI VE İŞLEVLERİ

Mal ve hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılan ve herkesçe kabul gören ödeme aracı olarak tanımlayabileceğimiz para için üzerinde fikir birliğine varılan kesin bir tanım bulunmamaktadır.Paranın 3 ıslevı bulunmaktadır:

Değişim Aracı Olma:Paranın değişim aracı olma işlevi; ekonomide ve günlük hayatta, her türlü alışveriş işleminde kullanılmasını ifade eder. Para bu işlevi ile mal ve hizmetlerin el değiştirmesi sırasında harcanan zaman kaybını ortadan kaldırarak ekonomik etkinliği artırıcı etkide bulunmaktadır. Paranın ekonomik etkinliği arttırma etkisi, malın malla değiştirildiği trampa (takas) ekonomisinin geçerli olduğu dönemler ile günümüz para ekonomisi dönemi karşılaştırıldığında belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.

Hesap Birimi Olma:Paranın hesap birimi olma işlevi, mal ve hizmet değerlerinin ölçümü amacıyla kullanılmasıdır. Günlük hayatta, uzaklığı kilometre, ağırlığı gram ya da miligram cinsinden ölçebildiğimiz gibi, farklı mal ve hizmetlerin değerlerini de para cinsinden ölçebilmekteyiz. Bu işlevin önemi, mal sayısı ve çeşitliliğinin artması ile giderek büyümüştür. Paranın, hesap birimi olarak kullanılmadığı durumda, bir malın diğer mallar cinsinden çok sayıda fiyatının belirlenmesi gerektırır. Mal sayısına göre değişen fiyat sayısını basit bir kombinasyon formülüyle belirlemek mümkündür.FORMUL= F=M(M-1)/2 (M mal ve F fiyat)

Örnek= Ekonomide 20 adet malın bulunması 190 tane fiyat belirlenmesini gerektirmektedir.

Değer Biriktirme Aracı Olma:Paranın elde edilmesinden harcanmasına kadar geçen süre içerisinde değerini (satın alma gücünü) korumasını ifade eden değer biriktirme aracı olma işlevi, alışveriş yapma ihtiyacı duyuncaya ya da alışveriş imkânı buluncaya kadar beklenildiği süreçte yaşamımıza kolaylık sağlar. Değer biriktirebilmek amacıyla kullanılan tek araç para değildir.Parayı tercih nedenimiz likiditesinin tam olmasıdır. Altın, menkul değerler ya da gayrimenkuller de bu amaçla kullanılabilmekte ve değer biriktirme açısından paraya göre daha avantajlı olabilmektedirler.

**Paranın ekonomide üstlendiği bu fonksiyonlarının yanı sıra, para olarak kabul edilen ödeme aracının sahip olması gereken belirli özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir. Bunlar;

Standart olma (değeri kolayca bilinme)  Genel olarak kabul görme,

Bölünebilir olma,  Kolay taşınabilme,

Kolayca taklit edilememe,  Çabuk deforme olmamadır.



PARANIN TARİHİ GELİŞİMİ

**Tarih kesin olarak saptanamamakta, sosyologlarca en ilkel toplumlara ve çok eski tarihlere dayandırılmaktadır. Tarih boyunca tüm toplumlar aynı şeyi para olarak kullanmamışlardır. Eski çağlarda çay, tuz, tütün, viski ya da boncuk para olarak kullanılmış; daha yakın dönemlerde ise, tunç ya da demir gibi madenlerden yapılmış paralar kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle gümüş ve altın madenleri paranın tarihinde önemli rol oynamışlardır.

NOT= İnsanlar arasında alışverişin ilk şekli malın malla değiştirilmesidir (trampa=takas).

** zorlukların giderilebilmesi amacıyla zaman içinde, malların herkesçe kabul gören mallarla değiştirildiği, böylece tütün, viski, pirinç gibi malların değişim aracı olarak kullanıldığı gözlenmiştir. Mal para sistemi olarak ifade edilebilen bu sistemde değişim aracı olarak kullanılabilen malların, birbirleri karşılığında geçerli olacak değerlerinin denkleştirilmesinin güçlüğü, zaman içerisinde, kişileri madeni para sistemine, yani değerli madenlerin değişim aracı olarak kullanımına yönlendirmiştir.

** Tarihte ilk paranın elektrum adı verilen, altın ve gümüş karışımı sikke olduğu iddia edilmektedir. Altın ve gümüşün belli miktarlarda karışımından meydana gelen bu sikkeler, Lidya Kralı Gyges döneminde (M.Ö. 680-644) basılmıştır. Elektrum Sikke (4.722g, 13.6mm):



**Tek maden sistemi, dolaşımda, sadece altın ya da gümüş madenlerinden basılmış sikkelerin işlem gördüğü bir para sistemidir. Sınırsız ödeme gücü ve basma serbestliği, devletin resmi parası olan tek maden için geçerlilik arz etmiş, bozukluk olarak diğer madenlerden sikkeler de dolaşımda bulunabilmiştir.

**Çift maden sistemi ise, hem altın ve hem de gümüş madenlerinden basılmış sikkelerin dolaşımda bulunduğu bir para sistemidir. Böyle bir sistemde, iki ödeme aracından kötü olanı, iyi olanı piyasadan kovmakta ve kötü para dolaşımda kalmaktadır. Dolayısıyla, altın paralar piyasadan çekilmekte ve piyasada daha çok gümüş paralar dolaşmaktadır. Bu tür bir gelişmeye ilk dikkat çeken Thomas Gresham olmuş ve “kötü para iyi parayı kovar” şeklinde ifade edilen ilişki Gresham Yasası olarak anılmaya başlanmıştır.

** çift maden sisteminin bir avantajı, fiyat istikrarının sağlanmasında ön plana çıkmaktadır. Leon Walras’ın ileri sürdüğü Paraşüt Teorisi’ne göre, bir ekonomide fiyatlar genel seviyesi, dolaşımdaki para miktarına; para miktarı ise değerli maden arzına bağlıdır. Böylece altın ya da gümüş madenlerinin bolluk veya kıtlığı fiyat dalgalanmalarına sebep olmakta, madenlerin birindeki yetersizlik diğerindeki fazlalık ile dengelenmektedir.

** Kâğıt paranın ortaya çıkışında, gerek ödeme mektupları, gerekse bankalarda bulunan altın ve gümüş karşılığı alınan makbuzların bir değişim aracı olarak kullanılması önemli rol oynamıştır. Belli miktarda değerli madenin ödeme emrini yazılı olarak ifade eden kağıt makbuzlar, temsili para olarak adlandırılmıştır.Makbuzların yüzde yüz altın karşılığı bulunmayanlarına banknot adı verilmiştir.

** Birinci Dünya Savaşı’na kadar bazı istisnalarla bütün ülkelerde altın para sistemi uygulanmış, madeni para birimi olarak altın sikkeler ve ödemelerde altınla değiş-tokuş edilebilen banknotlar kullanılmıştır. Sonraki yıllarda her bir ülkede kurulan ve ülkelerin para basmaya tek yetkili olan merkez bankalarının çıkardıkları kağıt paraların yasal ödeme aracı olarak kullanımına geçilmiştir. **Doğrudan ödeme yapmak amacıyla kullanılan nakit kağıt para ve ufaklık paralar dışında, likidite derecesine bağlı olarak kullanımı tercih edilen ödeme araçları da yine bu sistemde yer almıştır. Bankalara yatırılan paraları ifade eden mevduatlar, bono, tahvil gibi menkul kıymetler bu tür ödeme araçlarındandır ve genelde para benzerleri olarak adlandırılır.

** 20. yüzyıla gelindiğinde ise, internet kullanımı ve elektronik bankacılık hizmetlerinin gelişimine bağlı olarak yoğun bir şekilde kullanılan elektronik fon transferi (EFT) sistemi aracılığıyla, artık kağıda dayalı bir para sisteminden elektronik ödeme sistemine geçiş yaşanmıştır.

** Son dönemde ise, elektronik para (e-para) kavramını sıklıkla duymaktayız. Elektronik para, internet üzerinden dünya genelinde yapılan alım satım işlemlerinde, kredi kartı bilgilerini alıcı veya satıcılarla paylaşmaksızın, ödeme yapma- ödeme almayı sağlayan güvenli bir ödeme yöntemi olarak tanımlanır.

PARA ARZI VE TALEBİ

Bir ekonominin genel dengesini, parasal ve reel denge oluşturmaktadır. Ekonomide belirli bir dönemde; para piyasasında para arz ve talep eşitliğinin sağlanması, parasal dengeyi; mal piyasasında toplam arz ve talep eşitliğinin sağlanması ise reel dengeyi ifade etmektedir.

Para Arzı:Ekonomide belirli bir dönemde mevcut olan para miktarının toplamı para arzı (para stoku) denır. Para arzının kapsamına yönelik olarak ileri sürülen görüşlerin bir kısmına göre para arzı dolaşımdaki para ve vadesiz ile vadeli mevduatlardan, bir kısmına göre dolaşımdaki para ve para yerine geçen tüm değerlerden (mevduatlar, menkul kıymetler gibi), diğer bir kısmına göre ise bankalar ve diğer finansal kurumların kullandırdığı krediler toplamından oluşmaktadır.

NOT=Ülkemizde, para basmak yetkisine tek elden sahip ve paranın miktar ile dolaşımını düzenlemekle görevli olan kurum TC Merkez Bankası’dır. Merkez Bankası’nın para arzı tanımlarından ilk ikisi şöyledir.

M1 = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat (Türk Lirası, Yabancı Para)

M2 = M1 + Vadeli Mevduat (Türk Lirası, Yabancı Para)

** Para arzı tanımlarında genel olarak M harfi kullanılır, M harfinin yanında belirtilen rakamlar ise içeriğindeki değişikliği gösterir. M1 dar kapsamlı para arzı, M2 ise geniş kapsamlı para arzı tanımı olup, en çok kullanılan ya da sıklıkla karşılaşılan tanımlardır. Bu tanımlarda yer alan;

Dolaşımdaki para, Merkez Bankası’nın piyasaya sürmüş olduğu kağıt para ve

dolaşımda bulunan madeni para miktarı toplamından banka kasalarındaki kağıt para miktarının düşülmesi sonucu elde edilen tutarı ifade eder.

Mevduat, bankalara Türk Lirası ve yabancı paralar cinsinden yatırılan paralar anlamına gelir ve vadelerine göre, vadesiz ile vadeli olmak üzere ikiye ayrılır.

(Vadesiz mevduat, istenildiği anda çekilmek amacıyla bankaya yatırılan paralar olup likiditesi tam olan ve üzerine çek* yazılarak kullanılabilen bir hesap özelliğini taşır.Vadeli mevduat, belirli bir vade sonunda geri çekilmek ve faiz geliri elde etmek amacıyla bankaya yatırılan paralar olup vadeli mevduat hesaplarının vade dilimleri bir, üç, altı ay veya bir yıl şeklindedir.)

** Para arzı tanımlarında belirtilen vadesiz ve vadeli mevduatlar, hem mevduat bankaları hem de katılım bankaları bünyesinde yer alan Türk Lirası (TL) ve yabancı para cinsinden açılmış mevduat hesapları (döviz tevdiat hesapları) toplamından oluşur. Katılım bankaları, finansal kesimde faaliyet gösteren, reel ekonomiyi finanse eden ve “faizsiz bankacılık” hizmetleri sunan kurumlardır.

** 1985’te bu yana kurulmaya başlayan “özel finans kurumları” olarak adlandırılan bu kurumların adı, 2005’te “katılım bankaları” olarak değiştirilmiştir. Katılım bankaları bünyesindeki hesaplar, “cari hesaplar” ve “katılma hesapları” şeklinde açılabilmektedir.

(Cari hesaplar, bir getirisi bulunmayan ve her an geri çekilebilmek amacıyla katılma bankasına yatırılmış paraların oluşturduğu hesaplardır. Para arzı hesaplamalarında vadesiz mevduat toplamında yer alırlar.Katılma hesapları, belirli sürelerde çekilebilmek ve bu süre zarfında katılım bankasının elde edeceği kârdan pay almak ya da zarara katılmak amacıyla katılım bankalarına yatırılan paraların oluşturduğu hesaplardır. Para arzı hesaplamalarında; vadeli mevduat toplamı içerisinde hesaba dahil edilirler.)

Para Talebi:Kişilerin ellerinde bulundurmak istedikleri para miktarı olarak tanımlanabilir. Kişiler genel olarak işlem, ihtiyat ve spekülasyon amaçlarıyla para talebinde bulunurlar.

İşlem amaçlı para talebi: Kişilerin, günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve alışverişte kullanmak amacıyla para bulundurmak istemelerini ifade eder. Paranın elde edilme ve elden çıkarılma zamanlarının farklılığı, insanları yanlarında para bulundurmaya itmektedir.

İhtiyat amaçlı para talebi: Kişilerin, ileriye yönelik beklenmedik durumlarda kullanabilmek üzere bulundurmak istedikleri para miktarıdır.

Spekülasyon amaçlı para talebi: Kişilerin, menkul değer ve malların zaman içerisindeki fiyat değişimlerinden kazanç sağlama ve yatırım fırsatlarından yararlanmaya yönelik olarak bulundurmak istedikleri para miktarıdır.

** Paraya olan talep, gelir düzeyi, enflasyon beklentisi, faiz oranı ve menkul kıymetlerin getiri oranları gibi faktörler belirler. Parasal dengenin sağlanamaması, enflasyon ya da deflasyon problemini ortaya çıkarır.



Para Politikası Araçları:T.C. Merkez Bankası’nın, para politikasının uygulanmasında kullandığı genel araçları aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür.

Zorunlu rezerv (karşılık) oranı: Bu uygulamada, mevduat bankaları, bünyelerinde toplamış oldukları mevduatlarının belli bir oranını ayırarak merkez bankası nezdinde bir hesaba yatırmak zorundadırlar. Uygulama, mevduat kabulüne yetkili bulunan kuruluşlara ait mevduat olarak tanımlanan bankalar arası mevduatları kapsamamaktadır. Zorunlu rezerv oranı, para arzını kontrol altında bulundurmak amacıyla bankaların kredi olarak kullandırabilecekleri rezervlerinin daraltılması ya da genişletilmesine yönelik uygulanan bir araçtır. Zorunlu rezervler, mevduat bankalarının toplamış oldukları mevduatların belli bir oranının merkez bankası nezdinde bir hesaba yatırdıkları kısmını ifade eder. Bankaların kredi olarak daraltılması ya da genişletilmesine yönelik uygulanan bir araçtır.

Reeskont oranı: Merkez bankası mevduat bankalarına kredi kullandırabilmekte ve bu krediler için uyguladığı faiz oranına, reeskont oranı adı verilmektedir. Bankaların bu kredileri kullanabilmeleri için belirli menkul kıymetleri merkez bankasına teminat olarak sunmaları gerekmektedir. Bu durumda, teminat olarak sunulan menkul kıymetlerin yeniden iskonto edilmesi söz konusu olduğundan, uygulanan oran, yeniden iskonto anlamına gelen reeskont olarak adlandırılır. Reeskont oranı da bankaların kredi rezervleri üzerinde daraltıcı ya da genişletici etki oluşturmak üzere kullanılan bir yöntemdir. Oranın artırılması, bankalara kullandırılan kredilerin azaltılması, dolayısıyla bankaların kredi olarak kullandırabilecekleri rezervlerin azalması, oranın azaltılması ise, bankalara kullandırılan kredilerin artırılması ve bankaların kullandırabilecekleri kredi rezervlerinin artması sonucunu doğurmaktadır.

Açık piyasa işlemleri: Merkez Bankasının para arzını artırmak ya da azaltmak amacıyla piyasadan menkul kıymet alması ya da piyasaya menkul kıymet satması şeklinde uygulanan bir politikadır. Merkez Bankası açık piyasa alımlarında bulunmak suretiyle piyasaya para sürmekte ve piyasadaki likiditeyi yükseltmekte; açık piyasa satımlarında bulunarak da piyasadan para çekmekte ve piyasadaki likiditenin azalmasını sağlamaktadır.

** Bonolar, tahviller, politika uygulamaları kapsamında işlem gören menkul kıymetlere örnektır.

BANKALARIN TANIMI VE İŞLEVLERİ

İlk bankacılık işlemleri, Sümer ve Babil medeniyetlerine, milâttan iki bin yıl kadar önceye gitmektedir. Bankacılık alanındaki yasal düzenlemelerin bilinen ilk örneğini Hammurabi Kanunları oluşturur. Babil hükümdarı Hammurabi'nin çıkarmış olduğu meşhur Hammurabi Kanunları'nda, tapınaklarda alacak ve borç ilişkilerini düzenleyen hükümler yer almaktadır.

** Yeni dünyanın keşfi (15. yy), ticaretin genişlemesine ve Avrupa ticaret merkezinin, İtalya'dan, Portekiz, İspanya, Fransa ve İngiltere'ye kaymasına neden olmuştu. Buna ek olarak, Avrupa'nın, kumaş ve deniz malzemeleri gibi temel ürünler ticaretindeki hızlı artış, ödemeleri zamanla daha sistemli bir hale getirmiş, böylece kambiyo ve kredi senedi kullanımı artmıştı. Bu gelişmeler paralelinde, 1407 yılında Ceneviz’de ve ilk kez bir müessese tarzında Banco di San Giorgio kuruldu. Bu, dünyanın en eski bankası olarak da bilinmektedir.

**Altın ve gümüş paraların Avrupa'da yayılması ve bunların değerlerinin saptanmasındaki güçlükler, uluslararası ticareti olumsuz yönde etkilediğinden, uluslararası ödemelerin düzene koyulması amacıyla 1609'da Amsterdam Bankası kurulmuştur. Banka, uzun yıllar model banka olarak kabul edilmiş, yabancı ülkelerden Amsterdam'a altın akmaya başlamıştır.

**1694'te devlete para sağlamak amacıyla kurulan İngiltere Bankası (Bank of England), para basma tekeline sahip olmamakla beraber, devlet kontrolünde özel bir banka statüsüyle çağdaş merkez bankalarının ilk örneğini oluşturmuştur.Bu bilgilerden hareketle, ilk önceleri kuyumcu benzeri dükkânlarda ve aileler tarafından gerçekleştirilen işlemlerin sonraki dönemlerde bankacılığın gelişmesinde etkin rol oynadığı, ancak bugünkü anlamda bankacılığın 17. yüzyıldan itibaren başlamış olduğu söylenebilmektedir.

** 1970'li yıllarda otomatik vezne makineleri (ATM) ve satış noktasından fon transferi işlemleri (EFT/POS); 1980'li yıllarda, EFT sistemi kapsamında ev ve ofis bankacılığı teknikleri bankacılık ortamında etkin rol oynamıştır. Bu yapı içerisinde kişisel müşteri, bankacılıkla ilgili işlemlerini, bilgi işlem ağına bağlı kişisel bilgisayar, kablolu televizyon ve telefon gibi haberleşme ortamlarında gerçekleştirebilmektedir. Nakit kullanmaksızın yapacağı alışveriş işlemlerini bellek kartları ve EFT sistemi; nakit işlemlerini ise, otomatik vezne makineleri aracılığıyla halledebilmektedir.

PARA OLUŞTURMA SÜRECİ VE BANKALAR

** Bankaların en belirgin işlemleri, mevduat toplamak ve kredi kullandırmaktır. Kredilerden sağladıkları faiz ile mevduata ödedikleri faiz arasındaki fark, temel gelirlerini oluşturmaktadır. Mevduat, bankalar için bir borç (yükümlülük), kredi ise, bir alacak (varlık) tır. Bankalar, diğer işletmelerden farklı olarak yabancı kaynak ağırlıklı olarak çalışırlar ve en önemli yabancı kaynakları mevduattır.

** Vadesiz mevduat, üzerine çek yazılabilmesi suretiyle, bir ödeme aracı olarak kullanılabilmekte ve bu tür mevduata kaydi para veya banka parası denilmektedir. Kaydi para, maddi varlığı bulunmayan, ancak banka hesaplarına alacak ya da borç kaydı düşülmesi suretiyle oluşturulan satın alma gücü olarak da tanımlanabilmekte ve para arzının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bir ekonomide para oluşturan kurumlar, mevduat bankalarıdır.

** Banka rezervleri, kasadaki nakit miktarı ile zorunlu ve serbest (kullanılabilir) rezervlerden oluşur. Zorunlu rezervler, Merkez Bankasının belirleyeceği bir orana bağlı kalmak suretiyle, bankaya yatırılan mevduatlardan ayrılarak Merkez Bankası bünyesindeki bir hesapta bulundurulması gereken paraları ifade eder. Serbest rezervler ise, bu işlem sonrasında kalan ve bankanın kredi olarak kullandırabileceği paralar anlamına gelir.

** Rezerv artışı, Merkez Bankası’nın, piyasaya para sürmesi anlamına gelir. Reeskont kredisi kullandırma ya da açık piyasa işlemleri kapsamında piyasadan menkul kıymet alma, Merkez Bankası’nın piyasaya para sürebilme yollarındandır. Para Oluşturma Süreci:

I

II

Rezervler 25

Mevduat 100

Rezervler 100

Mevduat 175

Zorunlu 25

Zorunlu 40

Serbest 0

Serbest 60

Krediler 75

Krediler 75

Toplam 100

Toplam 100

Toplam 175

Toplam 175

Rezerv=zorunlu+serbest Serbest=rezerv-zorunlu toplam=rezervler+kredıler mevduat=toplam

III

IV

Rezervler 100

Mevduat 235

Rezervler 100

Mevduat 283

Zorunlu 52

Zorunlu 61.6

Serbest 48

Serbest 38.4

Krediler 135

Krediler 183

Toplam 235

Toplam 235

Toplam 283

Toplam 283

Rezerv=zorunlu+serbest Serbest=rezerv-zorunlu toplam=rezervler+kredıler mevduat=toplam

V

Rezervler 100

Zorunlu 75

Serbest 0

Krediler 375

Mevduat 475

Toplam 475

Toplam 475

*** Merkez Bankası, piyasadaki likidite seviyesini dengede tutabilmek amacıyla, açık piyasa işlemleri bünyesinde, menkul kıymetler alarak piyasaya para sürmekte ve bu sürüm sonucunda, bankaların sonsuz olan kaydi para oluşturma kapasitelerini sınırlandırmaya yönelik olarak zorunlu rezerv oranını belirlemektedir. Yine, bankaların kredi vermek suretiyle, piyasaya sürebilecekleri para miktarını öngörerek ekonominin kredi ihtiyacı doğrultusunda reeskont oranı aracını kullanmaktadır.
Yüklə 469,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin