İlamsiz icra takiBİ-İcra iflas hukuku madde 42 Para borcu ve teminat için takip



Yüklə 12,14 Mb.
səhifə15/111
tarix16.05.2018
ölçüsü12,14 Mb.
#50567
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   111

IV- Yüksek mahkeme;

-“Alacaklının, ‘para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam’a dayalı olarak ilamsız icra takibi yapamayacağını”[37]

-“Ödeme emrinin takip talepnamesine uygun olarak düzenlenmesi gerekeceğini”[38]

-“Alacaklı tarafından borçluya gönderilen ödeme emrine ve tebliğ belgesine dosya numarasının 2011/3153 E. yerine 2011/3147 E. yazılarak 17/05/2011 tarihinde tebliğ edildiğinin, borçlunun da söz konusu dosya numarasını belirtmek suretiyle imzaya itiraz ettiğinin görüldüğünü, daha sonra alacaklı 07/07/2011 tarihli duruşmada, maddi hata olduğunu, bu hatanın düzeltilerek itiraza 2011/3153 E. üzerinden devam edilmesi gerektiğini beyan ettiğini, bu nedenlerle; mahkemece, borçlunun 2011/3153 E. sayılı takip dosyasına yönelik itirazda bulunduğu kabul edilmek suretiyle itirazın esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceğini”[39]

-“Alacaklı tarafından takip talebinde bulunulması üzerine icra müdürlüğünce ödeme emrinin düzenlenerek borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğu, bu konuda icra müdürünün takdir yetkisi bulunmadığını”[40]

-“Borçlunun, hakkında ihtiyati tedbir kararı bulunduğuna dair iddiasının, İİK. 60/3. maddesinde belirtildiği gibi alacaklının takip hakkına ilişkin itiraz olup, bu itirazın İİK.'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesinin doğru olduğunu”[41]

-“Takip talebinde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmiş olmasına rağmen, aynı hususun ödeme emrinde yerine getirilmemiş olması halinde, icra mahkemesince ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceğini”[42]

b e l i r t m i ş t i r...



V- Uygulamadaki önemi nedeniyle ayrıca belirtelim ki; elinde ilâm (veya; ilâm niteliğindeki belge (İİK. mad. 38)) bulunan alacaklı, borçlu(lar) hakkında  i l â m s ı z  t a k i p  yapamaz. Çünkü, bu durumda; borçluların İİK.’nun 36 ve 40. maddesinden yararlanması önlemiş olur…[43] [44] [45] [46]

[1] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 1, s: 223 - ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, s: 94

[2] Bknz: 12. HD. 28.12.2011 T. 31331/31118; 24.9.1996 T. 10216/10996

[3] ÜLKÜ, N. G. İcra Hukukunda Ödeme Emri, 2008, S:114 vd.

[4] Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 58, AÇIKLAMA: III - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:3, s:3767 vd.

[5] Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 58, AÇIKLAMA: VIII - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:3, s:3778 vd.

[6] Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 58, AÇIKLAMA: X  - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:3, s:3787 vd.

[7] Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 58, AÇIKLAMA: XVII  - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:3, s:3812 vd.

[8] Bknz: 12. HD. 19.4.2001 T. 6031/6697

[9] Bknz: 12. HD. 20.2.1995 T. 2201/2233

[10] Bknz: 12. HD. 20.2.1995 T. 2190/2192; 17.1.1995 T. 415/192

[11] Bknz: 12. HD. 27.11.1989 T. 5524/14582

[12] Bknz: 12. HD.2.12.1986 T. 2456/13343

[13] Bknz: 12. HD. 21.4.1986 T. 10607/4678; 7.4.1967 T. 3226/3263

[14] Bknz: 12. HD. 6.6.2002 T. 10778/12086

[15] Bknz: 12. HD. 31.01.2013 T. 26755/3006

[16] Bknz: 12. HD. 28.11.2011 T. 7643/24834; 30.1.2004 T. 23981/1934

[17] Bknz: 12. HD. 12.3.2004 T. 772/5655

[18] Bknz: 12. HD. 19.2.2004 T. 25811/3320; 24.6.2003 T. 12617/14998; 18.2.2003 T. 28849/2705; 5.3.2002 T. 3521/4456 vb.

[19] Bknz: 12. HD. 11.3.2003 T. 2437/4930; 12.9.2002 T. 15246/16412; 24.6.2002 T. 12492/13480 vb.

[20] Bknz: 12. HD. 22.9.2011 T. 1080/17144; 3.5.2011 T. 27699/8382; 15.4.2004 T. 4884/9724; 17.10.2002 T. 19559/21114; 17.5.2002 T. 8927/10350; 14.11.2000 T. 16790/17375

[21] Bknz: 12. HD. 9.9.2002 T. 15764/15805; 4.11.1999 T. 12513/13432

[22] Bknz: 12. HD. 8.2.2002 T. 1512/2786

[23] Bknz: 12. HD. 17.11.2009 T. 25561/22834; 23.10.2007 T. 16601/19360; 21.9.2007 T. 12823/16678; 7.2.2002 T. 1594/2436

[24] Bknz: 12. HD. 6.4.2004 T. 3711/8330; 28.5.2001 T. 8443/9453; 14.5.2001 T. 6973/8466

[25] Bknz: 12. HD. 12.7.2002 T. 14535/15392

[26] KURU, B. age. s: 226 - ÜSTÜNDAĞ, S. age. s: 94

[27] Bknz: 12. HD. 26.4.1982 T. 3400/3598; İİD. 18.5.1967 T. 4803/4940; 22.10.1964 T. 11058/11675

[28] KURU, B. age. s: 227

[29] KURU, B. age. s: 227

[30] Bknz: İİD. 26.3.1957 T. 2065/2268; 12.10.1967 T. 9378/8722 

[31] Bknz: 12. HD. 14.12.2000 T. 19544/19925

[32] Bknz: 12. HD. 31.01.2013 T. 26755/3006

[33] Bknz: 12. HD. 28.12.2011 T. 31331/31118; 3.5.2011 T. 27699/8382; 15.12.2009 T. 16574/25170; 22.10.2007 T. 18731/19249; 3.10.2003 T. 14734/19135

[34] Bknz: 12. HD. 19.12.2011 T. 11682/29429; 11.4.2011 T. 25870/6367; 1.7.2003 T. 11886/15732; 18.6.2002 T. 11882/13079; 26.10.1999 T. 11987/12976 vb.

[35] Bknz: 12. HD. 17.2.1998 T. 1312/1532

[36] Doldurulmuş «Örnek: 7 ödeme emri» örnekleri için bknz: UYAR, T. Uygulamalı İcra ve İflas Hukuku, 2. Bası, C: 1, s: 639 vd.

[37] Bknz: 12. HD. 30.05.2013 T. 11615/20162; 11.06.2013 T. 12886/21811; 14.05.2012 T. 30873/16712

[38] Bknz: 12. HD. 31.01.2013 T. 26755/3006

[39] Bknz: 12. HD. 06.06.2012 T. 12621/19379

[40] Bknz: 12. HD. 28.12.2011 T. 31331/31118

[41] Bknz: 12. HD. 22.12.2011 T. 10984/31082

[42] Bknz: 12. HD. 22.09.2011 T. 1080/17144; 03.05.2011 T. 27699/8382; 15.02.2011 T. 32204/780

[43] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İlâma Dayalı Olarak “İlâmsız Takip” Yapabilir mi? (İBD. Ocak-Şubat/2012, s:131-136)

[44] Ayrıca bknz: Yuk. İİK. mad. 32, AÇIKLAMA: VII

[45] Bknz: 12. HD. 13.06.2013 T. 1392/22310; 11.06.2013 T. 12886/21811; 30.05.2013 T. 11615/20162; 27.05.2013 T. 9819/19458

[46] Karş: 12. HD. 14.05.2012 T. 30873/16712

Madde 61 
2- Ödeme emrinin tebliği


2- Ödeme emrinin tebliği

Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.

Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmek lâzımdır.

Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.

Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.

Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri tebliğe gönderilemez.

-AÇIKLAMA-

İcra tebliğleri hakkındaki kanunda mevcut hükme (İİK. mad. 21) ilaveten, önemi sebebiyle, «ödeme emrinin tebliği» hakkında ayrıca bu hüküm sevk edilmiştir.

I- Ödeme emri, borçluya takip talebinden itibaren en geç üç gün içinde tebliğe gönderilir. Bu hüküm inzibati bir hükümdür. Yani, bu hükme riayetsizlik, ne ödeme emrinin, ne de takibin geçerliliğine etkili olmaz. Sadece, üç gün içinde ödeme emrini tebliğe göndermeyen icra müdürü hakkında disiplin cezası uygulanması için şikayette bulunmak mümkün olduğu gibi, koşulları gerçekleştiği takdirde (İİK. mad. 5 vd.) Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası da açılabilir.[1] Çünkü ödeme emrinin borçluya tebliği, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesi için zorunludur. Bu nedenle ödeme emrinin geç tebliği yüzünden hacze iştiraki mümkün olmayan veya geciken alacaklı, bu yüzden uğradığı zararların tazmini için tazminat (sorumluluk) dava açabilir.

Ödeme emri -kural olarak- borçlunun kendisine tebliğ edilir. Ancak, «borçlunun icra takibinde vekille temsil edilir duruma gelmesinden itibaren -vekilin icra dosyasına vekaletnamesini ibraz etmesinden sonra- ödeme emrinin vekile tebliği» gerekir.[2] Örneğin; icra mahkemesince ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verildikten sonra, çıkarılacak yeni ödeme emrinin vekili bulunan borçlunun kendisine değil, vekiline gönderilmesi gerekir.[3]

Bu gibi durumlarda (vekille takip edilen işlerde) «vekil yerine -Av. K. 41, HMK. 73 ve Teb. K. 11 uyarınca- vekil yerine müvekkili borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine, vekili tarafından 7 gün içinde ‘ödeme emrinin iptali’nin istenmesi» gerekir, icra mahkemesince doğrudan doğruya ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilemez.[4] Ancak, «ödeme emrinin -hatalı olarak- vekil yerine asile tebliğ edildiği ve vekilin yasal süresi içinde takibe itiraz ettiği durumlarda, şikayet üzerine ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilemez.[5] Bu gibi durumlar dışında, «ödeme emri» -«icra emri»nden farklı olarak- borçlunun vekiline tebliğ edilemez.[6]

Kendisine «ödeme emri» gönderilecek olan borçlular, «takip talebi»nde kimliği belirtilmiş olan borçlulardır. Yüksek mahkeme «takip talebinde borçlu olarak gösterilmemiş olan borçlulara» önceleri[7] «harcı ödenerek ödeme emri gönderilebileceğini» kabul etmişken, sonraki kararlarında[8] «HUMK (ve İİK.)’da dahili dava kurumunun düzenlenmemiş olduğunu, bu nedenle, sonradan takip harçları ödenmek koşuluyla da olsa, takip talebinde ‘borçlu’ olarak gösterilmemiş olan müşterek/müteselsil borçluların başlamış takibe dahil edilemeyeceğini» belirtmeye başlamıştır.

«Takip talebi»nde adı yazılı olmayan borçluya -«ödeme emri»ne adı yazılarak- «ödeme emri» gönderilmesi halinde, borçlu süresiz şikayet yoluyla, «gönderilen ödeme emrinin iptalini» sağlayabilir.[9]

Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, bütün ortaklar hakkında «takip talebi»nde bulunulması ve «ödeme emri»nin de bütün ortaklara gönderilmesi gerekir.[10]

İcra takibi sırasında borçlunun ölmesi ve talebin mirasçılar hakkında devam ettirilmek istenmesi halinde, yüksek mahkeme kararlarında[11] «mirasçılara ödeme emri tebliğine gerek olmadığını, sadece ‘takibin kendileri hakkında devam ettirilmek istendiği’nin bildirilmesinin yeterli olduğunu» belirtmiştir. Buna karşın, icra takibi sırasında borçlunun ödemesi takibin terekeye karşı devam ettirilmek istenmesi halinde; mirasçılara yeniden «ödeme (icra) emri» tebliğine gerek yoktur.[12]

«Ödeme emri»nin borçluya -kural olarak- PTT vasıtasıyla tebliği gerekirse de, icra müdürü alacaklının talebi üzerine veya kendiliğinden, ödeme emrini, icra dairesinde çalışan bir memur vasıtasıyla borçluya tebliğ ettirebilir (Teb. K. mad. 41). «Ödeme emri»nin, icra dairesinde borçlunun kendisine.[13] ve vekiline[14] tebliği mümkündür. Ancak, ödeme emrinin tebliğ edileceği vekilin «borcu kabul yetkisi»ne sahip olması gerekir.[15]

Borçluya ödeme emri gönderilmeden (ve takibin borçlu hakkında kesinleşmesi sağlanmadan) haciz yapılamaz.[16]

II- Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği de ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilir. (İİK. mad. 60/I, c: 2) Bu hükmün «Takip vesikaya müstenid ise, alacaklı veya mümessili tarafından verilecek imzalı sureti ödeme emrine eklenir» şeklinde olmasına dair teklif[17] Adalet Komisyonunca, «belgenin her türlü tasdikli örneğinin ödeme emrine bağlanabileceği» kabul edilerek, hükme daha geniş bir uygulama alanı yaratmak amacı ile kabul edilmemişse de[18] uygulamada genellikle takibin dayandığı belgenin örneği alacaklı veya vekilince tasdik edilerek, takip talebi ile birlikte icra dairesine verilmektedir. Esasen, İİK. mad. 58/III «alacağın belgeye dayanması halinde, belgenin aslının yahut alacaklı veya mümessili tarafından tasdik edilmiş örneğinin, takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburiyetini» öngörmektedir.

«Takibin dayandığı belgenin tasdikli örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmemesi» halinde, borçlunun yedi gün içindeki[19] şikayeti[20] üzerine -«takibin iptaline» değil- icra mahkemesince «ödeme emrinin iptaline»[21] karar verilir.

Uygulamadaki önemi nedeniyle ayrıca belirtelim ki; «ödeme emrinin iptaline» iliştin icra mahkemesinin kararı, kesinleşmesi beklenmeden derhal infaz edilir.[22]

Takip dayanağı belgelerin, ödeme emri ekinde borçluya gönderilmemiş olması nedeniyle icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” karar verilmiş olması halinde, borçlunun bu konuda şikayet yoluna başvurmuş olduğundan haberi olmayan alacaklının -borçlunun ayni zamanda borca itiraz etmiş olması nedeniyle- açtığı “itirazın iptali davası”nın konusu kalmamış sayılacağından, dinlenmemesi gerekir...

Genel haciz yolu ile takiplerde, takip dayanağı belgenin aslının, takip talebi ile birlikte icra dairesine verilmesine gerek yoktur.[23]



Takip, kira kontratosuna (sözleşmesine) dayanmakta ise, yine bunun bir örneğinin borçluya tebliği gerekli midir? Yargıtay[24] «kira kontratosunun bir örneğinin borçluda bulunması gerektiği»nden bahisle, ayrıca «bunun örneğinin tebliğine lüzum olmadığı» görüşünü savunmuştur. Kanımızca, bu görüşte isabet yoktur. Kira kontratolarının iki nüsha düzenlenmeleri mecburiyetini öngören bir hüküm yoktur. Ayrıca, borçlu elindeki nüsha kaybolmuş olabilir. Bu itibarla, alacaklının elindeki nüshanın tasdik edilmiş örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekir. Buna karşın yüksek mahkeme[25] -doğru olarak- «takip dayanağı tahliye taahhüdü senedinin icra dosyasına ibraz edildikten sonra, ayrıca ödeme emrine de eklenmesi gerektiğini» bildirmiştir…

Yüksek mahkeme “takip dayanağı alacağın belgeye dayanması halinde belgenin onaylı örneğinin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmesi” ile ilgili olarak;

-“İlamsız takibin bir belgeye dayanmaması halinde borçluya ödeme emri ile birlikte herhangi bir belge fotokopisi (veya onaylı örnek) gönderilmesine gerek bulunmadığını”[26]

-“İcra takibinin bir belgeye dayanıyor olması halinde, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğunu; bu zorunluluğunun yerine getirilmemesi halinde, icra mahkemesince ‘takibin iptaline’ değil ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceğini”[27]

-“Takip konusu alacağın belgeye dayanıyor olması halinde, belge aslının veya tasdik edilmiş örneğinin takip talebi ile birlikte icra dairesine verilmesi ve tasdik edilmiş belge örneklerinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerektiğini, buna aykırı işlem yapılmış olması halinde, şikayet üzerine icra mahkemesince -‘takibin iptaline’ değil- ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceğini”[28]

-“Borçluya ödeme emrinin gönderildiği zarfın üzerinde ‘bu zarfta örnek 7 ödeme emri vardır’ açıklaması dışında ayrıca takip dayanağı belgenin örneğinin de gönderildiğine dair bir açıklama bulunmaması halinde, borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceğini”[29]

-“İcra dosyası içinde yer alan takip dayanağı bono suretlerinin, aslına uygun olduğu belirtilerek onaylanmış olması halinde, ne zaman çekildiği ve nasıl elde edildiği belli olmayan senet fotokopilerine dayalı olarak, borçlunun ‘ödeme emri ekinde gönderilen senet suretlerinin aslına uygunluğunun onaylanmamış olduğu’na ilişkin şikâyetinin reddine karar verilmesi gerekeceğini”[30]

-“Borçlunun ‘takip dayanağı belgenin ödeme emri ile birlikte gönderilmediği’ne ilişkin başvurusunun ‘şikayet’ niteliğinde olduğunu”[31]

-“Takip dayanağı belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmemesi halinde yapılacak şikayetin, yedi günlük süreye bağlı olduğunu”[32]

-“Borçluya gönderilen içinde ödeme emrinin bulunduğu zarfın üzerinde ‘dayanak belge suretlerinin de gönderildiği’nin yazılı olması halinde, borçlunun bu yöne ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceğini”[33]

belirtmiştir.



III- Borçlu, birden fazla ise, örneğin; alacaklı ayni borçtan dolayı, müteselsilen sorumlu olan birkaç kişiyi ayni zamanda takip ediyorsa her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Aksi takdirde, kendisine tebligat yapılmayan müşterek borçlu hakkında hiçbir icra işlemi yapılamaz.

Eğer, müşterek borçluların tamamı veya bir kısmı, bir ortak temsilci tarafından temsil ediliyorsa, bu bir tek ödeme emri gönderilebilir. Buradaki «ortak temsilci»den maksat nedir? Kanunda açıkça iradî ve kanunî temsilci ayırımı yapılmamıştır. Bu görüşe göre[34] «borçlular arasında sarih bir temsil münasebeti bulunduğu takdirde, ayrı ayrı ödeme emri tebliğine ihtiyaç yoktur.» Diğer bir görüşe göre ise[35]«Bu maddenin T.B.M.M.’de müzakeresi esnasında da açıkça belirtildiği üzere, ödeme emri akdî temsilcilere tebliğ edilemez. İsviçre mahkemeleri tatbikatı buradaki temsilciyi, sadece kanunî temsilci olarak kabul etmektedir. Bizde de bundan sadece kanunî temsilciyi anlamak lâzımdır.[36] Zira, yapılmakta olan takip ancak bu takdirde bir birlik arzetmektedir. Esasen kanunumuz takip talebine borçlunun yalnız kanunî temsilcinin isminin yazılacağını öngörmektedir.»



Burada şu hususu da belirtelim ki; maddede geçen «mümessil» tâbirinin, «kanunî mümessil» olarak değiştirilmesine dair, yukarıdaki gerekçelerle yapılan teklif[37] komisyonca kabul edilmemiştir.

İsviçre’de genellikle doktrinde[38], müşterek borçlulara karşı tek bir ödeme emrine dayanılarak takibin, ancak kanunî temsilci vasıtasıyla mümkün olduğu kabul edilmektedir. «Örneğin; iki küçüğün ayni borç için takibi bahis konusu olunca, kanunî temsilcileri durumunda olan babalarına tek bir ödeme emri tebliği mümkündür. Çünkü, takibin tek bir ödeme emrine dayanılarak yürütülmesi ancak, çeşitli malvarlıklarında tasarruf yetkisinin tek bir kişinin elinde olması halinde hüküm ifade eder.» denilmektedir.

«Müşterek borçluluk» halinde, ne kadar borçlu varsa, o kadar takip vardır... Bu nedenle, aynı alacak için borçlulardan her birinin malı haczedilir, birinin yaptığı itirazdan diğeri yararlanamaz. Eğer borcun tamamı ödenmişse, diğer borçlular İİK. mad. 71’den yararlanır.[39]

IV- Aynı borçlu hakkında, aynı günde muhtelif takip talepleri varsa, bunlar ayni zamanda tebliğe gönderilmelidir. Bu suretle, ayni günde icraya müracaat eden alacaklılar arasında haciz istemek bakımından imtiyazlı durumlar yaratılması önlenmek istenmiştir. Ancak, uygulamada PTT hizmetinin gerektiği kadar titiz işlememesi nedeniyle, alacaklılardan bazıları, kendileri ile ilgili ödeme emrinin daha önce borçluya tebliğ edilmiş olması sonucunda, daha önce haciz istemek suretiyle, imtiyazlı duruma girebilmektedirler. Bunun önlenmesi için maddenin«Bir borçlu hakkında ayni günde birden ziyade takip talebinde bulunulursa, bu taleplerin hepsi ayni icra dairesine gönderilir. İcra dairesi, bu takiplere ait ödeme emirlerini ayni zamanda ve ayni tebliğ zarfı içinde tebliğ için postaya tevdi eder» şeklinde değiştirilmesini öngören teklifin[40]kabul edilmesi yerinde olurdu.

V- Ayni borçlu hakkında, bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde, birden fazla takip talebinde bulunulmuş ise, önceki takip talebi varken sonraki hakkında ödeme emri gönderilemez. Bu hüküm ile, diğer alacaklılardan önce takip talebinde bulunan alacaklı himaye edilerek, onun takip talebinin geç işleme konulması suretiyle zarar görmesi önlenmek istenmiştir. Ancak, PTT. hizmetinin aksak işlemesi nedeniyle, bu hükmün tam anlamı ile uygulamada işlediğini söylemek mümkün değildir.

VI- Yüksek mahkeme “ödeme emrinin tebliği” konusuyla ilgili olarak;

-“BK’nun 520.(şimdi; TBK.’nun 620.) maddesine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyeti de olamayacağından adi ortaklığa karşı ödeme emri düzenlenemeyeceğini”[41]

-“Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğinin, ona yeni bir itiraz hakkı tanıyacağını”[42]

-“Borçlunun takip şekline göre yasal sürede icra dairesine itiraz etmiş olmasının, şikayet yoluyla icra mahkemesinden ‘takip dayanağı belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmemiş olması nedeniyle ödeme emrinin iptali’ni istemesine engel teşkil etmeyeceğini”[43]

-“Muris borçlu tarafından ileri sürülmeyen ödeme emri tebligat usulsüzlüğünün, ölümünden sonra mirasçıları tarafından da ileri sürülemeyeceğini”[44]

belirtmiştir..



[1] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 1, s: 230, dipn. 34 - ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, s: 97

[2] Bknz: 12. HD. 27.5.2003 T. 9061/12204; 1.11.2000 T. 16600/16407; 29.12.1994 T. 16791/17035 vb.

[3] Bknz: 12. HD. 16.2.1987 T. 6646/1945

[4] Bknz: 12. HD. 19.6.2003 T. 12257/14632

[5] Bknz: 12. HD. 20.11.2000 T. 17307/17796

[6] Bknz: 12. HD. 1.5.1995 T. 6757-6710

[7] Bknz: 12. HD. 8.12.2000 T. 18345/19483; 8.10.1998 T. 9434/10417; 27.6.1995 T. 9469/9621; 10.4.1995 T. 5307/5280; 21.3.1995 T. 4120/4004

[8] Bknz: 12. HD. 17.2.2004 T. 24775/3072

[9] Bknz: 12. HD. 16.1.2004 T. 23057/337

[10] Bknz: 12. HD. 17.6.2003 T. 11828/14422

[11] Bknz: 12. HD. 7.10.2010 T. 9120/22350; 20.9.2010 T. 7717/20256; 2.6.2009 T. 3636/11786; 11.3.2002 T. 3597/4903 vb.

[12] Bknz: 12. HD. 30.4.1980 T. 2550/3891; 10.2.1969 T. 1652/1547

[13] Bknz: 12. HD. 26.5.1988 T. 4722/6781

[14] Bknz: 12. HD. 8.3.1988 T. 5287/2648

[15] Bknz: 12. HD. 26.9.1996 T. 10926/11221

[16] Bknz: 12. HD. 22.02.2011 T. 20999/1573

[17] KURU, B. İcra ve İflâs Kanunu Değişikliği Hakkında Düşünceler, s: 16

[18] Bknz: Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi

[19] Bknz: 12. HD. 08.03.2011 T. 22396/2767; 10.12.2009 T. 16100/24565

[20] Bknz: 12. HD. 11.07.2011 T. 295/15092; 08.03.2011 T. 22464/2907; 21.02.2011 T. 21477/1354; 20.06.2011 T. 32061/12607; 12.4.2011 T. 25223/6212; 17.5.2004 T. 8178/12688; 6.5.2004 T. 6983/11484; 11.3.2004 T. 689/5585; 25.4.2000 T. 4502/6646

[21] Bknz: 12. HD. 22.11.2011 T. 6823/23581; 21.02.2011 T. 21477/1354; 05.05.2011 T. 27477/8477; 22.11.2011 T. 7521/23687; 27.06.2011 T. 32422/13237; 26.05.2011 T. 29529/10583; 08.03.2011 T. 22464/2907; 17.5.2004 T. 8178/12688; 6.5.2004 T. 6983/11484; 11.3.2004 T. 689/5585; 6.10.2003 T. 15564/19202; 30.1.2003 T. 2835/1595

[22] Bknz: 12. HD. 14.9.2004 T. 14565/19221

[23] Bknz: 12. HD. 28.3.1994 T. 3901/4095; 14.4.1980 T. 1852/3444

[24] Bknz: İİD. 20.12.1956 T. 6769/6915

[25] Bknz: 12. HD. 12.7.2002 T. 14535/15392

[26] Bknz: 12. HD. 20.12.2011 T. 12497/29838; 01.11.2011 T. 4668/20927

[27] Bknz: 12. HD. 22.11.2011 T. 6823/23581; 21.02.2011 T. 21477/1354; 05.05.2011 T. 27477/8477; 22.11.2011 T. 7521/23687; 22.11.2011 T. 6821/23579; 27.06.2011 T. 32422/13237; 22.11.2011 T. 7522/23685; 22.11.2011 T. 6822/23580; 06.10.2011 T. 19536/17889; 03.03.2011 T. 21756/2595; 21.04.2011 T. 26606/7172; 03.11.2011 T. 5047/21452; 10.03.2011 T. 22953/3116; 23.12.2011 T. 15191/30269

[28] Bknz: 12. HD. 27.06.2011 T. 32422/13237; 26.05.2011 T. 29529/10583; 08.03.2011 T. 22464/2907; 03.03.2011 T. 21756/2595; 02.10.2010 T. 9380/22577; 25.05.2010 T. 903/12691; 29.04.2010 T. 30202/10765; 29.04.2010 T. 28723/10705; 21.04.2010 T. 28042/9891; 18.03.2010 T. 24287/6292; 15.03.2010 T. 24746/5856; 28.01.2010 T. 20616/2162; 06.10.2009 T. 9292/18225; 28.09.2009 T. 9087/17195; 28.09.2009 T. 9087/17195; 23.06.2009 T. 5585/13816; 16.04.2009 T. 55/8328; 12.03.2009 T. 24637/5316; 17.02.2009 T. 20995/21068; 27.11.2008T. 16823/21068; 18.11.2008 T. 17027/20263; 23.09.2008 T. 13109/16164; 30.10.2007 T. 16830/19787; 18.09.2007 T. 13294/16484; 07.12.2006 T. 20022/23236; 13.10.2006 T. 15802/19285; 27.06.2006 T. 11736/14030; 27.06.2006 T. 11061/13975; 16.02.2006 T. 26195/2664; 18.07.2005 T. 32327/16018; 24.06.2005 T. 10464/13717; 07.02.2005 T. 23429/467; 09.12.2004 T. 20341/25472; 17.05.2004 T. 8178/12688; 06.05.2004 T. 6983/11484; 11.03.2004 T. 689/5585; 06.10.2003 T. 15564/19202; 30.01.2003 T. 18747/20144; 16.5.2002 T. 8982/10223; 09.04.2002 T. 6183/7437; HGK. 23.05.2001 T. 12-428/426; 12. HD. 17.05.2001 T. 7961/8653; 30.10.2000 T. 14529/16132; HGK. 02.02.2000 T. 12-50/47; 12. HD. 26.11.1997 T. 12612/13190

[29] Bknz: 12. HD. 11.07.2011 T. 295/15092

[30] Bknz: 12. HD. 20.06.2011 T. 32061/12607

[31] Bknz: 12. HD. 12.04.2011 T. 25223/6212

[32] Bknz: 12. HD. 08.03.2011 T. 22396/2767; 10.12.2009 T. 16100/24565

[33] Bknz: 12. HD. 08.03.2011 T. 22464/2907; 21.02.2011 T. 21477/1354

[34] POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, s: 143

[35] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 1, s: 231

[36] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 1, s: 231

[37] KURU, B. İcra Hukuku, s: 17

[38] JAEGER, BLUMENSTEİN (Naklen; ARAR, K. İcra ve İflâs Hükümleri, s: 125 - POSTACIOĞLU, İ. age. s: 143)

[39] ÜSTÜNDAĞ, S. age. s: 97

[40] KURU, B. Ödeme Emri (Ad. D. 1961/1-2, s: 39 vd.)

[41] Bknz: 12. HD. 29.11.2011 T. 8401/25210

[42] Bknz: 12. HD. 07.06.2011 T. 31129/11964

[43] Bknz: 12. HD. 26.05.2011 T. 29529/10583

[44] Bknz: 12. HD. 28.04.2011 T. 26931/7850

Yüklə 12,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin