İlamsiz icra takiBİ-İcra iflas hukuku madde 42 Para borcu ve teminat için takip


II- Genel haciz yolu ile takiplerde, borçlunun  h e r  t ü r l ü  itirazlarını -yani; borca, imzaya[10]



Yüklə 12,14 Mb.
səhifə18/111
tarix16.05.2018
ölçüsü12,14 Mb.
#50567
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   111

II- Genel haciz yolu ile takiplerde, borçlunun  h e r  t ü r l ü  itirazlarını -yani; borca, imzaya[10], icra dairesinin yetkisine[11] zamanaşımına[12] faize[13] mükerrerliğe[14]ilişkin- icra dairesine bildirmesi gerekir.

Borçlu, “kolektif şirket ortağı” sıfatıyla, şirket borcundan dolayı takip ediliyorsa, henüz kendisine başvuru koşullarının (TTK. mad. 298) gerçekleşmediğini yani “asıl borçlu kolektif şirket hakkında yapılmış olan takibin semeresiz kalmadığını” ya da “asıl borçlu kolektif şirketin herhangi bir sebeple sona ermemiş olduğunu”[15] icra dairesine bildirmelidir.[16]



III- Yüksek mahkeme “itiraz yeri”ne ilişkin olarak ayrıca;

-“Borçlu vekilinin mükerrerlik iddiası; borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK'nun 150/a maddesinin atfıyla İİK.'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılmasının gerekeceğini; icra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağını”[17]

-“Bir kısım borçluların borca itiraz nedeni olarak gösterdikleri ödeme belgesi, takip öncesi döneme ait olduğundan bu belgenin icra müdürlüğüne yapılan borca itiraz sırasında ileri sürülmesi gerekeceğini”[18]

-“Genel haciz yoluyla takiplerde itirazın icra dairesine yapılması gerektiğini, İİK. 62 de belirtildiğinden, itirazı içeren beyanları taşıyan yazılı dilekçenin icra müdürlüğüne hitaben yazılıp, icra dosyasına sunulması, itirazın sözlü yapılması halinde, bu yöndeki beyanın icra müdürü tarafından tutanağa geçirilip altının ilgililerce ‘borçlu veya vekili’ ve icra müdürü ya da muavini tarafından imzalanması gerekeceğini, bunun dışında yapılan itirazların hukuken geçerliliğinin bulunmayacağını”[19]

-“Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde ‘zamanaşımı’ dahil her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekeceğini; icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirilecek itirazın sonuç doğurmayacağını”[20]

-“Kredi kartı borcuna dayalı olarak yapılan icra takiplerinde ‘borcun aslına’ ve ‘faize’ yönelik itirazların dışında, ‘takip dayanağı belgenin fotokopisinin ödeme emrine eklenmediği’ hususunun icra dairesine değil icra mahkemesine -şikayet yoluyla- ileri sürülmesi gerekeceğini”[21]

-“ ‘Takibin mükerrer olduğu’na ilişkin başvurunun ‘itiraz’ olup, bunun icra dairesine yapılması gerekirken, icra mahkemesine yapılan başvurunun fuzuli olup, sonuç doğurmayacağı gibi mahkemece şikayet olarak algılanıp, bu hususta bir karar verilemeyeceğini”[22]

-“ ‘Faize faiz istenmeyeceği’ hususunun icra dairesine bildirilmesi gerekeceğini”[23]

-“İlamsız takiplerde her türlü itirazın yasal 7 günlük itiraz süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğinden, borca, faize ve ferilerine icra dairesine başvurarak itiraz etmiş olan borçlunun, ayrıca yetki itirazını da icra dairesine bildirmemiş olması halinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisinin kesinleşmiş olacağını”[24]

-“Süresi içinde -İİK. 62 uyarınca- tüm itirazlarını icra dairesine bildirmiş olan borçlunun ayrıca icra mahkemesine başvurup oraya da itirazlarını bildirmesinin gereksiz bir başvuru olup sonuç doğurmayacağını”25

-“Borçlu vekilinin ‘müvekkilinin kefil olduğundan bahisle öncelikle asıl borçluya müracaat edilmesi’ konusundaki başvurusunun ‘borca itiraz’ niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takiplerde icra dairesine bildirilmesi gerekeceğini, icra mahkemesine yapılacak başvurunun sonuç doğurmayacağını”26

belirtmiştir…



[1] Bknz: 12. HD. 27.6.2013 T. 15431/24192; 16.4.2013 T. 4631/14381; 15.4.2005 T. 4921/8145; 12.12.2000 T. 18987/19729; 30.11.2000 T. 17734/18738; 10.11.2000 T. 15919/17043; 15.3.2004 T. 1048/5955; 24.4.2001 T. 6149/6919; 12.12.1985 T. 4902/10905

[2] Bknz: 12. HD. 27.6.2013 T. 15431/24192; 14.1.2013 T. 23736/123; 06.12.2011 T. 9241/26756; 26.10.2011 T. 5711/20654; 10.10.2011 T. 2838/18171; 20.09.2011 T. 847/16088; 18.10.2011 T. 3443/19264; 18.04.2011 T. 26091/6804; 17.05.2011 T. 29171/9700; 29.06.2011 T. 32978/13613; 18.04.2011 T. 26093/6795; 12. HD. 29.06.2011 T. 32978/13613; 12. HD. 23.06.2011 T. 31457/13064; 12. HD. 26.05.2011 T. 29800/10709; 07.10.2010 T. 9524/22438; 05.10.2010 T. 9425/22094; 17.06.2010 T. 3139/15443; 17.06.2010 T. 3137/15405; 13.04.2010 T. 27449/8882; 18.03.2010 T. 24593/6258; 11.02.2010 T. 20858/2840; 19.01.2010 T. 19348/887; 10.12.2009 T. 16120/24588; 28.10.2009 T. 11815/21006; 09.07.2009 T. 6731/15275; 16.06.2009 T. 4965/12977; 01.06.2009 T. 4181/11667; 11.05.2009 T. 2529/10254; 01.12.2008 T. 17837/21353; 01.12.2008 T. 18057/21304; 14.10.2008 T. 13828/17323; 18.09.2008 T. 15361/15749; 04.07.2008 T. 11234/14347; 09.06.2008 T. 9551/11920; 16.11.2007 T. 18637/21346; 02.10.2007 T. 14056/17646; 18.06.2007 T. 9965/12427; 13.03.2007 T. 1628/4593

[3] Karşı görüş için bknz: KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:257 – KARAYAZGAN, G. / VAROL, B. Tatbiki İcra ve İflas Hukuku, s:43

[4] Bknz: 12. HD. 15.3.1993 T. 473/4878

[5] Bknz: 12. HD. 15.9.1994 T. 10116/10510; 4.7.1994 T. 8935/9091

[6] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda Kambiyo Senetleri, 3. Bası, s:546

[7] Bknz: 12. HD. 15.9.1994 T. 10116/10510; 4.7.1994 T. 8935/9091; 7.10.1988 T. 13538/11014

[8] Bknz: 12. HD. 12.1.1993 T. 10675/223

[9] Bknz: UYAR, T. İcra ve İflas Yasası Değişikliği Hakkında Düşünceler (Yasa D. 1979/7, s:984 – İBD. 1979/4-5-6, s:278) – UYAR, T. İcra ve İflas Kanunu Değişikliği Hakkında Düşünceler (İBD. 1986/10-11-12, s:798)

[10] Bknz: 12. HD. 12.12.1985 T. 4902/10905; 10.5.1984 T. 3633/5851

[11] Bknz: 12. HD. 24.4.2001 T. 6149/6919; 26.10.1999 T. 11985/12975

[12] Bknz: 12. HD. 15.3.2004 T. 1048/5955; 1.3.1984 T. 12780/2316

[13] Bknz: 12. HD. 20.4.1995 T. 6145/6197; 29.3.1995 T. 4542/4580

[14] Bknz: 12. HD. 15.12.1994 T. 15778/16131

[15] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. Kollektif ve Komandit Şirketlerde, Şirketten ve Ortaktan Alacaklı Olan Üçüncü Şahısların Şirket ve Ortağı Takip Hakkının Kapsamı (İBD. 1979/1-2-3, s:74 vd.) – UYAR, T. İcra Hukukunda Haciz, 2. Bası, s:401 vd.

[16] Bknz: 12. HD. 29.1.1986 T. 7048/929

[17] Bknz: 12. HD. 14.05.2012 T. 30873/16712

[18] Bknz: 12. HD. 16.01.2012 T. 31538/234

[19] Bknz: 12. HD. 24.06.2010 T. 12614/16511

[20] Bknz: 12. HD. 23.02.2010 T. 21951/4047

[21] Bknz: 12. HD. 12.10.2009 T. 11169/18774

[22] Bknz: 12. HD. 18.12.2008 T. 18408/22393; 22.11.2007 T. 21112/21757

[23] Bknz: 12. HD. 26.09.2008 T. 12920/16435

[24] Bknz: 12. HD. 23.11.2006 T. 18600/21975

25 Bknz: 12. HD. 22.06.2006 T. 10401/13514

26 Bknz: 12. HD. 14.02.2006 T. 26188/2459

İTİRAZ SÜRESİ

Ödeme emrine itiraz için yasa y e d i  g ü n l ü k  bir süre öngörmüştür (İİK. mad. 62/I).[1]



I- İtiraz süresi, “ödeme emrinin tebliğinden itibaren” işlemeye başlar. Ödeme emri borçluya “usulsüz olarak” tebliğ edilmişse, borçlu şikayet yoluyla, icra mahkemesine başvurup “usulsüz tebligattan haberdar olduğu tarihin (öğrenme = ıttıla tarihinin), ‘tebliğ tarihi’ olduğu” şeklinde bir karar getirmedikçe, ödeme emrinin kendisine (usulsüz) tebliğ tarihi, itiraz süresine başlangıç olur. Başka bir deyişle, ödeme emrinin usulsüz olarak (yani Tebligat Kanununa aykırı olarak) tebliği halinde, borçlunun yedi gün içinde şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurup, “ödeme emrinin tebliği tarihinin kendisinin bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi”ni isterken, aynı zamanda yedi günlük itiraz süresini geçirmeden icra dairesine başvurup “ödeme emrine itiraz etmesi” gerekir, aksi takdirde hakkındaki takip kesinleşir.1a [2]

Yüksek mahkeme, “bir tüzel kişiye ‘bizzat kendisine’ şeklinde yapılan tebligatın geçersiz olacağını, bu durumda muhatabın (borçlunun) ‘tebligatı aldığını bildirdiği tarih’in, tebliğ tarihi sayılıp, itiraz süresinin buna göre hesaplanacağını”[3]“borçlulardan birine ait ödeme emrinin diğer borçlunun eşine tebliğ edilmiş olmasının usulsüz sayılacağını, bu durumda bu borçlunun bildireceği tebliğ tarihine göre, itiraz süresinin başlayacağını”[4] belirtmiştir…

Borçlunun yokluğundan düzenlenen haciz tutanağıyla, “borçlunun ödeme emrinin içeriğini öğrenmiş olduğu” kabul edilemez.[5]

Sürenin hesaplanmasında, süreler hakkındaki genel hükümler uygulanır (İİK. mad. 19).[6] İtiraz süresinin son gününün  -Cumartesi, Pazar, bayram gibi- tatil gününe rastlaması halinde itiraz süresi tatili izleyen günün çalışma saati sonuna kadar uzar.[7]

Ödeme emrinde, itiraz süresi “yedi günden fazla” gösterilmişse, gösterilen süre içinde yapılan itiraz geçerli sayılır.[8] Eğer ödeme emrinde itiraz süresi “hiç belirtilmemiş” ise, yasal süreye bakılmaksızın, itirazın süresi içinde yapıldığı kabul edilir.[9]

İİK. mad. 56 “itiraz süresi” hakkında da uygulanır. İtiraz süresi kesilmez. Bu nedenle, örneğin; ödeme emrine karşı  ş i k a y e t  yoluna gidilmiş olsa bile, itiraz süresi işler.[10]

Yedi günlük  i t i r a z  s ü r e s i  içinde itiraz edilmezse, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. İtiraz süresi geçtikten sonra yapılan itiraz kural olarak geçerli olmayıp sonuç doğurmaz.[11] Bunun tek ayrığı (istisnası) İİK. mad. 65’te öngörülmüş olan “gecikmiş itiraz”dır. Bu maddede, kusuru olmaksızın bir özür (engel) nedeniyle süresinde takibe itiraz edememiş olan borçluya, bu itirazını sonradan yapabilme olanağı tanınmıştır.[12]

İcra müdürü, “itirazın süresinde olup olmadığını” kendiliğinden araştırmak zorundadır. Bu nedenle, İİK. mad. 62’deki süreyi “zamanaşımı süresi” olarak nitelendirmek[13]hatalıdır. Çünkü bu süre “hak düşürücü süre”dir. Gerekçede de belirtildiği gibi[14] “itirazın süresinde olup olmadığını” tesbit edecek olan icra müdürüdür. İlgililer, icra müdürünün takdirini doğru bulmuyorlarsa icra mahkemesine şikayette bulunarak, bunun düzeltilmesini isteyebilirler. İtiraz dilekçesinin vekaletname düzenlenmeden önce verilmiş olması, yapılan itirazı geçersiz hale getirmez.[15]

İtiraz süresinin hesaplanmasında, borçlunun kendisine değil, vekiline gönderilen ödeme emrinin tebliği tarihi esas alınır.[16]



II- Borçlunun ödeme emrine itiraz edebilmesi için, kendisine “ödeme emri” tebliğ edilmiş olması gerekir. Başka bir deyişle, kendisine ödeme emri tebliğ edilmemiş olan borçlu hakkında, ödeme emrine itiraz süresi işlemeye başlamaz.[17]

Hakkında takibe geçildiğini öğrenen borçlu, bu aşamada  -yani; alacaklının “takip talebi”nden sonra fakat kendisine “ödeme emri” tebliğ edilmeden önce- yapılan takibe itiraz edemez mi? Yüksek mahkeme[18] “-daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilmesi koşuluyla- bu aşamada borçlunun yapacağı itirazın geçerli olduğunu” kabul etmiştir. Pratik gereksinmelerle, biz de uygulamayı tasvip ediyoruz.[19] [20] Ancak borçluya  -itirazdan sonra dahi- hiç ödeme emri tebliğ edilmemişse, itiraz geçerli olmaz. Daha doğrusu “ödeme emrine itiraz”ın varlığından bahsedilemez.[21] Yüksek mahkeme, daha yeni tarihli içtihatlarında “alacaklının -borçlunun yeni adresinin tesbitini isteyerek veya adres bildirerek ya da itirazın kaldırılmasını isteyerek- takip iradesini (ihtilafı) sürdürmesi halinde, ödeme emri tebliğ edilmeden de borçlunun ödeme emrine itiraz edebileceğini”[22]belirtmiştir…

Borçluya zorunlu olmadığı halde, ikinci kez ödeme emri gönderilmişse, ilk ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlu, ikinci ödeme emri üzerine itirazda bulunabilir mi? Yüksek mahkeme, önceki içtihatlarında[23] bunu mümkün görmezken, yeni içtihatlarında[24] “ikinci kez tebliğ edilen ödeme emri ile takibe itiraz açısından borçluya yeni bir hak tanınmış olduğunu” kabul etmiştir.

İİK. mad. 78/V’e göre borçluya gönderilen yenileme bildirisi “ödeme emri” niteliğinde olmadığından, borçluya takibe itiraz hakkı vermez.[25]

Yetkisiz icra dairesince çıkarılan “ödeme emri” hukuki sonuç doğurmayacağından, yetkisiz icra dairesinin gönderdiği ödeme emrine itiraz eden borçlunun, daha sonra yetkili icra dairesince kendisine “ödeme emri” gönderilmesi üzerine yeniden ödeme emrine itiraz etmesi gerekir.[26]

III- Ödeme emrine  i t i r a z  s ü r e s i  yedi gün ise de, yüksek mahkeme;

a) T a k a s  ve  m a h s u p  iddiasının[27] (TBK. mad. 139) bir süreye bağlı olmadan, takibin her aşamasında, icra dairesine (veya takibin şekline göre; icra mahkemesine)

b) T e r e k e n i n  b o r c a  b a t ı k  o l d u ğ u n a  dair iddianın[28] (MK. mad. 545; İİK. mad. 68/IV) -bunu ilamla belgelendirmek koşuluyla- her zaman   i c r a    d a i r e s i n e  (veya icra mahkemesine) bildirebileceğini kabul etmiştir.

Yüksek mahkeme ayrıca;

-“İşleyecek faiz oranına yönelik şikayetin süresiz olarak yapılabileceğini”[29]

-“Borçlunun, borçlandığı tarihte ‘borçlanma ehliyetine’ sahip olmadığını”[30]

-“Takip tarihinde borçlunun ölü olduğunu”[31]

‘süresiz itiraz ve şikayet yoluyla bildirilebileceğini’ ifade etmişse de, bu hususlar teknik olarak ‘itiraz’ değil ‘şikayet’ sebebi olduğundan burada “süresiz itiraz”dan bahsetmek doğru olmaz…



IV- İ t i r a z  t a r i h i  hangi tarihtir? Yani borçlu hangi tarihte itiraz etmiş sayılır?

Bilindiği gibi  itiraz ya  dilekçe  ile  veya  sözlü  olarak  yapılır.[32] Eğer  itiraz   d i l e k ç e  i l e  yapılmışsa; dilekçenin “havale tarihi”[33] (ve dilekçenin icra tutanağına geçirilme tarihi)[34] itiraz tarihi sayılır. Üzerinde icra müdürünün havale tarihi bulunmayan ve icra tutanağına akdedilmemiş olan itiraz dilekçesinin, itiraz süresinden sonra verildiği kabul edilir.[35] İtiraz dilekçesinin verildiği hususunun, icra tutanağına yazılmamış olması halinde, icra müdürünün “itirazın süresinde yapıldığına” dair beyanına dayanılarak, “itirazın süresinde yapıldığı” kabul edilemez.[36] İtiraz dilekçesi posta ile gönderilmişse, “itiraz dilekçesinin icra dairesine ulaşma tarihi” itiraz tarihidir.[37] İtiraz dilekçesi, başka bir icra dairesi vasıtasıyla gönderilmişse, dilekçenin o icra dairesine verilme (havale) tarihi, itiraz tarihi sayılır.[38] Yüksek mahkeme[39] “başka yerden havale edilen itiraz dilekçesinin borçlu vekillerince makul sürede icra dosyasına elden verilmemiş olması halinde, itirazın yasal sürede yapıldığının kabul edilemeyeceğini” belirtmiştir…



Eğer itiraz  s ö z l ü  olarak yapılmışsa, bu beyanın tutanağa geçirilip altının icra müdürü (ya da yardımcısı) ve borçlu tarafından imzalandığı tarih, “itiraz tarihi” sayılır.

V- Yüksek mahkeme, yukarıda sunulan (ve özetlenen) içtihatlar dışında ayrıca;

-“Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur olduğunu (İİK. mad. 62/1), borçlular vekilinin ise icra dosyasına sunduğu vekâletname ile dosya suretinin kendisine verilmesini talep etmiş ve bu tarihte takipten haberdar olmuş ise de daha önce borçluya usulsüz de olsa bir ödeme emri tebliğ edilmediğinden itiraz süresinin başladığının kabulü edilemeyeceğini, borçluya “ödeme emri tebliğ edilmese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesinin şikayet ve itirazda bulunulmasına engel teşkil etmeyeceğini”39a

-“Davanın; alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemi olduğu, ilamsız icra takiplerinde ödeme emrine itiraz süresinin yedi gün olduğu, ödeme emrinin davalının işçisine tebliğ edildiğini, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğin, aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılmasının gerektiği, somut olayda, muhatabın o yerde bulunmadığı tebliğ evrakına yazılmadığı için sözü edilen tebligat usulsüz olup davalının ödeme emrinin tebliğini izleyen 8. günde yaptığı itirazın bu sebeple süresinde kabul edilmesinin gerektiğini”[40]

-“Takibin şekline göre İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca her türlü itirazın muttali olunan tarihe göre yedi gün içinde icra dairesine yapılması gerekeceğini”[41]

-“ ‘Faize faiz yürütülemeyeceğini’ yönündeki talebin ‘itiraz’ niteliğinde olup, süreye tâbi olduğunu”[42]

-“Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde ‘yetki itirazı’nın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine yapılması gerekeceğini; bu konuda icra mahkemesine yapılacak başvurunun sonuç doğurmayacağını”[43]

-“Genel haciz yoluyla takiplerde zamanaşımı dahil her türlü itirazın 7 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerekeceğini (takip öncesinde gerçekleşen zamanaşımı itirazının icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğini)”[44]

-“İleride ödeme emri tebliğ edilmesi koşulu ile takipten haberdar olarak icra mahkemesine yapılan itirazın geçerli olacağını”[45]

-“ ‘Takibin mükerrer olduğu’na yönelik başvurunun ‘borca itiraz’ niteliğinde olduğunu, genel haciz yoluyla ilamsız takiplerde 7 günlük süre içinde icra dairesine bildirilmesi gerekeceğini; icra mahkemesine yapılacak başvurunun sonuç doğurmayacağını”[46]

-“Düzenlediği takip talebinde farklı iki adres bildirerek borçluya ödeme emri tebliğ ettiren alacaklının, bu tebligatların tebliğ tarihlerine göre borçluya itiraz hakkı tanımış olacağını”[47]

-“Havaleli itiraz dilekçesini takibin yapıldığı asıl icra müdürlüğüne götürmek üzere elden almış ve makul sayılabilecek bir süre içerisinde asıl icra müdürlüğüne ibraz etmiş olan borçlunun bu suretle süresi içinde takibe itiraz etmiş sayılacağını”[48]

-“İcra müdürünün borçluya çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçluya tebliğ edilip edilmediği hususunda bir takdir hakkı bulunmadığını (Bu konuda borçlunun 7 günlük şikayet süresi içerisinde tebliğ tarihinin düzeltilmesini icra mahkemesine başvurmak zorunda olduğunu)”[49]

-“İlk ödeme emrine karşı hem yetki hem de esas bakımından icra dairesine başvurarak itiraz etmiş olan borçlunun, bu icra dairesinin yetkisiz olduğunu saptanması üzerine yeni (yetkili) icra dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı da yeniden esas yönden itirazda bulunması gerekeceğini”[50]

-“Genel haciz yolu ile yapılan takiplerde borçlunun ‘faize faiz istendiği’ itirazını 7 gün içinde icra dairesine yapması gerekeceğini”[51]

-“Genel haciz yoluyla takibe konu edilen çekin zamanaşımına uğramış olduğu şeklinde, 7 gün içinde icra dairesine yapılan itirazın ‘borca itiraz’ olarak algılanması gerekeceğini”[52]

-“Gecikmesinde zarar umulan hallerde icra müdürünün (mahkemenin) vereceği kesin süre içinde vekaletnamesini getirmek koşuluyla vekilin yapacağı itirazın geçerli sayılacağını”[53]

-“Muris borçlu hakkında yapılmış olan genel haciz yoluyla takip kesinleştikten sonra murisin öldüğünden bahisle takibin yöneltildiği mirasçıların, kendilerine gönderilen ‘örnek 7 ödeme emri’ üzerine 7 gün içinde icra dairesine itirazda bulunmaları halinde takibin durdurulması gerekeceğini”[54]

-“Süresinde ileri sürülmeyen zamanaşımı itirazının hakim (ve icra müdürü) tarafından kendiliğinden dikkate alınamayacağını”[55]

-“Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde borçlunun her türlü itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmek zorunda olduğunu”[56]

belirtmiştir…



[1] Bknz: 12. HD. 27.6.2013 T. 15431/24192

1a Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 16, § B, AÇIKLAMA: II – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:1, s: 595 vd.

[2] Bknz: 12. HD. 21.11.2011 T. 5827/23182; 23.9.1994 T. 10327/11056; 28.6.1994 T. 8521/8769 vb.

[3] Bknz: 12. HD. 22.6.1989 T. 5541/9500

[4] Bknz: 12. HD. 20.4.1989 T. 3729/5830

[5] Bknz: 12. HD. 20.10.2003 T. 16389/20338

[6] Ayrıntılı bilgi için bknz: Yuk. İİK. mad. 19, AÇIKLAMA: I vd. -UYAR, T. İİK. Şerhi, C:2, s: 2379 vd.

[7] Bknz: 12. HD. 24.4.2000 T. 6062/7105; 11.4.2000 T. 4944/5650

[8] Bknz: 12. HD. 26.5.2000 T. 7273/8633; 26.4.1982 T. 3400/3598

[9] Bknz: 12. HD. 26.4.1982 T. 3400/3598

[10] ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, s:123

[11] Bknz: 12. HD. 25.1.1994 T. 221/893; 24.1.1994 T. 290/677; 18.1.1994 T. 127/520

[12] Bknz: İleride; İİK. mad. 65

[13] UYGUR, T. Zamanaşımı ve Hakdüşürücü Süreler (ABD. 1975/5, s:685)

[14] Bknz: “…itirazın müddetinde olup olmadığını tesbit edecek olan icra memurudur. İlgililer, icra memurunun takdirini doğru bulmuyorsa, tetkik merciine şikayette bulunarak bunun düzeltilmesini isteyebilirler” ‘İİK. mad. 66’ya ait Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi’ 

[15] Bknz: 12. HD. 1.11.1999 T. 12600/13196

[16] Bknz: 12. HD. 15.4.1997 T. 4306/4693

[17] Bknz: 12. HD. 4.7.2002 T. 12934/14580, 13.4.2000 T. 4806/5949; 30.3.2000 T. 3817/4828 vb.

[18] Bknz: 12. HD. 3.10.2011 T. 1313/18141; 26.9.2011 T. 6914/16584; 04.12.2007 T. 20156/22792; 25.05.2007 T. 9651/10877; 17.10.2006 T. 16228/19422; 22.06.2004 T. 12634/16444 15.5.2000 T. 7486/7948; 13.12.1999 T. 15714/16295; 3.6.1999 T. 6620/7394 vb.

[19] Aynı görüşte: KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:246

[20] Karş: ÜSTÜNDAĞ, S. age. s:120

[21] Bknz: 12. HD. 7.2.1990 T. 13300/808

[22] Bknz: 12. HD. 22.6.2004 T. 12634/16444; 17.6.2004 T. 11367/16000; 2.5.2002 T. 8143/9180; 17.10.2000 T. 15278/15251

[23] Bknz: 12. HD. 2.6.1983 T. 3154/4398; 2.6.1983 T. 3174/4408

[24] Bknz: HGK. 20.03.2013 T. 12-1129/380; 12. HD. 12.07.2011 T. 184/15548; 07.06.2011 T. 31129/11964; 10.05.2011 T. 28313/9167; 10.05.2011 T. 28320/9182; 17.03.2011 T. 23399/3794; HGK. 11.11.2009 T. 12-417/511; 12. HD. 02.07.2008 T. 11003/14079; 27.06.2006 T. 11254/14006; 19.12.2005 T. 23963/25392; 28.01.2005 T. 23967/1244; 12.7.2011 T. 184/15548; 7.6.2011 T. 31129/11964; 17.3.2011 T. 23399/3794; 10.5.2011 T. 28320/9182; 10.5.2011 T. 28313/9167; 11.3.2004 T. 540/5520; 5.3.2004 T. 28068/5147; 12.7.2001 T. 11715/12834

[25] Bknz: HGK. 28.1.2004 T. 12-55/34; 12. HD. 3.4.1986 T. 9951/3856

[26] Bknz: 12. HD. 29.1.2004 T. 24299/1761; 5.6.2000 T. 8568/9198

[27] Bknz: 12. HD. 15.11.2011 T. 6261/22157; 14.07.2009 T. 7510/15723; 24.3.1994 T. 3619/3950; 9.10.1990 T. 2336/9696 vb.

[28] Bknz: 12. HD. 22.1.1981 T. 8094/462

[29] Bknz: 12. HD. 28.11.2011 T. 8709/24928

[30] Bknz: 12. HD. 28.3.1994 T. 3096/4052; 28.2.1994 T. 2558/2792

[31] Bknz: 12. HD. 12.5.1992 T. 13298/6458

[32] Bknz: Yuk. İİK. mad. 62, § 1, AÇIKLAMA: I-a, b – UYAR, T. İİK. Şerhi, C: 3, s: 4037 vd.

[33] Bknz: 12. HD. 13.5.1986 T. 11970/5636; 27.1.1986 T. 7448/807

[34] KURU, B. age. s:259

[35] Bknz: 12. HD. 18.6.1992 T. 1173/8338

[36] Bknz: 12. HD. 27.4.1984 T. 2996/5204

[37] Bknz: 12. HD. 14.11.2005 T. 18079/22122; 15.3.2001 T. 3952/4298; 25.10.2000 T. 14768/16009; 13.5.1999 T. 5102/5516; 12.2.1990 T. 8135/1049; 17.4.1985 T. 13755/3660

[38] Bknz: HGK. 09.05.2007 T. 12-278/249; 12. HD. 13.5.1997 T. 5102/5516; 24.11.1980 T. 8037/8371

[39] Bknz: 12. HD. 27.2.2002 T. 3028/4016

39a Bknz: 12. HD. 5.11.2012 T. 14953/31384

[40] Bknz: 3. HD. 11.06.2012 T. 11661/14729

[41] Bknz: 12. HD. 15.05.2012 T. 30804/16939; 16.01.2012 T. 31538/234; 14.03.2011 T. 23138/3281

[42] Bknz: 12. HD. 03.08.2011 T. 22943/2933

[43] Bknz: 12. HD. 30.03.2010 T. 25719/7494; 13.11.2008 T. 15665/19917; 11.02.2008 T. 23668/1918; 05.05.2011 T. 28461/5486

[44] Bknz: 12. HD. 23.02.2010 T. 21951/4047

[45] Bknz: 12. HD. 18.01.2010 T. 19924/673

[46] Bknz: 12. HD. 12.10.2009 T. 10162/18683; 20.03.2007 T. 2630/5229

[47] Bknz: 12. HD. 28.10.2008 T. 17795/18869

[48] Bknz: 12. HD. 09.10.2008 T. 13426/16905

[49] Bknz: 12. HD. 06.10.2008 T. 13473/16551

[50] Bknz: 12. HD. 20.11.2007 T. 18689/21628

[51] Bknz: 12. HD. 15.03.2007 T. 1675/4838

[52] Bknz: 12. HD. 14.12.2006 T. 20700/23787

[53] Bknz: 12. HD. 16.03.2006 T. 2007/5438

[54] Bknz: 12. HD. 31.05.2007 T. 8884/11355

[55] Bknz: 12. HD. 24.11.2005 T. 18843/23077

[56] Bknz: 12. HD. 15.04.2005 T. 4921/8145

Yüklə 12,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin