İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə97/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   129

FEZAİL BÖLÜMÜ|Ensarın Fazileti|buharimüslimtirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ensar dayanağımdır, sırdaşımdır. İnsanlar sayıca artarken onlar azalacaklar. Öyleyse onların iyilerine yapışın, kusurlularını da affedin." [Buhari, İbnu Abbas (ra)'dan kaydettiği bir diğer rivayette: "Onlar azalacaklar" lafzının peşinde şu ziyadeye yer verir: "öyle ki yemekteki tuz gibi olacaklar."] |Buhari, Menakıbu'l-Ensar 11; Müslim, Fezailu's-Sahabe 176, (2510); Tirmizi, Menakıb, (3901)|4502

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bedir; Akabe Ve Bey'atu'r-Rıdvan'a Katılanların Fazileti|buhari|Rifa'a İbnu Rafi' ez-Züraki|Cibril aleyhisselam, Resulullah (sav)'a gelerek: "İçinizdeki Bedir ehlini ne addediyorsunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Müslümanların en faziletlisi!" buyurdu. Cebrail: "Biz de Bedir'e katılan melekleri öyle (en faziletlimiz) biliyoruz!" dedi. Rifa'a (ra) da Bedir ehlindendi. Rafi' ise Akabe ehlindendi ve oğluna: "Akabe bey'atlerinde hazır bulunmam yerine Bedirde hazır bulunmuş olmam beni sevindirmez!" derdi. |Buhari, Megazi 11|4503

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bedir; Akabe Ve Bey'atu'r-Rıdvan'a Katılanların Fazileti|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Bedir Ehli(nin yaptığı fedakarlık ve ihlasları)na muttali oldu da: "Artık ne isterseniz yapın. Ben sizi affetmişim!" buyurdu." |Ebu Davud, Sünnet 9, (4654)|4504

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bedir; Akabe Ve Bey'atu'r-Rıdvan'a Katılanların Fazileti|müslimebu davudtirmizi|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Hudeybiyede) ağaç altında Bey'at edenlerden hiç kimse ateşe girmeyecektir." |Müslim, Fezailu's-Sahabe 163, (2496); Ebu Davud, Sünnet 9, (4653); Tirmizi, Menakıb, (3859)|4505

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buhari|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman, yahudi ve hıristiyanların meseli şuna benzer: Bir adam var, bir grup kimseyi ücretli olarak tutmuş; kendisi için belli bir ücret mukabilinde, geceye kadar çalıştırıyor. Bunlar gündüzün yarısına kadar çalışıp: "Bize şart koştuğun ücrete ihtiyacımız yok. (Biz gideceğiz). Şu ana kadar yaptığmız iş için de para istemiyoruz" derler. Adam onlara: "Böyle yapmayın, işin geri kalan kısmını da tamamlayın ve ücretinizi tam olarak alın!" diye rica eder. Ancak onlar buna yanaşmazlar ve terkedip giderler. Adam onlardan sonra işi için başkalarını ücretle tutar. Onlara: "Şu gününüzü tamamlayın, öncekilere vaadettiğim ücreti size tam olarak vereyim!" der. Bunlar ikindi vaktine kadar çalışırlar. O zaman: "İşin senin olsun, yaptığımız çalışmanın ücretini de istemiyoruz. (Çalışmayı terkediyoruz)!" derler. Adam onlara da: "İşinizin geri kısmını tamamlayın, şurada az bir zamanınız kaldı" diye rica eder, ancak onlar dinlemeyip giderler. Adam geri kalan zamanda çalışmaları için yeni işçiler tutar. Bunlar da geri kalan zamanda güneş batıncaya kadar çalışırlar ve önceki iki grubun ücretini de alırlar. İşte bu, onların ve bu nurdan kabul ettikleri miktarın meselidir." |Buhari, İcare 11, Mevakitu's-Salat 17|4506

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buharitirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce geçen ümmetlere nazaran sizin bekanız, ikindi vakti ile güneşin batması arasındaki müddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi, onlar gün ortasına kadar onunla amel ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar. Onlara kırat kırat ücretleri verildi. Sonra Ehl'i İncil'e İncil verildi. Onlar da ikindi namazına kadar çalıştılar. O zaman onlar da aciz kaldılar, kırat kırat onlara da ücretleri verildi. Sonra bize Kur'an verildi. Biz güneşin batmasına kadar çalışacağız. Bize ücretimiz ikişer kırat, ikişer kırat verildi. İki kitap mensupları: "Ey Rabbimiz, sen bunlara ikişer kırat, ikişer kırat olarak verdin. Halbuki bize birer kırat, birer kırat vermiştin. Halbuki biz, amel yönüyle onlardan ileriyiz!" dediler. Allah Teala Hazretleri: "Ben ücretlerinizde bir haksızlık yaptım mı?" buyurdu. Onlar "Hayır" dediler. "Öyleyse, bu benim lütfumdur, onu ben dilediğime veririm" buyurdu." |Buhari, İcare 8, 9, Mevakitu's-Salat 17, Enbiya 50, Fezailu'l-Kur'an 17, Tevhid 31, 47; Tirmizi, Emsal 7, (2875)|4507

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buharimüslimtirmizinesaiebu davud|Enes|Resulullah (sav)'ın yanından bir cenaze geçti. Oradakiler, cenaze hakkında hayırlı senada bulundular. Aleyhissalatu vesselam: "Vacib oldu! [Vacib oldu! Vacib oldu!]" buyurdular. Sonra bir cenaze daha geçti. Bunu kötü sözlerle yadettiler. Resulullah yine: "Vacib oldu" buyurdular. Hz. Ömer (ra): "Ey Allah'ın Resulü! Vacib olan nedir?" diye sordu. "Öncekini hayırla yadettiniz ona cennet uacib oldu. İkincisini kötülükle yadettiniz ona da cehennem vacib oldu. Sizler Allah'ın yeryüzündeki şahidlerisiniz!" buyurdu. |Buhari, Cenaiz 86, Şehadet 6; Müslim, Cenaiz 60, (949); Tirmizi, Cenaiz 63, (1058); Nesai, Cenaiz 50, (4, 49, 50); Ebu Davud, Cenaiz 80, (3233)|4508

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Huzeyfe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, bizden öncekileri cum'ayı bulma işinde şaşırttı. Bu sebeple cumartesi yahudilerin, pazar günü de hıristiyanların oldu. Allah Teala hazretleri bizi yarattı ve bizlere cuma gününü bulma hususunda hidayet nasib etti: Cumayı da, cumartesiyi de, pazarıda (ibadet günleri) kıldı. Onlar Kıyamet günü de bize tabidirler. Biz, dünya ehli arasında sonuncuyuz, fakat Kıyamet günü birinciler olacağız ve bütün mahlukattan önce hesapları görülüp bitirilecekler olacağız." |Müslim, Cum'a 22, (856)|4509

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Said|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü Aziz ve Celil olan Allah: "Ey Adem" diye seslenir. Adem: "Ey Rabbim buyur, emrindeyim, bütün hayırlar senin elindedir!" der. Şöyle bir nidada bulunulur: "Allah sana, cehennem heybetini çıkarmanı emrediyor!" Adem sorar: "Ey Rabbim, cehennem hey'eti ne kadardır?" "Her binden dokuzyüzdoksandokuzu!" İşte hamilelerin çocuğunu düşürdüğü, çocukların ihtiyarladığı, insanların sarhoş olmadıkları halde, azabın şiddetinden sarhoşa döneceklerini göreceğin zaman bu zamandır." Bu haber Ashab'a çok ağır geldi. Öyle ki yüzlerinin rengi değişti. "Ey Allah'ın Resulü!" dediler, "bu binde bir içine hangimiz gireceğiz?" "Ye'cuc ve Me'cuc'dan binde dokuzyüzdoksandokuz, sizden ise bir olacak. Şunu da bilin: Siz insanlar arasında, beyaz bir öküzde siyah bir kıl veya siyah bir öküzde beyaz bir kıl durumundasınız." |Buhari, Tefsir, Hac 1, Enbiya 7, Rikak 46, Tevhid 32; Müslim, İman 379, (222)|4510

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmiziİbnu mace|Ebu Ümame|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rabbim bana, ümmetimden yetmişbin kişiyi hesab ve ceza olmaksızın cennete koymayı uaadetti. Her bin ile birlikte yetmişbin ve Rabbimin avucuyla üç avuç daha." |Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame 13, (2439); İbnu Mace, Zühd 34, (4286)|4511

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimin cennete gireceği kapının genişliği, iyi bir atlının üç gün (veya yıl) yürüme mesafesidir. Onlar (cennet ehli) kapıdan girerken sıkışırlar da omuzları ezilecek hale gelir." |Tirmizi, Cennet 14, (2552)|4512

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Büreyde|(Resulullah (sav)'ın şu sözünü) nakleder: "Cennet ehli yüz yirmi saftır. Bunlardan seksen safı bu ümmetten, kırk safı da diğer ümmetlerdendir." |Tirmizi, Cennet 13, (2549)|4513

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman bir kimse öldü mü, Allah ona bedel bir yahudi veya hıristiyanı cehenneme koyar." |Müslim, Tevbe 50, (2767)|4514

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buhari|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav): "İmtina edenler hariç, bütün ümmetim cennete girecektir." buyurmuşlardı. "İmtina edenler de kim?" dediler. "Kim bana itaat ederse cennete girer, kim asi olur (itaat etmezse) o imtina etmiş demektir!" buyurdular. |Buhari, İ'tisam 2|4515

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|ebu davud|Ebu Malik el'Eş'ari|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah sizi üç hasletten himaye etti: "Hepinizi helak edecek olan peygamberinizin bedduasından, batıl ehlinin hak ehline (nurunu söndürecek kesin) bir galebesinden, dalalet üzerine birleşmenizden." |Ebu Davud, Fiten 1, (4253)|4516

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|ebu davud|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dünyadadır: Fitneler, zelzeleler ve katl." |Ebu Davud, Fiten, (4277)|4517

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri (şu ayetle) ümmetim için bana iki eman indirdi: 1) Sen aralarında olduğun müddetçe Allah onlara (umumi bir) azab vermeyecektir. 2) Onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, Allah onlara azab vermeyecektir. (Enfal 33) Ben aralarından ayrıldım mı, (Allah'ın azabını önleyecek ikinci eman olan) istiğfarı Kıyamete kadar aralarında bırakıyorum." |Tirmizi, Tefsir, Enfal (3082)|4518

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Amir İbnu Sa'd|Amir İbnu Sa'd babası (ra)'ndan naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) Beni Muaviye Mescidine girdi. Orada iki rek'at namaz kıldı, biz de onunla berber kıldık. Sonra Rabbine uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza döndü. Dedi ki: "Rabbimden üç şey taleb ettim, ikisini verdi, birini geri çevirdi: Rabbimden ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini talep ettim, bunu bana verdi. Ümemtimi suda boğulma suretiyle helak etmemesini diledim, bana bunu da verdi. Ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri çevrildi." |Müslim, Fiten 20, (2890)|4519

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Ebu Said|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden (alim, şehid, salih) bazıları var; bir(çok kabilelere şamil bir) cemaate şefaat eder, bazıları var bir kabileye şefaat eder; bazıları var bir bölüğe şefaat eder; bazıları da tek bir ferde şefaat eder ve cennete girmelerini sağlar." |Tirmizi, Kıyamet 11, (2442)|4520

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Ebu Said|Rezin şunu ilave etmiştir: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir. Bir adamın ateşe atılması için emir verilir. Giderken, (dünyada) susadığı zaman su vermiş olduğu adama rastlar, onu tanır ve ona: "Benim için şefaat etmeyecek misin?" der. Adam: "Sen de kimsin?" diye sorunca: "Ben sana falan gün su içirmedim mi?" der. Öbürü bunu tanır ve (Allah nezdinde) onun lehinde şefaatte bulunur. Adam da böylece geri çevrilir ve cennete gider." |Tirmizi, Kıyamet 11, (2437)|4521

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetim yağmur gibidir, evveli mi, ahiri mi daha hayırlıdır bilinemez." |Tirmizi, Emsal 6, (2873)|4522

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|buharimüslim|Mugire|Resulullah (sav) buyurdular ki: Ümmetimden bir grup, (hak üzerine) galip olmaktan hiç geri kalmaz. Allah'ın emri (Kıyamet) gelince de onlar galibtir." [Buhari: "Bu grup, alimlerdir" demiştir.] |Buhari, İ'tisam 10, Menakıb 27, Tevhid 29; Müslim, İmaret 171, (1921)|4523

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Sa'd İbnu Ebi Vakkas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ehl'i garb hak üzere galib olmaya, kıyamet kopuncaya kadar devam ederler." |Müslim, İmaret 177, (1925)|4524

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Muaviye İbnu Kurre|Muaviye İbnu Kurre, babası (ra)'ından naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şam (Suriye) halkı fesada uğradımı artık (orada) sizin için hayır yoktur. Ümmetimden bir grup, Kıyamet kopuncaya kadar mansur (Allah'ın yardımına mazhar) olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremeyecekler." [Ali İbnu'l-Medini: "Bunlar hadis ashabıdır" demiştir.] |Tirmizi, Fiten 27, (2193)|4525

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|ebu davud|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden bir grup (taife), hak üzerine savaşmaya devam edeceklerdir. Onlar kendilerine meydan okuyanlara karşı muzafferdirler. Öyle ki, bunların sonuncuları Mesih-Deccal'le de savaşırlar." |Ebu Davud, Cihad 4, (2484)|4526

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetim içinde beni en çok sevenlerden bir kısmı benden sonra gelenler arasından olacak: Mallarını ve ailelerini feda pahasına beni görmeyi arzu edecekler." |Müslim, Cennet (2832)|4527

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|tirmizi|Abdullah İbnu Büşr|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet gününde, ümmetimin (iki alameti olacak: Biri) secde sebebiyle alnındaki parlaklık, (diğeri de) abdest sebebiyle kolarındaki parlaklıktır." |Tirmizi, Salat 427, (607)|4528

FEZAİL BÖLÜMÜ|İslam Ümmetinin Fazileti|müslim|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir ümmete rahmet diledi mi, peygamberlerini kendilerinden önce kabzeder ve onu ümmete bir öncü ve hazırlayıcı yapar. Bir ümmetin helakini de diledi mi, onları peygamberleri hayatta iken cezalandırır da onun gözünün önünde onları helak eder. Böylece, o ümmetin, inkar ve tekzibleri sebebiyle- helakleriyle peygamberin içi rahatlar." |Müslim, Fezail 24, (2288)|4529

FEZAİL BÖLÜMÜ|Kureyş'in Fazileti|müslim|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar hayırda da şerde de Kuryeş'e tabidir." |Müslim, İmaret 3, (1819)|4530

FEZAİL BÖLÜMÜ|Kureyş'in Fazileti|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ey Allahım, Kureyş'in ilkine azab tattırdın, hiç olsun, ahirine ihsanı tattır." |Tirmizi, Menakıb, (3904)|4531

FEZAİL BÖLÜMÜ|Kureyş'in Fazileti|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kureyş kadınları, deveye binen kadınların en hayırlılarıdır: Onlar küçük çocuklara karşı daha şefkatli, kocalarının mallarına karşı daha muhafızlardır." [Ebu Hüreyre (ra): "Meryem Bintu İmran hiçbir zaman deveye binmedi" derdi.] |Buhari, Nikah 12, Enbiya 46, 1 Nefahat 10; Müslim, Fezailu's-Sahabe, 10 (2529)|4532

FEZAİL BÖLÜMÜ|Kureyş'in Fazileti|müslim|Abdullah İbnu Muti|Abdullah İbnu Muti, babası (ra)'ndan naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) Mekke'nin fethedildiği gün buyurdular ki: "Bugünden sonra hiçbir Kureyşli, Kıyamete kadar sabren öldürülemez." [Ravi der ki:] "Kureyş'in Asi (isim)lerinden Muti'den başka kimse müslüman olmadı. Muti'nin ismi de Asi idi. Resulullah (sav) ona Muti ismini taktı." |Müslim, Cihad 88-89, (1782)|4533

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eşlem kabilesini Allah selametli kılsın, Gıfar kabilesine de mağfiret buyursun!" |Buhari, Menakıb 6; Müslim, Fezailu's-Sahabe 183, (2515, 2516)|4534

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kureyş, Ensar, Cüheyne, Müzeyne, Eşlem, Eşca' ve Gıfar benim dostlarımdır. Onların da Allah ve Resulünden başka dostları yoktur." |Buhari, Menakıb 6; Müslim, Fezailu's-Sahabe 189, 190, (2520-2521); Tirmizi, Menakıb, (3945)|4535

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki; "Ben Eş'ari cemaatinin geceleyin evlerine girerkenki Kur'an okuyuşlarını seslerinden tanırım. Gündüzleyin girerlerken evlerini görmemiş de olsam, geceleyin Kur'an okuyuşları sebebiyle seslerinden evlerini tanırım. Onlardan biri Hakim'dir. Atlılara -yahut düşmana dedi- rastlayınca, onlara: "Arkadaşlarım, kendilerini beklemenizi söylediler" dedi" |Buhari, Megazi 38, Humus 15, Menakıbu'l-Ensar 37; Müslim, Fezailu's-Sahabe 166, (2499)|4536

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eş'ariler, gazve sırasında azıkları tükenir, Medine'de de ailelerinin yiyecekleri azalırsa, yanlarında bulunanları bir yaygının üzerinde toplarlar sonra onu tek bir kabla eşit olarak paylaşırlar. Onlar bendendir, ben de onlardanım." |Buhari, Şirket 1; Müslim, Fezailu's-Sahabe 167, (2500)|4537

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Beni Temim'i, haklarında Resulullah (sav)'dan işittiğim üç şeyden sonra hep sever oldum. Demişti ki: "Onlar Deccal'e karşı ümmetimin en şiddetlisidirler." Onların zekatları gelmişti. Aleyhissalatu vesselam: "Bu, kavmimizin zekatlarıdır!" buyurdular. Hz. Aişe (ra)'nin yanında onlardan bir esire kadın vardı. "Onu azad et, çünkü o, Hz. İsmail evlatlarından." buyurdular. |Buhari, Itk 13, Megazi 67; Müslim, Fezailu's-Sahabe 198, (2525)|4538

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|tirmizi|Ebu Hüreyre|Kays'tan bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Hımyer'e lanet et!" dedi. Aleyhissalatu vesselam ondan yüzünü çevirdi. Adam aynı talebi tekrar edince, Aleyhissalatu vesselam: "Allah Hımyer'e rahmet kılsın. Onların ağızları selam, elleri yiyecek, kendileri de emniyet ve iman ehli kimseler!" buyurdu. |Tirmizi, Menakıb, (3985)|4539

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ezd kabilesi, Allah'ın yeryüzündeki ordusu (ve dininin yardımcıları)dır. Halk onları alçaltmak ister, Allah ise onları yüceltir. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o zaman kişi: "Keşke babam Ezdi olsaydı! Keşke anem de Ezdi olsaydı!" diye temennide bulunacak." |Tirmizi, Menakıb, (3933)|4540

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Tufeyl İbnu Amr ed-Devsi, Resulullah (sav)'a gelerek: "Devs kabilesi helak oldu. (Allah'a) asi oldu (ve İslam'a girmekten) imtina etti. Onlara bir bedduada bulunun!" dedi. Orada bulunanlar, Aleyhissalatu vesselamın beddua yapacağını zannetti. Ama O: "Allah'ım, Devs'e hidayet ver, onları imana getir" buyurdu. |Buhari, Megazi 75, Cihad 100, Da'avat 59; Müslim, Fezailu's-Sahabe 197, (2524)|4541

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|tirmizi|Cabir|Sahabeler (ra), Aleyhissalatu vesselam'a müracat ederek: "Ey Allah'ın Resulü! Taiflilerin okları bizleri yaralayıp parçaladı. Aleyhlerine Allah'a bir bedduada bulunuverseniz! " dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Allahım, Taiflilere hidayet ver" buyurdular! |Tirmizi, Menakıb, (3937)|4542

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|müslim|Ebu Berze el-Eslemi|Resulullah (sav), bir sahabiyi Arap kabilelerinden birine irşad vazifesiyle gönderdi. Ancak kabile halkı ona hakaretler edip bir güzel dövdüler. Sahabi, Resulullah (sav)'a gelerek durumu haber verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer Umman ahalisine gitmiş olsaydın onlar ne söverler ne de seni döverlerdi" buyurdu. |Müslim, Fezail's-Sahabe 228, (2544)|4543

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mülk (saltanat, idare) Kureyş'tedir. Keza (davaları hükme bağlama) Ensar'dadır. Ezan Habeşli'lerdedir, emanet (güven) Ezd'dedir, yani Yemen'dedir." |Tirmizi, Menakıb, (3932)|4544

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|ebu davud|Ebu Sekine|Ebu Sekine (ki Muharrerlerden bir kimsedir) Resulullah (sav)'ın bir sahabesinden naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizi bıraktıkları müddetçe siz de Habeşileri bırakın. Sizi terkettikleri müddetçe Türkleri terkedin." |Ebu Davud, Melahim 8, (4302)|4545

FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Arap Kabilelerinin Fazileti|tirmizi|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav) üç kabileye ikrah eder halde vefat etti: Sakif, Beni Hanife, Beni Ümeyye. |Tirmizi, Menakıb, (3938)|4546

FEZAİL BÖLÜMÜ|Arapların Fazileti|tirmizi|Selman'ı Farisi|Resulullah (sav) bana: "Bana buğzetme, dinini terketmiş olursun!" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resulü, ben size nasıl buğzederim? Allah hidayeti bana sizin elinizden ulaştırdı" dedim. "Araba buğzedersin, böylece bana buğzetmiş olursun" buyurdular. |Tirmizi, Menakıb, (3923)|4547

FEZAİL BÖLÜMÜ|Arapların Fazileti|tirmizi|Osman İbnu Affan|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Arab'ı aldatırsa şefaatime giremez ve sevgim de ona ulaşmaz." |Tirmizi, Menakıb, (3924)|4548

FEZAİL BÖLÜMÜ|Acem Ve Rum'un Fazileti|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) Cum'a süresini tilavet buyurdu: "Onlardan diğer bir grup gönderdi ki (faziletçe) birincilere yetişememişlerdir" (Cum'a 3) ayetine gelince, bir sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Bize kavuşamayacak olan bunlar kimlerdir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam elini Selman (ra)'ın üzerine koyarak: "Ruhumu kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, eğer iman Süreyya yıldızında olsaydı, ona, bunun kavminden bazı kimseler yine de ulaşacaklardır -Bir diğer rivayette: "Fars'tan bazı kimseler"- buyurdu. |Buhari, Tefsir, Cum'a 1; Müslim, Fezailu's-Sahabe (2546); Tirmizi, Menakıb, (3229)|4549

FEZAİL BÖLÜMÜ|Acem Ve Rum'un Fazileti|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav)'ın yanında Acemler zikredilmişti, şöyle buyurdular: "Ben onlara -veya bazılarına- sizden -veya bazınızdan- daha çok güven duyuyorum!" |Tirmizi, Menakıb, (3928)|4550

FEZAİL BÖLÜMÜ|Acem Ve Rum'un Fazileti|müslim|Müstevrid el-Kureyşi|Resulullah (sav)'ı işittim, diyordu ki: "Rumlar insanların ekserisi olduğu bir sırada Kıyamet kopar" (Bunu işiten) Amr İbnul-As (ra) atılarak: "Söylediğine dikkat et!" dedi. Müstevrid: "Ben Resulullah (sav)'dan işittiğimi söylüyorum!" diye te'yid etti. Amr: "Sen bunu söylersen (bil ki) onlarda dört haslet vardı: Fitne sırasında, insanların en halimidirler. Musibete uğrayınca da onu en çabuk atlatanıdırlar. Kaçtıktan sonra geri dönmede insanların en çabuğudurlar. Miskin, yetim ve zayıflara en hayırlı olanlarıdır. Beşinci olarak hoş ve güzel bir hasletleri de kralların zulümlerine en fazla karşı koyan kimseler olmalarıdır." |Müslim, Fiten 35, (2898)|4551

FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabe Dışındaki Bazı Kimselerin Fazileti - Üveys el-Karani|müslim|Üseyr İbnu Cabir|Hz. Ömer (ra)'e Yemenlilerin takviye kuvveti geldikçe her defasında onlara: "Aranızda Üveys İbnu Amir var mı?" diye sorardı. Nihayet Üveys İbnu Amir'e rastladı. Aralarında şu konuşma geçti: "Sen Üveys İbnu Amir misin?" "Evet!" "Murad'dan, sonra da Karan'dan?" "Evet!" "Sende alaca hastalığı vardı, bir dirhem kadar bir yer hariç tamamını atlattın, deği mi?" "Evet!" "Senin bir annen olacak?" "Evet!" "Ben Resulullah (sav)'ı işittim. Şöyle diyordu: "Size, önce Muradi sonra da Karani olan Üveys İbnu Amir, Yemen imdat kuvvetiyle gelecek. Onun alaca hastalığı vardı, dirhem kadar yer hariç atlattı. Onun bir annesi var. O annesine karşı saygılıdır. O, (bir şey için) yemin edecek olsa Allah (dilediğini yerine getirmek suretiyle) onun yeminden halas eder. Eğer ondan kendin için istiğfar talep edebilirsen et. Benim için istiğfar ediver" dedi. O da istiğfar ediverdi. Bunun üzerine Hz. Ömer ona: "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Kufe'ye!" "Senin için valisine mektup yazayım mı?" "Ben (hususi muamele istemem, herkesle bir olmayı), avamdan biri olmayı tercih ederim." Ravi der ki: "Müteakip sene Kufe'nin eşrafından biri hacc yaptı ve Ömer'le karşılaştı. Ona Üveys rahimehullah'ı sordu. "Ben onu," dedi, "evi perişan, eşyası az bir halde bıraktım!" Hz. Ömer, Resulullah (sav)'ı işittiğini ona da söyledi. Adam hacc'dan dönünce Üveys'e geldi ve: "Benim için istiğfar ediver!" dedi. Sen hayırlı bir seferden yeni döndün, sen benim için istiğfar et" dedi ve: "Ömer'e mi rastladın?" diye sordu. "Evet!" dedi. Bunun üzerine Üveys ona da istiğfarda bulundu. Böylece halk onun ne olduğunu anladı. Bir müddet sonra da (Kufe'yi terkedip) geri gitti, (rahimehullah)." |Müslim, Fezailu's-Sahabe 225, (2542)|4552

FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabe Dışındaki Bazı Kimselerin Fazileti - Necaşi|ebu davud|Aişe|Necaşi (ra) öldüğü zaman biz onun kabrinin üzerinde uzun müddet bir nur görüldüğünü konuşurduk. |Ebu Davud, Cihad 29, (2523)|4553

FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabe Dışındaki Bazı Kimselerin Fazileti - Zeyd İbnu Amr||İbnu Ömer|Resulullah (sav)'ı anlatarak der ki: "Aleyhissalatu vesselam, Zeyd İbnu Amr İbnu Nüfeyl'e Beldah'ın aşağı kısmında rastladı. Bu karşılaşma, Aleyhissalatu vesselam'a hünez vahiy gelmeye başlamazdan önce idi. Resulullah (sav)'a bir sofra ikram edildi, sofrada et de vardı. Aleyhissalatu vesselam sofradan yemekten kaçındı ve onu Zeyd'e sundu. O da yemekten kaçındı. Sonra Zeyd şunları söyledi: "Ben sizin putlarınıza kestiğiniz etten yemem. Ben sadece Allah'ın ismi zikredilerek kesilenden yerim." Zeyd, Kureyş'i kestikleri sebebiyle ayıplar ve şöyle derdi: "Koyunu Allah yarattı. Onun için gökten yağmur indirdi, yerden de bitki çıkardı. Ama siz onu Allah'ın ismini zikretmeden kesiyorsunuz." Böylece, Zeyd onların bu davranışlarının münker olduğunu ortaya koyuyordu." ||4554

FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabe Dışındaki Bazı Kimselerin Fazileti - Zeyd İbnu Amr|buhari||Bir başka rivayette ise şöyle gelmiştir: "Zeyd İbnu Amr İbnu Nüfeyl hakiki dini sorup, ona tabi olmak üzere [Varaka İbnu Nevfel ile birlikte] Şam'a gitti. Orada bir yahudi alimine rastladı. Ona dinleri hakkında sordu ve: "Belki de dininize gireceğim, (bana onu tanıtın)!" dedi. Yahudi: "Sen, Allah'ın gadabından nasibini almadıkça bizim dine giremezsin!" diye cevap verdi. Zeyd: "Ben Allah'ın gadabından kaçarak buralara geldim, (gadap değil, rıza ve rahmet arıyorum), elimden geldiğince, Allah'ın gadabından herhangi bir pay almaya asla niyetim yok. Sen bana bir başkasını göster (de ona gideyim)!" der. Yahudi alim: "Ben haniflikten başka bir şeyi tanımıyorum!" cevabını verir. Zeyd: "Haniflik nedir?" der. Yahudi alim açıklar: "Hz. İbrahim aleyhisselam'ın dinidir. O, ne yahudi ne de hıristiyandı, Allah'tan başka bir şeye tapmıyordu." Zeyd onun yanından çıkınca hıristiyan alimlerden biriyle karşılaşır. Ona da aynı şeyleri söyler. O da: "Sen Allah'ın lanetinden nasibini almadıkça bizim dinimize giremezsin!" der. Zeyd ona da: "Ben zaten Allah'ın lanetinden kaçarak bu diyarlara geldim. Elimden geldiğince, ebediyyen Allah'ın lanetinden bir şey yüklenmeyeceğim. Sen bana bir başkasını gösterebilir misin?" der. O alim de: "Hayır ben haniflikten başka bir şey bilmem!" cevabım verir. Zeyd ona da: "Haniflik nedir?" diye sorar. Alim: "Hz. İbrahim aleyhisselam'ın dinidir. O ne yahudi ne de hıristiyandı, o sadece Allah'a tapardı" cevabını verir. Zeyd onların Hz. İbrahim hakkındaki sözlerini işitince, oradan ayrılır. Dışarı çıkınca ellerini kaldırıp: "Allahım, seni şahid kılıyorum: Ben İbrahim aleyhisselam'ın dini üzereyim!" der." |Buhari, Menakıbu'l-Ensar 24, Zebaih 16|4555


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin