İnsanların ortak amaçlarını gerçekleştirmek için kişisel güçlerinin yeterli olmadığını fark ederek güçlerini birleştirmeyi düş



Yüklə 481,61 Kb.
səhifə5/8
tarix06.03.2018
ölçüsü481,61 Kb.
#44366
1   2   3   4   5   6   7   8

NURİ USLU (OTURUM BAŞKANI)
– Ben de teşekkür ediyorum İlhami Beye. Hemen bu hususun cevaplandırılması için, yanımda Üretim Pazarlama Daire Başkanımız var, hemen sözü ona vereceğim, sıcağı sıcağına bu işi cevaplandırmasını istiyorum.
ERDEM KAPLAN (OGM ÜRETİM PAZARLAMA DAİRE BAŞKANI)

Sayın Müsteşarım, değerli katılımcılar; bu konuyla ilgili, çoğu arkadaşımız biliyor tabiî işletmeci olarak; ama, biliyorsunuz, Kamu İhale Yasasında 2003 yılında yapılan değişiklikte, orman kooperatif ve köylülerimiz istisna kapsamına girerek iş verilmesi sağlandı. Kasaba lafı, biz orada, tabiî Bayındırlık Bakanlığına Kamu İhale Yasası değişikliğinde teklif ettik; ama, kabul etmediler. 40 ıncı madde gereği, sadece köylüler ve kooperatifler öncelikli denildi. Kasabalarda mecburen ihale Yasası, Kamu İhale Yasası kapsamında, 4734 kapsamında iş veriyoruz. Ancak, biz bunu şöyle bir dolanarak aşmaya çalıştık: orman kooperatifleri biliyorsunuz, kasabalarda da kuruluyor. Kasabada kurulmuş kooperatiflere yine istisna kapsamında iş verebiliyoruz. Bunu öneriyoruz; ama, bazı yerlerde çeşitli problemler nedeniyle kasabalarda da mutlaka şahıs olarak almak istiyoruz diyorlar işi. O zaman İhale Yasasına tabi olarak vermek zorundayız. Sıkıntı buradan; ama, kasabalarda kooperatif varsa, yine istisna kapsamında hem tahsisli dikili satış hem de normal işi istisna kapsamında birim fiyatla verebiliriz.


MUHARREM BAL (SİNOP BİRLİK BAŞKAN YARDIMCISI)
Sayın Başkanım, değerli bölge müdürlerim, sayın şube müdürlerim, değerli konuklar, kooperatifçi arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlarken, Sinop Merkez Birliği Başkanı Temsilcileri olarak, ben de bazı şeyleri öğrenmek istiyorum.

Konuşmacı arkadaşlarımız, sabahtan beri, başta Bakanımız olmak üzere, her biri birbirinden ala hepsi de güzel şeyler söylediler. Dinledik. Biraz evvel Bölge Müdürümüz bazı kesimler hakkında orman köylüsünün bir şeyler kazanıp veya kazanmadığı tespitleri üzerinde bir şeyler söyledi. Doğrudur. Orman köylüsü, gerçekten para kazanıyor mu, kazanmıyor mu? Kazandığı da oluyor, kazanamadığı da oluyor, yani kazanamadı derken, kışın prim şeyi çıkarılıyor. Çamur vesaire arazinin bozukluğundan vatandaş zaten onu iki katlı fiyatla alıp gidiyor. Kesimlerde sorun var. Diğer fiyatlarımız ne kadar uygunsa, kesim işinde çok düşük fiyatlar, diğer fiyatlar normal. Yöresel olarak bu kış kesimlerinin tespitinin çok düzgün yapılması lazım. O da nedir işte, Ağustos sonundan kasım ayına kadar bunların mutlaka önerilmesi lazım yörelere göre, bir.

İkinci bir husus, bu orman köylülerinin çok büyük zafiyetleri var. O da nedir? Tarlada ektiği mahsulü alamıyor. Neden? İşte, af buyurun, bu yaramaz domuz dediğimiz bu yaramaz hayvan, vatandaşın tarlasını, bahçesini bir gecede süpürüp gidiyor. Biz, buna bazı önerilerimiz oldu; fakat, takipsizliğimizden dolayı şey yapmadık. Şimdi, bir şey çıkarıldı, av turizmi gibi bir şeyler, yani vatandaşlara av belgesi alması önerildi. Köylü vatandaşın zaten bu silahını, köyünün sınırları içinde savunmada kullanıyor. Silahının tezkeresi olacak, vatandaşın silahının tezkeresi olacak, bu doğal; ama, av tezkeresi derseniz, vatandaş 200 milyon verip de, yılda köylü bir vatandaşın bunu almaya kudreti yok. Zaten, kazancı yok 200 milyon lira. Köyünün sınırları dışına çıkarsa, vatandaşa bu önerilsin. Yani, böyle bir sıkıntımız var köylü vatandaş olarak. Ben de bunu dile getirmek istiyorum farklı olarak.

Av şeysinde, vatandaş böyle tarlasını, bağını, bahçesini korumak için çok acizleniyor.Tüfeğini alsa ava çıksa tüfek omzunda sen ava gidiyorsun senin av belgen var mı ? Böyle bir şeyler soruluyor vatandaşa.Sabahtan beri güzel güzel konuşmalar oldu.Demin söylediğim gibi daha çok söyleyecek şey var aslında. Hepinize çok teşekkür ediyorum.Sabahtan beri konuşan arkadaşlara değerli Genel Müdürüme hepinize saygılar sunarım.


FİKRİ ÇAMOĞLU (ORDU-GİRESUN BİRLİK BAŞKANI)
- Değerli Genel Başkanımız , elinin emeği ,gözünün nuru alnının teri ile geçinen emekçi kooperatifçi arkadaşlarım hepinize saygılarımı sunuyorum.Değerli arkadaşlar burada konuşma yapan arkadaşlarımız bugüne kadar uygulamadaki zorlukları gündeme getirdiler, sergilediler.Onların hakkındaki olumsuzlukları ve olumlu yönlerini söylediler.Ancak AB sürecinde AB’nin bizden istemiş olduğu bazı kriterler var.BU kriterler içerisinde toprak bütünlüğümüz var.Toprak bütünlüğümüzün bir rivayete göre %25’i veya %28’i orman alanı,ne kadarı kültür arazisi,ne kadarı taban arazi,ne kadarı kıraç arazi , ne kadar göllerimiz var bunlarında tespitini istedi. Bunların tespiti yapılırken Orman Kadastro Komisyonu veya Mülkiyet Dairesi , diğer taraftan Kadastro Genel Müdürlüğü bu süreç içerisinde kendi elamanlarına değil de özel sektöre ihale ile kültür arazisinin ölçümlerine başlattı.Dolayısıyla hepimizin orman içinde yaşayan insanların temsilcisi olarak ta bu ölçümler yapılıp belli raporlar hazırlandıktan sonra askıya çıkıyor. Askıya çıktığında Orman İşletme Müdürlükleri hava fotoğrafı, amenajman planları ve bazı belgeleri gerekçe göstererek bunlara itiraz ediyor. İtirazları yerel mahkemelerde genç, daha taze hâkimler olduğu için de, bu hâkimler, orman işletmesinin hava fotoğrafı, amenajman planı ve yine orman teşkilatında çalışmış, emekli olmuş orman mühendisleri bilirkişi olarak gösteriliyor. Onların raporunu itibar ederek kararını veriyor. Danıştay da, bu kararların yüzde 90’nını onaylıyor. Onayladığı zaman, orman içinde yaşayan köylünün, örneğin 500 haneli bir köyde 300 hane mahkemeye gidecek. Avrupa Birliğinin uyumu süreci içerisinde 500 hane mahkemeye gittiği zaman, Avrupa Birliğine, kırsal alanda yaşayan orman köylüsü sıcak bakabilir mi? Esas çözüm noktası burada. Avrupa Birliğinin uyumu içerisinde orman alanlarının, orman işletme müdürlüklerine veya Orman Bakanlığına ait tapusunu istemiyor mu Avrupa Birliği bizden? İstiyor. Elimizde tapu var mı? Yok. O bölgede yaşayan insanların tapusu var mı? Yok. O halde, Orman Bakanlığı mülkiyet dairesi, bu işin acilen üzerine gitmeli, arazi kadastrosunda çalışan arkadaşlarla birlikte o bölgeyi taramalı, yine kanunlar çerçevesinde her ne kadar hava fotoğrafında, amenajman planında orman gözükse de, 31.12.1980 tarihine kadar orman özelliğini kaybedip, kültür toprağına dönüştüğüne dair Orman Bakanlığının kadastro elemanları rapor verdiği zaman, bu problem mevcut yasalarla çözülüyor. Ancak, Orman Bakanlığı bu konuda pasif davranıyor, aktif davranmıyor. Şahsen benim beldemde şu anda 350 hane tebligatları yapıldı, sen gelecek sene bu hanede duramazsın, bu ev, bu yer bizim ormana aittir, burada ekim dikim yapamazsın dedi. Avrupa Birliği bize bunu mu getirdi? Hayır. Avrupa Birliği çağdaşlığı, medeniyeti, uygarlığı insanca yaşamak için biz oraya girmek istiyoruz. Biz onu istiyoruz; ama, bunu yaparken de bazı kurum ve kuruluşlar gecesini gündüzüne katacak, 24 saatine saat ilave edecek, çalışmasını sürekli yapacak; çünkü, özel sektörde ölçümler yapılıyor. Afyon’da, Amasya’da, Ordu’da, bildiğim iller olarak saydım, bu ihaleleri özel harita mühendisleri bu çalışmalarını sürdürüyor, devam ettiriyorlar. Bu konuda Sayın Müsteşarımızdan, Mülkiyet Dairesi ile gerekli temasa girerek emirlerini vermesini ve bu çalışmaların hızlandırılmasını arzu ediyorum.

Diğer taraftan, ben de, benden önceki konuşmacı arkadaşlarımın tüm konuşmalarına katılıyorum; ancak, bazı konularda daha genç, dinamik, aktif, dediğim dedik diyen işletme şefliklerimiz var. Bu şefliklerde, kooperatifçi arkadaşların yüzde 25’ini alabilmesi, o şefin gözüne hoş görünme, şirin gözükme olasılığını sağlayabiliyorsa yüzde 25’ni alıyor, eğer hakkını savunan, burada bizim konuştuğumuz gibi şefin karşısında konuşursa, ona bin bir türlü bahane bulunuyor, onun yüzde 25’leri yanıyor. Ben, Sayın Orman Genel Müdürümüzden, şeflerin bu konuda uyarılmasını, sudan bahanelerle yüzde 25’lerin yakılmaması konusunda emir ve talimatlarını arz ediyorum.

Diğer bir taraftan, yine üretim yapmayan işletme müdürlüklerimiz var. O işletme müdürlüklerimiz sahil kenarlarında, turistik yerlerde, orada şefler yığılmış; kırsal alanda, biraz önce Sayın Bölge Müdürüm bahsetti “bizim bölgemizde yoğun şekilde orman işçiliği üretimi devam” ediyor. Mutlaka orada fazlaca ormanın alanının genişliğine göre Orman Genel Müdürlüğü de gerekli teknik personeli vermiştir, orada çalıştırır, o şekilde o verimini artırır. Ama, Ordu Bölgesinde, Giresun Bölgesinde dört-beş şefliğe bir şef bakıyor. Şef, vekâleten yürüttüğü için de diğer bölgelere uğramıyor, ilgilenmiyor, ilgilenmediği zaman da oraya geliyor herhangi bir konuyla orada ters çıkmalar oluyor. Ormanda çalışan insanların eli çamurlu, nasırlı, alnı terli, yarılmış elleri. Oradaki insanın stresini fark edemiyor, bilmiyor, ona bir iki bir şey söylüyor, o da ona ters söyleyince, senin yüzde 25’in yandı, boşuna çalıştın, karın tokluğuna çalıştın. Cebinden de harcaman gerekecek yerine göre. (Alkışlar) O nedenle, bu turistik yerlerdeki işletme müdürlüklerinin hiçbir üretim yapmayan, biz ormanda çalışan, eli nasırlı insanların alın terini, el emeğini, o turizm bölgesinde gündüz akşama kadar yatarak, arabalarda gezerek, bizim hakkımızı yemesinler; çünkü, onların ücretlerini de biz orman emekçileri veriyoruz, onların maaşı bizim sırtımızdan çıkıyor, ellerimizden çıkıyor. Bu işletme müdürlüklerinin derhal kapatılması gerek, boşuna kimse maaş almaması lazım. Örneklemek gerekirse, kendi bölgemden bir örnek vereceğim. Sayın Genel Müdürümün hoşgörüsüne sığınarak, Ünye İşletme Müdürlüğü. Ne getirmiş Giresun Orman Bölge Müdürlüğüne, ne göndermiş Orman Genel Müdürlüğüne, yöresinde kaç insan çalıştırıyor, ne kadar kârı, ne kadar zararı var? Bu Dereli’nin, Akkuş’un emekçilerinin sırtından orada çalışan müdürlerin, araçta gezenlerin maaşları veriliyor. Sözlerimde yanlışlık varsa geri almaya da hazırım; ama, doğru olduğu kanaatindeyim; çünkü, sorduğumda öyle ifade ettiler.

Avrupa Birliği uyum sürecinde bir başkasının alın terini, el emeğini diğerine yedirmek kadar olumsuz olan bir şey olabilir mi? Avrupa süreci bunun için mi? Yeryüzünde en büyük yatırım insan beynine yapılan yatırımdır. İnsanların beyni çalışmayı, doğruluğu, güzelliği, verimliliği gerektiriyorsa, o zaman biz de onu yapmamız lazım. Eğer bunu yapmıyorsak, lütfen, bu makamlarda oturmayalım, vicdanen rahat oluyorsak oturalım. Bizim hakkımızı başkasına yedireni kabul etmiyoruz, istemiyoruz.

Sayın Bakanım, 2/B ile ilgili güzel sözler söyledi. İnanın, o sözleri duyunca çok mutlu oldum; çünkü, az önce bahsettiğim 350 hane oradan terk edecek, terk ettiği zaman da diyor ki, biz seni kooperatif başkanı, birlik başkanı olarak getirdik de, sen buraya kadastroyu getirdin, orman buraya girmedi, burada gerekli çalışmalar yapılmadı, dolayısıyla biz burayı terk ederiz; ama, senin de mezarını kazarız, öyle gideriz. Hiçbir kimse, alın teriyle kazandığı, el emeğini, göz nurunu, atasından kalan yeri, gelişigüzel bahanelerle terk ederek bir başka yere gitmez. Gidecek olduğu yer nere? Sayın Bakanım gösterdi, işte kentleşmiş olan yerlere göç edeceğiz, vereceğiz onları, oraya nakledeceğiz. O, bana fazla inandırıcı gelmedi, sizlere inandırıcı gelip gelmediğini takdirlerinize arz ediyorum. Çünkü, oradaki arkadaşlarımız da, oraya emek vermişler, orada çalışmışlar, gecesini gündüzüne katmış, fabrikasını kurmuş, iş yerini kurmuş, çoluğuna çocuğuna bir barınak yapmış, o barınağı, tutup da benim gibi kırsal alandan gelen, hiç orada gözükmemiş, görünmemiş insanlara yedirmezler. Yedirirlerse de, ya can alırlar ya can verirler. O işler, öyle söylenildiği kadar kolay kolay olmuyor.

Ben, bu duygularla hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum, teşekkür ederim.


NURİ USLU (OTURUM BAŞKANI)
– Fikri Beye teşekkür ediyoruz. Yemekten sonra böyle biraz canlandırıcı bir konuşma oldu. İyi oldu, iyi... Yalnız, bir yanlış anlaşılma var. Sayın Bakanımın adına, hemen burada onu düzelteyim. Biz, özellikle yerleşim alanlarındaki 2/B alanlarını değerlendirerek, buradan ele edilen gelirlerden orman köylüsünün kalkınmasına harcayalım, yani maddî olarak söyledi. Yoksa, yerleri değiş tokuş yapalım gibi öyle bir şey demedi, onu bir düzeltelim. Yani, o yerleşim alanları, 2/B alanları üzerindeki yerleşim yerlerinin satımından elde edilen geliri orman köylerinin kalkınmasında kullanalım diye açıklama yaptı.

Şimdi, Fikri Bey, aslında çok şey söyledi. Yalnız, bu arada bana da gelen bir sorunu ve kolaylıkla çözebileceğimizi tahmin ederek, onu ben de, şöyle daha da sizin önünüze açmak istiyorum. Bu Erdem Beyle de görüştüm. Aslında çözülebilir, yani orman kadastrosu geçtiği zaman biz sadece ormanın sınırını belirliyoruz. Ormanın sınırları içerisinde daha sonra gelip 2/B alanlarını tespit edeceğiz. 2/B alanları tespit edilmeden hemen orman işletmesindeki şefliğindeki, müdürlüğündeki arkadaşlarımız, orman sınırı belirlendi, hadi bakalım buradan çıkın veyahut da burayı süremezsin hemen zabıt, hatta, zabıt tutulduğunu bile bana ilettiler. Burada bir yanlışlık var; çünkü, orman sınırını geçirmekle orman kadastrosu bitmiyor. Arkasından 2/B uygulaması gelmesi gerekiyor, ancak ondan sonra ormanın gerçek sınırları tespit edilir. Orada, Fikri Beyin bu uyarısı, aslında çok iyi. Arkadaşlarımız, zaten onu fark ettiler. Tahmin ediyorum, o konuda geçici bir tamimle, bunu çözebilirler, zor değil. Yani, orman sınırı geçer geçmez... Onlar, çünkü. fotoğraflara veya haritaya göre sınır geçirdikleri için içeride 31.12.1981 tarihine kadar orman vasfını kaybeden yerler de var, onların aslında ayrılması gerekiyor. Bunlar ayrılmadan burası ormandır deyip, hatta tarlayı süren bir kişiye zabıt tuttuklarını ve traktörüne el koyduklarını bana ilettiler. Ben de, olmaz öyle şey dedim. Demek ki, bazı bölgelerde böyle yanlış yaklaşımlar var; onu arkadaşlarımız düzelteceklerdir.



ALİ GİRGİN (BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜ)
– Sayın Müsteşar Yardımcım, Sayın Genel Müdürüm, OR-KOOP Başkanı, değerli meslektaşlarım ve kooperatif birlik başkanları ve üyeleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Ben, burada bölgemle ilgili daha ziyade yöresel yaptıklarımızla, yapacaklarımızla ilgili ve bunun yine yanı sıra, Avrupa sürecinde orman köylüsü ve ormancılığımızın yeri konulu olacaktır. Biz, bölge müdürleri olarak aldığımız yetkiye dayalı olarak, ormanların korunması, iyileştirilmesi, rehabilite edilmesi, genişletilmesi ve işletilmesi. Bunları yeterince, layıkıyla yaptığımız zaman, mutlaka o vatandaşımızın çalışanın eline, o alandan, o birim alandan daha fazla bir gelir sağlayacağına inanıyorum. Biz bölge müdürlüğümüzde bu çalışmalara 2003 yılında başladık. Önce, bölge müdürü muavinliği başkanlığında heyetle, bozuk ormanlarımızın envanterini çıkardık. Bu alanların büyük bir bölümü, 30 bin hektar civarında taşlık, 217 bin hektar civarında hiç çalışılmaz, sade ve sade 25 bin küsur hektar çalışılır potansiyel alan ve bunun içerisinde de dışında kalan yine bir kapalı ormanlarımızdan da 2 551 hektar, toplam 28 bin hektarda iyileştirme çalışmalarımız devam ediyor ve bunlar önümüzdeki dört beş yıl içerisinde planlamış bulunmaktayız.

Bu çalışmalarımızın dışında, yine Orman Genel Müdürlüğümüzün politikaları içerisinde traşlama dediğimiz baltalık alanları da koruya tahvil ve seyreltmek suretiyle yine köylüye hiç azaltma, azalma olmayacak şekilde kesimlerimiz devam edecektir. Bunları da bu yıl 450-500 hektar civarı alanda devam ediyoruz ve büyük bir bölümü bitirdik, önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Bu alanlarımız 121 500 hektar civarında.

Yine, orman köylülerimizle ilgili üretimde özellikle, 21 000-22 000 civarında aile çalışmaktadır. Kooperatif olarak da 98 civarında kooperatifimiz var. Bunlarla birlikte toplam üye sayısı kooperatifin 10 300 civarında. Bu çalışmalar sonucunda vatandaşımıza yıllık ortalama olarak 40 trilyon civarında bir gelir aktarılmaktadır. Bu neyle sağlanıyor? 34 üncü madde satışların, KPS’de yapılan satışlar, hak edişler toplam 40 trilyon civarında yıllık gelir sağlanmaktadır.

Yine köylülerimizin ve özellikle orman kooperatiflerinin yıllık ürettikleri miktar az. Eğer bu miktar çoğaltılabilirse, yılda 1-1,5 ay değil de 7-8 ay bunlar çalışabilirse, gerçekte elde ettikleri gelirin belli bir yüksek seviyeye çıkacağına inanıyoruz. Yoksa, senede 35-40 gün çalıştıkları parayla kooperatif üyesi de olsa, kooperatifi de olsa fazla bir gelir elde edilemeyecektir.

Köylülerin yine, bulundukları yerde, özellikle bizde Bursa Bölge Müdürlüğünde, özel orman çalışmalarına ağırlık vermekteyiz. Bu ormanların başında kestane, ceviz, ıhlamur ve badem türlerinden oluşmaktadır ve inanıyorum ki, bu meyveli ağaçlara, bozuk orman alanı dediğimiz, demin zikrettiğimiz alanların üretime koyduğumuzda, bilemiyorum Avrupa Birliğinden bu yönde destek alınır mı, alındığı takdirde daha güzel olacağına inanıyorum ve bir dekar alanda bir badem ormanı teşkil ettiğinizde yıllık, 7-8 yaşına gelmiş bir alanın, ortalama geliri 1 milyar lira. Bu, güzel bir şey.

Yine geçmiş yıllarda, buna benzer zeytin de içinde bulunmaktaydı. O güzel alanlarımız zeytine tahsis edilmiş ve orman köylüsüne, kooperatifine çok güzel verimler elde edileceğine inanıyorum ve hayat seviyesini, gelirini yükseltecektir.

Yine çevremizde, tali ürünlere değer vermekteyiz. Nedir bunlar? Bunların başında ıhlamur çiçeği. Bir vatandaşımız, yıllık ortalama olarak 2-2,5 milyar lira çalışan gelir temin etmektedir. Yine bunun yanı sıra, defne, dal üretimi ve diğer kekik vesaire tali ürünlere değer verdiğimizde, bunları vatandaşla birlikte işlettiğimiz zaman da vatandaşımızın, köylümüzün geliri artacağına inanıyorum.

Saygılar sunuyorum.
AHMET ÇETİNER (MUĞLA-AYDIN ORMANCILIK KOOPERATİFLER BİRLİĞİ BAŞKANI)

- Sayın Müsteşarım, sayın genel müdürlerim, sayın kooperatifçi arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Herkes çok güzel şeyler konuştu. Biz, bu toplantıyı tam bir yıldır özledik ve özlediğimiz güne de kavuştuk, buna vesile olanlar sağ olsunlar. Şimdi, biraz sonra toplantımız bitecek, herkes memleketine gidecek. Herkes, bizlerden bir şeyler bekliyor, yani kooperatifler ve köylüler bizlerden bir şeyler bekliyorlar. Bir şeyler soracak, biz de cevap vereceğiz. Şimdi, ben onu düşünüyorum. Sayın Genel Müdürüm yemekte bunu mükafat olarak söyleyeceğim diyor; ama, şimdi merak ediyoruz, yani hepimizin merak ettiği konu bu. Biz, birlik başkanları olarak, birim kooperatiflerine bu konularda cevap vereceğiz. Yani, bunu orman köylüsüne yakışır bir şekilde, orman köylüsüne faydalı olacak şekilde arz ediyorum.

İkinci konum, bu konuda taban fiyatla tavan fiyat arasında büyük uçurum var istihsal konusunda. Şimdi, taban fiyat 10 milyon, 11 milyon liraya kesim yapıyoruz. Şimdi, tensil bölmelerinde 27, 28, 29, 30 civarında kesim, sürütme ve nakliyat yapıyoruz. Şimdi, o bölmelerden depoya götürdüğümüz envaller 200 milyon liraya satılırken olağanüstü bölmelerden götürdüklerimiz 100 milyon liraya mı satılıyor? Hayır, aynı eşit değerde satılıyor. Ben, sizlerden bu konuda o fiyatları biraz yükseltmenizi istiyorum. Çünkü, akaryakıt fiyatları yüzde 100 arttı, bu işimize hiçbir zam gelmiyor. Yani, bu konuda sizlerden istirham ediyorum, bu fiyatların belli düzeye alınmasını istiyorum.

İkinci konum, Sayın Bölge Müdürüm de burada, sağ olsunlar, iştirak ettiler, geldiler, Muğla-Aydın bölgesinde fıstık çamlığı, yani künar olayı bizim çok köyümüzde geçimini sağlayan köylerimiz var, fıstık çamı. Sağ olsun, Bölge Müdürümüz, işletme müdürlerimiz sahaları genişletiyorlar, köylünün gelir düzeyine, ileriye dönük yükseltecek şekilde ağaçlandırıyorlar. Bu fıstık çamı deyip geçmeyin, fıstık çamı gerçekten de, biraz önce Sayın Bursa Bölge Müdürüm konuştu. Orman tali ürünleri olarak, yani bu fıstık çamını biz de orman tali ürünü olarak değerlendiriyoruz. Şimdi, benim Muğla-Aydın bölgesinde daha kadastro geçmeyen birçok köyümüz var. Bunların bir beklentileri var. Yıllardan beri çalışmalarımız var; fakat, bir türlü olmadı. Köylüler kadastroyu istiyor; ama, şu anda bütün arazilerinde fıstık çamları var. Bu yerlerin tapularının verilmesi, yani, tapulandırılması gerekmekte. Köylüler bunu istiyor. Tapu kadastro veya orman kadastrosu geldiği zaman buna itiraz ediyorlar. Yani, İzmir’de Bergama’da uygulandığı şekilde Muğla-Aydın bölgesinde de uygulansın aynı uygulama, biz bunları istiyorum.

Üçüncü konum: Dikili satış konularında biz dikili satış konularına karşı değiliz; fakat, dikili satışları köylerde kooperatifler varsa kooperatiflerin yapması gerekiyor, kooperatifler vasıtasıyla yapılması gerekiyor. Şimdi, benim Muğla bölgemde, bazı işletmelerimizde muhtarlara veriliyor. Ben kendim de köy muhtarıyım. Ben kendim de yıllarca kooperatif başkanlığı yaptım, işi iyi biliyoruz; fakat, ne oluyor? O köyde bir ikilik çıkıyor. Muhtarla kooperatifler arasında ikilik çıkıyor, seçimlerden dolayı bazı ufak tefek sürtüşmelerden dolayı. Bunu kooperatif mi yapacak, muhtarlık mı yapacak? Bana kalırsa, kooperatiflerin yapması lazım; çünkü, dikili satışlar yapılacaksa, kooperatiflerin yapması gerekir. Çünkü, o köyde bir kooperatif, bir muhtarlık varsa, kooperatif ayakta kalacaksa, kooperatif köyden fesholmayacaksa, kaybolmayacaksa, kooperatif ayakta kalsın, kooperatif yapsın bunu işi. Benim diyeceklerim bu.


N.EROL METİN (ADANA İL ÇEVRE ORMAN MÜDÜRÜ)
Sayın Müsteşarım, sayın genel müdürlerim, sayın genel müdür yardımcılarım, Bakanlığımızın ve taşra teşkilatımızın değerli temsilcileri, OR-KOOP Genel Başkanım, değerli katılımcılar; hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

AB Sürecinde Orman Köylüsü ve Ormancılığımızdaki Yeri. Konu çok geniş, sabahtan bu yana, herkes, üç aşağı beş yukarı bir şeyler söyledi. Zamanımız oldukça sınırlı. 10 dakikalık süremiz var; ama, hazırladığımız konu, 10 dakikaya sığmıyor. Gelmeden önce bir üç aşağı beş yukarı biraz istişare ettik, yan yana koyduk, alt alta koyduk; hazırladığımız konular 20-25 dakikayı geçiyor. Bunun için Sayın Müsteşarımızdan...

BAŞKAN – Onu 5 dakikaya veya bilemedin 7 dakikaya inecek şekilde özetlemeni istirham ediyorum; çünkü, saat 5’e 5 var. Biliyorsunuz, 5,5’ta bitireceğiz dedik. Hadi saat 6 olsun; ama, 25 dakika sizi dinlersek, saat 6 değil, 8’i bulur.

Buyurun.

ADANA ÇEVRE ORMAN İL MÜDÜRÜ – Orman köylülerimize 25 değil, 25 sene feda olsun Sayın Müsteşarım. (Alkışlar)

Ormanlar, uzun yıllar boyunca sadece odun kaynağı olarak kullanılmıştır. Nüfusun artması ve değişen ihtiyaçlarla birlikte, ormanlar üzerindeki baskı, tahripler de artmıştır. Bununla birlikte, ormanı insandan ayrı düşünmek yanlıştır. İnsanların ormanla birlikte yaşadığı ve karşılıklı etkileşimin sağladığı şartların oluşturulması gerekmektedir. Ormanların su üretimi, su varlığının korunması, toprağın korunması, toprak verimliliğinin artması, iklim ve sağlık üzerinde olumlu etki yapması, rekreasyon ve turizm kaynağı olması gibi yararların anlaşılması, orman-toplum ilişkilerini daha somut bir hale dönüştürmüştür. Orman-toplum ilişkileri denilince sadece orman köylüleri akla gelmemelidir. Ancak, orman köylüsü sosyoekonomik bakımdan toplumun en geri kalmış kesimi olarak kabul edilmesinin yanı sıra, uzun yıllar ormanlara zarar veren en önemli etkilerden biri olarak görülmüştür. Bu çözüm için de, zaman zaman orman köylüsünün ormandan uzaklaştırılması çare olarak düşünülmüştür. Orman köylüsünün ormandan uzaklaştırılması, çeşitli ormancılık etkinlerinden kullanılacak mevsimsel işçi bulmayı zorlaştıracak, ayrıca yerel toplulukların olmadığı bir ortamda yasadışı ağaç kesimi etkinlikleri daha da kolaylaşacaktır. Bu uygulama, ormanların tahribi için daha uygun koşullar yaratacaktır. Uygulamada da, orman köylüsünün orman çevresinden uzaklaştırmaktan çok ekonomik durumunu düzeltmeye dönük çabalar ağırlık kazanmıştır. Büyük oranda orman-köy ilişkileri genel müdürlüğünün sorumluluğunda gerçekleştirilen bu çalışmalar, kıt imkânlarla bir türlü beklenen başarı yeterli düzeye ulaşmamış, orman köylüsünün kırsal fakirliğine son verilememiştir. Orman köylerindeki hayat standardı, Türkiye ortalamasının, hatta, kırsal kesim ortalamasının altında olup, tarımsal ürünlerden elde ettikleri gelir ile devlet yatırımlarından eğitimden, sağlıktan, ulaşımdan yararlanma düzeyleri de her zaman ova köylerinden daha düşük seviyede olmuştur. Orman köyleri, arazi yetersizliği ve verimsizliğinden dolayı tarıma verilen desteklerden de faydalanamamışlardır. Orman köylüsü, kırsal fakirlikten kaynaklanan nedenlerle şehirde iş, eğitim, sağlık, konfor bakımından daha iyi imkânlara kavuşacağı umuduyla şehre göç etmeyi tercih etmiştir. Göç olgusunun büyük bölümü genç nüfus oluştururken, köylerde yaşlı kesim ağırlık kazanmıştır. Avrupa Birliğindeki kırsal kalkınma çalışmalarına bakıldığında, çeşitli tarımsal ve ormancılık faaliyetleriyle bir şekilde entegre olmuş doğal ve kültürel peyzaj, parklar, yaban hayatı, araştırma merkezleri ve ticaret merkezleri ile tarım, ormancılık, el sanatları, turizm gibi ekonomik ve sosyal faaliyetlerin var olduğu görülmektedir. Avrupa Birliğinin bu alandaki kendisinin oluşturduğu kırsal kalkınma politikası bulunmaktadır. Kırsak kalkınma politikasında da, ortak tarım politikasının ayrı bir önemi vardır. Ormancılıkla ilgili konularda ortak tarım politikasının içinde yer almaktadır. Ortak tarım politikasında değerlendirilen politikalar çok boyutlu bir kırsal kalkınma politikasından oluşmaktadır. Avrupa Birliğinin kırsal kalkınma politikasında üç önemli temel prensip bulunmaktadır. Bunlar, ekonomik ve sosyal birleşiminin sağlanması, tarımın düzenlenmesinde kırsal ekonominin bir bütün olarak ele alınması, tarım ve ormancılık sektörünün güçlendirilmesi, çevrenin ve doğal kaynakların korunması olmaktadır. Bu prensipler çerçevesinde, ormancılık alanlarında kırsal toplumlara çeşitli destekler yapılmaktadır. Örneğin, tarım ormancılıkla uygulanan bir arazi, kendisine olan çiftçilere, hektar başına 725 euro verilmektedir AB ülkelerinden. Ayrıca, kırsal alanların kalkınmasına yönelik önlemler için de, arazilerin iyileştirilmesi, tarımsal yönetimin hizmetlerin oluşturulması, kaliteli tarım ürünlerinin pazarlanması, kırsal ekonomi ve toplum için temel hizmetlerinin sunulması, köylülerin kalkınması ve yenilenmesi, kırsal mirasın muhafaza edilmesi, alternatif gelir kaynaklarının yaratılması için tarımsal faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, tarımsal su kaynaklarının yönetimi, tarımsal kalkınmaya bağlılık kırsal altyapının iyileştirilmesi, kırsal turizmin ve el sanatlarının teşvik edilmesi, tarım ve ormancılık faaliyetlerine bağlantılı çevre politikası ve hayvan sağlığı koşullarının iyileştirilmesi, doğal felaketler sonucu oluşan tarımsal zararın telafi edilmesi ve uygun önleyici tedbirlerin alınması, kırsal alandaki yatırımlara yönelik finansal idare mekanizmasının oluşması yer almaktadır.

Ülkemizde, 6831 sayılı Orman Yasasına göre, orman köylerinin kalkınmasına yönelik gelir getirici uygulamalar üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlar; ormancılık çalışanlarına işlendirme, doğrudan kaynak aktarımı ve dolaylı kaynak aktarımıdır. 6831 sayılı Yasaya göre, iş gücünün öncelikle orman köylerinden sağlanması, ormancılık çalışanlarını işlendirme yönünden zorunludur. Bu nedenle, orman işletmeleri her türlü ormancılık faaliyetlerinde orman köylüsünü çalıştırır. Ülkemiz ormanlarının zengin biyolojik çeşitliliği, ülkenin değişik yörelerinde yaşayış gösteren odun dışı orman ürünleri kaynaklarının yer almasına da imkân sağlamaktadır. Türkiye ormanlarından sağlanan odun içi orman ürünleri de hayvan yemi, tıbbi aronomik bitkiler, meyveler, endüstri hammadeleri, mantar, süs bitkileri, sığla yağı, reçine, yaban hayvanları ürünleri gibi gerek yörel gerekse ülke bazında çok çeşitli ihtiyaçların karşılanmasında yer almakta, ayrıca ihtiyaç duyulan önemli sayıda gelirler elde edilmektedir.

Adana ilçe ve orman Müdürlüğü olarak, her yıl Akdeniz kıyılarından Toroslara kadar 3 500 hektar alanda ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışması yapmaktayız. Bu alanlarda yoğun bir şekilde erozyon kontrolü tedbirleri alırken, yamaç ıslahı ve dere içi çalışmaları yapmaktayız. Bu alanlara dikilmek ve çevre illerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, her yıl Adana İlimizde bulunan dört adet fidanlığımızdan 5,5-6 milyon adet fidan üretmekteyiz. Ayrıca, doğal bademliklerden ve emekle yetiştirilen bademliklerden her yıl 2-2,5 ton badem, 2-2,5 milyon çeşitli türde fidanlar toprakla buluşturulup, toprakla kucaklaştırılıp, toprakla barıştırılmaktadır. Rehabilitasyon programı çerçevesinde, iki yılda bol sedir tohumu için 500-600 ton kozalak toplanarak, karpelleri açıldıktan sonra, bu sahalara serpilmektedir.

Özel ağaçlandırma çalışmalarıyla her yıl 400-500 hektar alanda ağaçlandırma yapılarak, özel ormanlar teşvik edilmektedir. Bütün bu çalışmalar yapılırken, orman köylüsü bizzat çalıştırılmakta, işlevselleştirilmektedir. Bu bağlamda, 35-40 projede her yıl 35-40 orman köylüsü ve köy tüzelkişiliği çalışmaları bizzat orman köylüsüne gelir aktarılmaktadır. Bütün bu çalışmalarda sahalara mahlep, ceviz, badem, keçiboynuzu, fıstık çamı, akasya gibi meyve veren, tohum veren badem ağaçları dikilerek orman köylüsünün ekonomik gelirinin artırılması hedeflenmektedir.

Bütün kalkınmış bazı ülkelere baktığımızda, ülkemizde görülen olumsuz orman köyü ilişkisi ve sorunlarının, gelişmiş ülkelerde bulunmadığını görmekteyiz. Yüzyıllar önce bu ülkelerin de, halen ülkemizde görülen sorunları yaşadıkları, ancak alınan etkin önlemlerle orman-köylü, orman-halk ilişkilerinin bugünkü olumlu duruma kavuşturduklarını görmekteyiz. Bu tedbirler, doğal kaynakların en entansif bir şekilde işletilmek suretiyle, toprağın verimliliğinin artırılması tedbirleridir. Bunlar arazi sınıflandırılmasının yapılması, tarım ve meraya elverişli olmayan sahalarda ağaçlandırma yapılması, mera ıslahı yapılması, ahır hayvancılığının önlenmesidir.

Bölge halkının hayat standardının artırılması tedbirleri: Bunlar da, mevcut tarımsal arazilerinin iyileştirilmesi amacıyla düşük faiz kredi vermek ve karşılıksız yardım yapmak, orman turizmini teşvik etmek, orman yan sanayisini teşvik etmek, orman ürünlerinin pazarlanması amacıyla kooperatif ve kooperatif birliklerinin kurulmasını teşvik etmek, orman köylerinde kurulacak her türlü tesis ve faaliyetlerde geniş bir vergi indirimi ve vergi muafiyeti uygulamak, alt ve sosyal yapı yatırımlarının devlet tarafından yapılması. Kalkınmış ülkelerin yapmış olduğu bu uygulamaların Avrupa Birliği sürecine girmiş ülkemizde de gerçekleştirilmesi için ülkemiz şartlarına uygun politikaların belirlenmesi ve doğrudan Pazarlama planlarının hazırlanarak, uygulamaya sokulması gerekmektedir.

Hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum.


Yüklə 481,61 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin