SÜNNET KUR-AN İLE BERABER VE İÇ İÇEDİR:
Konumuzun bu bölümünde sünnetin Kur-an’dan ayrı olmadığına, Kur-an ile beraber ve iç içe olduğuna dair bazı hadisleri inceleyeceğiz.
1- Peygamber (s.a.a) efendimizin sahabelerinden olan Mikdam b. Madi kerb, Resulü Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyor; Doğrusu Allah bana Kur-an ve beraberinde onun gibi bir çok gerçekleri verdi.771[771] Bu hadisin izah ve açıklaması şöyledir;
Peygambere nazil olan vahiy iki kısımdır. Vahyin birinci kısmında, hem lafz (kelime) ve hem de mana Allah’tandır. Bu tür vahiyde sadece Kur-an-ı Kerimdir. Ama vahyin ikinci kısmında mana Allah’tandır ve lafz (kelime) Resulü Ekrem’dendir. Bu bölümde bütün mefhum ve manalar Allah tarafından Resulü Ekrem efendimizin kalbine nazil oluyor ve daha sonra o Hazretin kendi üslup ve kavramına göre kelimelerde şekil olarak hadis ünvanında naklolunuyordu.
Peygamber (s.a.a) efendimiz daha sonra yukarıda ki hadisin devamında şöyle buyurmuştur; Bilin ki, çok kısa bir zaman sonra midesi dolu birisi gelecek, makamına sırtını vererek şöyle diyecektir; Kur-an’a sarılınız, onda bulduğunuz helalları helal ve onda bulduğunuz haramları da haram biliniz. Tirmizinin nüshasına göre, daha sonra şöyle buyurmuştur; Peygamberin haram ettikleri Allah’ın haram ettikleri gibidir.
2- Resulü ekrem (s.a.a) efendimiz sahabesine hitaben şöyle buyurmuştur; “Çok kısa bir zaman sonra sizden birisi beni yalanlayacaktır. O Kendi makamına sırtını yasladığı bir zamanda benim hadisimi ona naklettiklerinde şöyle diyecektir; Biz ve sizin aranızda Allah’ın kitabı vardır. Onda haram olanları haram olarak görüyor ve helal olanları da helal biliyoruz! Şunu iyi biliniz ki, Peygamberin haram ettikleri Allah’ın haram ettikleri gibidir.” Bu hadis Müsned-i Ahmed de naklolunmuştur.
3- Ubeydullah b. Ebi Rafi babası Ebu Rafi’den Resulü Ekrem (s.a.a)’in sahabesine şöyle hitap ettiğini nakletmiştir; Sakın ola ki, sizin aranızda, kendi makamına yaslandığı bir zaman, benim emrim ve nehyimin getirildiği bir anda şu sözü söyleyen birisi olmasın; Hayır ben bunu bilmiyorum (kabul etmiyorum) Ben Kur-an’da bulduğum hükme amel ederim.772[772] Veya “Ben bunu Allah’ın kitabında görmedim.773[773] Ne yazık ki, günümüzde de isimlerini ümmeti Muhammed bırakıp da, kendilerini İslam ehli gören bir grup da aynı şeyleri söylemekte ve sünnetsiz, hadissiz bir İslam’ın olabileceğini tasavvur etmektedirler. Acaba Resulü Ekrem (s.a.a)’in itiraz içeren bir şekilde konuşması bu tür safsata sözlerin sahiplerinin geriye adım atmaları için yeterli değil midir.?
4- Hayber savaşında Resulü Ekrem (s.a.a) efendimiz Abdurrahman b. Ovf’a, atına binerek şöyle seslenmesini buyurdular; Cennet Müminden başkasına layık değildir. Herkes namaz için bir araya toplansın, bu feryadın arkasından, Müslümanlar bir araya toplandılar. Resulü Ekrem (s.a.a) namaz kıldıktan sonra minbere çıkarak şöyle bir konuşma yapmışlardır; “Acaba sizden birisi kendi makamına sırtını vererek, Kur-an’da olmayanların dışında Allah’ın size bir şeyi haram etmediğini mi düşünüyor. O, sadece Kur’anda olanın haram olduğunu ve bunun dışında haramın olmadığını zannediyor. Bunu iyi biliniz, Allah’a yemin olsun ki, ben sizlere nasihat ettim, emir ettim ve nehyettim. Benim farz veya haramlılığına dair söylediklerim Kur’anda olanlar gibidir. Allah sizlerin izin almadan kitap ehlinin evlerine gitmenize ruhsat vermemiştir.”774[774]
5- Resulü Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur; “Sizden, benim hadisimi duyduğu zaman, makamına yaslanarak, bana Kur-an oku (Kur-andan getir) diyen birisini tanımış olmayayım.”775[775]
İslam Peygamberi hayatı döneminde hadisin önemini bu şekilde vurgulamasına onu Kur-an’dan ayrı düşünmenin zararlarını belirtmesine rağmen ama ne yazık ki, O, Hazretin ömrünün son dönemlerinde, Kur-an ile hadisi- sünneti ayrı düşünme ve birbirinden ayırma temeli atılmış ve Emeviler zamanında Ömer b. Abdul Azizin dönemine kadar bu şekilde devam etmiştir. Bu dönem içerisindeki, Şiarlar “Hadis söylemeyin, rivayet okumayın, yazmayın, Kur-an bize yeterlidir” şiarlarıydı.
PEYGAMBER VE İMAMLARIN SÜNNETİNİN ÖNEMİ VE HÜCCETLİĞİ:
Peygamber (s.a.a)’in sünneti tüm Müslümanların yanında önemli bir değer ve itibara sahiptir. Bunda hiçbir şüphe ve tereddüt yoktur. Müslümanların bu konudaki en önemli delilleri ve dayanıkları Kur’anı Kerimdir. Biz bu konuya binaen sadece dört ayete yer vereceğiz;
1- “Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.”776[776]
Bu ayet her ne kadar da ganimet ayetlerinin bölümünde yer almışsa da, bazı tefsirciler ayetin umum olduğunu, Peygamberin bütün emirler ve nehiylerini kapsadığını belirtmişlerdir.777[777] Bu surette ayetin mefhumu şöyle olur; Peygamber size neyi emrettiyse onu yapınız ve sizi neden nehyettiyse ondan da vazgeçiniz.
2- “İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için sana da bu Kur’anı indirdik.”778[778]
Resulü Ekrem (s.a.a)’in vazifesi Kur’anın beyanı olduğu için, O Hazretin beyanının ve açıklamalarının muteber ve hüccet olması gerekir. Aksi taktirde bu beyan ve açıklamanın hiçbir faydası olmuş olmaz.
3- “Andolsun ki, Resulullah’a, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için en mükemmel bir örnek vardır.”779[779]
Bu ayete göre, sözde ve amelde Allah Resulüne uymak Resulü Ekrem (s.a.a)’in risaletinin eseri ve ona olan imandır. Bu ayet bu manaya açıkça delalet etmektedir.
4- “Battığı zaman, andolsun yıldıza ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı. O arzularına göre de hevasından konuşmaz. (Onun konuşması kendisine) vahyedilenden başka bir şey değildir.”780[780]
Bu ayetin tefsirinde şöyle denilmiştir; Resulü Ekrem (s.a.a)’in Kur’an ünvanında veya Kur’an hakkında veyahutta insanların hidayet bulması için Allah’a davetinde söylemiş olduğu şeyler ilahi vahyden ibarettir. İşte bu sebepten dolayı mutlak bir manada O Hazrete uyulması gerekir.
Bu konuda Müslümanlar ve mezhepler arasında ki, ihtilaflı meselelerden bir diğeri Ehlibeytin sünnetinin hüccetliğidir. Şia mezhebine mensup olanlar Resulü Ekrem (s.a.a)’in sünneti gibi Ehlibeytinde sünnetini kabul etmektedirler. Ama diğer mezhepler Ehlibeytin sünnetini kabul etmemektedirler. Konumuzun bu bölümünde Şiaların görüşünü doğrulayan, Kur’an ve sünnetten özet olarak birkaç delile yer vereceğiz.
Birinci delil, Kur’anı Kerim: Bu konuya açık bir şekilde delalet eden ayetlerden bir tanesi tathir ayetidir. Bu konu “Tathir ayetinde Ehlibeyt kimlerdir” başlıklı bölümde genişçe anlatılmıştır.
İkinci delil, rivayetlerdir: Bu konuya delalet eden rivayetlerden bir tanesi “Sakaleyn” hadisidir. Sakaleyn hadisi de ileriki bölümlerde ele alınacaktır. İkinci rivayet ise daha öncede ele aldığımız “Gemi” hadisidir.
Dostları ilə paylaş: |